Gündem
Ekrem imamoglu ‘nun avukatları ” sahte diplomayla ” ilgili iddalar için acıklama yaptı.
Hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla soruşturma başlatılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatları, söz konusu iddialara ilişkin basın toplantısı düzenledi. Avukatlar, İmamoğlu’nun yatay geçişin yasal mevzuata uygun olduğunu ve bütün koşulları sağladığını söylediler. Avukatlar, denklik ve tanınmanın o dönemde yatay geçişin konusu olmadığını ifade ettiler.
Hakkında, diplomasının sahte olduğuna ilişkin iddialar üzerine “resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla soruşturma başlatılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatları, İBB binasında basın toplantısı düzenleyerek iddialara yanıt verdi.
Avukatlar, İmamoğlu’nun yatay geçişinin hukuka uygun olduğunu ve başvurunun kendi döneminde taşıması gereken bütün kriterleri karşıladığını söylediler.
Basın toplantısında konuşan İmamoğlu’nun avukatı Prof. Dr. Adem Sözüer şunları söyledi:
“Geçişinde bir sorun yok. O zamanki mevzuat için bir sorun yok. Çalışkan öğrenciler için bu hak tanınıyor. Komisyonlar karar veriyor. Orada da bir sorun yok. Not ortalamasına da bakılıyor, orada da sorun yok. Başvuruda da koşullarda da sorun yok. İlan açılmış başvurmuş, derslerini verip mezun olmuş. Bu nasıl ceza hukuku meselesi yapılıyor?”
“BÜTÜN ŞARTLARI SAĞLAMIŞ”
Bu konunun yeni olmadığını ve ilk olarak 2019’da kamuoyu gündemine siyasi saiklerle sokulduğunu belirten avukat Mehmet Pehlivan ise şunları söyledi:
“5 Eylül 1988’de Girne Amerikan Üniversitesi İngilizce İşletme bölümüne giriyor. 1990’da Milliyet gazetesinde üniversitelerin yatay geçiş ilanları veriyor. İlanda, 1990-91 eğitim-öğretim yılında yatay geçiş ile kabul edilecek öğrencilere dair koşullar veriliyor. İlanda İstanbul Üniversitesi de var ve Ekrem Bey başvuruyor.”
‘NOT ORTALAMASI 62,5’
Bazı iddiaların aksine İmamoğlu’nun not ortalamasının da belirlenen kriterin üzerinde olduğunu belirten Pehlivan, açıklamasına şöyle devam etti:
“Başvuru tarihi, öğrencinin okuduğu üniversitedeki bütün sınavları başarmış olması ve not ortalamasının en az 60 olması gerektiğine dair bütün kriterleri karşılıyor. Sayın İmamoğlu’nun yatay geçiş için not ortalaması 62,5’tur. İstanbul Üniversitesi bu kriterleri kafasına göre koymuyor. Bu kriterler tüm üniversitelere geçişte aynı.
KARARI YÖNETİM KURULU VERİYOR’
Başvurular üzerine fakültede yatay geçiş komisyonu kuruluyor. Yatay geçiş komisyonu, geçişin kabulünü yönetim kuruluna öneriyor. 12 Eyül 1990’da İstanbul Üniversitesi Yönetim kurulu toplanıyor ve aralarında Sayın İmamoğlu’nun da bulunduğu yatay geçişler onaylanıyor ve resmiyet kazanıyor. Komisyonun önerisi üzerine kabulü 51 kişi için yönetim kurulu veriyor. İmamoğlu 2 Ekim 1990’da İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme bölümüne kayıt oluyor ve 2. sınıf talebesi olarak başlıyor.
Okul takımında kalecilik yaptığını da arkadaşları olduğunu da herkes biliyor. Bu alan bazıları için gizemli olsa da sayın İmamoğlu için böyle bir gizem yok.”
TARTIŞILAN YÖK RAPORU
Başsavcılığın talebi üzerine YÖK’ün hazırladığı ve kamuoyunda tartışılan rapora da değinen avukatlar, şunları söylediler:
“İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığın talebi üzerine hazırlanan YÖK raporu, İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptığı dönem için tüm şartları taşıdığını belirtiyor. YÖK, hazırladığı raporda İmamoğlu aleyhine hangi veriyi ortaya koyuyor? 18 Kasım 1991 tarihli YÖK yönetim kurulu kararına göre Girne Amerikan Üniersitesi YÖK tarafından tanınıyor ama Girne’deki kampüs tanınmıyor. İşin bam teli burası.
‘YÖK’ÜN KURALI 6 SENE SONRA’
Bir yatay geçiş işleminin hukuka uygun olup olmadığı, geçişin yapıldığı dönemdeki yasal mevzuat ile belirlenir. Sayın İmamığlu’nun yatay geçiş başvurusu Ağustos 1990’da. Yani YÖK’ün istismar edilen raporundan 1.5 sene önce. O dönem için tanınırlık ve denklik şartı getirilmiş değildir. Mevzuatta da buna dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle tanınırlık şartı aranması hukuken mümkün değildir. YÖK’ün tanıma ve denklik kuralı 1996’da geitirilmiştir. 6 yıl sonra getirilen kuralı geriye yürütmek hukuken mümkün değildir.”
Avukat Mehmet Pehlivan, YÖK raporunun 17 Şubat’ta düzenlendiğini ancak Başsavcılığa iletilme tarihinin bilinmediğini söyledi.
“BELGELERİN GERÇEKLİĞİ KONUSUNDA BİR TARTIŞMA YOK”
Daha sonra tekrar sözü alan Adem Sözüer, denkliğin yatay geçişin konusu olmadığını, belgelerin ve diplomanın gerçekliği konusunda hiçbir şüphe olmadığını söyledi:
“Belgelerin gerçekliği konusunda bir tartışma yok. İmamoğlu’nun hileli veya hukuka aykırı bir davranışı yok. Cumhuriyet Başsavcılığının İmamoğlu’nu neden ifadeye davet ettiği yazmıyor. Normalde kanuna göre neyle suçlandığınız yazar. Burada yürütülen bir soruşturma deniyor. Bir fiil söylenmesi lazım ama anlaşılan bir suç tespit edilememiş. Böyle hukuka uygun işlemleri sorgulama yeri değildir savcılık. Başvuru yapıldığı dönemde, yatay geçiş açısından tanıma ve denklik işlemlerinin bir muhataplığı yok. O tarihte böyle bir uygulama zaten yok. Denklik yatay geçişin konusu değil.”
Gündem
Peş Peşe İstanbul Depremleri: Vali Gül “Olağan Sürecin Parçası” Dedi, İstanbul’daki Son Durum
Açıklaması:
23–25 Nisan’da İstanbul’da hissedilen artçı sarsıntılar sonrası Vali Davut Gül “Olağan süreç” dedi. AFAD ve uzmanlar uyarıyor; tedbirli olun, panik yapmayın.
İstanbul, 25 Nisan 2025 – 23 Nisan akşamı Marmara Denizi’nde yaşanan 6,2 büyüklüğündeki ana depremin ardından, İstanbul’da art arda hissedilen 154’ü aşkın artçı sarsıntı şehirde paniğe yol açtı. Depremin merkez üssü Silivri açıkları olarak kaydedilirken, 20.33’te Marmara Denizi Büyükçekmece açıklarında meydana gelen 4,3 büyüklüğündeki yeni sarsıntı vatandaşları tekrar sokaklara döktü. AFAD verilerine göre, söz konusu artçı deprem yerin yaklaşık 7 kilometre derinliğinde gerçekleşti .
Ülkü: “Tedbirli Olalım, Panik Yapmayalım”
İstanbul Valisi Davut Gül, yaşanan yoğun artçı sarsıntılar sonrası sosyal medya ve basın açıklaması yaparak, “Değerli İstanbullular, ilimizde zaman zaman hissedilen artçı sarsıntılar, uzmanlarımızın da belirttiği üzere ana depremden sonra yaşanan olağan süreçlerin bir parçasıdır. Valiliğimize ulaşan herhangi bir olumsuz durum söz konusu değildir” dedi . Gül, ayrıca afet yönetim merkezlerinin 7/24 teyakkuzda olduğunu vurgulayarak, “Tedbirli olmak önemlidir, panik yapmak ise riski artırır” uyarısında bulundu.
Artçı Sarsıntıların Seyri ve Uzman Görüşü
Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, “6,2 büyüklüğündeki depremden sonra 5 büyüklüğün üzerinde iki artçı sarsıntı yaşandı. Böyle büyük bir depremin etkinlik süresi 1,5–2 ay kadar devam edebilir” açıklamasını yaptı Özel’in değerlendirmesi, İstanbul’da artçı sarsıntı hisseden herkesin önümüzdeki haftalarda da benzer sarsıntılarla karşılaşabileceğine işaret ediyor.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başlığı Altında Hazırlıklar
AFAD il ve ilçe koordinasyon merkezleri, depremzedeler için gerekli altyapı kontrollerini süratle tamamladı. Yol, su, elektrik hatlarında olumsuz bir durum tespit edilmezken, yıkım riski taşıyan binalarda ise çalışmalara başladığı bildirildi. Sağlık Bakanlığı ekipleri de olası yaralanma vakalarına karşı hastanelerde hazır bekletiliyor.
İstanbul’da Güvenlik ve Bilgilendirme
Valilik, asılsız sosyal medya paylaşımlarına karşı da uyarıda bulunarak, “Hiçbir bilimsel veriye dayanmayan iddialara itibar etmeyin; resmi açıklamalar AFAD ve Kandilli Rasathanesi tarafından yapılacaktır” hatırlatmasını yaptı. Manipülatif haber ve ses kayıtları yayımlayanlar hakkında yasal işlemler başlatılacağı da bildirildi.
Gündem
Bayraktar TB3 SİHA gemiye iniş-kalkışta yeni bir eşik atladı

25.04.2025 – 23:02
Son Güncelleme : 25.04.2025 – 23:04
AA
Gündem
Cübbeli Ahmet’ten Şok Fetva: “Depremde Cünüp Ölmek Caizdir” – Şartları ve Tepkiler
Açıklaması
Cübbeli Ahmet’in Instagram paylaşımlı yeni fetvasında “Depremde cünüp ölmek caizdir” dediği, Kâfirûn Suresi okuma, meşru ilişki ve namaz şartlarının neler olduğu, İslâm hukukundaki dayanakları ve eleştirileri bu makalede bulabilirsiniz.
Özet
Son günlerde sosyal medyada büyük yankı uyandıran Cübbeli Ahmet’in “Depremde cünüp ölmek caizdir” fetvası, Kâfirûn Suresi okunması, ilişkinin meşru olması, namaz kaçırılmaması ve gusül alma niyeti şartlarını gündeme taşıdı . Bu makalede, söz konusu fetvanın içeriği, dayanakları, İslâm hukuku çerçevesindeki geçerliliği ve eleştirileri detaylı şekilde ele alınacaktır.
1. Haber Özeti
Cübbeli Ahmet, Instagram’da paylaşılan kısa bir videoda depremde cünüp ölmenin caiz olduğunu belirterek, “Kâfirûn suresini okuması, ilişkinin meşru olması, namaz kaçırmaması ve gusül alma niyetinde olması gerekiyor” demiştir . Cübbeli Ahmet’in resmi web sitesinde benzer içerikli geçmiş sohbetler yer almakla birlikte, bu yeni fetva deprem şartları çerçevesinde verilmiştir .
2. Fetvanın Şartları ve İçeriği
2.1 Cünüplük ve Gusül
– İslam’da cünüp (cinsel ilişki veya meni çıkışı sonrası) hâlinde gusül abdesti almak farzdır
– Guslün farz olduğu haller klasik kaynaklarda; cünüp olma, hayız ve lohusalık hallerinin sona ermesi olarak belirtilir .
– Cübbeli Ahmet’e göre, deprem gibi olağanüstü hâllerde gusül imkânı bulunmayanlar için cünüp ölmenin şehadet hükmünde olduğu yönünde bir kolaylık söz konusudur .
2.2 Kâfirûn Suresi Okuma Şartı
Cübbeli Ahmet, deprem anında cünüp olarak ölen kişinin Kâfirûn Suresi’ni okumasının şart olduğunu vurgulamıştır . Klasik kaynaklarda cünüplük hâlinde mushafa dokunmanın caiz olmadığı konusunda icma bulunsa da , sûrenin okunması veya zikri farklı değerlendirmelerde kolaylık sağlayabilir.
2.3 Meşru İlişki ve Namaz Kaçırmama
Fetvaya göre, ölen kişinin son zamanlarda nikah usulüne uygun cinsel ilişki yaşamış olması ve namazlarını aksatmadan kılması gerekmektedir . İslam hukukuna göre cünüplük hali günlük hayatı engellemez fakat namaz vakti geçmeden guslünü yapmamak önemli bir kusur sayılır
3. Dini ve Hukuki Dayanaklar
3.1 Kur’ân-ı Kerîm
“Ey iman edenler! Namaza durduğunuzda yüzlerinizi ve dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı mesh edin ve ayaklarınızı topuklara kadar yıkayın. Eğer cünüb iseniz gusledin…” (Mâide, 5:6) .
Bu ayet, guslün cünüplük hâline net bir çözüm sunduğunu açıklar.
3.2 Hadis ve Fıkıh Kaynakları
– “Cünüp olan kimse gusül farzı vaktini geçirmeden önce gerekli işleri yapar, en kısa sürede gusleder” uyarısı vardır
– KSÜ İlahiyat Fakültesi makalesi, cünüp olarak ölmenin büyük günah veya küfür hükmünde olmadığını; ölümün zamanını kimsenin bilemeyeceğini belirtir
4. Eleştiriler ve Toplumsal Tepkiler
– Dinî çevrelerden, deprem gibi afet şartlarında dahi guslün güçlük olarak görülmemesi gerektiği, tehir edilmemesi gerektiği yönünde eleştiriler gelmiştir
– Bazı âlimler, böyle bir fetvanın İslam’ın temel temizlik ve ibadet prensipleriyle çeliştiğini savunmaktadır
– Sosyal medyada, söz konusu fetvanın yanlış anlaşılmalara yol açabileceği ve afetten etkilenenlerin dinî bir zorlukla karşılaşmaması için dikkatli olunması gerektiği vurgulanmıştır.
5. Sonuç
Deprem gibi olağanüstü şartlarda cünüp ölmenin caiz olduğuna dair Cübbeli Ahmet fetvası, hem İslam hukukundaki kolaylık ilkelerine hem de temizlik ve ibadet sorumluluğuna dair tartışmaları alevlendirmiştir. Bu fetvanın yorumlanmasında Kur’an-ı Kerîm, hadis ve mezheplerin kıyas yöntemleriyle birlikte sosyal ve insani boyutun göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
-
Ekonomi3 gün önce
Eskişehir’de Ormanlık Alanda Yakılarak Öldürülen 30 Yaşındaki Kadın Dehşeti: Sadece Saç ve Kemik Kaldı
-
Gündem1 gün önce
Şanlıurfalı Genç İşçi 3 Günlük Korkunç İşkenceyle Yüzleşti: Dişleri Kırıldı, Hamam Böceği Yedirildi
-
Gündem1 hafta önce
Ünlü İsimlerden Sırrı Süreyya Önder’e Destek: “Sakın Ölme Sırrı Abi… Benimle Yine Dalga Geç!”
-
Son Dakika1 hafta önce
Son Dakika: Şakir Paşa Ailesi Konakta Yangın! 1 Ölü – Tüm Detaylar
-
Gündem1 hafta önce
Kayınvalidesini hamile bırakmıştı! Arsız damadın babası konuştu: Oğlum sapıktır
-
Gündem2 gün önce
“Silivri’de 6,2’lik Depremin Derinden Gelen Uğultusu: Sismik Kayıtların Ardındaki Gerçek”
-
Son Dakika6 gün önce
Oyuncu Sevil Akdağ Arkadaşını Öldürdü: Fatih İskenderpaşa’daki Cinayet Olayının Tüm Detayları
-
Son Dakika2 gün önce
İstanbul’da 6.2 Büyüklüğünde Korkutan Deprem: Vatandaşlar Panikle Sokağa Döküldü Medyatava +4