Politika
Türkiye’nin Stratejik Dönüşümü: Güneyde İki Cephede Mücadele
KÖŞE YAZISI
FATİH DOGAN

Türkiye’nin Stratejik Dönüşümü: Güneyde İki Cephede Mücadele
Türkiye, jeopolitik konumunu her zaman bölgesel dengelerin şekillenmesinde bir araç olarak kullanmıştır. Günümüzde ise, ülkemizin stratejik hedefleri arasında Güney’deki yeni dinamiklere odaklanmak kaçınılmaz görünmektedir. Bu kapsamda, iki önemli cephede – Suriye sınırımızdaki PYD yapıları ve Güney Kıbrıs’ta var olan unsurlar – stratejik bir hamle planlanmaktadır.
Muhtemelen bir kara savaşında,paramilliter mücadelede ve istihbarat dövüşünde ,Suriye’nin kendilerine mezar olacağını iyi biliyorlar .Hava güçleriyle nabız ölçmeye calıştılar ,karada Güneyde de Deraa’da cevaplarını aldılar . Yeni Suriye Türkiye yanlısı olacak ; bunu kimse engelleyemez
Güneyde Suriye Odaklı Strateji
Suriye, Türkiye için yalnızca coğrafi yakınlık anlamında değil, aynı zamanda bölgesel istikrar açısından da kritik bir noktadır. Özellikle PYD’nin etkinlik gösterdiği bölgelerdeki gelişmeler, ülkemizin doğu komşusundaki güvenlik ortamını doğrudan etkilemektedir. PYD’nin varlığı, sadece Suriye iç politikasında değil, aynı zamanda uluslararası güçlerin bölgeye bakışında da yankı uyandırmaktadır. Türkiye’nin bu cephede daha aktif bir tutum sergilemesi, hem ulusal güvenliğimiz hem de bölgesel istikrar açısından bir zorunluluk halini almıştır.
İsrail’in Rahatlığına Son Verilecek
Geleneksel olarak İsrail, bölgedeki stratejik hamlelerini ABD gibi büyük müttefiklerinin desteğiyle şekillendirmiştir. Ancak, ABD olmadan İsrail’in bu stratejik alanda etkin iş birliği sürdüremeyeceği iddiası, bölgede denge unsurlarını yeniden tartışmaya açmaktadır. Türkiye’nin Güney’de ortaya koyacağı kararlı duruş, İsrail’in konumunu zorlaştıracak ve bu ülkenin, sadece bir cephede değil, iki ayrı sahada karşı karşıya kalmasına zemin hazırlayacaktır.
İki Cephede Karşı Karşıya: Suriye ve Güney Kıbrıs
İsrail ile rekabetin sadece Suriye ile sınırlı kalmayacağı, Güney Kıbrıs’ın da önemli bir stratejik alan olarak öne çıkacağı görülmektedir. Güney Kıbrıs’ta faaliyet gösteren unsurlar, geçmişte ve günümüzde belirli dinamikleriyle dikkat çekmiş; “küçük terör örgütü” olarak nitelendirilen yapılar, bazı çevrelerce ülke güvenliği açısından önemli bir unsur olarak değerlendirilmiştir. Bu unsurların varlığı, Türkiye’nin bölgedeki tutumunun yalnızca savunma amaçlı değil, aynı zamanda proaktif bir strateji gerektirdiğini göstermektedir.
ABD ile İlişkiler ve Stratejik İş Birlikleri
Bölgesel aktörler arasında ABD’nin rolü, özellikle İsrail ile kurulan iş birlikleri çerçevesinde tartışma konusu olmaktadır. ABD olmadan İsrail’in stratejik hamlelerinin yetersiz kalacağı yönündeki iddialar, bölgedeki güç dengelerinin yeniden müzakere edilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Türkiye’nin bu süreçte, kendi çıkarlarını koruyacak ve bölgesel güç dengelerinde söz sahibi olacak şekilde stratejilerini belirlemesi, ülkemizin uluslararası arenada daha etkin bir rol oynamasına zemin hazırlayacaktır.
Sonuç: Yeniden Şekillenen Bölgesel Dinamikler
Türkiye’nin gelecekteki stratejik hamleleri, Güney’deki iki ayrı cephede – Suriye’de PYD karşıtı duruş ve Güney Kıbrıs’taki mevcut dinamiklere yönelik politikalar – temellenecektir. Bu iki alanda ortaya koyulacak kararlı tutum, yalnızca bölgesel güç dengelerini değiştirmekle kalmayacak, aynı zamanda İsrail’in uzun süredir devam eden stratejik rahatlığını da sarsacaktır. Türkiye, tarihsel deneyimlerinden ve stratejik coğrafi konumundan faydalanarak, bölgesel istikrarı sağlama yönünde yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor.
Bu yazı, yalnızca mevcut durum ve olası senaryolara dair görüş ve yorumları yansıtmaktadır. Türkiye’nin ve bölgedeki diğer aktörlerin attığı adımlar, zamanla daha net bir çerçeve kazanacaktır. Ancak şurası kesin ki, ülkemizin Güney’deki stratejik hamleleri, geleceğin jeopolitik dinamiklerinde belirleyici bir rol oynayacaktır.
Politika
Suriye’de ABD-Suriye ortak devriyesine silahlı saldırı: 2 Amerikan askeri ve 1 tercüman öldü
Suriye’de ABD-Suriye ortak devriyesine silahlı saldırı: 2 Amerikan askeri ve 1 tercüman öldü
Suriye’nin Palmira kenti yakınlarında, Suriye güvenlik güçleri ile ABD askerlerinin ortak devriye gezisi sırasında düzenlenen silahlı saldırıda iki ABD askeri ile bir sivil tercüman hayatını kaybetti. Saldırganın çatışma sırasında öldürüldüğü bildirildi.

Olay Yeri ve Zamanı: Suriye, Humus İli, Palmira (Tedmur) yakınları – 13 Aralık 2025, Cumartesi.
Okuma Süresi:4 dakika.
· Kaynaklar: CNN, ABC/AP, Daijiworld
Harita: Saldırının gerçekleştiği Palmira (Tedmur) bölgesi. (İllüstrasyon)
Saldırı, tarihi Palmira kenti yakınlarında gerçekleşti. Suriye’nin resmi haber ajansı SANA’nın aktardığı güvenlik kaynağına göre, olay sırasında iki Suriye güvenlik personeli de yaralandı. Yaralı ABD personeli, bölgedeki el-Tanf garnizonuna helikopterlerle tahliye edildi.
Saldırının ardından bölgede geniş çaplı güvenlik önlemleri alındı. Deir ez-Zor-Şam karayolu trafiğe kapatılırken, koalisyon güçlerine ait helikopter ve savaş uçaklarının bölgede yoğun sortiler yaptığı gözlemlendi.
Saldırganın Kimliği ve Tepkiler
Saldırganın kimliği ve bağlantısı henüz tam olarak netleşmedi:
· Yerel kaynaklar, saldırının terör örgütü DEAŞ (IŞİD) mensuplarınca gerçekleştirildiğini öne sürdü.
· Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ise saldırganın bir Suriye güvenlik gücü mensubu olduğunu iddia etti.
· Saldırı sırasında saldırganın öldürüldüğü bildirildi.
ABD tarafından henüz resmi bir açıklama gelmezken, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Lideri Mazlum Abdi, sosyal medya platformu X’ten (eski Twitter) yaptığı açıklamada, yaralılar için geçmiş olsun dileklerinde bulundu ve bu tür saldırılarla mücadele için ortak çabaların artırılması gerektiğini vurguladı.
Bölgenin Kırılgan Siyasi ve Güvenlik Dengeleri
Bu saldırı, Suriye’deki istikrarsız güvenlik ortamını bir kez daha gözler önüne serdi. Ülkede, Beşar Esad rejiminin çöküşünün ardından geçiş süreci yaşanıyor. Geçici lider Ahmed Şara yönetimi, ülkeyi yeniden inşa etmek ve kurumları oluşturmak için bir yol haritası açıklamıştı. Ancak, güneydeki Süveyde’de bir gün önce güvenlik güçlerine yönelik bir insansız hava aracı (İHA) saldırısı düzenlenmiş, bu da tehdit ortamının ne kadar yaygın olduğunu göstermişti.
Öte yandan, bölgedeki ABD varlığı ve ortak operasyonlar, özellikle Türkiye-ABD ilişkilerinde zaman zaman gerilim kaynağı olmuştur. Türkiye, Suriye’deki YPG/PKK varlığına karşı çıkarken, ABD’nin bölgedeki müttefikleriyle iş birliği iki NATO müttefiki arasında diplomatik zorluklara yol açmıştır.
ABD Askeri Varlığı ve Geçmiş Olaylar
ABD, DEAŞ’a karşı mücadele kapsamında Suriye’nin doğusunda 1,000’den az asker bulundurduğunu açıklamıştı. Saldırı, ABD askerlerinin Suriye’de kayıp verdiği ilk olay değil. Örneğin, 2016 yılında Ayn İsa yakınlarındaki bir bombalı saldırıda bir ABD askeri hayatını kaybetmişti.
Uzman Görüşü: Bölgesel Gerilimler ve Gelecek Senaryoları
“Palmira’daki saldırı,Suriye’nin karmaşık güvenlik tablosunun alarm verici bir yansıması. DEAŞ kalıntılarının yeniden mobilize olma ihtimali, aşiretler arası çatışmalar, bölgesel güçlerin vekil gruplar üzerinden mücadelesi ve merkezi otorite boşluğu, bu tür saldırıların zemini hazırlıyor. İki müttefik gücün ortak devriyesine yapılan bu saldırı, güven inşası çabalarına darbe vuruyor. Önümüzdeki dönemde, hem ABD’nin hem de Şara yönetiminin, iç içe geçmiş bu tehditler karşısında iş birliği stratejisini gözden geçirmesi kaçınılmaz görünüyor.”
Sonuç olarak, Suriye’deki bu kanlı saldırı, ülkenin sürdüğü geçiş döneminde güvenliğin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha hatırlattı. Saldırının ardındaki kesin motivasyon ve bağlantılar aydınlatılmaya çalışılırken, olayın bölgesel dengeleri ve uluslararası askeri varlıkların geleceğini nasıl etkileyeceği merak konusu.
Politika
Erdoğan’dan kritik mesaj: 10 Mart Mutabakatı tuzakları bozacak, futbolda şikeyle mücadele kararlılığımız tam
Erdoğan’dan kritik mesaj: 10 Mart Mutabakatı tuzakları bozacak, futbolda şikeyle mücadele kararlılığımız tam
Haber Tarihi: 13 Aralık 2025 – 13:00
Okuma Süresi: 4 dakika
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoan, Türkmenistan ziyareti dönüşünde gündeme dair kritik açıklamalarda bulundu. Suriye’deki 10 Mart Mutabakatı’nın bölgenin geleceği için hayati önem taşıdığını vurgulayan Erdoğan, “Tuzak kuranların oyunlarını bu mutabakatın hayata geçirilmesi bozacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı, futbolda bahis ve şike soruşturmalarıyla ilgili de, “Bu mücadeleyi milletin temiz futbol özlemi adına sonuna kadar sürdüreceğiz” açıklamasını yaptı.

Mutabakat Suriye’nin Birliğini ve İstikrarını Hedefliyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’deki 10 Mart Mutabakatı’nın uygulanmasının bölgenin kaderini doğrudan ilgilendirdiğini belirtti. Mutabakatın, Suriye’nin toprak bütünlüğünü, birliğini ve istikrarını güçlendireceğini kaydetti.
Erdoğan’ın konuya ilişkin değerlendirmeleri şu şekilde:
· Nihai Hedef: Mutabakatın öngördüğü hedeflere ulaşılmasının “Suriye için en hayırlı netice” olacağını ifade etti.
· Kapsayıcılık Vurgusu: Suriye yönetiminin, ülkeyi oluşturan tüm unsurları bir araya getirme vizyonunu desteklediğini söyleyerek, “Biz; Türkmen, Arap, Kürt, Sünni ve Nusayri ayırt etmeden, kardeş Suriye halkının tamamının barışını, huzurunu, refahını istiyoruz” dedi.
· Uyarı: “Suriye hakkında birçok odağın planları olabilir, hayalleri olabilir. Ancak önemli olan Suriye halkının ortak gelecek tahayyülüdür” diyerek dış müdahalelere gönderme yaptı.

Futbolda Şike ve Bahisle Mücadele Kararlılığı
Cumhurbaşkanı, gazetecilerin futbol soruşturmalarına ilişkin sorusuna net bir yanıt verdi. Bu konudaki mücadelenin “milletin temiz futbol özlemi adına sonuna kadar sürdürüleceğini” açıkladı.
Türkmenistan Ziyaretinden Öne Çıkanlar
Erdoğan, “Uluslararası Barış ve Güven Forumu”na katılmak üzere gittiği Türkmenistan’da önemli temaslarda bulundu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Görüşme
İki lider arasındaki görüşmede ağırlıklı olarakRusya-Ukrayna Savaşı ve barış çabaları ele alındı. Erdoğan, Putin’in Türkiye’ye yapmayı planladığı ziyareti en kısa zamanda gerçekleştirme beklentisini dile getirdi ve “Kendisi de ‘sözümü yerine getireceğim’ dedi” ifadelerini kullandı.
Ekonomik İşbirliği
· Türk iş insanlarının, Türkmenistan’ın bağımsızlığından bu yana yaklaşık 55 milyar dolar tutarında projeyi tamamladığını açıkladı.
· Halen 10 milyar dolar değerinde 19 projenin yürütüldüğünü belirtti.
· 2024’te 2 milyar doları aşan ticaret hacmini 5 milyar dolara yükseltmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Ukrayna Barış Görüşmelerinde Türkiye’nin Rolü
Cumhurbaşkanı, Ukrayna’daki savaşın çözümünde Türkiye’nin aktif diplomasisine vurgu yaptı. Konuyla ilgili olarak, ABD Başkanı Donald Trump’ın devrede olduğunu, Türkiye’nin de Amerika’yı teşvik ettiğini söyledi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ABD’li yetkililerle sürekli irtibat halinde olduğunu belirtti.
Erdoğan, “Barış uzakta değil, onu görüyoruz. Tek yapmamız gereken istikametimizi barışın bulunduğu yöne çevirmektir” değerlendirmesinde bulundu. Karadeniz’in bir hesaplaşma alanı olarak görülmemesi gerektiğinin altını çizdi.
–
Haber Analizi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları, Türkiye’nin bölgesel politikalarına dair önemli ipuçları barındırıyor. 10 Mart Mutabakatı’na yapılan vurgu, Suriye meselesinde diplomatik çözüm ve uzlaşı arayışının ön planda olduğunu gösteriyor. Futbol soruşturmalarındaki kararlı dil ise, toplumsal taleplere verilen önemi yansıtıyor. Türkmenistan temasları ve Putin-Trump eksenindeki diplomasi girişimleri, Türkiye’nin dengeli ve aktif dış politikasının bir göstergesi olarak öne çıkıyor.
Politika
İmamoğlu suç örgütü davası 9 Mart’ta başlıyor
İmamoğlu suç örgütü davası 9 Mart’ta başlıyor
İmamoğlu suç örgütü davasıyla ilgili yeni bir gelişme yaşandı. 407 sanıklı davanın tarihi belli oldu. İlk duruşma 9 Mart’ta Silivri’de yapılacak.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu Suç Örgütü’ne yönelik açılan davanın ilk duruşmasının 9 Mart 2026 tarihinde Silivri’de görüleceğini açıkladı. 407 sanıklı davada, tüm sanıkların tutukluluk hallerinin de devamına karar verildi.
İDDİANAME KABUL EDİLMİŞTİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, 25 Kasım tarihinde İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.
407 ŞÜPHELİ VAR
3 bin 900 sayfadan oluşan iddianamede 407 isim şüpheli sıfatıyla yer alıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu iddianamede “örgüt yöneticisi” olarak gösteriliyor. İddianamede, altı ismin de örgüt yöneticisi olduğu belirtiliyor.
İmamoğlu hakkında 828 yıl 2 aydan, 2 bin 352 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması isteniyor.
İmamoğlu’na yöneltilen suçlamalar şöyle:
– Suç işlemek amacıyla örgüt kurma
– Rüşvet (12 kez)
– Suç gelirlerinin aklanması (7 kez)
– Kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık (7 kez)
– Kişisel verilerin kaydedilmesi (2 kez)
– Kişisel verileri ele geçirme ve yayma (2 kez)
– Suç delillerini gizleme (2 kez)
– Haberleşmenin engellenmesi
– Kamu malına zarar verme
– Rüşvet alma (47 kez)
– Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma
– İrtikap (9 kez)
– İhaleye fesat karıştırma (70 kez)
– Çevrenin kasten kirletilmesi
– Vergi Usul Kanunu’na muhalefet
– Orman Kanunu’na Muhalefet
– Maden Kanunu’na muhalefet

Kamunun 10 yıllık süreçte 160 milyar lira zarara uğratıldığı öne sürülüyor. Metro ve İSKİ projeleri için alınan kredilerin amacı dışında kullanıldığı belirtiliyor.
-
Gündem7 gün öncesparta’da kayıp çoban: “Öldürmüşler, kafasını kesmişler” — Başsız ceset ve arayış sürdü
-
Teknoloji4 gün önceAvustralya tarihi kararı uyguladı: 16 yaş altına sosyal medya yasağı başladı
-
Magazin1 hafta önceSON DAKİKA: Hande Sarıoğlu, uyuşturucu soruşturması kapsamında gözaltına alındı
-
Magazin5 gün önceIMDb 2025’in En Çok Konuşulan Yıldızlarını Açıkladı: İşte Yılın En Popüler Oyuncuları
-
Magazin1 hafta önceAdliye soygunu sonrası Bakan Tunç düğmeye bastı: 4 başmüfettiş görevlendirildi, Türkiye geneli denetim başladı
-
Sağlık1 hafta önce500 ml portakal suyu, 60 günde genleri değiştirdi — Portakal suyu içmek faydalı mı?
-
Magazin1 hafta önceÜnlü oyuncu Celil Nalçakan trafik kazası geçirdi — son açıklama ve görüntüler
-
Teknoloji1 hafta önceCloudflare ağı çöktü — bazı popüler uygulamalara erişim sağlanamıyor
