Politika
İspanya, 287,5 Milyon Euro’luk 1.680 Misilsavar Füzesi Alımını İptal Etti

Açıklaması:
İspanya Savunma Bakanlığı, İsrail lisanslı 1.680 Spike LR2 misilsavar füzesi ve 168 ateşleme sistemi alımını 287,5 milyon euro bedelle iptal etti. Karar, ülkenin askeri teknolojide bağımlılığını azaltma stratejisinin ve İsrail’le silah iş birliğini sonlandırma politikasının bir parçası olarak alındı.
Giriş
3 Haziran 2025 tarihinde İspanya Savunma Bakanlığı, İsrail lisanslı 1.680 adet Spike LR2 misilsavar füzesi ve 168 adet ateşleme ünitesi satın alma sözleşmesini iptal etti. Toplam bedeli 287,5 milyon euro olan bu alım, Madrid merkezli Pap Tecnos tesislerinde üretilecekti. Alımın iptali, hükümetin İsrail’le askeri teknolojideki bağımlılığı “kademeli olarak” azaltma kararı kapsamında atılan en somut adım olarak öne çıktı .
İptal Kararının Arka Planı
1. Teknolojik Bağımlılığı Azaltma Stratejisi
İspanya yönetimi, Ekim 2023’teki Hamas saldırıları ve devam eden Gazze çatışmaları sonrası İsrail’e silah satışlarını durdurduğunu açıklamıştı. Buna paralel olarak, İsrail menşeili askeri teknoloji ürünlerine olan bağımlılığı da azaltma kararı aldı. Özellikle Rafael Advanced Defense Systems’a bağlı Pap Tecnos aracılığıyla yürüyecek projelerde Eski Kıta’nın “yerli alternatifler geliştirme” hedefi ön plana çıktı .
2. Sözleşmenin Detayları
-
Ürün: 1.680 adet Spike LR2 misilsavar füzesi
-
Ateşleme Sistemleri: 168 adet lisanslı ateşleme platformu
-
Üretici: Rafael Advanced Defense Systems’ın İspanya’da faaliyet gösteren iştiraki Pap Tecnos
-
Bedel: 287,5 milyon euro
-
Amaç: İspanya ordusunun zırhlı muharebe araçlarına yeni nesil tanksavar kabiliyetleri kazandırmak
-
Onay Tarihi: 2023 yılı sonlarında, Ekim ayı başında resmi imzalar atıldı
Bu sözleşme, dönemin hükümet yetkilileri tarafından “ülkenin savunma kabiliyetini güçlendirecek stratejik bir adım” olarak tanımlanmıştı . Ancak siyaset, hukuk ve kamuoyundaki baskılar, projenin iptaline kadar giden süreci tetikledi.
İptal Gerekçeleri ve Politik Dinamikler
1. Hukuki ve Siyasi Baskı
Ekim 2023 sonrasında İspanya Parlamentosu’nda Sumar ve Birleşik Sol gibi sol eğilimli partiler, İsrail’le silah ticaretine kesin bir ambargo uygulanmasını talep etti. İptal kararının resmi gerekçesi olarak;
-
Uluslararası Hukuk İhlalleri: İsrail’in Gazze’de yürüttüğü askeri operasyonların “insan hakları ihlalleri” olarak nitelendirilmesi
-
İç Politika Baskısı: Koalisyon ortakları arasında ortaya çıkan “siyasi güven bunalımı” ve erken seçim tehdidi
-
Teknolojik Bağımsızlık: Yerli savunma sanayiinin güçlendirilmesi yönündeki uzun vadeli strateji
Gerekçeler arasında ayrıca, sözleşmenin “İspanya’nın ulusal çıkarlarıyla örtüşmediği” ve “haksız rekabet” oluşturduğu iddiaları da öne çıktı .
2. SILAM Projesine Etkisi
İptal edilen Spike LR2 sözleşmesinin yanı sıra, SILAM (High Mobility Artillery Rocket System) olarak adlandırılan çok namlulu roketatar sisteminde de İsrail teknolojisinin kullanımı durduruldu. Hükümet, SILAM’ın tamamen “yerli tasarım ve üretime” dayalı bir modele evrilmesi için çalışmalar başlattı. Bu değişiklikler,
-
Proje Gecikmeleri: SILAM’ın test ve entegrasyon süreçlerinde 6–12 aylık ek süre gerektirecek
-
Ek Maliyetler: İzole bileşen tedariki ve mühendislik revizyonları nedeniyle yaklaşık %10–15 oranında maliyet artışı beklentisi
Oluşabilecek gecikme ve ek bütçe ihtiyacının gölgesinde, bakanlık “geçici sıkıntıların uzun vadede stratejik bağımsızlığı pekiştireceğini” savunuyor .
Mevcut ve Devam Eden Sözleşmeler
İptal edilen 1.680 füzeli alımın aksine, İspanya hükümeti şu anda bazı İsrail menşeili savunma projelerini sürdürüyor:
-
46 Lazer Hedef Gösterici: 207,1 milyon euro bedelle alım süreci tamamlandı. Bu sözleşme, 2024 yılı başında imzalandı ve ödemeler “kısmen ön ödemeli” yapıldı. Resmi açıklamaya göre, bu cihazlar “yerli versiyon alternatifleri” henüz geliştirilmediği için devam edecek
-
Komuta Kontrol ve Taktik Radyo Sistemi: Yaklaşık 150 milyon euroluk proje için ihale hazırlık aşamasında. Ancak yeni teknolojik ayıklama politikaları nedeniyle geleceği belirsiz.
Bunlara ek olarak, İspanya’nın elinde halihazırda “İsrail menşeili ancak İspanya’da yerel entegrasyona tabi” birkaç savunma teknolojisi bulunuyor. İptal edilen sözleşmedeki füzeler, bu gruba dahildi; dolayısıyla projeler tamamlanamamış durumda .
Bölgesel ve Uluslararası Yansımalar
1. İspanya’nın AB ve NATO İlişkileri
İptal kararı, Avrupa Birliği ve NATO nezdinde “uluslararası etik değerler” vurgusunu güçlendiren bir hamle olarak yorumlandı.
-
AB Ortak Savunma Politikası: Fransa ve Almanya gibi ülkeler, İspanya’nın bu tutumunu “doğru bir siyasi refleks” olarak karşıladı.
-
NATO İçi Denge: İspanya, ittifak içinde “İsrail’in bölgesel politikalarına mesafeli” bir tavır alarak, savunma sanayinde alternatif tedarikçi arayışını hızlandırdı.
AB’nin savunma fonları, yerli üreticileri destekleyecek şekilde revize edilirken, İspanya da bu hibe ve kredilerden daha fazla pay almayı hedefliyor .
2. İsrail-Türkiye ve Ortadoğu’ya Etkisi
İspanya’nın kararı, Ortadoğu’daki dengeleri doğrudan etkilemese de şöyle karşılık buldu:
-
İsrail’in Tepkisi: Rafael ve İsrail Savunma Bakanlığı, iptal kararından önceden haberdar edilmediklerini belirterek diplomatik protestoya hazırlandıklarını açıkladı.
-
Türkiye’nin Yakın İzlemi: Türkiye Dışişleri Bakanlığı, İspanya’nın “uluslararası hukuka bağlı savunma stratejisini” memnuniyetle karşıladığını belirtse de “siyasi duruşun bölgedeki krizlerin çözümüne olumlu yansımalarını” da takip edeceklerini açıkladı .
İptalin Ekonomik ve Endüstriyel Boyutu
1. Pap Tecnos ve Yerli Sanayi
Pap Tecnos, Rafael’in İspanya’da kurduğu tesis olup, İspanya Savunma Bakanlığı projelerinin merkezi konumundaydı. İptal sonrasında:
-
İstihdam: Yaklaşık 250–300 mühendis ve teknisyenin iş güvencesi belirsizliğe girdi.
-
Yerli Alternatifin Geliştirilmesi: İspanya’da üretim yapan SENER ve Indra gibi şirketler, “Spike LR2’ye muadil sistem” geliştirme teklifleri sundu. Yaklaşık 18 ay içinde prototipin hazır olması bekleniyor.
-
Tedarik Zinciri: Bileşen tedariklerinde kullanılan optik ve elektro-optik parçalar, Fransa, İtalya ve Kanada merkezli tedarikçilerden karşılanacak. Bu da maliyetleri %12–18 oranında artıracak.
Uzmanlar, “Geçici zorlukların uzun vadede İspanya’nın savunma ihracat potansiyelini artıracağı” görüşünde .
2. Bütçe ve Mali Yaptırım
İptal edilen sözleşme bedeli 287,5 milyon euro olmasına rağmen,
-
Erken Fesih Bedeli: Rafael’e “ceza ödemesi” yapılması ihtimali, yaklaşık 15–20 milyon euro arasında gösteriliyor.
-
Alternatif Proje Finansmanı: Yeni tasarım ve prototip aşamaları için ek olarak 60–75 milyon euroluk kaynak aktarımı planlanıyor.
-
Toplam Mali Maliyet: 2025–2027 bütçe döneminde savunma harcamalarında yaklaşık %4 oranında artış projeksiyonu yapılıyor.
Bu finansal parametreler, Savunma Bakanlığı’nın gelecek dönemde “stratejik tasarruf” politikalarını sıkılaştıracağı anlamına geliyor .
Kamuoyu ve Sivil Toplumun Tepkisi
İptal kararı, İspanya’da hem destek hem de eleştiri aldı:
-
Destekleyenler: Barış savunucuları, insan hakları örgütleri ve sol partiler, “İnsani normların gözetilmesi” ve “barış diplomasisinin” gerekliliği vurgusuyla kararı olumlu buldu.
-
Eleştirenler: Muhalefetteki sağ ve aşırı sağ partiler, “İspanya’nın savunma kabiliyetini zayıflatma riskine” dikkat çekti. Ayrıca, “yerli sanayinin gecikmeye tahammülü yok” argümanı öne çıkarıldı.
-
Sivil Toplum: CENTRE DELÀS gibi barış araştırma kuruluşları, İspanya’nın 2023’te İsrail’den 861 milyon euro değerinde silah satın aldığı raporunu hatırlatarak “tutarlılık” çağrısı yaptı .
Sonuç ve Değerlendirme
İspanya’nın 1.680 adet misilsavar füzesi alımını iptal etme kararı, ülkenin iç politikadaki hassas dengelerini, savunma sanayi stratejisini ve uluslararası hukuka bağlı duruşunu açıkça ortaya koydu.
-
Stratejik Özgürlük: Yerli savunma sanayiine yatırım yapma ve bağımsız bir teknoloji ekosistemi kurma hedefi güçlendi.
-
Siyasi Mesaj: AB ve NATO nezdinde “etik değerlere bağlılık” sinyali verilirken, İsrail’le silah iş birliğinde kesinti resmileşti.
-
Ekonomik Maliyet: Kısa vadede ilave bütçe baskısı ve proje gecikmeleri olsa da, uzun vadede “yayılmacı askeri teknolojilere bağımlılıktan kurtulma” yolunda önemli adım atıldı.
Önümüzdeki dönemde, SILAM ve lazer hedef gösterici projelerinin seyri, yeni yerli füze sistemlerinin geliştirme hızı ve bütçe performansı, İspanya’nın savunma sanayiindeki rasyonalizasyonu açısından kritik önem taşımaktadır.
Politika
Sanal Bahis Pandemiye Dönüştü: Çelik’ten Sert Mücadele ve Suriye Mesajı
Sanal Bahis Pandemiye Dönüştü: Çelik’ten Sert Mücadele ve Suriye Mesajı
📅 Yayın Tarihi: 9 Aralık 2025
⏰ Yayın Saati:09:30
⌛ Okuma Süresi:4 dakika
Son dakika haberi: AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, futbolda bahis ve sanal kumarı “bir pandemi” olarak nitelendirerek, en sert ve tavizsiz şekilde mücadele edileceğini açıkladı. Çelik, Suriye’de ise SDG’nin 10 Mart anlaşmasına uyması ve silah bırakması gerektiğinin altını çizdi.

Haberin Kısa Özeti
· Sanal Kumar Tehdidi: AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, bahis ve sanal kumarın toplum için milli güvenlik ve ahlak problemi haline geldiğini belirtti.
· Futbolda Operasyon: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında onlarca şüpheli gözaltına alındı.
· Suriye’den Net Mesaj: Çelik, Suriye’de barışın yolunun SDG’nin 10 Mart anlaşmasına uyarak silah bırakmasından ve terör örgütü kimliğinden vazgeçmesinden geçtiğini vurguladı.
· Bölgesel Tehditler: Suriye’nin, Esad artıkları, Siyonist rejim yanlısı gruplar ve SDG/PYD yapılanması olmak üzere üç iç tehditle karşı karşıya olduğu ifade edildi.
MYK Toplantısı Sonrası Kritik Açıklamalar
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleşen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basına önemli açıklamalarda bulundu. Çelik, toplantının gündem maddeleri ve Türkiye’nin güncel meselelerine dair net mesajlar verdi.
Toplantıda, Mali ve İdari İşler Başkanlığı, Teşkilat Başkanlığı ve Türk Devletleri ile İlişkiler Başkanlığının sunumlarının yapıldığını belirten Çelik, TBMM çalışmalarının da değerlendirildiğini kaydetti.
Futbolda Bahis Skandalı: “En Sert Mücadele” Vurgusu
Ömer Çelik’in açıklamalarının odağında, son aylarda Türk futbolunu derinden sarsan bahis ve şike soruşturması yer aldı. Çelik, bu konuyu “sanal kumar pandemisi” olarak tanımladı.
Çelik’in konu ile ilgili çarpıcı ifadeleri şöyle:
· “Bahis ve sanal kumar meselesi adeta bir pandemi halini almıştır.”
· “Bazı aile facialarının, bazı intiharların arkasında bu ve benzeri yanlışlıklar olduğunu tespit ediyoruz.”
· “Bu, milli güvenlik problemi, ahlak problemi ve gelecek nesillerle ilgili bir problemdir.”
· “Cep telefonlarıyla kolay ulaşılabilir olması tehdidin büyüklüğünü artırıyor.”
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuyla ilgili talimat verdiğini, hazırlanan bir eylem planı çerçevesinde “en sert, en tavizsiz mücadelenin” hukuk içinde yürütüleceğini bildirdi.
Futbolda Bahis Soruşturması: Kronolojik Gelişmeler
Skandalın boyutu ve soruşturmanın gelişim aşamaları şu şekilde özetlenebilir:
· 27 Ekim 2025: TFF Başkanı, yaptığı açıklamada 571 hakemden 371’inin bahis hesabı olduğunu, 152’sinin ise aktif bahis oynadığını duyurdu.
· 31 Ekim 2025: TFF, bahis oynadığı tespit edilen 152 hakemden 149’u hakkında 8 ila 12 ay arasında hak mahrumiyeti cezası verdi.
· 5 Aralık 2025: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın operasyonuyla aralarında ünlü futbolcular, hakemler ve yorumcuların olduğu 46 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı, 38’i gözaltına alındı.
· Güncel Süreç: Soruşturma, organize suç bağlantıları da araştırılarak genişletilmiş durumda. TFF ayrıca 1000’den fazla futbolcuyu da soruşturmaya dahil etti.
Suriye’de Kalıcı Barışın Şartı: “10 Mart Anlaşması ve Silah Bırakma”
Çelik, açıklamalarının ikinci önemli ayağında Türkiye’nin Suriye politikasına ve “Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge” hedefine odaklandı.
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve onun omurgasını oluşturduğu belirtilen PYD/YPG yapılanmasına yönelik net bir tutum sergileyen Çelik, “Hiçbir terör örgütünün varlığı meşru kavramlarla maskelemez” dedi.
Çelik’e göre, Suriye’de kalıcı barış ve istikrarın yolu açıktır:
1. 10 Mart Anlaşmasının Uygulanması: Aralık 2024’te Esad rejiminin devrilmesinin ardından yeni Şam yönetimi ile SDG arasında imzalanan entegrasyon anlaşmasının hayata geçirilmesi.
2. Silah Bırakmanın Tamamlanması: SDG’nin bir terör örgütü olmaktan çıkıp silahlı varlığına son vermesi.
Türkiye, bu anlaşmanın SDG’nin askeri kabiliyetlerini ortadan kaldırması, yapıyı feshederek merkezi hükümete bağlanması ve Suriyeli olmayan unsurların bölgeden ayrılmasını içermesini beklemektedir.
⚠️ Suriye’yi Bekleyen Üçlü Tehdit
Çelik, Suriye’nin içinden geçtiği bu kritik dönemde üç ana tehditle karşı karşıya bırakıldığını öne sürdü:
· Esad Artığı Unsurlar: Lazkiye bölgesinde mevcut Suriye yönetimine karşı kalkışma planladığı iddia edilen gruplar.
· Siyonist Rejim Yanlısı Gruplar: Dürzi toplumu içinde, Suriye’nin birliğini hedef alan ve İsrail yanlısı olduğu belirtilen bir kanaat önderliğindeki yapı.
· SDG/PYD Terör Örgütü: Kuzey ve Kuzeydoğu Suriye’de faaliyet gösteren ve eylemlerini Kürtlerin kazanımı olarak göstermeye çalıştığı ifade edilen yapı.
Kıbrıs ve AB’ye Sert Tepki
Ömer Çelik, açıklamalarında Kıbrıs meselesine de değinerek, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Lübnan ile imzaladığı münhasır ekonomik bölge (MEB) anlaşmasını “baştan sona hukuksuz” ve “işgalcilik” olarak nitelendirdi.
Çelik, Avrupa Birliği’ni (AB) de sert bir dille eleştirerek, “Avrupa Birliği, yıllarca Güney Kıbrıs Rum kesiminin şımarıklığına direnememiş, bu şımarıklığın peşinden sürüklenmiştir” ifadelerini kullandı. AB’nin önümüzdeki dönemde Konsey Dönem Başkanlığını üstlenecek olan Rum kesiminin bu tutumunun, AB’nin güvenlik mimarisine darbe vuracağını savundu.
Politika
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Suriye’de en zor dönem geçti, yeni dönemde kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Suriye’de en zor dönem geçti, yeni dönemde kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız”
Haber Tarihi: 09.12.2025 – 15:00
Okuma Süresi:4 dakika
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’deki gelişmelere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen “İnsanlık İçin Güçlü Türkiye” programında konuşan Erdoğan, “Suriye’de en zor dönem geçti” ifadesini kullanarak, Türkiye’nin bundan sonraki süreçte de Suriye halkının yanında olacağını duyurdu.

Yeni Dönemin Mesajı: “Yalnız Bırakmayacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Suriye’ye yönelik dayanışma mesajı verdi. Uzun yıllardır devam eden çatışma ortamının en zor safhasının geride kaldığını vurgulayan Erdoğan, “Yeni dönemde de kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Bir daha eski kötü günlere dönüş olmayacaktır” dedi.
Erdoğan, Türkiye’nin savaş döneminde Suriyelilere gösterdiği desteğin, barış ve imar sürecinde de devam edeceğini şu sözlerle taahhüt etti:
“Biz de nasıl Suriye’den gelen mazlumlara Ensar ruhuyla sahip çıktıysak, nasıl Suriye’nin kuzeyinde mazlumlar için güvenli alanlar inşa ettiysek… savaşta onlara sırtımızı dönmedik. Barışta da daima yanlarında olacağız”.
Kritik Vurgu: 10 Mart Mutabakatı
Açıklamalarının odağında, Suriye’nin geleceği için kritik olarak görülen 10 Mart Mutabakatı yer aldı.
· Mutabakat Nedir? 10 Mart 2025’te, Şam merkezli geçici yönetim ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında imzalanan 8 maddelik bu anlaşma, SDG’nin kontrol ettiği kuzeydoğu bölgelerinin Suriye yönetimine entegrasyonunu amaçlıyor.
· Türkiye’nin Beklentisi: Erdoğan, “Mutabakatın altında imzası olanlar tarafından ahde vefa ilkesi gereğince hayata geçirilmesi önemli bir düğümü çözecektir” diyerek, anlaşmanın bir an önce uygulanması çağrısında bulundu.
· Siyasi Hedef: Cumhurbaşkanı, mutabakatın uygulanmasının, “istikrarsız, bölünmüş ve güçsüz Suriye’ye yatırım yapan şer odaklarının hesaplarını altüst edeceğini” ifade etti.
Çözüm Vizyonu: Birlikte İmar ve İnşa
Erdoğan, Suriye’nin toparlanma sürecine dair vizyonunu paylaştı. 60 yıllık dikta rejiminin yıkıldığını ve Suriyeli kardeşlerin hürriyetlerine kavuştuğunu belirterek, geleceğe dair iyimser bir tablo çizdi.
Türkiye’nin rolünü ise “Türkler, Araplar, Kürtler, Türkmenler, Sünniler, Nusayriler omuz omuza verecek, Suriye’yi birlikte ayağa kaldıracak, birlikte imar ve inşa edeceğiz” sözleriyle tanımladı. Bu ifade, ülkenin toprak bütünlüğü içinde ve tüm bileşenleriyle kalkınmasına verdiği önemi gösteriyor.
Konuşmanın Diğer Boyutları: İnsan Hakları ve Siyasi Polemik
Program, 10 Aralık İnsan Hakları Günü vesilesiyle düzenlendi. Erdoğan konuşmasında, Türkiye’nin dünyanın her yerinde mazlumların yanında olduğunu ve insan hakları savunuculuğunu misyon edindiğini tekrarladı.
Konuşma, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile yaşanan polemiklere de değinildi. Erdoğan, Özel’in kendisine yönelik bir eleştirisine atıfta bulunarak, “CHP Genel Başkanı her köşeye sıkıştığında ya topu taca atıyor ya saldırganlaşıyor ya saçmalıyor” şeklinde yanıt verdi.
Politika
Meclis’te ‘idam’ vahşeti! İsrail’in yağlı urgan rozetli utancı
Meclis’te ‘idam’ vahşeti! İsrail’in yağlı urgan rozetli utancı
· Tarih: 8 Aralık 2025
· Okuma Süresi: 4 dakika
İSTANBUL – İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve partisinin milletvekilleri, Filistinli tutuklulara idam cezası getiren yasanın görüşüldüğü Meclis oturumuna, infazı sembolize eden “yağlı urgan” rozetleriyle katılarak insanlık dışı bir gösteri yaptı. Bu skandal gelişme yaşanırken, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde ateşkes ihlallerini sürdürdüğü ve yüzlerce sivilin daha hayatını kaybettiği bildirildi.

Yasalaşma Yolu Açılan ‘İdam Yasası’ ve Meclis’teki Utanç Verici Sahne
İsrail Meclisi (Knesset), 11 Kasım’da yaptığı ön oylamada, “milliyetçi saiklerle” bir İsrailliyi öldüren Filistinlilere ölüm cezası verilmesini öngören tartışmalı yasa tasarısını kabul etti. Oylamada 120 milletvekilinden 39’u ‘evet’, 16’sı ‘hayır’ oyu kullandı.

Tasarının yasalaşması için Meclis’te üç oylamadan geçmesi gerekiyor. Yasa, sadece Filistinlileri kapsıyor; aynı fiili işleyen bir İsrailli için idam cezası öngörülmüyor. Bu düzenleme, insan hakları örgütleri tarafından “açık bir ayrımcılık” ve “apartheid rejiminin yasallaştırılması” olarak nitelendiriliyor.
Tasarının görüşüldüğü oturumda ise İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Yahudi Gücü Partisi milletvekilleri, yakalarına taktıkları sarı “yağlı urgan” rozetleriyle poz verdi. Ben-Gvir, sosyal medyada paylaştığı fotoğrafla bu rozetin, idam yasası konusundaki ısrarlarının bir göstergesi olduğunu savundu. Bu davranış, yerel ve uluslararası kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılandı.
Gazze’de Ateşkes Dinleyen Yok: Saldırılarda 373 Can Kaybı
Meclis’te bu tartışmalar yaşanırken, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nde süren saldırılarını aralıksız sürdürüyor. Gazze’deki Hükümet Medya Ofisi’nin verilerine göre, ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, ateşkesi yüzlerce kez ihlal etti ve bu saldırılarda en az 373 Filistinli hayatını kaybederken, 973 kişi yaralandı.
Son saldırıların bilançosu
· Refah ve Han Yunus kentlerinde binaların havaya uçurulduğu, topçu ve helikopter saldırıları düzenlendi.
· Gazze kentine bağlı Zeytun Mahallesi’ne düzenlenen hava saldırısında bir kadın ve çocuk yaşamını yitirdi.
· İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana sürdürdüğü saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 70 bini aştı.
Sağlık Çalışanlarına Yönelik ‘Zorla Kaybetme’ Politikası
Gazze’deki Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun sağlık personeline yönelik sistematik saldırılarını ve “zorla kaybetme” politikasını bir kez daha kınadı. Açıklamada, sağlık görevlisi Muhlis Muhammed Hafface’nin insani görevi başındayken alıkonulduğunun İsrail tarafından kabul edildiği belirtildi.
Gazze’deki sağlık sistemini çökertmeye yönelik bu politikanın bir parçası olarak, 362 sağlık çalışanının İsrail güçlerince halen alıkoyulduğu ve çok sayıda personelin “zorla kaybedildiği” ifade edildi. İnsan hakları kuruluşlarına, bu çalışanların serbest bırakılması için İsrail’e baskı yapılması çağrısında bulunuldu.
İç ve Dış Tepkiler: ‘Rehineleri Tehlikeye Atıyor’
Tasarı, yalnızca uluslararası çevrelerden değil, İsrail içinden de ciddi tepkilerle karşılaştı. Hükümetin esir işlerinden sorumlu koordinatörü Gal Hirsch, idam cezası gündeminin Hamas’ın elindeki İsrailli rehinelerin hayatını tehlikeye atabileceği uyarısında bulunarak Başbakan Netanyahu’ya süreci durdurma çağrısı yaptı.
Rehine aileleri de benzer endişeleri dile getirdi. Esir tutulan Omri Miran’ın eşi, “Her idam cezası açıklaması, esirlere yönelik şiddeti artırıyor” ifadelerini kullandı. Demokratlar Partisi milletvekili Gilad Kariv ise, aynı gün komisyondan geçen ve Arap vatandaşların savcılık onayı olmadan gözaltına alınmasını kolaylaştıran diğer bir yasa tasarısı için, “Bu yasa, Arap yurttaşların sistematik biçimde hedef alınmasına yol açacak” dedi.
Siyasi Analiz: Netanyahu’nun İktidar Mücadelesi ve Aşırı Sağ
Uzmanlar, bu sert ve ayrımcı yasal adımların arkasında, Başbakan Benjamin Netanyahu’nun iktidarını koruma çabasının yattığını belirtiyor. Analistlere göre Netanyahu, yolsuzluk davaları nedeniyle içeride Ben-Gvir’in partisi gibi aşırı sağcı ortaklarının desteğine muhtaç durumda.
Eski Cumhurbaşkanı danışmanı Nimrod Novik, “Netanyahu, İsrail aşırı sağı ile çok güçlü bir Amerikan başkanı arasında hassas bir oyun oynuyor… Karşılığında onların tehlikeli ajandalarına alan açıyor” değerlendirmesini yapıyor. Tel Aviv Üniversitesi’nden Prof. Dr. Eyal Zisser ise, Netanyahu’nun ateşkese yönelik dış baskılar nedeniyle içerideki aşırı sağ ortağını yasalar vasıtasıyla tatmin etmeye çalıştığını öne sürüyor.
-
Gündem3 gün öncesparta’da kayıp çoban: “Öldürmüşler, kafasını kesmişler” — Başsız ceset ve arayış sürdü
-
Ekonomi1 hafta önceSüresiz nafaka kalkıyor mu? Gözler Meclis’e çevrildi — Evlilik süresi detayı ne getiriyor?
-
Magazin1 hafta önceSon Dakika: Murat Cemcir iç kanama nedeniyle yoğun bakıma kaldırıldı
-
Ekonomi7 gün önceöğretmen,polis,hemşire ne kadar maaş alacak
-
Teknoloji1 hafta önceCep telefonu aboneliğinde köklü düzenleme: Aktif olmayan hatlar 3 ayda kapanacak, yabancılara özel numara verilecek
-
Magazin1 hafta önceSeçil Erzan hakim karşısında — “Karar bugün çıkabilir” iddiası; savcılık yüzlerce yıla kadar hapis talep etti
-
Spor1 hafta önceFenerbahçe — Galatasaray: Ligin 14. haftasında derbi gecesi
-
Sağlık1 hafta önceHAVAALANLARI VE AVM’LERE YERLİ “OTOMATİK ŞOK” DÖNEM
