Gündem
Tanıkları yok etmek: İsrail neden gazetecileri hedef alıyor?

FATİHDOGANMEDYA HABER -26 AĞUSTOS -11:43
AÇIKLAMA:Son dönemde Gazze’de çok sayıda gazeteci öldü. Uluslararası örgütler neden ‘hedef alma’ diyor? IDF açıklamaları, hukuki boyut ve kanıtlar — detaylı analiz.
(giriş)
Son aylarda Gazze’de ve çevre bölgelere düzenlenen saldırılarda çok sayıda gazeteci yaşamını yitirdi. Uluslararası insan hakları örgütleri ve basın özgürlüğü kuruluşları, söz konusu ölümlere “hedef alma” iddiasıyla tepki gösterirken, İsrail ordusu sistematik hedefleme iddialarını reddediyor ve soruşturma açtığını bildiriyor. Bu haber, sahadaki vakaları, uluslararası tepkileri, hukuki çerçeveyi ve “neden” sorusuna ilişkin öne çıkan analizleri bir araya getiriyor.
Son saldırılar ve sayılar — ne kadar ağır?
-
Birden çok uluslararası kurumun ve haber ajansının derlemesine göre, 7 Ekim 2023’ten bu yana çatışma bölgesinde yüzlerce gazeteci ve medya çalışanı hayatını kaybetti. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi’nin (OHCHR) denetimleri belirli vakaları onaylayarak çok sayıda gazetecinin yaşamını yitirdiğini bildirdi.
-
Committee to Protect Journalists (CPJ) ve diğer kuruluşların güncel sayımına göre savaşta ölen gazeteciler ve medya çalışanlarının sayısı yüzleri aşıyor; farklı kuruluşların sayımları küçük farklılıklar gösteriyor, ancak ortak nokta: can kaybının olağanüstü düzeyde olduğu
-
En son olarak 25 Ağustos 2025’te Khan Yunis’teki Nasser Hastanesi’ne yönelik hava saldırılarında çok sayıda kişi öldü; saldırıda Reuters, AP, Al Jazeera gibi kuruluşlara bağlı gazetecilerin de hayatını kaybettiğine dair haberler yayımlandı. Bu saldırı “double-tap” (ilk vuruşun ardından kurtarma ekipleri veya muhabirler olay yerine gelirken ikinci vuruş) iddialarını tekrar gündeme getirdi.
Uluslararası örgütler ne diyor?
-
İnsan hakları ve basın özgürlüğü örgütleri, bazı olaylarda sivillerin ve gazetecilerin kasıtlı olarak hedef alındığına dair güçlü endişe bildirdi. 2024’te insan hakları örgütleri Avrupa kurumlarına İsrail’in gazetecileri öldürmesine karşı ortak adım çağrısında bulundu. Bu tür açıklamalar, vakaların soruşturulması ve sorumluların hesap vermesi talebini içeriyor.
-
RSF (Reporters Without Borders), CPJ ve diğer kuruluşlar sık sık olayları kaydediyor, veri yayımlıyor ve “Gazze karartması” gibi kavramlarla bilgi akışının kasıtlı kesildiğine dair endişelerini ifade ediyor.
İsrail’in açıklaması ve savunması
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), saldırıları genellikle “meşru askeri hedeflere” yöneltilmiş olarak tanımlıyor; gazetecilerin hedef alınmadığını, sivillerin zarar görmesinden üzüntü duyduklarını ve olaylarla ilgili soruşturma başlattıklarını bildiriyor. Ancak hakem kurullar ve insan hakları örgütleri bazı vakalarda IDF’nin gerekçelerini ve istihbarat argümanlarını şüpheyle karşılıyor.
Uluslararası insancıl hukuk (IHL) açısından durum nedir?
-
Uluslararası İnsancıl Hukuk (Cenevre Sözleşmeleri ve ilgili içtihat) gazetecileri çatışmalarda siviller olarak korur; gazeteciler, doğrudan çatışma eylemlerine katılmadıkları sürece hedef alınamaz. Savaş hukuku, saldırı sırasında orantılılık ve ayırt edicilik ilkesini zorunlu kılar. Hukukun ihlali delillerinin olması durumunda bunlar “savaş suçu” iddialarına dönüşebilir.
-
“Double-tap” saldırıları (ilk saldırıdan sonra kurtarma ekiplerinin veya gazetecilerin geldiği noktaların ikinci saldırıyla vurulması) uluslararası hukukçular tarafından özellikle eleştirilen taktiklerden biri; bu tip saldırıların insan hakları ve savaş hukuku açısından ciddi soru işaretleri oluşturduğu vurgulanıyor.
Neden gazeteciler hedef alınıyor — olası sebepler ve analiz
Aşağıdaki noktalar, hem akademik hem de insan hakları raporlarında sıkça geçen açıklamalar:
-
Bilgi kontrolü ve karartma stratejisi: Taraflar, çatışma alanındaki görsel ve yazılı kanıtların dünyaya ulaşmasını engellemek isteyebilir; bağımsız muhabirlerin yok edilmesi veya susturulması bunun bir parçası olarak yorumlanıyor. (RSF ve diğer kuruluşların “blackout/karartma” uyarıları).
-
Hedef gösterme/istihbarat iddiaları: Askeri aktörler bazen gazetecileri düşman unsurla ilişkilendirebilecekleri iddialarla hedef gösteriyor; bu iddialar bağımsız kuruluşlarca sıkça sorgulanıyor.
-
Hatalı hedefleme ve askeri zayıflık: İstihbarat hataları, yanlış koordinat veya sivillerin yoğun olduğu alanlarda operasyonlar nedeniyle gazeteciler de kurban olabiliyor; devletlerin resmi açıklamaları genelde “hata/üzüntü” dile getiriyor.
-
Psikolojik etki ve caydırma: Bağımsız haberciliği hedeflemek, kalan muhabirleri caydırıp haberciliğin niteliğini düşürebilir; bu da çatışmanın uluslararası görünürlüğünü azaltır. (Bu nokta hakem raporları ve uzman analizlerinde sıkça geçer.)
Somut örnekler — kanıtlarla vaka incelemesi
-
Nasser Hastanesi saldırısı (25 Ağustos 2025): Hastaneye yapılan saldırıda, haber ajanslarına bağlı gazetecilerin de öldüğü bildirildi. Saldırıya dair yayınlanan görüntülerde ilk vuruştan sonra olay yerine gelen kurtarma ekipleri ve gazeteciler hedef alınmışçasına ikinci bir vuruşun olduğu iddiası yer aldı; uluslararası kuruluşlar olayı kınadı, IDF soruşturma açtığını belirtti. Bu vakâ, örgütlerin “hedef alma” iddialarını güçlendiren en güncel örneklerden biri olarak değerlendiriliyor.
-
Lübnan’daki saldırılar (Ekim 2024 bildirimleri): Human Rights Watch, 25 Ekim 2024’te Lübnan’da üç gazetecinin öldüğü bir saldırının “muhtemel kasıtlı” bir eylem olduğuna dair rapor yayımladı; HRW, bazı vakalarda kullanılan mühimmat ve hedef seçiminin sivil korumasıyla çeliştiğini belirtti. Bu raporlar, “sistematik değilse bile seçilmiş vakalarda kasıtlı saldırı” iddiasının destekleyicisi sayılıyor
Gazetecilik yapmanın riskleri ve alınabilecek önlemler
-
Basın kartı/yaka yeterli mi?: Basın yaka ve ekipman taşıma, ideal olarak koruma sağlar ama çatışma alanlarında pratikte her zaman caydırıcı olmayabiliyor.
-
Uluslararası koridor talepleri: Uluslararası kuruluşlar sağlık kurumları, medya merkezleri ve koridorlar için güvence ve denetim çağrısı yapıyor.
-
Bağımsız soruşturmalar: Olayların şeffaf ve bağımsız biçimde soruşturulması, benzer vakaların tekrarı riskini azaltabilir; bunun için uluslararası adli mekanizmalar ve bağımsız raporlamanın önemi vurgulanıyor.
Tepkiler ve olası sonuçlar
-
Uluslararası kamuoyu baskısı artıyor; bazı hükümetler ve kuruluşlar olayları kınadı, bağımsız soruşturmalar talep ediyor. Bazı vakalarda uluslararası hukuka aykırılık iddiaları, savaş suçu soruşturmalarına zemin hazırlayabilir. Ancak siyasi dengeler, yaptırım ya da uluslararası ceza süreçlerinin ilerlemesini karmaşıklaştırıyor.
Sonuç — Ne değişmeli?
Gazeteciler çatışma bölgesinde olabildiğince korunmalı; saldırı iddiaları titizlikle araştırılmalı ve bulgulara göre hesap sorulmalıdır. Bağımsız raporlar, sayımlardaki tutarsızlıklar ve tekrarlayan trajediler, korunma mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğini gösteriyor. Hem savaşan tarafların hem de uluslararası toplumun sorumluluğu, gazeteciliğin hayati rolünü korumaktır.
Gündem
Eski Muhtar, Köy Meydanında Av Tüfeğiyle Vurularak Hayatını Kaybetti
Eski Muhtar, Köy Meydanında Av Tüfeğiyle Vurularak Hayatını Kaybetti
Edirne’nin Enez ilçesine bağlı Şehitler Köyü’nde, eski muhtar Alaaddin Yaman (55), eşinin akrabası Fethi Aktaş (58) ile yaşadığı tartışmanın ardından av tüfeğiyle vurularak hayatını kaybetti.
Oluşturma Tarihi: 26 Kasım 2025
Son Güncelleme: 26 Kasım 2025
Okuma Süresi: 3 dakika
Kanlı Olayın Detayları
Edirne’nin Enez ilçesine bağlı Şehitler Köyü’nde dün akşam saatlerinde silahlı bir olay meydana geldi. İddiaya göre, eski köy muhtarı Alaaddin Yaman (55) ile eşinin akrabası Fethi Aktaş (58) köy meydanında karşılaştı. İki kişi arasında bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı.

Tartışmanın büyümesi üzerine Fethi Aktaş, yanında bulunan av tüfeği ile Alaaddin Yaman’a ateş etti. Silah sesleri üzerine köylüler durumu jandarmaya bildirdi.
Olay Yerine Gelen Ekipler Çaresiz Kaldı
İhbar üzerine olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri yaptıkları ilk incelemede Alaaddin Yaman’ın hayatını kaybettiğini belirledi.
Zanlı Teslim Oldu, Soruşturma Başlatıldı
Olaydan kısa bir süre sonra Fethi Aktaş, av tüfeğiyle birlikte jandarmaya teslim oldu. Zanlı gözaltına alınırken, Alaaddin Yaman’ın cenazesi nöbetçi savcı ve jandarmanın incelemelerinin ardından otopsi yapılmak üzere Edirne Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
Olayla ilgili başlatılan soruşturma devam ederken, iki kişi arasında çıkan tartışmanın nedeni ve olayın ayrıntıları henüz tam olarak aydınlatılamadı.
Benzer Olaylar ve Önlem Çağrısı
Araştırmalar, Enez ilçesinde bu tür olayların maalesef nadir yaşanmadığını gösteriyor. Ekim 2025’te Enez’in Hasköy’de yaşanan bir başka silahlı olayda Necati Sunar ve Erman Korkmaz adlı iki kişi yine bir tartışma sonucu av tüfeğiyle öldürülmüştü. Bu tür olaylar, toplumda şiddetin önlenmesi ve silah kullanımının denetimi konularında daha etkili politikalar geliştirilmesi ihtiyacını bir kez daha ortaya koyuyor.
Gündem
Çinli kadının Türk erkekle evlendikten sonraki hali sosyal medyayı salladı
Çinli kadının Türk erkekle evlendikten sonraki hali sosyal medyayı salladı
Okuma Süresi: 3 DAKİKA- 26 Kasım 2025
FATİHDOGANMEDYA HABER SERVİSİ
Bir Türk vatandaşının, Çin’de tanışıp evlendiği eşinin Türkiye’ye gelmeden önceki ve sonraki fotoğraflarını paylaşması sosyal medyada fırtına kopardı. Çinli gelinin giyim tarzındaki şaşırtıcı değişim ve Türk kültürüne hızlı adaptasyonu kullanıcılar tarafından büyük ilgi gördü.
BamBaşka Birine Dönüştü
Sosyal medyada paylaşılan fotoğraflarda, genç Çinli kadının Türkiye’ye yerleştikten sonra giyim tarzında belirgin bir dönüşüm göze çarpıyor. Türkiye’de günlük yaşamda yaygın olan kıyafetlere hızla uyum sağlayan gelinin, kısa sürede Türk kültürüne adapte olduğu görüldü .
Paylaşılan karelerde, kadının stili ve günlük yaşam tercihlerindeki değişim net bir şekilde fark ediliyor. Bu kişisel uyum hikayesi, sosyal medya kullanıcıları tarafından binlerce beğeni ve yorum alarak kısa sürede viral oldu .

Sosyal Medyada Viral Etki
Gönderi, kısa sürede binlerce beğeni ve yorum toplayarak birçok sosyal medya platformunda yayıldı. Kullanıcıların bir kısmı çiftin uyumunu takdirle karşılarken, bir kısmı da iki farklı kültürün birbirini etkileme biçimine dikkat çekti .
Bu kişisel paylaşım, uluslararası evliliklerde kültürel entegrasyon sürecine ilginç bir örnek teşkil etti. Sosyal medya kullanıcıları, gelinin Türk yaşam tarzına bu denli hızlı adapte oluşunu yorumlayarak hikayenin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağladı .
Araştırmalar Ne Diyor?
Hacettepe Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, Türk erkekleriyle evlenip Türkiye’ye yerleşen Çinli kadınların sosyal uyum süreçlerini inceledi. Çalışmaya göre, bu kadınlar Türk toplumuna uyum sağlama sürecinde dil öğrenme, yemek kültürü, dini inanç ve yaşam tarzı gibi alanlarda çeşitli zorluklarla karşılaşıyor .
Araştırmaya katılan Çinli kadınlar, Türk eşleriyle genellikle “aşk” ve “duygusal bağ” nedeniyle evlenme kararı aldıklarını belirtirken, partnerlerinin kişiliği, aile yapısının uyumu ve benzer yaşam görüşlerinin bu kararda etkili olduğunu vurguladı .
Uluslararası Evliliklerde Yasal Süreç
Türk vatandaşlarının yabancı uyruklu kişilerle evlilik sürecinde birtakım yasal prosedürler bulunuyor. Yabancı uyruklu gelin veya damat adaylarının bekarlık belgesi, evlenme ehliyet belgesi, doğum belgesi gibi çeşitli belgeleri temin etmesi gerekiyor .
Aşağıdaki tabloda, Türkiye’de uluslararası evlilik için gerekli temel belgeleri inceleyebilirsiniz:
Belge TÜRÜ Açıklama Geçerlilik Süresi
Bekarlık Belgesi Kişinin kendi ülkesinden alacağı evli olmadığını gösteren belge 6 ay
Evlenme Ehliyet Belgesi Kişinin kendi ülkesinden veya Türkiye’deki konsolosluktan alınır 6 ay
Sağlık Raporu Aile hekimi veya devlet hastanesinden alınacak –
Apostil Onaylı Belgeler Türkiye dışından alınan belgeler için valilik/kaymakamlık onayı –
Kültürel Uyum Süreci
Türkiye’ye yerleşen Çinli kadınlar, kültürel uyum sürecinde entegrasyon ve ayrışma stratejilerini bir arada kullanarak Türk sosyal yaşamına adapte olabiliyor. Araştırmalar, bu kadınların Türk toplumuyla bütünleşmede güçlü bir kimlik hissi geliştiremese de mevcut yaşam durumlarından memnun olduklarını gösteriyor .
İlginç bir şekilde, bu kadınların çoğunluğu gelecekte Türkiye’de yaşamaya devam etmeyi, Çin’e dönmeye tercih ediyor. Bunun nedeni olarak Türkiye’deki yaşam koşullarının cazibesi ve edindikleri sosyal çevre gösteriliyor .
Gündem
DİLOVASİ’DA FECİ KAZA: MOTOSİKLETİN YAYAYA ÇARPIP OTOMOBİLE SÜRÜKLENMESİ SONUCU 2 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ
DİLOVASİ’DA FECİ KAZA: MOTOSİKLETİN YAYAYA ÇARPIP OTOMOBİLE SÜRÜKLENMESİ SONUCU 2 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ
FatihDoganMedya / Dilovası
Tarih: 26 Kasım 2025 · Saat: 00:30
Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde D-100 karayolunda trafik kazası meydana geldi. İstanbul istikametinde seyreden 26 yaşındaki H.U.’nun kullandığı motosiklet, yolun karşısına geçmek isteyen 65 yaşındaki Z.S.’ye çarptı.

MOTOSİKLET SAVRULUP OTOMOBİLE ÇARPTI
Çarpışmanın şiddetiyle devrilen motosiklet, sürüklenerek seyir halindeki 35 CLT 653 plakalı otomobile çarptı. Olay yerine sağlık, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi.
-
Gündem3 gün önceGenç Rümeysa, nişanlısının evinde silahlı saldırıda hayatını kaybetti
-
Magazin1 gün önceİlknur Dadaş: İlahi Aşk, Doğa Sevgisi ve İstanbul Şiirleriyle Güfte Yolculuğunda Yükselen İsim
-
Teknoloji1 hafta önceSamsung’a şok iddia: Galaxy A/M serilerinde “kaldırılamayan” İsrail yapımı AppCloud tartışması
-
Gündem1 hafta önceKörfez’de dehşet: Eski eşini darbedip, ilişkisi olduğunu iddia ettiği arkadaşını cadde ortasında bıçaklayarak öldürdü — Şüpheli tutuklandı
-
Magazin1 hafta önceMuazzez Abacı’ya veda: Torunu konuşmasında gözyaşlarına boğuldu — AKM’de duygusal tören
-
Sağlık1 hafta önceAnkara’da ‘sigara’ kabusu: 35 yıl içti, 3. evre gırtlak kanseri çıktı — Gırtlağının yarısı alındı, sesini korudu
-
Teknoloji1 hafta önceSamsung ve Hyundai, ABD–Güney Kore ticaret anlaşmasının ardından yurt içi yatırımlarını açıkladı
-
Teknoloji1 hafta önceBalığın tazeliğini anında söyleyen cihaz tescillendi: “TVB-N/TMA PROB” Erzurum’dan çıktı
