Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Üniter yapıyı tartıştırmayız

Yayımlandı

üzerinde

Cumhurbaşkanı , Arnavutluk ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

NTV ekibinden Funda Görey, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajlarını aktardı.

Tiran’da gerçekleşen Avrupa Siyasi Topluluğu’nun 6’ncı zirvesinde “Yeni bir dünyada, yeni Avrupa” temasıyla Avrupa’nın karşı karşıya olduğu sorunları ele aldıklarını anlatan Erdoğan, “Avrupa’nın ekonomik ve askeri güvenliği, rekabetçiliğin korunması ve göç gibi ortak sınamalar ve bunlara mukabelede bulunmak üzere iş birliği yöntemleri değerlendirildi.” dedi.

“RUSYA-UKRAYNA TEMASLARINA DAİR BİLGİ PAYLAŞTIM”

Arnavutluk’ta gerçekleşen zirvede, ‘nin Avrupa’nın güvenliği, refahı ve istikrarı için kilit rol oynadığının altını çizdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi için son günlerde sürdürdüğümüz temaslara dair bilgi paylaştım.” şeklinde konuştu.

Avrupa Güvenlik Mimarisi ve Savunma Sanayii alanındaki mekanizmaları yeniden ele aldıklarını söyleyen Erdoğan, “Tüm bu alanlarda daha derin iş birliğinin önündeki siyasi engellerin ve ön yargılı tutumların artık geride bırakılması zamanı gelmiştir. Aksi takdirde Avrupa’nın çok ihtiyaç duyduğu dönüşümü yakalaması mümkün olmayacak ve rekabet gücü her anlamda çok daha azalacaktır.” dedi.

“TÜM TARAFLARIN DESTEĞİNİ BEKLİYORUZ”

Rusya-Ukrayna savaşını sonlandırmak için yürütülen sürece, Avrupa Birliği dahil tüm tarafların desteğini beklediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada Gazze’de yaşanan insanlık dramı ve Batı Şeria’ya yönelik saldırılara dikkat çektiğini de ifade etti.
Erdoğan, “Netanyahu hükümeti üzerindeki baskının artırılması için eldeki tüm araçları kullanmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

“DOSTUM TRUMP’IN KARARI ÖRNEK OLMALI”

Suriye’nin terörden temizlenmesi, yaptırımların kaldırılarak inşa faliyetlerine başlanması için Avrupa’nın da sorumluluk alması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ABD Başkanı Sayın Trump’ın Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması kararını bu bağlamda çok önemli ve anlamlı buluyorum. Dostum Trump’ın kararının, Avrupa Birliği başta olmak üzere ilgili tüm taraflara örnek olmasını temenni ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Gazetecilerin Erdoğan’a yönelttiği sorular ve cevapları ise şöyle:

SORU: Sayın Devlet Bahçeli’yle birlikte 50 yıllık bir kâbusu bitirdiniz. Bu, aslında Nobel Barış Ödülü gerektiren bir adım, bir devrim. Çünkü PKK, tarihinde ilk kez, fesih ile birlikte, silah bıraktığını açıkladı. Bundan sonra beklenti ya da beklentilerimiz ne olacak? Tam olarak ne olduğunda biz “tamam işte oldu” diyeceğiz?

Terörsüz ‘nin nihai hedefi bellidir. Silahları gömmek. Terör örgütünün silahlarını tamamen bırakması, fesih kararının eksiksiz biçimde uygulanması, illegalitenin terk edilmesi şart. Alınan kararların tatbikini çok yakından takip edeceğiz. Şehitlerimizin manevi hatırasına, şehit yakını ve gazilerimizin haklarına halel getirmeden terörsüz ’ye kavuşacağız. Terörün, Türkiye’nin gündeminden tamamen çıkmasıyla birlikte yepyeni bir dönemin kapısı aralanacaktır. Bakın, terör belası yıllarca bu ülkenin ayağına vurulmuş bir prangaydı. Hızımızı azaltan, ayaklarımızı bağlayan zincirleri kırmaya başladık. Terör örgütünün, bulunduğu bölgeleri terk etmesiyle Güneydoğu’da, Doğu’da halaylar niye çekildi? Bütün bu halayların bir anlamı vardı. Artık Doğu’ya, Güneydoğu’ya huzur geldi diye benim vatandaşım orada halaylar çekti. Bölgeye gelen bu huzuru, bu refahı Tayyip Erdoğan kendi için istemiyor, ülkesi için istiyor, bölgesi için istiyor. Şunu bir defa çok iyi bilmemiz lazım. Bütünüyle bu bölgede ekonomik ayağa kalkış, bu huzur iklimiyle beraber olacak. Benim Doğu’daki, Güneydoğu’daki halkımın yaşamı çok daha farklı bir hale gelecek. Hem ticari hayat canlanacak hem de benim vatandaşım caddelerde, sokaklarda nefes alacak. Yaylalar canlanacak, ayağa kalkacak. Çobanlarımız yaylada sürüsüyle beraber güvenli şekilde hayat sürdürebilecek. Ülkemin dört bir yanında da artık huzur, tam anlamıyla hissedilecek. Birkaç cılız ses çıkıyor, vatandaşımız sürece sahip çıktıkça bu sesler de kesilecek. Beklentimiz, terör defterinin bir daha açılmamak üzere kapanmasıdır.

SORU: Bu sürecin devamı için, Suriye’de Şam yönetimi ile yapılan anlaşmanın sonuçlarına mı bakılacak? Yine Bağdat ve Erbil yönetimlerinin teröristlerin silah bırakması ve bu silahların teslimi ile ilgili süreçlerdeki rolleri neler olacak?

Bundan sonra örgütün feshi ve silahların teslimi ile ilgili çalışmaların nasıl yapılacağı, devletimizin güvenlik birimlerinin takibindedir. Sınırlarımız dışındaki teröristlerin silahlarının ne şekilde teslim edileceği ile ilgili komşularımızdaki muhataplarıyla da görüşmeler yürütülüyor. Bağdat ve Erbil yönetiminin bu süreçte nasıl yer alacağına ilişkin planlamalar var. Silahların teslimi ve örgütün tamamen tasfiyesi gerçekleştiğinde ise birlik ve beraberliğimizi güçlendiren adımlarla terörün tamamen Türkiye gündeminden çıkışı sağlanacaktır. Annelerin, babaların yüreklerine su serpilecektir. Şiddetin tamamen devreden çıkması, sivil siyasetin güçlenmesini beraberinde getirecek. Türkiye’nin hedeflerine daha kolay ulaşması mümkün olacaktır. Bu adım, aynı zamanda Irak ve Suriye’nin de huzuruna, kalkınmasına, istikrarına hizmet edecektir. Biz halihazırda Suriye yönetimi ile çok iyi ilişkilere sahibiz. Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed Şara iki kez Türkiye’ye geldi. Son derece verimli görüşmelerimiz oldu. Sorduğunuz soruyla ilgili ilk etapta Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, İstihbarat Başkanımız İbrahim Kalın ve Savunma Bakanımız Yaşar Güler görüşmeler yaptılar. Temaslarımız sürüyor. İnşallah umduklarımıza vasıl olacağız.

SORU: Sayın Cumhurbaşkanım son grup konuşmanızda Terörsüz Türkiye ile ilgili gelinen noktayı çok başarılı bulduğunuzu söylemiştiniz. Bu başarının altında da 86 milyon nüfusumuzun yattığını vurgulamıştınız. Bu konuyu biraz açabilir misiniz? Bu başarıda milletin ne tür bir fonksiyonu, rolü oldu?

Milletin içinde olmadığı, milletin fonksiyonel olmadığı bir zafer düşünülebilir mi? Şu anda benim en Doğu’dan en Batı’ya, en Kuzey’den en Güney’e vatandaşım bu işin içinde. Millet bu işin içinde. Bu kararlılıkta milletimin çok çok büyük payları var. Allah milletimden razı olsun. Hep beraber bu gelişmeleri, bu oluşumu paylaşıyoruz ve paylaşmaya da devam edeceğiz. Nitekim bu sürecin içerisinde eğer büyük bir heyecanla, büyük bir coşkuyla Doğu, Güneydoğu halay çekebiliyorsa, Hakkâri’ye kadar, Iğdır’a kadar bu halaylar çekiliyorsa, demek ki artık bu iş onların ciğerlerinden geliyor. Bu heyecanı, bu coşkuyu işte caddelerdeki halaylarla dile getiriyorlar. Teröre karşı milletimizin tamamı dimdik durdu. Terörle mücadelede elde ettiğimiz başarılar sadece devlet politikalarıyla olmadı; milletimizin kararlılığı ve dayanışmasıyla da oldu. Bu mücadelenin neticesi bizi Terörsüz Türkiye’yi inşa sürecine getirdi. Dolayısıyla bu sonuç, milletin tamamının başarısıdır. Bu başarıda hiçbir ayrıma, hiçbir istisnaya yer yoktur. Terörle mücadeledeki başarımızda, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da terör örgütüne karşı devletinin yanında yer alan bölge insanımızın payı vardır. Karadeniz’e teröristlerin girmesine engel olan insanımızın payı vardır. Bazı dönemler hemen her gün şehit cenazelerinin kalktığı İç Anadolu insanımızın payı vardır. Ekonomiye katkısıyla savunma sanayimizin gelişmesini sağlayan Marmara’nın, Ege’nin, Akdeniz’in payı vardır. Milletimizin başarısı derken 86 milyonun ortak kararlılığıyla elde edilen bir başarıdan söz ediyorum. Malazgirt ruhuyla geleceğimizi hep birlikte inşa ediyoruz ve edeceğiz. Gençlerimiz, çocuklarımız terörün gölgesinde değil; özgür, huzurlu ve güvenli bir ortamda yaşamalıdır. İktidar ve ittifak olarak tek arzumuz, onlara huzurlu ve güvenli bir Türkiye; güvenli ve müreffeh bir bölge bırakmaktır.

SORU: PKK terör örgütünün yapmış olduğu son açıklamada, biliyorsunuz Lozan’a bir vurgu yapılmıştı. Bu Lozan’a vurgu yapılması sonrasında sanki bu açıklamayı iktidar yapmışçasına tepkiler gelmeye başladı, eleştiriler gelmeye başladı. Hatta muhalefet Lozan’la ilgili çok böyle sert tepki gösterirken CHP lideri Özgür Özel, “Bu açıklamanın altında ve Devlet Bahçeli’nin imzası var” dedi. Oysa siz son grup toplantısında hani tabiri caizse 10 adım daha muhalefete yaklaşmıştınız ve orada bu sürece CHP’nin lideri Özgür Özel’in de vermiş olduğu desteği takdirle yad etmiştiniz. Fakat sizin bu açıklamanızdan sonra böyle bir açıklama geldi. Bunu nasıl değerlendireceğiz? Bu dil böyle mi devam edecek?

Ben hiçbir konuşmamda bu gelişmelerin Lozan’la ilişkisinin olup olmadığına dair en ufak bir ifade kullanmadım. Sizler duydunuz mu benden? Ne millete seslenişlerde böyle bir beyanım oldu, ne dar kapsamlı toplantılarda bu tür bir açıklama yaptım. Böyle bir şey düşünmedik. Bunun Terörsüz Türkiye ile yakından uzaktan alakası yok. Bunlar maalesef duymuyorlar, uyduruyorlar. Bu gelişmeler karşısında Doğu ve Güneydoğu’daki halkımın yaklaşımını çok önemsiyorum. Onlar da zaten Diyarbakır’da gereken cevabı verdi. Bizim muhatabımız milletimizdir, bölgedeki kardeşlerimizdir. Bizim ne dediğimiz, neyi desteklediğimiz, neyi öncelediğimizi de milletimiz çok iyi bilir. Bizim gündemimizde, terörün tamamen devre dışı, saf dışı bırakılması var. Terör örgütünün kendini feshetmesi, silahı bırakması var. Bunun eksiksiz, sorunsuz ve yol kazası yaşanmadan gerçekleşmesine odaklanıyoruz. Devletimizin birliği, bütünlüğü, üniter yapısı, rejimi, bayrağı, resmi dili gibi konuların tartışmaya açılmasına rıza göstermeyiz. Kimsenin tereddüdü olmasın, devletimiz, hükümetimiz gündemine hakimdir. Cumhur İttifakı tam bir dayanışma içindedir.

SORU: İstanbul’da Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Volodimir Zelenskiy arasındaki görüşme ihtimali tarihi bir fırsat olarak görülmüştü. Siz, gerek arabuluculuk noktasında gerekse kalıcı bir ateşkes ve barışın sağlanması noktasında dünyada en samimi ve yoğun gayreti gösteren dünya liderisiniz. Bu görüşmelerin gerçekleşememesi, Putin ve Zelenskiy arasındaki görüşmenin olmaması hangi faktörlere bağlı acaba? Nerede aksaklık yaşandı? Bundan sonra sürecin yine olumlu bir noktaya gelinebilmesi için hangi adımların atılması gerekir? Sizin beklentiniz nedir efendim?

Burada bizden kaynaklı herhangi bir durum söz konusu değil. Burada aktif konumda olan liderler kimlerdir diye baktığımız zaman, Sayın Putin burada önemli bir başat aktör. Sayın Trump da aynı şekilde başat aktör. Sayın Zelenskiy de aynı durumda. Biz bunların hepsine çağrımızı yaptık. İstanbul’da iki ülkenin heyetlerini bir araya getirmemiz 24 Şubat 2022’de başlayan savaşın sona ermesi ve bölgede barışın tesisi için son derece önemli. Biz başından beri savaşın sona ermesi için yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Bu zirve de gayretlerimizin nihayetinde barışın kapılarını açacak önemli bir adım olarak planlandı. Türkiye olarak adil ve kalıcı barış için gayret gösteriyoruz. Sadece “savaş bitsin” demekle kalmıyor, bunun için yöntem öneriyor, zemin hazırlıyor, çağrılar yapıyoruz. Öncelikle savaşın sona ermesi için silahların susması, diplomasinin konuşması lazımdır. Barış müzakereleri başlamalı, bu fırsat kaçırılmamalıdır. Bu savaşın çatışmalarla, silahlarla bir neticeye ulaşması mümkün değildir. Barış görüşmelerinden kesin bir sonuç almak en büyük arzumuz. Dolayısıyla biz bu savaşın nihayete ermesi için arabuluculuk rolümüzü sürdürmeye kararlıyız. Taraflar arasında diyalog kanallarının açık tutulması ve müzakerelerin devam etmesi için her türlü çabayı göstereceğiz.

SORU: ABD direkt Hamas ile görüşerek Hamas’ın elindeki Amerikalı vatandaşı serbest bırakması Netanyahu’yu açıkçası biraz kızdırdı. Netanyahu’ya yönelik Avrupa’dan da tepki sesleri artmış durumda. Siz de son konuşmanızda “Gazze için yüreklere su serpen müjdeli haber almayı umut ediyoruz” dediniz. Gazze’ye sizin girişimleriniz sayesinde Kurban Bayramı’ndan önce müjdeli bir haber gelebilir mi?

Biz şu anda Kızılay’ımızla, kendi altyapımızla Gazze’ye her türlü gıda yardımını yapıyoruz, yapmaya devam ediyoruz. 7’den 70’e o çoluk çocuk, kadın, erkek Gazzelilerin ellerinde tencere, tava ile nasıl yemek sırasına girdiklerini görüyorsunuz. Orada adeta açlığa mahkûm edilen bir millet var ve bunlara yönelik neler yapıldığını görüyoruz, görüyorsunuz. Elimizden gelen her şeyi yapıyoruz ve bölgeye yönelik gıda yardımını yapmış durumdayız. Sağ olsun Kızılay’ımız orada çok ciddi bir görev icra ediyor. Ellerinde ciddi miktarda konserve kavurma var. Bu konservelerle Kızılay o fakir fukaranın, aç açıkta kalmış olanların imdadına yetişmenin gayretinde. İşte Kurban Bayramı geliyor. Kurban Bayramı ile birlikte de yine inşallah bölgeye gerek et olarak, gerek kurban olarak yardımlarımızı ulaştırmanın gayreti içindeyiz. Aynı şekilde yine konserve türü yardımlarla oralara ulaşmanın gayreti içerisinde olacağız. Gazze bu noktada gerçekten çok mağdur, çok mahrum. Allah yardımcıları olsun. Gazze’nin bir gün bile kaybedecek zamanı yok. Bunu her platformda dile getiriyoruz. Biz görüştüğümüz her lidere, her muhatabımıza bunu anlatıyoruz. Gazze’deki İsrail saldırganlığı durdurulmalı. Bunun için elimizden geleni yapıyoruz. Bölgede kalıcı barışın yolu iki devletli çözümden geçer. 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğü haiz Filistin devletinin kurulması en etkin yoldur. Daha fazla yıkımla, bombayla, ölümle varılacak bir yer yok. İsrail vatandaşlarının güvenliğini, her gün onlarca Gazzeli çocuğu, kadını, masumu katlederek sağlayamaz. Bu cinnet halini ne kadar erken terk ederlerse, herkes için o kadar iyi olur.

SORU: Gazze konusundan sonra aslında onunla çok ilintilenecek bir konu Keşmir meselesi. Türkiye, Hindistan ve Pakistan arasında kronikleşmiş daha çok defa savaş sebebi olmuş Keşmir meselesinde de bir arabulucu görevi üstlenecek mi?

Bu konuyla ilgili de elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Nitekim bu son gelişmelerde biz Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ile her türlü görüşmeleri yaptık. Ne yapabiliriz? Biz size nasıl yardımcı olabiliriz? Bunları kendileriyle konuşarak planladık. Ona göre adımlarımızı attık. Hamdolsun belli bir yere de iş geldi. Sonunda barıştılar. Sükûnet ortamı neyse ki sağlandı. Gerilimin yeniden tırmanmaması için meselelerin itidalli bir şekilde ele alınması tarafları çözüme yaklaştırabilir. Türkiye olarak uluslararası kuruluşların da dahil olduğu, insan haklarını temel alan bir yaklaşımla sorunun çözüme kavuşmasını arzu ediyoruz. Taraflardan talep gelmesi halinde biz tabii ki üzerimize düşeni yaparız. Biz barış istiyoruz, iki komşu arasında gerilim olmasın istiyoruz.

SORU: ABD Dışişleri Bakanlığı Türkiye’ye 300 milyon doları aşan havadan havaya füze satışına onay verdiğini açıkladı. Bu CAATSA yaptırımlarının aşılması anlamında bir ilk adım mıdır? Devamı gelir mi? F-35 süreci hızlanır mı? Ve onun ötesinde son dönemde yaşanan gelişmeler Türkiye-Amerika ilişkileri açısından iş birliğinin daha da güçleneceği anlamına mı geliyor? Yeni bir döneme mi giriliyor?

CAATSA’da şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, bir yumuşama var. ABD Başkanı Sayın Donald Trump ile ve Türkiye’ye yeni atanan ABD Büyükelçisi Tom Barrack’ı kabulümüzde kendisiyle bunları görüştük, konuştuk. Öyle zannediyorum ki CAATSA sürecini de çok daha süratli aşacağız. Bizim iki büyük müttefik NATO üyesi olarak aramızda savunma alanında hiçbir kısıtlama, engel olamaması lazım. Alınan karar, bu bakımdan çok isabetli bir karardır. Stratejik ortaklığımızın ruhuna aykırı olan tüm engellerin kaldırılması, en büyük beklentimiz. Bu yönde atılan her olumlu adım bizim için kıymetli. Devamının geleceğine de inanıyorum. Dostum Trump’ın göreve gelmesiyle birlikte bu konularda daha açık, daha yapıcı, daha samimi bir iletişime kavuştuk. Savunma sanayiinden ekonomik ilişkilere, bölgesel güvenlikten küresel sorunlara kadar Amerika Birleşik Devletleri ile ortak çıkarlarımız var. İş birliğimizi her zaman olduğu gibi karşılıklı saygı ve anlayış temelinde devam ettireceğiz. Bölgemizde ve dünyada istikrarın tesisi için Türkiye-ABD ortaklığı hayati öneme sahip. Bu doğrultuda, yapıcı ve sonuç odaklı bir diyalog zemini oluşturmanın gayretindeyiz.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Ümraniye’de Özel Menzilli Havalı Tüfek Cinayeti: Mobilya Ustası 142 Metre Uzaklıktan Vurularak Hayatını Kaybetti

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
İstanbul Ümraniye Aşağı Dudullu’da film-setlerine ekipman temin eden bir iş yeri sahibinin 500 metre menzilli havalı tüfeğiyle deneme atışı sırasında 142 metre uzaktan vurduğu mobilya ustası Rıfat Üretir yaşamını yitirdi. Olayın detayları, soruşturma ve şüphelinin itirafı…

Olayın Özeti

10 Temmuz 2025 günü saat 14.08 sıralarında, İstanbul Ümraniye Aşağı Dudullu Mahallesi’nde mobilya ustası ve iki çocuk babası Rıfat Üretir (56), bir arkadaşıyla birlikte sokakta yürürken sırtından vurularak yaşamını yitirdi . Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Üretir’in olay yerinde hayatını kaybettiği belirlendi .

Teknik İnceleme ve Tespitler

  • Mermi İncelemesi: Adli tıp raporlarında, Üretir’in sırtına isabet eden cismin alüminyumdan yapıldığı ve havalı tüfek mermisi olduğu kaydedildi .

  • Atış Mesafesi ve Yöntemi: Olay Yeri İnceleme ve Cinayet Büro Amirliği ekipleri, lazerle atış güzergâhını belirleyerek merminin yaklaşık 142 metre uzaklıktaki bir iş yerinden çıktığını saptadı .

  • Kullanılan Silah: Teknik incelemede, 200 bar hava basıncıyla çalışan ve 500 metre menzile sahip özel bir havalı tüfek olduğu tespit edildi .

Şüpheli ve İfadesi

Olayın ardında şüpheli olarak Numan O.Ö., film ve dizi yapımlarına havalı silah ve ekipman temin eden iş yeri sahibi olarak belirlendi. İlk ifadesinde suçlamaları reddeden Numan O.Ö., güvenlik kamera kayıtlarını silmek ve silahı parçalayıp farklı noktalara atmak suretiyle delil kararttığını itiraf etti . Daha sonra “deneme atışı sırasında yanlışlıkla vurduğunu” belirterek olayı “kazayla” gerçekleştiğini söyledi

Hukuki Süreç

Cinayet Büro Amirliği ekiplerince gözaltına alınan Numan O.Ö., “kasten adam öldürme” suçlamasıyla adliyeye sevk edildi . Soruşturma dosyasına; teknik raporlar, kamera kayıtları ve şüphelinin itirafı delil olarak sunulacak.

Sonuç ve Kamu Güvenliği

Bu trajik olay, özel menzilli havalı silahlar konusunda denetim ve lisans uygulamalarının önemini bir kez daha gösterdi. Sokak ortasında, yaşamını yitiren bir vatandaşın yaşadığı bu üzücü olayın ardından, yetkililer silah satış ve kullanım koşullarını sıkılaştırma yönünde adımlar atmayı değerlendiriyor.


Hazırlayan: [FATİH DOĞAN ] Haber Merkezi
Yayın Tarihi: 20 Temmuz 2025

 

Okumaya Devam Et

Gündem

Netanyahu Gıda Zehirlenmesi Nedeniyle Zehirlendi: Kabine Toplantısına Katılamadı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun 20 Temmuz 2025’te geçirdiği gıda zehirlenmesi nedeniyle kabine toplantısına katılamadığı ve doktorlarının üç gün dinlenme talimatı verdiği açıklandı. Detaylı sağlık durumu ve yansımaları bu makalede.

Olayın Özeti

20 Temmuz 2025 tarihinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun akşam yemeğinin ardından ani rahatsızlık geçirmesi sonucu “gıda zehirlenmesi” tanısı konduğu ve sağlık ekibinin üç gün istirahat kararı verdiği bildirildi. Bu duruma bağlı olarak Netanyahu, aynı sabah düzenlenen kabine toplantısına katılamadı

Sağlık Durumu ve Doktor Talimatları

  • Teşhis: Gıda kaynaklı zehirlenme

  • Tedavi Planı: Üç gün evde dinlenme ve uzaktan çalışma

  • Açıklama: Doktorlar, Başbakan’ın genel sağlık durumunun stabil olduğunu ancak komplikasyon riskine karşı evden takip programına alındığını vurguladı .

Kabine Üzerindeki Etkisi

Netanyahu’nun fiziksel olarak toplantıya katılamaması üzerine Acil Durum Yönetimi ve Kültür Bakanı birlik mesajı yayımlayarak, hükümet çalışmalarının kesintisiz devam edeceğini belirtti. Savaş Kabinesi’deki diğer bakanlar, kritik kararların video konferans yoluyla koordine edileceğini açıkladı .

Geçmişteki Sağlık Geçmişi

  • 2023 yılında kalp pili takıldı.

  • Aralık 2024’te prostat ameliyatı geçirdi.
    Bu kronik sağlık öyküsü, anlık rahatsızlığın yönetilmesinde doktorların temkinli yaklaşımını pekiştiriyor .

Sonuç ve Beklentiler

Netanyahu’nun önümüzdeki 72 saatte evden çalışmaya devam etmesi, kabine kararlarının uzaktan da alınabilir olduğunu gösteriyor. Bu süreçte İsrail iç siyasetindeki dengeler ve dış politikadaki kritik adımlar, sağlık ekibinin raporları ışığında şekillenecek.

Okumaya Devam Et

Gündem

2 Milyon TL’lik Kumar Borcu Nedeniyle Takılarla Kaçan Damat Yakalandı: Denizli’de Şok Geri Dönüş

Yayımlandı

üzerinde

 

Açıklaması
Denizli’de 12 Temmuz’da dünyaevine giren teknikteknik direktör Hüseyin Cumhur Acar, düğünden 3 gün sonra 2 milyon TL’lik kumar borcu ve aldığı tehditler nedeniyle kendisine ve eşine takılan takılarla kaçmıştı. Polis ekiplerinin titiz çalışması sonucu Acar bulundu ve evine geri döndü. Olayın perde arkası, nedenleri ve son gelişmeler bu haberde.

Olayın Özeti

Denizli’nin amatör lig takımlarından Akkonakspor’un 34 yaşındaki teknik direktörü Hüseyin Cumhur Acar, 12 Temmuz 2025’te güzellik uzmanı Ş.A. ile evlendi. Ancak düğünden sadece üç gün sonra, iddiaya göre sanal ortamdaki kumar ve bahis oyunlarında yaşadığı yaklaşık 2 milyon TL’lik borç ile tehditler nedeniyle yanına gelen takılarla ortadan kayboldu. Ailesi ve yakın çevresi, Acar’dan haber alamayınca durumu polise bildirdi.


Neden Kaçtı? Kumar ve Tehdit İddiaları

Polis ve savcılık tarafından yürütülen soruşturmada;

  • Sanal kumar bağımlılığı: “Şeker kaydırma” ve bahis oyunlarına yoğunlaşan Acar’ın, 2 milyon TL’ye ulaşan borcu birikince geri dönüşü olmayan bir noktaya geldiği öne sürüldü .

  • Tehdit mektupları/mesajlar: Borçlu olduğu çevrelerden gelen baskı ve tehdidin, Acar’ın kaçmasını hızlandırdığı belirtildi.

  • Düğün takılarının çalınması: Maddi sıkıntısını hafifletmek amacıyla düğünde takılan altın ve nakitleri alarak eşinin iş yerinden “Hemen geleceğim” diyerek ayrıldı, ancak dönmedi .


Polis Operasyonu ve Yakalanma Süreci

Kayıp ilanının ardından Denizli Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, görgü tanıkları ve güvenlik kameralarını titizlikle inceledi.

  1. Görüntü incelemesi: Düğün mekanından çıkış kayıtları ve şehir merkezindeki trafik kameraları analiz edildi.

  2. Mobil veri takibi: Şüphelinin cep telefonu sinyal hareketliliği izlendi.

  3. İstihbarat paylaşımı: Çevre illerden de destek alınarak Acar’ın izine rastlandı.
    Bu çalışmalar neticesinde Acar, kaçtığı bölgeden alındı ve Denizli’ye getirildi .


Geri Dönüş ve Ailesinin Tepkisi

Yakalanan Acar, ailesine teslim edilerek ifadesi alındı. Ailesi;

  • Borcun kendilerine yansımaması için evlerini satmayı göze almış,

  • Oğullarının sağ salim dönmesini beklemişti.
    Acar’ın, evine geri dönmesiyle çiftin akıbeti ve düğün planları yeniden gündeme geldi


Hukuki Süreç ve İlerleyen Aşamalar

  • Savcılık soruşturması: Kumar borcu ve takıların yol açtığı zarara ilişkin suç duyurusu yapıldı.

  • Taksitlendirme veya ceza: Borcun ödenmesi ve takıların iadesi için hukuki görüşmeler devam ediyor.

  • Akreditasyon ve etik: Spor camiasında görev yapan Acar’ın olayın ardından teknik direktörlüğü konusunda disiplin soruşturması riski bulunuyor.


Sonuç ve Değerlendirme

Bu olay, nişan ve düğün gibi özel günlerde kumar bağımlılığının yol açabileceği dramatik sonuçlara dikkat çekiyor. Aile bağlarının önemi, finansal sorumluluklar ve kişisel bağımlılıklarla mücadele gerekliliği bir kez daha gündeme geldi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar