Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Pakistan’tan Kritik Uyarı: Hindistan 24–36 Saat İçinde Askeri Harekât Planlıyor

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

Pakistan Enformasyon Bakanı Attaullah Tarar, Hindistan’ın 24–36 saat içinde sınırda askeri harekât düzenleme niyetinde olduğunu duyurdu. ABD’den tansiyonu düşürme çağrısı geldi

Özet

Son dönemde Hindistan ile Pakistan arasında Cammu-Keşmir kaynaklı gerilim tırmanıyor. Pakistan Enformasyon Bakanı Attaullah Tarar, “Hindistan’ın önümüzdeki 24–36 saat içinde askeri harekât düzenleme niyetinde olduğuna ilişkin güvenilir istihbarat aldıklarını” açıklad. Bu iddiaya karşılık, ABD Dışişleri Bakanlığı gerilimin artmaması çağrısında bulundu  Aynı zamanda Hindistan’ın Keşmir’deki saldırının sorumlularıyla bağlantılı olarak Pakistan’ı hedef gösterdiği, Hindistan’ın İndus Nehirleri Antlaşması’nı askıya aldığı ve Pakistan’ın hava sahasını kapattığı bildirilmekte . Bölgedeki bu hızlı tırmanış, nükleer kapasiteli iki komşu arasında uluslararası kaygıları da beraberinde getiriyor.


Gerilimin Arka Planı

Keşmir’deki Son Saldırı

Nisan ayı ortasında, Hindistan yönetimine bağlı Keşmir bölgesinde gerçekleşen terör saldırısında 26 kişi hayatını kaybetti. Hindistan, saldırının arkasında Pakistan destekli grupların olduğunu iddia etti .

Tarihsel Çatışma

1947’den bu yana Cammu-Keşmir, Hindistan ve Pakistan arasında en hassas mesele olarak öne çıkıyor. Her iki ülke de bölge üzerinde egemenlik iddiasında bulunuyor ve geçmişte birçok kez askeri gerilim tırmanışına tanık olundu.


Pakistan’ın Açıklaması

Pakistan Enformasyon ve Yayıncılık Bakanı Attaullah Tarar, X (eski Twitter) üzerinden yaptığı paylaşımda şunları söyledi:

“Hindistan’ın önümüzdeki 24 ila 36 saat içinde askeri harekât düzenleme niyetinde olduğuna ilişkin güvenilir istihbarat aldık.”

Tarar ayrıca Pakistan’ın herhangi bir saldırıya karşı “kararlı ve caydırıcı” bir yanıt vereceğini vurgulayarak, bölgesel istikrarın bozulması halinde Hindistan’ı sorumlu tutacaklarını belirtti .


Uluslararası Tepkiler

  • ABD: Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, hem Hindistan hem de Pakistan’a “tansiyonun artırılmaması” çağrısında bulundu

  • Çin ve Rusya: Resmi açıklama yapmamakla birlikte, iki ülkenin de tarafları itidal göstermeye ve diplomatik çözüm yollarına destek verdiği belirtiliyor.

  • Birleşmiş Milletler: BM Genel Sekreteri, taraflara itidal çağrısı yaparak diyalog masasına dönülmesi gerektiğini ifade etti.


Olası Senaryolar

1. Askeri Müdahale

Tarar’ın açıkladığı sürede Hindistan’ın sınıra sınırlı hava veya kara operasyonu düzenleme ihtimali bulunuyor. Bu durumda Pakistan, “nitelikli” yanıt vereceğini duyurdu .

2. Diplomatik Uzlaşma

ABD ve diğer büyükelçiliklerin devreye girmesiyle krizin tırmanmadan diplomatik yollardan çözülme ihtimali de devam ediyor. Tarihte benzer krizlerde ara buluculuk yapan aktörlerin yeniden harekete geçmesi beklenebilir.

3. Bölgesel Yayılma Riski

Gerilimin artması durumunda Afganistan veya Orta Asya’daki dengeler de etkilenebilir. Özellikle nükleer bir güç olarak iki komşunun karşı karşıya gelmesi, küresel güvenlik açısından kritik bir eşik oluşturuyor.


Sonuç

Pakistan’ın 24–36 saat uyarısı, bölgedeki tansiyonun ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor. İki taraftan da itidal çağrıları yükseliyor; ancak askeri adım ihtimali hâlâ masada. Bu kritik süreçte uluslararası aktörlerin hızlı diplomatik müdahaleleri, olası bir çatışmanın önüne geçebilir.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Murat Kurum’dan Sazlıdere Çıkışı: “Hiçbiri Araplara Satılmadı, Tamamen Sosyal Konut”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Arnavutköy Sazlıdere sosyal konut projesiyle ilgili “Araplara ya da başka ülke vatandaşlarına satış yapılmadı” açıklamasını yaptı. Projenin sosyal niteliği, su kaynaklarına etkisi ve Kanal İstanbul bağlantısı hakkındaki yaygın iddiaları çürüten detaylar bu makalede.

Özet

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Arnavutköy Sazlıdere’de inşa edilen sosyal konut projesiyle ilgili “Araplara ya da başka bir ülke vatandaşına satış yapılmadı” açıklamasını net bir şekilde dile getirdi. Bakan Kurum, dar gelirli vatandaşlar için planlanan 24.000 konutun tamamının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına kurayla tahsis edildiğini vurguladı. Ayrıca projenin Kanal İstanbul veya Sazlıdere Barajı gibi su kaynaklarıyla hiçbir bağlantısının bulunmadığını belirterek, üç yaygın yanlış iddiayı çürüttü.

Sazlıdere Sosyal Konut Projesi

Arnavutköy Sazlıdere’de, dar gelirli ailelerin “ev sahibi olmayan kardeşlerimiz” olarak nitelendirildiği 24.000 sosyal konutluk kampanya yürütülüyor. Proje, TOKİ ile Bakanlık iş birliğinde, Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlelerinden biri olarak tasarlandı. Kurum, “250 bin sosyal konut” kapsamındaki İstanbul ayağı için ayrılan bölümde inşa edilen konutların yalnızca kurayla belirlenen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına tahsis edildiğini açıkladı .

Çıkan İddialar ve Tepkiler

Lüks Konut İddiası

Muhalefet çevreleri, Sazlıdere Projesi’ni “lüks konut” olarak tanımlayarak sosyal boyutunu gölgede bırakmaya çalıştı. Bakan Kurum, “Buradaki projenin tamamı sosyal konuttur. Evi olmayan dar gelirli vatandaşlarımıza kurayla belirlediğimiz sahiplerin belli olduğu vatandaşlara yapılan konutlardır. Lüks konut değildir; bu birinci yalan” diyerek bu iddiayı yalanladı .

Araplara Satılacak İddiası

En yaygın çarpıtmalardan biri ise konutların “Arap yatırımcılara” satılacağı yönündeki iddialardı. Bakan Kurum, “Konutlar Araplara ya da herhangi bir ülke vatandaşına satılmadı. Alanların hepsi evi olmayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır” sözleriyle bu ikinci yalanı çürüttü .

Kanal İstanbul ve Su Kaynakları Bağlantısı

Üçüncü yanlış bilgi, projenin Kanal İstanbul veya Sazlıdere Barajı’nı etkileyeceği yönündeydi. Kurum, “Kanal İstanbul’la ilgili bir konu şu an gündemimizde yok; bu projelerin Kanal İstanbul’la yakından, uzaktan hiçbir ilgisi yoktur” ifadesini kullandı. Ayrıca, “Sazlıdere Barajı tam yerinde duruyor ve burası aktif bir su havzası değil; imar planı ve yönetmeliklere tam uyumla inşa ediliyor” diyerek su kaynaklarına zarar vereceği iddialarını da reddetti.

Bakan Kurum’un Açıklamalarından Öne Çıkanlar

  • Sosyal Konut Vurgusu: “250 bin sosyal konut” bütçesinin İstanbul’daki bölümünde Sazlıdere’ye ayrılan 24.000 konut, tamamen dar gelirli vatandaşlar için planlandı .

  • Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı Şartı: Projedeki hak sahiplerinin hepsi TC vatandaşı ve evi olmayanlar arasından kura ile belirlendi .

  • Polemik ve Dezenformasyon Uyarısı: “Polemiğe ve dezenformasyona dayalı asılsız iddialar milletimiz nezdinde karşılıksız kalacaktır” uyarısı yapıldı .

Projenin Türkiye İçin Önemi

Bu sosyal konut kampanyası, dar gelirli ailelerin konut edinme hakkını desteklemenin yanı sıra inşaat sektörü ve yan sanayiye de önemli bir canlılık kazandıracak. Deprem riski yüksek İstanbul’da güvenli, planlı yapılar inşa edilmesi, vatandaşların refahı için kritik görülüyor. Ayrıca proje, TOKİ’nin daha önceki deneyimleriyle vatandaş memnuniyetini artıracak şekilde tasarlanıyor.

Sonuç

Bakan Murat Kurum’un Sazlıdere çıkışı, üç ana efsaneyi yok ederek projenin sosyal niteliğini, yerli vatandaşa yönelik olduğunu ve su kaynaklarına zarar vermeyecek koşullarda planlandığını net biçimde ortaya koydu. Bu açıklama, sosyal konut hamlesine ilişkin dezenformasyonun son bulmasını hedeflerken, dar gelirli vatandaşların ev sahibi olma umudunu pekiştirmektedir.

Okumaya Devam Et

Gündem

MSB’den Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne tepki: Yetki kullanımından asla çekinmeyiz

Yayımlandı

üzerinde

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Türkiye’nin Kıbrıs’ta garantör ülke yetkilerini kullanmaktan asla çekinmeyeceğini bildirdi.

Akdeniz ve Ege’de Türkiye’nin milli hak ve menfaatlerinden asla taviz verilmeyeceğini kaydeden bakanlık kaynakları, son dönemde Kıbrıs Türklerine yönelik nefret söylemlerinin arttığına dikkat çekti.

Bakanlık kaynakları, “EOKA’cı terör zihniyetinin yeniden canlandırılmaya çalışıldığı görülmektedir. Uluslararası hukuku ve insani değerleri hiçe sayan bu yaklaşım, Kıbrıs Türk halkının meşru haklarını ve güvenliğini hedef almaktadır.” açıklamasını yaptı.

Daha önce de benzeri yaşanan bu durumların, Kıbrıs’ta iki devletli çözüm vizyonunu haklı çıkardığını kaydeden kaynaklar, şöyle devam etti:

“Türkiye, garantör devlet olarak uluslararası anlaşmalar ve uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru haklar çerçevesinde Kıbrıs’ta barış, huzur ve güvenliğin teminatı olmaya devam edecek, garantörlüğün kendisine vermiş olduğu yetkileri daha önce olduğu gibi kullanmaktan asla çekinmeyecektir.”

SURİYE’DEKİ SON DURUM

Suriye’deki son duruma ilişkin soru üzerine kaynaklar, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin, Türkiye için temel bir öncelik olduğunu belirtti.

Bu kapsamda, özerklik talepleri ve bu yöndeki açıklamaların, Suriye’nin egemenliği ile bölgesel istikrara zarar verme potansiyeli taşıdığını ifade eden kaynaklar, şunları kaydetti:

“Suriye’nin toprak bütünlüğünün parçalanmasına ve hangi kisveyle olursa olsun üniter yapısının bozulmasına rıza gösteremeyiz. Net bir biçimde vurgulamak gerekir ki özerk bölge veya adem-i merkeziyetçi söylem veya faaliyetlere Suriye Yeni Yönetimi’nin karşı olduğu gibi biz de karşıyız. Tişrin Barajı’nın kontrolüne ilişkin olarak, Suriye’nin varlıkları ve kaynakları Suriyelilere aittir. Barajın devredilmesine ilişkin hususlar Suriye Geçici Hükümeti Savunma Bakanlığı ve bölgesel aktörler ile koordine edilmekte ve gerekli görüşmeler yapılmaktadır. Bu kapsamda süreç yakından takip edilmektedir.”

PAKİSTAN’A SİLAH YARDIMI İDDİASI

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Türkiye’nin Pakistan’a silah yardımı yaptığına dair haberlerle ilgili sorular üzerine ise şunları söyledi:

“Bazı basın yayın organlarında yer alan, ‘Türkiye, Pakistan’a 6 uçak dolusu silah gönderdi’ iddiası doğru değildir. Türkiye’den hareket eden bir adet nakliye uçağı yakıt ikmali sebebiyle Pakistan’a iniş yapmıştır.
Ardından belirlenen rotasında hareketine devam etmiştir. Yetkili kişi ve kurumların açıklamaları dışında yapılan spekülatif haberlere itibar edilmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı olarak, Güney Asya’da istikrarı tehdit eden ve bölgesel güvenliği ciddi biçimde zedeleyen Pakistan-Hindistan gerilimini büyük bir endişeyle takip etmekteyiz.

İki ülke arasında artan sözlü ve askeri tansiyonun, yalnızca bölge halklarını değil, tüm uluslararası toplumu tehdit eden sonuçlar doğurabileceği açıktır. Bu nedenle Hindistan’ın sorumluluk sahibi davranarak gerilimi tırmandırıcı adımlardan kaçınması, uluslararası hukuk ve diplomasi çerçevesinde hareket etmesi zaruridir.”

Türkiye’nin, kardeş ülke Pakistan’ın haklı güvenlik kaygılarını anlayışla karşıladığını, tarafların barışçıl çözüm yollarına yönelmesini ve uluslararası toplumun bu süreçte yapıcı bir rol üstlenmesinin beklendiğini belirten kaynaklar, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Güney Asya’da istikrarsızlık yaratan her türlü tahrik ve provokatif eylemin karşısında olmaya devam edeceğini vurguladı.

ABD İLE ANKARA’DA YAPILAN TOPLANTI

Bakanlık kaynakları, Türkiye-ABD Yüksek Düzeyli Savunma Grubu Toplantısı’na dair soru üzerine şunları kaydetti:

“Türkiye Cumhuriyeti-Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Düzeyli Savunma Grubu Toplantısı, Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı Savunma Güvenlik Genel Müdürü Tümgeneral İlkay Altındağ ve Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığında Uluslararası Güvenlik İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Vekili Katherine Thompson başkanlığındaki heyetlerin katılımıyla 28 Nisan 2025 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilmiştir.

Taraflar, yakın zamanda karşılıklı olarak en üst düzeyde ifade edildiği üzere, iki ülke arasındaki samimi diyaloğu ilerletme arzusuyla savunma ve savunma sanayi işbirliğinin çeşitli veçhelerinin derinleştirilmesi imkanlarını ele almış, bölgesel ve uluslararası güvenlik meselelerine dair görüş alışverişinde bulunmuş ve stratejik ortaklığın daha da güçlendirilmesine ilişkin kararlılıklarını yinelemişlerdir. Bir sonraki toplantının gelecek sene Amerika Birleşik Devletleri’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştır.”

“AJA​N” İFADESİNE AÇIKLAMA

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, teğmenlerin idare mahkemesine başvurması sebebiyle bakanlık savunmasında geçen ifadelere yönelik sorular üzerine şunları söyledi:

“MSB savunmasında ‘ajan’ kelimesinin kullanılmasına ilişkin, bahsi geçen ifade ‘idare ajanı’ terimi olup, devlet tüzel kişiliği veya diğer yönetim idareleri adına kamusal faaliyetleri yürüten kamu görevlisine verilen isimdir.

Memur, hakim, savcı, asker, akademisyen gibi diğer özel nitelikli kamu görevlilerini de kapsar. Bu tabir kamu görevi icra edenler için literatürde sıklıkla kullanılan hukuki bir terimdir.”

Okumaya Devam Et

Gündem

72 Milyon TL’lik Mal Varlığına Tedbir! Adana’da Fuhuş Çetesi Çökertildi

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması: Adana Emniyet Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ekipleri, 6 aylık teknik ve fiziki takibin ardından 5’i kadın 10 şüpheliyi yakalayarak 12 mağdur kadını kurtardı. Suçtan elde edilen 72 milyon TL’lik banka mevduatı, araçlar ve taşınmazlara tedbir konuldu.

Özeti

Adana İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Ahlak Büro Amirliği ekipleri, kentte masaj salonu ve SPA merkezleri aracılığıyla kadınları fuhşa zorlayan suç örgütünü 6 aylık teknik ve fiziki takip sonucu çökertti. Operasyonda 5’i kadın 10 şüpheli yakalandı, 12 mağdur kadın kurtarıldı; suçtan elde edildiği değerlendirilen 9 milyon TL’lik banka mevduatı ile yaklaşık 63 milyon TL değerindeki araç ve taşınmazlara tedbir kararı uygulanarak toplam 72 milyon TL’lik mal varlığına el konuldu.

Operasyon Detayları

Adana Polisi Ahlak Büro Amirliği ekipleri, fuhuş çetesinin internet tabanlı sohbet uygulamaları üzerinden pazarlık yaptığı ve masaj salonu ile SPA merkezlerini ara mekân olarak kullandığını belirledi .
6 aylık teknik ve fiziki takibin ardından şebeke üyeleri tespit edildi; Hakimlikten alınan yakalama kararları doğrultusunda masaj salonu, SPA ve çeşitli ikametlere eş zamanlı operasyon düzenlendi .


Yakalanan Şüpheliler ve Kurtarılan Mağdurlar

Operasyonda, 5’i kadın toplam 10 şüpheli gözaltına alındı . Emniyetteki işlemlerden sonra 3 şüpheli serbest bırakılırken, adliyeye sevk edilen 7 kişi tutuklandı .
Çetenin fuhşa zorladığı öne sürülen 12 kadın kurtarılarak koruma altına alındı; psikolojik ve hukuki destek sağlanması için ilgili kurumlara teslim edildiler .


Mal Varlığına Konulan Tedbir

Ekipler, şüphelilerin suçtan elde ettiği değerlendirilen 9 milyon TL’lik banka hesabına ve yaklaşık 63 milyon TL değerindeki 6 otomobil, 3 TIR ile 8 taşınmazın tamamına tedbir kararı uyguladı — böylece toplam 72 milyon TL’lik mal varlığına el konulmuş oldu .
Ayrıca, adreslerde yapılan aramalarda 100 bin TL nakit, 600 USD, 300 EUR ve bir miktar uyuşturucu hap ele geçirildiği de bildirildi


Hukuki Süreç ve Gelecek Adımlar

Savcılık tarafından başlatılan soruşturma kapsamında dijital veriler inceleniyor; teknik takip kayıtları, banka hareketleri ve şüphelilerin iletişim içerikleri delil dosyasına eklenece.
Kurtarılan mağdur kadınların ifadeleri doğrultusunda, organize suç örgütüne finansal destek veren veya koruma sağlayan şüphelilere yönelik de ek soruşturmaların başlatılması planlanıyor .


Sonuç

Adana’da düzenlenen bu operasyon, insan ticareti ve fuhuş çetelerine karşı kararlılığı bir kez daha ortaya koydu. Mal varlığına el konulması, örgütün ekonomik güç kaybına uğramasını sağlayarak benzer suç örgütlerine mesaj verdi. Hukuki süreç ilerledikçe, soruşturmanın yeni boyutları ve ek gözaltılar gündeme gelebilir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar