Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Diyarbakır Narin Cinayetinde Yeni Dönemeç: İstinaf Savcısından Nevzat Bahtiyar İçin Ağırlaştırılmış Müebbet Talebi

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
Diyarbakır’daki Narin Güran cinayetinde istinaf savcısı, “suç delillerini gizleme” suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verilen Nevzat Bahtiyar’ın cezasını Yargıtay’a taşıyarak ağırlaştırılmış müebbet hapis istiyor. Gelişmenin ayrıntıları neler?

1. Giriş: Narin Cinayetinde Kritik Dönemeç

21 Ağustos 2024’te Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi’nde kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedeni, 19 gün sonra 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde bulunmuştu. Uzun süren soruşturma ve yargılama sürecinin ardından, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi 28 Aralık 2024 tarihinde verdiği kararla; Narin’in annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve amcası Salim Güran’a “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis; Narin’in cansız bedenini dereye taşıdığı iddia edilen komşusu Nevzat Bahtiyar’a ise “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası vermişti .

Ancak bu karar, hem Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın duruşma savcısı hem de Diyarbakır Barosu tarafından istinaf mahkemesine taşındı. Özellikle Nevzat Bahtiyar’ın cezasının “iştirak halinde öldürme” tespitine dayandırılarak artırılması talebi, davayı yeni bir kritik dönemece sürükledi.


2. Cinayetin Ana Hatları: Suç, Soruşturma ve İlk Karar

  • Olayın Gelişimi:
    21 Ağustos 2024’te, Tavşantepe Mahallesi’nde yaşayan 8 yaşındaki Narin Güran’dan bir daha haber alınamaması üzerine aile fertleri jandarmaya kayıp ihbarı verdi. 19 gün süren arama çalışmalarının ardından, yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta bulunan Eğertutmaz Deresi’nde Narin’in cesedine ulaşıldı. Yapılan otopsi sonucu, Narin’in boğularak öldürüldüğü, ardından cansız bedeninin dereye atıldığı tespit edildi.

  • Sanıklar ve Yargılamanın Başlaması:
    Suçlama zincirinde; Narin’in annesi Yüksel, babası Arif, abisi Enes ve amcası Salim Güran ile birlikte, komşuları Nevzat Bahtiyar ve bir diğer tanık-konumundaki kişi yer aldı. Anne, ağabey ve amca “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçlamasıyla, babası Arif Güran ise “suça iştirak etmeme” suçu kapsamında; diğer şüphelilerden bazıları ise “olaya yardım etme” ve “suç delili gizleme” gibi farklı suçlamalarla yargılandı.

  • 28 Aralık 2024 Kararı:
    Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Aralık 2024’te görülen karar duruşmasında;

    1. Yüksel Güran, Enes Güran ve Salim Güran’a “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası,

    2. Nevzat Bahtiyar’a “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası,

    3. Babası Arif Güran’a ise diğer suçlamalar kapsamında farklı hapis cezaları verdi.
      Kararın gerekçeli metni, 23 Ocak 2025 tarihinde 944 sayfalık olarak açıklandı.


3. Nevzat Bahtiyar’ın İlk Cezası: “Suç Delillerini Gizleme”

Duruşma savcısı Özge Nida Polat’ın dosyasında yer alan ifadelere göre; Nevzat Bahtiyar, Narin’in cansız bedenini dere kenarına gömüp, üzerine çalı çırpı örterek delil kararttı. Bu eylem, “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçu kapsamında değerlendirildi ve 4 yıl 6 ay hapis cezasına hükmedildi .

Mahkeme heyeti, Bahtiyar’ın “olaya salt tehdit altında katılmış olma” ihtimalini reddederek; olayın başından itibaren cinayet sürecine bilinçli şekilde iştirak ettiğini, Delilleri kararttığını, hiçbir aşamada pişmanlık göstermediğini belirtti. Bu gerekçelerle, Bahtiyar’a “müdahil olarak suça yardım” yerine, doğrudan “delil gizleme” suçundan mahkûmiyet verildiğine dikkat çekildi .


4. İstinaf Savcısının Başvurusu: Ağırlaştırılmış Müebbet İstemi

4.1 Başvurunun Zamanı ve Mahkemesi

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın duruşma savcısı Özge Nida Polat, 31 Ocak 2025 tarihinde (güncelleme: aynı gün 14:41 saatlerinde) düzenlediği istinaf dilekçesini, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’ne iletti. Bu dilekçe, Nevzat Bahtiyar’ın “suç delillerini gizleme” suçundan aldığı 4 yıl 6 aylık hapis cezasının yeniden değerlendirilmesini, “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına dönüştürülmesini talep ediyor.

4.2 Başvurunun Gerekçeleri

Dilekçede öne sürülen başlıca gerekçeler şu şekilde özetlenebilir:

  1. Pişmanlık ve Vicdan Muhasebesi Yokluğu:

    • Savcı, Bahtiyar’ın ifadelerinin aksine, “bu durumdan en ufak bir rahatsızlık dahi duymamış, Narin’in cansız bedenini gömdükten sonra normal hayatına devam etmiş, hiçbir aşamada gerçek bir pişmanlık sergilememiştir.” tespitine yer verdi.

  2. Ortak İştirak İradesi:

    • İfadelerinden ve adli tıp raporlarından hareketle; Bahtiyar’ın olayda ‘salt tehdit’ ile hareket etme ihtimalinin bulunmadığı, cinayet planının diğer sanıklarla birlikte gerçekleştirildiği öne sürüldü. Dilekçede, “Sanık, olayın başından itibaren diğer sanıklarla iştirak iradesiyle öldürme eylemi üzerinde hakimiyet kurmuştur.” ifadesine yer verildi.

  3. Delillerin Karartılması ve Önemli Bilgilerin Gizlenmesi:

    • Bahtiyar’ın, Narin’in cansız bedenini dereye ulaştırdıktan sonra, delillerin bulunmasını engellediği ve bu suretle hem soruşturmanın seyrini hem de suçu işleyen diğer sanıkların tespitini zorlaştırdığı vurgulandı. Özellikle, “Adli Tıp Kurumları tarafından yapılan onlarca araştırmaya rağmen herhangi bir delilin bulunmaması, Bahtiyar’ın iştirak içindeki konumunun adeta nişanesi ve göstergesidir.” denildi.

  4. Yer ve Zaman Birliği/Kişi Bağlantısı:

    • Olay saatinde Bahtiyar’ın ve diğer sanıkların bir arada bulunduğu, daraltılmış baz analiz raporları, bilirkişi raporları ve Ulusal Kriminal Büro raporu ile tespit edildi. İstinaf savcısı; bu bulgular ışığında Bahtiyar’ın cinayetin sonuna kadar zaman ve mekân birliği içinde hareket ettiğini ve suçu kolaylaştırıcı eylemler gerçekleştirdiğini belirtti.

Sonuç ve Talep:
Başvurunun sonuç bölümünde, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “delil gizleme” suçunu esas alarak verdiği hükmün, “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan hüküm verilen diğer sanıklarla tutarlılık arz etmeyeceği; bu nedenle “hükmün istinafen kaldırılması ve Nevzat Bahtiyar’ın TCK 82/1-d-e uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması gerektiği” vurgulandı.


5. Diyarbakır Barosu’nun İstinaf Başvurusu: Ek Savunma ve Talepler

Diyarbakır Barosu da, 28 Aralık 2024 tarihli kararı hukuka aykırı bularak Nevzat Bahtiyar’ın cezasının “suç delillerini gizleme” kapsamında kalamayacağını; dosyada yer alan deliller ışığında Bahtiyar’ın aslında “müşterek fail” sıfatıyla hareket ettiğinin açık olduğunu savundu. Baro tarafından Bölge Adliye Mahkemesi’ne sunulan 11 sayfalık dilekçede;

  • Delillerin Vuruculuğu: Dilekçede, Bahtiyar’ın cinayet anına ait yer ve zaman birliği, delilleri gizlerken sergilediği tavır ile diğer sanıklarla olan iletişiminin, “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçunu doğrudan oluşturduğu belirtildi.

  • Hukuki Uyumsuzluk: Mahkemece verilen kararın, mevcut delil ve bilirkişi raporları ile çelişki oluşturduğu; bu nedenle bir önceki hükmün kaldırılarak Bahtiyar’a da tıpkı anne, ağabey ve amca gibi “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası uygulanması gerektiği ifade edildi.

Bu çerçevede, Baro’nun istinaf dilekçesinde de temelde “bağlantılı ve parça parça hareket ederek suça mâni olma imkânını reddedip, cinayetin her aşamasına fiilen iştirak ettiği” gerekçesi ön planda tutuldu.


6. Hukuki Sürecin İlerleyişi ve Olası Sonuçlar

  1. Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) Aşaması:

    • Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi kararına karşı açılan istinaf başvuruları, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’ne ulaştı. Burada, hem savcılığın hem de Baro’nun şahsi dilekçeleri birleştirilerek dosya incelenecek.

    • İstinaf Mahkemesi; yerel mahkemenin usul ve esas yönünden hatalı veya noksan incelemesi olup olmadığına bakarak; davayı ya onaylayacak, ya hukuka aykırı gördüğü kısımları bozacak ve yeniden yargılama veya ek inceleme yapılmasını talep edecek, ya da tamamen kaldırıp yeni bir karar verilmesini isteyebilecek.

  2. Yargıtay Aşaması:

    • Bölge Adliye Mahkemesi, İstinaf talepleri doğrultusunda “hükmü kısmen bozar” veya “hükmü yargılamayı yeniden yapılmak üzere yerel mahkemeye gönderir” şeklinde karar verebilir.

    • Yerel mahkemece yeniden verilecek karar da taraflara tebliğ edildikten sonra, kesinleşmemişse Yargıtay’a gidebilir. Mevzuata göre, davada “ağırlaştırılmış müebbet” talebinin gündeme gelmesi halinde, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun da bu noktalarda görüş bildirme ihtimali bulunmaktadır.

  3. Cezanın Değişme İhtimali ve Toplumsal Etki:

    • Eğer Bölge Adliye Mahkemesi, Bahtiyar’ın cezasını “iştirak halinde kasten öldürme” yönünde ağırlaştırılmış müebbet olarak değiştirirse, yargılamada “orta ölçekli delil gizleme” cezası yerine, baştan paylaşmaya yönelik ceza takdirine gidilmiş olacak. Bu durum, kamu vicdanını bir miktar rahatlatacağı gibi, diğer sanıklara verilen ağırlaştırılmış müebbet kararının gerekçesiyle de tutarlılık sağlayacaktır.

    • Toplumda, çocukların korunması ve aile içi şiddete karşı artan duyarlılık nedeniyle, Narin cinayeti dosyasındaki bu yeni gelişme kadın-çocuk koruma mevzuatının ne denli ciddi ele alınması gerektiğini yeniden gözler önüne sermektedir.


7. Hukuki ve Sosyal Değerlendirme

  • Çocuk Hakları ve Koruma Perspektifi:
    8 yaşındaki Narin’in yaşam hakkını elinden alan bu cinayet; çocuk hakları bakımından Türkiye’deki mevcut eksiklikleri, korunma tedbirlerini ve açığa çıkan ihmalleri yeniden gündeme taşıdı. Hukukçular, bu tür davalarda “suça iştirak” şüphesiyle gösterilen delillerin etkin kullanılması gerektiğini; delil gizleme cezalarının, asıl suçu örtbas etmeye yetemeyeceğini vurguladılar.

  • Ceza Adalet Sistemindeki Tutarsızlıklar:
    Birçok hukuk otoritesi, Bahtiyar’ın ses kayıtları, tanık beyanları ve adli tıp raporlarına bakıldığında “olaya ortak fail” gözüyle bakılması gerektiğini, sadece “delil gizleme” ile yetinilmesinin cezanın özüne zarar verdiğini belirtti. İstinaf savcısının bu konudaki talebi, ceza adalet sistemindeki böyle ‘çifte standardı’ ortadan kaldırma çabası olarak yorumlanıyor.

  • Toplumsal Tepki ve Medyanın Rolü:
    Medya kuruluşları, aile içi şiddet haberleştirmede daha duyarlı olunması gerektiğini dile getirirken; sivil toplum örgütleri de, “bu ve benzeri davalarda koruyucu mekanizmaların güçlendirilmesi” çağrısında bulunuyor. Özellikle Diyarbakır Barosu’nun bu dosyadaki aktif tutumu, davanın seyrine önemli etki edebilecek bir “hukuk camiası baskısını” ortaya koydu.


8. Sonuç ve Beklentiler

Diyarbakır Narin cinayeti dosyasında Nevzat Bahtiyar’ın cezası, 31 Ocak 2025 tarihli istinaf başvurusuyla çok daha ağır bir cezaya evrilebilir. Bölge Adliye Mahkemesi’nin vereceği karar, hem hukuka uygunluk hem de kamu vicdanının bir kez daha aranması bakımından belirleyici olacak.

  • Olası Sonuç Senaryoları:

    1. Mevcut Cezanın Onaylanması: İstinaf Mahkemesi, “suç delillerini gizleme” cezasını uygun bularak kararı onayabilir.

    2. Kısmi Bozma/ Yeniden Yargılama: Mevcut delil ve gerekçelerde eksiklik veya usul hatası bulursa, dosyayı yerel mahkemeye bozup yeniden karar verilmesini isteyebilir.

    3. Cezanın Artırılması: Baro ve savcılığın taleplerini uygun bulursa, Bahtiyar’ın cezasını “ağırlaştırılmış müebbet hapis” seviyesine yükseltebilir.

Bu süreç bitmeden kesin hüküm oluşmayacağı için, Narin cinayeti dosyasının kamuoyu nezdindeki hassasiyeti bir süre daha devam edecek. İlerleyen haftalarda, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’nin vereceği kararla birlikte yargı yolunun son aşaması olan Yargıtay maratonu başlayacak. Kamuoyu, “çocuk cinayetlerine karşı ceza rejiminin yeterliliği” konusundaki tartışmayı yakından izliyor.

Gündem

Diyarbakır’da 4 kişiye mezar olan yangında ihmaller zinciri

Yayımlandı

üzerinde

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Serra Bucak Küçük, 13 katlı apartmanda aynı aileden 4 kişinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin açıklama yaptı.

Küçük, merkez Kayapınar İlçesi Fırat Mahallesi 566. Sokak’taki apartmanda dün çıkan yangına ilişkin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ihbarının saat 18.08’de 112 Komuta Merkezi’ne düştüğünü, akabinde saat 18.11’de 112 İtfaiye Komuta Merkezi tarafından itfaiye ekiplerine bildirildiğini söyledi.

Ekiplerinin ihbarı alır almaz saat 18.12’de olay yerine doğru hareket ettiğini, saat 18.17’de olay yerine vardıklarını bildiren Küçük, yangına 3’ü merdivenli 6 araç ve 44 itfaiye eri ile müdahaleye başlandığını anlattı.

“Duman tahliyesinin binanın yapım tekniğinden kaynaklı yetersiz olması, bina içerisinde biriken zehirli gazların bulunması nedeniyle bina tahliyesinin dıştan yapılması gerektiği ikazında bulunularak mahsur kalan vatandaşlarımız balkonlara yönlendirilmiştir.” ifadelerini kullanan Küçük, yönlendirilen vatandaşların balkonlardan merdivenli itfaiye araçlarıyla tahliyelerinin gerçekleştirildiğini kaydetti.

“DUMAN TAHLİYESİ ENGELLENDİ”

Eş zamanlı olarak apartman içerisinde bulunan merdivenler ve kat koridorlarının da kontrol edildiğini belirten Küçük, şöyle devam etti:

“Panik halinde merdivenlerde mahsur kalan 21 vatandaşımızın temiz hava solunum cihazları vasıtasıyla binadan tahliyesi sağlanmıştır. Maalesef bütün çabalara rağmen 4 vatandaşımız soludukları zehirli gazdan kaynaklı hayatını kaybetmiştir. Gelen ilk ihbar, mesken yangını olarak 112 Komuta Merkezi’ne bildirilmiş ise de olay yerine intikal edildiği anda yangının mesken yangını değil, elektrik şaft boşluğundan (binanın elektrik tesisatlarının geçtiği dikey boşluk) kaynaklı komple bina yangını olduğu görülmüştür.

Diyarbakır'da 4 kişiye mezar olan yangında ihmaller zinciri - 1

Aynı zamanda yapıdaki eksiklikler şu şekilde tespit edilmiştir; binanın zemin katından başlayarak son katına kadar hem ara koridorlarda hem de yangın merdivenlerinde herhangi bir havalandırma boşluğu ve pencerenin bulunmaması duman ve ısı tahliyesini engellemiştir. merdiveni kapılarının otomatik kapanma sisteminin olmadığı, çatı katında havalandırma boşluğu bulunmadığı, yangının çıkış sebebi olan elektrik şaft boşluğunda elektrik kablolarının yığın halinde üst üste konularak çatıya kadar çekildiği, elektrik şaft boşluğunun her katta tamamen açık olması gerekirken betonla kısmen kapatıldığı, köşelerden kırılarak kabloların çekildiği, kabloların yanmaz özellikte halojen kablolar olması gerekirken, yanıcı özellikte PVC kablolar kullanıldığı ve bu kabloların elektrik taşıma kapasite olarak yetersiz kaldığı tespit edilmiştir.

Elektrik şaft boşluğunun dış kapaklarının aynı şekilde rahat alevlenebilen ve çok miktarda zehirli gaz çıkaran PVC malzemeden olduğu, elektrik şaft boşluğunun depo olarak kullanılıp piknik tüpü, ütü masası, bebek arabası gibi çeşitli eşyaların bırakıldığı, elektrik şaft boşluğunun çatı katının üzerine çıkarılmayıp çatı zemininde bitirildiği tespit edilmiştir.

Sıralanan sebepler nedeniyle yangın çıkan binada 26735 sayılı binaların yangından korunması hakkındaki yönetmeliğe ve 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu’na aykırı birçok eksiklik tespit edilmiştir. Olayla ilgili idari soruşturma tarafımızca başlatılmıştır.”

“İTFAİYE RAPORU PAYLAŞILACAK”

Bu tespitleri ve ayrıntılı itfaiye raporunu kamuoyuyla ileriki günlerde paylaşacaklarını dile getiren Küçük, “Olayla ilgili idaremizce soruşturma başlatılmıştır. Bu olaya dair sorumluluğu bulunan müteahhit, belediyeler, belediye personeli, iskan ruhsatı veren belediye, yine Büyükşehir Belediyemizin itfaiye birimiyle ilgili soruşturma başlatılmıştır. Bu soruşturmanın şeffaf bir biçimde yürütüleceğinin buradan hep birlikte sözünü veriyoruz. Bu soruşturmayı detaylıca inceleyeceğimizin, detaylarıyla soruşturmayı şeffaf bir şekilde sonuçlandıracağımızın da buradan sözünü veriyoruz. Dün itibarıyla Valiliğin açıkladığı bilgilere göre savcılık da bu olayla ilgili detaylı bir inceleme başlatmış olup, bu konuyla ilgili hem binanın yapılışından şu ana kadar hem bina mevzuatına dair bütün gerekli tedbirlerle alakalı detaylı bir soruşturma başlatılmış ve savcılık soruşturması için itfaiye birimlerimiz dün yazılı ve sözlü ifade vermişlerdir.” ifadelerini kullandı.

Kurban Bayramı arifesinde yaşadıkları acının tarifinin olmadığını anlatan Küçük, bütün sorumlular ortaya çıkana kadar çalışmalarını sürdüreceklerini dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Diyarbakır halkına bu konunun şeffafça aydınlatılması için sözümüzü veriyoruz. Kederli aileye, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Yitirdiğimiz canların önünde saygıyla eğiliyoruz. Bütün yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Soruşturma başlattık. Detayları kamuoyu ile paylaşacağız. 21 vatandaşımız bina ve koridorlardan kurtarıldı. Ne yazık ki dördünü kurtaramadık. 21 vatandaşı itfaiye erlerimiz solunum cihazlarıyla oksijen tüpleriyle kurtardı.”

YARALILARIN TEDAVİSİ SÜRÜYOR

Bu arada, yangının ardından Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanelerinde tedavi altına alınan kişilerden 8’i daha taburcu edildi. Böylece taburcu edilenlerin sayısı 11’e yükseldi, 2 kişinin tedavisi ise devam ediyor.

Fırat Mahallesi 566. Sokak’taki 13 katlı apartmanda dün çıkan yangının ardından hastaneye kaldırılan 17 kişiden anne Bircan Çavdar (36) ile çocukları Yunus Emre (12), Elif (10) ve Zeynep (4) hayatını kaybetmişti.

NTV’yi sosyal medyadan takip edin

Okumaya Devam Et

Gündem

Bayram boyunca sağlık hizmetleri devam edecek

Yayımlandı

üzerinde

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Kurban Bayramı boyunca sağlık hizmetlerinin kesintisiz süreceğini vurguladı.

Memişoğlu, şunları kaydetti:

“Bin 544 hastanemizde 638 bin 603 personelimiz, bin 541 sağlık tesisimizin acil servislerinde 192 bin 244 personelimiz, 172 Ağız ve Diş Sağlığı Kamu Sağlık Tesisimizde 4 bin 882 personelimiz, bin 194 Evde Sağlık Ekibi ve 4 bin 524 personelimizle 4 buçuk günlük tatil boyunca 24 saat esasına göre görev başında olacağız. Büyük sağlık ailemizin Kurban Bayramı’nı şimdiden tebrik ediyorum. Özverili çalışmaları için şükranlarımı sunuyorum. İyi ki varsınız.”

Okumaya Devam Et

Gündem

Adana’da feci kaza: Ambulansla otomobil çarpıştı

Yayımlandı

üzerinde

Gürleşen Mahallesi’nde plakaları henüz öğrenilemeyen Şinasi Yıldırım idaresindeki otomobil ile ambulans çarpıştı.

İhbar üzerine kaza yerine 112 Acil Sağlık, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Otomobildeki Ayşe Durmuşoğlu’nun hayatını kaybettiğini belirleyen sağlık ekibi, yaralanan Yıldırım’ı Saimbeyli Devlet Hastanesi’ne kaldırdı.

Yıldırım, buradaki ilk müdahalenin ardından ambulans helikopterle Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi.

Saimbeyli’ye hasta götürdükten sonra Kozan ilçesine dönüş yolunda kaza yapan ambulanstaki sağlık personelinin durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar