Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Ekonomi

Fed Başkanı Powell: Faiz indirimleri konusunda aceleye gerek yok

Yayımlandı

üzerinde

Powell, yılda iki kez hazırlanan yarı yıllık Para Politikası Raporu’nun Kongresi’ndeki sunumuna başladı.

Sunumunun ilk gününde ABD Senatosunun Bankacılık, Konut ve Kentsel İşler Komitesi’nde düzenlenen oturuma katılan Powell, ABD ekonomisinin genel anlamda güçlü olduğunu ve son 2 yılda bankanın hedefleri doğrultusunda önemli ilerleme kaydettiğini söyledi.

Powell, iş gücü piyasası koşullarının soğuduğunu ve sağlam kalmaya devam ettiğini, enflasyonun ise uzun vadeli yüzde 2 hedefine çok yaklaştığını ancak hala biraz yüksek kalmayı sürdürdüğünü dile getirdi.

Geçen yıl eylül ayından bu yana Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) politika faizini 100 baz puan indirdiğini anımsatan Powell, politika duruşunun bu şekilde yeniden ayarlanmasının enflasyonun düşürülmesinde kaydedilen ilerleme ve iş gücü piyasasındaki soğuma ışığında uygun olduğunu, menkul kıymet varlıklarını azaltmaya da devam ettiklerini anlattı.

Powell, “Politika duruşumuzun artık eskisine kıyasla önemli ölçüde daha az kısıtlayıcı olması ve ekonominin güçlü kalmaya devam etmesi nedeniyle politika duruşumuzu ayarlamak için acele etmemize gerek yok.” dedi.

Politika faizine yönelik ek ayarlamaların kapsamı ve zamanlamasını değerlendirirken gelen verileri, gelişen görünümü ve risk dengesini değerlendireceklerini vurgulayan Powell, şöyle devam etti:

“Ekonomi geliştikçe, politika duruşumuzu, maksimum istihdam ve fiyat istikrarı hedeflerimizi en iyi şekilde destekleyecek şekilde ayarlayacağız. Ekonomi güçlü kalmaya devam ederse ve enflasyon yüzde 2’ye doğru sürdürülebilir şekilde düşmeye devam etmezse, politika kısıtlamamızı daha uzun süre koruyabiliriz. İş gücü piyasası beklenmedik şekilde zayıflarsa ya da enflasyon beklenenden daha hızlı düşerse, politikayı buna göre gevşetebiliriz. İkili görevimizin her iki tarafına yönelik risklere dikkat ediyoruz ve politika, karşı karşıya olduğumuz riskler ve belirsizliklerle başa çıkmak için iyi bir konumda.”

Bankanın bu yıl para politikası stratejisi, araçları ve iletişiminin ikinci periyodik incelemesini gerçekleştirdiğini dile getiren Powell, bu incelemenin odağının FOMC’nin Uzun Vadeli Hedefler ve Para Politikası Stratejisi Açıklaması ve politika iletişim araçları olacağını ifade etti. Powell, Komite’nin yüzde 2’lik uzun vadeli enflasyon hedefinin ise korunacağını ve incelemenin odak noktası olmayacağını söyledi.

“HANGİ TARİFE POLİTİKALARININ UYGULANACAĞI BELLİ DEĞİL”

Powell, sunumunun ardından senatörlerin sorularını yanıtladı.

Serbest ticaretin uygulandığı ülkelerin daha hızlı büyüdüğüne ilişkin daha önceki yorumlarının arkasında olduğunu belirten Powell, tarife politikası yapmanın veya buna ilişkin yorumda bulunmanın ‘in işi olmadığını dile getirdi.

Powell, görevlerinin buna mantıklı bir şekilde tepki vermeye çalışmak ve para politikası oluşturmak olduğunu vurgulayarak, “Hangi tarife politikalarının uygulanacağı henüz belli değil. Bilmediğimiz bir şey hakkında spekülasyon yapmanın akıllıca olduğunu düşünmüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Yüksek tarifelerin daha yüksek maliyetlere yol açıp açmayacağına yönelik soru üzerine Powell, bunun henüz görülmeyen çeşitli faktörlere bağlı olası bir sonuç olabileceğini ifade etti.

“MORTGAGE ORANLARI VADELİ TAHVİL FAİZİYLE İLGİLİ”

Powell, mortgage (konut kredisi) faiz oranlarının yüksek kaldığını ancak bunun Fed’in politika faizi ile değil, uzun vadeli tahvil faizleriyle ilgili olduğunu belirterek, “Bunlar, Fed politikasıyla yakından ilgili olmayan nedenlerden dolayı yüksek ve yüksek kalmaya devam edebilir. Bence, politika faizini düşürdüğümüzde mortgage faizleri de düşebilir ama bu gerçekleştiğinde bile birçok yerde konut sıkıntısı çekmeye devam edeceğiz.” diye konuştu.

Fed Başkanı Powell, konut fiyatlarındaki artışın, ücretlerin, malzeme ve arsa maliyetlerinin artmasıyla da ilgili olduğuna işaret etti.

Fed’in uzun vadeli tahvil faizlerini kontrol edemediğini vurgulayan Powell, bu oranlara pek fazla faktörün etki ettiğini söyledi.

Bunlardan birinin de Fed’in gelecekteki kısa vadeli faiz oranı beklentisi olduğunu dile getiren Powell, uzun vadede enflasyon beklentileri, ekonomi ve bütçe açığı ile ilgili riskler, tahvil piyasasındaki arz ve talep gibi faktörlerin belirleyici olduğunu anlattı.

“SERT İNİŞ YAŞAMADIK”

Powell, kendisine yöneltilen “Resesyonda mıyız?” sorusuna “Değiliz.” yanıtını verdi.

Nötr faiz oranının pandemi öncesindeki çok düşük seviyelerinden yükseldiğini düşündüğünü söyleyen Powell, FOMC’deki meslektaşlarının çoğunun da böyle hissettiğini belirtti.

Powell, ekonomide “yumuşak iniş” yaşadık demenin kendisine düşmeyeceğini ancak “sert iniş” yaşamadıklarını ifade etti.

Selefinin söylediği gibi “ABD federal bütçesinin sürdürülemez bir yolda olduğunu” söylemek dışında mali politika konusunda yorum yapmayacağını kaydeden Powell, borcun değil yolun sürdürülemez olduğunu ve uzun vadedense kısa vadede bu konuda çalışmaya başlamanın önemli olduğunu vurguladı.

“SABİTCOİNLER İÇİN DİZENLEYİCİ BİR ÇERÇEVE OLUŞTURULMALI”

Powell, istikrarlı sabitcoinler için düzenleyici bir çerçeve oluşturmaya yönelik çabaları desteklediklerini belirtti.

Elon Musk veya Hükümet Verimliliği Departmanı ekibinin, bilgisi dahilinde Fed’in korunan veri ve sistemlerine erişmeye çalışıp çalışmadıklarına yönelik soruya cevaben Powell, “Sanmıyorum.” dedi.

Powell, böyle bir girişim olursa Kongre’ye bildireceğini ifade etti.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ekonomi

İsrail’in İran’a saldırısı ekonomiyi nasıl tehdit edebiliyor?

Yayımlandı

üzerinde

Bu kriz, Türkiye ekonomisi için de önemli bir tehdit. Son yıllarda yenilenebilir enerjiye yatırımlar artsa da hala en büyük ithalat kalemi petrol ve doğalgaz. İthalatın yaklaşık dörtte birini bu iki ürün oluşturuyor. Bu iki kalemde her yıl 70 milyar dolara yakın ithalat yapılıyor.

Rusya-Ukrayna savaşının başladığı 2022 yılında enerji fiyatları sert artmıştı. Bu da ithalat faturasını 100 milyar dolara yaklaştırmıştı. Yani o savaş, Türkiye’nin enerji ithalat faturasını 30 milyar dolar kabarttı.

Fatura kabarınca da cari açık yükseliyor. O da cari açığın yüksek olması döviz kurunda baskıya neden oluyor. Döviz kurundaki artışlar da enflasyonu yükseltebiliyor. Üstelik bu uzun vadeli yansıması. Kısa vadede akaryakıt fiyatları da hızlı artabilir. Türkiye’de akaryakıt fiyatı İtalya’nın Cenova kentinde bulunan akaryakıt borsasındaki fiyatlara göre belirleniyor. Petrol fiyatındaki artış ya da düşüş fiyat üzerinde belirleyici oluyor. Akaryakıt fiyatındaki artışlar, taşımacılıktan tarıma pek çok alanda fiyatlara hızlıca yansıyor. Benzin fiyatına bugün 1 lira 47 kuruş zam gelmişti. Çünkü petrol fiyatı halihazırda zaten artıyordu. ‘in saldırısı sonrası 1 lira 70 kuruşluk bir zam daha bekleniyor.

TÜRKİYE’NİN ENERJİ İTHALATI
Milyar dolar
2022      97,1
2023      69,1
2024      65,6

Merkez Bankası, yılın ikinci Enflasyon Raporu’nda küresel emtia fiyatlarındaki düşük seyre dikkat çekmişti. Bu, enflasyon üzerinde artı bir etki olarak görülüyordu. Banka fiyat tahminini de düşürmüştü. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de, hafta başında verdiği bir röportajda enflasyon üzerinde düşürücü etkisi olan üç başlıktan birinin düşük emtia fiyatları olduğunu söylemişti. Son yaşananlar bu beklentiyi terse çevirebilir.

Burada altına da bir parantez açmak gerekiyor. Türkiye’nin dış ticaret açığı vermesinin bir nedeni enerji ise diğer nedeni de altın. Her yıl 100 bin tondan fazla altın ithalatı gerçekleştiriliyor. Fiyat yükseldikçe ithalatın maliyeti de artıyor.

PETROL FİYATI TAHMİNİ MERKEZ BANKASI 

Ortalama fiyat (dolar)

2025   65,8    

2026   60,6

Petrol ve altındaki fiyat yükselişi, enflasyon üzerinde büyük bir artış riski oluştursa da şimdilik korkutucu bir senaryo yok. Eğer ile arasındaki sorun büyümezse fiyatların tekrar önceki seviyelere çekileceği düşünülüyor. Buradaki asıl sorun, bölgesel bir savaşın başlama ihtimali. Eğer İran Hürmüz Boğazı’nı kapatırsa petrolün 100 doların üzerine çıkabileceği dile getiriliyor. Dünya’da her gün 20 milyon varile yakın petrol bu boğazdan taşınıyor. Deniz yoluyla taşınan petrolün neredeyse üçte birine denk geliyor.

Hürmüz Boğazı şu zamana kadar hiç kapanmadı. Ancak 2011 ve 2012 yıllarında kapanma ihtimali doğdu. Bu da fiyatları 120 dolarlara kadar çıkarmıştı. Gerilim düştüğünde 30 dolarlık bir düşüş yaşanmıştı.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

Kamu işçisi toplu sözleşme zammı 2025 teklifi ne kadar? Kamu işçisi toplu iş sözleşmesi son dakika gelişmeleri…

Yayımlandı

üzerinde

Kamu kurumlarında çeşitli birimlerde işçi olarak çalışan binlerce kişi kamu işçisi toplu sözleşme zammına odaklandı.

Bakan Işıkhan son yaptığı açıklamada zam teklifinin bayram sonrası sunulacağını ifade etmişti. Kurban Bayramı 10 Haziran’da sona ererken teklif için tarih belli oldu.

2025-2026 dönemi toplu iş sözleşmesi için hükümet zam teklifini bugün13 Haziran) açıklayacak.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

Trüf mantarı Türkiye ekonomisine 650 milyon lira katkı sağladı

Yayımlandı

üzerinde

Tarım ve Orman Bakanlığının sosyal medya hesabından, 2024 yılına ait trüf mantarı verilerine ilişkin paylaşım yapıldı.

Yeşil vatanın saklı cevherinin trüf mantarı olduğuna işaret edilen paylaşımda, “Doğal zenginliğimiz olan trüf, hem biyolojik çeşitliliğimizi destekliyor hem de kırsal kalkınmaya ve ekonomimize katkı sağlıyor.” ifadesini kullanıldı.

Paylaşımda, Türkiye’de 1212 hektar alanda trüf ormanı kurulduğu belirtildi.

2024’te 79 ton trüf mantarı üretildiği belirtilen açıklamada, “650 milyon lira ülke ekonomisine katkı sağladı. 5 bin 750 kişiye trüf mantarının doğadan toplanması ve farkındalık eğitimi verildi.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Paylaşımda, II. Trüf Ormanı Eylem Planı kapsamında 2025 yılında y

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar