Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Politika

Telefonla “Bacaklarını Kırdırırım” Tehdidi: Ömer Özdoğan’ın Muharrem İnce İddiası Siyaseti Salladı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Memleket Partisi kurucusu Ömer Özdoğan, eski genel başkan Muharrem İnce’nin telefon görüşmesinde kendisini “bacaklarını kırdırmakla” tehdit ettiğini açıkladı. İddianın detayları, İnce’nin yanıtı ve olası hukuki süreç bu haberde.

1. İddianın Özeti ve Siyasi Etkisi

Memleket Partisi’nin kurucularından Ömer Özdoğan, 6 Ağustos 2025 tarihinde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, CHP’ye geri dönen eski genel başkan Muharrem İnce’nin kendisini telefonla arayıp ağır hakaret ve şiddet tehdidi savurduğunu ileri sürdü . Özdoğan, “Muharrem İnce, konuşma sırasında beni bulacağını ve fiziki şiddet uygulayacağını, bacaklarımı kırdıracağını açıkça ifade etmiştir” ifadelerini kullandı .

Bu iddia, hem CHP hem de Memleket Partisi kulislerinde büyük yankı uyandırırken, siyaset gündemini bir anda değiştirdi Uzmanlar, böylesi sert söylemlerin siyasi diyalog ve rekabet ortamına olumsuz yansıyabileceğini belirtiyor.


2. Tehdit Telefonunun Detayları

Özdoğan’ın açıklamasına göre:

  • Tarih & Zaman: 6 Ağustos 2025, gün içinde gerçekleşen telefon görüşmesi.

  • Kapsam: Ağır hakaret, küfür ve fiziki şiddet tehdidi .

  • Söylenen Söz: “Bacaklarımı kırdıracağım” ve “Seni bulacağım” gibi ifadeler .

“Bu üslup, bir siyasetçiye yakışmadığı gibi, hukuk devleti ilkeleriyle de bağdaşmamaktadır” diyen Özdoğan, tehditlerin sindirme ve yıldırma amaçlı olduğunu ancak ne şahsını ne de inandığı davayı yolundan çeviremeyeceğini vurguladı .


3. Muharrem İnce’den İlk Yanıt

T24’e konuşan Muharrem İnce ise iddiaları tamamen reddederek, “İlgi alanıma girmiyor, her gün tweet atıyor hakkımda kendisi” şeklinde kısa bir yanıt verdi . İnce, konuyu ciddiye almadığını belirtti ve hukuki süreci başlatmakla ilgili herhangi bir ifade kullanmadı.


4. Olası Hukuki Süreç ve Sonraki Adımlar

Özdoğan, yaşanan bu olayla ilgili olarak “tüm yasal haklarımı kullanacağım” açıklamasını yaparak savcılığa suç duyurusunda bulunacağını duyurdu . Uzmanlar, sözlü tehditlerin TCK’da suç teşkil edebileceğini ve delil olarak telefon kayıtlarının kullanılabileceğini ifade ediyor.


5. Siyasette Gerilim ve Geri Dönüşler

Muharrem İnce, 24 Haziran 2025’te CHP TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmayla Memleket Partisi’nden istifa ederek CHP saflarına dönmüştü. Parti, 22 Temmuz 2025’te kapatılmıştı . Bu süreç, parti içi dengeleri değiştirmiş; şimdi ise bu tehdit iddiası, İnce’nin “geri dönüş” hikâyesini tekrar tartışmaya açtı.


Sonuç
Ömer Özdoğan’ın “bacaklarımı kırdırırım” iddiası, Türkiye siyasetinde nadiren görülen sert bir tehdit söylemi olarak kayıtlara geçerken, hem hukuki hem de siyasi sonuçları yakından izleniyor. Muharrem İnce’den gelecek olası ek açıklamalar ve yargı sürecinin nasıl ilerleyeceği, önümüzdeki günlerde öncelikli gündem maddeleri arasında yer alacak.

Politika

Çocuklar Duymasın’ın “Dar Gömlek”i Serkan Balbal İBB soruşturmasında itirafçı oldu iddiası — “Murat Kapki’nin gizli kasası” tartışması yeniden alevlendi

Yayımlandı

üzerinde

Çocuklar Duymasın’ın “Dar Gömlek”i Serkan Balbal İBB soruşturmasında itirafçı oldu iddiası — “Murat Kapki’nin gizli kasası” tartışması yeniden alevlendi

Tarih: 06 Kasım 2025 · Saat: 14:30 (İstanbul) · Okuma süresi: ~3 dakika
Haber / FatihDoganMedya

Gazeteci köşe yazıları ve yerel medyada yer alan haberlere göre, “Çocuklar Duymasın” dizisinde “Dar Gömlek Tolga” rolüyle tanınan oyuncu Serkan Balbal, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) merkezli yolsuzluk soruşturması dosyasında savcılığın yönelttiği iddialar kapsamında “itirafçı” (etkin pişmanlık) olarak ifade verip tahliye edildiği öne sürülüyor. Habelerde Balbal’ın soruşturmanın kilit isimlerinden gösterilen iş insanı Murat Kapki ile para trafiğinde adı geçtiği ve Kapki’ye ait olduğu iddia edilen “gizli kasa” iddialarına ilişkin kayıtların dosyada yer aldığı belirtiliyor.


Olayın arka planı: İBB soruşturması ve Murat Kapki iddiaları

Haziran ayında başlayan ve çeşitli şüphelilerin tutuklandığı İBB’ye yönelik soruşturmada, dosyada adı geçen iş insanı Murat Kapki ile ilgili çok sayıda iddia basına yansıdı. Soruşturma kapsamında bazı şüphelilerin “etkin pişmanlık” hükümlerinden yararlanarak ifadeler verdiği, ifadelerde Kapki’ye ait olduğu iddia edilen nakit akışları, gayrimenkul devirleri ve gizli kasalara dair detayların yer aldığı aktarılıyor. Bu iddialara ilişkin resmi soruşturma süreci ve deliller savcılık tarafından değerlendirilmekte.


Serkan Balbal’ın adı neden geçti?

Basına yansıyan yazılarda ve dava tutanaklarına atıf yapan haberlerde, Balbal’ın bazı gayrimenkul devirleri ve kapalı para transferleri bağlamında dosyada adı geçen kişiler arasında gösterildiği; Murat Kapki’ye ilişkin bazı nakit ve mal hareketlerinde aracılık rolüyle anıldığı belirtiliyor. Bazı kaynaklar Balbal’ın 50 gün tutuklu kaldığını ve daha sonra “etkin pişmanlık” kapsamında ifade vererek tahliye edildiğini iddia ediyor. Bu bilgiler gazeteci köşe yazıları ve haber ajanslarının yayımladığı soruşturma özetlerine dayanıyor.


Hukuki durum ve resmi açıklamalar

Resmi adli makamların dosya içeriği ve savcılık işlemleri hâlen soruşturma kapsamında olduğundan; basına yansıyan iddialar savcılık tarafından resmî olarak değerlendirilmekte. Haber kaynaklarının aktardığı tutanak ve köşe yazıları soruşturma ayrıntılarını aktarıyor; fakat hâlihazırda ilgili kişilerden (Balbal, Kapki veya avukatları) kamuoyuna yansımış resmi bir açıklamanın geniş ölçüde yayımlandığına dair haberlerde net bir ortak görüş yok. Soruşturmanın ilerleyen safhalarında mahkeme kararları ve savcılık açıklamaları konuyu netleştirebilir


Neler bekleniyor?

  • Dosyada etkin pişmanlık ile ifade veren şüphelilerin ifadeleri savcılığın çalışma dosyasının önemli parçalarını oluşturuyor; soruşturmanın bundan sonraki aşamasında iddiaların delilleriyle birlikte kamuoyuna daha fazla belgeyle yansıması beklenebilir.

  • Hem Balbal hem de adı geçen diğer şüphelere ilişkin hukuki süreçler (iddianame hazırlığı, kovuşturma, duruşmalar) takip edilmeli; iddiaların somut delillerle desteklenip desteklenmediği mahkeme sürecinde ortaya çıkacak.


Not — Kaynak gösterimi

Bu haber metni, soruşturma ve duruşma tutanaklarına dair köşe yazıları ile çeşitli haber kuruluşlarında bugün (06 Kasım 2025) yayımlanan haberlerin derlenmesiyle hazırlanmıştır. Idialar kaynaklarda yer alan açıklamalara dayanmakta olup, hukuki süreç sonuçlanana kadar “iddia” niteliğini korumaktadır. Başlıca kullanılmış haber kaynakları: Sözcü, Cumhuriyet (Barış Terkoğlu köşe yazısı), Anadolu Ajansı, Yeni Şafak ve Mynet haberleri.

Okumaya Devam Et

Politika

Bahçeli: “Selahattin Demirtaş’ın tahliyesi hayırlara vesile olacaktır”

Yayımlandı

üzerinde

Tarih: 04.11.2025
Saat: 12:15 
Okuma süresi: 3 dakika

MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM grup toplantısı sonrası yaptığı açıklamada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleşmesi halinde Selahattin Demirtaş’ın tahliyesinin Türkiye için hayırlı olacağını söyledi. AİHM kararı, Demirtaş’ın avukatlarının tahliye başvurusunu tetikledi; sürecin hukuki ve siyasi yansımaları tartışılıyor.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısı sonrası gazetecilerin yönelttiği soruya verdiği yanıtta Selahattin Demirtaş ile ilgili olarak “Hukuki yollardan sonuca ulaşmıştır. Tahliyesi Türkiye için hayırlara vesile olacaktır” ifadelerini kullandı.

Bu açıklama, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) daha önce verdiği hak ihlali kararının kesinleşmesine ilişkin gelişmelerin ardından geldi. AİHM, Demirtaş hakkında verdiği ihlal kararının ardından Türkiye’nin itirazını reddetti ve kararın kesinleşmesi yönünde adımlar atıldı; mahkeme kararında, Demirtaş’ın tahliyesinin gerektiği belirtildi.

Selahattin Demirtaş, 2016 yılından bu yana çeşitli davalar ve mahkeme süreçleri nedeniyle cezaevinde bulunuyor. Demirtaş hakkında verilen mahkûmiyet kararları ve AİHM süreçleri uzun süredir ulusal ve uluslararası alanda tartışma konusu oluyordu; AİHM daha önce Türkiye aleyhine Demirtaş’la ilgili hak ihlali kararları vermişti.

AİHM kararının kesinleşmesinin ardından Demirtaş’ın avukatları tahliye başvurusunda bulundu. Avukatların başvurusu yerel yargı süreçleri ve cezaevindeki işlemler doğrultusunda değerlendirilecek; hukuki süreç tamamlandığında tahliye kararıyla ilgili son adımlar atılabilecek.

Siyasi cephede ise Bahçeli’nin açıklaması önemli yankı uyandırdı. MHP liderinin, daha önce PKK ile ilgili sürece dair yapılması önerilen hamleler ve TBMM’de oluşturulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” bağlamında İmralı ile ilişkili adımlara açık olduğunu belirtmesi, tahliye tartışmasını farklı bir politik zemine taşıdı. Bahçeli’nin “MHP bu heyette yer almaya hazırdır” söylemi de süreçteki siyasi işaretleri güçlendiriyor.


Hukuki Süreç ve Olası Gelişmeler

  • AİHM kararı: Kararın kesinleşmesi, iç hukukta tahliye başvurularının önünü açtı. Yerel mahkemeler ve cezaevi idaresi prosedürleri takip edilecek.

  • Avukat başvurusu: Demirtaş’ın avukatları gerekli başvuruları yapmış durumda; kararın nasıl uygulanacağı hukuki değerlendirmelere bağlı.

  • Siyasi yansımalar: Tahliye olasılığı, hükümet-muhalefet ve Cumhur İttifakı içindeki dengeler açısından önemli siyasi sonuçlar doğurabilir; Bahçeli’nin desteği bu açıdan dikkat çekici.


Kimler Ne Dedi? (Kısa Notlar)

  • Devlet Bahçeli (MHP): “Tahliyesi hayırlara vesile olacaktır.

  • Demirtaş’ın avukatları: AİHM kararının kesinleşmesi sonrası tahliye başvurusu yapıldı; hukuki sürecin takipçisi olacaklarını belirttiler.


Sonuç ve Değerlendirme

AİHM’in Demirtaş kararının kesinleşmesiyle başlayan süreç hem hukuk hem siyaset alanında belirleyici bir dönemeç oluşturdu. Bahçeli’nin “hayırlı olur” ifadesi, konunun Türkiye siyasetinde beklenmedik bir uzlaşı veya pragmatik adım ihtimalini gündeme getirdi. Hukuki işlemler tamamlandıkça önümüzdeki günlerde tahliye başvuruları ve karar mekanizmaları netlik kazanacak.

Okumaya Devam Et

Politika

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “KKTC’yi asla yalnız bırakmayacağız”

Yayımlandı

üzerinde

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “KKTC’yi asla yalnız bırakmayacağız”

Tarih: 03 Kasım 2025
Saat: 11:00 (TSİ)
Okuma süresi: ~3 dakika

Lefkoşa / ANKARA — Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Kıbrıs Türk halkını asla yalnız bırakmadık, KKTC’yi asla yalnız bırakmayacağız” mesajını yineleyerek Türkiye’nin adadaki destek ve işbirliğini sürdüreceğini vurguladı.

Ziyaretin ana başlıkları

Erdoğan, ziyaretteki konuşmasında KKTC ile dayanışmanın ve iki devletli çözüm perspektifinin önemine dikkat çekti; Türkiye’nin KKTC’nin uluslararası tanınması için çabalarını artıracağını ve altyapı, yargı binası yapımı ve toplu açılış projeleri gibi somut desteklerin devam edeceğini açıkladı.

Açılış törenleri kapsamında Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi gibi önemli tesislerin resmen hizmete alındığını hatırlatan haber ajansları, ziyaretin hem iç hem de dış politikada geniş yankı bulduğunu bildirdi.

Erdoğan’ın mesajının içeriği ve vurgular

  • Güvence ve dayanışma: Erdoğan, Türkiye’nin KKTC’ye siyasi, ekonomik ve güvenlik desteğini kararlı şekilde sürdüreceğini belirtti; Kıbrıs Türkü’nün haklı mücadelesinde yanında olunacağı mesajını yineledi.

  • Somut projeler: Konuşmada su temini, donatı alanları, yargı binaları ve diğer altyapı yatırımlarına yönelik taahhütler öne çıktı; ilgili adımların hızlandırılacağı belirtildi.

  • Uluslararası süreç: Erdoğan, adada kalıcı çözüm arayışlarında iki devletli yaklaşımın önemine işaret ederek, KKTC’nin dış dünyada daha görünür olması için diplomatik çabaların süreceğini ifade etti.

KKTC ve bölgesel yankılar

Ziyaret, Rum tarafı ve uluslararası aktörler tarafından yakından takip edilirken; Rum yönetimi medyası ve yetkililerden eleştirel tepkiler geldiği, Türkiye ve KKTC kanadından ise dayanışma ve yatırım vurgusunun ön plana çıktığı bildirildi. Anadolu Ajansı ve diğer kaynaklar, açılışların bölgedeki siyasi tartışmaları yeniden gündeme taşıdığını aktardı.

Uzun vadeli hedefler ve beklentiler

Yetkililer, ziyaretin ardından açıklanan yatırım takvimi ve diplomatik hamlelerin, KKTC’nin ekonomik ve idari kapasitesini güçlendirmeyi, ayrıca ada gündeminde “iki devletli” çözüm vizyonunu daha görünür kılmayı hedeflediğini belirtiyor. Uzmanlar, kısa vadede altyapı ve kurumlaşma alanındaki adımların öne çıkacağını, bunun diplomasi sahnesinde yeni tartışmalar yaratabileceğini söylüyor.


Kısa not: Bu haber Erdoğan’ın KKTC’ye yönelik vurgularını ve ziyaret kapsamında yapılan açılış/taahhütleri özetlemektedir. Haber metninde yer alan konuşma alıntıları ve açılış bilgileri ilgili haber ajansları ve resmi kaynaklar tarafından yayımlanan açıklamalara dayanmaktadır.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar