Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Naci Görür’e gelen ilginç telefon: “Hocam hangi mahalleye taşınayım?”

Yayımlandı

üzerinde

Naci Görür’e gelen ilginç telefon: “Hocam hangi mahalleye taşınayım?”

Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen iki yıl boyunca depreme hazırlık ve kentleşme politikaları konuşuldu. Peki gerekli adımlar atıldı mı? Bilim Akademisi üyesi ve yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, “Yapılan çalışmalar daha çok yaraları sarma eğiliminde. Depreme dirençli kentler oluşturmadıkça kayıplar devam edecektir.” dedi. Kendisini “Hocam hangi mahalleye taşınayım?” diye sormak için arayanlar olduğunu anlatan Görür, olası depremlere ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.

Türkiye’yi derinden sarsan Kahramanmaraş depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. 6 Şubat 2023 sabahı 04.17’de Kahramanmaraş’ta meydana gelen ilk deprem 7,7 büyüklüğündeydi. Sarsıntı tüm bölgeyi etkilemişti. Bu depremden 9 saat sonra büyüklüğü 7,6 olan ikinci sarsıntı gerçekleşti.

Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Adana, Osmaniye, Malatya ve Elazığ’da iki depremde 53 binden fazla kişi yaşamını yitirdi, onbinlerce kişi de yaralandı. Şehirleri enkaza çevren depremin üzerinden iki yıl geçti. Depremin vurduğu şehirlerde yaraları sarma çalışmaları devam ediyor.

Türkiye bu süreçte sürekli depreme hazırlığı konuştu, kentleşme politikaları tartışmaya açıldı. Peki gerekli adımlar atıldı mı?

“TEMEL ÇALIŞMALAR YAPILDIĞINI DÜŞÜNMÜYORUM”

Bilim Akademisi üyesi ve yeri bilimci Prof. Dr. Naci Görür, bu konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Hürriyet Pazar’a konuşan Görür, “6 Şubat’tan bugüne deprem açısından çok önemli gelişmeler olduğunu ve ülke genelinde ‘depreme dirençli kentler yaratma’ konusunda temel çalışmaların yapıldığını düşünmüyorum.” dedi. Devlet, hükümet, yerel yönetim ve halk bir araya gelmedikçe bu işi başarmanın mümkün olmadığını söyleyen Naci Görür, “Öncelikle devletimizin deprem stratejisini kökünden değiştirmesi gerek. Stratejiyi kabul etmek için de önce şunu kabul etmeliyiz: ‘Türkiye bir deprem ülkesidir.’ Her depremde on binlerce insanımızı kaybedemeyeceğimize göre strateji değişikliğiyle ülkemizi depreme karşı dirençli yapacağız.” diye konuştu.

Prof. Dr. Naci Görür“MİKROBÖLGELEME ÇALIŞMASI YAPILMALI” Depreme hazırlık noktasında, olası bir depremin kent bileşenlerine nasıl zarar vereceğinin ortaya konulması gerektiğini anlatan Görür, bunun da mikrobölgeleme çalışmasıyla mümkün olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Görür, “Deprem dalgalarının davranışını, o kentin zeminiyle nasıl bütünleştiğini, nasıl yavaşladığını, nasıl hızını arttırdığını, ne kadar yıkıcı olduğunu, her şeyini o çalışmalar verir.” ifadelerini kullandı. ADANA’DA SON DURUM NE? Prof. Dr. Naci Görür, 6 Şubat depremlerinden bir gün sonra “Adana’ya dikkat.” dediğini anımsattı. Bu uyarının sebebini, şöyle açıkladı: “Harekete neden olan fayın bir levha sınırı olması. Doğu Anadolu fayı; Arap, Anadolu ve Afrika levhası arasındaki sınır. 53 bin kişiyi öldüren fay da bu fay. Bilimin öngörüsü olan bir şeyi söyledim. Bu fay, Maraş’a kadar gelip Maraş’tan Adana Havzası’na doğru devam ediyor, saçaklanıyor. Büyük bir Maraş depremi olduktan sonra depremi Adana’ya transfer ediyor. Nitekim dedim ki; 6 Şubat depremlerinden sonra Doğu Anadolu’da Kayseri, Sivas, Adana, Mersin hatta Kıbrıs’a dikkat etmek lazım. Hatta Adıyaman-Hakkari arasına kadar o bölgelerde stres yüklendi.” BURSA’DAKİ SON DEPREM NEYİ İŞARET EDİYOR? Naci Görür’e geçen günlerde Bursa’da meydana gelen 4,1 büyüklüğündeki deprem de soruldu. Görür, bu sarsıntıların fayda biriken enerjiyi azalttığı görüşünü reddedip, “Bazı fayların hareketi depremin o bölgedeki gerilimini azaltsa da çoğunlukla gerilimi arttırır.” değerlendirmesinde bulundu.Naci Görür, olası Marmara depreminde kıyıya yakın bölgelerin daha çok zarar göreceğini söyledi

İSTANBUL’DA BEKLENEN DEPREM: “AVRUPA YAKASI DAHA ÇOK ZARAR GÖRECEK” Görür, İstanbul’da olası büyük depreme ilişkin gerekli hazırlığın yapılmadığını söyledi. Hiçbir şey yapılmadığını söylemenin de doğru olmayacağını anlatan Görür, “Sistematik olarak yapılması gerekenler çok büyük. Olası bir depremde Avrupa Yakası, Asya Yakası’na oranla daha fazla hasar görecek. Sebebi zemin. İki yakada kıyı ve dolgu bölgelerinde depremin şiddeti, ivmesi, hızı da fazladır. Yıkım da fazla olacaktır. İstanbul’da Adalar’da, kıyılarda tsunami çok etkili olabilir.” diye konuştu. Marmara’da beklenen depremden kıyıya yakın şehirlerin daha çok etkileneceğini anlatan Görür, şöyle devam etti: “Denize yakın iller bu depremden az veya çok etkilenecektir. Çok etkilenecekler arasında İstanbul, Gebze, Kocaeli, Yalova var.

Güneydeki alanlar; Tekirdağ, Bursa, Edirne. Yani bu bölgedeki tüm yerler etkilenecek ama derecesi farklı. Denize yakın, Marmara’ya yakın yerler; Tekirdağ, Yalova, İstanbul, Silivri, Bursa-Gemlik… Bu yöreler çok daha fazla etkilenecek. Çanakkale, Balıkesir, onlar da etkilenecek ama az. Ancak unutmamak gerek ki, depreme hazırlık illa deprem nereye vuracak diye olmamalı. Her halükârda kentini deprem dirençli, köyünü deprem dirençli yapacaksın.” “HANGİ MAHALLEYE TAŞINAYIM” DİYE ARIYORLAR Prof. Dr. Naci Görür, “Gece aniden telefonunuz çaldığında korkuyor musunuz?” sorusunu da yanıtladı. Önemli kayıplar olmadıkça kendisinin aranmadığını anlatan Görür, “Ama bazen oluyor, telefonum çalıyor. Akşam 8, 9… Biri arıyor. Malatya’dan, Gaziantep’ten, köyden, kasabadan… ‘Hocam ben buradan taşınmaya karar verdim, hangi mahalleye taşınayım’ diye soruyor bana. Bunu bilmek mümkün değil elbette ama her birinin korkusunu anlıyorum. Üzmeden, kırmadan bir cevap veriyorum.” yanıtını verdi.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Mısır’da Gazze Zirvesi: Cumhurbaşkanı Erdoğan da Katılacak

Yayımlandı

üzerinde

Mısır’da Gazze Zirvesi: Cumhurbaşkanı Erdoğan da Katılacak

Yayın: 12 Ekim 2025 • Saat: 12:00
Okuma süresi: Yaklaşık 3 dakika (423 kelime / 200 kelime/dk ≈ 2,12 dk → yuvarlanarak 3 dk)

Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde 13 Ekim 2025’te düzenlenecek “Gazze için Barış Zirvesi”ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı bildirildi. Zirve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Sisi ile ABD Başkanı Donald Trump tarafından eş başkanlık edilecek ve 20’den fazla liderin katılımı bekleniyor.


Detaylı Haber

Zirvenin amacı ve tarih:
Zirve, iki yıldır devam eden Gazze çatışmalarına kalıcı çözüm aramak, insani yardımı hızlandırmak ve yeniden inşa/iyileştirme sürecini koordine etmek için 13 Ekim 2025 Pazartesi günü Şarm el-Şeyh’te toplanacak. Toplantı eş başkanlar tarafından yürütülecek ve uluslararası destek mekanizmalarının tesis edilmesi hedefleniyor.

Erdoğan’ın katılımı:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın zirveye katılacağına dair resmi ve yayın organlarında yer alan haberler bulunuyor; Türkiye cephesi, insani yardım, altyapı onarımı ve siyasi sürece Türkiye’nin aktif katkısını vurgulayacak adımlar bekleniyor. Erdoğan’ın katılım haberi Türkiye medyasında da bildirildi.

Katılımcılar ve eksikler:
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve birçok ülkenin liderlerinin zirvede yer alacağı; ancak hem İsrail hem de Hamas’ın doğrudan katılımının beklenmediği yönünde haberler mevcut. Tarafların doğrudan yokluğu, uygulama aşamasında zorluk yaratabilecek bir unsur olarak öne çıkıyor.

Zirvenin ana gündem maddeleri:

  • Kalıcı ateşkes ve güvenlik mekanizmalarının tesis edilmesi.

  • Rehin ve tutuklu takaslarıyla ilgili somut adımlar.

  • Gazze’ye hızlı ve sürekli insani yardım erişimi.

  • Altyapı ve konutların yeniden inşası için uluslararası fon mekanizmaları ve denetim.

  • Bölgesel güvenlik ve uluslararası garantörlük mekanizmalarının tartışılması.

Türkiye’nin rolü ve olası girişimler:
Türkiye, insani yardım lojistiği, geçici sivil yönetim destekleri ve yeniden inşa süreçlerinin şeffaflığı konusunda girişimlerde bulunabilir. Erdoğan’ın masada, hem bağışçı koordinasyonu hem de bölgesel aktörlerle diplomasi temasları yürütmesi bekleniyor. Bu adımlar, Türkiye’nin bölgesel etkisini ve Filistin’e yönelik insani taahhütlerini pekiştirebilir.

Güvenlik ve lojistik hazırlıklar:
Şarm el-Şeyh’te zirve öncesi güvenlik önlemleri üst düzeye çıkarıldı; kentte yoğun güvenlik taramaları, kontrol noktaları ve toplantı mekanında sıkı protokoller uygulanıyor. Uluslararası bağışçı devletlerle eş zamanlı teknik görüşmeler yapılıyor.

Riskler ve takip edilecek hususlar:
Zirve önemli bir diplomatik adım olmakla birlikte, İsrail veya Hamas’ın süreçte doğrudan yer almaması, kararların sahada uygulanmasını zorlaştırabilir. Alınacak kararların fiiliyata geçirilmesi için garantör ülkeler ve bölgesel aktörlerin izleme/uygulama rollerinin netleştirilmesi kritik olacak.

Okumaya Devam Et

Gündem

Geriye enkaz ve gözyaşı kaldı: Gazze’ye dönenler gördüklerini ANLATTI

Yayımlandı

üzerinde

Geriye enkaz ve gözyaşı kaldı: Gazze’ye dönenler gördüklerini ANLATTI

Yayın Tarihi: 12 Ekim 2025 — Saat: 14:30 (TSİ)
Okuma Süresi: ~4 dakika

Gazze Şeridi’nde ilan edilen ateşkesin ardından evlerine dönen binlerce kişi, sokakları ve mahalleleri adeta şehir haritasından silinmiş halde bulduklarını anlattı. Geri dönenlerin çoğu, evlerinin tamamen yok olduğunu, hayatta kalan eşyalarının enkaz arasında arandığını ve temel altyapının çöktüğünü söylüyor.

Displaced Palestinians ride donkey carts loaded with belongings past destroyed buildings in Gaza City, Saturday, Oct. 11, 2025, after Israel and Hamas agreed to a pause in their war and the release of the remaining hostages. (AP Photo/Abdel Kareem Hana)

“Evim değil, yalnızca taş yığını”

Dönüş yapanlardan bazıları, gazetecilere verdikleri kısa ifadelerde aynı sözleri tekrarlıyor: “Evimden geriye yalnızca taş yığını kaldı”, “Çocuklarımın oyuncaklarını bulmaya çalıştım, ama her şey paramparça”. Bu anekdotlar, Reuters ve AP muhabirlerinin bölgede kaydettiği doğrudan tanıklıklarda da tekrarlandı.

Yıkımın ölçeği ve insani tablo

Uydu görüntüleri ve saha raporları, Gazze kent merkezleri dahil çok sayıda yerleşim alanının ağır hasar aldığını gösteriyor; bazı raporlara göre şehirlerde hasar gören veya yok olmuş yapıların oranı çok yüksek. Birleşmiş Milletler ve diğer kuruluşlar, enkazın milyonlarca ton seviyesinde olduğunu ve temizlenmesinin hem maliyetli hem de tehlikeli olacağını bildiriyor. Bu durum, geri dönen ailelerin barınma, su ve elektrik gibi en temel hizmetlere erişimini neredeyse imkânsız hale getiriyor

İnsani yardım ve güvenlik endişeler

Ateşkesin devreye girmesiyle sınırlı sayıda insani yardım konvoyu bölgeye giriş yaptı; fakat sağlık, su ve kanalizasyon altyapılarındaki hasar nedeniyle acil yardım ihtiyacı sürüyor. Enkaz altında kalanların kurtarılması, açlık ve bulaşıcı hastalık riski, ve bölgede bırakılmış mühimmat güvenlik ekipleri için öncelikli tehditler arasında bulunuyor. Birleşmiş Milletler ve insani yardım kuruluşları, geniş çaplı ve koordineli bir müdahale çağrısında bulundu.

Sayılar ve bağlam (kaynak gösterilerek)

  • Sivil kayıp ve yaralanma sayıları konusunda farklı kaynaklar ve tarihler arasında değişimler olmakla birlikte, çatışmanın ağır insan maliyeti uluslararası ajanslarca sıkça vurgulanıyor. (Detaylı rakamlar için kaynaklara bakınız.)

  • Bazı haber kuruluşları ve analizler, dönüşlerin on binler mertebesinde olduğunu; belirli günlerde yüz binleri bulan geri dönüş hareketleri gözlemlendiğini rapor etti. Buna karşın geri dönüşün güvenli ve kalıcı olması için gerekli koşullar hâlâ sağlanmış değil.

Geri dönenlerin öncelikleri

Dönen ailelerin anket ve röportajlarda öne çıkardığı öncelikler şöyle:

  • Güvenli barınma: Evlerin büyük çoğunluğu yaşanamaz durumda; insanlar çadır, geçici barınak veya akrabalarının evlerinde kalıyor.

  • Temiz su ve yiyecek: Şebeke suyu ve besin tedariki sınırlı; uzun kuyruklar ve dağıtım sorunları var.

  • Sağlık hizmetleri: Hastaneler ve kliniklerin hasar görmesi, yaralı ve kronik hasta bakımını zorlaştırıyor.

Uzun vadeli zorluklar: yeniden inşa ve psikolojik travma

Uzmanlar, altyapının yeniden kurulmasının yıllar alacağını ve geniş çaplı finansman, mühendislik desteği ve güvenlik garantilerinin şart olduğunu belirtiyor. Ayrıca geri dönen nüfusun büyük bir bölümünde derin psikolojik travma belirtileri olduğu; çocuklar ve kadınların özel destek gerektirdiği vurgulanıyor. Uluslararası kuruluşlar, enkazın güvenli şekilde kaldırılması ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için kapsamlı bir plan çağrısı yapıyor.


Kısa değerlendirme

Gazze’ye dönüşler sevindirici bir adım gibi görünse de, geri dönenlerin karşılaştığı tablo yıkım, temel hizmetlerin yokluğu ve devam eden güvenlik riskleri nedeniyle dramatik. Yerel tanıklıklar — “geriye enkaz ve gözyaşı kaldı” — durumu özetliyor; acil yardım, uzun vadeli yeniden inşa planları ve uluslararası koordinasyon olmadan dönüşün sürdürülebilir olması mümkün görünmüyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Yeni trafik cezaları bu hafta Meclis’e geliyor — TBMM gündeminde “caydırıcı” düzenleme

Yayımlandı

üzerinde

Yeni trafik cezaları bu hafta Meclis’e geliyor — TBMM gündeminde “caydırıcı” düzenleme

Yayın: 12 Ekim 2025, 11:00 (TSİ)
Okuma süresi: 4 dakika
Yazar: FatihDoğanMedya Haber Merkezi

AKP tarafından hazırlanan ve Karayolları Trafik Kanunu’nda değişiklik öngören kanun teklifi bu hafta TBMM gündemine geliyor. Teklif; hız, plaka, cep telefonu kullanımı, “dur” ihtarı ve olay yerini terk gibi ihlaller için yüksek idari para cezaları, bazı hallerde ehliyet el koyma ve trafikten men cezaları ile hapis öngörüyor. Haberimiz teklifin ana maddelerini, muhtemel yaptırımları ve süreci açık, doğru şekilde aktarıyor.

AKP tarafından hazırlanan ve Karayolları Trafik Kanunu’nda değişiklik öngören kanun teklifi Meclis’e sunuldu; teklifin Genel Kurul’da bu hafta gündeme alınması bekleniyor. Düzenleme, trafik güvenliğini artırmayı hedefleyen “büyük ceza artışları” ve yeni cezai yaptırımlar içeriyor.

Teklifin öne çıkan maddeleri (kısa ve net)

  • “Dur” ihtarına uymama: Teklife göre dur ihtarına uymayan sürücülere idari para cezası uygulanacak; bazı haber kaynakları 200.000 TL civarında bir üst sınırdan söz ediyor.

  • Plaka ile oynama / okunamayan plakalar: Plakasını okunmayacak veya farklı okunacak şekilde değiştirenlere çok yüksek para cezası ve aracın trafikten men edilmesi öngörülüyor. Bazı kaynaklar rakamların yüz bin TL’yi aşabileceğini bildiriyor.

  • Cep telefonuyla araç kullanma: Seyir halinde cep/araç telefonu veya benzeri iletişim cihazları kullanımı için yeni ve artırılmış para cezaları konuyor (örneğin 5.000 TL düzeyinde bildirimler var).

  • Yarış/tehlikeli sürüş: Trafikte yarış düzenleyen sürücülere çok yüksek idari para cezaları (örneğin onbinler-lak seviyesinde) ve uzun süreli sürücü belgesi geri alma cezaları öngörülüyor

  • Ölümlü/yaralanmalı kazada olay yerini terk: Teklifte olay yerini terk eden sürücüler hakkında daha ağır yaptırımlar — hem idari hem de adli yaptırımlar (hapis öngörüsü) — yer alıyor.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yaptığı açıklamalara göre teklifin amacı “caydırıcılığı artırmak” ve yerleşim yerlerindeki can kayıplarını azaltmak; buna göre barem (kademeli) bir yaptırım sistemi getiriliyor.

Neden geliyor? Hedefler ve gerekçe

Hükümet kaynakları ve Bakanlık açıklamaları, Türkiye’de trafik kaynaklı can ve mal kayıplarını azaltma hedefiyle teklifin hazırlandığını belirtiyor. Bakanlık verilerine atıfla yerleşim içi kazaların oranı ve hızın etkisi gibi göstergeler öne çıkarılıyor; düzenleme, hız, dikkatsizlik ve tehlikeli davranışlara karşı daha sert yaptırımlar getirerek “caydırıcılığı” yükseltmeyi hedefliyor.

Süreç: Meclis’te ne olacak?

Teklif TBMM’ye sunuldu ve komisyondan geçmesi halinde Genel Kurul’da görüşülecek. Haber kaynakları teklifi bu hafta Meclis gündemine alacağını bildiriyor; tasarı kabul edilirse yayımlanma ve yürürlüğe giriş tarihleri izlenecek. Yasama sürecinde madde değişiklikleri, muhalefet itirazları veya komisyonda eklemeler olabilir — bu nedenle kesin uygulama tarihleri ve ceza miktarları kanunun son metnine göre netleşecek.

Vatandaşları ve sürücüleri neler bekliyor?

  • Cezalarda büyük artışlar olabileceği için kurallara uymak maliyeti düşürecek; özellikle hız, dur ihtarı, plaka müdahalesi ve telefon kullanımı konularında dikkat şart.

  • Bazı maddelerde ehliyetin uzun süre geri alınması, aracın trafikten men edilmesi ve ağır para cezaları gündemde — bu da hem bireysel hem ticari sürücüleri doğrudan etkileyebilir.

Uzman yorumu (kısa)

Trafik güvenliği uzmanları ve hukukçular, ağırlaştırılmış cezaların kısa vadede davranış değişikliği yaratabileceğini ancak eğitim, altyapı, denetim teknolojileri ve adli süreçlerin eş zamanlı yürütülmesinin etkili olacağını belirtiyorlar. Teklifin meclis sürecinde teknik düzeltmeler ve uygulanabilirlik değerlendirmeleri göreceği değerlendirmesi yaygın. (Kaynak: Bakanlık açıklamaları ve gazeteci değerlendirmeleri).

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar