Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

Matematik uzmanlığından yapay zeka kahramanlığına… ABD borsalarını alt üst eden DeepSeek dahisi Liang Wenfeng kim?

Yayımlandı

üzerinde

Matematik uzmanlığından yapay zeka kahramanlığına... ABD borsalarını sarsan DeepSeek dahisi Liang Wenfeng kim?

Yapay zeka aracı DeepSeek’in yaratıcısı Lian Wenfeng, dünya gündemine oturdu. ChatGPT ve Google gibi dev şirketlere düşük bütçelerle rakip olmayı başaran Çinli şirket, uygulama listelerini alt üst ederken, birçok teknoloji şirketinin hisselerini batırdı. Peki Lian Wenfeng kimdir? DeepSeek nedir, ne işe yarar? İşte ayrıntılar…

Yapay zeka botu ChatGPT’nin ardından DeepSeek-R1 modeliyle listeleri alt üst eden Çin merkezli yapay zeka aracı dünyanın gündemine oturdu. 
Model, uygulama mağazalarında ABD merkezli ChatGPT’yi de geride bırakarak en fazla indirilen yapay zeka uygulaması oldu.
Liang Wenfeng liderliğindeki Çinli şirket DeepSeek, geliştirdiği yapay zeka modelleriyle ChatGPT ve Google gibi dev şirketlere rakip oldu.
Performans ve popülerlik açısından hızla küresel ilk 10’a giren şirket, ABD’deki kadar gelişmiş çiplere sahip olmadan bu başarıyı yakaladı.
Bu da Silikon Vadisi’ndeki teknoloji yöneticilerini, Washington’daki politikacıları ve küresel yatırımcıları harekete geçirdi.
1985 doğumlu olan Liang, Çin’in güney kıyısındaki liman kenti Zhanjiang’da büyüdü. Çocukluğundan itibaren parlak bir öğrenci olan Liang, daha ortaokuldayken kendi kendine kalkülüs öğrenmeye başladı ve sonrasında Çin’in prestijli Zhejiang Üniversitesi’ne girdi.
Üniversite yıllarında borsa hisselerini analiz edebilecek yapay zeka algoritmaları yazmaya başladı.
2015’te ise iki üniversite arkadaşıyla birlikte High-Flyer’ı hayata geçirdi.
Şirket, Çin’de gelişmiş yapay zeka tekniklerini finans alanına uygulayan öncülerden biri oldu.
Sadece piyasa fiyatlarını değil, farklı veri türlerini de analiz ederek önemli trendleri ortaya çıkarmayı başardı.
DeepSeek, yapay zeka destekli ücretsiz bir sohbet botudur ve görünümü, işleyişi ve kullanımı ChatGPT’ye oldukça benziyor.
DeepSeek’in, matematik ve kodlama gibi alanlarda geçen yılın sonunda piyasaya sürülen OpenAI’nin o1 modeli kadar güçlü olduğu biliniyor.
Çin’de High-Flyer Capital Management fonunun desteklediği DeepSeek, diğer yapay zeka şirketlerine kıyasla düşük maliyetle ve az sayıda çip kullanarak geliştirdiği açık kaynaklı yeni modeli DeepSeek-R1’i 20 Ocak’ta piyasaya sürdü.
DeepSeek R1, tıpkı o1 gibi bir “akıl yürütme” modelidir.
Bu tür modeller, yanıtlarını aşamalı olarak üretir ve insanların sorunları veya fikirleri analiz etme sürecini taklit eder. Rakiplerine göre daha az bellek kullanır, böylece görevleri yerine getirmenin maliyetini düşürür.
Çinli DeepSeek’in son yapay zeka modelinin diğer uluslararası rakiplerine göre daha az çip kullanılarak ve kısa sürede geliştirilmesi, küresel teknoloji hisselerinde satış baskısına yol açarken, ABD’li çip şirketi Nvidia’nın piyasa değeri 500 milyar doların üzerinde azaldı.
Çinli geliştiricisi DeepSeek, web sitesine yönelik siber saldırılar nedeniyle piyasaya sürdüğü yapay zeka aracına yeni kullanıcı kayıtlarını sınırlandırdığını bildirdi.
ABD Başkanı Donald Trump, Çin merkezli DeepSeek’in piyasaya sürdüğü son yapay zeka modelini olumlu olarak gördüğünü, bunun Amerikan endüstrisi için bir “uyandırma çağrısı” olması gerektiğini ifade etti.
Avustralya Sanayi, Bilim ve Kaynaklar Bakanı Ed Husic, Çinli geliştirici DeepSeek’in yapay zeka aracı konusunda “dikkatli olunması” mesajı verdi.
İnsanların “doğal olarak” DeepSeek’e yöneleceğini düşündüğünü bildiren Husic, TikTok’la ilgili tartışmaların bir benzerinin, DeepSeek’te de yaşanabileceğinin altını çizdi.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

NASA’da kriz: 4 bin çalışan istifa ediyor

Yayımlandı

üzerinde

medyasının yayınladığı haberlere göre, uzay ajansı ‘nın büyük bütçe kesintileri ve liderlik belirsizliği ile karşı karşıya kalması nedeniyle, 4 bine yakın çalışanı, istifa başvurusunda bulundu.

CBS News’in haberine göre, Trump yönetiminin federal harcamaları azaltma çabalarının bir parçası olan ertelenmiş istifa programı, NASA’nın çalışan sayısını yaklaşık 18 binden 14 bine düşürebilir. Ajansa göre, bu rakam normal yolla işten ayrılan yaklaşık 500 çalışanı da içeriyor.

NASA sözcüsü Cheryl Warner, ajansın operasyonlarını düzene sokmak için çalıştığı bu dönemde güvenliğin en önemli öncelik olmaya devam ettiğini söyledi. “NASA, Ay ve Mars dahil olmak üzere keşif ve inovasyonun altın çağına bağlılığını sürdürüyor” dedi.

Satın alma girişimi, Hükümet Verimliliği Bakanlığı tarafından başlatıldı ve dün gece yarısı sona erdi. NASA, ilk turda yaklaşık 870 çalışanın başvurduğunu, ikinci turda ise 3 bin çalışanın başvurduğunu açıkladı.

BÜTÇE YÜZDE 25 AZALIYOR

Toplu istifalar, kurumda artan belirsizlik ortamında gerçekleşti. Yönetimin 2026 mali yılı bütçe önerisi, NASA’nın fonunu yüzde 25 oranında keserek 24 milyar dolardan 18 milyar dolara düşürecek, bu da personel ve paydaşlar arasında endişe yarattı.

Bu kargaşaya ek olarak, ABD Başkanı Donald Trump, SpaceX kurucusu Elon Musk ile kamuoyunda yaşanan çatışmanın ardından, ajansı yönetmesi için aday gösterdiği milyarder astronot Jared Isaacman’ın adaylığını geri çekti. Ulaştırma Bakanı Sean Duffy, bu ayın başlarında geçici yönetici olarak atandı.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

iOS 26 güncellemesi ne zaman gelecek? İOS 26 güncellemesi alabilecek ve alamayacak telefon modelleri listesi

Yayımlandı

üzerinde

Yeni sürümle birlikte bazı eski cihazlar güncelleme desteğini kaybediyor. iPhone 11 serisi, iPhone XR, iPhone XS ve daha eski modeller, iOS 26 kapsamı dışında bırakıldı. Bu cihazlar, iOS 25 ile yola devam edecek ancak yeni özelliklerden ve bazı güvenlik güncellemelerinden mahrum kalacak.

Destek dışı kalan bazı modeller:

iPhone 11, 11 Pro, 11 Pro Max

iPhone XS, XS Max

iPhone XR

iPhone X ve daha eski modeller

iPhone SE (1. ve 2. nesil)

Okumaya Devam Et

Teknoloji

İnsan genomunda gizli bir hayalet kod bulundu

Yayımlandı

üzerinde

İnsanlık, 1869’da İsviçreli hekim Friedrich Miescher’in ’yı ilk kez izole etmesinden bu yana genom biliminde muazzam bir yol kat etti. Bu yolculuğun dönüm noktalarından biri ise 1940’larda sitogenetikçi Barbara McClintock’un “zıplayan genler” olarak da bilinen hareketli öğeleri (transposable elements, TE) keşfetmesiydi.

Onlarca yıl sonra, İnsan Genomu Projesi bu öğelerin insan genomunun yüzde 45’ini oluşturduğunu ortaya koydu. Bu öğeler, milyonlarca yıl boyunca “kopyala-yapıştır” mekanizmasıyla genomda yayılmayı başarmıştı.

Şimdiyse bir grup araştırmacı, zıplayan genleri derinlemesine araştırarak insan genomunu etkileyen “hayalet kodları” ortaya çıkardı.

ÇÖP DNA’LARIN ÖNEMİ

Zıplayan gen dizileri, birbirine son derece benzediği ve sık tekrarlandığı için uzun süre “çöp DNA” olarak küçümsenmiş ve eski virüslerden kalma genetik kalıntılar olarak görülmüştü.

Son yıllarda ise bu bakış açısı değişmeye başladı. insanları artık zıplayan genlerin genom işlevi, kromozom evrimi, türleşme ve genetik çeşitlilikte önemli roller oynayabileceğini düşünüyor.

Bilim dünyasını heyecanlandıran yeni bir uluslararası araştırmada bu gizemli dizileri analiz etmek için yepyeni bir yöntem geliştirildi ve gen ifadesinden sorumlu gizli kalıplar ortaya çıkarıldı. Araştırma hakemli bilimsel dergi Science Advances’ta yayınlandı.

Kyoto Üniversitesi’nden çalışmanın ortak yazarı Fumitaka Inoue, “Genomumuz uzun zaman önce dizilendi ama pek çok bölümünün işlevi hâlâ bilinmiyor” diyerek zıplayan genlerin anlaşılmasının genetik biliminin en büyük gizemlerinden birini çözebileceğini belirtti.

YENİ BİR YAKLAŞIM

Araştırma ekibi, zıplayan genleri daha iyi anlayabilmek için onları sınıflandırmada yeni bir yaklaşım benimsedi. Geleneksel araçlar yerine, bu dizileri hem evrimsel ilişkilerine hem de primat genomundaki koruma düzeylerine göre gruplandırdılar.

Özellikle MER11 adlı bir zıplayan gen ailesine odaklanan araştırmacılar, bu dizileri MER11_G1’den G4’e kadar dört alt gruba ayırdı. G1 en eski evrimsel dizileri, G4 ise en genç olanları temsil ediyordu.

MER11 ailesine bu yeni bakış açısıyla bakan ekip, bu grupların genom içinde düzenleyici bir işlev üstlenebileceğini ortaya koydu. Yani bu diziler, özellikle insan gelişiminin erken aşamalarında gen ifadesini açıp kapayan anahtarlar gibi davranıyor olabilir.

Gen ifadesini açıp kapamak, bir genin aktifleşip pasifleşmesini kontrol etmek anlamına geliyor. Gen ifadesi açıksa gen çalışıyor demektir, yani o genin taşıdığı talimatlara göre bir protein üretilir. Gen ifadesi kapalıysa gen devre dışıdır; protein üretimi gerçekleşmez.

EN GENÇ GRUP EN GÜÇLÜ ETKİYE SAHİP

Araştırmacılar, “lentiMPRA” adı verilen özel bir teknik de kullandı. İnsan kök hücreleri ve erken dönem sinir hücreleri üzerinde 7 bin MER11 dizisi test edildi.

Sonuçlar, en genç grup olan MER11_G4’ün gen ifadesi üzerinde en güçlü etkiye sahip olduğunu gösterdi. Araştırmaya göre bu grup, gen gelişimini ve tepkisini etkileyen kısa DNA dizilerini, yani “düzenleyici motifleri” kullanıyor.

Bu grubun evrimsel geçmişini izleyen bilim insanları, kadim virüslerden miras alınan DNA dizilerinin halen primat genomunun şekillenmesinde ve işlemesinde aktif rol oynayabildiğini ortaya koydu.

İnsan genomunu anlama yolculuğu 150 yılı aşkın süredir devam etse de, her yeni buluşta şaşırtmaya devam ediyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar