Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Santorini’deki 7,5’lük depremi Türkiye kaç şiddetinde hissedecek?

Yayımlandı

üzerinde

‘ın en çok rağbet gören turizm merkezlerinden biri olan Santorini, sismik bir krizin ortasında.

Zaman zaman depremler Ege kıyılarıda da hissedilirken akademisyenden depremlerin ‘deki etkilerini araştırmak için heyet oluşturdu.

Dokuz Eylül Üniversitesi akademisyenlerinden oluşan heyet depreme ilişkin ön değerlendirme raporu hazırladı.

Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir başkanlığında kurulan, Mühendislik Fakültesi jeoloji ve jeofizik bölümleri ile İzmir Meslek Yüksek Okulu ve Deniz Bilimleri Teknolojisi Enstitüsü’ndeki akademisyenlerden oluşan heyet, Santorini Adası’nda 28 Ocak’tan bu yana kaydedilen depremler ve sismik hareketliliğin olası etkileri üzerine çalışma yürüttü.

Bu kapsamda Ege Bölgesi’nde yaşanan depremlere ilişkin çalışmaları inceleyen heyet tarafından ön değerlendirme raporu hazırlandı.

TSUNAMİ DALGALARI ULAŞMIŞ

Raporda, Ege Bölgesi’ndeki en büyük patlamanın geçmişte Santorini Volkanı’nda gerçekleştiği ve aynı bölgede 7,5 büyüklüğünde depremlerin meydana geldiği kaydedildi.

Ege kıyılarının milattan önce ve milattan sonra yaşanan volkanik faaliyetler ve tsunamilerden etkilendiğinin kayıtlarda yer aldığı belirtilen raporda, “Bunun yanında 1956 yılında Santorini Adası’nın kuzeydoğusundaki Amorgos fayı üzerinde meydana geldiği kabul edilen Santorini-Amorgos depremi sonrasındaki tsunami etkisi modellenmiş ve tsunami dalgalarının Çanakkale ile Fethiye arasındaki kıyı şeridi boyunca belirli oranlarda küçük ölçekte etkili olduğu anlaşılmıştır.” denildi.

“MAKSİMUM 2 METRE YÜKSEKLİĞİNDE”

“Böyle bir depremin tekrar etmesi durumunda kıyılarımızdaki tsunami dalgasının güneybatı kıyılarının belirli bölümlerinin maksimum 2 metre yüksekliğe ve 500 metre kadar içeri gireceği öngörülmektedir.” denilen raporda, depremi üretecek Santorini Adası’nın kuzeydoğusundaki fay yerinden 150-350 kilometre uzaklıkta olunduğu için güneybatı kıyılarında en erken 30 dakika sonra, kuzeybatı kıyılarında ise 3 saatte varabileceği anlatıldı.

Bu durumda olduğu anda haber alınacağı için kıyıdan uzaklaşabilecek ve böylece tsunami tehlikesinin gerçekleşmesi durumunda herhangi bir can kaybının yaşanmayacağı ifade edildi.

Raporda, bölgede yaşanabilecek olası afetlere ilişkin vatandaşların resmi kurumların açıklamalarını dikkate alması ve uluslararası standartlara uygun bilgilendirme notlarının hazırlanmasının gerekliliğine vurgu yapıldı.

“Santorini Adası’nın kuzeydoğusundaki faylar üzerinde 7,5 büyüklüğünde meydana gelecek bir depremi, Santorini ve çevresindekiler 9 şiddetinde hissedecek.” ifadelerinin kullanıldığı raporda, ‘nin deprem odak noktasından 150 ile 350 kilometre uzakta olması nedeniyle depremi, 5 şiddet değerine kadar hissedileceği aktarıldı.

“CAN VE MAL KAYBI OLUŞMAYACAK”

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

“Bu durumda depremin bize gelen şiddeti herhangi bir can ve mal kaybına yol açmayacak. Çünkü Türkiye’de can ve mal kaybının eşik değeri 8 şiddetidir. Sadece İzmir, Kuşadası ve Gökova Körfezi etrafındaki alüvyonal zemin üzerindeki yerleşim alanlarının bir kısmında depremin şiddet değeri 8’i bulabilecektir. Bu gibi alanlarda, 8 şiddetine dayanamayacak binaların envanterinin çıkarılması ve bunlara karşı önlem alınması gerekmektedir. Diger taraftan böyle bir deprem, Ege kıyılarında tsunamiye yol açacaktır. Bu nedenle kıyıda yaşayan insanların zamanında uyarılması önem arz etmektedir.”

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

600 Bin Kamu İşçisine Müjde: Toplu Sözleşmede Anlaşma Sağlandı – Zam Oranları ve Seyyanen Artış Detayları

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması :
600 bin kamu işçisini ilgilendiren toplu sözleşmede uzlaşı sağlandı. İlk 6 aya %24, 2. döneme %11, 3. döneme %10, 4. döneme %6 zam ve seyyanen artış imzalanıyor

1. Giriş

Türkiye genelinde yaklaşık 600 bin kamu işçisini doğrudan ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uzun süren pazarlık trafiği nihayet sonuçlandı. Hem yüzdelik zam hem de net bir seyyanen artış içeren protokol, bugün imzalanmak üzere mutabakata bağlandı. Bu gelişme ile 2025–2026 dönemi zam oranları netlik kazandı.


2. Görüşme Süreci ve Taraflar

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı himayesinde yürütülen görüşmelerde; işçi tarafını TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ, işveren tarafını ise TÜHİS temsil etti. Kritik görüşmelerin son aşamasında, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz arasında yaklaşık 4 saat süren sürpriz bir toplantı gerçekleşti .


3. Nihai Teklif ve Zam Oranları

Hükümetin son ve bağlayıcı teklifi şu şekilde şekillendi:

  • 1. Dönem (İlk 6 ay): %24

  • 2. Dönem (2. 6 ay): %11

  • 3. Dönem (3. 6 ay): %10

  • 4. Dönem (4. 6 ay): %6
    Ayrıca, maaşlara sabbaten (net) sabit bir artış kalemi de eklendi


4. Seyyanen Artış Detayı

Yüzdelik zam oranlarına ek olarak, toplu sözleşme metnine belirli bir tutarda seyyanen ücret artışı de dahil edildi. Bu düzenleme, başta düşük gelirli kamu işçileri olmak üzere tüm çalışanların alım gücünü güçlendirmeyi hedefliyor


5. İmzalar ve Yürürlüğe Giriş

Taraflar arasında sağlanan mutabakat çerçevesinde hazırlanan Çerçeve Protokolü, bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda düzenlenecek törenle resmen imzalanacak. Zamlar ve seyyanen artış, protokolün yayımlanmasını takiben ilk bordro kesintisinde yürürlüğe girecek.


6. 600 Bin İşçi İçin Beklenen Etki

  • Alım Gücü Artışı: %24–6 arası kademeli zam ve seyyanen artış, enflasyon karşısında kamu işçilerinin gelir kaybını büyük ölçüde telafi edecek.

  • Moral ve Motivasyon: Uzun süren pazarlık süreci sonrası gelen anlaşma, çalışma barışını pekiştirecek.

  • Ekonomik Dalgalanma: Kamu maaşlarında artış, hem iç talebi destekleyecek hem de bütçe planlamasında yeni önceliklere yol açacak.


7. Sonuç

600 bin kamu işçisinin maaşlarını doğrudan ilgilendiren toplu sözleşme sürecinde anlaşma sağlanması, iş barışı ve ekonomik istikrar açısından kritik bir adım oldu. Yüzdelik zam oranları ile birlikte seyyanen artış, enflasyon ortamında çalışanların refahını korumayı amaçlıyor. İmzaların bugün atılmasıyla birlikte detaylı protokol tüm tarafların onayına sunulmuş ve uygulama takvimi netleşmiş olacak.

Okumaya Devam Et

Gündem

Erdoğan ve Meloni Dolmabahçe’de Buluştu: Türkiye-İtalya İş Birliği Zirvesi Başladı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, 1 Ağustos 2025’te Dolmabahçe Sarayı’nda bir araya gelerek enerji, ekonomi, düzensiz göç ve bölgesel güvenlik başlıklarında önemli adımlar attı. Türkiye-İtalya ilişkilerinde yeni döneme ışık tutan zirvenin detayları ve vurguları bu makalede…

1. Giriş: Tarih ve Mekân

1 Ağustos 2025 Cuma günü saat 14.30’da Dolmabahçe Sarayı’ndaki Çalışma Ofisi’nde gerçekleşen Türkiye-İtalya zirvesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’yi bir araya getirdi . Yaklaşık iki saat süren resmi görüşme öncesi her iki lider, protokol töreniyle karşılandı.

2. Toplantı Konusu ve Katılımcılar

Zirve, Türkiye-İtalya-Libya Üçlü İş Birliği formatında düzenlense de, Erdoğan ve Meloni ikili temaslarını ön planda tuttu. Toplantıya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Dış Politika Danışmanı Akif Çağatay Kılıç; Meloni’ye ise İtalya Dışişleri Müsteşarı ve ekonomi heyeti eşlik etti T24. Zirvede ele alınan ana başlıklar şunlardı:

  • Enerji ve Ekonomi: Doğalgaz boru hatları, yenilenebilir enerji projeleri ve ikili ticaret hacminin 30 milyar dolara çıkarılması hedefi.

  • Göç Yönetimi: Akdeniz havzasında düzensiz göçü önleme mekanizmalarının güçlendirilmesi, kapsamlı geri kabul anlaşmaları .

  • Bölgesel Güvenlik: Libya’daki barış sürecinin desteklenmesi, Akdeniz’de sismik araştırmalar ve arama-kurtarma iş birliği.

  • Filistin Meselesi: Erdoğan’ın, “1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti” vurgusu .

3. Liderlerin Mesajları

Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede;

“Düzensiz göçün kaynağının kurutulması için uzun vadeli, sürdürülebilir çözümlere ihtiyacımız var. Akdeniz havzasındaki sınamaların üstesinden ancak kararlı iş birliğiyle gelebiliriz.

Başbakan Meloni ise ortaklığın önemine dikkat çekerek;

“Türkiye, Avrupa’nın kilit ortağıdır. Enerji arz güvenliği ve bölgesel istikrar için dayanışmamızı derinleştireceğiz.”

4. Somut Adımlar ve Mutabakatlar

Zirveden çıkan başlıca kararlar arasında:

  • Enerji Anlaşması İmzalanması: Trans-Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı’nın kapasite artışı için teknik çalışma grubu kurulması.

  • Göç Zirvesi Planlaması: Ekim 2025’te Roma’da göç akışı koordinasyon toplantısının eşbaşkanlıkla düzenlenmesi.

  • Ortak Komiteler: Savunma, kültür-sanat ve sağlık alanlarında Türkiye-İtalya Karma Komisyonu’nun hayata geçirilmesi.

Bu mutabakatlar, liderlerin izlenecek yol haritasını netleştirerek hem iki ülke hem de bölgesel düzeyde iş birliğini güçlendirecek.

5. Zirvenin Bölgesel ve Küresel Önemi

Dolmabahçe’deki zirve, Akdeniz havzasındaki kritik aktörlerin yakınlaşması açısından dönüm noktası olarak görülüyor. Türkiye-İtalya ilişkilerinde altyapıdan kültüre kadar uzanan yeni bir iş birliği dönemi başlatan buluşma;

  • Ekonomik Kazanımlar: İkili ticaret, yatırım projeleri ve turizmde ivme yaratacak.

  • Güvenlik İş Birliği: Akdeniz’de emniyet ve hukuka dayalı deniz yönetimini destekleyecek.

  • Diplomatik Mesaj: Bölgesel sorunların diyalogla çözülebileceğini tüm taraflara göstermesi bakımından kritik.

6. Sonuç ve Beklentiler

Erdoğan ile Meloni’nin Dolmabahçe’deki buluşması, 2025’in ikinci yarısında gerçekleşen en önemli Avrupa-Asya zirvelerinden biri olarak kayda geçti. Eylül ayında Roma’da planlanan takip toplantısının, alınan kararları hayata geçirme iradesini göstereceği; böylece hem iki ülke hem de Akdeniz bölgesi için sürdürülebilir iş birliği zemini güçleneceği öngörülüyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Arap tavşanı Tunceli’de görüntülendi

Yayımlandı

üzerinde

’de, aracıyla seyahat halinde olan Sinan Ercan, nesli tehdit altında olduğu için Dünya ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği’nin (IUCN) kırmızı listesinde yer alan Arap tavşanını cep telefonu kamerasıyla görüntüledi.

Arap tavşanını bir süre görüntüleyen Ercan, hayvanı daha sonra yeniden doğal ortamına bıraktı.

Ailesiyle seyir halindeyken birkaç Arap tavşanına denk geldiklerini dile getiren Ercan, “Görüntülediğim tavşan, yolun ortasında durdu ve hareket etmedi. Ben de başka araçlar ezmesin diye araçtan inerek onu hem görüntüledim hem de yoldan alarak doğal ortamına bıraktım. O anlara çocuklarım da tanıklık etti ve bu özel türü gördükleri için mutlu oldular” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar