Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Yaşlı kadın evinde ölü bulundu

Yayımlandı

üzerinde

‘un Alaca ilçesinde 80 yaşındaki Makbule Susam’dan bir süredir haber alamayan yakınları, durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine yaşlı kadının adresine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.

Eve giren ekipler, yaşlı kadının hayatını kaybettiğini belirledi. Yapılan incelemelerin ardından Makbule Susam’ın cenazesi, otopsi yapılmak üzere Alaca Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

Susam’ın kesin sebebi yapılacak otopsi sonucunda belirlenecek.

Ekipler olayla ilgili inceleme başlattı.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Tarihin Yazımı Yeniden Yapıldı: Göbeklitepe’nin İnsanlık Tarihini Değiştiren Sırrı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Göbeklitepe, 12.000 yıl öncesine ait tapınaklarıyla insanlık tarihinin en büyük devrimini nasıl başlattı? Keşfiyle tarım, din ve sosyal örgütlenme anlayışımızı alt üst eden sırrı öğrenin.

Giriş: Tarihin Kırılma Noktası

Günümüzde “Neolitik Devrim” olarak adlandırılan, insanlığın avcı-toplayıcı hayattan yerleşik tarım toplumuna geçişi, uzun yıllardır 10.000 – 8.000 ÖÖ aralığına tarihleniyordu. Ancak Şanlıurfa’daki Göbeklitepe’nin keşfi, bu zaman çizelgesini en az 2.000 yıl geriye çekerek olayın seyrini baştan yazdı.

Göbeklitepe Nasıl Keşfedildi?

1963 yılında “Güneydoğu Anadolu Projesi” kapsamında ilk defa yüzeysel olarak tespit edilen Göbeklitepe, asıl önemini 1995’te Şanlıurfa Müzesi ve Alman Arkeoloji Enstitüsü iş birliğiyle gerçekleştirilen kazılarla ortaya koydu. 1996’dan 2014’e dek kazıları yöneten Klaus Schmidt, burayı yalnızca bir mezar ya da küçük bir tapınak olarak değil, dönemin tüm sosyal ve ritüel dünyasını yansıtan bir “mabet kompleksi” olarak tanımladı.

12.000 Yıllık Tapınaklar: Neolitik Öncesinin İnanılmaz Mirası

Göbeklitepe’deki T-şekilli dikilitaşlar, Mısır piramitlerinden yaklaşık 4.000, Stonehenge’den ise 6.000–7.000 yıl önce inşa edilmiş durumda. Bu durum, yerleşik hayata geçiş henüz başlamadan, örgütlü iş gücüyle devasa taş yapıların inşa edildiğini gösteriyor .

İnsanları Bir Araya Getiren Güç: Dinin Doğuşu

Eskiden tarımın ve yerleşik yaşama geçişin dinî inançlardan sonra geldiği düşünülürdü. Oysa Göbeklitepe, tam tersini işaret ediyor: Burada düzenlenen toplu törenler, sosyal bağları güçlendiren bir “dinin” ve ritüelin varlığını gösteriyor. Dolayısıyla din, toplumları bir arada tutan ve tarımı mümkün kılan ilk katalizör olabilir

Taşların Dili: Mimari ve Malzeme Seçimi

  • Bazalt, kireçtaşı, çakmaktaşı gibi yerel malzemeler, işlenip taşınarak 20–60 ton ağırlığındaki sütunlar oluşturuldu.

  • Ayrıca obsidyen gibi farklı coğrafyalardan getirilen taşlar, Göbeklitepe’nin bir tür “Neolitik hac merkezi” olduğunu düşündürüyor

Bu mühendislik ve organizasyon becerisi, dönemin insanlarındaki koordinasyon ve iş bölümü anlayışının beklenenden çok daha gelişmiş olduğunu gözler önüne seriyor.

Gömülmüş Mabetler: Korunmuş Bir Zaman Kapsülü

Göbeklitepe, yaklaşık 3.000 yıl boyunca aktif kullanıldıktan sonra aniden terk edildi ve yapılar kasıtlı olarak gömüldü. Bu sıradışı uygulama, kazı katmanlarının bozulmadan günümüze ulaşmasını sağladı. Yapının neden gömüldüğü hâlâ bir muamma olsa da, arkeologlara adeta sağlam bir zaman kapsülü sundu.

İnsanlık Tarihini Yeniden Yazdıran Sır

Göbeklitepe’nin en büyük sırrı, dinin ve toplumsal örgütlenmenin, tarım ve yerleşik yaşamdan önce ortaya çıkmış olmasıdır. Bu keşif, tarih öncesi döneme bakış açımızı kökünden değiştirdi ve insan evriminde “ritüel” kavramının çok daha önce gündeme geldiğini gösterdi.


Sonuç
Göbeklitepe, yalnızca taş bloklardan ibaret bir antik alan değil; insanlık tarihinin dönüm noktalarını anlamamız için yazılmış en eski belge. Burada keşfedilen her yeni detay, sosyal yapıların, inancın ve kolektif bilincin ne kadar erken evrelerde filizlendiğini gözler önüne seriyor.

Göbeklitepe’de kazı ve araştırma çalışmalarının “durdurulduğu” yönündeki iddiaların temelinde, sosyal medyada yayılan birkaç asılsız komplo teorisi ve mevsimsel planlama bulunuyor:

  1. Mevsimsel Çalışma Programı

    • Göbeklitepe kazıları her yıl Mayıs’ın sonundan Ekim ortalarına kadar devam ediyor; kış aylarında ise bölgedeki yağış ve soğuk koşullar nedeniyle ara veriliyor. Bu, tüm büyük arkeolojik sit alanlarında uygulanan standart bir sezonluk programdır

  2. Tarla Sahiplerinin Ağaç Dikimi

    • Bazı sosyal medya paylaşımlarında, çevrede dikilen zeytin ağaçlarının “kazıyı engellemek için” casus güçler tarafından dikildiği iddia edildi. Oysa ağaçlar, 2005–2007 yıllarında arazi sahiplerinin, kamulaştırma değerini yükseltmek amacıyla kendi tarlalarına diktiği zeytin ağaçlarıdır. Kazı ekibi, bu ağaçları taşımak veya büyük bölümlerini koruma çatısı altındaki alanlarda çalışmak üzere planlamaya dâhil etmiş durumdadır .

  3. “Dünya Ekonomi Forumu” ve Diğer Komplo Teorileri

    • Sosyal medyada “WEF’in müdahalesi” veya “Klaus Schwab’ın durdurma emri” gibi söylemler yayıldı. AA ve kazı başkanlığı tarafından yapılan açıklamalarda, bu iddiaların asılsız olduğu net bir şekilde vurgulandı. Türkiye dışından hiçbir kuruluş, Göbeklitepe’deki bilimsel çalışmaları engelleyemez veya yönlendireme

  4. Koruma ve Sağlamlaştırma Çalışmaları

    • Kazı ekibi, aynı zamanda T-şekilli sütunların ve yapıların altındaki buluntuları korumak amacıyla sağlamlaştırma, çatı altı koruma ve laboratuvar çalışmaları yürütüyor. Bu koruma önlemleri, dış etkenlerle mücadele ve uzun vadeli konservasyon için kritik öneme sahip.


Sonuç:
Göbeklitepe arkeolojik kazıları; mevsimsel plan, koruma çalışmaları ve arazi düzenlemeleri çerçevesinde kesintisiz biçimde yürütülmektedir. “Durdurma” iddiaları, tarla sahiplerinin ağaçlandırma uygulamaları ve sosyal medyadaki asılsız komplo teorilerinden kaynaklanmaktadır. Resmi yetkililer, kazı sezonunun takvimine bağlı olarak Mayıs–Ekim arası sürmeye devam ettiğini, herhangi bir dış müdahale veya kalıcı durdurmanın söz konusu olmadığını defalarca teyit etmiştir.

Okumaya Devam Et

Gündem

Kardeşini kuaförde ensesinden vurup kaçtı

Yayımlandı

üzerinde

Samsun’un İlkadım ilçesindeki olay Zafer Mahallesi Divitçioğlu Caddesi’ndeki bir erkek kuaföründe meydana geldi.

İddiaya göre Ahmet K. (46) kuaförün içerisine girip, aralarında husumet bulunan ve bu sırada tıraş olan kardeşi Barış K’yi (43) tabancayla ensesinden vurdu.

Ahmet K. olay yerinden kaçarken Barış K. ise yere yığıldı.

İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.

Ense kısmından giren merminin diğer taraftan çıkmasıyla ağır yaralanan Barış K, sağlık ekiplerinin müdahalesi sonrası Gazi Devlet Hastanesi’ne götürülüp, yoğun bakım ünitesinde tedaviye alındı. Barış K. burada yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. 

İş yeri sahibi ve bir çalışanı ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü.

şüphelinin yakalanması için çalışma başlattı.

Öte yandan Barış K’nin 1998 yılında Samsun Kapalı Cezaevi Müdürü Zeki Bayrak’ın öldürülmesi olayında hapis cezası aldığı ve hapis cezasını tamamlayarak cezaevinden çıktığı öğrenildi.  

Okumaya Devam Et

Gündem

Hatay’da 4 mahallede kuduz karantinası

Yayımlandı

üzerinde

Samandağ ilçesinin Tekebaşı Mahallesi’nde 23 Mayıs’ta bir köpekte kuduz tespit edildi.

Bunun üzerine Kaymakamlık ile İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, Tekebaşı’nın yanı sıra Çöğürlü, Gözene ve Meydan mahallelerinde karantina uygulaması başlattı.

İlgili karar mahalle muhtarlıklarına iletildi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar