Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

Bizans döneminde stratejik bir konuma sahipti: ‘Gavurhisarı’ onarılmayı bekliyor

Yayımlandı

üzerinde

Bizans döneminde stratejik bir konuma sahipti: 'Gavurhisarı' onarılmayı bekliyor

Pegae Kalesi Yüzey Araştırmaları Başkanı ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Koçyiğit, Roma dönemine ait neredeyse 2 bin yıllık geçmişe sahip Atikhisar Kalesi’nin, kent turizmine kazandırılması ve yakın zamanda çıkan yangında etkilenen alanlarının onarılması gerektiğini söyledi.

ÇOMÜ Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Koçyiğit, Troas ve Mysia bölgelerini birbirine bağlayan antik yolların üzerindeki önemli kontrol merkezlerinden biri durumunda olan ve bugünkü Atikhisar Barajı’nın hemen kıyısında yer alan Atikhisar Kalesi’nin Bizans İmparatorluğu döneminde stratejik bir konuma sahip olduğunu belirtti.
Kalenin atıl bir halde ve geçtiğimiz yıllarda yaşanan yangınlardan etkilenmiş durumda olduğunu söyleyen Doç. Dr. Oğuz Koçyiğit, “Önemli tarihi bir geçmişe sahip kalenin korunarak gelecek kuşaklara aktarılması ve Çanakkale turizmine kazandırılması için daha somut adımlar atılması gerekiyor” dedi
Atikhisar Kalesi’nin zamanında önemli bir Bizans kalesi konumunda olduğunu belirten Doç. Dr. Koçyiğit, şu ifadeleri kullandı: “Kale, Çanakkale’ye ulaşan vadileri, stratejik konumundaki yolları kesen bir konumda yer alıyor ve Bizans döneminde önemli bir askeri alan.
Hepimizin hafızalarında taze olan yıkıcı ve üzücü bir yangın sonrası büyük bir tahribat gördü. Ancak, yakın zamanda yaptığımız gözlemlerde, Kale ve çevresinin yeniden eski doğasına kavuşmaya başladığını gözlemledik. Bunlar güzel gelişmeler ama çok daha ötesinde burada özellikle tespit, belgeleme, koruma, çevre düzenlemesi ve tabii ki kalenin Çanakkale kültür ve turizmine kazandırılması için daha somut adımlar atılması gerekiyor. Çünkü burası Çanakkale’mizin hemen 10 kilometre kadar yakınında, önemli bir tarihi yerleşim alanı.”
Atikhisar Kalesi’nin Çanakkale’ye yeni bir arkeolojik destinasyon noktası oluşturabileceğini belirten Koçyiğit, sözlerine şu şekilde devam etti: “Buraya zaman zaman piknikçiler ve doğasever ziyaretçiler geliyor. Ancak ne yazık ki bunlar alanı bilinçsizce geziyorlar ve duvarlara ya da surlara çıkıyorlar. Kalenin çeşitli yapıları üzerinde geziyorlar. Bunlar sonra derece tehlikeli hem can hem mal güvenliği için. Bir an önce somut adımlar atılarak Atikhisar Kalesi ve çevresinde çevre düzenlemelerin yapılması, bilgi levhalarını yerleştirmesi, belki de burası için bir ören yeri, sit alanı statüsü kazandırılması gerekiyor.”
Halk arasında ‘Gavurhisarı’ olarak bilinen, kent merkezine 6 kilometre uzaklıktaki Atikhisar Kalesi, Çanakkale-Çan yolu üzerine bulunuyor. 40 metre yükseklikte büyük bir ana kaya üzerine inşa edilmiş olan kalenin girişi kuzey yöndendir, doğu ve batı bölümü dik kayalıktır. İç içe iki bölümden meydana gelen kalenin iç bölümdeki kısmı yüksek bir kayanın üstü düzleştirilerek iskan edilmiş.
Yüksek bölümünde vadiyi gözetleyen kuleler bulunuyor. Burada iki bölümlü bir sarnıç yapısı kalıntısı ve ortasındaki boşlukta temel kalıntıları mevcut. Aşağı bölümde bulunan dış duvarın kuzeybatı bölümündeki sur duvarları kısmen korunmuş durumda.
Kalenin duvarları moloz taş ve kireç harçlı malzeme ile yapılmış. Geç Roma ya da erken Bizans dönemi özellikleri göstermekle birlikte, kale içinde ve eteklerinde MÖ 6. yüzyıldan başlayarak MS 10. yüzyıla kadar kesintisiz devam eden bir iskana sahip. Ayrıca, kalenin kuzeyinde bulunan tepe üzerinde yaklaşık 2 metre yükseklikte bir tümülüs kalıntısı bulunuyor.
Çanakkale Boğazı’ndan geçerek iç Troas ve Mysia bölgelerini birbirine bağlayan antik yolların üzerinde bulunan kontrol merkezlerinden biri durumundaki kale, Sarıçay vadisinin kontrolünü ve güvenliğini sağlaması açısından da önemli bir konuma sahip.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Magazin

Kan şekerini dengeliyor: Diyabet dostu 4 meyve

Yayımlandı

üzerinde

Kan şekerini dengeliyor: Diyabet dostu 4 meyve

Diyabet teşhisi konulan bireylerin meyve tüketiminden tamamen kaçınmaları gerektiğine dair yaygın inanış, bilimsel verilerle çürütülüyor. Uzmanlar, doğru seçimler yapıldığı sürece meyvelerin diyabet hastalarının beslenme programında yer alabileceğini vurguluyor.

Lif ve antioksidanlar açısından zengin olan bazı meyveler, düşük glisemik indeksleri sayesinde kan şekeri kontrolüne katkı sağlıyor. Özellikle orman meyveleri, kivi, elma ve avokado gibi meyveler; diyabet yönetiminde olumlu etkileriyle dikkat çekiyor.
Yaban mersini, çilek, ahududu ve kızılcık gibi orman meyveleri, düşük glisemik indeksleri sayesinde kan şekeri üzerinde ani dalgalanmalara yol açmıyor. Ayrıca yüksek antioksidan içerikleriyle bağışıklık sistemini destekliyorlar. 2024 yılında  yürütülen bir araştırmaya göre, bu meyveler çocuklarda Tip 1 Diyabet riskini azaltabiliyor.
Düşük ila orta seviyede glisemik indekse sahip olan kivi, yüksek lif içeriği ve C vitamini sayesinde diyabet hastaları için ideal meyvelerden biri olarak öne çıkıyor. Kivide bulunan lif, şekerin emilimini yavaşlatarak kan şekeri düzeylerinin dengelenmesine yardımcı oluyor. Uzmanlar, porsiyon kontrolü sağlanarak günde bir veya iki kivinin tüketilmesini öneriyor.
Elma, içerdiği pektin adlı çözünür lif sayesinde kan şekerinin düşürülmesine katkı sağlıyor. Düşük glisemik indekse sahip bu meyve, aynı zamanda bağışıklığı destekleyen C vitamini ve antioksidanlar açısından da zengin. Uzmanlar, daha fazla lif alımı için elmanın kabuğuyla birlikte tüketilmesini öneriyor. Ancak, karbonhidrat içeriği nedeniyle porsiyonlara dikkat edilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Düşük karbonhidratlı ve sağlıklı yağlarla dolu olan avokado, diyabet hastaları için besleyici bir alternatif oluşturuyor. Illinois Teknoloji Enstitüsü’nün yaptığı bir çalışmada, gece tüketilen avokadonun ertesi sabah trigliserit metabolizmasını iyileştirdiği görüldü.Çalışmanın yürütücüsü Prof. Britt Burton Freeman, “Avokadonun içerdiği tekli doymamış yağlar ve lif, sadece tokluk hissi sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda kalp sağlığını ve insülin duyarlılığını da destekliyor,” dedi.Uzmanlar, diyabet hastalarının meyveleri tamamen hayatlarından çıkarmak yerine, glisemik indeksi düşük, lif açısından zengin ve porsiyon kontrolü yapılmış şekilde beslenme düzenlerine dahil etmelerini öneriyor.
Okumaya Devam Et

Magazin

Araştırma: Gençler, sağlık tavsiyelerini TikTok’tan alıyor

Yayımlandı

üzerinde

Araştırma: Gençler, sağlık tavsiyelerini TikTok'tan alıyor

Yeni bir araştırma, ergenlik çağındaki gençlerin, sağlık sorunlarına dair cevapları sosyal medyada aradığını ortaya koydu.

The Mirror’da yayınlanan araştırmaya göre, genç kızların neredeyse üçte biri, sağlıkla ilgili konularda Google veya TikTok gibi platformlara yöneliyor.
Luna isimli uygulamanın yaptığı araştırmada, 2 bin 500 genç katılımcıdan yüzde 31’inin sağlık konularında ilk olarak internete başvurduğu belirlendi. Buna karşın yalnızca yüzde 27’si sağlıkla ilgili konularda ebeveynlerine ya da vasilerine danışıyor.
Araştırma, gençlerin internete yönelmesindeki en büyük etkenlerin başında utanma ve mahcubiyet duygusunun geldiğini gösterdi. Katılımcıların yüzde 19’u, ebeveynlerinden çekindikleri için doktora gitmekten kaçındıklarını söyledi.
Uzmanlara göre, gençlerin sağlık sorunlarını paylaşmaları için onlara güvenli bir alan sunulmalı. Burada önemli olan, ebeveynlerin tüm cevaplara sahip olması değil; onları yargılamadan dinleyen birer güven kaynağı olmaları.
Araştırmada, gençlerin hangi koşullarda daha açık iletişim kurabileceklerine dair veriler de toplandı. Uzmanlar, gençlerle düzenli ve samimi konuşmalar yapılmasının, güven ilişkisini zamanla güçlendireceğini ve hassas konuların konuşulmasını kolaylaştıracağını belirtiyor.
Prof. Dr. Anne Marie Albano, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Özellikle sosyal kaygı ya da depresyon yaşayan gençler, çevrim içi ortamda daha fazla vakit geçirip yüz yüze ilişkilerden uzaklaşabiliyor. Bu durum; yalnızlık, çaresizlik, kaygı ve depresyon duygularını daha da derinleştirebiliyor. Gençlerin sosyal ilişkiler kurarak gerçek dünyada sağlıklı şekilde var olmaları çok önemli.”
Okumaya Devam Et

Magazin

“Yanlış Anlama 2” oyuncuları kimler? “Yanlış Anlama 2” konusu ve oyuncuları

Yayımlandı

üzerinde

Yönetmenliğini Aykut Taşkın’ın üstlendiği, oyuncu kadrosunda Cemal Hünal, Yılmaz Gruda, M. Fatih Özkan’nın yer aldığı “Yanlış Anlama 2” filmi, beyaz perde ardından televizyon izleyicileriyle buluşuyor. Yönetmenliğini Aykut Taşkın’ın üstlendiği 2022 yapımı “Yanlış Anlama 2”, Türkiye’den Azerbaycan’a uzanan eğlenceli ve duygu yüklü bir hikâye sunuyor.

Devam filmi “Yanlış Anlama 2”, bu kez Türkiye’den Azerbaycan’a uzanan eğlenceli bir yolculuğa çıkarıyor izleyiciyi. Ününe oldukça düşkün Şef Ceyhun, çocukluğundan bu yana yanında olan Ahmet Usta ve sadık dostu Fazıl ile birlikte Bakü’ye gider.
Orada, annesinden miras kalan bir restoranı işleten Aydan Şef’e yardım ederek annesinin kaybolan tarifini bulmaya çalışırken, Azerbaycan mutfağının benzersiz lezzetleri eşliğinde yeni bir aşçılık macerası başlar.
Filmin oyuncu kadrosunda, Cemal Hünal, Yılmaz Gruda, Mehmet Fatih Özkan, Islam Mehreliyev, Gülşen Hüseyinli, Ercan Rasulov ve Ramin Nezir yer alıyor; komedi ve kültürel temaları harmanlayan bir film olarak dikkat çekiyor.
Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar