Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Mersin’de Deniz Etkinliğinde Güvenlik Şeridini Aşan Öğrencilerin Boğulma Tehlikesi: 2 Can Kaybı, 1 Yaralı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması :
Mersin’de 75 öğrencinin katıldığı deniz etkinliğinde güvenlik şeridini aşan 6 öğrenciden 2’si boğularak hayatını kaybetti, 1 öğrencinin tedavisi devam ediyor.

Giriş

Mersin Valiliği tarafından aktarılan bilgiye göre, kentimizde düzenlenen bir deniz etkinliğinde, 75 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilen organizasyonda güvenlik şeridini aşan 6 öğrenci boğulma tehlikesi geçirdi. Uyarılara rağmen dalgalı denizde tehlikeli bölgeye giren öğrencilerden 2’si ne yazık ki hayatını kaybetti, 1 öğrenci ise yoğun bakımda tedavi altına alındı. Olay, deniz güvenliği ve vatandaşların uyarılara riayet etmesinin önemi hususunda bir kez daha farkındalık oluşturdu.


Olayın Gelişimi ve Resmî Açıklama

  • Etkinlik Detayları: Bölgedeki bir plajda düzenlenen deniz etkinliğine toplam 75 öğrenci katıldı. Etkinlik, okul gezisi kapsamında sosyal ve sportif amaçlı planlanmıştı.

  • Güvenlik Tedbirleri: Plajda cankurtaranlar ve güvenlik şeridi ile uyarıcı tabelalar hazır bulunduruldu. Cankurtaranlar, katılımcıları dalgalı deniz şartlarına karşı defalarca uyardı.

  • Güvenlik Şeridinin Aşılması: Uyarılara rağmen, dalga ve akıntı riskine aldırış etmeyen 6 öğrenci, güvenlik şeridini aşarak tehlikeli bölgeye girdi. Bu sırada aniden yükselen dalgalar ve güçlü akıntı, öğrencilerin dengesini bozdu.

  • Boğulma Tehlikesi ve Müdahale: Cankurtaran ekipleri olaya anında müdahale ederek boğulma tehlikesi geçiren öğrencileri sudan çıkardı. Ancak enkaz bölgesi ve ani çarpan dalgalar nedeniyle 2 öğrenci hayatını kaybederken, 3 öğrenci hafif yaralanarak kurtarıldı. 1 öğrenci ise ağır yaralı olarak yoğun bakımda tedavi altına alındı.


Yaşamını Yitiren ve Yaralanan Öğrenciler Hakkında

  • Can Kaybı: Edinilen bilgilere göre, M.K. (16) ve A.Y. (17) adlı iki öğrenci, sudan çıkarıldıktan sonra yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Cenazeleri savcılık incelemesinin ardından ailelerine teslim edildi.

  • Tedavisi Devam Eden Öğrenci: Sağlık Bakanlığı’na bağlı ekiplerin sevk ettiği ambulanslarla en yakın hastaneye kaldırılan ve yoğun bakımda müşahede altında tutulan Y.P. (16) isimli öğrenci, hayati tehlikeyi atlattı. Doktorlar, öğrencinin durumunun stabil olduğunu; iyileşme sürecinin ise bir süre daha devam edeceğini belirtti.

  • Diğer Öğrenciler: Hafif yaralanan 3 öğrenci, ilk müdahalenin ardından ayakta tedavi edildi ve taburcu edildi. Vücutlarında hafif çürük ve sıyrıklar dışında hayati bir sorun bulunmadığı açıklandı.


Mersin Valiliği’nin Uyarıları ve Açıklamaları

Mersin Valiliği’nden yapılan resmî açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“75 öğrencimizin katılımıyla planlanan deniz etkinliğinde, cankurtaran ekiplerimizin defalarca uyarı yapmasına rağmen dalgalı ve tehlikeli bölgeye giren 6 öğrenciden 2’si ne yazık ki hayatını kaybetmiştir. 1 öğrencimizin tedavisi hastanemizde devam etmektedir. Olay, aileler başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızı derinden üzmüştür. Hayatını kaybeden öğrencilerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralı öğrencimize acil şifalar diliyoruz. Bu üzücü hadiseden ders çıkararak, denize girerken özellikle cankurtaranların uyarılarına kesinlikle riayet edilmesini önemle rica ederiz.”


Deniz Güvenliği ve Önleyici Tedbirler

  1. Güvenlik Şeridinin Önemi: Denize girilen alanlarda belirlenen güvenlik şeridi, bu bölgenin dışındaki denizin çok daha tehlikeli olduğunu gösterir. Akıntı ve derinlik artışı nedeniyle cankurtaran ekipleri, bu alanı aşanları müdahale ederek kurtarır. Uyarı tabeleleri ve şeritler kesinlikle dikkate alınmalıdır.

  2. Cankurtaran Gözetimi: Plajda görevli cankurtaranların direktifleri, denize girenler için en büyük güvencedir. Dalga ve akıntı şiddetli ise uyarılara mutlaka uyulmalı, gerekirse denize girilmemelidir.

  3. Olumsuz Hava Koşulları: Rüzgârlı, yağmurlu veya alçak basınçlı hava sistemi etkisinde kalan bölgelerde deniz daha tehlikeli hale gelir. Hava durumu ve deniz suyu sıcaklığı kadar, denizdeki görünürlüğü, gelgit etkisini ve yerel meteorolojik uyarıları takip etmek hayati önemdedir.

  4. Eğitim ve Farkındalık: Okullarda ve kulüplerde düzenlenen yüzme eğitimi ve deniz güvenliği seminerleri ile gençlerin sudaki riskleri tanıması sağlanmalıdır. Özellikle can kurtarma bilgisi, ilk yardım ve CPR eğitimleri erken yaşta verilerek, acil durumlarda müdahale gücü artırılabilir.

  5. Ekipman Kullanımı: Şamandıralı can yelekleri, şişme simitler ve diğer can kurtarma aparatlarının bulundurulması önemlidir. Denizde sörf, deniz bisikleti veya diğer su sporları yapılacaksa mutlaka uygun ekipman kullanılmalıdır.


Uzman Görüşleri ve Tavsiyeler

Deniz kazalarının engellenmesinde uzmanların ortak tavsiyesi, “TEDBİR” anahtar kelimesi etrafında birleşir. Aşağıdaki noktalar, hem ailelerin hem de gençlerin dikkat etmesi gereken hususlardır:

  • Dalga ve Akıntı Analizi: Deniz yüzeyindeki küçük bir dalga bile, yaşça küçük öğrencilerde panik ve su yutmaya sebep olabilir. Cankurtaranlar, sürekli gözlem sağlayarak riskli bölgeyi tespit ederler. Bu uyarıları dikkate almak can kurtarır.

  • Aile İletişimi: Özellikle grup etkinliklerinde aileler, öğretmen ve rehberler arasında koordinasyon önemlidir. Grup liderlerinin denetim listesi ve acil durum planı mutlaka hazırlanmalıdır.

  • Yaş ve Fiziksel Yetenek: Özellikle 12–17 yaş arasındaki ergenlerde yüzme yetenekleri farklılık gösterebilir. Yüzme havuzundan açık denize geçişte kalın bir çizgi bulunmalı, deniz deneyimi az olanlar deneyimli eşlikçilerle hareket etmelidir.

  • Eğlence ile Bilinç Arasında Denge: Deniz etkinlikleri, arkadaş grubu ve eğlencenin genel olarak öne çıktığı organizasyonlardır. Ancak eğlence amacıyla yapılan küçük şakaların bile boğulma riskini artırabileceği unutulmamalıdır.


Mersin’de Önceki Deniz Olayları ve Genel İstatistikler

  • Geçmiş Kazalar: Mersin ve çevresindeki Akdeniz kıyılarında son yıllarda yaz aylarında birçok yüzme ve su sporu kazası yaşandı. Özellikle cankurtaran eksikliği, uyarı tabelalarının yetersizliği ve kötü hava koşullarının bir araya gelmesi, risk faktörlerini artırdı.

  • Ülke Genelinde İstatistikler: Türkiye genelinde her yıl ortalama 300–400 boğulma vakası meydana geliyor ve bu vakaların yaklaşık yüzde 30’u 15–25 yaş arası gençlerde görülüyor. Boğulma vakalarının büyük bölümü, güvenlik uyarılarına uyulmaması, alkol kullanımı ve cankurtaran eksikliğiyle doğrudan ilişkilendiriliyor.

  • Alınan Tedbirler: Bakanlıklar, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları iş birliğiyle “Mavi Bayrak” uygulaması ve deniz can kurtarma ekiplerinin yaygınlaştırılması çalışmaları sürüyor. Mersin’de özellikle Gülnar, Anamur ve Silifke ilçelerinde cankurtaran eğitimi almış personel sayısı arttırıldı.


Sonuç ve Öneriler

Mersin Valiliği’nin açıklaması, denizin “sakin” gibi görünse de kontrolsüzce yaklaştığında ölümcül bir tehlike barındırdığını bir kez daha gösterdi. Aileler, öğretmenler ve öğrencilerin ortak sorumluluğu şunlardır:

  1. Uyarılara Kesinlikle Riayet Etmek: Güvenlik şeridi dışında denize girilmemeli, cankurtaranların yönlendirmeleri dikkate alınmalıdır.

  2. Deniz Bilinci Oluşturmak: Okullarda düzenli eğitim, etkinlik ve tatbikatlar sayesinde gençlerin boğulma tehlikesine karşı bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır.

  3. Sorumluluk Sahibi Denetim: Rehberler, öğretmenler ve faaliyet düzenleyiciler, katılımcı listesini kontrol ederek riskli grupları önceden tespit etmeli, gerekli tedbirleri almalıdır.

  4. Yerel Yönetimlerin Rolü: Plajlarda cankurtaran istasyonları kurulmalı, şerit ve uyarı tabelaları yeterli sıklıkta yerleştirilmeli, denetimler artırılmalıdır.

  5. Acil Durum Planı: Okul ve spor kulüpleri, her etkinlik öncesi “Acil Müdahale Planı” hazırlamalı; yakın hastane ve ambulans bilgileri mutlaka kayıtlı olmalıdır.

Bu üzücü olay, deniz ile ilgili tüm paydaşlara önemli bir hatırlatma niteliği taşıyor: Deniz, öğrenilmediğinde ve saygı gösterilmediğinde hayatımızı tehdit eder. Mersin Valiliği’nin uyarılarıyla birlikte, deniz etkinliği planlayan kişi ve kurumların güvenlik standartlarını en üst düzeye çıkarması; ailelerin ise çocuklarının bilinçlenmesini sağlaması, benzer hadiselerin önüne geçilmesine büyük katkı sağlayacaktır.


Not: Yukarıdaki bilgiler, Mersin Valiliği’nin resmî açıklamasından derlenen verilerle hazırlanmıştır. Denizde güvenlik şeritleri, cankurtaran uyarıları ve koruyucu tedbirler, her yaz dönemi yüzlerce gencin hayatını kurtarmaktadır. Bu sebeple denizle ilgili haberleri takip ederken, güncel meteorolojik uyarılar ve yerel yetkililerin duyurularına dikkat edilmesi şiddetle tavsiye edilir.

Gündem

Enkazdan Saraya: Ümran Bebek, Esad’ın Sarayında Zafer Konuşması Yaptı

Yayımlandı

üzerinde

Enkazdan Saraya: Ümran Bebek, Esad’ın Sarayında Zafer Konuşması Yaptı

Tarih: 10 Aralık 2025| saat: 07:00
Okuma Süresi: 4 dakika

Suriye’de, Beşar Esad rejiminin devrilmesinin birinci yıldönümü olan 8 Aralık Hürriyet Günü coşkuyla kutlandı. Kutlamaların en çarpıcı anı ise, 2016’da Halep’te bir hava saldırısı sonrası enkaz altından çıkarılan ve savaşın sembol yüzü haline gelen Ümran Dakneş‘in, Başkanlık Sarayı’nda yaptığı duygusal konuşma oldu.

Artık 13 yaşında olan Ümran, “Kalbimde bir boşluk var” diyerek yaşadığı travmayı anlatırken, “Zafer geldiğinde hayatıma büyük bir ışık geri döndü” sözleriyle de umudunu paylaştı.

Bir Sembolün Hikayesi: Toz, Kan ve Şok

Ümran Dakneş, 2016 yılında henüz 5 yaşındayken Halep’teki evlerine düzenlenen bir hava saldırısında enkaz altında kalmıştı. Kurtarıldıktan sonra, üstü başı toz, yüzü kan içinde ve şok geçirir halde bir ambulansın arka koltuğunda otururken çekilen görüntüleri, Suriye’deki savaşın ve sivillerin çektiği acıların evrensel bir sembolü haline gelmişti.

O anları çeken gazeteci, Ümran’ın “elini yüzüne götürdüğünü ve kanı gördüğünü, neler olup bittiğine dair hiçbir fikri olmadığını” aktarmıştı. Kendisini tedavi eden doktor ise onun “tam bir şok halinde” olduğunu, çığlık bile atamadığını belirtmişti. Bu saldırıda Ümran, 10 yaşındaki kardeşini de kaybetmişti.

“Hikayemi Videolardan Öğrendim”

9 yıl sonra, bu kez Esad rejiminin sembolik kalbi olan Başkanlık Sarayı’nda konuşan Ümran, duygularını şu sözlerle ifade etti:

· “Bombardıman ve kuşatmayı yaşadığımı söylüyorlar ama hiçbir şey hatırlamıyorum. Büyüdüm ve kalbimde bir boşluk var. Bunun ağlamak mı yoksa korku mu olduğunu bilmiyorum.”

· “Hikayemi o videolardan öğrendim. Kendime baktım, toz ve toprak içindeydim.”

· “Zafer geldiğinde hayatıma büyük bir ışık geri döndü.”

Ümran’ın bu ifadeleri, saraydaki törene katılan yüzlerce kişiyi ve töreni takip edenleri duygulandırdı.

Coşkulu Kutlamalar ve Yeni Bir Sayfa

Ümran’ın konuşmasına ev sahipliği yapan Hürriyet Günü kutlamaları, Suriye genelinde büyük bir coşkuyla gerçekleşti. Kutlamalar kapsamında:

· Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, aynı gün sabah namazını Şam’daki tarihi Emevi Camii’nde kıldı ve halka “kardeşlik” mesajı verdi.
· Şam’ın Mezze Caddesi‘nde tanklar ve zırhlı araçların yer aldığı askeri bir geçit töreni düzenlendi.
· Emevi Meydanı’nda ise havai fişek gösterileri ve konserlerle halk bayram havasında kutladı.

Savaşın Diğer Çocukları da Unutulmadı

Saraydaki etkinlikte konuşan bir diğer isim de, çocukken çekildiği bir videoda “Biz Beşar Esad’e ne yaptık? Ölünce sizi Allah’a şikayet edeceğim” diyerek hafızalara kazınan Ali Mustafa Muhammed oldu.
Muhammed,”Çocuktum, okulu bilmiyordum ama uçak seslerini ve bombalardan saklanılacak köşeleri öğrendim” diyerek kayıp çocukluğuna vurgu yaptı. “Eskiden gözyaşlarımız hüzün ve korkudandı. Şimdi ise sevinç gözyaşları” sözleriyle de mevcut barış ortamına dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, geceyi dolduran gözlerle dinlediği gençlerin hepsine tek tek sarılarak, yeni dönemin “birlik ve şefkat” vurgusunu yaptı.

Türkiye’den Kardeşe Destek Mesajı

Suriye’deki yeni yönetim ve barış süreci, uluslararası alanda da destek gördü. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, sosyal medya paylaşımında Suriye halkının Hürriyet Günü’nü kutlayarak, “Türkiye olarak bize düşen bu ışığın sönmemesi için yardım etmek, gerektiğinde evimizi ve ekmeğimizi paylaşmaktı” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim BaşkanıBurhanettin Duran da yaptığı açıklamada, “Türkiye olarak, savaşın yıkımından çıkan Suriye’nin yeniden ayağa kalkacağına inanıyoruz” mesajını verdi.

Savaştan Barışa Uzanan Zorlu Yol

61 yıllık Baas rejiminin ardından gelen yeni yönetim, hem ülke içinde yeniden inşa hem de uluslararası ilişkileri normalleştirme sınavı veriyor. Cumhurbaşkanı Şara, dört yıl sonra seçimlere gidileceğini duyurarak demokratik sürece işaret etti.
ABD ile ilişkilerin düzelmesi ve Batı yaptırımlarının büyük ölçüde kalkması,ekonomik toparlanma için umut vaat ediyor. Ancak geçiş döneminde yaşanan çatışmalar ve derin yaralar, Suriye’nin önündeki zorlukların boyutunu da gösteriyor.

Ümran bebeğin tozlar içindeki ambulans koltuğundan, Başkanlık Sarayı’ndaki kürsüye uzanan hikayesi, bir ülkenin yaşadığı trajediyi ve umudu aynı anda simgeliyor. Suriye, sembollerin değiştiği bu yeni dönemde, kayıp nesillerin kalbindeki boşluğu dolduracak bir gelecek inşa etmeye çalışıyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

MERSİN’DE “YAĞMA” PLANI: ÇALIŞTIĞI İŞ YERİNİ ANLAŞTIĞI KİŞİLERE SOYDURAN ŞÜPHELİ VE İŞBİRLİKÇİLERİ GÖZALTINDA

Yayımlandı

üzerinde

MERSİN’DE “YAĞMA” PLANI: ÇALIŞTIĞI İŞ YERİNİ ANLAŞTIĞI KİŞİLERE SOYDURAN ŞÜPHELİ VE İŞBİRLİKÇİLERİ GÖZALTINDA

Tarih.Saat: 09 Aralık 2025, 22:46 (yayınlanma / polis açıklaması zaman aralığına göre).
Okuma süresi: 1—2 dakika

Mersin’de bir iş yerinde “silahlı yağma” süsü verilerek gerçekleştirilen soygunun, içeriden bir çalışanın organize ettiği ortaya çıktı. Soruşturmayı yürüten ekipler, organize şekilde hareket eden 3 şüpheliyi gözaltına aldı; olayla bağlantılı yüklü miktarda döviz ve TL ele geçirildi


Olayın özeti

Mersin polisinin Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, kentte bir iş yerine silahlı ve maskeli iki kişinin girdiği, çalışanların etkisiz hale getirildiği ve iş yerinden yüksek miktarda döviz ile TL’nin çalındığı ihbarı üzerine çalışma başlattı. Yapılan teknik ve fiziki takip sonucu olayın içeriden desteklenerek planlandığı değerlendirildi; çalışanlardan biri (M.S.A. olarak geçiyor) “sözde mağdur” rolüyle eyleme yardım etmekle şüphelenildi.

Polis operasyonunda, örgütü planladığı tespit edilen E.K.K. ve A.Ş. isimli şüpheliler kiralık bir araçla kentten ayrılırken yakalandı; soruşturma kapsamında M.S.A. da gözaltına alındı. Şüphelilerin gözaltına alındığı anlar ve iş yeri çıkışı güvenlik kameralarına yansıdı

Ele geçirilenler ve deliller

Aramalarda ve araçta, suçtan elde edildiği belirlenen 801.153 ABD doları, 1.340 avro ve 462.395 TL ele geçirildiği bildirildi. Emniyet birimleri, ele geçen paranın, yağma suçu kapsamında önemli delil teşkil ettiğini açıkladı.

Soruşturmayı Gasp Büro Amirliği yürütüyor. Şüpheliler hakkında “nitelikli yağma” suçundan işlem başlatıldığı, soruşturmanın derinleştirilerek devam ettiği ve zanlıların emniyetteki işlemlerinin sürdüğü bildirildi. Zanlıların Adana’daki bir dinlenme tesisi yakınlarında, destek ekiplerle birlikte yakalandığı aktarıldı.

  • Şüphelilerin emniyetteki ifadeleri,knik takip kayıtları ve güvenlik kamerası görüntüleri soruşturmanın merkezinde bulunuyo

  • Savcılık talimatıyla soruşturma derinleştirildi; gözaltındaki zanlıların adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

ABD Elçisi Net Konuştu: F-35’ler İçin Kesin Şart “S-400’ler Artık Kullanılmayacak ve Bulundurulmayacak”

Yayımlandı

üzerinde

ABD Elçisi Net Konuştu: F-35’ler İçin Kesin Şart “S-400’ler Artık Kullanılmayacak ve Bulundurulmayacak”

Tarih: 10 Aralık 2025 | Saat: 00:38 | Okuma Süresi: 3 dk.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, Türkiye’nin F-35 programına geri dönüşü için net ve kesin bir şartı resmen açıkladı. Barrack, “Amerikan yasalarına göre, Türkiye’nin F-35 programına geri dönmesi için S-400 sistemini artık kullanmaması ve sahip olmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Büyükelçi Barrack, ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki olumlu ilişkinin, bu konuda yıllardır yapılan “en verimli görüşmelere” yol açtığını belirterek, önümüzdeki aylarda bir dönüm noktası yaşanacağı umudunu dile getirdi.

Görüşmelerde Kritik Eşik: 4-6 Ay İçinde Çözüm Bekleniyor

Barrack, daha önce Abu Dabi’de katıldığı bir zirvede de konuya ilişkin iyimser bir zaman çizelgesi paylaşmıştı. Buna göre, S-400’lerin kullanılmamasının “operasyonel uyumluluk” sorununu büyük ölçüde çözdüğünü, ancak sistemin Türkiye’de bulunmaya devam etmesinin temel sorun olduğunu vurgulayan Barrack, “Bu meselenin önümüzdeki dört ila altı ay içinde çözüleceğini düşünüyorum” demişti.

Barrack, Türkiye’nin Rus hava savunma sisteminden tamamen vazgeçmeye yakın olup olmadığı sorusuna da “Evet” yanıtını vermişti.

Trump-Erdoğan Görüşmesi Süreci Hızlandırdı

İki ülke arasındaki gerilimin çözümünde, liderler arasındaki doğrudan diyaloğun etkili olduğu gözleniyor.

· Beyaz Saray’daki Görüşme: Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Trump, Eylül ayında Beyaz Saray’da bir araya geldi ve görüşmelerinde S-400/F-35 dosyası ele alındı.
· Trump’ın Açık Kapı Sinyali: Görüşmenin ardından Trump, Türkiye’ye F-35 satışına sıcak baktığı yönünde sinyaller verdi. Amerikan medyası, Trump’ın, Türkiye’nin S-400’leri “çalışamaz hale getirecek bir anlaşmaya” varması halinde satışa açık olduğunu belirttiğini aktardı.
· Erdoğan’dan “Güzel Adımlar” Açıklaması: Cumhurbaşkanı Erdoğan da yaptığı açıklamada, “F-35 konusunda ABD Başkanı Sayın Trump’la yaptığımız son görüşmelerde güzel adımlar attık. Temenni ediyorum ki verilen sözler yerine getirilsin” ifadelerini kullanmıştı.

Arka Plan: Neden F-35’lerden Çıkarıldık?

Türkiye, 2017’de Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın alma kararı aldı. ABD, bu sistemlerin, F-35 gibi 5. nesil savaş uçaklarının gizlilik (stealth) kabiliyetini tehdit edebileceği ve NATO savunma sistemleriyle uyumlu olmadığı gerekçesiyle şiddetle karşı çıktı.

· Programdan Çıkarılma: Bu anlaşmazlık, 2019 yılında Türkiye’nin F-35 Ortak Üretim Programı’ndan çıkarılmasıyla sonuçlandı.
· CAATSA Yaptırımları: Aynı gerekçeyle, ABD, Türkiye’ye karşı CAATSA (ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası) kapsamında yaptırımlar uyguladı. Bu yaptırımlar, Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve bazı Türk yetkilileri de kapsadı.
· Depodaki Uçaklar: Programdan çıkarılmadan önce Türkiye için üretilmiş 6 adet F-35A uçağı, yıllardır ABD’de bir depoda bekletiliyor.

Uzlaşı Yolu: F-16 Onayı ve Teknik Diyalog

Son dönemde ilişkileri yumuşatan adımlar da atıldı. Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine onay vermesinin ardından, ABD Kongresi, Ankara’nın 40 adet yeni F-16 Block 70 savaş uçağı ve 79 mevcut F-16’sının modernizasyonu talebini onayladı. Bu gelişme, savunma işbirliği kanalını canlı tuttu.

Büyükelçi Barrack’tan Türkiye’ye Övgü

Barrack, açıklamalarında Türkiye’nin bölgesel ve savunma sanayii kapasitesine de vurgu yaptı.

· Türkiye’yi “ABD’den sonra NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip müttefiki” olarak nitelendirdi.
· Güçlü savunma sanayisine dikkat çekerek, “Ankara, Ukrayna’nın drone tedarikçisi, kendi savaş uçakları var” dedi.
· Ayrıca, Gazze’de oluşturulması planlanan yabancı asker gücüne Türkiye’nin katılımının “harika” olacağını ifade etti.

SONUÇ: ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın yaptığı açıklamalar, F-35 krizinde somut ve çözüme yönelik bir sürecin aktif olarak işlediğini gösteriyor. ABD tarafının şartı net: S-400’lerin kullanılmaması ve nihai olarak elden çıkarılması. Liderler düzeyindeki olumlu hava ise, önümüzdeki 4-6 aylık periyotta bu on yıllık anlaşmazlığın giderilmesi ve Türk Hava Kuvvetleri’nin 5. nesil uçak filosuna kavuşması yönünde önemli bir umut ışığı yakıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar