Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Gazze’de İsrail Katliamı: Okul Saldırısı Sonrası Çok Sayıda Ölü ve Yaralı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama: Gazze’de sivillerin sığındığı okul, İsrail tarafından hava saldırısına uğradı. Çok sayıda sivil, kadın ve çocuk hayatını kaybederken, uluslararası toplum tepkilerini artırdı. İşte detaylar…


Giriş

Gazze Şeridi’nde devam eden çatışmaların son döneminde, sivillerin sığındığı bir okul, İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen hava saldırısı sonucu büyük yıkıma uğradı. Bu saldırı, bölgedeki insan hakları ihlallerinin en acımasız örneklerinden biri olarak uluslararası arenada geniş yankı uyandırdı. Olayla ilgili ilk raporlar, okulda bulunan yerinden edilmiş siviller arasında çok sayıda ölü ve yaralı olduğunu bildiriyor.

Olayın Gelişimi

Saldırının Gerçekleştiği Anlar

Gazze’de yerinden edilmiş sivillerin korunma amacıyla toplandığı bir okul, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen hava saldırısına maruz kaldı. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, İsrail savaş uçakları tarafından okul alanına füzeler veya yüksek patlayıcı etkili mühimmat fırlatıldı. Okul, uzun süredir yerinden edilen ailelerin, kadınların ve çocukların sığındığı bir sığınak olarak biliniyordu. İlk belirlemelere göre, saldırı sonucu okul alanında toplanan siviller arasında çok sayıda can kaybı yaşandı.

Saldırıda Yaşananlar

Olayın meydana geldiği bölgede bulunan yerel sağlık yetkilileri, saldırı sonrası olay yerinde yapılan ilk incelemelerde, okulun hem çatısının çökmesi hem de içerideki sivil grupların ağır yaralandığını belirtti. Hemen ardından bölgeye gelen sağlık ekipleri, enkaz altında kalanları kurtarmak için çalışmalar başlattı. Saldırıda ölen ve yaralananların arasında kadın, çocuk ve yaşlı sivillerin bulunduğu bildirildi.

Ölü ve Yaralı Sayıları

Farklı kaynaklardan elde edilen verilere göre, okul saldırısında ölenlerin sayısı 20 ile 25 arasında değişirken, yaralı sayısının ise 80 ile 100 civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu rakamlar, bölgedeki insani krizin boyutunu gözler önüne seriyor. Her ne kadar İsrail yetkilileri saldırının hedefinde Hamas ve diğer militan unsurlar olduğunu iddia etseler de, yerel kaynaklar ve uluslararası gözlemciler, saldırının sivil halk üzerinde yıkıcı etkiler bıraktığını vurguluyor.

Uluslararası Tepkiler

Birleşmiş Milletler ve İnsan Hakları Kuruluşları

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, saldırıyı “tamamen kabul edilemez” olarak nitelendirirken, uluslararası insan hakları kuruluşları da İsrail’i sivillere yönelik saldırılardan sorumlu tutuyor. Birçok raporda, okul saldırısının uluslararası insancıl hukuk kurallarını ihlal ettiği ve savaş suçunu akla getirdiği belirtiliyor.

Bölgesel ve Küresel Politik Tepkiler

  • Avrupa Birliği: AB dışişleri yetkilileri, Gazze’de sivillerin korunması gerektiğini vurgulayarak, saldırının derin kınandığını ifade etti. AB, tarafların derhal ateşkes sağlaması çağrısında bulundu.

  • Orta Doğu Ülkeleri: Birçok Arap ülkesi, saldırıyı “katliam” olarak nitelendirerek, uluslararası toplumun olayın ciddiyetine müdahale etmesi gerektiğini belirtti.

  • ABD: ABD yönetimi, İsrail’in güvenlik endişelerini dile getirirken, aynı zamanda sivillerin korunması konusunda daha dikkatli davranılması çağrısında bulundu.

  • Diğer Uluslararası Kuruluşlar: İnsan hakları örgütleri ve BM, saldırının tekrarlanmasının önlenmesi için bağımsız soruşturmalar başlatılması ve sorumluların hesap vermesi gerektiğini savunuyor.

Bölgedeki İnsani Kriz ve Sonuçlar

Gazze’deki okul saldırısı, bölgedeki insani krizin sadece bir yansıması olarak görülüyor. Uzun süredir devam eden çatışmalar, yerinden edilmiş milyonlarca Filistinlinin temel yaşam alanlarını yok ederken; sağlık, eğitim ve barınma gibi temel hizmetlerin aksamasına sebep oluyor. Saldırı sonrası bölgedeki sağlık ekipleri, enkaz altında kalanları kurtarmaya çalışırken, uluslararası yardım kuruluşları bölgeye insani yardım ulaştırmak için yoğun çaba sarf ediyor.

Eğitim ve Gelecek Üzerindeki Etkiler

Okullar, sadece eğitim veren kurumlar değil; aynı zamanda yerinden edilmiş sivillerin sığınak noktaları olarak da kullanılıyor. Bu tür saldırılar, bölgedeki çocukların eğitim hayatını ve geleceklerini derinden etkiliyor. Uzun vadede, sürekli eğitim altyapısının zarar görmesi, yeni nesillerin bilgi ve beceri eksikliği yaşamalarına yol açabilir.

Psikolojik ve Toplumsal Etkiler

Bu tür saldırılar, sivil halk arasında derin travmalara, psikolojik bozukluklara ve toplumsal kırılmalara neden oluyor. Gazze’de her gün yaşanan şiddet, bölge halkının güvenlik duygusunu zedeliyor; sosyal dokuda meydana gelen bozulma, uzun yıllar boyunca etkisini sürdürebilir.

Sonuç

Gazze’deki okul saldırısı, bölgedeki insani kriz ve çatışmanın acımasız yüzünü gözler önüne seriyor. İsrail’in saldırıda militan unsurları hedef aldığı iddiaları tartışılırken, sivillerin ve özellikle çocukların hayatlarının kaybedilmesi uluslararası toplumda büyük üzüntü ve öfkeye neden oluyor. Uluslararası kuruluşların ve bölgesel aktörlerin bu saldırıyı kınaması, çatışmaların sona erdirilmesi ve sivillerin korunması yönünde adımların atılması çağrısı, bu trajik olayın ardından artmış durumda.

Özetle, Gazze’de yaşanan bu okul saldırısı; insancıl değerlerin, uluslararası hukukun ve temel insan haklarının ihlal edildiği bir felaketi temsil ediyor. Bölgedeki tüm tarafların, sivillerin korunması için derhal harekete geçmesi ve kalıcı bir barış sürecine yönelik adımların atılması, gelecekte benzer trajedilerin yaşanmaması açısından büyük önem taşımaktadır.

Gündem

Bahçeli’den Kritik Adım: “Terörsüz Türkiye Komisyonu” Üyelerini Açıkladı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Devlet Bahçeli, Meclis’te kurulacak “Terörsüz Türkiye Komisyonu” için MHP’den Feti Yıldız, Muhammet Levent Bülbül, Halil Öztürk ve Yücel Bulut’u atadı. Komisyonun rolü, işleyişi ve sonraki adımlar bu makalede.

Giriş

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Terörsüz Türkiye Süreci” kapsamında Meclis’te oluşturulacak komisyona katılacak partiler arası heyetlerde MHP adına görev yapacak isimleri 26 Temmuz 2025 günü resmen duyurdu. Bu komisyon, PKK’nın silah bırakma sürecini muhatap alan “Terörsüz Türkiye” vizyonunun somut adımlarla hayata geçirilmesi amacıyla TBMM bünyesinde oluşturuluyor

Komisyonun Amacı ve Kapsamı

  • Amaç: PKK ve bağlantılı grupların silah bırakma çağrısının ardından, toplumsal barış ve terörün sonlandırılması yol haritasını hazırlamak.

  • Kapsam: Barış süreci adımları, toplumsal uzlaşı ve güvenlik politikalarının demokratik zeminde güçlendirilmesi.

  • Üye Sayısı: Toplam 51 milletvekilinden oluşacak; AKP 21, CHP 10, DEM Parti 4, MHP 4, İYİ Parti 3, Yeni Yol Grubu 3, grubu olmayan diğer partilerden 6 kontenjan.

MHP’den Görev Alacak Dört İsim

  1. Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız

  2. Sakarya Milletvekili Muhammet Levent Bülbül

  3. Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk

  4. Tokat Milletvekili Yücel Bulut

İsimlerin Yetkinlikleri ve Rolü

  • Feti Yıldız: Parti içi tecrübesi, stratejik planlama, komisyonun koordinasyon ve raporlama süreçlerinde kilit rol.

  • Levent Bülbül: Bölgesel barış girişimleri, STK ilişkileri ve toplumsal destek kanallarını güçlendirme.

  • Halil Öztürk: Güvenlik politikaları uzmanlığı, Meclis içi uzman komisyonlarla eşgüdümlü çalışma.

  • Yücel Bulut: Yerel dinamiklerin Meclis düzeyine taşınması, Tokat başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu temsilciliği.

Komisyonun İşleyiş Takvimi

  • Üye Bildirim Son Tarihi: 31 Temmuz 2025, 17:00’ye kadar TBMM Başkanlığı’na teslim edilmiş olacak.

  • İlk Toplantı: Ağustos başında planlanıyor; komisyon isminin kesinleşmesi ve çalışma usulü belirlenecek.

  • Rapor ve Öneriler: Eylül 2025 sonuna dek ara rapor; yıl sonuna dek nihai yol haritası TBMM Genel Kurulu’na sunulacak.

Süreçte Diğer Partilerin Yaklaşımları

  • İYİ Parti: Komisyona katılmama kararı alarak, yapının “TBMM İçtüzüğü’ne uygun uzman komisyon” statüsü taşımadığı eleştirisini yineledi.

  • Diğer Gruplar: AKP, CHP ve DEM Parti başta olmak üzere grubu bulunan partiler süreci destekleme ve katkı verme eğiliminde.

Değerlendirme ve Beklentiler

  1. Toplumsal Barış: Silah bırakma çağrısının pratik adımlarla desteklenmesi, çözüm sürecine yeniden ivme kazandırabilir.

  2. Güvenlik Ihlallerinin Azalması: Komisyonun kararları, bölgesel güvenlik politikalarını demokratik denetimle güçlendirebilir.

  3. Siyasi Uzlaşma Kültürü: Farklı görüşlerin ortak metinlerde buluşması, TBMM’nin uzlaşma kapasitesini artıracak.

Sonuç

Devlet Bahçeli’nin açıkladığı MHP heyeti, “Terörsüz Türkiye” hedefinin Meclis zemininde işlenmesi sürecinde önemli bir aktör. Komisyonun başarısı, üye dağılımındaki denge, işleyiş mekanizmaları ve siyasiler arasındaki diyalog kalitesiyle doğrudan ilişkili olacak. Sürecin yakından izlenmesi, atılacak her adımda toplumsal güven ve barışın tesisine yönelik güçlü bir sinyal niteliği taşıyor.


Bu makale, “Terörsüz Türkiye Komisyonu” konusundaki en güncel gelişmelere dayanarak hazırlanmıştır.

Okumaya Devam Et

Gündem

İmralı Cezaevi’nden Tahliye: Veysi Aktaş 31 Yıl 3 Ay Sonra Serbest Bırakıldı

Yayımlandı

üzerinde

“İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 31 yıl 3 ay tutuklu kalan Veysi Aktaş, infaz ertelemelerinin ardından 25 Temmuz 2025’te tahliye edildi. Tahliye süreci ve yasal dayanakları bu makalede detaylıca inceleyin.”

Makale İçeriği

1. Giriş
PKK hükümlüsü Veysi Aktaş, “Devletin egemenliği altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış ve 2015’ten beri İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuluyordu. 28 Nisan 2024’te yasal 30 yıllık infazını tamamlamasına rağmen, İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla tahliyesi önce bir yıl, ardından üç ay ertelendi. Nihayet 25 Temmuz 2025’te tahliye kararı uygulandı

2. Ceza ve İnfaz Süreci
1994 yılında PKK yöneticiliği iddiasıyla tutuklanan Aktaş, 2015 yılında “çözüm süreci” kapsamında Mehmet Sait Yıldırım, Ömer Hayri Konar, Çetin Arkaş ve Nasrullah Kuran ile birlikte İmralı’ya sevk edilmişti  30 yıllık yasal infaz süresi 28 Nisan 2024’te tamamlandı; ancak İdare ve Gözlem Kurulu, iç denetim gerekçesiyle tahliyesini bir yıl erteledi. Bu erteleme, Aktaş’ın “umut hakkı” kapsamında değerlendirilmesini sağlayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına da paralel bir karardı.

3. Tahliye Ertelemelerinin Hukuki Dayanağı
AİHM içtihatlarına göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan mahkûmlar, belirli koşulları sağladıklarında topluma yeniden kazandırılma amacıyla salıverilme umuduna sahip olmalı; bu kapsamda pişmanlık, iyi hal ve toplumsal güvenlik unsurları dikkate alınıyor. İdare ve Gözlem Kurulu’nun erteleme kararları, infaz rejiminin titiz denetimini ve AİHM kriterlerine uyum arayışını yansıtıyo

4. Tahliye Tarihi ve Uygulama
Tahliyesi toplamda bir yıl üç ay ertelenen Veysi Aktaş, cezaevinde 31 yıl 3 ay geçirdikten sonra 25 Temmuz 2025 tarihinde serbest bırakıldı. Yargı kaynakları, sürecin tamamen infaz mevzuatı ve infaz hakimliklerinin onayı çerçevesinde yürütüldüğünü, hiçbir ayrıcalık veya istisna uygulanmadığını belirtti .

5. Toplumsal ve Siyasi Yansımalar
Tahliye haberi, başta HDP ve insan hakları örgütleri olmak üzere farklı kesimlerden “infaz adaleti” ve “insan hakları” vurgusuyla karşılandı. Bazı hukuk çevreleri, erteleme kararlarının AİHM içtihatlarına uygun yürütülmesinin pozitif tarafını öne çıkarırken; muhalif medya, “İmralı’dan ilk tahliye” diye manşetlerine taşıdı


Sonuç
İmralı Cezaevi’nin yüksek güvenlikli koşullarında 31 yılı aşkın süre geçiren Veysi Aktaş’ın tahliyesi, Türkiye’de ağırlaştırılmış müebbet infaz rejiminin işleyişine ilişkin tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Tahliye sürecinin hukuki zemini ve infaz ertelemeleri, AİHM içtihatlarıyla uyumlu yürütüldü. Bu gelişme, hem infaz sistemine hem de toplumsal adalet algısına dair önemli bir örnek teşkil ediyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Alanya’da Skandal: Ünlü Doktor A.D. ve Hemşirenin Uygunsuz Görüntüleri, “Pes” Dedirten Yapay Zeka Savunması

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Alanya’nın tanınan doktoru A.D. ile hemşiresine ait olduğu iddia edilen uygunsuz görüntüler sosyal medyada yayıldı. Doktorun “Hesabım ele geçirildi, yapay zekâ” savunması büyük tepki topladı.

Olayın Perde Arkası

Antalya’nın Alanya ilçesinde Tanınan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. A.D.’ye ait olduğu iddia edilen uygunsuz görüntüler, doktorun kendi sosyal medya hesabından paylaşılınca ilçe gündemi kısa sürede çalkalandı . Görüntülerin yayılmasından sonra sosyal medyada “pes” dedirten tepkiler gelirken, olayın kaynağı hakkında birçok iddia ortaya atıldı.

Yapay Zekâ İddiası ve Doktorun Açıklaması

Dr. A.D., paylaşımın ardından hızlı bir şekilde yaptığı açıklamada, hesabının “kısa süreliğine ele geçirildiğini” öne sürerek söz konusu görüntülerin “yapay zekâ ile oluşturulmuş, gerçek dışı ve tamamen sahte” olduğunu savundu . Açıklamasında, “Gerekli tüm hukuki adımlar atılmıştır. Lütfen gördüğünüz her içeriğin gerçekliğinden emin olmadan inanmayın” ifadesini kullandı .

Hemşire İddiası

Yerel kaynaklar, görüntüleri önce yayımlayan kişinin Dr. A.D. ile arası bozuk olduğu iddia edilen hemşire olabileceğini öne sürdü . Diğer yandan, bazı medya organları da sosyal medya hesabının üçüncü kişiler tarafından ele geçirilme ihtimaline dikkat çekerek olayın “kişisel husumet”ten ziyade “siber saldırı” olabileceğini belirtti .

Hukuki Süreç ve Sonraki Adımlar

Doktor A.D.’nin avukatı aracılığıyla başlatılan ön soruşturma kapsamında, sosyal medya platformundan dijital delillerin toplanması ve görüntülerin kaynağının tespiti için bilirkişi incelemesi talep edildi . Ayrıca, “kişilik haklarının ihlali” ve “kişisel verilerin izinsiz kullanımı” gerekçesiyle hem hukuki hem de cezai yaptırımlar için savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.

Kamuoyunun ve Medyanın Tepkisi

Olay, hem Alanya’da hem de ulusal medyada sıcak gelişme olarak takip edilirken; sosyal medya kullanıcıları, derhal gerçeklerin ortaya çıkarılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını talep etti . Uzmanlar ise “yapay zekâ kaynaklı derin sahte” içeriklerin artışına dikkat çekerek, dijital okuryazarlık ve sosyal medya güvenliği konusunda uyarılarda bulundu.


Sonuç
Alanya’da büyük yankı uyandıran bu skandal, dijital çağda “görsel manipülasyon” ve “siber güvenlik” konularının ne denli kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. Hukuki süreç ilerledikçe, hem yerel halk hem de doktor-hasta güven ilişkisi açısından sonuçları takip edilmeye devam edecek.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar