Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Şişli’de Korku Dolu Anlar! 2 Katlı Bina Çöktü: Acil Müdahaleler ve Olayın Detayları

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama:
İstanbul Şişli’de saat 18.00 sıralarında 2 katlı binada meydana gelen kısmi çökme olayında polis, itfaiye, acil sağlık ve AFAD ekipleri olay yerine sevk edildi. Binanın boş olduğu tespit edilirken, mahalle sakinlerinin endişeleri ve teknik incelemeler detaylarıyla haberimizde!


Olayın Gelişimi ve İlk Belirlemeler

13 Nisan 2025 tarihinde, İstanbul’un Şişli ilçesinde, İnönü Mahallesi Küçük Bayır Sokak’ta meydana gelen olay, çevre sakinlerinin ihbarı üzerine ortaya çıktı. Yerel saatle 18.00 sularında, 2 katlı binada duyulan büyük bir gürültü sonrası binanın kısmen çökmesi dikkat çekti. Olay anında mahalle sakinleri yaşadıkları dehşeti ve panik anlarını sosyal medya ve yerel haber ajanslarına aktardı. İlk bilgiler doğrultusunda, çökmenin son derece ani gerçekleştiği ve çevrede geniş çaplı panik yarattığı öğrenildi.


Olay Yerine Sevk Edilen Ekipler

İhbarın ardından, olay yerine acil müdahale ekipleri sevk edildi. Polis, itfaiye, acil sağlık ekipleri ve AFAD; olay yerinde koordineli bir şekilde görev alarak yapıdaki durumun tespiti ve güvenlik önlemlerinin alınması için çalışmalarını başlattı.

  • Polis ve Güvenlik Ekipleri: İlk müdahaleyi gerçekleştiren polis ekipleri, bölgede kalabalık oluşumunu kontrol altına almaya çalıştı.

  • İtfaiye ve Kurtarma Ekipleri: İtfaiye ekipleri, binada olası tehlike yaratacak kırık yapıları kontrol altına alırken, kurtarma ekipleri binada mahsur kalabilecek kişilerin varlığı için incelemelerde bulundu.

  • AFAD ve Acil Sağlık: AFAD ve sağlık ekipleri, acil müdahale durumlarında kesiğe hazır bekleyerek, bölgedeki olası yaralanmaları önlemeyi hedefledi.

Bu koordinasyon sayesinde, olay yerinde gerçekleşebilecek olası can kayıplarının ve yaralanmaların önüne geçilmek istendi.


Binanın Durumu: Boş Mu, Mahsur Kişi Var mı?

Olay anında mahalle sakinlerinden gelen bazı ifadelerde, çöken binada yaşlı bir kişinin bulunduğuna dair ilk iddialar yer aldı. Ancak, ekiplerin hızlı müdahalesi ve yapılan detaylı teknik kontroller sonucunda:

  • Binanın içinde hiçbir mahsur kişinin bulunmadığı,

  • Binanın boş olduğu ve uzun süredir kullanılmadığı tespit edildi.

Bu durum, ilk etapta paniğe neden olan iddiaların asılsız olduğunu ortaya koydu. Aynı zamanda, yapıdaki çökmenin mekanik veya yapısal kusurlardan kaynaklandığına dair değerlendirmeler yapılmaya başlandı.


Mahalle Sakinlerinin Görüşleri ve Sosyal Medya Yansımaları

Çöken binaya yakın bölgede yaşayan vatandaşlar, olay anındaki korku dolu anları ve endişelerini şöyle aktardı:

  • Sercan Aygün: “Hemen 2 bina yanda yüksek bir gürültüyle çöken bir yapı görüldü. Eşimden aldığım telefonla bilgi aldım ve panik yaşadım. İçeride kimse olduğuna dair teyit alamadık, itfaiye ekiplerinin çalıştığını gördük.” ifadelerini kullandı.

  • Bir diğer mahalle sakini ise, “Her sabah buradan geçiyoruz. Bu tarz metruk ve riskli yapılar, çevre güvenliğini tehlikeye atıyor. Belediyenin bu binaları tespit edip gerekli yıkım veya onarım çalışmalarına başlaması gerekiyor,” dedi.

Bu sosyal medya paylaşımları ve mahalle sakinlerinin yorumları, bölgede geçmişte yaşanan benzer olaylara atıfta bulunarak, ileriye dönük önlemlerin ve yapısal denetimlerin önemini bir kez daha gündeme getirdi.


Teknik İncelemeler ve Yapısal Değerlendirme

Ekipler, olay sonrasında gerçekleştirilen teknik incelemelerde, binanın yapısal bütünlüğünü değerlendirdi. Yapılan incelemelerde:

  • Binada uzun süreli kullanım dışı kalınmış, metruk durumda bir yapı olduğu,

  • Çökme anında meydana gelen güç artışının, binanın genel dayanıklılığını zorlayabileceği,

  • İlgili müdahale ekipleri, binanın gelecekte benzer riskler oluşturmasını önlemek amacıyla detaylı bir rapor hazırlamakta.

Bu teknik incelemeler, belediyeler ve ilgili kurumlar tarafından yapılacak daha geniş çaplı denetimlerin de habercisi oldu. Şişli’de bulunan benzer risk taşıyan yapılar için yerel yönetimlerin, uzun vadeli risk analizleri yaparak acil müdahale planları oluşturması bekleniyor.


Olayın Sosyal ve Ekonomik Etkileri

Binanın boş olduğu tespit edilse de, bu tür olaylar bölge halkında güvensizliğe ve endişeye yol açmaktadır.

  • Sosyal Etki: Mahalle sakinleri, böyle olayların tekrar yaşanmaması için belediye ve yerel yönetimlerin duyarlı davranması gerektiğini vurguluyor.

  • Ekonomik Etki: Metruk binaların bulunduğu bölgelerde, değer kaybı ve yatırım riskleri artarken; benzer olayların yaşanması, çevredeki diğer yapıların yıkımına veya onarım maliyetlerinin artmasına sebep olabilir.

Yerel ekonomi ve sosyal yaşam üzerinde yarattığı olumsuz etkiler, gelecekte alınacak önlemlerin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.


Olay Sonrası Yapılan Çalışmalar ve İlerleyen Süreç

Olayın ardından, ekipler tarafından bölgeye ilişkin geniş çaplı güvenlik önlemleri alındı. Yapının tamamen boşaltılması ve çevredeki diğer riskli yapıların tespiti için belediye ile koordineli çalışmalar başlatıldı. İlgili kurumlar tarafından yürütülen bu çalışmaların, ilerleyen günlerde detaylı raporlar ve önleyici tedbirlerin halka duyurulması bekleniyor.

Ayrıca, bölgede uzun süredir göz ardı edilen metruk yapılar için kapsamlı bir denetim ve iyileştirme süreci planlanıyor. Bu süreç, yerel yönetimlerin bölgede yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışmalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.


Sonuç ve Değerlendirme

Şişli’de yaşanan bu olay, bölgede benzer risklerin bulunduğunu gözler önüne serdi. Boş olduğu tespit edilen iki katlı binanın kısmen çökmüş olması, hem güvenlik standartlarının yenilenmesi hem de mevcut yapıların düzenli denetiminin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.

  • Güvenlik Önlemleri: Polis, itfaiye, sağlık ve AFAD ekiplerinin hızlı müdahalesi sayesinde, olayın daha büyük bir felakete dönüşmesinin önüne geçildi.

  • Yerel Yönetimlere Çağrı: Mahalle sakinlerinin ve uzman görüşlerinin de belirttiği gibi, metruk yapıların tespiti, onarımı veya yıkımına yönelik çalışmaların hızla hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor.

Bu olay, toplumun ve yerel yönetimlerin risk yönetimi konusundaki hassasiyetini artıracak, benzer durumların gelecekte yaşanmaması için alınacak önlemlerde yol gösterici nitelikte değerlendirilmelidir.

Gündem

Bahçeli’den Kritik Adım: “Terörsüz Türkiye Komisyonu” Üyelerini Açıkladı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Devlet Bahçeli, Meclis’te kurulacak “Terörsüz Türkiye Komisyonu” için MHP’den Feti Yıldız, Muhammet Levent Bülbül, Halil Öztürk ve Yücel Bulut’u atadı. Komisyonun rolü, işleyişi ve sonraki adımlar bu makalede.

Giriş

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Terörsüz Türkiye Süreci” kapsamında Meclis’te oluşturulacak komisyona katılacak partiler arası heyetlerde MHP adına görev yapacak isimleri 26 Temmuz 2025 günü resmen duyurdu. Bu komisyon, PKK’nın silah bırakma sürecini muhatap alan “Terörsüz Türkiye” vizyonunun somut adımlarla hayata geçirilmesi amacıyla TBMM bünyesinde oluşturuluyor

Komisyonun Amacı ve Kapsamı

  • Amaç: PKK ve bağlantılı grupların silah bırakma çağrısının ardından, toplumsal barış ve terörün sonlandırılması yol haritasını hazırlamak.

  • Kapsam: Barış süreci adımları, toplumsal uzlaşı ve güvenlik politikalarının demokratik zeminde güçlendirilmesi.

  • Üye Sayısı: Toplam 51 milletvekilinden oluşacak; AKP 21, CHP 10, DEM Parti 4, MHP 4, İYİ Parti 3, Yeni Yol Grubu 3, grubu olmayan diğer partilerden 6 kontenjan.

MHP’den Görev Alacak Dört İsim

  1. Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız

  2. Sakarya Milletvekili Muhammet Levent Bülbül

  3. Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk

  4. Tokat Milletvekili Yücel Bulut

İsimlerin Yetkinlikleri ve Rolü

  • Feti Yıldız: Parti içi tecrübesi, stratejik planlama, komisyonun koordinasyon ve raporlama süreçlerinde kilit rol.

  • Levent Bülbül: Bölgesel barış girişimleri, STK ilişkileri ve toplumsal destek kanallarını güçlendirme.

  • Halil Öztürk: Güvenlik politikaları uzmanlığı, Meclis içi uzman komisyonlarla eşgüdümlü çalışma.

  • Yücel Bulut: Yerel dinamiklerin Meclis düzeyine taşınması, Tokat başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu temsilciliği.

Komisyonun İşleyiş Takvimi

  • Üye Bildirim Son Tarihi: 31 Temmuz 2025, 17:00’ye kadar TBMM Başkanlığı’na teslim edilmiş olacak.

  • İlk Toplantı: Ağustos başında planlanıyor; komisyon isminin kesinleşmesi ve çalışma usulü belirlenecek.

  • Rapor ve Öneriler: Eylül 2025 sonuna dek ara rapor; yıl sonuna dek nihai yol haritası TBMM Genel Kurulu’na sunulacak.

Süreçte Diğer Partilerin Yaklaşımları

  • İYİ Parti: Komisyona katılmama kararı alarak, yapının “TBMM İçtüzüğü’ne uygun uzman komisyon” statüsü taşımadığı eleştirisini yineledi.

  • Diğer Gruplar: AKP, CHP ve DEM Parti başta olmak üzere grubu bulunan partiler süreci destekleme ve katkı verme eğiliminde.

Değerlendirme ve Beklentiler

  1. Toplumsal Barış: Silah bırakma çağrısının pratik adımlarla desteklenmesi, çözüm sürecine yeniden ivme kazandırabilir.

  2. Güvenlik Ihlallerinin Azalması: Komisyonun kararları, bölgesel güvenlik politikalarını demokratik denetimle güçlendirebilir.

  3. Siyasi Uzlaşma Kültürü: Farklı görüşlerin ortak metinlerde buluşması, TBMM’nin uzlaşma kapasitesini artıracak.

Sonuç

Devlet Bahçeli’nin açıkladığı MHP heyeti, “Terörsüz Türkiye” hedefinin Meclis zemininde işlenmesi sürecinde önemli bir aktör. Komisyonun başarısı, üye dağılımındaki denge, işleyiş mekanizmaları ve siyasiler arasındaki diyalog kalitesiyle doğrudan ilişkili olacak. Sürecin yakından izlenmesi, atılacak her adımda toplumsal güven ve barışın tesisine yönelik güçlü bir sinyal niteliği taşıyor.


Bu makale, “Terörsüz Türkiye Komisyonu” konusundaki en güncel gelişmelere dayanarak hazırlanmıştır.

Okumaya Devam Et

Gündem

İmralı Cezaevi’nden Tahliye: Veysi Aktaş 31 Yıl 3 Ay Sonra Serbest Bırakıldı

Yayımlandı

üzerinde

“İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 31 yıl 3 ay tutuklu kalan Veysi Aktaş, infaz ertelemelerinin ardından 25 Temmuz 2025’te tahliye edildi. Tahliye süreci ve yasal dayanakları bu makalede detaylıca inceleyin.”

Makale İçeriği

1. Giriş
PKK hükümlüsü Veysi Aktaş, “Devletin egemenliği altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış ve 2015’ten beri İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuluyordu. 28 Nisan 2024’te yasal 30 yıllık infazını tamamlamasına rağmen, İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla tahliyesi önce bir yıl, ardından üç ay ertelendi. Nihayet 25 Temmuz 2025’te tahliye kararı uygulandı

2. Ceza ve İnfaz Süreci
1994 yılında PKK yöneticiliği iddiasıyla tutuklanan Aktaş, 2015 yılında “çözüm süreci” kapsamında Mehmet Sait Yıldırım, Ömer Hayri Konar, Çetin Arkaş ve Nasrullah Kuran ile birlikte İmralı’ya sevk edilmişti  30 yıllık yasal infaz süresi 28 Nisan 2024’te tamamlandı; ancak İdare ve Gözlem Kurulu, iç denetim gerekçesiyle tahliyesini bir yıl erteledi. Bu erteleme, Aktaş’ın “umut hakkı” kapsamında değerlendirilmesini sağlayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına da paralel bir karardı.

3. Tahliye Ertelemelerinin Hukuki Dayanağı
AİHM içtihatlarına göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan mahkûmlar, belirli koşulları sağladıklarında topluma yeniden kazandırılma amacıyla salıverilme umuduna sahip olmalı; bu kapsamda pişmanlık, iyi hal ve toplumsal güvenlik unsurları dikkate alınıyor. İdare ve Gözlem Kurulu’nun erteleme kararları, infaz rejiminin titiz denetimini ve AİHM kriterlerine uyum arayışını yansıtıyo

4. Tahliye Tarihi ve Uygulama
Tahliyesi toplamda bir yıl üç ay ertelenen Veysi Aktaş, cezaevinde 31 yıl 3 ay geçirdikten sonra 25 Temmuz 2025 tarihinde serbest bırakıldı. Yargı kaynakları, sürecin tamamen infaz mevzuatı ve infaz hakimliklerinin onayı çerçevesinde yürütüldüğünü, hiçbir ayrıcalık veya istisna uygulanmadığını belirtti .

5. Toplumsal ve Siyasi Yansımalar
Tahliye haberi, başta HDP ve insan hakları örgütleri olmak üzere farklı kesimlerden “infaz adaleti” ve “insan hakları” vurgusuyla karşılandı. Bazı hukuk çevreleri, erteleme kararlarının AİHM içtihatlarına uygun yürütülmesinin pozitif tarafını öne çıkarırken; muhalif medya, “İmralı’dan ilk tahliye” diye manşetlerine taşıdı


Sonuç
İmralı Cezaevi’nin yüksek güvenlikli koşullarında 31 yılı aşkın süre geçiren Veysi Aktaş’ın tahliyesi, Türkiye’de ağırlaştırılmış müebbet infaz rejiminin işleyişine ilişkin tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Tahliye sürecinin hukuki zemini ve infaz ertelemeleri, AİHM içtihatlarıyla uyumlu yürütüldü. Bu gelişme, hem infaz sistemine hem de toplumsal adalet algısına dair önemli bir örnek teşkil ediyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Alanya’da Skandal: Ünlü Doktor A.D. ve Hemşirenin Uygunsuz Görüntüleri, “Pes” Dedirten Yapay Zeka Savunması

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Alanya’nın tanınan doktoru A.D. ile hemşiresine ait olduğu iddia edilen uygunsuz görüntüler sosyal medyada yayıldı. Doktorun “Hesabım ele geçirildi, yapay zekâ” savunması büyük tepki topladı.

Olayın Perde Arkası

Antalya’nın Alanya ilçesinde Tanınan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. A.D.’ye ait olduğu iddia edilen uygunsuz görüntüler, doktorun kendi sosyal medya hesabından paylaşılınca ilçe gündemi kısa sürede çalkalandı . Görüntülerin yayılmasından sonra sosyal medyada “pes” dedirten tepkiler gelirken, olayın kaynağı hakkında birçok iddia ortaya atıldı.

Yapay Zekâ İddiası ve Doktorun Açıklaması

Dr. A.D., paylaşımın ardından hızlı bir şekilde yaptığı açıklamada, hesabının “kısa süreliğine ele geçirildiğini” öne sürerek söz konusu görüntülerin “yapay zekâ ile oluşturulmuş, gerçek dışı ve tamamen sahte” olduğunu savundu . Açıklamasında, “Gerekli tüm hukuki adımlar atılmıştır. Lütfen gördüğünüz her içeriğin gerçekliğinden emin olmadan inanmayın” ifadesini kullandı .

Hemşire İddiası

Yerel kaynaklar, görüntüleri önce yayımlayan kişinin Dr. A.D. ile arası bozuk olduğu iddia edilen hemşire olabileceğini öne sürdü . Diğer yandan, bazı medya organları da sosyal medya hesabının üçüncü kişiler tarafından ele geçirilme ihtimaline dikkat çekerek olayın “kişisel husumet”ten ziyade “siber saldırı” olabileceğini belirtti .

Hukuki Süreç ve Sonraki Adımlar

Doktor A.D.’nin avukatı aracılığıyla başlatılan ön soruşturma kapsamında, sosyal medya platformundan dijital delillerin toplanması ve görüntülerin kaynağının tespiti için bilirkişi incelemesi talep edildi . Ayrıca, “kişilik haklarının ihlali” ve “kişisel verilerin izinsiz kullanımı” gerekçesiyle hem hukuki hem de cezai yaptırımlar için savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.

Kamuoyunun ve Medyanın Tepkisi

Olay, hem Alanya’da hem de ulusal medyada sıcak gelişme olarak takip edilirken; sosyal medya kullanıcıları, derhal gerçeklerin ortaya çıkarılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını talep etti . Uzmanlar ise “yapay zekâ kaynaklı derin sahte” içeriklerin artışına dikkat çekerek, dijital okuryazarlık ve sosyal medya güvenliği konusunda uyarılarda bulundu.


Sonuç
Alanya’da büyük yankı uyandıran bu skandal, dijital çağda “görsel manipülasyon” ve “siber güvenlik” konularının ne denli kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. Hukuki süreç ilerledikçe, hem yerel halk hem de doktor-hasta güven ilişkisi açısından sonuçları takip edilmeye devam edecek.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar