Gündem
Emniyet’ten jammer açıklaması

Emniyet Genel Müdürlüğü, jammer kullanımına ilişkin açıklama yaptı. Müdürlük, belediye başkanlarının jammer kullanamayacağını, yetkisiz kullanmanın suç olduğunu açıkladı.
Müdürlüğün herhangi bir biriminin koruma görevlerine yönelik jammer ile ilgili verdiği bir eğitim bulunmadığı da açıklandı.
YERLİKAYA’DAN JAMMER AÇIKLAMASI
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da, Ekrem İmamoğlu‘nun bir oteldeki görüşmesinden önce korumalar tarafından kameraların bantla kapatılmasını değerlendirdi.
“Bizim koruma arkadaşlarımızın böyle bir uygulaması yok.” diyen Yerlikaya şöyle devam etti:
“Gidilen bir otelde güvenlik kamerasını bantla kapatmak bir cüret işidir. Hiçbir koruma polisimiz, böyle bir şey yapmaz. Gittiğim bir yerde güvenlik kameralarını kapatmak aklımın ucundan geçmez. Bakanlarımızın böyle bir uygulaması yok. Güvenlik kameralarının bantla kapatılması, bavullarla jammer taşınması… Bunlar benim bildiğim, duyduğum işler değil. Kendinden eminsen, şeffafsan neden kamera kapatırsın ki.”
“BEN JAMMER KULLANMIYORUM”
İmamoğlu’nun korumalarının taşıdığı iki bavulda jammer yani sinyal kesici olduğu açıklanmıştı. Hürriyet gazetesine konuşan Yerlikaya, “Bakanlar, yanlarında valizlerle jammerlar taşıyorlar mı?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Ben jammer kullanmıyorum. Hiçbir zaman gittiğim yerlere jammer taşımıyorum. Bizde jammer kullanımı, sadece uluslararası toplantılarda olabilir. Birçok devlet başkanının katıldığı bir toplantıda jammer kullanımı olabilir.”
GÖZALTI SAYISI YÜKSELDİ
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması devam ediyor.
Operasyon kapsamında gözaltı sayısı 52’ye yükseldi.
KORUMADAN BANT AÇIKLAMASI
Gözaltına alınan şüpheliler arasında 12 Ekim 2024 tarihli görüntülerde yer alan ve güvenlik kamerasının görüntü almasını engellediği tespit edilen Ekrem İmamoğlu’nun koruması Çağlar Türkmen de yer alıyor.
Ekrem İmamoğlu’nu İBB Başkanı olmasından dolayı tanıdığını, ticari faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olmadığını savunan Türkmen’e, Beşiktaş’taki bir otelden temin edilen ve 8-12 Ekim 2024’de kaydedilen güvenlik kamera kayıtlarıyla ilgili bazı sorular yöneltildi.
Türkmen’e, iki kişinin toplantı salonu katındaki güvenlik kamerasına bant çektiği görüntüler gösterilip, “Görüntüyü karartan iki erkek şahıs kimdir?”, “Görüntülerde bulunan şahıslardan biri siz misiniz?” “Bahse konu bant ne amaçla çekilmiştir?”, “Kameraları ne amaçla ve kimin talimatıyla 4 gün boyunca kapalı tuttunuz?” soruları yöneltildi.
Kamera görüntülerinde yer alan iki kişiyi tanımadığını savunan Türkmen, “Görüntülerde bulunan şahıslardan biri ben değilim. Bant çekildikten sonra kamera açısından kimlerin geçtiği hakkında bilgi sahibi değilim. Kamera görüntülerini kapatan ben olmadığım için ne amaçla ve kimin talimatıyla kapatıldığını bilmiyorum. Kamera görüntülerini kapatan şahıslar arasında yer almadığım için bu görüntülere dair herhangi bir bilgim yoktur.” ifadelerini kullandı.
“RUTİN OLARAK YAPILIR”
Şüpheli Çağlar Türkmen, “12 Ekim 2024’te beyaz renkli 34 EEC 632 plakalı araçtan, üzerinde siyah ceket bulunan ve elinde çekçekli valiz olan bir kişinin otele giriş yapması”yla ilgili görüntüler de soruldu.
Türkmen, aracın İBB bünyesinde kullanıldığını, sahibinin kim olduğu konusunda emin olmadığını belirterek, “Araç belediyeye ait veya kiralanmış olabilir. Aracı kimlerin kullandığını bilmiyorum. Görüntülerde elinde valiz taşıyan kişi benim. Valizin içerisinde jammer cihazı bulunmaktadır. Genelde bu cihazın bir yere götürülmesini ekip şefleri söyler. Fakat o zaman bana kimin söylediğini bilmiyorum ve neden götürüldüğü hakkında da bir bilgim yoktur.” dedi.
Bu iş rutin olarak, önlem amaçlı yapıldığına dikkat çeken Çağlar, “Bana valiz verildi. ben de götürdüm. Ayrıntısını sorgulamadım. Cihazın bahse konu yere getirildiği hakkında da bilgim yoktur.” beyanını verdi.
“KENDİM KAMERA GÖRÜNTÜLERİNİ BANTLANDIM”
Oteldeki toplantı salonunu gören kameralara bant çekilmesine ilişkin görüntü kayıtları gösterilip, “Toplantı katında bulunan kameralara bant çeken şahıs kimdir?”, “Kameranın görüş açısı kapatılmak suretiyle bant çekilmesinin sebebi nedir?” soruları yöneltilen Türkmen, şunları söyledi:
“Toplantı katında bulunan kameralara bant çeken kişi benim. Ekrem İmamoğlu buraya geleceğinden dolayı kamera görüntüleri kapatılmıştır. Çünkü Balıkçı Kahraman isimli restoranda İmamoğlu’nun görüntülerinin basına sızdırılması sebebiyle, daha sonra İmamoğlu’nun gideceği yerlerdeki kamera görüntüleri bantlanır ve kameranın görüntü alması engellenir. Bu karar, Ekrem İmamoğlu’nun koruma ekibi tarafından alınmış bir karardır. Rutin olarak yapılan bir işlem olduğu için bana kimse talimat vermedi. Ben kendim kamera görüntüleri bantladım.”
“VALİZDE JAMMER CİHAZI BULUNMAKTADIR”
Türkmen’e söz konusu güne ait güvenlik kamerası görüntüleriyle ilgili, “Valizle çıktığı kameralara yansımış şahıs kimdir?”, “Otelden ne amaçla valizle çıkmıştır?”, “Valizlerin içerisinde ne bulunmaktadır?”, “Burada Ekrem İmamoğlu herhangi bir görüşme ya da toplantı yapmış mıdır?” ve “Yaptıysa kim katılmıştır?” soruları da yöneltildi.
Şüpheli Türkmen, cevabında, “Elinde 2 adet valizle otelden ayrılan şahıs benim. Elimdeki valizlerde jammer cihazı bulunmaktadır. Valizlerin 34 EEC 632 plaka sayılı araçla otelden ayrılmasının herhangi bir anlamı yoktur. Belediye hizmetlerinde kullanılan bir araçtır. O gün bu aracın kullanılması tamamen tesadüftür. Toplantı katında kimlerin bulunduğunu bilmiyorum. Ekrem İmamoğlu’nun görüşme yapıp yapmadığını bilmiyorum. İmamoğlu’nun hiçbir toplantısında yer almadım. Yapılan her görüşmede lüzum görüldüğü takdirde rutin olarak kameralar bantlanırdı.” savunmasını yaptı.
“EKİPÇE ALINAN KARAR”
“Eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ikametinde bulunan kamera kayıt cihazını siz mi söktünüz, söktüyseniz kimden talimat aldınız, kayıt cihazını nerede muhafaza ettiniz?” sorusunu Türkmen, “Ekrem İmamoğlu’nun ikametinde bulunan kamera kayıt cihazını ben almadım. Kimin aldığı hakkında bilgim yoktur. Kamera görüntülerinin bantlanması olayı ekipçe alınan bir karar nedeniyle yapılan rutin bir işlemdir. Valiz içerisindeki şey jammer cihazıdır. Bunun haricinde başka bir şey yoktur.”şeklinde yanıtladı.
Gündem
ABD’de kanlı üniversite saldırısı: Brown Üniversitesi’nde silahlı saldırıdan 2 ölü, 8 yaralı; şüpheli kaçtı
ABD’de kanlı üniversite saldırısı: Brown Üniversitesi’nde silahlı saldırıdan 2 ölü, 8 yaralı; şüpheli kaçtı
Tarih: 14 Aralık 2025 | Okuma Süresi: 3 DAKİKA SAAT: 03:00
ABD’nin gözde eğitim kurumlarından Brown Üniversitesi, silahlı şiddetin pençesine düştü. Saldırganın kampüste terör estirdiği olayda 2 kişi hayatını kaybetti, 8 kişi ağır yaralandı. Tamamen siyah giyinmiş şüpheli, polise ve FBI’a rağmen hâlâ bulunamadı.

ABD’nin Rhode Island eyaletinin Providence şehrinde bulunan seçkin Brown Üniversitesi’nde silahlı bir saldırı meydana geldi. Saldırıda en az 2 kişi öldü, 8 kişi ağır yaralandı. Saldırganın kampüsten kaçtığı ve polisin geniş çaplı bir arama başlattığı bildirildi. Olay, ABD’deki silahlı şiddet salgınına bir yenisi daha eklerken, ülkedeki güvenlik ve silah kontrol tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Son Dakika Gelişmeleri ve Olay Yerinden Görüntüler
Providence Polis Teşkilatı Müdür Yardımcısı Tim O’Hara, şüpheliyi tamamen siyah giyinmiş bir erkek olarak tanımladı. Üniversite yetkilileri, öğrencilere ve personelde acil durum uyarısı göndererek, bulundukları yerlerde kalmalarını ve güvenli alanlara sığınmalarını istedi. Bazı öğrenciler kampüsten tahliye edildi.

Olayın ardından bölgeye çok sayıda polis ekibi sevk edildi. ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, FBI’ın olay yerine gönderildiğini duyurdu. Saldırının nedeni ve hedefi henüz netlik kazanmadı. Polis, şüphelinin yakalanması için kampüs ve çevresinde yoğun çalışma yürütüyor.
Brown Üniversitesi’nde silahlı saldırı sonrası polis ekipleri kampüs çevresinde geniş güvenlik önlemleri aldı. Öğrenciler güvenli bölgelere yönlendirildi.
ABD’de Silahlı Şiddet: Bitmeyen Bir Kâbus
Bu saldırı, ABD’de giderek kronikleşen bir halk sağlığı krizi haline gelen silahlı şiddetin en son örneği. Independent Türkçe’de yer alan bir analize göre, Amerikalıların silahlı şiddeti azaltmaya yönelik çaresizlik duyguları artıyor ve toplumda bir “teslimiyet” havası hâkim. Sadece geçtiğimiz 4 Temmuz hafta sonunda ülke genelinde en az 22 kitlesel silahlı saldırı meydana geldi ve 20 kişi hayatını kaybetti.
Silahlı şiddet, beyzbol ve elmalı turta kadar “Amerikan” bir olgu haline gelmiş durumda. Uzmanlar, bu durumun arkasında güçlü silah lobilerinin ve siyasi sistemdeki düğümlenmenin yattığını belirtiyor. Bir aktivistin ifadesiyle, “Amerikalıların çoğunluğu silah güvenliği ve silah reformuna inanırken, Cumhuriyetçi Parti onların ölümünde, hayatlarının kurtulmasındakinden daha fazla kâr görüyor”.
Tarihten Yansımalar: Columbine ve Diğerleri
Brown Üniversitesi’ndeki bu saldırı, akıllara ABD’nin en karanlık okul saldırılarını getirdi. Bunların en sembolik olanı, 1999’da Colorado’daki Columbine Lisesi’nde yaşandı. Eric Harris ve Dylan Klebold isimli iki öğrenci, 12 öğrenci ve 1 öğretmeni öldürdü, 24 kişiyi yaraladı. Bu saldırı, ABD’de okul güvenliği konusunda büyük değişikliklere yol açtı ve “aktif saldırgan” durumlarında polis müdahale taktiklerini kökten değiştirdi.
Brown Üniversitesi: Seçkin Bir Kurumda Travma
Brown Üniversitesi, Ivy League olarak bilinen seçkin üniversiteler liginin bir üyesi. Dünyanın dört bir yanından gelen parlak öğrencilere ev sahipliği yapan üniversite, şimdi derin bir travma yaşıyor. Olayın, akademik takvimi ve öğrencilerin psikolojik sağlığını nasıl etkileyeceği merak konusu.
Üniversite yönetiminin, kriz danışmanlığı ve psikolojik destek hizmetlerini devreye aldığı bildiriliyor. Saldırının, üniversitelerdeki güvenlik protokolleri üzerine ulusal düzeyde bir tartışma başlatması bekleniyor.
Soruşturma ve Politika Etkileri
FBI ve yerel kolluk kuvvetlerinin ortak soruşturması devam ederken, saldırının siyasi yankıları da büyüyor. Başkan Trump’ın müdahalesi, olayın ulusal güvenlik boyutunu gösteriyor. Her büyük silahlı saldırıdan sonra olduğu gibi, bu olay da silah kontrol yasaları ve ruh sağlığı hizmetlerine erişim konusundaki tartışmaları alevlendirecek.
Ancak numaralı analizde belirtildiği gibi, geçmişte Sandy Hook ve Parkland gibi büyük trajediler bile kalıcı ve etkili federal yasaların çıkmasını sağlayamadı. Ulusal Tüfek Birliği (NRA) gibi lobi gruplarının etkisi ve politik kutuplaşma, her seferinde reform çabalarını baltaladı.
Brown Üniversitesi’ndeki bu trajik olay, ABD’nin silahlı şiddet epidemisiyle mücadelede ne kadar yol kat etmesi gerektiğinin acı bir göstergesi. Öğrenciler, aileler ve tüm toplum, bir kez daha güvenlik ve özgürlükler arasındaki dengeyi düşünmeye zorlanırken, soruşturmanın sonuçları ve şüphelinin yakalanması tüm dünyanın merakla beklediği bir gelişme olmaya devam ediyor.
Brown Üniversitesi’nde Silahlı Saldırı Paniği: Öğrenciler Kilit Altında
Gündem
Dilovası Yangınında İddianame Hazır: istenen cezalar belli oldu
Dilovası Yangınında İddianame Hazır: istenen cezalar belli oldu
Dilovası’ndaki kozmetik fabrikası yangını faciasında hayatını kaybeden 7 işçi için adalet yolunda önemli bir adım atıldı. Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı, 16 sanık hakkında hazırladığı iddianameyi mahkemeye sundu. Şirket yetkilisi 4 sanık için en ağır suçlama olan “olası kastla öldürme” talebinde bulunuldu.

📍 Tarih: 13 Aralık 2025 | ⏳ Okuma Süresi: 4 dakika |Saat: 19:30
İddianamede Yer Alan Suçlamalar ve Talepler
Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, sanıkları üç farklı suç kategorisinde sorumlu tutuyor.
1. “Olası Kastla Öldürme” Suçlaması (En Ağır Cezayı Gerektiren Suç)
· Sanıklar: İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal, Gökberk Güngör.
· Kimdir: Yangının çıktığı Ravive Kozmetik San. ve Dış Tic. A.Ş. ile LYKKE Kozmetik firmalarının yetkili ortakları.
· Talep: 7 kişinin ölümünden dolayı “olası kastla öldürme” suçundan cezalandırılmaları.

2. “Bilinçli Taksirle Ölüme Neden Olma” Suçlaması
· Sanıklar: 8 sanık.
· Talep: “Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan yargılanmaları.
3. “Suçluyu Kayırma” Suçlaması
· Sanıklar: 4 sanık.
· Talep: Delil karartma veya soruşturmayı engelleme şüphesiyle “suçluyu kayırma” suçundan dava açılması.
Dava: Gebze Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan davanın, işçi sağlığı ve güvenliği alanında emsal teşkil etmesi bekleniyor.
🔥 Facianın Başlangıcı: Ne Olmuştu?
Tarihe bir iş cinayeti olarak geçen facia, 8 Kasım 2025 Cumartesi sabahı Kocaeli’nin Dilovası ilçesi Mimar Sinan Mahallesi’nde bulunan bir kozmetik fabrikasında yaşandı.
· Yangın, sabah saat 09.00 sıralarında, üretim sırasında alkolün kazana aktarımı sırasında statik elektrik boşalması veya elektriksel kontak kaynaklı tutuşma neticesinde çıktı.
· İlk belirlemelere göre 6 kişi hayatını kaybetti. Ancak ağır yaralı olarak kaldırılan Tuncay Yıldız’ın daha sonra vefat etmesiyle can kaybı 7’ye yükseldi. Olayda 7 kişi de yaralandı.
· Hayatını Kaybedenler: Esma Dikan (3 çocuk annesi), Hanım Gülek (65), Şengül Yılmaz (55), Nisa Taşdemir (17), Tuğba Taşdemir (18) ve Cansu Esatoğlu (16). Mağdurların arasında iki çocuk işçinin bulunması toplumda büyük üzüntü ve tepkiye neden oldu.

⚖️ Soruşturma Süreci ve Gözaltılar
Facia sonrası başlatılan soruşturma hızla genişledi.
· Gözaltılar: Yangından sonraki günlerde, aralarında fabrika sahibi ve vardiya amirlerinin de bulunduğu 11 kişi gözaltına alındı.
· Tutuklamalar: Gözaltına alınanlardan 7’si tutuklanırken, 4’ü adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Tutuklananlar arasında fabrika sahibi Kurtuluş Oransal ve ailesi de yer aldı.
· Kaçma Girişimi: Fabrika sahibi Kurtuluş Oransal’ın, yangından hemen sonra içi para dolu bir çantayla Yalova’da kaçmaya hazırlanırken yakalandığı belirlendi. Ayrıca oğlu ve yeğeninin de yurt dışına kaçma hazırlığı yaptıkları sırada yakalandığı ifade edildi.
Kurumsal Sorumluluk ve Görevden Almalar
Facia, denetim mekanizmalarına dair ciddi soru işaretlerini de beraberinde getirdi. İlgili kurumlarda geniş çaplı görevden almalar yaşandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda 7 kişi açığa alındı:
· SGK Kocaeli İl Müdürü ve Yardımcısı
· Gebze Sosyal Güvenlik Merkez Müdürü
· İŞKUR Kocaeli İl Müdürü
· İŞKUR Dilovası Hizmet Merkezi Müdürü
· İŞKUR CİMER’den Sorumlu Şube Müdürü
· Bir personel
Dilovası Belediyesi’nde 5 kişi görevden uzaklaştırıldı:
· Belediye Başkan Yardımcısı Necati Temiz
· Zabıta Müdürü Nizamettin Balcı
· 3 zabıta memuru
Bakanlık, olayla ilgili iki başmüfettiş ve bir müfettiş görevlendirdiğini açıkladı.
Tepkiler ve Siyasi Sorumluluk Çağrıları
CHP Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, yangının nedeni olarak “açgözlülük, denetimsizlik ve beceriksizlik” olduğunu belirtti. Avşar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile Dilovası Belediye Başkanı’na seslenerek, “biraz onurunuz varsa derhal istifa edin” ifadelerini kullandı.
Sosyal Medyadan İlginç ve Üzücü Gelişme
Olayla ilgili bir başka gelişme de sosyal medyadan geldi. Yangında hayatını kaybedenlere yönelik Telegram platformunda hakaret içerikli paylaşımlar yapıldığı tespit edildi. Paylaşım yapan iki şüpheli, Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yakalanarak tutuklandı.
İddianamenin kabul edilerek davanın başlamasıyla birlikte, Türkiye’nin kanayan yarası haline gelen iş cinayetlerinde hukuki sorumluluğun sınırları da netleşmeye başlayacak. Süreç, hem mağdur aileler hem de tüm kamuoyu tarafından titizlikle takip ediliyor.
Gündem
4 ildeki yasa dışı bahis operasyonunda 10 tutuklama
Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, 9 Aralık’ta yasa dışı bahis oynattığı ve suç gelirlerini akladığı belirlenen bir gruba yönelik Elazığ, İstanbul, Kocaeli ve Sivas’ta belirlenen adreslere eş zamanlı operasyon düzenledi.
Operasyonda, 13 şüpheli yakalandı, adreslerde bulunan dijital materyallere el konuldu.
Şebekenin, yasadışı bahiste kullanılmak üzere “set” olarak tabir edilen 3. kişilere ait kimlik bilgilerini topladıkları ve bunlara banka hesapları açıp, adlarına GSM hattı çıkardıkları, çıkarılan banka kartlarını ve GSM hatlarını şifreleri ile birlikte yasa dışı bahis sitesi sahiplerine göndererek her hesap için maddi menfaat elde ettikleri, ayrıca banka hesaplarına bloke konulanlardan tehdit ve şantaj yoluyla tahsis ettirdikleri kazançları, yasa dışı bahis sitesi sahiplerine ilettikleri veya zimmetlerine geçirdikleri belirlendi.
Banka hesap hareketleri incelendiğinde 45 milyon lira işlem hacmi olduğu tespit edildi.
Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen zanlılardan 10’u çıkarıldıkları nöbetçi hakimlikçe tutuklandı, 1’i hakkında adli kontrol kararı uygulanarak diğerleri serbest bırakıldı.
-
Gündem7 gün öncesparta’da kayıp çoban: “Öldürmüşler, kafasını kesmişler” — Başsız ceset ve arayış sürdü
-
Teknoloji4 gün önceAvustralya tarihi kararı uyguladı: 16 yaş altına sosyal medya yasağı başladı
-
Magazin1 hafta önceSON DAKİKA: Hande Sarıoğlu, uyuşturucu soruşturması kapsamında gözaltına alındı
-
Magazin5 gün önceIMDb 2025’in En Çok Konuşulan Yıldızlarını Açıkladı: İşte Yılın En Popüler Oyuncuları
-
Magazin1 hafta önceAdliye soygunu sonrası Bakan Tunç düğmeye bastı: 4 başmüfettiş görevlendirildi, Türkiye geneli denetim başladı
-
Sağlık1 hafta önce500 ml portakal suyu, 60 günde genleri değiştirdi — Portakal suyu içmek faydalı mı?
-
Magazin1 hafta önceÜnlü oyuncu Celil Nalçakan trafik kazası geçirdi — son açıklama ve görüntüler
-
Teknoloji1 hafta önceGoogle 2025’İN ARAMA TRENDLERİ: TÜRKİYE EN ÇOK BUNLARI MERAK ETTİ
