Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Türkiye, Üç Deniz Girişimi’nin stratejik ortağı oldu

Yayımlandı

üzerinde

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, ülkelerin öncelikle bölgesel, sınır veya yakın komşularıyla işbirliği yapması gerektiğini belirterek, “Bölgenizi ne kadar geliştirirseniz küreselde de o kadar güçlü olursunuz, karşılıklı menfaat içinde olursunuz.” dedi.

Bakan Uraloğlu, Polonya’nın başkenti Varşova’daki Kraliyet Şatosu’nda devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı Üç Deniz Girişimi’nin 10. Zirvesi’nin ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, ‘nin bir geçiş noktasında bulunduğunu söyledi.

Uraloğlu, Türkiye’nin, Orta ve Doğu Avrupa’da enerji, ulaştırma ve dijitalleşme alanlarındaki altyapı eksikliklerinin giderilmesi hedefiyle Baltık, Adriyatik ve  ülkelerinin başlattığı Üç Deniz Girişimi’nde “stratejik ortak” olarak yeni bir rol üstlendiğine işaret etti.

Ülkenin bulunduğu konumun önemine değinen Uraloğlu, “Türkiye, öncelikle bir geçiş noktasında hem Doğu Batı’da Orta Koridor’da ve Kuzey Güney’de de Kalkınma Yolu Koridoru var. Burada da Üç Deniz Girişimi, Baltık’tan başlayıp Adriyatik Denizi’ne ve Karadeniz’e ulaşan ülkelerin başlattığı 10 yıllık bir girişim ve zirvenin 10’uncusu yapıldı. Bizim de geçen yıl başlattığımız bir ortaklık başvuru sürecini dün itibarıyla sonuçlandırmış olduk ve Türkiye artık Üç Deniz Girişimi’nin stratejik ortağı oldu, bu bizim için kıymetli.” ifadelerini kullandı.

Uraloğlu, burada 800 kilometre civarında bir kara yolu yapılmasının gündemde olduğunu, bunun yaklaşık 3’te 1’lik kısmının yapıldığını, 3’te 1’lik kesiminin devam ettiğini ve geri kalanının da yapılmasının planlandığını anlattı.

Yapılan ortaklıkla hem koridorların kullanılmasının sağlanacağını hem de Türk müteahhitlerinin iş yapma noktasında bir imkana sahip olacağını vurgulayan Uraloğlu, “Üç Deniz Girişimi ama Türkiye üzerinden biz bunu Hazar Denizi’ne ve Basra Körfezi’ne bağladığımızda, esasında 5 denizi bir anlamda da kapsayan bir proje ve girişim haline gelmiş oluyor. Bundan sonraki süreçten katkı sağlayacağız hem de ülkemizin bu projeden, ortaklıktan daha fazla istifade etmesini sağlamış olacağız.” diye konuştu.

Uraloğlu, Polonya’da, Moldova’da, Romanya’da, Bulgaristan’da, Arnavutluk’ta, Yugoslavya’da, Sırbistan’da birçok Türk firmasının çalıştığına dikkati çekerek, ilerleyen zamanda bunun daha da artacağını öngördüklerini dile getirdi.

“FİRMALARIMIZ HAZIR OLSUN”

Moldova Altyapı ve Bölgesel Kalkınma Bakanı Vladimir Bolea ile görüştüklerini aktaran Uraloğlu, “Yaklaşık iki milyar avro bir Avrupa Birliği fonuyla, Türk firmalarına ve müteahhitlerine buradaki işleri yaptırmak istediklerini, halihazırda çalışan firmaların olduğunu söyledi. Her türlü katkıyı, desteği vermeye hazır olduğumuzu ilettik. Bizim için de buralarda bir iş imkanı olması söz konusu. Elbette bu kıymetli ama dediğim gibi buradaki strateji, ortaklık bizim için en değerli olanı.” değerlendirmesinde bulundu.

Uraloğlu, hiçbir ülkenin kendi kendine yetmediğinin altını çizerek, ülkelerin öncelikle bölgesel, sınır veya yakın komşularıyla işbirliği yaparak, bir gelişme içinde olması gerektiğini vurguladı.

Üç Deniz Girişimi’nin tam da bunu anlattığını ifade eden Uraloğlu, şunları kaydetti:

“Türkiye’ye baktığınız zaman Kalkınma Yolu projesinde 4 ülke var. Orta Koridor, Azerbaycan başta olmak üzere Gürcistan ve Türk Cumhuriyetleri ve Çin’e kadar. Bölgenizi ne kadar geliştirirseniz küreselde de o kadar güçlü olursunuz, karşılıklı menfaat içinde olursunuz. Bizim firmalarımız hazır olsun, onlara güveniyoruz. Türk Cumhuriyetleri’nde, Afrika’da, Avrupa’da, Uzakdoğu’da, her tarafta çok başarılı işler yapıyorlar, bizi mahcup etmiyorlar. Onun için daha fazlasına hazır olsunlar, buralarda iş imkanları olacak diye bekliyoruz.”

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

EU Adalet Divanı “Altın Pasaport” Programını Yasakladı: Sabancılar da Dahil, 900 000 Avro’luk Vatandaşlık Sona Erdi

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
AB Adalet Divanı, Malta’nın yatırım karşılığı vatandaşlık (“altın pasaport”) programını AB anlaşmalarıyla çeliştiği gerekçesiyle durdurdu. Sabancı ailesi de dahil olmak üzere varlıklı yabancılara kişi başı 900 000 Avro (39,5 milyon TL) karşılığında vatandaşlık veren uygulama, emsal kararlarla tüm AB’ye yayılacak.

Özet

Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD), Malta’nın yatırım karşılığı vatandaşlık programı olarak bilinen “altın pasaport” uygulamasının AB anlaşmalarıyla bağdaşmadığı gerekçesiyle sona erdirilmesine hükmetti . Uygulama kapsamında yabancılara kişi başı yaklaşık 900 bin Avro (yaklaşık 39 milyon 500 bin TL) karşılığında vatandaşlık veriliyordu . Karar, 20 Ekim 2020’de AB Komisyonu’nun ihlal süreci başlatmasının ardından 29 Eylül 2022’de açılan davada dün açıklanan gerekçeli kararla kesinleşti . Türkiye’den Sabancı ailesi üyelerinin de programdan faydalanmış olması, karara ulusal basında geniş yer buldu .


AB Adalet Divanı Kararının Detayları

Avrupa Birliği Adalet Divanı, üye bir devletin vatandaşlık hakkını ticari bir işlem haline getirerek yatırım karşılığı satmasının AB Anlaşması’ndan kaynaklanan temel statü kavramıyla bağdaşmadığını tespit etti . Mahkeme, ödemeyi “vatandaşlık hakkı” için temel ölçüt olarak kabul etmenin Birlik vatandaşlığı statüsünü ticarileştireceğine vurgu yaptı . Bu karar, AB içerisinde Bulgaristan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde de benzer programları bulunan üye ülkeler için emsal teşkil edecek nitelikte görülüyor .

AB Komisyonu, 20 Ekim 2020’de Malta’nın uygulamasını AB yasalarını ihlal ettiği gerekçesiyle “ihlal süreci”ne tâbi tuttu. Program, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında Rus ve Belaruslu başvuruları durdurmuş, ancak diğer milletten yatırımcılara devam etmişti .


Altın Pasaport Programının İşleyişi

Malta’nın yatırım karşılığı vatandaşlık programı, 2012’den itibaren varlıklı yabancılara pasaport sağlamak amacıyla faaliyete geçti. Başvuru sahiplerinden;

  • En az 650 000 Avro katkı payı,

  • 150 000 Avro hükümete bağış,

  • Gayrimenkul yatırım şartı gibi çeşitli kriterler talep ediliyordu

2011–2019 döneminde hem “altın pasaport” hem de yatırım karşılığı oturma izni programlarından yaklaşık 130 000 kişi faydalandı ve bu uygulamalardan elde edilen gelir 21,8 milyar Avro’ya ulaştı . Programın katılımcılarının %40’ını Rus vatandaşları oluşturuyordu


Sabancı Ailesi ve Diğer Zenginler

Patronlar Dünyası’nın aktardığına göre, 2019 yılında Türkiye’nin önde gelen ailelerinden Sabancılar da bu program kapsamında Malta vatandaşlığına geçti  Sabancı ailesine ek olarak, ülke içinde tanınmış iş insanlarından pek çoğu “altın pasaport” sahibi olarak AB vatandaşı ayrıcalıklarından yararlandı .


Mali Boyut ve İstatistikler

Program kapsamında tek bir başvuru maliyeti yaklaşık 900 000 Avro iken, bu rakam TL bazında yaklaşık 39 500 000 TL’ye tekabül ediyordu  Yatırım karşılığı vatandaşlık alan bireyler, AB içinde serbest dolaşım hakkı, iç pazara erişim ve seçimlerde oy kullanma gibi geniş haklara sahip oluyordu .


Kararın Olası Etkileri

  • Emsal Teşkil Etme: Karar, AB’deki yatırım karşılığı vatandaşlık uygulamalarının tamamı için bağlayıcı nitelik taşıyor. Bunun sonucunda Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve Bulgaristan’daki “altın pasaport” benzeri programların da gözden geçirilmesi bekleniyor .

  • Yatırımcı Güveni: Uygulamadan yararlanan yatırımcılar, hak kaybı endişesiyle program dönüşümü veya başka AB ülkelerinden benzer fırsat arayışına gidebilir .

  • Yasal Düzenleme: Üye devletlerin vatandaşlık politikalarında net kriterler belirlemesi gerekecek; kamuoyu baskısıyla daha şeffaf ve adil prosedürler öne çıkabilir

Okumaya Devam Et

Gündem

Beşiktaş’taki kumpircilere hanutçuluk operasyonu: 4 işletme kapatıldı

Yayımlandı

üzerinde

Belediye tarafından yapılan açıklamada “ Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri Ortaköy Meydanı’nda bulunan esnaflara yönelik denetimlerini yoğunlaştırdı. Gelen ihbarlar doğrultusunda yapılan denetimlere, Beşiktaş İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri de eşlik etti.

Gerçekleştirilen denetimler sonucunda, hanutçuluk yaparak çevreye rahatsızlık veren 4 işletme süreli olarak kapatılırken, 20 esnafa da ceza yazıldı” ifadeleri kullanıldı.

Konuyla ilgili açıklama yapan Beşiktaş Belediye Başkanvekili Rasim Şişman, “Beşiktaş’ta huzuru bozan hiçbir davranışa müsamaha göstermiyoruz. Ortaköy Meydanı’nda yaptığımız denetimlerde hanutçuluk yapan 4 işletmeyi kapattık. 20 işletmeye ise cezai işlem uyguladık. Kaymakamlığımızla iş birliği içinde çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz” dedi.

“HASSASİYETLE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Ortaköy Zabıta Karakol Amiri Onur Özelci, 7 gün 24 saat görev başında olduklarını belirterek şunları söyledi:

‘’Beşiktaş Belediyesi Zabıta Müdürlüğü olarak komşularımızın ve misafirlerimizin huzuru için etkin bir şekilde dijital platformlar ve sosyal medya takip edilmekte, vatandaşlarımızın paylaşımları ihbar olarak değerlendirilip hızlıca aksiyon alınmaktadır. Hanutçuluk, yani insanları rahatsız ederek zorla müşteri çekmeye çalışmak suçtur.

Bu kapsamda; İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleriyle müşterek olarak Ortaköy Meydanı’nda bulunan kumpir satışı yapan işletmeler hijyen, satışa arz edilen malzemelerin son kullanma tarihleri, tertip düzen, çığırtkanlık ve hanutçuluk yapmak suretiyle çevreye verilen rahatsızlıklar noktasında denetime tabi tutulmuş 20 işletme ile alakalı 5326 sayılı Kabahatler Kanununa istinaden hanutçuluk faaliyetleri konusunda cezai müeyyide uygulanmış 4 iş yeri kaymakamlık makamının olurlarıyla süreli olarak kapatılarak faaliyetten men edilmiştir. Beşiktaş’ta komşularımızın, hemşerilerimizin, turistlerin; rahat rahat zaman geçirmesi için hassasiyetle çalışmaya devam edeceğiz.’’

Okumaya Devam Et

Gündem

Murat Kurum’dan Sazlıdere Çıkışı: “Hiçbiri Araplara Satılmadı, Tamamen Sosyal Konut”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Arnavutköy Sazlıdere sosyal konut projesiyle ilgili “Araplara ya da başka ülke vatandaşlarına satış yapılmadı” açıklamasını yaptı. Projenin sosyal niteliği, su kaynaklarına etkisi ve Kanal İstanbul bağlantısı hakkındaki yaygın iddiaları çürüten detaylar bu makalede.

Özet

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Arnavutköy Sazlıdere’de inşa edilen sosyal konut projesiyle ilgili “Araplara ya da başka bir ülke vatandaşına satış yapılmadı” açıklamasını net bir şekilde dile getirdi. Bakan Kurum, dar gelirli vatandaşlar için planlanan 24.000 konutun tamamının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına kurayla tahsis edildiğini vurguladı. Ayrıca projenin Kanal İstanbul veya Sazlıdere Barajı gibi su kaynaklarıyla hiçbir bağlantısının bulunmadığını belirterek, üç yaygın yanlış iddiayı çürüttü.

Sazlıdere Sosyal Konut Projesi

Arnavutköy Sazlıdere’de, dar gelirli ailelerin “ev sahibi olmayan kardeşlerimiz” olarak nitelendirildiği 24.000 sosyal konutluk kampanya yürütülüyor. Proje, TOKİ ile Bakanlık iş birliğinde, Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlelerinden biri olarak tasarlandı. Kurum, “250 bin sosyal konut” kapsamındaki İstanbul ayağı için ayrılan bölümde inşa edilen konutların yalnızca kurayla belirlenen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına tahsis edildiğini açıkladı .

Çıkan İddialar ve Tepkiler

Lüks Konut İddiası

Muhalefet çevreleri, Sazlıdere Projesi’ni “lüks konut” olarak tanımlayarak sosyal boyutunu gölgede bırakmaya çalıştı. Bakan Kurum, “Buradaki projenin tamamı sosyal konuttur. Evi olmayan dar gelirli vatandaşlarımıza kurayla belirlediğimiz sahiplerin belli olduğu vatandaşlara yapılan konutlardır. Lüks konut değildir; bu birinci yalan” diyerek bu iddiayı yalanladı .

Araplara Satılacak İddiası

En yaygın çarpıtmalardan biri ise konutların “Arap yatırımcılara” satılacağı yönündeki iddialardı. Bakan Kurum, “Konutlar Araplara ya da herhangi bir ülke vatandaşına satılmadı. Alanların hepsi evi olmayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır” sözleriyle bu ikinci yalanı çürüttü .

Kanal İstanbul ve Su Kaynakları Bağlantısı

Üçüncü yanlış bilgi, projenin Kanal İstanbul veya Sazlıdere Barajı’nı etkileyeceği yönündeydi. Kurum, “Kanal İstanbul’la ilgili bir konu şu an gündemimizde yok; bu projelerin Kanal İstanbul’la yakından, uzaktan hiçbir ilgisi yoktur” ifadesini kullandı. Ayrıca, “Sazlıdere Barajı tam yerinde duruyor ve burası aktif bir su havzası değil; imar planı ve yönetmeliklere tam uyumla inşa ediliyor” diyerek su kaynaklarına zarar vereceği iddialarını da reddetti.

Bakan Kurum’un Açıklamalarından Öne Çıkanlar

  • Sosyal Konut Vurgusu: “250 bin sosyal konut” bütçesinin İstanbul’daki bölümünde Sazlıdere’ye ayrılan 24.000 konut, tamamen dar gelirli vatandaşlar için planlandı .

  • Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı Şartı: Projedeki hak sahiplerinin hepsi TC vatandaşı ve evi olmayanlar arasından kura ile belirlendi .

  • Polemik ve Dezenformasyon Uyarısı: “Polemiğe ve dezenformasyona dayalı asılsız iddialar milletimiz nezdinde karşılıksız kalacaktır” uyarısı yapıldı .

Projenin Türkiye İçin Önemi

Bu sosyal konut kampanyası, dar gelirli ailelerin konut edinme hakkını desteklemenin yanı sıra inşaat sektörü ve yan sanayiye de önemli bir canlılık kazandıracak. Deprem riski yüksek İstanbul’da güvenli, planlı yapılar inşa edilmesi, vatandaşların refahı için kritik görülüyor. Ayrıca proje, TOKİ’nin daha önceki deneyimleriyle vatandaş memnuniyetini artıracak şekilde tasarlanıyor.

Sonuç

Bakan Murat Kurum’un Sazlıdere çıkışı, üç ana efsaneyi yok ederek projenin sosyal niteliğini, yerli vatandaşa yönelik olduğunu ve su kaynaklarına zarar vermeyecek koşullarda planlandığını net biçimde ortaya koydu. Bu açıklama, sosyal konut hamlesine ilişkin dezenformasyonun son bulmasını hedeflerken, dar gelirli vatandaşların ev sahibi olma umudunu pekiştirmektedir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar