Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Yargıtay’dan Tarihi Karar: Berkin Elvan’ın Katili Polis Fatih Dalgalı’ya 16 Yıl 8 Ay Hapis Cezası Kesinleşti

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Gezi Direnişi’nde 14 yaşındaki Berkin Elvan’ın ölümüne yol açan polis memuru Fatih Dalgalı’ya verilen 16 yıl 8 aylık hapis cezasını onadı. Davanın 11 yıllık süreci, hukuki boyutları ve toplumsal yankılarını içeren detaylı analiz.

Berkin Elvan davasında Yargıtay, polis memuru Fatih Dalgalı’ya “olası kastla çocuğu öldürme” suçundan verilen 16 yıl 8 aylık hapis cezasını onadı. Bu karar 11 yıldır süren yargılamanın ardından kesinleşmiş oldu ve Dalgalı’nın bir an önce cezaevine girmesinin önü açıldı. Gezi Direnişi sırasında, 16 Haziran 2013’te attığı gaz fişeğiyle 14 yaşındaki Berkin Elvan’ın ağır yaralanmasına; 269 gün komada kaldıktan sonra 11 Mart 2014’te hayatını kaybetmesine neden olan Dalgalı, İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “olası kastla öldürme” suçundan önce 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmış, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi de bu kararı onamıştı. Nihai inceleme Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından yapıldı ve ceza bugün itibarıyla kesinleşti.

Vaka ve Yargılama Süreci

Berkin Elvan, Gezi Parkı protestoları sırasında 16 Haziran 2013’te İstanbul Okmeydanı’nda polis memuru Fatih Dalgalı’nın attığı gaz fişeği kapsülünün başına isabet etmesi sonucu ağır yaralandı. 269 gün süren yaşam mücadelesinin ardından Elvan, 11 Mart 2014’te hayatını kaybetti.
Olayın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “olası kastla kasten öldürme” suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. 2023’te İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi, Fatih Dalgalı’yı “olası kastla çocuğu öldürme” suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm etti.
Dalgalı, yerel mahkeme kararına karşı istinaf yoluna başvurdu; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi de yerel mahkemenin kararını aynen onadı. Böylece dosya, nihai inceleme için Yargıtay’a sevk edildi.

Yargıtay’ın Onama Kararı

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, başvuruyu inceledi ve polis memuru Fatih Dalgalı’ya verilen 16 yıl 8 aylık hapis cezasını usul ve esas yönünden uygun bularak onadı.
Yargıtay’ın kararı ile birlikte Dalgalı’nın cezası kesinleşti; bundan sonra tutuklama ve cezaevine sevk işlemleri gündeme gelecek.

Kararın Hukuki ve Toplumsal Etkileri

  • Hukuki Boyut: Kesinleşen ceza, “olası kastla kasten öldürme” suçu kapsamında verilmiş olup, Yargıtay’ın onama kararı emsal teşkil ediyor.

  • Toplumsal Boyut: Karar, Gezi Direnişi’nin yargı ayağına ilişkin tartışmaları yeniden alevlendirdi; vatandaşlar adaletin tecelli etmesi yönünde memnuniyetini dile getirirken, bazı kesimler cezanın yetersiz olduğunu savunuyor.

  • Uluslararası Dikkat: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınan benzer dosyalarda “geç kararların adalet duygusunu zedelediği” yönünde eleştiriler bulunuyor; bu karar sonrası Türkiye’nin insan hakları siciline olumlu/olumsuz etkileri tartışılıyor.

Tepkiler ve Beklentiler

  • Aile ve Hukukçular: Berkin Elvan’ın ailesi avukatları, “16 yılın Berkin’in ve toplum vicdanının canını tam olarak karşılamadığını” belirterek kararın sembolik de olsa önemli olduğunu vurguladı.

  • Sivil Toplum: İnsan hakları örgütleri ve Gezi protestoları savunucuları, kararın adalet arayışında önemli bir dönemeç olduğunu ancak özel yetkili yargı süreçlerindeki gecikmelerin tekrarlanmamasını talep etti.

  • Gelecek Adımlar: Dalgalı’nın tutuklanması ve hapse giriş tarihi merakla bekleniyor; cezanın infaz sürecinde de resmi erkin ve toplumun gözü üzerinde olacak.

Sonuç

Yargıtay’ın onama kararı, Berkin Elvan davasında 11 yıldır süren yargılamayı nihai noktaya taşırken, “olası kastla kasten öldürme” suçlamasıyla verilen 16 yıl 8 aylık cezanın kesinleşmesini sağladı. Bu karar, hem hukuki hem de toplumsal açıdan önemli bir dönemeç olmuştur. Artık uygulanacak infaz süreci ve cezanın halk vicdanını ne kadar tatmin edeceği merak konusu.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Bursa İznik’te Define Kazısında Yaşanan Facia: 1 Ölü, 3 Kişi Mucizevi Kurtuluş

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Bursa’nın İznik ilçesi Elmalı Mahallesi’nde kaçak define kazısı sırasında toprak çökmesi sonucu 38 yaşındaki İ.Y. yaşamını yitirdi; A.Ç., E.U. ve M.S. ise son anda kurtarıldı. Facianın ayrıntıları, kaçak kazı tehlikeleri ve hukuki süreç makalemizde.

Olayın Özeti

16 Mayıs 2025 akşamı Bursa’nın İznik ilçesi Elmalı Mahallesi’ndeki bir tarlada, define bulma umuduyla kaçak kazı yapan dört kişi, kazı sırasında aniden meydana gelen toprak çökmesiyle göçük altında kaldı. Olay yerine sevk edilen jandarma ve sağlık ekipleri, toprak altından çıkarılan İ.Y. (38)’nin hayatını kaybettiğini belirlerken, A.Ç., E.U. ve M.S. isimli üç kişi ise yaralanmadan kurtarıldı.


1. Kaçak Kazı ve Göçük Riskleri

1.1. Kaçak Kazının Tehlikeleri

  • Yasal Sorunlar: Ruhsatsız kazı, sit alanları kanunu ve kültür varlıklarının korunması yasalarına aykırıdır.

  • Maddi Zarar: Kazı malzemeleri, iş makinaları doğaya zarar verir; arazinin istikrarını bozar.

1.2. Toprak Çökmeleri

  • Nedenleri: Ani yağış, zemin desteğinin olmaması, derin çukurlar.

  • Sonuçları: Göçük altında kalanlar hızla müdahale edilmezse hayatını kaybedebilir.


2. Olayın Ayrıntıları

  • Tarih & Saat: 16 Mayıs 2025, akşam saatleri.

  • Yer: Bursa – İznik, Elmalı Mahallesi civarındaki bağlık-derelik arazi.

  • Mağdur Profili:

    • Hayatını kaybeden: İ.Y., 38

    • Kurtulanlar: A.Ç., E.U., M.S. (her üçü de sağlık durumu iyi)

  • Müdahale: Jandarma, AFAD ve 112 acil servis ekipleriyle birlikte bölgede kurtarma ve inceleme çalışmaları yapıldı.


3. Hukuki Süreç ve Soruşturma

  • Gözaltılar: Olayın ardından define arayan üç kişi, Cumhuriyet Savcılığı talimatıyla gözaltına alındı.

  • Soruşturma: İznik Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “kültür varlıklarını izinsiz kazı yapmak” ve “taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçlarıyla ilgili adli süreç başlatıldı.

  • Muhtemel Cezalar: Ruhsatsız kazı ve can kaybına yol açma suçlamaları, TCK’ya göre hapis cezası doğurabilir.


4. Kaçak Kazıyı Önleme Yöntemleri

  1. Eğitim ve Farkındalık: Köy ve mahalle halkına sit alanlarının korunması hakkında bilgilendirme.

  2. Sıkı Denetim: Tarım arazileri ve ormanlık alanlarda jandarma-polis ortak devriyeleri.

  3. Teknoloji Kullanımı: Drone ve termal kameralarla aktif kazı bölgelerinin tespiti.

  4. Hukuki Düzenlemeler: Cezaların caydırıcılığının artırılması; ihbar hatlarının duyurulması.


5. Sonuç ve Öneriler

Bursa’da yaşanan bu acı olay, kaçak define kazısının ne denli tehlikeli olabileceğini bir kez daha gösterdi. Resmi izin ve denetim mekanizmaları dışında yapılan her türlü kazı, hem doğal çevreye hem de insan hayatına ciddi zararlar verebilir. Yetkililerin, yerel halkın ve ilgili kurumların iş birliğiyle; erken uyarı sistemleri, düzenli denetim ve bilinçlendirme faaliyetleri artırılmalı; benzer faciaların önüne geçilmelidir.


Yazarın Notu:
Bu makale, olayın gerçek boyutlarını, yaşanan trajediyi ve önleyici adımları kapsamlı şekilde aktarmayı amaçlamaktadır. Define merakıyla izinsiz kazı yapan bireylerin büyük tehlike altında olduğunu unutmamak gerekir. Kaçak kazı ihbarlarında 155 jandarma hattı ya da 112 acil çağrı merkezine bilgi verilebilir.

Okumaya Devam Et

Gündem

ABD’den Tartışmalı Adım: Gazze’den 1 Milyon Filistinliyi Libya’ya Taşıma Planı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama: ABD yönetimi, NBC News’in aktardığına göre Gazze’den 1 milyon Filistinliyi Libya’ya taşımayı ve karşılığında Libya’daki dondurulmuş milyarlarca doları serbest bırakmayı planlıyor. Planın muhtemel etkileri, bölgesel tepkiler ve hukuki boyutları bu makalede detaylandırıldı.

ABD yönetimi, Trump dönemi dış politikasının yeni bir aşamasında, NBC News’in beş kaynağa dayandırdığı habere göre Gazze Şeridi’nden yaklaşık 1 milyon Filistinliyi Libya’ya taşımayı gündemine aldı . Bu taşınma karşılığında, ABD’nin on yılı aşkın süredir dondurduğu milyarlarca dolarlık Libyalı fonlarının serbest bırakılması planlanıyor . Konu, ABD ve Libya liderliği arasında görüşülmüş olup ciddi şekilde değerlendiriliyor . Plan, bölgesel istikrar, uluslararası hukuk ve insani sonuçlar bakımından geniş çaplı tartışmalara neden oldu .

Planın Detayları

Yer değiştirme Hedefi

ABD yönetimi, Gazze Şeridi’nden 1 milyona kadar Filistinliyi Libya’ya kalıcı olarak yerleştirmeyi amaçlıyor . Bu adımın, mevcut insani krizi hafifletme gerekçesiyle savunulduğu belirtiliyor. Ancak planın uygulanabilirliği ve lojistik detayları henüz kamuoyuyla paylaşılmadı .

Mali Teşvik ve Fonların Serbest Bırakılması

Planın temel unsurlarından biri, ABD’nin 2011’den bu yana bloke ettiği Libya merkez bankası varlıklarının dondurulmuş milyarlarca dolarını serbest bırakmasıdır . Serbest bırakılacak fonların miktarı ve dağıtım mekanizması, taraflar arasında henüz netleşmemiştir .

Bölgesel ve Uluslararası Tepkiler

Libya’nın Tutumu

Libya yönetiminin öneriyi değerlendirdiği ve ABD ile görüşmeler yaptığı aktarılıyor . Ancak Libyalı yetkililerden resmi bir onay veya ret açıklaması gelmedi . Ülkenin iç siyasi istikrarsızlığı, planın uygulanmasını güçleştiren başlıca faktörlerden biri olarak öne çıkıyor .

Komşu ve Bölge Ülkelerinin Yaklaşımı

Mısır ve Tunus gibi sınır komşularının bu tür büyük çaplı yeniden yerleşim planlarına mesafeli yaklaştığı biliniyor . Özellikle Mısır, benzer bir “Sinai seçeneği” önerisini daha önce sert şekilde reddetmişti . Arap Ligi ülkeleri de planın bölgesel dengeleri bozabileceği endişesini taşıyor

Hukuki ve İnsani Boyut

Uluslararası Hukuk

Zorunlu nüfus transferleri, Cenevre Sözleşmeleri ve Birleşmiş Milletler prensipleri açısından “zorunlu sürgün” kapsamına girebilir ve uluslararası hukuka aykırı bulunabilir  Ayrıca, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) gibi kuruluşların onayı olmadan gerçekleştirilecek yerleştirmeler büyük hukuki çıkmazlar doğurabilir .

İnsani Endişeler

Gazze’de süren çatışmaların yarattığı insani kriz göz önünde bulundurulduğunda, bu tür bir taşınmanın trajik sosyal ve psikolojik sonuçlar doğuracağı, temel insani hak ihlallerine yol açabileceği eleştiriliyor . Ayrıca, yerleşim sonrası altyapı, konut, sağlık ve eğitim hizmetlerinin teminat altına alınmaması durumunda insani felaket riski büyüyor .

Sonuç

ABD’nin 1 milyon Filistinliyi Libya’ya taşıma planı, bölgesel istikrar, uluslararası hukuk ve insan hakları açısından ciddi soru işaretleri barındırıyor . Planın detayları netleşene kadar, hem bölge aktörlerinin hem de uluslararası toplumun tepkileri kritik önem taşıyor . Uygulama ihtimali zayıf görünse de, bu öneri Ortadoğu’daki çözüm arayışlarına yeni bir boyut eklemiş durumda

Okumaya Devam Et

Gündem

Kocaeli Derince’de Şarj Edilen Akü Patladı: Ev Kullanılamaz Hale Geldi

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

Kocaeli Derince’de evde şarj edilen bisiklet aküsünün patlaması sonucu çıkan yangında ev kullanılamaz hale geldi. Olayın ayrıntıları, muhtemel sebepler, uzman görüşleri ve alınması gereken önlemler bu makalede.

Kocaeli’nin Derince ilçesinde evde şarj edilen bisiklet aküsünün patlaması sonucu çıkan yangında, ev tamamen kullanılamaz hale gelirken herhangi bir can kaybı yaşanmadı. Olay yerine sevk edilen itfaiye ekipleri alevleri kısa sürede kontrol altına alırken, polis ekipleri de patlamanın nedenini belirlemek üzere inceleme başlattı .

Olayın Özeti

Olay, 16 Mayıs 2025 tarihinde Derince ilçesi İstiklal Caddesi’nde yer alan 5 katlı bir binanın 4. katında meydana geldi . Evde kimsenin bulunmadığı sırada şarj ünitesine takılı bisiklet aküsü, şarj işlemi sırasında büyük bir gürültüyle patladı . Patlama şiddetiyle evin camları kırıldı, cam parçaları çevredeki araçlara ve bölgedeki yaya güvenliğine zarar verdi .

Olayın Detayları

  • Patlama ve yangın çıkışı: Akünün şarj esnasında patlaması sonucu yangın başladı. Alevler kısa sürede tüm odayı sararken, cam kırıkları hem iç mekana hem de dışarıya tehlike saçt

  • İtfaiye müdahalesi: İhbar sonrası olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yangını hızla kontrol altına aldı ve söndürdü .

  • Maddi hasar: Patlamanın etkisiyle evin iç kısmı kullanılamaz hale gelirken, apartman sakinleri büyük panik yaşadı ve çevredeki bazı araçlarda da maddi hasar oluştu .

  • Can kaybı ve yaralanma: Olayda evde kimsenin bulunmaması sayesinde can kaybı veya yaralanma yaşanmadı .

Muhtemel Sebepler

  1. Yanlış şarj cihazı kullanımı: Uygun olmayan veya kalitesiz şarj cihazı, akünün aşırı ısınmasına ve patlamasına yol açabilir.

  2. Aşırı ısınma: Akünün uzun süre gözetimsiz şarj edilmesi, hücrelerin aşırı ısınmasına neden olarak termal kaçak riskini artırır.

  3. Akü hasarı: Darbe görmüş ya da üretim hatalı aküler, şarj sırasında iç yapıda kopmalara ve kısa devrelere sebep olabilir.

Uzman Görüşleri

Elektrik-Elektronik Mühendisleri Odası (EMO) yetkilileri, özellikle lityum iyon bazlı akülerin şarj güvenliğine dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor. Uzmanlar:

  • Şarj sırasında akünün üzerinin kesinlikle kapatılmaması ve iyi havalandırılan bir ortamda tutulması gerektiğini

  • Orijinal ekipman ve sertifikalı şarj cihazları kullanmanın riskleri minimize ettiğini
    belirtiyor.

Güvenlik Önerileri

  • Orijinal ve sertifikalı ekipman tercih edin: Akü ve şarj cihazı alırken TSE veya CE belgeli ürünleri seçin.

  • Gözlem altında şarj edin: Aküyü kesinlikle gece veya uzun süre yalnız bırakmayın; alev alma riski gözlenebilir.

  • Isı sensörlü şarj cihazları kullanın: Otomatik kesme özelliğine sahip modeller olası aşırı ısınmayı önler.

  • Periyodik kontrol: Akünüzde deformasyon, şişme veya fiziksel hasar olup olmadığını düzenli olarak kontrol edin.

Sonuç

Derince’de yaşanan kaza, evde şarj edilen akülerin potansiyel tehlikelerini bir kez daha gözler önüne serdi. Yangın sonucu ev kullanılamaz hale gelirken, can kaybı yaşanmaması büyük bir şans olarak değerlendirildi. Bu tür kazaların önüne geçmek için hem kullanıcıların hem de üreticilerin sorumluluk anlayışıyla hareket etmesi kritik öneme sahiptir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar