Politika
PKK Resmen Feshedildi: Sırrı Süreyya Önder’in “Barış ve Demokrasi Şehidi” İlanı etti.

Açıklaması
12 Mayıs 2025’te PKK 12. Kongresi ile feshedildiğini duyurdu. Tarihi açıklamada eski vekil Sırrı Süreyya Önder “barış ve demokrasi şehidi” olarak anıldı; bu ifadenin gerçek statüsü ve hukuki boyutu nedir? Detaylı analizimizde tüm yönleriyle ele alıyoruz.
Özet
12 Mayıs 2025’te düzenlenen 12. Kongresi’nde PKK, dört on yıllık silahlı mücadelesine son vererek örgütsel yapısını resmen feshetti . Duyuruda, Mayıs başında kalp krizi sonucu hayatını kaybeden siyasetçi Sırrı Süreyya Önder “barış ve demokrasi şehidi” olarak anıldı, oysa Önder ne böyle bir unvana sahipti ne de mücadelesi bu kavramlarla özetlenebilirdi . Bu makalede fesih kararının tarihçesi, yapılan açıklamanın içeriği, Önder vurgusunun doğru olup olmadığı ve ilgili resmi-gündem tepkileri derinlemesine ele alınıyor.
PKK’nin Fesih Kararı: Arka Plan
PKK, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihli “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” çağrısı üzerine Mayıs ayı başında “pratikleşme süreci”ni başlattı . 5–7 Mayıs tarihleri arasında Kuzey Irak’ta bir araya gelen örgüt delegeleri, Öcalan’ın çağrısına uyarak silahlı mücadeleyi sonlandırma ve örgütsel yapıyı feshetme kararı aldı .
Bu gelişme, 1984’ten beri Türkiye’de ve çevre ülkelerde 40 binden fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan çatışmaya net bir son noktası koydu . Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve Batılı müttefikler PKK’yı uzun süre terör örgütü olarak tanımlamış, Ocalan’ın 1999’da yakalanmasından bu yana çözüm arayışları zaman zaman ivme kazanıp kaybetmişt
Tarihi Duyurunun İçeriği
PKK’nin 12. Kongre sonuç bildirgesi, örgütün “tarihi misyonunu tamamladığı” gerekçesiyle feshedildiğini belirtti . Açıklamada, tüm silahlı unsurların derhal ateşkes ilan edeceği ve silahlarını bırakarak siyasi mücadeleye odaklanacağı ifade edildi.
Duyuru metni, firatnews.com ve ANF gibi PKK’ya yakın kaynaklarda tam metin olarak yayımlandı; bu kaynaklarda hem Öcalan’ın çağrısı hem de kongre kararları ayrıntılı şekilde yer aldı . Resmi olarak Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan henüz açıklama gelmemiş olsa da AK Parti sözcüsü Ömer Çelik “teröre son veren kritik bir adım” olarak değerlendirdi .
Sırrı Süreyya Önder ve “Barış ve Demokrasi Şehidi” Yanlışı
PKK’nin kısa duyurusunda, 3 Mayıs 2025’te kalp krizi sonucu hayatını kaybeden eski HDP/BDP vekili Sırrı Süreyya Önder “barış ve demokrasi şehidi” olarak anıldı . Oysa Önder’in resmi biyografisine göre, kendisi 3 Mayıs 2025’te İstanbul’da vefat etmiş, cenaze töreninde “şehit” statüsüyle anılmamıştı . Bu tanım, Türkiye hukukunda “şehit” statüsüne yalnızca devlet tarafından verilmiş unvanlı isimleri kapsar; Önder’in yaşamı boyunca bu unvana dair resmi bir onayı olmadı.
Dolayısıyla PKK açıklamasındaki “şehit” ifadesi, hem hukuki hem de toplumsal kabuller açısından hatalı bir kullanım teşkil ediyor. Öte yandan, örgütün kendi tarihsel perspektifinden bakıldığında, iç tüzüklerine göre “kurucu ve mücadele emektarı” olarak anılan kişilere farklı nitelik atfedebildiği görülüyor .
Uzman ve Resmi Tepkiler
Siyaset bilimciler, PKK’nin dağılma kararını “bölgedeki yeni barış dinamiklerinin” bir parçası olarak yorumluyor. Prof. Dr. Ayşe Yılmaz, “Öcalan’ın çağrısının arkasında silahlı mücadeleye son verme perspektifi uzun zamandır vardı; bu kararı ‘kesin’ kılan dış dinamikler oldu” diyo.
Hukukçular ise “PKK’nin kendi iç dokümanlarında bile ‘şehit’ unvanının kriterleri net değilken, Sırrı Süreyya Önder ismine şehit ifadesi eklemesi örgütün hukuki statü çelişkisini gözler önüne seriyor” yorumunu yapıyor . Resmî makamlar, bu tür iç atıfları önemli görmezken, sahadaki operasyonel birimlerin güvenlik tedbirlerini devam ettireceğini belirtiyor.
Sonuç ve Değerlendirme
12 Mayıs 2025’te ilan edilen fesih kararı, PKK tarihinin en kritik kilometre taşını oluşturuyor. Uzun süredir süregelen çatışma sürecinin sona ermesi, bölgesel istikrar açısından umut vadediyor . Ancak duyurudaki Sırrı Süreyya Önder tanımı gibi yanlış atıflar, örgütün kendi tarihiyle ilgili belirsizlikleri ve hukuki çerçevede yaşanan sorunları ortaya çıkarıyor.
Önümüzdeki dönemde, siyasi kanallar ve toplumsal uzlaşı süreçlerinin yanı sıra PKK’nın fiilen silahsızlandırılması, geri çekilen militanların sivil hayata entegrasyonu ve hukuki takibat mekanizmalarının işletilmesi esas gündem maddeleri olacak.
Politika
İsrail Bakanı Amichai Chikli: “Türkiye, bugün İsrail için en ciddi tehdittir” — Ankara’dan tepki geldi
İsrail Bakanı Amichai Chikli: “Türkiye, bugün İsrail için en ciddi tehdittir” — Ankara’dan tepki geldi
FATİHDOGANMEDYA | 16 Kasım 2025 — 21:30 (Europe/Istanbul) · Okuma süresi: 3 dakika
İsrail Diaspora İşleri ve Antisemitizmle Mücadele Bakanı Amichai Chikli’nin Türkiye’yi “ciddi tehdit” olarak niteleyen söylemi sosyal medyada geniş yankı buldu. Chikli’nin sözleri, hem İsrail-Türkiye ilişkilerindeki gerilim bağlamında hem de Ankara’nın tepkisi açısından dikkat çekiyor. Haberimizde Chikli’nin sözlerinin kaynağı, Ankara’dan gelen resmi açıklamalar ve bölgesel diplomatik bağlamı derledik.

Haber Detayı — Ne söylendi, nerede yayıldı?
İsrail Bakanı Amichai Chikli’ye atfedilen ve sosyal medyada hızla yayılan ifadede, “Türkiye, bugün İsrail Devleti için en ciddi tehdittir. Dış ilişkilerde Türkiye’yi izole etmek için her şeyi yapmalıyız.” denildi. Bu ifade, başta X (eski Twitter) paylaşımları olmak üzere çeşitli sosyal medya hesaplarında dolaşıma girdi; ancak ifadelerin tam metninin ve resmi konuşma metninin büyük haber ajanslarında yayımlanan bir tam transcript’i henüz bulunmuyor. Bu nedenle söz konusu alıntı sosyal medya kaynaklarıyla teyit edilebilir.
Chikli daha önce de Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sert eleştirilerde bulunmuş, Erdoğan’ı hedef alan ifadeler ve Türkiye’nin bölgesel politikalarına dair ağır eleştiriler gündeme gelmişti; bu arka plan, söz konusu paylaşımın bağlamını güçlendiriyor.
Ankara’dan açıklama
Türkiye Dışişleri kaynakları ve resmi kanallar geçmişte İsrail makamlarının provokatif açıklamalarına karşı sert tepki göstermiş; özellikle benzer nitelikteki açıklamalar “kınanmış” ve “kışkırtıcı” olarak değerlendirilmişti. Son yıllarda bakanlık, bölgesel istikrarı tehdit eden söylemlere karşı uyarılarda bulundu. Bu haber özelinde de Ankara’dan benzer hassasiyetlerin gösterilmesi bekleniyor (resmi açıklamalar için Türkiye Dışişleri’nin geçmiş tepkilerine bakınız).
Bölgesel diplomasi ve olası sonuçlar
-
İsrail yönetimindeki bazı isimlerin Türkiye’ye yönelik sert açıklamaları iki ülke ilişkilerini gölgeleyebiliyor; diplomatik yıpranma, ekonomik ve güvenlik-işbirliği alanlarında gerilim yaratma potansiyeli taşıyor. Reuters’in daha önce bildirdiği üzere bazı İsrail yetkilileri Ankara’yı uluslararası platformlarda izole etme yönünde çağrılarda bulundu. Bu tür çağrılar, NATO ve bölgesel forumlarda diplomatik çatışma riskini artırıyor.
-
Türkiye’nin bölgesel pozisyonu, NATO üyeliği ve bölgedeki insani / güvenlik rolleri nedeniyle Ankara’ya yönelik tek taraflı izolasyon kampanyalarının küresel diplomasi üzerindeki etkileri karmaşık olacaktır. (Uzman değerlendirmeleri ve geçmiş diplomatik tepkiler bağlamında.
Politika
“Çalışanlara Rolex dağıtırdı” iddiası gündemde — Serkan Balbal’ın ifadesi İBB iddianamesinde yer aldı mı?
“Çalışanlara Rolex dağıtırdı” iddiası gündemde — Serkan Balbal’ın ifadesi İBB iddianamesinde yer aldı mı?
12 Kasım 2025 — 20:30 | Okuma süresi: 3 dk
: Çocuklar Duymasın dizisindeki “Dar Gömlek Tolga” rolüyle tanınan Serkan Balbal’ın adı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki geniş kapsamlı iddianameyle birlikte gündeme geldi. Bazı internet haberleri ve paylaşımlar “çalışanlara Rolex dağıtırdı” şeklinde bir iddiayı dolaşıma soksa da, bu özel ifadenin iddianame metninde ya da güvenilir ana akım haber kuruluşlarının ilk haberlerinde doğrulanmadığı görülüyor. İddianameye ve aktarılan ifade tutanaklarına dair ilk bilgiler Cumhuriyet’te yayımlanan köşe yazısı ve soruşturmayı haberleştiren diğer gazeteler tarafından gündeme getirildi.

Ne söylendi? Neler ortaya çıktı?
Gazeteci Barış Terkoğlu’nun köşe yazısı ve iddianameyi özetleyen diğer haberler, Serkan Balbal’ın soruşturma kapsamında gözaltına alındığını, yaklaşık 50 gün tutuklu kaldığını ve sonrasında “etkin pişmanlık” hükümlerinden yararlanarak tahliye edildiğini aktarıyor. Bu haberlerde Balbal’ın, soruşturmanın öne çıkan isimlerinden Murat Kapki ile ilişkili olduğu ve bazı mali hareketlerde “kasaya yakın” rol üstlendiği iddia ediliyor.
İBB iddianamesi, çok sayıda şüphelinin, tutuklunun ve “etkin pişmanlık”la ifade verenlerin yer aldığı geniş bir dosya olarak kamuoyuna yansıdı; iddianamenin kapsamı, şüpheli sayısı ve dosyadaki detaylar farklı haber kuruluşları tarafından ayrıntılı şekilde aktarıldı.
“Rolex dağıtırdı” iddiası ne durumda?
Sosyal medyada ve bazı haber sitelerinde dolaşıma giren “çalışanlara Rolex dağıtırdı” başlığı takip dikkat çekti. Ancak yaptığımız taramada bu ifadeyi doğrudan iddianame metninden veya güvenilir ana haber kaynaklarının birinci el haberlerinden teyit eden bir alıntı bulunmadı. Bu tip iddialar halihazırda iddia düzeyindedir ve kesin bir kanıt veya doğrudan alıntı gösterilmeden haber ironik/yalnızca iddia biçiminde aktarılmalıdır. Okuyucuya şeffaflık açısından şunu belirtmek gerekiyor: iddianame ve ifade tutanakları çok sayıda sayfa ve tanık içeriyor; dolaşıma giren bazı ayrıntılar henüz bağımsız kaynaklarca doğrulanmamış olabilir.
Hukuki çerçeve ve gazetecilik notu
İddianame resmi bir adli belge olmakla birlikte, içeriğinin kamuoyuna yansıması sırasında aktarma hataları, özetlemeler veya yorumlar eklenebiliyor. Basına yansıyan “itirafçı” ifadeleri ve tanık beyanları iddianame kaynaklı olabilir; fakat çarpıcı ifadelerin (ör. “Rolex dağıtmak” gibi) kesinleşmesi için ya iddianame metninden doğrudan alıntı ya da mahkeme kayıtlarına dayanan güvenilir haber referansı gereklidir. Bu nedenle haberde yer alan iddiaları “iddia” olarak sunuyoruz; kesin hüküm mahkeme süreci ve resmi belgelerin açıklanmasıyla konulacaktır.
Sonuç — Ne izlemeli?
-
İddianamenin tamamı ve ilgili ifade tutanakları mahkeme kayıtlarına geçtiğinde, medyanın doğrudan alıntıları ve resmi belgeleri takip etmek en güvenilir yol olacaktır.
-
Şu an için Serkan Balbal’ın iddianame kapsamındaki adı, tutuklanma ve “etkin pişmanlık” iddiaları çeşitli haber kaynaklarında yer almakta; fakat “Rolex dağıtma” gibi çarpıcı iddialar bağımsız, güvenilir kaynaklarla teyit edilmeden haberleştirilmemelidir
Politika
İstanbul Başsavcılığı’ndan Yargıtay’a bildirim: “Sandık verileri” iddiası CHP hakkında gönderildi
İstanbul Başsavcılığı’ndan Yargıtay’a bildirim: “Sandık verileri” iddiası CHP hakkında gönderildi
FatihDoganMedya — 11 Kasım 2025, 16:40 (TSİ) · Okuma süresi: 3 dakika
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB iddianamesine eklenen tespitler doğrultusunda seçim sandığı verilerinin usulsüz şekilde yayıldığı iddiasını içeren hususları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirdi. Başsavcılık, bildirimde bulunulduğunu doğrularken “kapatmaya yönelik doğrudan talep” ifadeleri konusunda açıklama yaptı. Dosyada CHP’ye ilişkin teknik ve kişisel veri iddiaları ile parti çalışanlarına yönelik işlem adımları yer alıyor.

Haberin ayrıntıları
Ne oldu?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bugün kamuoyuna yansıyan İBB iddianamesinde, “seçim sandık verilerinin Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliğinden usulsüz yayıldığı” yönünde tespitlere yer verildi ve bu tespitler gereği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunuldu. İddianamede yer alan değerlendirmeler, Anayasa’nın 68–69. maddeleri ve ilgili siyasi partiler mevzuatı çerçevesinde değerlendirileceği belirtildi.
Savcılığın açıklaması ne diyor?
Başsavcılık metninde, iddianameye ilişkin vurguların ardından “Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapatılmasına yönelik bildirimde bulunulmamıştır; iddianamede de açıkça belirtildiği gibi Siyasi Partiler Kanunu gereği bildirimde bulunulmuştur” şeklinde bir ifadenin yer aldığı aktarıldı. Bu ayrım, bazı haber kanallarında çıkan “kapatma talebi” haberlerine ilişkin bir düzeltme/ayıklama niteliği taşıyor.
İddiaların dayanağı ne?
Savcılık iddianamesinde, USOM ve bilirkişi incelemeleri gibi teknik raporlara atıf yapılarak, belirli veri setlerinin (İBB “Hanem” uygulamasına ilişkin veriler ve sandık bilgileri) kişisel verilerle eşleştirilerek üçüncü şahıslara aktarıldığı iddia edildi. İddianame metninde bu veri hareketliliğinin tarihçesi ve dosyada yer alan iletişim kayıtlarına dair bulgular özetlendi. İddianamede ayrıca dosyanın kapsamının binlerce sayfaya ulaştığı, bazı kaynaklarda yaklaşık 3.900 sayfa olarak aktarıldığı ifade edil
CHP tarafı ve tepkiler
CHP cephesinden gelen ilk tepkilerde, parti yönetimi ve sözcüler, soruşturmanın hukuki ve siyasi yönlerine dikkat çekerek iddialara itiraz etti; Genel Merkez’den yapılan açıklamalarda parti organlarının konuya ilişkin değerlendirmeleri ve hukukî savunma süreçlerine hazırlık yapıldığı belirtildi. Parti lideri ve yetkilileri ayrıca “siyasi operasyon” iddialarını gündeme taşıdı.
Gözaltı ve soruşturma adımları
Soruşturma kapsamında CHP’de görev yapan bilgi işlem sorumlusu başta olmak üzere bazı kişiler hakkında gözaltı, adli işlemler ve sevkler yapıldığı basına yansıdı. Savcılık belgelerinde, söz konusu kişilerle ilgili teknik tespitler ve veri paylaşımına ilişkin bulguların yer aldığı, bazı şüphelilerin tutuklama talepleriyle adliye sevk edildiği bildirildi.
Hukuki çerçeve — kısa notlar
Anayasa 68–69: Siyasi partiler ve üyelik, siyasal faaliyetlerin çerçevesi.
-
Siyasi Partiler Kanunu (ilgili düzenlemeler): Partilerin uyması gereken usul ve yaptırımlar; bildirimin Yargıtay’a iletilmesi bu kanun çerçevesinde değerlendiriliyor.
Ne takip edilmeli?
-
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın alacağı işlem — bildirimler incelemesini takiben Yargıtay’ın nasıl bir yol izleyeceği (resmî soruşturma/savcılık süreci başlatılması veya reddi) haberin seyrini belirleyecek.
-
İddianameye ek teknik raporlar ve bilirkişi sonuçları — veri kaynaklı iddiaların teknik ayrıntıları hukuki sürecin kilit noktası olacak
-
CHP’nin hukuki savunması ve itirazları — parti avukatları ve yetkililerinin sunacağı deliller, dosyanın yönünü değiştirebilir.
-
Gündem1 hafta önceKastamonu Bozkurt’ta çocuğuyla kaybolan kadın aranıyor: Annesinin yürek burkan çağrısı
-
Son Dakika1 hafta önceSON DAKİKA — İstanbul Başsavcılığı’ndan Netanyahu hakkında yakalama kararı
-
Sağlık1 hafta önceBebek mamalarında botulizm tehlikesi — 13 bebek hastaneye kaldırıldı
-
Sağlık1 hafta önceMilyonlarca Kişinin “Ekmek Düşmanı” Olmasının Suçu Glüten Değil — Melbourne Üniversitesi’nden Çarpıcı Sonuçlar
-
Spor1 hafta önceBeşiktaş’ın Antalya zaferi: Abraham, Djalo ve Jota’dan 3 gollü galibiyet!
-
Ekonomi1 hafta önceMilyonları ilgilendiriyor: Yıllık izinlerde yeni dönem başlayabilir
-
Sağlık1 hafta önceYenidoğanlarda beyin hasarı erken tespit edilebilecek: aEEG, NIRS, biyobelirteçler ve MRI ile “zamana karşı yarış”
-
Ekonomi1 hafta önceİzmir’de su krizi: Yer altı rezervleri de tükendi — “Tahtalı’da seviye tarihsel dipte”

