Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

“Suriye Kritik Eşiğe Geldi: Rubio’dan ‘Haftalar İçinde İç Savaş’ Flaş Uyarısı”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye geçiş hükümetinin ‘aylar değil, haftalar’ içinde çökeceğini ve ülkenin destansı boyutta bir iç savaşa sürüklenebileceğini belirtti. Bu makalede, yaptırımların kaldırılmasının etkileri, bölgesel aktörler ve olası senaryolar ayrıntılarıyla analiz ediliyor.

Marco Rubio’nun “Suriye birkaç hafta içinde iç savaşa sürüklenebilir” uyarısına dayanan bu makalede, Suriye’deki geçiş hükümetinin mevcut kırılganlığı, yaptırımların kaldırılmasının etkileri ve bölgedeki aktörlerin rolü ele alınmaktadır. Makalemiz, Rubio’nun açıklamasının arka planını, olası senaryoları ve uluslararası aktörlerin tepkilerini detaylandırarak,

Giriş

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 20 Mayıs 2025’te Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde yaptığı açıklamada, Suriye’deki geçiş hükümetinin kısa süre içinde çökebileceği ve ülkenin tam ölçekli bir iç savaşa sürüklenebileceği uyarısında bulundu.

Rubio, “Bizim değerlendirmemize göre, geçiş hükümeti karşılaştığı zorluklar nedeniyle aylar değil, belki de haftalar içinde potansiyel bir çöküşe ve muazzam boyutlarda bir iç savaşa, ülkenin bölünmesine doğru savrulabilir.” ifadelerini kullandı.


Rubio’nun Uyarısı: Suriye’de İç Savaş Eşiği

Marco Rubio, Trump yönetiminin 14 Mayıs’ta Suriye’ye uygulanan yaptırımları kaldırma kararını savunurken, bu adımın geçiş hükümetinin istikrarını riske atabileceğini vurguladı.

Rubio’ya göre, Suriye’deki yeni lider Ahmed el-Şaraa’nın eski militan geçmişi ve radikal grupları dışlama ihtiyacı, iç barışı sağlama sürecini daha da zorlaştırıyor


Suriye’nin Güncel Durumu

Geçiş Hükümeti ve Yaptırımların Kaldırılması

ABD ve AB, Suriye rejimine yönelik yaptırımları kademeli olarak hafifletme hazırlığı yaparken, yaptırımların gevşetilmesi ekonomiyi canlandırma amacı taşısa da siyasi kırılganlığı artırıyor.

Geçici Suriye hükümeti, finansman eksikliği ve güvenlik sorunlarıyla mücadele ederken, uluslararası desteğe muhtaç durumda bulunuyor.

Bölgesel Aktörlerin Rolü

Türkiye, İran ve Rusya gibi komşu ülkeler Suriye’de nüfuz alanı oluşturmaya çalışırken, bu durum geçiş sürecini hem diplomatik hem de askeri açıdan daha karmaşık hale getiriyor.

Türkiye özellikle Suriye’nin kuzeyinde Kürt güçlerle ilişkilerde temkinli bir denge kurmaya çalışırken, olası bir iç savaş riskini artırabilecek yeni güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya kalabilir.


İç Savaş Olasılığı: Risk Analizi

Siyasal ve Askeri Kırılganlıklar

Geçiş hükümetinin temsil kabiliyeti sınırlı ve ordu komutanlıkları arasında yeknesak bir yapı bulunmuyor. Bu durum, yerel milis güçlerin bölgesel nüfuz mücadelelerini tetikleyebilir.

Ayrıca, nüfusun önemli bir kesimi, güvenlik endişeleri nedeniyle yeniden göç etmeye ve bölgesel gerilimlere kapı aralamaya hazır.

Bölünme Senaryoları

Suriye topraklarında Şii, Sünni, Kürt ve Türkmen gruplar arasında güç boşluğu oluşması halinde, bölgesel parçalanma ve etnik temelli şiddet döngüsü kaçınılmaz hale gelebilir.

İç savaşın yeniden patlak vermesi, bölge ülkelerinde mülteci akınlarını ve enerji koridorlarında güvenlik risklerini derinleştirebilir.


Uluslararası Tepkiler ve Türkiye’nin Pozisyonu

ABD’nin Suriye politikasındaki değişimler ve Rubio’nun uyarıları, Türkiye’nin sınır güvenliğini ve göçmen politikalarını etkileme potansiyeline sahip.

AB ve Rusya, Suriye’de siyasi çözüme yönelik görüşmelere hız verirken, Türkiye’nin bölgesel denge ve insani krize yaklaşımı kritik rol oynamaya devam ediyor.


Sonuç: Ne Bekleniyor?

Marco Rubio’nun “haftalar içinde iç savaş” uyarısı, Suriye’deki belirsizliğin giderek derinleştiğini gösteriyor. Gelecek dönemde yaptırımlar, uluslararası diplomasi ve bölgesel güç dengeleri belirleyici olacak.

Türkiye ve küresel aktörlerin, Suriye’de kalıcı barış ve siyasi geçişin sağlanması için ortak bir strateji geliştirmesi, olası iç savaş senaryolarını engellemenin tek yolu olarak öne çıkıyor.

Gündem

Endonezya’da sel ve heyelan: Sumatra’nın Batang Toru bölgesinde can kayıpları artıyor

Yayımlandı

üzerinde

Endonezya’da sel ve heyelan: Sumatra’nın Batang Toru bölgesinde can kayıpları artıyor

27 Kasım 2025 — 21:18 WIB / 17:18 (İstanbul) · Okuma süresi: 2 dakika
Kaynak: FatihDoganMedya Haber Servisi — derleme (ANTARA, Tempo, Channel NewsAsia, AP).

Kuzey Sumatra’nın Batang Toru ilçesinde Salı günü etkili olan yoğun yağışların tetiklediği sel ve heyelanlarda bölgeden gelen ilk resmi raporlara göre can kayıpları ve kayıp vakaları artıyor; kurtarma ekipleri taşan sular ve kopan yollar nedeniyle zorlu şartlarda arama-kurtarma çalışmalarını sürdürüyor.

Haber Metni

Bölgeye düşen aşırı yağışlar sonucu Garoga ve çevresindeki köylerde dereler taştı, taşkınlar yamaçları gevşetti ve birden fazla yerde heyelanlar meydana geldi. Ulaşım hatları hasar gördü; bazı yerleşim yerlerine kara yoluyla erişim şu an için mümkün değil. Yetkililer hava ve deniz araçlarıyla yardım sevkiyatı yapılacağını bildirdi.

Ulusal Arama-Kurtarma Ajansı (Basarnas) ve yerel kurumların verdiği ön verilere göre, afetin ilk günlerinde Batang Toru ve Sibolga çevresinde en az birkaç düzine kişi hayatını kaybetti veya kayıp olarak bildirildi. Resmi ajansın derlediği ön verilerde, sel ve heyelanların etkilediği yerleşimlerde çok sayıda aile yerinden edildi ve acil barınma noktaları kuruldu. (Resmi sayılar kaynaklar arasında farklılık gösteriyor; arama-kurtarma ve yerel yönetim verileri güncellenmeye devam ediyor.)

Hükümet yetkilileri, geniş çaplı lojistik desteğin yanı sıra askeri ve sivil arama-kurtarma ekiplerini bölgeye yönlendirdi. Bölgedeki bazı yetkililer, aşırı yağışın arkasında bölgeyi çevreleyen denizlerde tespit edilen tropikal sistemlerin bulunduğunu belirtiyor; meteoroloji kurumları hava koşullarını yakından izliyor.

Uluslararası ve yerel basın kuruluşlarının aktardığı bilgilerde rakamlar zaman zaman farklılık gösteriyor; yetkililer resmi ve doğrulanmış sayıları paylaşana kadar net rakamlar değişebilir. FatihDoganMedya olarak, kurtarma çalışmaları ve resmi açıklamalar doğrulanır doğrulanmaz gelişmeleri aktaracağız.


Detaylar (kısa madde)

  • Bölge: Kuzey Sumatra — Batang Toru alt bölgesi (Garoga köyü ve çevresi).

  • Olay türü: Aşırı yağışlara bağlı sel (flash flood) ve heyelan.

  • Arama-kurtarma: Basarnas, BNPB, yerel birlikler ve gönüllüler sahada. Hava ve deniz sevkıyatı kullanılıyor.

  • Durum notu: Resmi rakamlar kaynaklar arasında farklılık gösteriyor; bölgeden gelen bilgiler anlık olarak güncelleniyor.

 

Okumaya Devam Et

Gündem

Japon deprem uzmanından korkutan tahmin: “Bunun için 35 yıldır Türkiye’deyim” — Hangi iller risk altında, ne yapılmalı?

Yayımlandı

üzerinde

Japon deprem uzmanından korkutan tahmin: “Bunun için 35 yıldır Türkiye’deyim” — Hangi iller risk altında, ne yapılmalı?

27 Kasım 2025 — 14:00 (Europe/Istanbul) · Okuma süresi: 4 dakika
Yazar: FatihDoğanMedya Haber Merkezi

Özet: Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, Türkiye’deki deprem risklerine ilişkin çarpıcı uyarılarda bulundu. Moriwaki, uzun yıllardır Türkiye’de bulunduğunu belirterek özellikle Ege, Marmara ve bazı İç Anadolu şehirlerini işaret etti. Uzmanın açıklamaları, afet hazırlığı ve yapı stoku konusundaki eksiklikleri yeniden gündeme taşıdı.


Uzman kim? Ne dedi?

Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, son günlerde Türkiye’deki konferans ve panel konuşmalarında bölgesel sismik tehlikeye dikkat çekti. Moriwaki, medyaya verdiği röportajlarda “Bunun için 35 yıldır Türkiye’deyim” ifadelerini kullanarak, Türkiye’de uzun süreli incelemeler yaptığını ve bazı bölgelerde artan sismik hareketliliğin dikkat çekici olduğunu söyledi.

Moriwaki, Ege Bölgesi’ndeki ince fay hatlarının sık deprem üretme potansiyeline işaret ettiğini, Marmara ve çevresinde ise büyük ölçekli bir deprem riskinin uzun vadede gerçek bir tehdit olduğunu belirtti. Ayrıca bazı yerleşim merkezlerinin yapı stoğuna ilişkin ciddi kaygılarını kamuoyuyla paylaştı.


Hangi iller risk altında?

Uzmanın açıklamalarına göre öncelikli dikkat gerektiren bölgeler şunlar:

  • Ege Bölgesi (İzmir, Manisa, Muğla ve civarı) — küçük fakat sık sarsıntılar ve ince fay hatları.

  • Marmara Bölgesi (İstanbul çevresi) — büyük kırılma potansiyeli nedeniyle uzun vadeli risk bulunuyor.

  • Bursa ve Bandırma hattı gibi yerler — yerel artçı ve yapı stoğu endişeleri nedeniyle dikkat çekiyor.

Not: Uzman, illeri işaret ederken kesin zaman verisiyle “ne zaman” sorusuna yanıt vermedi; bölgesel risk ve hazırlık çağrısı yaptı.


Bilimsel çerçeve — Deprem tahmin edilebilir mi?

Bilim insanlarının genel görüşü, günümüzde depremlerin kesin zaman, yer ve büyüklüğünü belirlemenin mümkün olmadığı yönünde. Yetkili kurumlar ve uluslararası uzmanlar, risk analizleri ve olasılık hesapları yaparken kesin “tahmin” ifadeleri yerine “olasılık” ve “hazırlık” vurgusu yapıyor. Bu nedenle uzman uyarıları, bölgesel risklerin artabileceği ihtimaline işaret eden önemli bir uyarı olarak değerlendirilmelidir.


Neden şimdi gündemde?

Uzmanın Türkiye’de uzun yıllar çalışmış olması, yerel verilerle gözlemlerini harmanlayabilmesine olanak veriyor. Ayrıca son dönemde bölgelerdeki artan sismik aktivite ve yapı stoğuna dair yaygın eleştiriler, bu tür açıklamaları daha görünür kılıyor. Uzmanın konuştuğu üniversite, panel ve basın buluşmaları haber kaynaklarında yer aldı.


Vatandaşlara ve yetkililere öneriler

  1. Hazırlık-kültürü: Aile afet planı, çanta (ilk yardım, su, yiyecek), güvenli toplanma alanlarının bilinmesi.

  2. Yapı denetimi ve güçlendirme: Özellikle eski binalarda güçlendirme çalışmaları ve ruhsata uygunluk açısından denetimlerin artırılması.

  3. Yerel yönetimler ve eğitim: Okullar ve belediyeler tarafından düzenli tatbikatlar, bilgilendirme kampanyaları.


Uzmanın geçmiş açıklıkları ve güvenilirlik

Yoshinori Moriwaki, Türkiye’de yıllardır aktif olarak alan çalışmaları yapan bir isim olarak medyada yer aldı; geçmişte de Marmara ve diğer bölgelerle ilgili risk uyarıları yapmıştı. Ancak tüm uzman değerlendirmelerinde olduğu gibi, tek bir ses yerine akademik çalışmalar, AFAD ve üniversitelerin raporları da dikkate alınmalı.


Kısa not — Haberimizin güvenilirliği

Bu haber, uzmanın son açıklamaları ve Türkiye’deki haber kuruluşlarının aktarımlarına dayanarak hazırlanmıştır. Deprem konusunda kesin zaman öngörüsünün bilimsel olarak yapılamadığı, ancak risklerin ve hazırlığın öneminin herkes tarafından kabul edildiği not edilmelidir.

Okumaya Devam Et

Gündem

11. Yargı Paketi TBMM’de: Güler — “Denetimli serbestlik 3 yıl erken olacak, 55 bin mahkumu kapsıyor”

Yayımlandı

üzerinde

11. Yargı Paketi TBMM’de: Güler — “Denetimli serbestlik 3 yıl erken olacak, 555 bin mahkumu kapsıyor”

Tarih / Saat: 27 Kasım 2025 — 15:35 (İstanbul)
Okuma süresi: 4 dakika
Yayın: FatihDoganMedya — Web Haber


TBMM’ye sunulan 11. Yargı Paketi’yle, COVID-dönemi düzenlemelerini genişleten infaz değişiklikleri yer alıyor. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, “Af değil; koşullu salıverme—denetimli serbestlik üç yıl daha erken uygulanacak” açıklamasını yaptı; ilk etapta 54–55 bin hükümlünün bu düzenlemeden yararlanması öngörülüyor.


Haber metni

TBMM Başkanlığı’na sunulan ve kamuoyunda “11. Yargı Paketi” olarak anılan tasarı, infaz rejiminde değişiklikler öngörüyor. Paketin en dikkat çeken maddelerinden biri, COVID-dönemiyle ilişkili düzenlemelerin kapsamının genişletilmesine ilişkin düzenleme. Bu kapsamda bazı hükümlüler için denetimli serbestliğe ayrılma süreleri öne çekiliyor.

AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, TBMM’de yaptığı açıklamada düzenlemenin “af” olarak nitelenmemesi gerektiğini vurgulayarak bunun bir koşullu salıverme uygulaması olduğunu söyledi. Güler, “Denetimli serbestlik 3 yıl daha erken gerçekleşecek. Af değil koşullu salıverme olacak. İlk etapta 54–55 bin mahkumu ilgilendiriyor” ifadelerini kullandı.

Pakette yer alan teknik düzenlemeler arasında, kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve açık cezaevinden denetimli serbestliğe geçiş düzenlemelerinde “3 yıl öne çekme” formülü bulunuyor; tasarı 31 Temmuz 2023 ve öncesi tarihi kapsayan (COVID dönemi) suçları hedef alan düzenlemeler içeriyor. Bu kapsamın ilerleyen yıllarda daha fazla hükümlüyü kapsayabileceği belirtiliyor.

Adalet Bakanlığı tarafından teknik destek verilen ve Meclis’e sunulan kanun teklifinin madde sayısı konusunda resmi kaynaklarda 38 maddelik bir teklif kaydı yer alıyor; paket ayrıca trafik, bilişim, kamu düzeni gibi farklı başlıklarda değişiklikler de öngörüyor. Parlamento sürecinde komisyon çalışmalarıyla maddelerde değişiklikler olabileceği hatırlatılıyor.

Hak ve mağdur grupları, muhalefet partileri ve ceza hukukçuları tasarının kapsamı ve uygulama ayrıntıları konusunda yakından izleme çağrısı yaparken, teklif TBMM iç tüzüğü ve komisyon süreçleri tamamlanınca yasalaşma yoluna girecek. Uygulama ayrıntıları (hangi suçları kapsadığı, cezai süre hesaplaması, infaz rejimi geçiş kuralları) meclis gündemindeki metinle netleşecek.


Neden önemli?

  • Kısa vadede tahliye/koşullu salıverme kapsamı: İlk etapta 54–55 bin civarı hükümlünün etkilenmesi öngörülüyor; sayı ilerleyen yıllarda artabili

  • Hukuki nitelik: Hükümet yetkilileri düzenlemeyi “af” değil “koşullu salıverme/infaz erteleme” olarak tanımlıyor; bu tanım, uygulama ve toplumsal tartışma açısından belirleyici.

  • Kapsam: Düzenleme, 31 Temmuz 2023 ve öncesi tarihli fiillere ilişkin COVID-dönemi bağlamlı hükümleri kapsıyor.


Editörün notu — yayın bilgileri

  • Kaynak özetleri: Pakete ilişkin açıklamalar AK Parti cephesinden ve haber ajanslarının ilk duyurularından derlenmiştir. Resmi hüküm ve uygulama ayrıntıları TBMM kayıtları ve kanun teklifi metniyle belirlenecektir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar