Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Ekonomi

Şimşek: Türkiye pozitif olarak ayrışacak ülkelerin başında

Yayımlandı

üzerinde

Mehmet Şimşek, Erzurum’da düzenlenen Palandöken Ekonomi Forumu’na videolu mesaj gönderdi.

Forumun ticaret savaşlarının tetiklediği yüksek belirsizlik ortamında gerçekleştiğini söyleyen Şimşek, küresel ekonominin uzun vadeli yapısal sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirtti. Şimşek, dünyanın korumacılığın yanında yaşlanan nüfus, yapay zeka ve iklim krizi gibi sorunlarla karşı karşıya olduğunu bildirerek, bu gelişmelerin küresel büyümenin görünümde aşağı yönlü bir risk oluşturduğunu ifade etti.

Türkiye ekonomisine dair iyimserliği besleyen güçlü nedenler olduğunu belirten Şimşek, “Mayıs 2023’ten bu yana uyguladığımız istikrar ve reform programı sayesinde dış kırılganlıklarımızı azalttık, şoklara karşı direncimizi artırdık, makro finansal istikrarı güçlendirdik. Sürdürülebilir yüksek büyüme için daha sağlam bir zemin oluşturuyoruz. Programın getirdiği kazanımlara ek olarak küresel yapısal sorunlara karşı da önemli avantajlarımız var.” değerlendirmesinde bulundu.

Şimşek, korumacılığın küresel ticaretin karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri olduğunu ve 2008 küresel finans krizinden bu yana korumacılığın yükselişte olduğunu söyledi, ticaret kısıtlarının kriz öncesine kıyasla 11 kat arttığına dikkati çeken Şimşek, korumacı politikaların arkasında büyük ölçüde ABD ve Çin arasındaki rekabetin yer aldığını belirtti.

Şimşek, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye artan korumacı politikalara karşı bize benzer ülkelere kıyasla daha dayanıklı bir konuma sahip. Bunun iki temel sebebi var. Birincisi ihracata olan bağımlılığımız nispeten düşük yani ekonomimizin ana motoru iç talep. Mal ihracatının milli gelir içerisindeki payı yaklaşık yüzde 20 civarında. Burada belirleyici olan yatırımlar ve özel tüketim harcamalarıyla kamu harcamaları. İkinci olarak dış ticaretimizin büyük bir kısmını dost ve yakın ülkelerle gerçekleştiriyoruz. Avrupa Birliği dahil 54 ülkeyle serbest ticaret anlaşmamız var. Toplam ihracatımızın yüzde 62’si ticaretteki parçalanmalardan yani korumacılıktan etkilenmiyor. 30 trilyon dolarlık geniş bir coğrafyaya entegreyiz. Serbest ticaret anlaşmalarının olmadığı bazı Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika ülkeleriyle de çok yakın ilişkilere sahibiz. Bu yapı bizi küresel düzeyde yaşanan ticaretteki parçalanmalara karşı daha dirençli hale getiriyor. Biz bu dönemi bölgesel entegrasyonları derinleştirmek için aynı zamanda bir fırsat olarak görüyoruz.”

TÜRKİYE BÖLGESİNİN LİDER ÜLKELERİNDEN BİRİ

Türkiye’nin hizmet ihracatında güçlü bir konumda olduğunu belirten Şimşek, turizm, yurt dışı müteahhitlik ve eğitim gibi alanlarda bölgesinin lider ülkelerinden biri olduğunu söyledi. Türkiye’nin imalat sanayisinde de bölgenin ana üretim üssü konumunda bulunduğunu vurgulan Şimşek, “Bu avantajları büyük ölçekli altyapı ve lojistik projeleriyle daha da güçlendiriyoruz. Bu çerçevede Orta Koridor ve Kalkınma Yolu projeleri kilit öneme sahip. Türkiye, Çin’i Avrupa’ya bağlayan Orta Koridor’un ana omurgasında yer alıyor. Ayrıca bölgesel entegrasyona katkıda bulunacak Kalkınma Yolu Projesi’ni hayata geçirmek için de çalışmalarımıza başladık.” dedi.

Artan borçluluğun yapısal risk olduğuna dikkati çeken Şimşek, Türkiye’nin toplam borçluluğunun milli gelirinin sadece yüzde 93’ü olduğunu, benzer gelişmekte olan ülkelerde ise bu oranın yüzde 245 seviyelerinde olduğunu söyledi.

Türkiye’nin büyümesinin önünde borç kaynaklı bir engel bulunmadığını belirten Şimşek, “Borç stokumuz düşük olduğu için piyasalardaki dalgalanmalar sona erdiğinde Türkiye’nin güçlü temelleri yatırımcıların dikkatini tekrar çekecektir.” ifadesini kullandı.

Gelişmekte olan ülkelerin yatırımcılara nispeten riskli görüldüğünü belirten Şimyek sözlerine şöyle devam etti:

“Ancak biz şuna inanıyoruz, Türkiye için bu geçici bir trend. Zamanla yatırımcılar yeniden güçlü makro ekonomik temelleri ve hikayesi olan ülkelere odaklanacaklar. Türkiye bu noktada pozitif olarak ayrışacak ülkelerin başında geliyor.”

Şimşek, demografik dönüşüm ve yaşlı nüfus oranının küresel düzeyde önemli bir gelişme olduğunu, Türkiye’nin önünde en az 15-20 yıllık bir fırsat penceresi olduğunu ve çalışma çağındaki nüfusun artmaya devam ettiğini belirterek kadınların işgücüne katılım oranının oldukça düşük olduğunu ve bunu artırmak için reformları hızlandırdıklarını söyledi.

Üretken yapay zeka ve robot teknolojilerindeki gelişmelerin küresel ekonomiyi etkileyeceğini vurgulan Şimşek, IMF’nin geçen yıl geliştirdiği yapay zekaya hazırlık endeksinde Türkiye’nin gelişmekte olan ülke ortalamalarının üzerinde olduğuna dikkati çekti. Gelişmiş ülkelerle aradaki farkın kapatılmasına yönelik ise çalışmaların sürdüğünü bildiren Şimşek, “Yapay zeka ve ileri teknolojileri bir öncelik alanı olarak görüyoruz. Özellikle dijitalleşme alanındaki yatırımlarımızı artırıyoruz. En büyük avantajımız ise nitelikli insan kaynağımız.” dedi.

Şimşek, bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek için altyapıyı güçlendirdiklerini kaydederek, “Bunun için önümüzdeki dönemde fiber kapasitemizi genişleteceğiz. 5G sonrasına yatırım yapacağız. Büyük veri merkezleri, ulusal GPS’in oluşturulması ve nükleer enerji gibi alanlarda yatırımlarımızı hızlandıracağız.” değerlendirmesinde de bulundu.

DIŞ DENGEDE GÜÇLÜ BİR İYİLEŞME VAR

Şimşek, iklim değişikliğinin küresel yapısal sorunlardan biri olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin de bu tehditten muaf olmadığını belirtti.

Bu tehditlerin giderilmesi için enerjiden sulamaya kadar birçok alanda yatırım yapıldığını söyleyen Şimşek, şu ifadeleri kullandı:

“İçinde bulunduğumuz küresel konjonktürde Türkiye çok önemli avantajlara sahip. Uyguladığınız programla birlikte bu avantajları kalıcı kazanımlara dönüştürmek istiyoruz. Dünyadaki bu türbülansı, bu sorunları Türkiye için bir fırsata dönüştürme çabası içerisindeyiz. Programımızın temel hedefi olan dezenflasyon süreci başarılı bir şekilde devam ediyor, yıllık enflasyon 10 aydır geriliyor. Mart enflasyonu yüzde 38,1 olarak gerçekleşti. Geçen sene mayıstaki zirvesine göre 37 puandan daha fazla azalma söz konusu. Para politikasının gecikmeli etkisi, kamu maliyesinin daha güçlü desteği ve arz yönlü reformlarla enflasyondaki düşüş devam edecek. Maliye politikasındaki disiplinli duruşumuzu sürdüreceğiz. Geçen yıl başlattığımız harcama disiplini ve tasarruf tedbirlerini bu yıl da devam ettireceğiz. Dış dengede güçlü bir iyileşme var, brüt dış finansman ihtiyacımız azalıyor.”

Şimşek, Mayıs 2023’te 55 milyar doların üzerinde olan cari açığın şubat itibarıyla 12,8 milyara gerilediğini vurguladı.

Altın ithalatı hariç bakıldığında Türkiye’nin artık ılımlı büyüme ile cari fazla verdiğini söyleyen Şimşek, bunu kalıcı hale getirmek için yapısal dönüşümü hızlandırdıklarını söyledi.

Şimşek, petrol fiyatlarındaki gerilemenin Türkiye’nin lehine olduğunu ve cari açığın düşmesine katkıda bulunacağını belirtti.

Makroekonomik istikrar ve reform programı uygulandığı bir dönemde 1 milyona yakın yeni istihdamın büyük bir başarı olduğunu da ifade eden Şimşek, şunları kaydetti:

“Küresel belirsizliklerin, iç ve dış talepteki yavaşlamanın ekonomik aktivite üzerinde geçici etkiler yaratması mümkündür. Ancak biz kısa vadeli dalgalanmalarının ötesine geçen sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme için sağlam temelleri inşa etmeye devam ediyoruz. Dolayısıyla ülkemiz açısından iyimser olmak için güçlü gerekçelerimiz var. Her küresel kriz aynı zamanda fırsatlar barındırır. Biz ülkemizin potansiyeline inanıyoruz, bu potansiyeli gerçekleştirmek için güçlü bir program uyguluyoruz. Bu dönemi sadece riskleri yönetmek için değil ekonomimizi daha rekabetçi kılacak yapısal dönüşümü hayata geçirmek için de bir fırsat olarak görüyoruz.”

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ekonomi

Hatay’da fiyatı 2 TL’ye düşünce çürümeye terk edilen 320 ton mandalina, belediye eliyle sofralara ulaştı

Yayımlandı

üzerinde

Hatay’da fiyatı 2 TL’ye düşünce çürümeye terk edilen 320 ton mandalina, belediye eliyle sofralara ulaştı

Haber Tarihi: 13 Aralık 2025
 Okuma Süresi: 3 dakika 17:30

Hatay’da bu yıl yaşanan rekolte bereketi, mandalina fiyatlarını tarlada kilogramda 2 TL’ye kadar düşürdü. Toplama maliyetini bile karşılayamayan bu fiyatlar nedeniyle dalında çürümeye bırakılan 320 ton mandalina, Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin (HBB) satın alımıyla kurtarıldı. Ürünler, ihtiyaç sahibi ailelere, okullara ve depremzedelere ücretsiz olarak dağıtıldı.

Haber Detayları

· Olay: Fiyat düşüklüğü nedeniyle toplanmayan mandalinaların belediye tarafından satın alınarak dağıtılması.
· Miktar: 320 ton mandalina.
· Tarla Fiyatı: Kilogramı 2 TL’ye kadar düştü.
· Dağıtım Yeri: Hatay’ın Dörtyol, Erzin, Arsuz ve Samandağ ilçeleri.
· Dağıtılan Gruplar: İhtiyaç sahibi aileler, okullar, yurtlar, konteyner kentlerde kalan depremzedeler.

 

Üretici Zarar Ederken Ürün Bahçede Kaldı

Türkiye’nin en verimli tarım arazilerine sahip Hatay’da bu yıl mandalina rekoltesi oldukça yüksek oldu. Ancak bu bereket, beklenenin aksine üreticiyi zor durumda bıraktı. Arzın yüksek olması, mandalina fiyatlarının tarlada kilogramı 2 TL’ye kadar gerilemesine neden oldu.

Üreticiler, artan mazot, gübre ve işçilik maliyetleri karşısında bu fiyattan hasat yapmanın “zarar etmek” anlamına geldiğini ifade etti. Bir çiftçi, “Manavda kilosu 20-30 liraya satılıyor, ama bizden tarlada bir lira bile etmiyor. İşçiye vereceğimiz para, topladığımız ürünün satış fiyatını karşılamıyor” diyerek yaşadıkları ikilemi özetledi. Bu nedenle yüzlerce ton birinci sınıf mandalina, dallarında çürümeye terk edilme riskiyle karşı karşıya kaldı.

Belediyeden İki Yönlü Destek Hamlesi

Bu krize çözüm, Hatay Büyükşehir Belediyesi’nden (HBB) geldi. Belediye, Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı koordinasyonunda, Dörtyol, Erzin, Arsuz ve Samandağ ilçelerindeki üreticilerden toplam 320 ton mandalina satın aldı.

Bu hamleyle iki temel amaç gerçekleştirildi:

· Üretici Desteği: Küçük aile işletmesi üreticiler, ürünlerini değerlendirerek ekonomik bir kayıptan kurtarıldı.
· İsrafın Önlenmesi: Dalında çürümeye bırakılacak tonlarca meyve, ekonomiye kazandırıldı ve gıda israfının önüne geçildi.

İhtiyaç Sahibi Vatandaşlara Ücretsiz Ulaştırıldı

Satın alınan mandalinaların dağıtım süreci ise HBB Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütüldü. Ürünler, titizlikle belirlenen ihtiyaç sahibi ailelere, okullara, öğrenci yurtlarına, konteyner kentlerde yaşayan depremzedelere ve sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı gruplara ücretsiz olarak ulaştırıldı.

Özellikle kış aylarında taze meyveye erişimde zorluk çeken vatandaşlar, bu uygulamadan memnuniyet duydu. Dağıtımı yapılan bir okulda veli olan bir kişi, “Büyükşehir belediyesi bugün benim kızın okulunda dağıtmış… bir poşet getirdi, Allah bereketini arttırsın” şeklinde düşüncelerini paylaştı.

Sosyal Medyadan ve Vatandaşlardan Tepkiler

Olay, sosyal medyada da geniş yankı buldu. Vatandaşların çoğu belediyenin bu “iki kanatlı” desteğini olumlu karşılarken, bazı yorumlar sorunun kökenine dikkat çekti.

Olumlu Tepkiler:

· “Helal olsun yapanlara hem emek verenler zarar etmez hem insanlar memnun olup dua ederler”.
· “Çok iyi bir düşünce. Tebrikler başkan”.
· “Akıl var demek ki, vicdan ve merhamet var demek ki”.

⚠️ Eleştirel ve Tespit İçeren Yorumlar:

· Bazı kullanıcılar, yurt dışında Türk marketlerinde mandalinanın çok daha pahalıya satıldığını belirterek, aradaki büyük fiyat farkına ve tedarik zincirindeki sorunlara dikkat çekti.
· Bir çiftçi yorumunda ise, “Bu bir çiftçi desteği değildir… İhracatı geliştirsinler” diyerek, kalıcı çözümün yerel müdahaleler değil, pazarlama ve ihracatın iyileştirilmesi olduğunu vurguladı.

Konuyla İlgili Diğer Detaylar

Dağıtımın Kapsamı ve Hedefi

· Dağıtım, yalnızca merkez ilçelerde değil, Dörtyol, Erzin, Arsuz ve Samandağ gibi üretimin yoğun olduğu kırsal ilçeleri de kapsadı.
· Projenin resmi hedefleri arasında “kırsal üretimin güçlendirilmesi” ve “toplumsal dayanışmanın artırılması” da yer alıyor.

Yaşanan İkilem ve Çiftçinin Sesi

· Bir video haberinde, Dörtyollu çiftçiler, yaşadıkları dramı “Zarar edeceğimize, emeğimizin bahçede kalmasını tercih ettik” sözleriyle aktardı.
· Tüketici market fiyatları ile üretici tarla fiyatları arasındaki uçurum, tedarik zincirindeki yapısal sorunları bir kez daha gözler önüne serdi.

Belediye Başkanı Mehmet Öntürk’e ve ekiplerine teşekkür eden vatandaşlar, bu tür destekleyici projelerin sürdürülmesini umduklarını ifade etti. Hatay Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, hem üreticiyi koruyan hem de ihtiyaç sahibini gözeten bu tarz sosyal projeleri devam ettireceklerini bildirdi.

 Özet Bilgiler

· Sorun: Mandalina fiyatlarının tarlada 2 TL/kg’ya düşmesi ve toplama maliyetinin altında kalması.
· Çözüm: HBB’nin 320 ton mandalinayı satın alması.
· Sonuç: Ürünlerin ihtiyaç sahibi vatandaşlara ücretsiz dağıtılması ve büyük bir gıda israfının önlenmesi.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

Ankara’da Toplu Ulaşıma Yüzde 35 Zam: Tam Bilet 35 TL Oldu

Yayımlandı

üzerinde

Ankara’da Toplu Ulaşıma Yüzde 35 Zam: Tam Bilet 35 TL Oldu

Tarih: 12 Aralık 2025 | ⏱️ Okuma Süresi: 3 DAKİKA SAAT: 20:00

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Meclisi, başkentte yolcu taşıma ücret tarifesine yaklaşık yüzde 35 oranında zam yapılmasını kararlaştırdı. Oy çokluğuyla alınan kararla, tam bilet ücreti 26 TL’den 35 TL’ye yükseltildi. Karar, Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın yakın zamanda yaptığı “ücretsiz ulaşım” vaadi ile çelişmesi nedeniyle Meclis’te sert tartışmalara yol açtı.

Mecliste Yaşananlar ve Siyasi Tepkiler

Karar, ABB Meclisi’nin Aralık ayı üçüncü birleşiminde, “Yolcu taşıma ücret tarifesinin belirlenmesine ilişkin Hukuk ve Tarifeler Komisyonu Raporu”nun oylamaya sunulmasıyla alındı. AK Parti ve BBP gruplarının karşı oylarına rağmen, oy çokluğu ile kabul edildi.

Muhalefet kanadı, kararın zamanlamasına ve Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın önceki sözlerine dikkat çekerek tepki gösterdi. AK Parti Grup Başkanvekili Nihat Yalçın, yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
“ABB bünyesinde bulunan EGO otobüslerinin tarifelerinin 2026 yılı için 26 liradan 35 liraya çıkarılmasını içeren bir karar. Geçtiğimiz ay ABB Başkanı, Ankara’da ulaşımı ücretsiz yapacağını beyan ederken, bir ay sonra böyle bir kararın gelmesi mantığa aykırıdır.”

Yalçın, Yavaş’ın “bin otobüs alıp ulaşımı ücretsiz yapacağız” sözünü hatırlatarak, bu vaadin yerine getirilmesi için her türlü desteği vereceklerini, ancak yapılan zammı onaylamadıklarını belirtti.

Yeni Ücret Tarifesi ve Değişen Fiyatlar

Yapılan düzenlemeyle birlikte 2026 yılı itibarıyla geçerli olmak üzere toplu taşıma ücretlerine ortalama yüzde 35 zam yapıldı. Ücretlere yapılan zam sadece EGO otobüsleriyle sınırlı değil; dolmuş hatlarını da kapsıyor. Dolmuş ücretlerindeki nihai artış ise ilerleyen günlerde yapılacak UKOME toplantısından sonra netlik kazanacak.

Yeni ve Eski Ücretlerin Karşılaştırması

Tam Bilet

· Eski Ücret: 26 TL
· Yeni Ücret: 35 TL

Öğrenci Bileti

· Eski Ücret: 13 TL
· Yeni Ücret: 17 TL

Tam Aktarma

· Eski Ücret: 12.50 TL
· Yeni Ücret: 17 TL

Öğrenci Aktarma

· Eski Ücret: 8 TL
· Yeni Ücret: 10 TL

Ayrıca, Öğrenci Abonman Kartı ücreti de 350 TL’den 450 TL’ye yükseltildi.

Belediyenin Gerekçeleri ve Sosyal Destekler

Ankara Büyükşehir Belediyesi, zammın gerekçesi olarak artan enerji, bakım ve işletme maliyetlerini gösterdi. Yapılan yazılı açıklamada, EGO Genel Müdürlüğü’nün son 9 aydır bilet ücretlerinde artış yapmadığı ve sosyal belediyecilik anlayışıyla vatandaşın yükünün azaltılmaya çalışıldığı ifade edildi.

Açıklamada, mevcut sosyal desteklere de değinildi:

· Belediyeden sosyal destek alan yaklaşık 6 bin 260 asgari ücretli vatandaşa, 8 aydır her ay 50 binişlik ulaşım desteği sağlanıyor.
· Ortaokul ve lise öğrencisi yaklaşık 50 bin öğrenciye her ay 100 binişlik abonman desteği veriliyor.
· Erken saat indirimi 06.00-07.00 arasına genişletildi. Bu saatlerde tam bilet 10 TL daha düşük bir ücret olan 25 TL ile kullanılabilecek.

Uzman Görüşü ve Vatandaşa Etkisi

Ekonomistler, enflasyon karşısında belediyelerin artan maliyetleri karşılamak zorunda kalabileceğini belirtiyor. Ancak bu kadar yüksek oranlı bir zam kararının, özellikle sabit gelirli ve öğrenci nüfusu üzerinde ciddi bir ek mali yük oluşturacağı öngörülüyor.

Daha önce yaklaşık 1 dolar seviyesinde olan tam bilet ücretinin, dolar kurunun 42 TL’yi aşmasına rağmen bu seviyenin altında tutulmaya çalışıldığı belirtilse de, günlük ulaşım maliyetindeki artışın aile bütçelerini zorlayacağı değerlendiriliyor.

Belediye, elektrikli otobüs alım süreçlerinin devam ettiğini ve ücretsiz taşımaya yönelik yeni güzergah çalışmaları olduğunu da açıklamalarına ekledi.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

Asgari Ücret Maratonu Bugün Başlıyor: Gözler Saat 14.00’e Çevrildi

Yayımlandı

üzerinde

Asgari Ücret Maratonu Bugün Başlıyor: Gözler Saat 14.00’e Çevrildi

Tarih: 12 Aralık 2025 | Okuma Süresi: 3 Dakika-10:00

Milyonlarca çalışanın merakla beklediği 2026 yılı asgari ücret maratonu, bugün başlıyor. İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını bugün saat 14.00’te yapacak. Toplantı, önceki yıllarda yaşanan tartışmalar ve komisyonun yapısına dair belirsizliklerin gölgesinde başlıyor.

Komisyon Yapısı ve Türk-İş’ten Katılım Açıklaması

Görüşmeler, daha ilk toplantı öncesinde komisyonun üye yapısına dair bir tartışmayla karşı karşıya. İşçi tarafını temsil eden Türk-İş, mevcut yapı değişmezse toplantıya katılmayacağını duyurmuştu. Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, katılım konusundaki kararlılığını “Sözümün arkasındayım” diyerek teyit etti.

Tartışmanın odak noktası, geçen yıl asgari ücret belirlenirken işçi tarafının itirazlarına rağmen karar alınabilmesi. Bu durumun tekrarlanmaması için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, komisyondaki hükümet temsilcisi sayısının 5’ten 1’e düşürülmesini önermişti. Toplantının, bu yeni yapıyla gerçekleşmesi bekleniyor.

 Güncel Rakamlar ve İşveren Maliyeti

Bugün masaya yatırılacak mevcut asgari ücret, net 22.104,67 Türk Lirası düzeyinde. Brüt tutar ise 26.005,50 TL. Bir işçi için asgari ücretin işverene toplam maliyeti, sosyal güvenlik primi ve işsizlik sigortası fonu dahil 30.621,48 TL’ye ulaşıyor.

2026 İçin Zam Senaryoları ve Ekonomik Tahminler

Yeni asgari ücret sadece yaklaşık 7 milyon asgari ücretliyi değil, ülke ekonomisinin tamamını etkileyecek kritik bir karar. Ekonomi çevrelerinden gelen ilk tahminler ise şu şekilde:

Uluslararası Kurumların Beklentileri

· JPMorgan: Banka, 12 aylık beklenen enflasyonla uyumlu olarak %25’lik bir artış öngörüyor. Bu oran, net asgari ücreti 27.630 TL seviyesine taşıyabilir.
· Amundi Fon Yöneticisi Hakan Aksoy: %25’in altında bir artış beklediklerini, %23’lük bir zam senaryosunu değerlendirdiklerini açıkladı.

Olası Zam Oranları ve Karşılık Gelen Net Tutarlar
Farklı artış oranlarına göre 2026’da geçerli olabilecek net asgari ücret tutarları şöyle hesaplanıyor:

· %20 Zam: 26.525 TL
· %25 Zam: 27.630 TL
· %30 Zam: 28.735 TL
· %35 Zam: 29.840 TL
· %40 Zam: 30.945 TL

 Taraflar Ne Dedi?

Sürece dair son günlerde taraflardan önemli açıklamalar geldi.

· Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, işveren kesimine seslenerek, “Ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum” çağrısı yaptı ve “Kefenin cebi yok” ifadesini kullandı.
· DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise konunun önemine dikkat çekerek, “Asgari ücret, Türkiye’de çalışanların yarısından fazlasının hayatını sürdürmeye çalıştığı bir ortalama ücret haline gelmiştir” dedi.

 Sonuç Ne Zaman Açıklanacak?

Yasaya göre, 2026 yılında geçerli olacak asgari ücretin Aralık ayı sonuna kadar belirlenip kamuoyuna duyurulması gerekiyor. Komisyonun karar alabilmesi için toplantıda 10 üyenin hazır bulunması yeterli sayılıyor.

Bugün başlayacak müzakereler, yalnızca bir ücret rakamını değil, milyonlarca insanın geçim şartlarını ve ülke ekonomisinin seyrini belirleyecek kritik bir sürecin ilk adımı olacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar