Gündem
Diyarbakır Narin Cinayetinde Yeni Dönemeç: İstinaf Savcısından Nevzat Bahtiyar İçin Ağırlaştırılmış Müebbet Talebi

Açıklaması:
Diyarbakır’daki Narin Güran cinayetinde istinaf savcısı, “suç delillerini gizleme” suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verilen Nevzat Bahtiyar’ın cezasını Yargıtay’a taşıyarak ağırlaştırılmış müebbet hapis istiyor. Gelişmenin ayrıntıları neler?
1. Giriş: Narin Cinayetinde Kritik Dönemeç
21 Ağustos 2024’te Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi’nde kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedeni, 19 gün sonra 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde bulunmuştu. Uzun süren soruşturma ve yargılama sürecinin ardından, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi 28 Aralık 2024 tarihinde verdiği kararla; Narin’in annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve amcası Salim Güran’a “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis; Narin’in cansız bedenini dereye taşıdığı iddia edilen komşusu Nevzat Bahtiyar’a ise “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası vermişti .
Ancak bu karar, hem Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın duruşma savcısı hem de Diyarbakır Barosu tarafından istinaf mahkemesine taşındı. Özellikle Nevzat Bahtiyar’ın cezasının “iştirak halinde öldürme” tespitine dayandırılarak artırılması talebi, davayı yeni bir kritik dönemece sürükledi.
2. Cinayetin Ana Hatları: Suç, Soruşturma ve İlk Karar
-
Olayın Gelişimi:
21 Ağustos 2024’te, Tavşantepe Mahallesi’nde yaşayan 8 yaşındaki Narin Güran’dan bir daha haber alınamaması üzerine aile fertleri jandarmaya kayıp ihbarı verdi. 19 gün süren arama çalışmalarının ardından, yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta bulunan Eğertutmaz Deresi’nde Narin’in cesedine ulaşıldı. Yapılan otopsi sonucu, Narin’in boğularak öldürüldüğü, ardından cansız bedeninin dereye atıldığı tespit edildi. -
Sanıklar ve Yargılamanın Başlaması:
Suçlama zincirinde; Narin’in annesi Yüksel, babası Arif, abisi Enes ve amcası Salim Güran ile birlikte, komşuları Nevzat Bahtiyar ve bir diğer tanık-konumundaki kişi yer aldı. Anne, ağabey ve amca “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçlamasıyla, babası Arif Güran ise “suça iştirak etmeme” suçu kapsamında; diğer şüphelilerden bazıları ise “olaya yardım etme” ve “suç delili gizleme” gibi farklı suçlamalarla yargılandı. -
28 Aralık 2024 Kararı:
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Aralık 2024’te görülen karar duruşmasında;-
Yüksel Güran, Enes Güran ve Salim Güran’a “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası,
-
Nevzat Bahtiyar’a “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası,
-
Babası Arif Güran’a ise diğer suçlamalar kapsamında farklı hapis cezaları verdi.
Kararın gerekçeli metni, 23 Ocak 2025 tarihinde 944 sayfalık olarak açıklandı.
-
3. Nevzat Bahtiyar’ın İlk Cezası: “Suç Delillerini Gizleme”
Duruşma savcısı Özge Nida Polat’ın dosyasında yer alan ifadelere göre; Nevzat Bahtiyar, Narin’in cansız bedenini dere kenarına gömüp, üzerine çalı çırpı örterek delil kararttı. Bu eylem, “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçu kapsamında değerlendirildi ve 4 yıl 6 ay hapis cezasına hükmedildi .
Mahkeme heyeti, Bahtiyar’ın “olaya salt tehdit altında katılmış olma” ihtimalini reddederek; olayın başından itibaren cinayet sürecine bilinçli şekilde iştirak ettiğini, Delilleri kararttığını, hiçbir aşamada pişmanlık göstermediğini belirtti. Bu gerekçelerle, Bahtiyar’a “müdahil olarak suça yardım” yerine, doğrudan “delil gizleme” suçundan mahkûmiyet verildiğine dikkat çekildi .
4. İstinaf Savcısının Başvurusu: Ağırlaştırılmış Müebbet İstemi
4.1 Başvurunun Zamanı ve Mahkemesi
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın duruşma savcısı Özge Nida Polat, 31 Ocak 2025 tarihinde (güncelleme: aynı gün 14:41 saatlerinde) düzenlediği istinaf dilekçesini, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’ne iletti. Bu dilekçe, Nevzat Bahtiyar’ın “suç delillerini gizleme” suçundan aldığı 4 yıl 6 aylık hapis cezasının yeniden değerlendirilmesini, “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına dönüştürülmesini talep ediyor.
4.2 Başvurunun Gerekçeleri
Dilekçede öne sürülen başlıca gerekçeler şu şekilde özetlenebilir:
-
Pişmanlık ve Vicdan Muhasebesi Yokluğu:
-
Savcı, Bahtiyar’ın ifadelerinin aksine, “bu durumdan en ufak bir rahatsızlık dahi duymamış, Narin’in cansız bedenini gömdükten sonra normal hayatına devam etmiş, hiçbir aşamada gerçek bir pişmanlık sergilememiştir.” tespitine yer verdi.
-
-
Ortak İştirak İradesi:
-
İfadelerinden ve adli tıp raporlarından hareketle; Bahtiyar’ın olayda ‘salt tehdit’ ile hareket etme ihtimalinin bulunmadığı, cinayet planının diğer sanıklarla birlikte gerçekleştirildiği öne sürüldü. Dilekçede, “Sanık, olayın başından itibaren diğer sanıklarla iştirak iradesiyle öldürme eylemi üzerinde hakimiyet kurmuştur.” ifadesine yer verildi.
-
-
Delillerin Karartılması ve Önemli Bilgilerin Gizlenmesi:
-
Bahtiyar’ın, Narin’in cansız bedenini dereye ulaştırdıktan sonra, delillerin bulunmasını engellediği ve bu suretle hem soruşturmanın seyrini hem de suçu işleyen diğer sanıkların tespitini zorlaştırdığı vurgulandı. Özellikle, “Adli Tıp Kurumları tarafından yapılan onlarca araştırmaya rağmen herhangi bir delilin bulunmaması, Bahtiyar’ın iştirak içindeki konumunun adeta nişanesi ve göstergesidir.” denildi.
-
-
Yer ve Zaman Birliği/Kişi Bağlantısı:
-
Olay saatinde Bahtiyar’ın ve diğer sanıkların bir arada bulunduğu, daraltılmış baz analiz raporları, bilirkişi raporları ve Ulusal Kriminal Büro raporu ile tespit edildi. İstinaf savcısı; bu bulgular ışığında Bahtiyar’ın cinayetin sonuna kadar zaman ve mekân birliği içinde hareket ettiğini ve suçu kolaylaştırıcı eylemler gerçekleştirdiğini belirtti.
-
► Sonuç ve Talep:
Başvurunun sonuç bölümünde, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “delil gizleme” suçunu esas alarak verdiği hükmün, “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan hüküm verilen diğer sanıklarla tutarlılık arz etmeyeceği; bu nedenle “hükmün istinafen kaldırılması ve Nevzat Bahtiyar’ın TCK 82/1-d-e uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması gerektiği” vurgulandı.
5. Diyarbakır Barosu’nun İstinaf Başvurusu: Ek Savunma ve Talepler
Diyarbakır Barosu da, 28 Aralık 2024 tarihli kararı hukuka aykırı bularak Nevzat Bahtiyar’ın cezasının “suç delillerini gizleme” kapsamında kalamayacağını; dosyada yer alan deliller ışığında Bahtiyar’ın aslında “müşterek fail” sıfatıyla hareket ettiğinin açık olduğunu savundu. Baro tarafından Bölge Adliye Mahkemesi’ne sunulan 11 sayfalık dilekçede;
-
Delillerin Vuruculuğu: Dilekçede, Bahtiyar’ın cinayet anına ait yer ve zaman birliği, delilleri gizlerken sergilediği tavır ile diğer sanıklarla olan iletişiminin, “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçunu doğrudan oluşturduğu belirtildi.
-
Hukuki Uyumsuzluk: Mahkemece verilen kararın, mevcut delil ve bilirkişi raporları ile çelişki oluşturduğu; bu nedenle bir önceki hükmün kaldırılarak Bahtiyar’a da tıpkı anne, ağabey ve amca gibi “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası uygulanması gerektiği ifade edildi.
Bu çerçevede, Baro’nun istinaf dilekçesinde de temelde “bağlantılı ve parça parça hareket ederek suça mâni olma imkânını reddedip, cinayetin her aşamasına fiilen iştirak ettiği” gerekçesi ön planda tutuldu.
6. Hukuki Sürecin İlerleyişi ve Olası Sonuçlar
-
Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) Aşaması:
-
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi kararına karşı açılan istinaf başvuruları, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’ne ulaştı. Burada, hem savcılığın hem de Baro’nun şahsi dilekçeleri birleştirilerek dosya incelenecek.
-
İstinaf Mahkemesi; yerel mahkemenin usul ve esas yönünden hatalı veya noksan incelemesi olup olmadığına bakarak; davayı ya onaylayacak, ya hukuka aykırı gördüğü kısımları bozacak ve yeniden yargılama veya ek inceleme yapılmasını talep edecek, ya da tamamen kaldırıp yeni bir karar verilmesini isteyebilecek.
-
-
Yargıtay Aşaması:
-
Bölge Adliye Mahkemesi, İstinaf talepleri doğrultusunda “hükmü kısmen bozar” veya “hükmü yargılamayı yeniden yapılmak üzere yerel mahkemeye gönderir” şeklinde karar verebilir.
-
Yerel mahkemece yeniden verilecek karar da taraflara tebliğ edildikten sonra, kesinleşmemişse Yargıtay’a gidebilir. Mevzuata göre, davada “ağırlaştırılmış müebbet” talebinin gündeme gelmesi halinde, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun da bu noktalarda görüş bildirme ihtimali bulunmaktadır.
-
-
Cezanın Değişme İhtimali ve Toplumsal Etki:
-
Eğer Bölge Adliye Mahkemesi, Bahtiyar’ın cezasını “iştirak halinde kasten öldürme” yönünde ağırlaştırılmış müebbet olarak değiştirirse, yargılamada “orta ölçekli delil gizleme” cezası yerine, baştan paylaşmaya yönelik ceza takdirine gidilmiş olacak. Bu durum, kamu vicdanını bir miktar rahatlatacağı gibi, diğer sanıklara verilen ağırlaştırılmış müebbet kararının gerekçesiyle de tutarlılık sağlayacaktır.
-
Toplumda, çocukların korunması ve aile içi şiddete karşı artan duyarlılık nedeniyle, Narin cinayeti dosyasındaki bu yeni gelişme kadın-çocuk koruma mevzuatının ne denli ciddi ele alınması gerektiğini yeniden gözler önüne sermektedir.
-
7. Hukuki ve Sosyal Değerlendirme
-
Çocuk Hakları ve Koruma Perspektifi:
8 yaşındaki Narin’in yaşam hakkını elinden alan bu cinayet; çocuk hakları bakımından Türkiye’deki mevcut eksiklikleri, korunma tedbirlerini ve açığa çıkan ihmalleri yeniden gündeme taşıdı. Hukukçular, bu tür davalarda “suça iştirak” şüphesiyle gösterilen delillerin etkin kullanılması gerektiğini; delil gizleme cezalarının, asıl suçu örtbas etmeye yetemeyeceğini vurguladılar. -
Ceza Adalet Sistemindeki Tutarsızlıklar:
Birçok hukuk otoritesi, Bahtiyar’ın ses kayıtları, tanık beyanları ve adli tıp raporlarına bakıldığında “olaya ortak fail” gözüyle bakılması gerektiğini, sadece “delil gizleme” ile yetinilmesinin cezanın özüne zarar verdiğini belirtti. İstinaf savcısının bu konudaki talebi, ceza adalet sistemindeki böyle ‘çifte standardı’ ortadan kaldırma çabası olarak yorumlanıyor. -
Toplumsal Tepki ve Medyanın Rolü:
Medya kuruluşları, aile içi şiddet haberleştirmede daha duyarlı olunması gerektiğini dile getirirken; sivil toplum örgütleri de, “bu ve benzeri davalarda koruyucu mekanizmaların güçlendirilmesi” çağrısında bulunuyor. Özellikle Diyarbakır Barosu’nun bu dosyadaki aktif tutumu, davanın seyrine önemli etki edebilecek bir “hukuk camiası baskısını” ortaya koydu.
8. Sonuç ve Beklentiler
Diyarbakır Narin cinayeti dosyasında Nevzat Bahtiyar’ın cezası, 31 Ocak 2025 tarihli istinaf başvurusuyla çok daha ağır bir cezaya evrilebilir. Bölge Adliye Mahkemesi’nin vereceği karar, hem hukuka uygunluk hem de kamu vicdanının bir kez daha aranması bakımından belirleyici olacak.
-
Olası Sonuç Senaryoları:
-
Mevcut Cezanın Onaylanması: İstinaf Mahkemesi, “suç delillerini gizleme” cezasını uygun bularak kararı onayabilir.
-
Kısmi Bozma/ Yeniden Yargılama: Mevcut delil ve gerekçelerde eksiklik veya usul hatası bulursa, dosyayı yerel mahkemeye bozup yeniden karar verilmesini isteyebilir.
-
Cezanın Artırılması: Baro ve savcılığın taleplerini uygun bulursa, Bahtiyar’ın cezasını “ağırlaştırılmış müebbet hapis” seviyesine yükseltebilir.
-
Bu süreç bitmeden kesin hüküm oluşmayacağı için, Narin cinayeti dosyasının kamuoyu nezdindeki hassasiyeti bir süre daha devam edecek. İlerleyen haftalarda, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’nin vereceği kararla birlikte yargı yolunun son aşaması olan Yargıtay maratonu başlayacak. Kamuoyu, “çocuk cinayetlerine karşı ceza rejiminin yeterliliği” konusundaki tartışmayı yakından izliyor.
Gündem
“Eşim ve ben bir ağaçtan kopmuş dallar gibiyiz. Dayanılmaz acılarla yaşıyoruz.”
“Eşim ve ben bir ağaçtan kopmuş dallar gibiyiz. Dayanılmaz acılarla yaşıyoruz.”
hazırlayan: Fatih Doğan
Gazze’ye dönen bir aile, buldozerlerle yıkılmış mezarlar ve çok az umutla karşılaşır.
Hiba ve Muhammed, İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşında çok acı çekmişlerdir ve geleceğe dair pek bir beklentileri yoktur.
Gazze Şehri – Hiba el-Yazji ve eşi Muhammed, son iki yıldır cehennem azabı çektiler ve geri döndüler. İsrail saldırılarında onlarca aile üyesini kaybettiler. Evleri yok oldu. Birçok kez yerlerinden edildiler. Ve şimdi, geleceğin kendilerine ve 10 yaşındaki kızları İman’a ne getireceğinden emin olmadan bekliyorlar.
Aile, Gazze ateşkesinin başlamasından birkaç gün sonra, ancak İsrail saldırılarının anlaşmayı çökertmekle tehdit etmesinden sadece bir gün önce, geçen Cumartesi günü Kuzey Gazze’ye geri döndü.

Hiba, çadırının yanında dağınık eşyalarını düzenlerken uzaktan gelen patlamaları duyduğunu ve savaşın geri dönüp dönmediğini merak ettiğini söyledi. Bu durum, aileyi muhtemelen güneye geri dönmeye ve savaş sırasında defalarca yaptıkları bir yolculuğu tekrarlamaya zorlayacaktı.
Hiba, günler sonra Al Jazeera’ya, ailesinin çadırının kurulu olduğu kum yığınının üzerine bir sandalye çekip otururken, “Dürüst olmak gerekirse artık hiçbir şey anlamıyoruz,” dedi.
Aile öldürüldü
İsrail’in geçen Pazar günü en az 42 kişiyi öldürdüğü şiddetli şiddet olaylarının ardından ateşkes büyük ölçüde sürdürüldü.
Ancak Hiba ve Muhammed son iki yılda o kadar çok acı çektiler ki, gelecekleri konusundaki belirsizlikleri anlaşılabilir.
Çift, savaş başladığında Kuzey Gazze’de kalmıştı. Ancak savaşın başlamasından iki aydan kısa bir süre sonra bu karar onlara pahalıya mal oldu.
“Bütün ailemi kaybettim: Babamı, annemi, tüm kardeşlerimi. Aynı zamanda kuzenim olan kocam da tüm ailesini kaybetti,” dedi. Gözleri yaşlarla doluyken, Mohammad sessizce yanında oturuyordu ve kendi gözleri kıpkırmızıydı.
3 Aralık 2023’te, Gazze Şehri’nin Şeyh Rıdvan semtindeki dört katlı aile evleri bombalandı. Bu ev, diğer bölgelerden gelen birkaç akrabanın da sığındığı evdi.
Hiba, Mohammad, kızları İman ve Hiba’nın küçük erkek kardeşi, enkazın altından hafif yaralı olarak çıkarılan tek kurtulanlardı.
Saldırıda, geniş ailelerinden 60 kişi hayatını kaybetti.
“Neredeyse tüm ailem yok oldu: annem, babam, altı kardeşim, eşleri ve çocukları. Eşimin ailesi de -anne babası, kardeşleri ve çocukları. Amcalarım ve ailelerinin hepsi öldürüldü,” dedi Mohammad.
Mohammad, anne babası, altı kardeşi, çocukları ve eşleri de dahil olmak üzere toplam 36 akrabasını kaybetti.
Hiba aynı grevde anne babasını, dört kardeşini ve iki yeğenini kaybetti.

Buldozerle yıkılmış mezarlar
Dışarıdan bakan biri için Hiba ve Muhammed’in yaşadığı kayıplar neredeyse akıl almaz. Savaş sona ermiş olsa bile, bu öylece geçip gidebilecekleri bir şey değil.
“Ölmek istiyordum,” dedi. “Kocam ve ben bir ağaçtan koparılmış dallar gibiyiz. Dayanılmaz bir acıyla yaşıyoruz. Keşke bir saldırı bizi de alsaydı. Hayatta kalmak bir ceza gibi.”
Eylül ayında, İsrail tankları yaklaşırken çift, güneye gitmek üzere Gazze Şehri’nden ayrıldı. Ancak bildikleri her şeyden uzakta, mülteci kamplarındaki hayatın dayanılmaz olduğunu gördüler.
Ateşkes nedeniyle İsrail’in Gazze Şehri’ne ilerlemesi durdurulunca geri dönmeye karar verdiler.
Ama hiçbir şey onları bulacakları şeye hazırlamamıştı.
Gazze’de emlak işleriyle tanınan ailesinden Muhammed, “Tüm aile evlerimiz yıkıldı, hatta yakın zamanda taşındığımız ev, eşimin ailesinin evi bile yok oldu. Arabalarımız, düğün salonu işletmemiz, hepsi yerle bir oldu,” dedi.
FatihDoganMedya
Gündem
Donald Trump’tan Hamas’a 48 saatlik uyarı: “Esir cenazelerini geri verin, aksi halde diğer ülkeler harekete geçecek”
Tarih: 26 Ekim 2025
Saat: 03:10
Okuma süresi: ~4 dakika
Eski ABD Başkanı ve o günkü yetkili açıklamalarında etkin rol oynayan isim Donald Trump, Truth Social üzerinden paylaştığı mesajda Hamas’a 48 saatlik bir süre vererek elinde tuttuğu “ölü esir cenazelerini” iade etmesi gerektiğini; aksi hâlde “barış anlaşmasına taraf diğer ülkelerin harekete geçeceğini” söyledi. Trump, açıklamasında aralarında iki Amerikan vatandaşının cenazelerinin de bulunduğunu belirtti.

PALM BEACH, FLORIDA – DECEMBER 16: U.S. President-elect Donald Trump speaks at a news conference at Trump’s Mar-a-Lago resort on December 16, 2024 in Palm Beach, Florida. In a news conference that went over an hour, Trump announced that SoftBank will invest over $100 billion in projects in the United States including 100,000 artificial intelligence related jobs and then took questions on Syria, Israel, Ukraine, the economy, cabinet picks, and many other topics. (Photo by Andrew Harnik/Getty Images)
Başlık altı (lead)
Trump, Gazze-İsrail hattında sağlanan barış/ateşkes mutabakatının işlemesi için Hamas’ın kalan ölü esir cenazelerini derhal iade etmesini talep etti ve “48 saat içinde somut bir ilerleme” beklediğini vurguladı; aksi durumda anlaşmaya taraf ülkelerin adımlar atacağını belirtti.
Haber Detayı
Trump’ın mesajı ve platformu
Trump, söz konusu uyarıyı Truth Social hesabından yaptı; mesajında “Hamas, ölü esir cenazelerini hemen iade etmeye başlayacak; bazı cenazeler ulaşılması zor yerlerde olabilir ama birçoğunu hemen verebilirler” ifadelerini kullandı ve sürecin yakın takibinde olduğunu yazdı.
Neden bu talep önemli?
Son dönemde yürütülen ateşkes/ceasefire görüşmeleri kapsamında karşılıklılık esasına dayanan bir protokol üzerinde anlaşma sağlanmıştı: canlı esirlerin ve ölü cenazelerin iadesi, karşılığında belirli sayıda mahkûmun serbest bırakılması ve kademeli tavizler öngörülüyordu. Trump’ın açıklaması, bu takvimin aksaması halinde anlaşmanın işlemez hâle gelme riskine işaret ediyor.
“Diğer ülkeler harekete geçecek” iddiası
Trump, mesajında anlaşmaya taraf diğer ülkelerin—özellikle sürece arabuluculuk eden veya garantör pozisyonundaki ülkelerin—Hamas’ın işbirliği yapmaması hâlinde müdahaleye veya yaptırımlara yönelebileceğini ima etti. Haber ajansları ve bölge medyası, Trump’ın bu ifadelerini “uyarı/ultimatom” olarak değerlendirdi.
Sürecin mevcut durumu ve belirsizlikler
Bazı haber kaynaklarına göre (resmî kaynak açıklamaları ile karşılaştırıldığında), Gazze içindeki kaotik durum ve farklı silahlı grupların varlığı nedeniyle tüm cenazelerin hemen iade edilmesi lojistik ve güvenlik sorunları doğuruyor; buna rağmen Trump ve anlaşma ortakları geri dönüş bekliyor. Uzmanlar, zaman baskısının hem siyasi gerilimi tırmandırabileceği hem de tanımlama ve adli süreçleri zorlayabileceği uyarısında bulunuyo
Olası sonuçlar
-
Hamas’ın iade talimatına uyması: Ateşkes hattında güvenin güçlenmesi; esir aileleri için hızlı bir sonuç; anlaşma mekanizmalarının devreye girmesi.
-
Hamas’ın isteksiz veya gecikmeli yanıtı: Anlaşma ortaklarının yaptırım veya daha geniş diplomatik/askeri baskı araçlarını konuşmaya başlaması; bölgesel gerilimin tırmanması.
Bölge uzmanları, “48 saatlik baskının pratikte kısa” olduğunu; ancak siyaseten bir hareketlilik yaratma amacı taşıdığını belirtiyor. Uzmanlar ayrıca tespit, adli inceleme ve kimliklendirme süreçlerinin aceleye getirilmemesi gerektiğini; aksi hâlde insani ve hukuki problemlerin derinleşebileceğini vurguluyor.
Trump’ın 48 saatlik uyarısı, hem sahadaki insani drama hem de diplomatik sürecin kırılganlığını bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Önümüzdeki 48 saat içinde Hamas’tan somut bir iade adımı gelirse süreç rahatlayabilir; gelmezse bölgesel aktörlerin devreye girme ihtimali güçlenecektir.
Gündem
İstanbul’un 4 ilçesinde 1 günlük gösteri yasağı: Valilik “sanal devriye” raporuna göre önlem aldı
İstanbul’un 4 ilçesinde 1 günlük gösteri yasağı: Valilik “sanal devriye” raporuna göre önlem aldı
Tarih: 26 Ekim 2025 — Saat: 01:13 (İstanbul).
Okuma süresi: ~2 dakika
İstanbul Valiliği, İl Emniyet Müdürlüğü’nün “sanal devriye” çalışmalarıyla elde edilen istihbarat doğrultusunda Beyoğlu, Bayrampaşa, Kağıthane ve Şişli ilçelerinde 26 Ekim 2025 günü (00:01–23:59) süreyle her türlü açık alan toplantısı, gösteri yürüyüşü, çadır/stand kurma, oturma eylemi, imza kampanyası, anma töreni, el ilanı dağıtımı ve pankart/afiş asma gibi etkinlikleri yasakladı. Kararda, olası provokatif eylemlerin önlenmesi ve kamu güvenliğinin sağlanması amaçlandığı belirtildi.

Haber Detayı
İstanbul Valiliği tarafından yapılan basın açıklamasında, İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin yürüttüğü sanal devriye faaliyetleri kapsamında bazı grupların izinsiz toplanma, yürüyüş ve protesto hazırlığında olduğu tespit edildiği vurgulandı. Valilik, bu tespitler ışığında toplumun huzur ve güvenliğini korumak amacıyla geçici bir yasak kararı alındığını bildirdi.
Yasak kararının hukuki dayanakları olarak 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ile 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun ilgili maddeleri gösterildi. Kararın belirtilen saatler arasında uygulanacağı ve ihlallerin ilgili mevzuat çerçevesinde işlem gerektireceği ifade edildi.
Valiliğin açıklaması ayrıca vatandaşlardan ve sivil toplum kuruluşlarından yasaklanan faaliyetlere uymaları, kamu düzenini zedeleyici davranışlardan kaçınmaları ve güvenlik güçlerine yardımcı olmaları yönünde çağrı içeriyor. Güvenlik makamları da sahada gerekli tedbirleri alacaklarını duyurdu.
Etkilenen ilçeler ve kapsam
-
Beyoğlu — açık alan toplantıları ve gösteriler yasak.
-
Bayrampaşa — aynı düzenlemeler geçerli.
-
Kağıthane — tüm açık etkinlikler 1 günlüğüne durdurul
-
Şişli — yürüyüş ve gösteri yasağı kapsamında.
Yasak, 26 Ekim 2025 günü saat 00:01’den 23:59’a kadar uygulanacak şekilde duyuruldu.
Vatandaşa kısa bilgilendirme
-
Yasak kapsamındaki etkinlikler duyurulduğu saatler içinde yapılmamalıdır.
-
Kamu düzenini bozacak herhangi bir toplanma güvenlik güçlerince engellenebilir ve yasal işlem başlatılabilir.
-
Vatandaşlar çevrelerindeki gelişmeleri resmi kaynaklardan takip etmeli; Valilik veya Emniyet’in ek duyuruları varsa onlara göre hareket etmelidir.
-
Sanat1 hafta önceİlhamı aile mesleği balıkçılıktan aldı: Metal parçalarla sanat eseri üretiyor
-
Teknoloji1 hafta önce5G ihalesinin kazananları belli oldu
-
Teknoloji1 hafta önceChatGPT’nin erkeklere verdiği “korkunç flört tavsiyeleri”
-
Son Dakika1 hafta önceSon dakika deprem mi oldu? Az önce deprem nerede oldu? İstanbul, Ankara, İzmir ve il il AFAD son depremler 17 Ekim 2025
-
Teknoloji5 gün önceNASA astrofizikçisinden yeni teori: Uzaylılar “sıkıcı” olabilir
-
Teknoloji4 gün önceOpenAI, ChatGPT tarayıcısını tanıttı: Mac kullanıcılarına özel
-
Teknoloji1 hafta önceJaponya’da yapay zeka ile deepfake içerik suçuna gözaltı
-
Teknoloji1 hafta önceSamanyolu’nun merkezindeki kara delik uzay-zamanı nasıl büküyor?
