Ekonomi
Ev Hanımlarına Prim ve Yıpranma Hakkı! Erken Emeklilik İçin Gözler Hükümette
Türkiye’de milyonlarca ev hanımı, uzun yıllardır yüksek sigorta primleri ve zorlu emeklilik şartları nedeniyle sosyal güvenceye tam erişim sağlayamamaktadır. Seçim dönemlerinde verilen prim desteği ve “yıpranma hakkı” sözü, ev hanımlarının sosyal güvenlik sisteminden faydalanabilmeleri için umut vaat eden önemli bir adım olarak gündeme gelmişti. Peki, bu düzenleme ne zaman hayata geçecek ve ev hanımlarını neler bekliyor?
Yüksek Prim Maliyeti ve Mevcut Durum
Çalışma hayatına katılmayan ev hanımları, sosyal güvenceye erişim için isteğe bağlı sigorta sistemine yönelmek durumunda kalıyor. Ancak, yüksek prim bedelleri ev hanımlarını bu sistemde uzun süre kalabilmekten alıkoyuyor.
- Örnek rakamlar: 2024 yılında ev hanımları aylık en az 6.400 TL prim öderken, 2025 itibarıyla bu rakamın 8.320 TL’ye yükselmesi bekleniyor.
- Bu artış, ev hanımlarının bütçesini zorlamakta ve sistemden erken çıkışlara yol açmaktadır.
Seçim Sözü: Prim Desteği ve Yıpranma Hakkı
Hükümet, seçim dönemlerinde ev hanımlarının yaşam standartlarını yükseltecek düzenlemeler yapacağına dair vaatlerde bulundu. Söz konusu vaatler kapsamında:
- Prim desteği: Ev hanımlarının ödedikleri sigorta primlerinin üçte birinin devlet tarafından karşılanması planlanıyor. Bu destek sayesinde, mevcut yüksek prim maliyeti önemli ölçüde hafifletilmeyi hedefliyor.
- Yıpranma hakkı: Her prim yatırdıkları yıl için belirli sayıda (örneğin, en az 90 gün) yıpranma hakkı tanınarak erken emeklilik şartları iyileştirilecek. Böylece, ev hanımları daha kısa sürede emeklilik hakkına kavuşabilecek.
Erken Emeklilik İçin Yeni Düzenlemeler ve Şartlar
Yeni düzenlemelerle ev hanımlarının sosyal güvenceye erişimi kolaylaştırılacak; öne çıkan unsurlar şunlardır:
- İsteğe Bağlı Sigorta: Ev hanımları, çalışma hayatında aktif yer almasalar da, kendi primlerini ödeyerek isteğe bağlı sigorta kapsamında emeklilik hakkı elde edebilecek.
- Prim Gün Sayısı ve Yaş Şartında İndirim:
- Mevcut durumda ev hanımlarının emekli olabilmesi için uzun süre prim yatırmaları gerekirken, yeni düzenlemede kısmi emeklilik koşulunun 4500 prim gününe çekilmesi öngörülüyor.
- Normalde Bağ-Kur kapsamında emeklilik için 5400 prim günü ve belirli yaş şartları aranırken, yeni sistemle bu şartlarda da indirim yapılacak.
- Çocuk Sayısının Etkisi: Düzenlemede çocuk sayısına göre de emeklilik yaşında indirim yapılması planlanıyor; bu sayede ev hanımlarının ailevi yükleri dikkate alınarak daha erken emekli olabilmeleri sağlanacak.
Uzman Görüşleri ve Beklentiler
Sosyal Güvenlik uzmanları, özellikle SGK’nın ev hanımlarının sisteme dahil olmasında yaşadığı zorluklara dikkat çekiyor. Örneğin, Sosyal Güvenlik Başuzmanı İsa Karakaş, yüksek primlerin ev hanımlarını sigortalı kalmaktan alıkoyduğunu ve devletin sözünü tutmaması durumunda, bu kesimin sistemden çekileceğini ifade ediyor.
Ayrıca;
- Uzmanlar, prim desteğinin devreye girmesiyle ev hanımlarının hem bütçelerini rahatlatacak hem de sosyal güvenlik kapsamında haklarını elde edeceklerini belirtiyor.
- Siyasi arenada, ev hanımlarına yönelik bu düzenlemenin seçim vaatlerinden öte somut adımlarla hayata geçirilmesinin beklendiği vurgulanıyor.
Hükümetin Atacağı Adımlar
Meclis gündeminde yer alan torba yasa teklifleri ve ilgili düzenlemelerle birlikte, hükümetin ev hanımlarına yönelik prim desteği ve yıpranma hakkı uygulamasını en kısa sürede hayata geçirmesi bekleniyor.
- Uygulama tarihi: Bazı kaynaklar, bu düzenlemenin 29 Mayıs sonrasında yürürlüğe girebileceğini öne sürerken, yetkililer çalışmaların devam ettiğini ve nihai tarihin yakın gelecekte belirleneceğini ifade ediyor.
- Devlet desteği: Devlet, ev hanımlarının ödedikleri primlerin aylık olarak belirli bir oranda (örneğin üçte biri) karşılanacağı gibi, prim destek miktarı yıllık 12.000 TL gibi üst sınırlarla sınırlandırılacak.
Sonuç
Ev hanımlarına yönelik prim desteği ve yıpranma hakkı düzenlemesi, milyonlarca kadının sosyal güvenceye kavuşması açısından umut verici bir gelişme olarak görülüyor. Yüksek prim maliyetlerinin yarattığı sıkıntıyı hafifletecek ve erken emeklilik şartlarını iyileştirecek bu düzenleme, hem ekonomik hem de sosyal açıdan önemli bir adım niteliğinde.
Hükümetten gelecek somut adımlar ve açıklamalar, ev hanımlarının beklediği sosyal güvenceye ulaşmalarında belirleyici olacak. Bu düzenlemelerin hayata geçmesiyle birlikte, ev hanımları artık emeklilikte daha az prim ödeyerek, daha erken ve daha rahat bir emeklilik sürecine adım atabilecek.
Ekonomi
Japonya’da pirinç krizi: Stoklardan 200 bin ton çıkarılacak

Japonya Tarım Bakanı Shinjiro Koizumi, temel gıda maddesi olan pirincin artan fiyatlarını kontrol altına almak amacıyla hükümetin stoklarından 200 bin tonluk ek bir pirinç satışına daha gideceklerini açıkladı. Satışlar, doğrudan perakendecilerle yapılan sözleşmeler yoluyla gerçekleştirilecek.
Stoklardan piyasaya sürülecek pirincin 100 bin tonu 2020, diğer 100 bin tonu ise 2021 yılı hasadına ait olacak. 2020 mahsulü pirincin 5 kilogramlık paketlerinin 1.700 yen gibi daha uygun fiyatlarla mağazalarda satışa sunulması bekleniyor.
Bu adımla birlikte Japonya’nın pirinç rezervi yaklaşık 100 bin tona düşmüş olacak. Mart ve Nisan aylarında yapılan açık artırmalar öncesinde bu stok miktarı 910 bin ton civarındaydı.
Koizumi, düşen rezerv seviyesinin acil durumlarda yetersiz kalabileceği yönündeki endişelere dikkat çekerek, ülke içi arzın istikrarını sağlamak adına pirinç ithalatına açık olduğunu belirtti.
Piyasaya sürülecek pirinç, büyük perakende zincirlerinin yanı sıra küçük süpermarketler ve özel ürün mağazalarına da dağıtılacak. Tarım Bakanlığı, başvuruları Çarşamba gününden itibaren kabul etmeye başlayacak.
“Stoktaki pirinci hızlı şekilde ulaştırarak tüketicilere daha düşük fiyatlarla sunmayı hedefliyoruz” diyen Koizumi, yüksek fiyatlar nedeniyle halkın yaşadığı memnuniyetsizliğe çözüm arandığını vurguladı.
Japonya, afetler ve kötü hasat yılları gibi acil durumlara karşı yılda 200 bin tonluk alımlarla oluşturulan yaklaşık 1 milyon tonluk bir pirinç rezervi tutuyor. Ülkenin yıllık pirinç tüketimi ise yaklaşık 6.7 milyon ton.
Geçen yazdan bu yana mağazalarda pirinç sıkıntısı yaşanıyor. 1 Haziran haftasında 5 kilogramlık pirincin ortalama fiyatı 4.223 yene kadar çıkarak, geçen yılın iki katına ulaştı. Hükümet, bazı toptancılar ve çiftçilerin fiyatların daha da yükseleceği beklentisiyle pirinç stokladığından şüpheleniyor.
Mayıs sonunda Tarım Bakanı olarak göreve başlayan Koizumi, önceki bakan Taku Eto’nun istifasının ardından göreve gelmişti. Yeni dönemde hükümet, fiyat artışlarına karşı ilk kez doğrudan satış yöntemiyle 300 bin ton pirinç piyasaya sürme kararı almıştı.
Koizumi, kalan rezervin afet ve kötü hasat gibi olağanüstü durumlar için “yeterli” olduğunu ifade ederek, 2011 yılındaki büyük deprem ve tsunaminin ardından sadece 40 bin tonluk bir stokun kullanıldığını hatırlattı.
Ekonomi
BİM Aktüel Kataloğu 13 Haziran cuma: Vantilatör, mini buzdolabı, klima, salıncak, dolap ve çadır geliyor

BİM’de bu haftanın indirimli ürünler listesi belli oldu. Oyuncu kulaklığı 499 TL, Gaming Klavye 499 TL, Mini Buzdolabı 5.990 TL, Ayaklı Vantilatör 1.350 TL, Btu Portatif Klima 8.900 TL, Buz Makinesi 2.990 TL, Airfryer 4.290 TL, Doğrayıcı 990 TL, Elektrikli Süpürge 3.490 TL, Hibrit Tıraş Makinesi 749 TL olacak. BİM’de motosiklet ürünlerindeki kampanyalı fiyatlar merakla bekleniyordu. Carplay Multimedya Ekran 2.290 TL, Yüksek Hızlı Hava Üfleyici 990 TL, Motosiklet Sele Brandası 99 TL, Motosiklet Uyarı Işığı 225 TL, Lastik Basınç Ölçme Cihazı 990 TL, Motosiklet Kameralı İntercom Sistemi 4.450 TL’den satışa sunulacak. Alternatif olarak Otomatik Katlanabilir Çocuk Çadırı 1.499 TL, Plaj Sandalyesi 299 TL, Elektrikli Dartboard 699 TL’den reyonlarda yerini alıyor. İşte, BİM 13 Haziran cuma aktüel kataloğu…
Ekonomi
Fitch’ten Türk bankaları için yeni tahmin

Fitch Ratings Bankalar Direktörü Ahmet Emre Kılınç, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) politika faizine ilişkin, “Yıl sonunda yüzde 33 ile daha düşük bir politika faizi görüyoruz. Bu nedenle bankaların net faiz marjının gelişeceğini düşünüyoruz ancak bu, yılın başındaki beklentimize göre daha az bir iyileşme.” dedi.
Kılınç, Türk bankacılık sektöründeki son gelişmeler ve sektörün yılın ikinci yarısına ilişkin görünümünü değerlendirdi.
Türk bankalarının görünümünü iç piyasada yaşanan gelişmeler ve küresel çapta gümrük tarifelerinin etkilediğini dile getiren Kılınç, mart ayı öncesinde faizin düşmeye devam etmesiyle bankaların faiz marjının destekleneceği yönünde bir beklenti olduğunu ancak iç piyasada yaşanan volatilite nedeniyle bu beklentinin bir miktar ertelendiğini aktardı.
BANKALARI DAHA YAKINDAN İZLEMEYE BAŞLADIK
Kılınç, TCMB’nin politika faizini yüzde 46’ya çıkardığını ve bankaları yüzde 49 ile üst banttan fonladığını anımsatarak, “Yıl sonunda yüzde 33 ile daha düşük bir politika faizi görüyoruz. Bu nedenle, bankaların net faiz marjının gelişeceğini düşünüyoruz ancak bu, yılın başındaki beklentimize göre daha az bir iyileşme.” dedi.
Faizin yüksek seyretmesinin risk maliyetlerinde artışa neden olduğunu belirten Kılınç, şöyle devam etti:
“Yılın ikinci yarısı için bankaların aktif kalitesini daha yakından izlemeye başladık. Şu anda aktif kalitesindeki risklerin bankalar için yönetilebilir olduğunu düşünüyoruz. Bu açıdan, Türk bankalarının görünümüne ilişkin sene başındaki nötr beklentimizi koruyoruz. Bankacılık sektörü için faaliyet ortamı skoru pozitif ve bunu da aynı şekilde koruyoruz. Karlılık bu yıl daha iyi olabilir. Ancak son dönemde piyasa görülen oynaklığın pozitif gidişatı bir miktar sekteye uğrattığını düşünüyoruz. Bu oynaklık nedeniyle Türkiye’nin, 5 yıllık kredi risk primi (CDS) yükselmişti ancak tekrardan geriledi ve 300 baz puan seviyelerinde.”
BANKALARIN, YURT DIŞI FİNANSMANA ERİŞİMİ SÜRÜYOR
Kılınç, Türkiye’deki bankaların yüksek miktardaki kısa vadeli dış borcunun refinansman riski oluşturduğunu ancak bu riskin yeni olmadığını anımsattı.
Bu noktada piyasaya erişimin önemli olduğuna işaret eden Kılınç, “Geçen yıl bu erişim güçlüydü. Birçok banka hem Eurobond hem sermaye benzeri kredi ihraçları gerçekleştirdi. Marttan bu yana baktığımızda, sendikasyon kredileri yüzde 100’ün üzerinde yenilendi. Bu da bankaların yurt dışı finansmana ulaşmaya devam ettiğini gösteriyor ama uzun vadeli tahvil ihraçlarında yavaşlama oldu. Maliyetler burada belirleyici. Bu açıdan, bankalar, burada uygun ortamı bekleyeceklerdir.” diye konuştu.
Kılınç, ABD’deki faiz politikası, jeopolitik riskler ve tarifeler dahil küresel gelişmelerin de Türk bankalarının görünümünü dolaylı yoldan etkileyebileceğini ancak özellikle tarifelerin Türk bankacılık sektörü üzerindeki etkisinin çok sınırlı olabileceğini belirtti.
-
Gündem1 hafta önce
19 Yaşındaki Sırp TikTok Fenomeni Tijana Radonjic, Budva’da Deniz Paraşütü Kazasında Hayatını
-
Gündem1 hafta önce
TikTok’ta Herkes Uzman! Türkiye’de Filozof Bitmedi, Sadece Fenomenleşmedi
-
Spor1 hafta önce
Samsunspor Tarihinde Bir İlk: UEFA Avrupa Ligi’ne Katılmayı Başardı!
-
Gündem1 hafta önce
‘Sadece Oyalıyorlar’: Silah Bırakma Çağrısı Boşa Çıkarken PKK Çatışmaya Hazırlanıyor – Katılanlara 150 Dolara Kadar Maaş Veriliyor!
-
Gündem1 hafta önce
Arnavutköy’de 2 Günlük Bebek Mezarlıkta Bulundu: Üniversite Öğrencisi Anne İfadesi Şoke Etti
-
Magazin1 hafta önce
Sıla Türkoğlu’ndan yeni pozlar: Son günlerde ben
-
Gündem1 hafta önce
Yozgat’ta Taziye Dönüşü Feci Kaza: 2 Ölü, 15 Yaralı
-
Gündem1 hafta önce
İznik’te 3. Yüzyıla Ait Evin Zemininde Ortaya Çıkan 2.500 Yıllık Mozaik: Kraliçe Nicea’nın Sarayına Mı Ait?