Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Politika

Özgür Özel’in “Bayrampaşa” ve “Filistin” iddiaları siyaseti ısıttı — AK Parti’den Ömer Çelik ve İl Başkanı Özdemir’den sert yanıtlar

Yayımlandı

üzerinde

Tarih / Saat: 17 Eylül 2025, 20:30 (TSİ)
Yazar: FatihDoganMedya Haber Merkezi

HP Genel Başkanı Özgür Özel‘in, Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu hakkındaki operasyondan önce bazı AK Parti ve MHP’li isimlerin arayarak “AK Parti’ye geçersen soruşturmayı durdururum” şeklinde teklif yaptığı iddiası ile Özel’in Cumhurbaşkanı’nın Filistin politikasına ilişkin eleştirileri, siyasi tartışmayı alevlendirdi. AK Parti cephesinden Ömer Çelik ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir açıklamalarla karşılık verdi.


Özgür Özel’in iddiasının ayrıntıları

Özel, Silivri’de yaptığı konuşmada, Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu’nun operasyondan önce MHP ve AK Parti‘li bazı yöneticiler tarafından arandığını; kendisine “bize geçersen durdururum” tarzı tekliflerin yöneltildiğini ileri sürdü. Özel, iddiasının HTS kayıtlarıyla doğrulanabileceğini belirterek, olayın hem etik hem de yargısal boyutunun incelenmesi gerektiğini vurguladı.

AK Parti cephesinden tepki — Ömer Çelik

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Özel’in açıklamalarına sert tepki gösterdi. Çelik, özellikle Özel’in Cumhurbaşkanı’nın Filistin hassasiyetini sorgulayan ifadelerine odaklanarak bu söylemleri “siyasi yalan kampanyası” ve “Filistin davasına zarar verebilecek” nitelikte olmakla eleştirdi. Çelik, bu tür beyanların uluslararası platformlarda yanlış algılara yol açabileceğini savundu.


AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir’in yanıtı

İddiada adı geçenler arasında kendisine atıf olduğunu gören AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, sosyal medya aracılığıyla iddiaları “iftira” olarak nitelendirdi ve Özel’e hukuki süreci işaret ederek savcılığa başvurmaya davet çağrısında bulundu. İl Başkanı Özdemir’in açıklaması, AK Parti yönetiminin iddiaları reddetme ve hukuki yollara başvurma eğilimini gösterdi.


“Filistin pazarlığı” vurgusu ve dış politika hassasiyeti

Özel’in hem yerel iddiaları hem de Cumhurbaşkanı’nın Filistin politikası üzerinden yaptığı eleştiriler, tartışmayı yalnızca iç siyasete değil dış politika hassasiyetlerine de taşıdı. AK Parti’nin tepki söylemleri, muhalefetin eleştirilerinin dış temsil ve uluslararası algı açısından riskli bulunabileceğini işaret ediyor. Bu başlık, hem kamuoyunda hem de bölgesel aktörler nezdinde dikkatle takip ediliyor.


Hukuki süreç ve takip edilecek adımlar

Bu tür iddialarda açıklayıcı ve bağlayıcı delillerin (HTS kayıtları, resmi soruşturma belgeleri vs.) paylaşılması belirleyici olacak. AK Parti’nin yalanlama/şikayet yönündeki adımları ile CHP’nin iddiasını sürdürmesi, konunun savcılık ve mahkeme sürecinde daha görünür hale gelmesine neden olabilir. Bağımsız ve resmi teyitler gelene kadar iddialarla ilgili kesin yargıya varmak için zamana ve belgeye ihtiyaç var.


Değerlendirme

Siyasetin bu yeni gerilim dalgası, yerel yönetimler ve siyasi etik tartışmasını yeniden ön plana çıkarırken, dış politika hassasiyetiyle ilgili söylemler de siyasal kutuplaşmayı genişletiyor. Kamuoyunun güvenini sağlamak adına tarafların şeffaflıkla hareket etmesi, hukuki zeminde açıklama yapması ve delil sunması kritik olacak.

Politika

Terörsüz Türkiye’de Kritik Hafta: Ortak Rapor İçin Geri Sayım Başladı

Yayımlandı

üzerinde

Terörsüz Türkiye’de Kritik Hafta: Ortak Rapor İçin Geri Sayım Başladı

Tarih: 22 Aralık 2025
Saat: 16:39 (Son Güncelleme)
Okuma Süresi: 4 dakika


TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, “Terörsüz Türkiye” süreci için nihai ortak raporu hazırlama aşamasına geçti. Komisyonun koordinatör üyeleri, bugün Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ile bir araya gelerek çalışmaları başlattı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, anayasanın ilk 4 maddesi başta olmak üzere temel hükümlerin tartışma dışı olduğunu vurguladı.

Rapor Yazımı Resmen Başladı

“Terörsüz Türkiye” sürecinde siyasi partiler kendi raporlarını sunduktan sonra, gözler TBMM bünyesindeki özel komisyonun hazırlayacağı ortak metne çevrildi. Sürecin kritik aşaması bugün (22 Aralık) başladı. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, komisyonda görevli koordinatör grup başkanvekilleri ile bir araya geldi.

Bu görüşmede, ortak raporun yazım sürecinin detayları ele alındı. Toplantıya AK Parti’den Abdulhamit Gül, CHP’den Murat Emir, MHP’den Feti Yııldız, DEM Parti’den Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Yeni Yol Partisi’nden Bülent Kaya katıldı. Hazırlanacak rapor, Meclis Genel Kurulu’nun bilgisine sunulacak ve akabinde olası yasal düzenlemelerin önünü açacak.

“İlk 4 Madde Tartışma Dışı” Uyarısı

Komisyon çalışmaları devam ederken, MHP’li Feti Yıldız’dan önemli ve net bir açıklama geldi. Yıldız, “anayasanın ilk 4 maddesi ile 42. ve 66. maddelerinin” tartışmaların dışında olduğunu ilan etti.

“Bunlar temel devlet, devletin temel direkleridir, tartışılamaz” diyen Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tartışmaya açarlarsa tarafımızdan nezaketen dinlenilir ama itibar görmez.” Bu ifadeler, sürecin “kırmızı çizgilerini” net bir şekilde ortaya koydu.

Yıldız, komisyonun yılbaşına kadar bir rapor hazırlayabileceğini, ancak raporun Meclis’e sunulması ve yasal sürecin işlemesinin ocak ayı içerisinde gerçekleşebileceğini belirtti.

Parti Raporlarından Öne Çıkanlar

Komisyonun ortak metni üzerinde çalıştığı bu hafta, daha önce partilerin sunduğu ayrı raporların içeriği de gündemde.

AK Parti’nin raporu, geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunulmuştu. Raporda öne çıkan şartlar ve öneriler şöyle:

· Temel Şart: Yasal düzenleme için PKK’nın silahlarını bırakmasının devletin yetkili mercilerince kesin olarak ilan edilmesi gerektiği vurgulandı.
· Kritik Eşikler: Kandil’in etkisiz hale getirilmesi, 10 Mart Mutabakatı’na uyulması ve Suriye’de yeni bir yapı oluşturulmaması belirlendi.
· Yasal Çerçeve: Örgütün lağvedildiği resmen açıklandıktan sonra, suça karışan ve karışmayanlar için ayrı hükümler öngörüldü. Suça karışmamış olanlar için belirli şartlarla kovuşturmanın düşürülebileceği, cezalarda kamu vicdanını rahatsız etmeyecek indirimler yapılabileceği kaydedildi.

MHP ise daha önce TBMM’ye 120 sayfalık detaylı bir rapor sunmuştu. Feti Yıldız, bu raporda daha çok siyasi değerlendirme ve hukuki tavsiyeler bulunduğunu, yapılacak düzenlemelerin örgütün tamamen dağıtılması ve silahların teslimi şartına bağlı olduğunu ifade etmişti. Yıldız, ayrıca sürecin sadece bir güvenlik meselesi değil, hukukun üstünlüğü, ekonomik refah ve toplumsal dayanışmayı içeren stratejik bir hedef olduğunun altını çizmişti.

İmralı Heyeti’nin Temasları Sürüyor

TBMM’deki resmi sürece paralel olarak, İmralı heyetinin siyasi parti liderleriyle görüşmeleri de devam ediyor. Heyetin bugün CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile bir araya gelmesi bekleniyor. Heyet, daha önce AK Parti ve MHP ile görüşmüştü. Önümüzdeki günlerde Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile de görüşmeler planlanıyor.

Süre Uzatımı İhtimali

Komisyonun çalışma süresi resmi olarak 31 Aralık 2025 tarihinde sona eriyor. Yetkililer, yıl sonuna kadar nihai raporun tamamlanamaması halinde, çalışma süresinin iki aya kadar uzatılabileceğini ifade ediyor. Bu da sürecin dikkatle ve uzlaşmayla yürütülmesinin önemini gösteriyor.

Türkiye, terörsüz bir gelecek vizyonu için siyasi iradenin ortak akıl ile çalıştığı tarihi bir haftayı yaşıyor. Tüm tarafların katkısıyla hazırlanacak ortak rapor, önümüzdeki dönemin yol haritasını belirleyecek.

Okumaya Devam Et

Politika

İçişleri Bakanlığı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında yeni bir soruşturma izni daha verdi

Yayımlandı

üzerinde

İçişleri Bakanlığı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında yeni bir soruşturma izni daha verdi

Haber: Gökhan Demir | Son Güncelleme: 21 Aralık 2025 – 11:30 | Okuma Süresi: 4 dk

İçişleri Bakanlığı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve 38 belediye meclis üyesi hakkında, ‘görevi kötüye kullanma’ iddiasıyla soruşturma izni verdi. Bakanlık, belediyenin mahkeme kararlarını uygulamadığını öne sürerken, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) tepki gösterdi ve soruşturmanın “Melih Gökçek dönemindeki usulsüzlüklere engel olunması” nedeniyle açıldığını savundu.

 Soruşturmanın Dayanağı: “Yargı Kararları Uygulanmadı”

Edinilen bilgiye göre, İçişleri Bakanlığı’nın 21 Ekim 2025 tarihli kararıyla, Ankara’nın Gölbaşı ilçesi İncek Mahallesi’nde yaklaşık 90 hektarlık bir alana ilişkin imar planları temel alındı. İdari yargının, bu planlara yönelik verdiği iptal kararlarının Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından uygulanmadığı iddiası, soruşturmanın gerekçesi olarak öne sürüldü.

Bakanlık kararında, belediyenin yargı kararlarına uygun işlem tesis etmediği ve söz konusu ihmalin “süreklilik gösterdiği” ifade edilerek, Başkan Yavaş ve mecliste oy kullanan 38 üye hakkında soruşturma yapılmasına izin verildi.

 ABB’den Sert Tepki: “İşin Aslı Farklı”

Ankara Büyükşehir Belediyesi, soruşturma izninin ardından yaptığı yazılı açıklamada iddialara sert cevap verdi. Yapılan açıklamada, soruşturmanın asıl nedeninin, Melih Gökçek döneminde yapılan “usulsüz imar artışlarına engel olunması” olduğu belirtildi.

Belediye açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Herhangi bir usulsüz imar artışı söz konusu değildir. Aksine, Dodurga bölgesine verilen usulsüz imar artışının veto edilmesine ilişkin karar, bu soruşturmanın konusudur”. Açıklamada, belediyenin tüm hukuki itirazları yapacağı ve süreç tamamlandıktan sonra detaylı açıklama yapılacağı da kaydedildi.

 Bilirkişi/Müfettiş İddiası

ABB açıklamasında, soruşturma izni sürecinde görev alan bir müfettişe (bazı kaynaklarda bilirkişi olarak geçmektedir) yönelik ciddi bir iddiaya da yer verdi. Buna göre, aynı müfettişin daha önce de Yavaş hakkındaki başka dosyalarda görev aldığı ve eski belediye başkanı Melih Gökçek ile bu konuda görüştüğü iddia edilmişti. Mansur Yavaş’ın söz konusu müfettiş hakkında daha önce suç duyurusunda bulunduğu ifade edildi.

 Siyasi Tepkiler ve Arka Plan

· CHP’den Gelen Eleştiriler: CHP Genel Başkanı Özgür Özel, daha önce İçişleri Bakanlığı’nın bu tarz soruşturma izinlerini, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için olduğu gibi, “itibar suikastı” girişimi olarak nitelemişti.
· Yavaş’ın Önceki Çıkışı: Mansur Yavaş, Kasım 2025’te Sözcü TV’de katıldığı bir yayında, CHP’li belediye başkanlarına yönelik operasyonlara tepki göstererek, “Eğer gerçekten amaç sadece CHP’li belediye başkanlarının önünü kesmek, onları çalıştırmamaksa ben hemen bugün görevi bırakmaya razıyım” ifadelerini kullanmıştı.

 Sürecin Kronolojisi

· 21 Ekim 2025: İçişleri Bakanlığı, Gölbaşı İncek Mahallesi’ndeki imar planlarına ilişkin yargı kararlarının uygulanmaması iddiasıyla Mansur Yavaş ve 38 meclis üyesi hakkında soruşturma izni verdi.
· 22 Kasım 2025: Bakanlık, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin konser harcamalarına ilişkin usulsüzlük iddiaları nedeniyle Yavaş ve özel kalem müdürü hakkında ayrı bir soruşturma izni daha vermişti. Böylece Yavaş’ın soruşturma izni verilen dosya sayısı ikiye yükseldi.
· Aralık 2025: Ankara Büyükşehir Belediyesi, soruşturma izni kararına ilişkin detaylı açıklama ve itiraz sürecini başlattı.

Kapsamlı Soruşturma Süreci Bekleniyor

İçişleri Bakanlığı’nın izniyle başlayan soruşturma sürecinde, mülkiye müfettişleri konuya dair incelemelerini yürütecek. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yapacağı hukuki itirazlar ve savunmalar ise sürecin seyrini belirleyecek önemli adımlar olarak öne çıkıyor. Yargı kararlarının uygulanıp uygulanmadığı, belediyenin veto yetkisinin bu süreçteki hukuki durumu ve tarafların iddialarının nasıl sonuçlanacağı, Türkiye siyaseti ve yerel yönetimler açısından yakından takip edilecek bir dosya haline geldi.

Okumaya Devam Et

Politika

Bahçeli’den DEM Parti’nin Mitingine İzin: “27 Şubat Çağrısı Bizim İçin Tek Bağlayıcı Olan”

Yayımlandı

üzerinde

Bahçeli’den DEM Parti’nin Mitingine İzin: “27 Şubat Çağrısı Bizim İçin Tek Bağlayıcı Olan”

Haber Tarihi: 18 Aralık 2025 | Güncelleme: 18 Aralık 2025 15:06
Okuma Süresi:3 dakika

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) 4 Ocak 2026’da Diyarbakır’da düzenleyeceği mitingle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli, mitingi demokratik bir hak olarak değerlendirirken, tüm tarafları PKK’lı teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025’teki “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na uymaya davet etti.

“Miting Yapması Büyütülecek Bir Husus Değil”

Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, ifade ve toplanma özgürlüğünün anayasal haklar olduğunu vurgulayarak, DEM Parti’nin mitingini olağan karşıladığını ifade etti.

Bahçeli’nin konuya ilişkin değerlendirmesi şu şekilde:

· “CHP’nin bugüne kadar 75 miting yaptığı, irili ufaklı diğer partilerin her zemin ve platformda salon veya açık hava toplantıları düzenlediği bir ortamda DEM Parti’nin miting yapması büyütülecek ve mesele yapılacak bir husus değildir”.
· “Kanaatimce DEM Parti’nin 4 Ocak 2026’da düzenleyeceği mitingin hiçbir mahsurlu yanı yoktur. Elbette toplanıp beklenti, talep ve düşüncelerini seslendirebilirler”.

“27 Şubat Çağrısı Bizim İçin Tek Bağlayıcı Olan”

Bahçeli, açıklamasının devamında, asıl vurguyu terör örgütü PKK’nın sözde “kurucu önderi” Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihli çağrısına yaptı. Bahçeli, bu çağrının kendileri için temel referans olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:

· “Ancak şunun da unutulmamasını ümit ediyorum; PKK’nın kurucu önderliğinin 27 Şubat 2025 tarihli çağrısında cezaevinden çıkma ve özgürlüğüne kavuşma talebinin bulunmadığı ortadadır. Bu çağrı bizim için tek bağlayıcıdır”.
· Bahçeli, DEM Parti ve terör örgütünün bileşenlerinin bu çağrıya aykırı davranmasının “Terörsüz Türkiye” hedefini yavaşlatacağını değerlendirdiğini de sözlerine ekledi.

MHP Lideri, “4 Ocak 2026’da toplansınlar, taleplerini açıklasınlar, buna diyeceğim bir şey olmaz” diyerek mitinge yeşil ışık yaktı. Ancak, “27 Şubat çağrısını hiç kimse gözden uzak tutmasın, bu çağrının gölgelenmesine de hizmet etmesin” uyarısında bulunarak da net sınır çizdi.

Arka Plan ve Bahçeli’nin Yaklaşımı

Bahçeli’nin bu açıklamaları, DEM Parti öncülüğündeki Demokratik Toplum Platformu’nun, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a “özgürlük” talebiyle Diyarbakır’da miting düzenleyeceğini açıklamasının ardından geldi.

Bahçeli, Mart 2025’te yaptığı bir başka açıklamada da 27 Şubat çağrısının, terör örgütünün silah bırakıp örgütsel varlığını feshetmesi yönünde olduğunu vurgulamış ve bu sürece DEM Parti’nin desteğini “takdire şayan” bulmuştu.

Sonuç olarak: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti’nin mitingini demokratik bir hak olarak değerlendirerek siyasi normalleşmeye vurgu yaparken, tüm siyasi aktörlerin bağlı kalması gereken çerçevenin terör örgütü elebaşının “cezaevinden çıkma talebi olmayan” 27 Şubat çağrısı olduğunu bir kez daha teyit etmiş oldu. Bu tutum, “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda, siyasi faaliyetlerin belirli bir çizgi ve içerik dahilinde yürütülmesi gerektiği mesajını veriyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar