Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

“TGRT WhatsApp Krizi: Aslıhan Ören’in “Tazminatsız Gönder” Talimatı Basın Özgürlüğünü Tehdit Ediyor”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

TGRT Haber’de Aslıhan Ören’in “Olumsuz KJ yazılmayacak” ve “tazminatsız gönder” talimatıyla patlak veren WhatsApp krizi, medya özgürlüğünü nasıl sarsıyor? Oku!

TGRT’de yaşanan WhatsApp krizi, İhlas Medya Grubu Genel Müdürü Aslıhan Yeltekin Ören’in haber akışına doğrudan müdahalesi ve “tazminatsız gönder” söylemiyle yeniden patlak verdi. Çocuk işçi haberine “Olumsuz KJ olmayacak, yazılmayacak” diyerek tepki gösteren Ören, son ortaya çıkan yazışmalarında sorumlu editörlere “anladıkları dilden uygula, tazminatsız gönder” talimatı verdiği ortaya çıktı. Bu müdahaleler sosyal medyada “sansür” ve “basın özgürlüğü ihlali” olarak yorumlanırken, TGRT Haber Genel Yayın Yönetmeni Ercan Seki’nin de “Hırsız evin içindeyse kapı kilit tutmaz” yanıtı krizin dozunu artırdı. Haberimizin devamında kriz sürecini, patron-muhabir dinamiğini ve kamuoyunun tepkilerini ayrıntılarıyla bulacaksınız.

Aslıhan Ören Kimdir?

Aslıhan Yeltekin Ören, İhlas Holding kurucusu Ahmet Mücahid Ören’in oğlu Enver Ören ile 2008 yılında evlendikten sonra İhlas Medya Grubu’nda yöneticiliğe, daha sonra genel müdürlüğe yükseldi . Öncesinde Kanal E, Kanal 6, Star TV, ATV, TV8, Sky Türk, TGRT Haber ve FOX’ta muhabirlik ve sunuculuk deneyimi bulunuyor

WhatsApp Krizinin Ayrıntıları

İlk İtiraz: “Olumsuz KJ Yazılmayacak”

TGRT Haber’in, Türkiye’de artan çocuk işçi sayısını konu edinen “Yoksulluk çocukları çalışmaya zorluyor” haberini yayınlamasının ardından Aslıhan Ören, kanalın editörlerine WhatsApp grubunda sert tepki gösterdi:

“Olumsuz KJ olmayacak demedim mi? Ben ne anlatıyorum; başka patron mu var bilmediğim? Yapmak isteyen hemen istifa etsin.” .
Birgün Gazetesi de benzer bir mesajı “Olumsuz yazan istifa etsin” başlığıyla aktardı .

Sansür ve “Tazminatsız Gönder” Talimatı

28 Nisan’da ortaya çıkan yeni yazışmalarda Ören, sorumlu editör Genel Yayın Yönetmeni Ercan Seki’ye şu talimatları verdi:

“Sorumlu kimse yazılı savunma al hemen! İK’ya bildir. Buralara yazma, anladıkları dilden uygula. Sonra da tazminatsız gönder, bak nasıl dinlerler; herkes okusun.” .
Aynı dönemde Sol Haber de “İsteyen hemen istifa etsin!” manşetiyle sansür iddiasını güçlendirdi .

Medya Özgürlüğüne Etkileri

Patron müdahalesi, yayın akışının üst düzey yöneticiler tarafından belirlenmesi eleştirilerini beraberinde getirdi. Uzmanlar, bu tür müdahalelerin “basın özgürlüğünü zayıflatacağı” ve “haber çeşitliliğine ket vuracağı” görüşünde . TGRT Haber yöneticisinin “Hırsız evin içindeyse kapı kilit tutmaz” yanıtı, süreçte basın içindeki gerilimi gözler önüne serdi .

Sosyal Medya ve Kamuoyu Tepkisi

X (Twitter) üzerinde “#TGRTKrizi” etiketi altında çok sayıda paylaşım yapıldı; kullanıcılar “medya sansürü” ve “işten atma tehditleri”ne tepki gösterdi . Gazeteciler Birliği ile Basın Konseyi’nin de konuyla ilgili açıklama yaparak, basın etiği ihlallerine dikkat çekmesi bekleniyor.

Sonuç

TGRT’deki WhatsApp krizi, Türkiye’de medya patronlarının editoryal müdahalesini ve çalışanlara yönelik “tazminatsız gönderme” tehditlerini bir kez daha gündeme taşıdı. Haber/etik kaygılarıyla malul bu tartışma, basın özgürlüğü ve çalışan hakları ekseninde kamuoyunun odak noktasına yerleşmiş durumda.

Gündem

Türkiye, Azerbaycan Üzerinden Cumartesi Günü Suriye’ye Günlük 6 Milyon m³ Doğalgaz Tedarikine Başlıyor

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
Türkiye, Cumartesi (2 Ağustos 2025) gününden itibaren Azerbaycan üzerinden Suriye’ye günlük 6 milyon m³ doğal gaz tedarikine başlıyor. Kilis–Halep hattıyla elektrik üretimine destek sunacak bu işbirliği, bölgesel enerji güvenliğini güçlendiriyor.

Öne Çıkanlar

  • Başlangıç Tarihi: 2 Ağustos 2025 Cumartesi

  • Günlük Hacim: 6 milyon metreküp doğalgaz

  • Güzergâh: Azerbaycan – Türkiye – Kilis – Halep

  • Kullanım Alanı: Halep’teki doğal gaz santrallerinde elektrik üretimi


1. Tedarik Planı ve Başlangıç Tarihi

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Cumartesi gününden itibaren Azerbaycan üzerinden Suriye’ye doğal gaz tedarikine başlayacağız” açıklamasını yaptı . Türkiye, üç ay içinde akışı planladığı Kilis–Halep boru hattını devreye alarak bölgedeki enerji ihtiyacına hızlı bir yanıt sunmayı amaçlıyor.

2. Altyapı ve Güzergâh

  • Azerbaycan’dan Nakil: Hazar’dan gelen doğalgaz, Güney Gaz Koridoru vasıtasıyla Türkiye’ye ulaşıyor.

  • Türkiye İçinde: İstanbul–Ankara–Gaziantep istikametinden sonra Kilis sınır noktasına yönlendiriliyor.

  • Suriye’ye Geçiş: Kilis’ten Halep’e uzanan mevcut boru hattı üzerinden günlük 6 milyon m³ gaz akışı sağlanaca.

3. Planlanan Hacim ve Zaman Çizelgesi

  • Günlük Teslimat: 6 milyon metreküp

  • Yıllık Hedef: Yaklaşık 2 milyar metrekü

  • Üç Aylık Ön Hazırlık: Altyapı tamamlama ve izin süreçleri, 3 ay içinde akışa geçişi mümkün kılacak.

4. Siyasi ve Ekonomik Etkiler

  • Türkiye-Suriye İlişkileri: Enerji alanındaki işbirliği, iki ülke arasındaki diplomatik temasları güçlendirecek.

  • Bölgesel Güvenlik: Enerji arzı, Suriye’nin kuzeyindeki elektrik santrallerinin çalışmasını sağlayarak altyapı güvenliğini destekleyecek.

  • Ekonomik Boyut: Türkiye, transit ekonomisine ek gelir getirirken, Suriye’nin enerji maliyetlerinde azalma hedefleniyor .

5. Bölgesel Enerji Güvenliği ve Gelecek Adımlar

  • Elektrik İhracatı: Halep’e şimdilik 200 MW elektrik sağlanıyor; kapasitenin 700–800 MW’a çıkarılması planlanıyor .

  • Ek Projeler: Kilis–İdlib arasında yeni elektrik hattı projeleri ve Harem bölgesine ilave enerji bağlantıları gündemde.

  • Uzun Vadeli Hedef: Yıllık 2 milyar m³’ü aşan tedarik kapasitesiyle Suriye’nin enerji ihtiyacının önemli bir kısmı Türkiye üzerinden karşılanacak.


Sonuç olarak, Türkiye’nin Cumartesi günü başlatacağı günlük 6 milyon m³ doğal gaz ihracatı, bölgesel işbirliğini güçlendirmenin yanı sıra Suriye’nin enerji altyapısının iyileştirilmesine katkı sunacak. Enerji projelerinin başarıyla işletilmesi, bölge barışına ve ekonomik kalkınmaya olumlu yansıyacaktır.

Okumaya Devam Et

Gündem

Türkiye Ayaklandı: Avukat Serhat Aslan’ın Minguzzi Ailesine Skandal Sözlerine Tepkiler Çığ Gibi!

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama:
Kadıköy’de 14 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi’nin annesi Yasemin Minguzzi’ye yönelik “Evladı ilk ölen o değil, son da olmayacak” ifadeleriyle gündeme gelen İzmir Barosu avukatı Serhat Aslan’a; hukuk camiası, barolar ve halkın tepkisi büyüyor. Çocuk adalet sistemi ve vicdan tartışmalarını derinlemesine ele alan kapsamlı haber.

1. Skandal Paylaşımın Detayları

İzmir Barosu üyesi Av. Serhat Aslan, 30 Temmuz 2025 günü sosyal medya hesabından yayımladığı mesajında, Kadıköy’de bıçaklanarak yaşamını yitiren 14 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi’nin annesi Yasemin Minguzzi’ye yönelik ağır ifadeler kullandı. “Valla kimse kusura bakmasın bir kadın evlat acısı çekiyor diye bu kadar saçmalamasına müsamaha göstermek zorunda değiliz. Evladı ilk ölen değil. Son da olmayacak…” diyerek tepki çeken Aslan, sözlerine devamla “Not: Tamam inşallah benim çocuğum da ölür de o zaman anlarım” ifadelerini ekledi .

Bu paylaşımın ardından kısa sürede #SerhatAslanİstifa etiketleri Twitter’da trend topic olurken, kullanıcılar “Vicdansızlık bu kadarına da pes” ve “Çocuk acısı üzerinden siyaset olmaz” yorumlarıyla çıkışı kınadı .


2. Hukuk Camiasından Sert Tepkiler

Olay sonrası İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Av. Kardelen Ateşci, yaptığı yazılı açıklamada “Suça sürüklenen çocuk mağdurdur” vurgusunu yaparak, çocuk adalet sisteminin “cezalandırma değil onarma esasına” dayandığını belirtti. Ateşci, Aslan’ın mesajının bağlamından koparıldığını ve toplumda linç kültürünü körüklediğini söyleyerek, baro olarak yas ve adalet süreçlerinin insan onuruna uygun yürütülmesi için çalışmayı sürdüreceklerini vurguladı.

Öte yandan, İzmir Barosu yönetimi de Av. Serhat Aslan hakkında soruşturma başlattı. Baro’dan yapılan açıklamada, “Mesleki ilke ve etik kurallarına aykırı olduğu değerlendirilen paylaşımlarla ilgili disiplin süreçleri işletilecektir.” denildi .


3. Kamuoyu ve Sosyal Medya Patlaması

Aslan’ın sert ifadeleri, sosyal medyada tepkileri büyüttü. Instagram’da @esitlikicin platformu, paylaşımda “Avukatlık görevi, toplum vicdanını savunmaktır; hakareti değil” yorumuyla dikkat çekerken, Ekşi Sözlük ve YouTube’da da kullanıcılar videolar ve başlıklarla durumu “skandal” olarak nitelendirdi . Twitter’da #AdaletİçinSusmayacağız etiketi altında paylaşılan mesajlarda, “Bu ülkenin çocukları suça itilmektense suç mağduru kabul edilmeli” talepleri öne çıktı .

Gelen tepkiler arasında siyasiler de yer aldı; CHP İstanbul Milletvekili Murat Emir “Çocukların haklarını savunmak asli görevimizdir. Afaki söylemlerle acıyı istismar etmek, adaletin doğasına aykırıdır” şeklinde tweet attı .


4. Çocuk Adalet Sistemi Üzerine Tartışma

Söz konusu skandal, tekrar çocuk adalet sistemi ve suça sürüklenen çocukların statüsü tartışmasını alevlendirdi. Hukukçular “SSÇ” (Suça Sürüklenen Çocuk) yerine mağduriyet vurgusu yapılması gerektiğini savunurken; toplumsal algının değişmesi için medyanın sorumlu dil kullanması gerektiğine dikkat çekildi. Yasemin Minguzzi’nin eylemi sırasında dile getirdiği “Suça sürüklenen çocuk mağdurdur” mesajı, bir kez daha ön plana çıktı .

Baro uzmanları, çocukların hem korunma ihtiyacına hem de adli süreçte rehabilitasyona yönlendirilmesine odaklanan düzenlemelerin iyileştirilmesi çağrısında bulundu.


5. Gelecek Adımlar ve Hukuki Süreç

Disiplin soruşturması ve baro açıklamaları sonrası gözler, Aslan’ın istifa edip etmeyeceğine ve olası mahkeme süreçlerine çevrildi. Avukatların meslek kurallarını ihlal ettikleri takdirde Adalet Bakanlığı nezdinde de yaptırımlarla karşılaşabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, “Sahte bir avukat değil gerçek bir hukukçu olarak topluma güven vermek adına bu süreç titizlikle izlenmeli” diyo.

Aile avukatları ise, yas süreci tamamlanana kadar baskı ve linç söylemlerine karşı hukuki koruma taleplerini sürdüreceklerini açıkladı .


Sonuç:
Ahmet Minguzzi aile davası, sadece bir suç dosyası olmanın ötesinde Türkiye’de çocuk adalet sisteminin ve toplumsal vicdanın sınavı haline geldi. Avukat Serhat Aslan’ın sözleri, hukuk camiasında ve kamuoyunda derin bir yara açarken, bu skandalın sonrasında atılacak adımlar, hem adaletin işleyişi hem de toplumsal barış açısından kritik öneme sahip.

Okumaya Devam Et

Gündem

TÜRK-İŞ’ten Tarihi Grev Kararı: Ergün Atalay 500 Kuruma Grev İlanı Asılacağını Duyurdu

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, 30 Temmuz 2025’te kamu toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamayınca grev kararı aldıklarını ve ilk grev ilanının Karayolları’na asılmasının ardından yaklaşık 500 kurumda ilanların yayımlanacağını açıkladı


TÜRK-İŞ’ten Tarihi Grev Kararı: 500 Kuruma İlan Asılacak

Giriş

30 Temmuz 2025 tarihinde TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile yürütülen 2025–2026 Kamu Toplu İş Sözleşmesi Çerçeve Protokolü görüşmelerinin tıkanması üzerine grev kararı aldıklarını resmî olarak duyurdu . İlk grev ilanı, Karayolları Genel Müdürlüğü’ne asıldı; önümüzdeki günlerde ise yaklaşık 500 kamu kurumunda daha ilanların yayımlanacağı bildirildi .

Arka Plan: Uzlaşma Sağlanamayan Görüşmeler

  • 600 bini aşkın kamu işçisini kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde ilk teklifler, işçi temsilcileri tarafından “yetersiz” ve “hakaret niteliğinde” olarak nitelendirildi.

  • TÜRK-İŞ, işçilerin alım gücündeki kaybın telafi edilmesini talep ederken, hükümetten %24 (ilk 6 ay), %11 (ikinci 6 ay), %10 (üçüncü 6 ay) ve %6 (dördüncü 6 ay) zam teklifi geldiğini açıkladı .

Grev Kararının Detayları

  1. Resmî Duyuru: Ergün Atalay, genel merkez önündeki açıklamada “Devlet verdiği sözü tutacak!” vurgusunu yaptı.

  2. İlan Süreci:

    • İlk ilan, 30 Temmuz 2025’te Karayolları Genel Müdürlüğü’nde asıldı.

    • Planlanan takvime göre, takip eden günlerde 500’ü aşkın kamu kurumunda ilanlar fiziksel panolara ve sendika ağlarına asılacak.

  3. Eylem Takvimi:

    • 1 Ağustos 2025: Eti Maden İşletmeleri genelinde ilk grev başladı.

    • 2 Ağustos 2025: Zonguldak maden sahalarında grev uygulamasına geçilecek .

Neden 500 Kurum?

  • Kamu hizmetlerinin aksamasını en aza indirmek ve hem emekçi hem de kamuoyu üzerinde güçlü bir mesaj vermek amacıyla, grev ilanlarının geniş çaplı bir alana yayılması hedefleniyor.

  • İlan sayısının büyüklüğü, hükümet nezdinde pazarlık gücünü artırma stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Muhtemel Etkiler

  • Kamu Hizmetleri: Yol bakım, altyapı onarım, madencilik ve diğer pek çok alanda hizmet kesintileri yaşanabilir.

  • Ekonomik Boyut: Stratejik kamu kurumlarında yaşanabilecek duruşmalar mali piyasalar ve aracı kurumlar tarafından yakından izlenecek.

  • Toplumsal Farkındalık: Dijital ve geleneksel medya, bildirim süreçlerini detaylı şekilde paylaşarak kamuoyunun desteğini artırabilir.

Sonuç ve Beklentiler

TÜRK-İŞ’in aldığı bu grev kararı, toplu sözleşme masasında yeni bir dönemeç olarak görülüyor. 500 kurumu kapsayan geniş kapsamlı ilan süreci, hem işçi sendikalarının hem de hükümetin bir adım geri atmasını zorlayacak nitelikte. Önümüzdeki günlerde sendika yetkililerinin uygulama detaylarını ve muhtemel müzakere adımlarını açıklaması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar