Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Politika

İsrail’de İran’a Casusluk İddiasıyla İki İsrailli Tutuklandı: Savunma Bakanı Bölgesindeki Operasyonun Perde Arkası

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
İsrail güvenlik güçleri, Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın bölgesinde İran adına casusluk yaptıkları iddiasıyla Roy Mizrahi ve Almog Atias’ı tutukladı. Operasyon detayları, iddianame içeriği ve bölgesel güvenlik değerlendirmeleri bu makalede.

Özet

İsrail güvenlik güçleri, İran adına istihbarat toplama faaliyetinde bulundukları iddiasıyla 24 yaşındaki Roy Mizrahi ile Almog Atias adlı iki İsrailli vatandaşı tutukladı. Şin‑Bet (Şabak) ve polis ortak operasyonuyla gerçekleştirilen gözaltı, Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın yaşadığı bölgeyi hedef alan casusluk faaliyetlerinin ortaya çıkarılmasına yönelikti. Soruşturma kapsamında, şüphelilerin İran’la kriptolu haberleşme uygulamaları üzerinden bağlantı kurdukları, gizli talimatlarla patlayıcı cihaz taşıdıkları ve bu faaliyetleri finansal kazanç amacıyla sürdürdükleri iddia ediliyor. Hakklarında iddianame düzenlenen zanlılar, “ulusal güvenliğe yönelik casusluk” suçlamasıyla yargılanacaklar


Operasyonun Detayları

Gözaltına Alınma Süreci

İç istihbarat teşkilatı Şin‑Bet (Şabak) ile İsrail polisinin ortak operasyonu, Nisan 2025’in son günlerinde Hayfa yakınlarındaki Nesher bölgesinde gerçekleşti. Şin‑Bet açıklamasına göre, iki şüpheli, İran adına Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın ikamet ettiği bölge hakkında bilgi toplarken suçüstü yakalandı.
Operasyon esnasında Mizrahi ve Atias’ın evlerinde ve üzerlerinde yapılan aramalarda, iletişim ekipmanları, kriptolu mesajlaşma uygulaması yüklü cep telefonu ve patlayıcı içerikli çanta bulunduğu belirtildi.

Kimlikler ve İddialar

  • Roy Mizrahi (24): 2025 boyunca İranlı unsurlarla irtibat halinde olduğu, farklı casusluk görevlerini yönettiği öne sürülüyor. Mizrahi’nin yeni bir cep telefonu alarak kriptolu uygulama üzerinden talimat aldığı ve gömülü patlayıcı cihazı taşımakla görevlendirildiği iddia edildi.

  • Almog Atias: Mizrahi ile birlikte hareket ederek çeşitli görevleri paylaştığı ve bazı eylemleri bizzat gerçekleştirdiği bildirildi.


İddianamenin İçeriği ve Hukuki Süreç

Soruşturma savcılığı, şüpheliler hakkında “ulusal güvenliğe yönelik casusluk” ve “patlayıcı madde bulundurma” suçlamalarını içeren bir iddianame düzenledi. İddianamede, iki zanlının İran’ın yönlendirmesi altında hareket ederek bilgi toplama ve potansiyel sabotaj eylemleri planladıkları kaydedildi.
Ayrıca, faaliyetleri karşılığında maddi kazanç sağladıkları ve İran’a ödeme yapıldığına dair finansal kanıtlar da iddianamede yer alıyor.


Bölgesel Güvenlik ve Siyasi Yansımalar

Tekrarlanan Casusluk Vaka Oranları

7 Ekim 2023’te Gazze sınırındaki saldırıdan bu yana, Şin‑Bet verilerine göre İran adına casusluk yaptığı iddiasıyla tutuklanan kişi sayısında %400 artış yaşandı. 2024 yılında 13 farklı casusluk ağı çökertildi ve 40’tan fazla kişi hakkında işlem yapıldı
Bu veriler, Tahran ile Tel Aviv arasındaki gerilimin siber ve insan istihbaratı alanına da yansıdığını gösteriyor.

Siyasi ve Askeri Etkiler

Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın hedef alınması, İsrail yönetiminin iç güvenlik stratejilerini gözden geçirmesine neden oldu. Uzmanlar, casusluk faaliyetlerinin derinleştirilmesi halinde hem askeri tesislerin hem de sivil altyapının risk altına girebileceğine dikkat çekiyor.


Sonuç ve Beklenen Gelişmeler

Tutuklanan şüphelilerin yargılama süreci, İsrail Mahkemeleri’nde hızlı bir şekilde tamamlanması bekleniyor. Başta Şin‑Bet ve polis iş birliği olmak üzere istihbarat kurumlarının kapasitesinin artırılacağı ve güvenlik önlemlerinin sıkılaştırılacağı açıklandı.
Bu davanın sonuçları, Orta Doğu’daki casusluk mücadelelerinin seyrini belirleyebilir ve benzer operasyonların önünü açabilir.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Politika

Erdoğan ve Aliyev’den Budapeşte’de Samimi Kucaklaşma: Sosyal Medyayı Sallayan O Anlar

Yayımlandı

üzerinde

 

Açıklaması
Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’nde Budapeşte’de bir araya gelen Cumhurbaşkanları Erdoğan ve Aliyev, meyveli çay sohbeti ve torun muhabbetiyle sosyal medyanın ilk sırasına oturdu. Samimi diyalog detayları ve sosyal medya tepkileri bu makalede!

Zirveye Damga Vuran Karşılama

21 Mayıs 2025 tarihinde Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmi Zirvesi’nin diplomatik ajandası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in sıcak ve samimi diyalog anları sayesinde bir anda sosyal medyanın odağı haline geldi. İki lider, resmi karşılama törenlerinin ardından, karşılaşır karşılaşmaz içten bir şekilde kucaklaşarak dostluk mesajı verdi

Zirvenin ilerleyen dakikalarında, Erdoğan’ın “Gel bir sarılayım sana” ifadesiyle Aliyev’e uzattığı kucaklama daveti, protokol görüntülerinin ötesinde gerçek bir dostluk sahnesi sundu. O anlar, hem resmi heyet üyelerinde hem de sosyal medyada gülümsemelere neden oldu .


Meyveli Çay Üzerinden Neşeli Sohbet

Tradisyonel diplomatik ritüellerin ötesinde, Aliyev’in Erdoğan’a önce meyveli çay ikram etmesi, ardından “Sen ne içiyorsun?” diye sormasıyla başlayan sohbet, iki lider arasındaki samimiyeti tüm dünyaya gösterdi. Erdoğan, ikram edilen meyveli çaya dair esprili yorumlar yaparken, Aliyev de tebessümle karşılık verdi

Bu sıcak atmosferde, Erdoğan “Yahu gözün aydın. İkinci geldi. Maşallah, maşallah. Burada mı?” diyerek Aliyev’in ikinci torununun müjdesine sevincini paylaştı. Torun muhabbeti ve esprili hitaplar, sosyal medya kullanıcıları tarafından kısa sürede yüzbinlerce kez izlendi ve paylaşıldı .


Sosyal Medyada Etkisi ve Geri Dönüşler

Söz konusu anlar, Twitter, Instagram ve TikTok başta olmak üzere pek çok platformda #TürkDünyası, #Dostluk ve #Budapeşte etiketiyle trend topic oldu. Hem Türk hem de Azerbaycan kullanıcıları, iki liderin gösterdiği samimi diyaloğu “diplomaside bir anne-baba masumiyeti” olarak yorumladı. Bazı paylaşımlarda “Gerçek dostluk budur” başlığı altında mizahi videolar ve GIF’ler üretilerek viral hâle geldi .

Uluslararası basın kuruluşları da bu sıcak anları “diplomatik nezaketin ötesinde, kardeşliğin simgesi” şeklinde değerlendirdi. Video ve fotoğraflar, haber bültenlerinin sosyal medya hesaplarında geniş yankı buldu. Özellikle meyveli çay sunumu ve torun muhabbeti kareleri, “diplomaside yumuşak güç” olarak tanımlandı .


Zirvede Mesajlaşan Liderler: Aile ve Strateji

Sohbet sadece aile ve çay etrafında dönmedi. Üçlü masada Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın da yer aldığı bir bölümde, Erdoğan ve Aliyev’in bölgesel iş birliği, enerji projeleri ve kültürel bağların güçlendirilmesi konuşuldu. Ancak sosyal medya, bu stratejik görüşmelerden çok, liderlerin birbirlerine gösterdikleri sıcak ilgiye odaklandı .

Erdoğan’ın “Türk dünyası kardeşlik hukuku üzerinde yükselecektir” vurgusu, Aliyev’in “Ortak tarihimiz ve geleceğimiz bizi birleştiriyor” sözleriyle birleşerek zirvenin hem diplomatik hem de insani boyutunu ortaya koydu. Bu sözler de sosyal platformlarda “diplomatik sıcak mesaj” etiketiyle paylaşıldı .


Samimiyetin Diplomasideki Önemi

Diplomasi geleneği, resmi protokol kodlarının ötesinde insan ilişkilerine de dayanır. Erdoğan ve Aliyev’in bu içten yaklaşımı, klasik “kısa selamlama” ritüellerinin yerini gerçek bir dostluk ifadesine bıraktığını gösterdi. Uzmanlar, “Karakonferans dışı bu samimi anlar, liderler arasındaki güveni pekiştirir ve resmi mesajları daha inandırıcı kılar” yorumunu yaptı .

Aynı zamanda, halkların gönüllerinde de pozitif bir etki uyandıran bu kareler, Türkiye–Azerbaycan ilişkilerinin “Bir millet, iki devlet” ruhunu bir kez daha teyit etti. Sosyal medyanın gündemine düşen bu anlar, diplomaside insani temasın ne denli güçlü bir yumuşak güç olduğunu ortaya koydu .


Sonuç ve Değerlendirme

Budapeşte’de yaşanan bu samimi anlar, diplomasinin yalnızca resmi metinler ve saha ziyaretlerinden ibaret olmadığını; karşılıklı sevgi, dostluk ve aile bağlarının da uluslararası ilişkileri şekillendirdiğini kanıtladı. Erdoğan ve Aliyev’in bu sıcak kucaklaşması, sosyal medyada viral olurken, dünya kamuoyuna “Türk dünyasının kardeşliği” mesajını güçlü bir görsellikle iletti.

Gelecek zirvelerde benzer içten diyalogların artması, hem halklar arası empatiyi artıracak hem de resmi müzakereleri daha samimi bir zemine taşıyacaktır. Budapeşte’den yansıyan bu kareler, diplomasi tarihine “meyveli çay sohbeti” ve “torun muhabbeti” başlıklı hoş bir anı olarak geçti.


Hazırlayan: FATİHDOGANMEDYA EDİTÖRÜ FATİH DOĞAN 

Okumaya Devam Et

Politika

Hasan Toktaş’tan CHP’li Asu Kaya’nın Fotoğrafına “Sana Bunu Alacağım Kral” Mesajı: WhatsApp Grubunda Sosyal Medya Çıkarması

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama
İYİ Parti Teşkilat Başkanı Hasan Toktaş’ın, CHP Osmaniye Milletvekili Asu Kaya’nın TBMM kürsüsünde çekilmiş fotoğrafını WhatsApp grubunda “Sana bunu alacağım kral” diyerek paylaşması sosyal medyada büyük tepki topladı. Olayın ayrıntıları ve gelen tepkiler burada.

1. Olayın Detayları

İYİ Parti Teşkilat Başkanı ve Bursa Milletvekili Hasan Toktaş, partinin il başkanlarının bulunduğu WhatsApp grubunda CHP Osmaniye Milletvekili Asu Kaya’nın TBMM kürsüsünde çekilmiş bir fotoğrafını paylaştı. Görüntülerin sosyal medyaya düşmesi üzerine Toktaş, fotoğrafın altına “Sana bunu alacağım kral” ifadesini yazdı

Haber7 editörlerine göre de Toktaş’ın bu paylaşımı, “kadın vekile yönelik ahlaksız ve utanç verici” olarak nitelendirildi


2. Sosyal Medyada Gelen Tepkiler

  • “Rezalet bir durum, yakışmadı.”

  • “Kadın milletvekiline karşı böyle bir dil, kabul edilemez.”

  • “Siyasi nezaketten uzak bir paylaşım.”

Sosyal medya kullanıcıları, Toktaş’ın mesajını sert şekilde eleştirerek, hem etik hem de cinsiyetçi boyuta dikkat çekti.


3. Parti Kulisine Yansıyan Yansımalar

  • İYİ Parti cephesinden henüz resmi bir açıklama gelmedi.

  • CHP’den konuyla ilgili tepkiler yükselirken, birçok CHP’li yönetici durumu kınadı.

  • İç siyasette cinsiyetçi söylemler konusunda yeniden tartışmalar başladı.


4. Siyasi ve Toplumsal Yansımalar

  1. Kadın Siyasetçilerin Temsili: Olay, Meclis’teki kadın temsilinin saygınlığı ve güvenirliliği tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

  2. Dijital Nezaket: Siyasetçilerin özel iletişim kanallarında paylaşımlarının da kamusal sorumluluğa tabi olduğu vurgulandı.

  3. Sosyal Medya Etkisi: Sızan ekran görüntüleri, anında geniş kitlelere ulaşarak kriz yönetiminde yeni dinamikler oluşturdu.


5. Sonuç ve Değerlendirme

Hasan Toktaş’ın WhatsApp grubunda yaptığı paylaşım, sadece bir mesaj değil; siyasi nezaket, cinsiyet eşitliği ve dijital sorumluluk konularını da gündeme taşıdı. Önümüzdeki günlerde İYİ Parti ve CHP kanadından resmi açıklamaların gelmesi, olayın siyasi yansımalarını şekillendirecektir.

Okumaya Devam Et

Politika

35 İLDE ANKET YAPILDI TERÖRSÜZ TÜRKİYE PARTİLERİ NASIL ETKİLEDİ

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
ORC Araştırma’nın 35 ilde “Bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusuyla gerçekleştirdiği anket, Terörsüz Türkiye sürecinin AK Parti ve MHP’ye pozitif, CHP’ye ise negatif yansıdığını ortaya koydu. Anketin detaylı sonuçları, partilerin son durumu ve sürecin seçmen algısına etkisi bu makalede.

Giriş: Sürecin Sahadaki Yankıları

Türkiye, PKK’nın silah bırakması ve “Terörsüz Türkiye” sürecinin somutlaşmasıyla birlikte yeni bir güvenlik ve istikrar dönemine girdi. Bu adımların toplumun siyasi tercihleri üzerindeki etkisini ölçmek amacıyla ORC Araştırma, 14–18 Mayıs 2025 tarihlerinde 35 ilde “Bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusunu yöneltti . Anket, AK Parti, MHP ve CHP oylarında önemli değişiklikler olduğunu; milliyetçi ve güvenlik odaklı söylemlerin seçmen tercihlerine yansıdığını gösteriyor.

Anket Metodolojisi ve Kapsamı

  • Örneklem: 35 il, kentsel-kırsal dengesi gözetilmiş

  • Katılımcı Sayısı: Ortalama 2.000 kişi/il

  • Tarih: 14–18 Mayıs 2025

  • Soru: “Bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?”

  • Analiz: Demografik kırılımlar (yaş, cinsiyet, eğitim) dikkate alınarak ağırlıklandırma

  • Kuruluş: ORC Araştırma, sektör standartlarında saha çalışması yürüttü .

Çarpıcı Sonuçlar: Parti Bazlı Oy Oranları

Parti Mayıs 2025 Anketi (%) Nisan 2025 (Karşılaştırma)
AK Parti 32,5 30,0 (+2,5 puan)
CHP 27,0 30,4 (−3,4 puan)
MHP 9,1 7,6 (+1,5 puan)
DEM Parti 7,4 7,3 (+0,1 puan)
İYİ Parti 6,2 5,1 (+1,1 puan)
Zafer Partisi 5,0 4,7 (+0,3 puan)

Kaynak: AK Parti, CHP, MHP ve diğer partilerin oranları, ORC Araştırma’nın Nisan 2025 anketi verileriyle kıyaslanmıştır .

Siyasi Partiler Nasıl Etkilendi?

  1. AK Parti’nin Yükselişi:
    “Terörsüz Türkiye” söylemi, iktidarın güvenlik ve istikrar vurgusunu güçlendirdi. Vatandaşların yüzde 32,5’i AK Parti’ye destek verirken, bir önceki aya göre 2,5 puanlık artış gözlemlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da sürecin kritik eşiği aştığını belirterek, “Terörün devreden çıkmasıyla her alanda yeni pencere açılacak” demişti .

  2. CHP’de Gerileme:
    CHP’nin oy oranı bir ayda 3,4 puan düşerek yüzde 27’ye geriledi. Parti yönetimi dilini “milli birlik”ten ziyade “demokratik eksiklikler”e odaklayınca, güvenlik-endişeli seçmenlerin tercihi gerilemiş görünüyor .

  3. MHP ve Milliyetçi Kanat:
    MHP, Terörsüz Türkiye sürecini başlatan isimlerden Devlet Bahçeli’nin liderliğindeki milliyetçi söylemden fayda sağladı. Oy oranı yüzde 1,5 puan artarak 9,1’e çıktı . Bu, Cumhur İttifakı içindeki milliyetçi desteğin devam ettiğini gösteriyor.

  4. Demokratik Katılım Partileri (DEM, İYİ, Zafer):
    Yeni kurulan ve sürece “çatışmasız çözüm” perspektifiyle dahil olan DEM Parti sabit kaldı; İYİ Parti ve Zafer Partisi ise bir miktar artış yaşadı. Bu, değişen güvenlik algısının muhalefet içindeki farklılaşmayı tetiklediğini işaret ediyor.

Akıllı Analiz: Sürecin Kısa ve Orta Vadeli Etkileri

  • Güvenlik Algısının Seçmene Etkisi: Saha çalışmalarında, “Terör riski azaldı” diyenlerin oranı yüzde 68’e ulaştı; bu grupta AK Parti ve MHP’ye destek, genel ortalamanın 4–5 puan üzerinde seyrediyor.

  • Muhalefetin Yeni Stratejisi: CHP, demokratikleşme ve yargı bağımsızlığı konularını öne çıkarırken güvenlik endişelerini yeterince adresleyemedi. Bu durum, “güvenlik seçmeninin” başka partilere kaymasına neden oldu.

  • Orta Vadiye Bakış: Önümüzdeki yerel seçimlerde de bu trendler korunursa, AK Parti-MHP bloğu yerel yönetimlerde güç kazanabilir. CHP ve diğer muhalefet partilerinin, “güvenlik ve istikrar” temasını daha etkin kullanması gerekecek.

Sonuç ve Değerlendirme

ORC Araştırma’nın 35 ilde yaptığı anket, “Terörsüz Türkiye” sürecinin siyasi dengeleri değiştirerek iktidar cenahına avantaj sağladığını ortaya koydu. Güvenlik ve istikrar söylemi AK Parti ve MHP’ye pozitif yansırken, CHP ve demokratik muhalefet partileri yeni stratejiler geliştirmek durumunda. Seçmen algısındaki bu kaymanın, önümüzdeki aylarda tüm partilerin kampanya dilini yeniden şekillendirmesi bekleniyor.


Not: Anket verileri ORC Araştırma’nın kamuoyuna açıkladığı güncel sonuçlardan derlenmiştir. Ulusal ve yerel dinamikler dikkate alınarak yorumlanmıştır.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar