Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

Sonsuz enerjiye bir adım daha yaklaşıldı: 30 milyon derecede 43 saniye

Yayımlandı

üzerinde

Günümüzde kullandığımız nükleer enerji, uranyum yakıtının atom çekirdeklerini parçalayarak (fisyon) elektrik üretmesiyle çalışıyor. Bu yöntem karbon salımı yapmasa da, tehlikeli radyoaktif atık üretiyor. İşte bu noktada bilim dünyasının uzun süredir peşinde olduğu çözüm devreye giriyor: Nükleer füzyon.

Güneş’in de içinde gerçekleşen füzyon, hidrojen çekirdeklerinin aşırı sıcak ve basınç altında birleşip helyuma dönüşerek muazzam enerji açığa çıkardığı bir süreç. Füzyon, karbonsuz, temiz ve neredeyse sonsuz enerji vadediyor. Ayrıca fisyonun aksine çok daha az radyoaktif atık üretiyor.

Ancak bu teknoloji henüz deneysel aşamada. Bugüne kadar bilim insanları ağırlıklı olarak tokamak adı verilen ve plazmayı manyetik alanla bir “halka” şeklinde tutan reaktörler üzerine çalıştı.

Tokamakların yanı sıra bir diğer ciddi aday da çok daha karmaşık bir sistem olan “stellarator” tipi reaktörler.

DÜNYA REKORU

Almanya’daki Wendelstein 7-X adlı stellarator reaktörü, nükleer füzyon alanında yeni bir dünya rekoru kırdı. Max Planck Plazma Fiziği Enstitüsü’nün yürüttüğü deneyde, bu gelişmiş reaktör 43 saniye boyunca kararlı bir plazma reaksiyonu sürdürmeyi başardı.

Bu rekor, yalnızca stellarator’lar için değil, tokamaklar dahil tüm füzyon reaktörleri için bugüne kadarki en uzun plazma sürelerinden biri anlamına geliyor. Daha önce Japonya’daki JT60U tokamakı ve İngiltere’deki JET tokamakı da rekorlar kırmıştı.

Wendelstein 7-X’in ulaştığı başarı, bilim dünyasının çok önem verdiği “üçlü çarpım (triple product)” düzeyini tokamak seviyelerine taşıdı.

Bu üç kritik faktör şunlar:

– Plazmadaki iyon yoğunluğu

– İyonların sıcaklığı

– Enerjinin ne kadar süre plazmada hapsolduğu (ısı yalıtımı süresi)

43 saniyelik deneyde, bu değerler füzyonun ticari üretime geçişi için gerekli eşiğe hiç olmadığı kadar yaklaştı.

30 MİLYON DERECE

Bu başarı, birçok ülkenin ortak çalışmasıyla mümkün oldu. ABD Enerji Bakanlığı’na bağlı Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı, reaktöre özel bir yakıt enjektörü geliştirdi. İspanya’daki CIEMAT ve Macaristan’daki HUN-REN Enerji Araştırma Merkezi de katkı sağladı.

Reaktör, 43 saniye boyunca dondurulmuş hidrojen iyonlarından oluşan 90 adet pelet ile beslendi. Plazma, mikrodalga ısıtma yöntemiyle 30 milyon dereceye kadar ısıtıldı. Bu işlem, “elektron siklotron rezonansı” adı verilen ve füzyon için en verimli ısıtma yöntemiyle yapıldı.

Pelet enjektörü, otomatik atım frekanslarıyla çalışacak şekilde programlandı ki Popular Mechanics’e göre bu da füzyon tarihinde bir ilk.

“BİR DÖNÜM NOKTASI”

Max Planck Enstitüsü’nden Prof. Dr. Thomas Klinger, gelişmeyi şu sözlerle değerlendirdi:

“Yeni rekor, uluslararası ekip için muazzam bir başarı. Wendelstein 7-X’in potansiyelini etkileyici bir şekilde ortaya koyuyor. Uzun süreli plazmalarda üçlü çarpımı tokamak seviyelerine çıkarabilmek, ticari enerji üretimine uygun bir stellarator geliştirme yolunda çok önemli bir kilometre taşı.”

Bu rekor, insanlığın temiz, sürdürülebilir ve güvenli enerjiye ulaşma hayalini bir adım daha yaklaştırıyor. Ancak ortak düşünceye göre füzyon teknolojisinin kullanılabilir ve ticari seviyeye gelmesine halen çok yol var.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

NASA verileri şaşırttı: Gizemli kuyruklu yıldız, yerçekimi olmadan hızlanıyor

Yayımlandı

üzerinde

insanları, Güneş Sistemi dışından gelen 3I/Atlas adlı kuyruklu yıldızın, yerçekiminin etkisi dışında hızlandığını tespit etti.

NBC News’in haberine göre, Amerikan Ulusal Havacılık ve Dairesi (NASA) verilerini inceleyen Harvard Üniversitesi’nden astrofizikçi Avi Loeb, bu olağan dışı hızlanmaya, gök cisminden çıkan gazın neden olabileceğini ifade etti.

ALMA Gözlemevinin verilerinin, kuyruklu yıldızın daha önce hesaplanan yol haritasından saptığını gösterdiğini belirten Loeb, hesaplamalarına göre 3I/Atlas’ın kütlesinin yaklaşık altıda birinin buharlaşmış olabileceğini ve bundan kaynaklı geri tepmenin bir itiş gücü sağlayabileceğini kaydetti.

Loeb, kuyruklu yıldızın bir veya iki hafta içerisinde Güneş’in arkasında kalacağını aktararak elde edilecek görüntülerde, devasa bir gaz bulutu ve “son derece parlak” bir kuyruklu yıldız kuyruğu görülebileceğini ifade etti.

Temmuz ayında keşfedilen 3I/Atlas’ın, Dünya’ya veya komşu gezegenlere herhangi bir tehdit oluşturmadığı belirtilirken aralıkta Dünya’ya en yakın geçişini yaparak 269 milyon kilometre mesafeden geçeceği tahmin ediliyor.

NASIL KEŞFEDİLDİ?

3I/ATLAS (C/2025 N1), 1 Temmuz 2025’te Hawaii’deki ATLAS teleskop sistemi tarafından keşfedildi. Bu cisim, ʻOumuamua (2017) ve 2I/Borisov’dan (2019) sonra Güneş Sistemi’ne dışarıdan gelen üçüncü ziyaretçi oldu.

Astronomi dergisi Sky & Telescope’a göre, 3I/ATLAS’ın yörüngesi ekliptiğe 175 derece eğimli, yani Güneş Sistemi düzlemine oldukça yakın.

Harvard’lı bilim insanı Loeb, 3I/ATLAS’ın kütleçekim dışı ivmelenme gösterdiğini, bunun da nesneye ek bir kuvvetin etki ettiğini düşündürdüğünü savunuyor.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Küçük bir bilgisayarda tüm evreni simüle etmek mümkün hale geldi

Yayımlandı

üzerinde

Evreni haritalamak artık sadece teleskoplarla gökyüzüne bakmak anlamına gelmiyor. Bugün astronomlar, milyarlarca galaksiden gelen ışığı analiz ederek trilyonlarca veri noktasını işliyor.

Ancak bu veri bolluğu, DESI (Karanlık Enerji Spektroskopik Aracı) ve Avrupa Uzay Ajansı’nın Euclid misyonu gibi dev kozmolojik projelerde hesaplama gücünün sınırlarına dayanmış durumda.

İşte bu noktada, Waterloo Üniversitesi’nden fizikçi Dr. Marco Bonici liderliğindeki uluslararası bir ekip, veri analizinde devrim yaratabilecek bir araç geliştirdi: Effort.jl.

BİN KAT HIZ

Effort.jl, kozmolojik simülasyonların davranışını taklit eden bir tür yapay zeka modeli, yani bir “emülatör”.

Ekip, bu aracı Julia programlama diliyle geliştirdi: Hız bakımından C seviyesinde, kullanım kolaylığı açısından ise Python’a benzer bir dil.

Araştırmacıların Journal of Cosmology and Astroparticle Physics (JCAP) dergisinde yayımlanan makalesine göre, Effort.jl geleneksel yöntemlerden yaklaşık bin kat daha hızlı hesaplama yapabiliyor. Üstelik neredeyse kusursuz doğrulukla.

Normalde evrenin büyük ölçekli yapısını modelleyen EFTofLSS hesaplamaları, her olasılık değerlendirmesi için saniyeler ila dakikalar alabiliyor. Bu tür analizlerde milyonlarca hesaplama gerektiğinden, süper bilgisayarlarla bile günler hatta haftalar sürebiliyor.

Effort.jl, bu sürecin en yavaş aşamalarını sinir ağıyla değiştirerek saniyeler yerine mikrosaniyelerde sonuç verebiliyor.

HIZI VE BİLİMSEL DOĞRULUK

Effort.jl, galaksilerin evrende nasıl kümelendiğini gösteren galaksi güç spektrumunu simüle ediyor. Bu, evrenin istatistiksel “parmak izi” olarak kabul ediliyor.

Araç, fizik temelli ön işlemeyle yapay zekayı birleştiriyor. Bu sayede hem fiziksel olarak yorumlanabilir hem de aşırı hızlı sonuçlar üretebiliyor.

Ekip, tek bir işlemci çekirdeğinde 15 mikrosaniye içinde hesaplama yapabildiğini, dizüstü bilgisayarda yaklaşık 10 dakikada tam Bayesian analizine ulaştığını belirtiyor. Aynı işlem, geleneksel yazılımlarla süper bilgisayar kümelerinde saatlerce sürüyor.

Araştırmacılar, Effort.jl’yi hem PT-Challenge adlı yüksek hassasiyetli sahte evren simülasyonlarında hem de BOSS (Baryon Oscillation Spectroscopic Survey) adlı gerçek gözlem verilerinde denedi.

Sonuçlar, mevcut standart yazılım olan pybird ile istatistiksel açıdan aynı doğrulukta çıktı, ancak çok daha kısa sürede tamamlandı.

Ekip ayrıca sembolik regresyon kullanarak bazı karmaşık denklemleri insan tarafından okunabilir forma dönüştürdü. Bu sayede bazı hesaplamaların süresi 150 mikrosaniyeden 200 nanosaniyeye indirildi.

KOZMOLOJİDE YENİ ÇAĞA UYUM

DESI’nin milyonlarca galaksiyi haritalandırdığı, Euclid’in ise uzaydan ilk evren haritalarını gönderdiği günümüzde, artık asıl zorluk veri toplamak değil, veriyi işlemek.

Effort.jl bu açıdan bir dönüm noktası olabilir. Araç sayesinde karanlık enerji teorileri test edilebilir, evrenin genişleme hızı ve karanlık maddenin dağılımı çok daha hassas biçimde ölçülebilir ve galaksi kümelenmeleri ile kozmik mikrodalga arka planı tek analizde birleştirilebilir.

AÇIK BİLİM

Effort.jl, GitHub’da açık kaynak (MIT lisansı) olarak yayımlandı. Kod, belgeler ve örnek veri setleri araştırmacılara sunuldu.

Ekip, bu adımla yalnızca kozmoloji değil, plazma fiziği, kuantum malzemeler, iklim modellemesi ve tıp görüntüleme gibi diğer alanlarda da karmaşık sistemlerin daha hızlı ve şeffaf biçimde modellenmesini hedefliyor.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Çinli taykonotlar uzay istasyonuna ulaştı

Yayımlandı

üzerinde

Ajansı (CMSA), cuma gecesi Jiuquan Uydu Fırlatma Merkezi’nden uzaya fırlatılan Şincou-21 uzay aracının hedefe ulaştığını duyurdu.
CMSA’dan yapılan açıklamaya göre taykonotlar Cang Lu, Vu Fey ve Cang Hongcang’ı taşıyan Şıncou-21 mekiği, uzay istasyonunun çekirdek modülüne kenetlendi.
Yaklaşık 3.5 saat süren yolculuğun ardından uzay istasyonuna ulaşan taykonotlar, mekikten modüle geçerek uzay istasyonuna girdi.
Taykonotları taşıyan Şıncou-21 uzay mekiği, dün gece Long March 2F roketiyle, ülkenin kuzeybatısındaki Jiuquan Uydu Merkezi’nden fırlatılmıştı.

İlk kez insanlı uzay görevinde yer alan isimlerden uzaya çıkan en genç taykonot unvanını kazanan 32 yaşındaki Wu Fei, insanlı uzay programına katılmadan önce Çin Havacılık Uzay Bilimi ve Teknolojisi Şirketine bağlı Çin Uzay Teknolojisi Akademisi’nde mühendis, Cang Hongcang ise Çin Bilimler Akademisine bağlı Dalian Kimyasal Fizik Enstitüsü’nde araştırmacı olarak görev yapıyordu.

Taykonotlar, Şıncou-20 mekiğiyle 24 Nisan’da istasyona gönderilen ve 6 ayı aşkın süredir görev yapan taykonot ekibinden görevi devralacak.

DÖRT LABORATUVAR FARESİ DE UZAYDA

Görevde ayrıca iki dişi ve iki erkek olmak üzere dört laboratuvar faresi de yer alıyor. Bu, ’in yörüngede kemirgenler üzerinde yapacağı ilk bilimsel deney olacak.
Çin, ABD’nin uzay araştırmaları alanındaki işbirliğini yasaklaması ve Uluslararası İstasyonu (ISS) programına katılımını engellemesi nedeniyle Dünya yörüngesinde kendi uzay istasyonunu kurmuştu.
Çin, ABD ve Rusya’dan sonra insanlı uzay uçuşu gerçekleştiren üçüncü ülke konumunda.
Tiangong istasyonu, Pekin’in “uzay rüyası” vizyonunun merkezinde yer alıyor. Ülke ayrıca Mars ve Ay’a insansız keşif araçları indirdi.

HEDEFTE AY VAR

Devlet Başkanı Şi Cinping’in liderliğinde Çin, 2030 yılına kadar Ay’a insanlı bir görev göndermeyi ve Ay yüzeyinde bir üs kurmayı hedefliyor.

CMSA, bu hedef doğrultusunda Lanyue adlı ay iniş aracı ve Mengzhou adlı insanlı uzay gemisi üzerinde “kritik testlerin” sürdüğünü açıkladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar