Nature dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, beynin doğal lityum seviyelerinin Alzheimer hastalığının ilerlemesinde kritik rol oynayabileceğini ortaya koydu.

Harvard Tıp Fakültesi’nden bilim insanlarının fareler ve insan beyin dokusu üzerinde yürüttüğü çalışma, lityum düzeylerinin azalmasının hafıza kaybı, amiloid plaklar ve tau yumakları gibi Alzheimer belirtilerini tetiklediğini gösterdi.

Araştırmada, Alzheimer hastalarının etkilenen beyin bölgelerinde lityum seviyelerinin düşük olduğu tespit edildi. Bu durumun, hastalığın ilerlemesiyle daha da şiddetlendiği belirtildi.

DÖNÜM NOKTASI OLABİLİR

Bilim insanları ayrıca, yaygın kullanılan lityum karbonat formunun amiloid plaklar tarafından tutulduğunu, buna karşın lityum orotat formunun bu engeli aşarak beyin hasarını tersine çevirebildiğini ve hafızayı geri kazandırdığını fare deneyleriyle gösterdi.

Araştırmanın başyazarı Prof. Bruce Yankner, “Bu yaklaşım, Alzheimer’ın tüm temel patolojilerini hedef alıyor. Eğer insanlar üzerinde de benzer sonuçlar alınırsa, bu büyük bir dönüm noktası olabilir” dedi.

TERSİNE ÇEVİRME İHTİMALİ GÜNDEMDE

Halihazırda piyasadaki tedaviler yalnızca hastalığın ilerlemesini yavaşlatabiliyor. Yeni bulgular ise lityumun, Alzheimer’ı yalnızca durdurmakla kalmayıp tersine çevirebileceği ihtimalini gündeme getiriyor.

Araştırmaya göre, 2.300 adımdan sonra atılan her 1.000 adım, kalp sorunları riskini ortalama yüzde 17 oranında düşürüyor. Üstelik bu faydalar, 10 bin adıma kadar artarak devam ediyor.

HİPERTANSİYON VE KALP SAĞLIĞI

Yüksek tansiyon (hipertansiyon), kalp krizi, kalp yetmezliği ve felç gibi kardiyovasküler olayların başlıca risk faktörlerinden biri olarak biliniyor. Uzmanlara göre, ilaç tedavisine ek olarak en etkili önleyici yöntemlerden biri düzenli fiziksel aktivite, özellikle de yürüyüş yapmak.

Sidney Üniversitesi’nde yürütülen yeni bir çalışma, yürüyüşün kalp sağlığı üzerindeki etkilerini detaylı biçimde ortaya koydu.

Açıklaması 
Son çalışmalar, aşırı karpuz tüketiminin migren ataklarını tetikleyebileceğini gösteriyor. L-arginin-NO yoluyla nitrit artışıyla migren riskinizi öğrenin!

Giriş

Migren hastalarında tetikleyici faktörlerin belirlenmesi, atakların önlenmesinde kritik rol oynar. Yakın dönemde yayımlanan bir çalışma, günlük beslenmede sıkça yer alan karpuzun fazlasının migren ataklarına yol açabileceğini ortaya koydu. Bu bulgu, migren yönetiminde diyet düzenlemesinin önemini bir kez daha vurguluyor .

Aşırı Karpuz Tüketimi Nasıl Migreni Tetikliyor?

1. Nitrit Seviyelerinde Artış

   • Çalışmada, migren hastalarına belirli miktarda karpuz verildiğinde, tüketimden ortalama 124 dakika sonra serum nitrit düzeylerinde %23,4 artış tespit edildi. Kontrol grubunda da %24,3 artış gözlendi, ancak baş ağrısı yalnızca migren grubunda ortaya çıktı .

2. L-Arginin–Nitrik Oksit Mekanizması

   • Karpuzdaki L-arginin ve sitrülin, nitrik oksit (NO) üretimini hızlandırarak damar genişlemesine ve migren atağının tetiklenmesine zemin hazırlıyor olabilir .

Bilimsel Bulguların Özeti

• %23,7: Karpuza maruz kalan migren hastalarının neredeyse dörtte biri, kontrollere kıyasla baş ağrısı yaşadı (9/38 hasta) .

• Zamanlama: Ataklar, tüketimin ardından ortalama 124,3 ± 20,5 dakika içinde başladı .

Aşırı Tüketimden Kaçınma Önerileri

• Porsiyon Kontrolü: Günde 1–2 dilim (yaklaşık 200–300 g) ile sınırlamak, faydalarını korurken riskleri azaltır.

• Tetkik Günlüğü Tutma: Migren günlüğüne, her atak öncesi yediğiniz karpuz miktarını not ederek tetikleyicilerinizi daha net görebilirsiniz.

• Alternatif Serinleticiler: Kavun, salatalık veya düşük nitritli meyvelerle çeşitlendirmek migren riskini azaltabilir.

Sonuç

Aşırı karpuz tüketimi, içerdiği sitrülin ve L-arginin aracılığıyla nitrik oksit düzeylerini yükselterek migren ataklarını tetikleyebilir. Dengeli porsiyonlar ve kişisel tetikleyici takibi ile bu riski minimuma indirmek mümkündür. Beslenmenizde yapacağınız küçük düzeltmeler, migrenle baş etmenizde büyük fark yaratabilir.