Gündem
Üzerine para saçmışlardı: Hastanede yaşlı kadına eziyet davası başladı
İstanbul’da, özel hastanedeki sağlık personelinin yaşlı bir hastaya kötü muamelede bulunduğu görüntülerin ortaya çıkmasının ardından toplam 7 sanık hakkında 3’er yıldan 8’er yıla kadar değişen sürelerde hapis cezası istenen davanın ilk duruşması yapıldı.
Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanıklar Ali E., Nuriye K., Emrah Ö., İlknur K. ve Mert Can S. ile taraf avukatları katıldı.
Sanık Ali E. savunmasında, kayıtta belirtilen sözlerin kendisine ait olduğunu ancak suçlamaları kabul etmediğini dile getirdi.
Hastanın 2 yıl yoğun bakımda yattığını, Alzheimer hastası olduğunu anlatan Ali E. şöyle devam etti:
“Hasta eve çıkabilecek durumdaydı. Ancak eski banka çalışanı olduğu için hastaneyle anlaşma gereğince hastanenin yoğun bakımında kalmaktaydı. Beraatimi talep ederim. Mağdur Alzheimer hastası olduğu için ve daha önce bankada çalıştığından dolayı ‘Kasadan paralarımı verin’ demekteydi. Biz de bu nedenle fotokopi olarak paraları ona vermekteydik. Yataktan kalkmaması için böyle yapmaktaydık. Sonrasında spontane olarak olay gelişti. Hasta ameliyat olmaktan korkuyordu. Sondasının çıkarılıp takılmaması için kendisine zarar vermemesi amacıyla yataktan kalkmamasını sağlamak amacıyla böbrek muhabbeti oldu.”

Sanıklardan İlknur K. ise görüntülerdeki kişinin kendisi olmadığını iddia etti.
Görüntülerde sesinin de olmadığını, olaydan haberinin bulunmadığını, çalıştığı dönemde hiçbir zaman eziyet veya kötü muamele yapıldığını görmediğini, insanların bütün ihtiyaçlarını karşıladıklarını savunan İlknur K. suçlamaları reddetti.
Sanık Emrah Ö. de yoğun bakımda birden fazla hastanın kaldığını aktardı.
Hastalara eziyet ile kötü muamele gibi durumlara şahit olmadığını belirten Emrah Ö, “Zaten bu hasta senelerdir oradaydı. Hastaya yakın ilgi gösterilmekteydi. Doğum günlerinde hastayı kafeteryaya indirerek kutlama yapmaktaydık. Hastanın kimsesi olmadığı için ihtiyaçlarını karşılamaktaydık. Hastaya gösterdiğimiz ilgi sebebiyle yönetim katından da bize teşekkür gelmişti. Suçlamayı kabul etmiyorum.” diye konuştu.
Hakim, sanık Murat Y.’nin duruşmaya zorla getirilmesine, diğer sanıklardan İrem Aysima E.’nin de gelecek celsede hazır edilmesine karar verip, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

İDDİANAMEDEN
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının İçerenköy Bayındır Hastanesi’nde yoğun bakımda yatan yaşlı kadının yüzüne hastane görevlilerince para konularak korkutulduğu ve aşağılayıcı davranışlarda bulunulduğu görülen videonun sosyal medya ve bazı haber sitelerinde gündeme gelmesinin ardından başlattığı soruşturma tamamlandı.
İddianamede, 4 şüphelinin “beden bakımından kendisini savunamayacak durumdaki mağdura karşı eziyet” suçunu işledikleri, Zeren’e hakaret ve eziyet edenlerin görüntüsünü çeken Nuriye K. ve Mert Can S’nin ise kişisel veri sayılan mağdurun görüntüsünü kayda aldıklarının anlaşıldığı ifade edildi.
Şüpheli sağlık destek personeli Murat Y’nin ise cep telefonunda mağdurun kişisel verisi olan hastane yoğun bakımındaki görüntülerinin yer aldığı kaydedilen iddianamede, şüpheliler Ali E, Emrah Ö, İlknur K. ve İrem Aysima E’nin “beden bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan mağdura karşı eziyet” suçundan 3’er yıldan 8’er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Diğer şüpheliler Mert Can S, Nuriye K. ve Murat Y’nin ise “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme veya yayma” suçundan 3’er yıldan 6’şar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

NE OLMUŞTU?
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında 7’si İstanbul, biri Samsun ve diğeri de Bursa’da olmak üzere 9 şüpheli gözaltına alınmıştı.
Emniyetteki işlemlerinin ardından 6 Ekim 2022’de Anadolu Adalet Sarayına sevk edilen şüphelilerden 2’si savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakılmıştı.
Hakimliğe sevk edilen, aralarında yaşlı hastanın üzerine para koyduğu iddia edilen Ali E.’nin da aralarında bulunduğu 4 şüpheli tutuklanmış, 3 şüpheli ise adli kontrol şartıyla salıverilmişti.
Tutuklanan 4 şüpheli, 28 Aralık 2022’de Anadolu Sulh Ceza Hakimliğince yapılan tutukluluk incelemesinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Gündem
II. Abdülhamid’in Torunu Kayıhan Osmanoğlu’na YÖK Sahte Diploma Soruşturması
Açıklaması:
YÖK Yürütülen denetimde, II. Abdülhamid’in torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu’nun İnönü Üniversitesi Tarih Bölümü’nden yasa dışı mezuniyet kaydı oluşturduğu ve sahte diploma girişimiyle ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu iddiaları üzerine soruşturma başlattı. Detaylar ve iddianame süreci bu makalede.
Giriş
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından 22–23 Temmuz 2025’te yapılan denetimler sonucunda, II. Abdülhamid’in 4. kuşak torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu’nun İnönü Üniversitesi Fen‑Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden sahte diploma almaya çalıştığı iddiasıyla “resmi evrakta sahtecilik” suçlamasıyla soruşturma başlatıldığı ortaya çıktı .
Sahte Diploma Girişiminin Detayları
-
Osmanoğlu’nun adına diploması olmadığı halde İnönü Üniversitesi’nden mezuniyet belgesi temin etmeye çalıştığı, YÖK sistemine yasa dışı mezuniyet kaydı eklenmeye çalışıldığı bildirildi .
-
Bu sürecin, İnönü Üniversitesi Öğrenci İşleri Daire Başkanı S.D. adına oluşturulan sahte elektronik imza ile yürütülmeye çalışıldığı soruşturma dosyasına yansıdı .
YÖK’ün Resmi Yazısı: Kayıt Yok, Mezuniyet Yok
YÖK’ün savcılığa ilettiği belgelerde, Osmanoğlu’nun ne İnönü Üniversitesi’nde ne de başka bir yükseköğretim kurumunda öğrenci kaydı ya da mezuniyet bilgisi bulunmadığı açık şekilde belirtildi .
Ayrıca, Osmanoğlu’nun kendi adına kayıtlı telefon numarası üzerinden defalarca kez mezuniyet sorgulaması yaptığı da tespit edildi, bu durum sahtecilik girişimini belgeleyen önemli bir kanıt sayıldı .
İddianame Hazırlandı: Ceza Yolu Açıldı
31 Temmuz 2025 itibarıyla, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı iddianameyi tamamladı ve dosyada Osmanoğlu da yer aldı. İddianamede “sahte diploma temin etme” suçlamasıyla yer aldı; dosyası diğer şüphelilerden ayrılarak özel olarak değerlendirildi .
Skandalın Sosyal Etkisi ve Medya Yansımaları
-
Osmanoğlu, geçmişte sosyal medya ve internet sitesinde kendisini “şehzade” olarak tanıtarak tarih eğitimi sırasında “yalan tarih”le cezalandırıldığı mesajları vermişti. Bu biyografik ifadeler de kamuoyunun dikkatini çekti .
-
Savcılığın yürüttüğü soruşturmada, sahte diploma organize suç çeteleriyle bağlantılı olduğu ve bazı kamu görevlilerinin dosyada yer aldığı raporlandı
Gündem
Denizli’de Polis Dehşeti: Ailesini Katleden Memur İntihar Etti, Şok Gerçekler Ortaya Çıktı
Açıklaması
Denizli Merkezefendi’de çevik kuvvet polisi Coşkun Söylemez’in eşi ve iki çocuğunu öldürerek intihar ettiği korkunç olayın ayrıntıları, muhtemel sebepleri ve toplumsal yansımaları. Tüm bilinenler bu makalede
Olayın Özeti
1 Ağustos 2025 sabahı saat 06:45 civarında, Denizli’nin Merkezefendi ilçesi Karaman Mahallesi 1731 Sokak’ta oturan çevik kuvvet polisi Coşkun Söylemez (35), eşi Nazlı Söylemez (33) ile çocukları Yağız (7) ve Duru (2)’yu uyudukları sırada tabancayla vurarak yaşamlarına son verdi. Ardından aynı silahla kendi kafasına ateş ederek intihar etti .
Polis Memurunun Profili ve Görev Yerleri
-
Adı Soyadı: Coşkun Söylemez
-
Yaşı: 35
-
Görev Yeri: Şırnak Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü
-
İzne Geliş: Ailesini yeni görev yerine götürmeyen Söylemez, yaklaşık 3 gün önce yıllık izinle eşinin ve çocuklarının kaldığı kayınvalidesinin evine gelmişti .
Olayın Geçmişi ve Muhtemel Sebepler
-
Basına yansıyan bilgilere göre, Söylemez’in emlak piyasasına bağlı yaklaşık 7 milyon TL borcu olduğu ve ekonomik bunalım yaşadığı iddia ediliyor Yakın çevresindekiler, memurun son günlerde ruhsal açıdan çözülme belirtileri gösterdiğini belirtti. Henüz resmi bir psikolojik rapor açıklanmadı.
Olay Yerindeki İncelemeler
-
Olay yerine ilk olarak sağlık ekipleri, ardından çok sayıda polis sevk edildi.
-
Cumhuriyet Savcılığı ve İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, evdeki incelemelerini olay sabahı tamamladı.
-
Adli Tıp Kurumu’na kaldırılan cesetler üzerinde otopsi sürüyor; kesin ölüm saati ve olay sırasındaki tetik mekanizmaları detaylı raporla belirlenecek .
Yetkili Açıklamaları
-
İçişleri Bakanlığı ve Denizli Valiliği, olayla ilgili müfettiş görevlendirdi.
-
Valilikten yapılan ilk açıklamada olayın aile içi şiddet ve ekonomik sorunların ağır stres etkisiyle gerçekleştiği vurgulandı.
Toplumsal ve Hukuki Yansımalar
-
Türkiye’de artan aile içi şiddet vakalarına bir yenisi eklendi. Basın mensupları, psikologlar ve hukukçular, bu tür trajedilerin önlenmesi için aile destek hatları ve yakın izleme sistemleri öneriyor.
-
Polis teşkilatı içerisinde ruh sağlığı destek mekanizmalarının güçlendirilmesine yönelik çağrılar yapılıyor.
Sonuç ve Öneriler
Denizli’de yaşanan bu korkunç olay, ekonomik bunalım ve psikolojik destek eksikliğinin aileler üzerinde nasıl geri dönülmez sonuçlar doğurabileceğini gösterdi. Yaşanan trajedilerin önüne geçebilmek için:
-
Ekonomik Destek ve Danışmanlık: Borç stresi yaşayan memur ve vatandaşlara özel destek programları
-
Ruh Sağlığı Takibi: Emniyet teşkilatında zor görev yapan personele periyodik psikolojik test ve terapi imkânı
-
Aile İçi Destek Hatları: Kriz anında devreye girecek 7/24 ulaşılabilir danışma hatları
Bu dehşet verici olay, toplumun tüm kesimlerine aile içi şiddet ve ruh sağlığı konularını yeniden gündemine almaları için ciddi bir uyarı niteliğinde. Toplum olarak dayanışmayı güçlendirmek, sevdiklerimize kulak vermek ve ihtiyaç duyduklarında profesyonel yardım almalarını sağlamak en acil görevimiz olmalıdır.
Gündem
Aydın’ı Sarsan Bebek Skandalı: 9 Günlük Bebeği Para Karşılığı Satın Alan Çocuk Doktorunun Kan Donduran İtirafı
Açıklaması: Aydın Kuşadası Devlet Hastanesi’nde görevli çocuk doktoru Şebnem E.’nin 9 günlük bebeği para karşılığı satın alması ve hemşirelerin dikkatiyle skandalın ortaya çıkması, insan ticareti ve taksirle yaralama soruşturmasını beraberinde getirdi.
1. Giriş
Aydın’ın turizm merkezi Kuşadası’nda olağanüstü bir sağlık skandalı patlak verdi. Devlet Hastanesi’nde görevli çocuk doktoru Şebnem E., doğum yapan ve bebeğine bakım sağlayamayacağını beyan eden bir anneden, 9 günlük bir bebeği para karşılığı satın aldığını itiraf etti . Doktorun bu insan ticaretine ilişkin itirafı, skandalın boyutlarını tüm ülkeye duyurdu.
2. Olayın Detayları
-
Bebeğin Satın Alınması: İddialara göre, hastanede doğum yapan anneden “çocuğuna bakamayacağını” söylemesi üzerine Şebnem E., 9 günlük bebeği para karşılığı devraldı .
-
Eve Götürme ve Bakıcı Tutma: Doktor, bebeğin bakımını sürdürmek için evine bir bakıcı da tuttu.
-
Kazaya Bağlı Yaralanma: Bebeği kucağından düşüren doktor, panikleyerek yaralanan çocuğu tedavi ettirmek için bakıcı aracılığıyla önce çalıştığı hastaneye getirdi .
3. Hemşire Dikkati ve Skandalın Ortaya Çıkışı
Yoğun bakım ünitesinde görevli hemşireler, hastaneye getirilen bebeğin yüzünde ve başında darbe izleri fark etti. Şüphelenen hemşireler durumu üst yönetime bildirdi ve olay şöyle açığa kavuştu:
“Anne-baba olmadığı için ilçe dışı sevki uygun gördüm” notuyla Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edilen bebeğin, doktorun kendi altındaki hastaneden olduğu ortaya çıktı .
4. Hukuki Süreç ve Soruşturmanın Seyri
-
Soruşturma Konuları: Doktor Şebnem E. hakkında “insan ticareti” ve “taksirle yaralama” suçlarından resen soruşturma başlatıldı .
-
İtiraf ve Gözaltı: Gözaltına alınan doktor, suçunu itiraf ederek bebeği 11 gün önce satın aldığını kabul etti
-
Adli Belgeler: Sevk belgelerinde yer alan ifadeler, skandalın hukuki boyutunu netleştirdi ve yetkili adli mercilere delil teşkil etti.
5. Uzman Görüşleri ve Toplum Tepkisi
-
Çocuk Hakları Uzmanları: Uzmanlar, tıbbi personelin öncelikli sorumluluğunun hastaların refahı ve hukuka riayet olduğunu belirtiyor. Bu tür eylemlerin sağlık sistemine duyulan güveni sarstığını vurguluyorlar.
-
Toplumsal Tepki: Sosyal medyada “bebek ticareti” ve “doktor skandalı” etiketleri trend listesine girdi; pek çok vatandaş, benzer vakaların önlenmesi için daha sıkı denetim talep ediyor.
6. Sonuç ve Değerlendirme
Kuşadası’nda patlak veren bu skandal, sağlık çalışanlarının etik ve yasal sınırları nasıl aşabileceğine dair ürkütücü bir örnek oluşturdu. Soruşturmanın devam etmesiyle, benzer vakaların önüne geçilmesi adına hastane protokollerinin ve mesleki denetim mekanizmalarının gözden geçirilmesi ivedilik kazanmış durumda. Kamuoyunun bu skandaldan çıkaracağı ders, “insan ticaretine geçit vermeyen şeffaf bir sağlık sistemi” için kaynakların etkin kullanımını ve sıkı kontrol zincirlerini zorunlu kılıyor.
-
Gündem5 gün önce
MOSSAD İddiası ve Bursa Yangınında Sabotaj Şüphesi: Gerçek Ne?
-
HAVA DURUMU2 gün önce
Meteoroloji Uzmanı Tekin Tarih Verdi: Cuma Günü Sıcaklık Düşüyor, Yağış Geliyor!
-
Gündem2 gün önce
“Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı Duyurdu: Bursa Harmancık‑Orhaneli Yangını Kontrol Altına Alındı”
-
Gündem6 gün önce
Alanya’da Skandal: Ünlü Doktor A.D. ve Hemşirenin Uygunsuz Görüntüleri, “Pes” Dedirten Yapay Zeka Savunması
-
Gündem1 hafta önce
Netanyahu’ya Roketatarla Suikast Girişimi Son Anda Engellendi
-
Gündem1 hafta önce
Son Dakika: Bilecik, Sakarya ve Eskişehir’de Çiftçiler Alevleri Durdurmak İçin Traktörleriyle Çukur Kazıyor
-
Gündem1 hafta önce
Bungalov Skandalında Gizli Kamera Dehşeti: Telefon Kayıtları Panik Anlarını Gün Yüzüne Çıkardı
-
Gündem5 gün önce
İstanbul’da Haraç Şebekesine Ağır Darbe: Ataşehir’de Oto Galeriye Kalaşnikoflu Dehşet