Ekonomi
Dövizde kredi ve mevduat artışı çelişki mi?

Son günlerde ekonomik göstergeler ilginç bir tablo çiziyor. Bir yanda yerel seçimlerden bu yana döviz mevduatlarında hızlı bir artış yaşanırken, diğer yanda 2019’dan bu yana en yüksek seviyeye ulaşan döviz kredileri dikkat çekiyor. İlk bakışta, bireylerin ve şirketlerin dövize yönelerek birikimlerini koruma eğiliminde olmasıyla, aynı zamanda döviz kredilerinin artması arasında bir çelişki varmış gibi görünebilir. Ancak ekonomik dinamikler bu iki eğilimin aynı anda nasıl var olabileceğini bize açıklıyor.
DÖVİZE TALEP NEDEN ARTTI?
Seçim sonrası ekonomik politikalar ve piyasa beklentileri, yatırımcıların ve tasarruf sahiplerinin döviz talebini artırmış görünüyor. Merkez Bankası’nın uyguladığı sıkı para politikası kapsamında TL faizleri yükselmiş olsa da, enflasyon ve kur belirsizlikleri nedeniyle döviz birikimi devam ediyor. Şirketler de nakit akışlarını yönetmek ve kur riskine karşı korunmak için döviz tutma eğilimine girmiş olabilir. Nitekim tüzel tarafta döviz artışı daha yüksek.
Bu eğilim, geçmiş yıllarda benzer ekonomik dalgalanmalar yaşandığında da görüldü. Belirsizlik arttığında bireyler ve şirketler güvenli liman olarak gördükleri dövize yönelirler. Dolayısıyla, döviz mevduatlarındaki artış aslında ekonomik beklentilerin bir yansıması.
Peki, Döviz Kredileri Neden Artıyor?
Bankacılık verileri döviz kredilerinde de ciddi bir artış olduğunu gösteriyor. Özellikle 2019’dan bu yana en yüksek seviyeye ulaşan döviz kredileri, bazı şirketlerin finansman ihtiyacını karşılamak için döviz borçlanmasını tercih ettiğini ortaya koyuyor. Bunun birden fazla sebebi olabilir:
• Yüksek TL faizleri: Merkez Bankası’nın faiz artışlarıyla birlikte TL cinsinden kredi maliyetleri yükseldi. Bu durumda, özellikle ihracatçı şirketler, gelirleri döviz cinsinden olduğu için, daha düşük faizle döviz kredisi kullanmayı tercih edebilir.
• Kur istikrarı beklentisi: Bazı şirketler, döviz kurlarında büyük dalgalanmalar yaşanmayacağına inanıyorsa, döviz kredisi almayı daha az riskli görebilir. Ancak, geçmişte bu tür stratejilerin birçok firmayı zora soktuğunu unutmamak gerekir.
• Yurt dışı borçlanma imkanları: Bazı büyük şirketler ve holdingler, uluslararası piyasalardan uygun maliyetli döviz kredisi bulabiliyor. İçeride kredi faizleri yükselirken, dış borçlanma cazip hale geliyor.
Bu Bir Çelişki Mi?
Aslında, döviz mevduatlarındaki artış ve döviz kredilerindeki yükseliş birbirini tamamen dışlayan hareketler değil. Farklı ekonomik aktörlerin farklı motivasyonları bu tabloyu şekillendiriyor. Bireyler ve bazı şirketler döviz birikimlerini artırırken, likiditeye ihtiyacı olan, özellikle ihracatçı firmalar, döviz kredilerine yöneliyor.
Ancak bu dengenin sürdürülebilir olup olmadığı önemli bir soru. Eğer döviz kredileri, ihracat geliri olmayan şirketler tarafından yoğun bir şekilde kullanılıyorsa, bu ciddi bir risk anlamına gelir. 2018’de kur şokunun ardından dövizle borçlanan şirketlerin yaşadığı sıkıntılar hala hafızalarda taze.
SONUÇ: KIRILGAN DENGELER TAKİP EDİLMELİ
Özel sektörün döviz borçlanması, eğer kontrollü bir şekilde yönetilmezse, ilerleyen dönemde ekonomiyi zorlayabilecek yeni kırılganlıklar yaratabilir. Bu nedenle, ekonomi yönetiminin hem kur istikrarını sağlaması hem de şirketlerin borçlanma davranışlarını yakından izlemesi kritik önem taşıyor.
Önümüzdeki dönemde döviz mevduatları artmaya devam edecek mi? Döviz kredilerindeki yükseliş sürdürülebilir mi? Bu soruların yanıtları, Türkiye ekonomisinin önündeki en büyük risklerden biri olan döviz hassasiyetini anlamak açısından büyük önem taşıyor.
Ekonomi
Elektrik faturalarında yeni dönem
Elektrik faturalarında yeni dönem: 984 TL üstü faturalara bildirim gitmeye başladı
Tarih: 25 Kasım 2025 — Saat: 10:30 (TSİ)
Okuma süresi: 3 dakika
Öne Çıkanlar
-
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) kararıyla devlet desteği sınırı yıllık 5.000 kWh → 4.000 kWh olarak düşürüldü. Bu, aylık ortalama 333 kWh ≈ 984 TL faturayı aşan haneleri etkiliyor.
-
Karar 1 Ocak 2026 itibarıyla uygulanacak; yüksek tüketimli abonelere dağıtım şirketleri tarafından uyarı/SMS gönderilmeye başlandı.
-
Bu değişiklikle, aylık ortalama 984 TL ve üzeri fatura gelen aboneler devlet desteklerinden yararlanamayacak; faturalarında artış görülebilir.
Detaylar — Ne değişiyor, kim etkilenecek?
EPDK’nın Resmi Gazete’de yayımlanan yeni kararıyla, mesken grubu için devlet desteğine ilişkin yıllık tüketim eşiği 4.000 kWh olarak belirlendi. Daha önce uygulanan 5.000 kWh eşiği geri çekildi; bu da aylık ortalama 333 kWh (piyasa fiyatlamasıyla yaklaşık 984 TL) üzerinde fatura gelen abonelerin destek kapsamından çıkarılacağı anlamına geliyor. Kararın uygulama başlangıç tarihi 1 Ocak 2026 olarak belirtildi
Enerji dağıtım ve tedarik şirketleri, sınırı şimdiden aşan abonelere bilgilendirme mesajları göndermeye başladı. Mesajlarda tüketim rakamları, sınırı aşıldığı takdirde destekten çıkarılma ve tasarruf önerilerine yer veriliyor. Uzmanlar, kış aylarında tüketimin artması nedeniyle yüksek tüketimli hanelerin faturalarının yakından takip edilmesini öneriyor.

Neden getirildi? (Kısa değerlendirme)
Yetkililer, destek uygulamasının hedefli ve sürdürülebilir olmasını sağlamak ile amaçladıklarını belirtiyor; yüksek tüketimi teşvik etmeyen bir saha yaratmak ve kaynakları öncelikli ihtiyaç sahiplerine yönlendirmek hedefleniyor. Ayrıca enerji piyasası koşulları ve son kaynak tedarik tarifesi güncellemeleri bu düzenlemeyi zorunlu kıldı.
Tüketiciler ne yapmalı? Pratik öneriler
-
Fatura ve tüketim geçmişinizi kontrol edin. Abonelik portalınız veya tedarikçi uygulaması üzerinden yıllık tüketiminizi ve aylık ortalamanızı inceleyin.
-
Enerji verimliliği adımları alın. Isıtma/soğutma verimliliği, LED ampuller, standby cihazları kapatma ve akıllı priz kullanımı hızlı etkiler yapabilir.
-
Tedarikçi ile iletişime geçin. Eğer yüksek tüketim veri hatası olabileceğini düşünüyorsanız, dağıtım/tedarik şirketine itiraz ve sayaç kontrolü talep edin.
-
Fatura detaylarını inceleyin. Tarifeler, vergiler ve destek kalemleri faturada nasıl yer alıyor kontrol edin; destekten çıkarılma durumunun faturaya etkisini hesaplayın.
Uzman görüşü (kısa)
Enerji ekonomistleri, düzenlemenin tasarruf teşvik edeceğini ancak kış aylarında ısınma amaçlı tüketimin yüksek olduğu bölgelerde hanelere ek yük getirebileceğini söylüyor. Sosyal politikalarla hedeflenen dar gelirli hanelerin korunması gerektiği vurgulanıyor.
Sıkça Sorulanlar (Kısa)
Soru: 984 TL kesin eşik mi?
Cevap: 984 TL hesaplama yaklaşık bir eşdeğerdir; karar yıllık 4.000 kWh eşiğine dayanmaktadır—aylık ortalama 333 kWh tüketim piyasa fiyatlarına göre ~984 TL’ye tekabül etmektedir. Kesin tutar tüketim/temrin fiyatlamasına göre değişebilir.
Soru: Ne zaman uygulanıyor?
Cevap: 1 Ocak 2026’dan itibaren uygulama başlayacak
Ekonomi
TÜRKİYE’NİN NÜFUSU AÇIKLANDI
TÜRKİYE’NİN NÜFUSU AÇIKLANDI: 1 Ekim İTİBARİYLE 85.980.654 KİŞİ
24 Kasım 2025 — 14:20 (İstanbul) · Okuma süresi: 3 dakika
AA
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan dönemlik nüfus verilerine göre Türkiye’nin nüfusu 1 Ekim 2025 tarihi itibarıyla 85.980.654 kişi oldu. Yılın ilk 9 ayında nüfus 315.710 kişi artarken, sadece 1 Temmuz–1 Ekim dönemindeki artış 155.800 kişi olarak kaydedildi
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) üç aylık dönemler halinde yayımladığı nüfus istatistikleri açıklandı. Buna göre ülke nüfusu 1 Ekim 2025 itibarıyla 85.980.654 kişiye ulaştı. Erkek nüfusu yüzde 50,02 (43.003.770 kişi), kadın nüfusu ise yüzde 49,98 (42.976.884 kişi) olarak kaydedildi.
2024 yıl sonu verilerine göre 31 Aralık 2024’te 85.664.944 olan Türkiye nüfusu, yılın ilk dokuz ayında toplam 315.710 kişi artış gösterdi. Sadece 1 Temmuz–1 Ekim arasında nüfus 155.800 kişi yükseldi. Bu rakamlar dönemlik nüfus hareketlerinin takip edilmesinde yeni bir gösterge olarak öne çıkıyor.
Bölgesel ve demografik vurgu
TÜİK dönemsel sonuçları ayrıntılı il/ilçe verileriyle birlikte yayımlıyor; kentleşme, yaş grupları ve cinsiyet dağılımına dair daha ayrıntılı tablolar kurumun veri sayfasında yer alıyor. (Detaylı il bazlı ve yaş grubu dağılımları için TÜİK’in veri tabanına bakınız)
Ne anlama geliyor?
-
Nüfus artışı sürüyor, ancak artışın kaynağı (doğum, ölüm, göç) ve sürdürülebilirliği daha geniş verilerle değerlendirilmelidir.
-
Erkek/kadın oranının birbirine yakın olması dikkat çekici; bu durum hizmet planlaması, istihdam ve sosyal politika tasarımlarında göz önünde bulundurulmalı.
(Bu değerlendirmeler genel gözlemdir; ayrıntılı analizler TÜİK’in geniş veri setleriyle yapılmalıdır.)
Ekonomi
DEĞER ARTINCA DEVLET PAY ALIYOR: ‘DEĞER ARTIŞ PAYI’ YÜRÜRLÜĞE GİRDİ
DEĞER ARTINCA DEVLET PAY ALIYOR: İMAR DEĞİŞİKLİĞİNDE %90 ‘DEĞER ARTIŞ PAYI’ YÜRÜRLÜĞE GİRDİ
Tarih: 22 Kasım 2025 • Saat: 19:10 • Okuma süresi: 4 dk
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yayımladığı yeni “Değer Artış Payı Uygulama Yönetmeliği” ile uygulama imar planı değişiklikleri sonucu arsa değerinde oluşan artışın yüzde 90’ı kamuya aktarılacak. Haberde kapsam, muafiyetler, ödeme seçenekleri ve arsa sahiplerinin bilmesi gereken adımlar derlenmişti

Ne oldu? Kısa ve net
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan “İmar Planı Değişikliğine Dair Değer Artış Payı Uygulama Yönetmeliği” 22 Kasım 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelik, uygulama imar planı değişikliği sonucu taşınmazların (arsaların) değerinde oluşan artışların hesaplanması, kesinleşmesi ve kamuya aktarılmasına ilişkin usul ve esasları düzenliyor.
Kritik noktalar — arsa sahipleri neden dikkat etmeli?
- Yönetmelik uyarınca, imar planı değişikliği nedeniyle bir arsanın değeri arttığında ortaya çıkan artışın %90’ı “değer artış payı” olarak kamuya aktarılacak.
- Değer artış payı sadece arsa değerindeki artışa uygulanacak; bina ya da inşaat kazancına dair ayrı düzenlemeler farklı esaslara tabidir.
- Yönetmelik, peşin ödemeye teşvik için indirim ve taksitlendirme imkânları da öngörüyor — peşin ödeyene %10 indirim uygulanabiliyor, isteyenler ise taksitle ödeyebilecek.
Kimler kapsama giriyor, kimler muaf?
- Yönetmelik, özellikle arsa sahiplerinin tamamının talebiyle yapılan uygulama imar planı değişikliklerini hedefliyor.
- Riskli yapı şerhi olan taşınmazlar, kamu yatırımları, vakıf taşınmazları ve emsale etkisi olmayan yükseklik düzenlemeleri gibi haller yönetmelikte belirlenen istisnalar arasında sayılıyor. Ayrıca bazı geçici düzenlemeler (ör. riskli yapıların yeniden geliştirilmesine ilişkin sınırlamalar) bulunuyor.
Değer tespiti nasıl yapılacak?
- Artışın saptanması için en az iki lisanslı gayrimenkul değerleme kuruluşu tarafından hazırlanan raporlar kullanılacak. Ardından yerel “kıymet takdir komisyonu” nihai artış tutarını belirleyecek.
- Değerleme raporu masrafları maliklere aittir; rapor sunulmaz ya da ücret ödenmezse plan değişikliği süreci etkilenebilir.
Örnek hesap (kolay anlaşılması için)
Diyelim ki plan öncesi arsanın piyasa değeri 1.000.000 TL, plan sonrası piyasa değeri 3.000.000 TL olsun. Değer artışı = 2.000.000 TL.
- Yönetmelik uyarınca kamuya aktarılacak “değer artış payı” = %90 × 2.000.000 = 1.800.000 TL.
- Peşin ödenirse uygulanabilecek indirim (%10 örneği) sonrasında ödenecek tutar: 1.800.000 × 0.90 = 1.620.000 TL.
Süreç — arsa sahibi ne yapmalı?
- İmar değişikliği talebi ve başvuru aşamasında gerekli belgeleri eksiksiz hazırlayın.
- En az iki lisanslı değerleme şirketinden rapor alın; raporların içerik ve tarihleri birbirine yakın olmalı.
- Kıymet takdir komisyonu kararını takip edin; itiraz süreçleri için yasal süreleri kaçırmayın.
- Ödeme planı, indirim ve taksit seçeneklerini ilgili idare ile netleştirin.
Uzman görüşü (özet): Hukuk ve şehircilik uzmanları, düzenlemenin amaç olarak “keyfi imar değişikliklerini” sınırlamayı hedeflediğini; ancak uygulamada mülkiyet haklarıyla kamu yararı arasındaki hassas dengenin iyi yönetilmesi gerektiğini vurguluyor.
Tartışma ve eleştiriler
- Düzenlemenin savunucuları, şehir planlamasında adalet sağlayacağını, rantın kamuyla paylaşılması gerektiğini belirtiyor.
- Eleştiriler ise özellikle %90 gibi yüksek bir oranın arsa sahiplerini zorlayacağı, küçük yatırımcıların ve mirasçıların yük altına gireceği, değerleme süreçlerinde belirsizlik ve masraf artışı doğacağı yönünde yoğunlaşıyor.
Hukuki dayanak ve kaynaklar
Yönetmelik metni Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir; uygulama usul ve esasları hükme bağlanmıştır. (Haber metni, Resmî Gazete’de yayımlanan yönetmelik esas alınarak hazırlanmıştır.)
Ne öneriyoruz? Arsa sahibiyseniz, plan değişikliği süreçlerine başvurmadan önce bir şehir plancısı ve gayrimenkul hukukçusundan destek alın. Değerleme raporları ve kıymet takdir komisyonu sürecinde profesyonel destek hem hataları önler hem de ödeme yükümlülüklerinin doğru hesaplanmasını sağlar.
Haber : FatihDoganMedya – Ekonomi / Emlak
Yazar: Editör – FatihDoganMedya
İletişim: haber@fatihdoganmedya.com.tr
-
Gündem3 gün önceGenç Rümeysa, nişanlısının evinde silahlı saldırıda hayatını kaybetti
-
Gündem1 hafta önceKörfez’de dehşet: Eski eşini darbedip, ilişkisi olduğunu iddia ettiği arkadaşını cadde ortasında bıçaklayarak öldürdü — Şüpheli tutuklandı
-
Teknoloji1 hafta önceSamsung’a şok iddia: Galaxy A/M serilerinde “kaldırılamayan” İsrail yapımı AppCloud tartışması
-
Magazin1 hafta önceMuazzez Abacı’ya veda: Torunu konuşmasında gözyaşlarına boğuldu — AKM’de duygusal tören
-
Magazin19 saat önceİlknur Dadaş: İlahi Aşk, Doğa Sevgisi ve İstanbul Şiirleriyle Güfte Yolculuğunda Yükselen İsim
-
Sağlık1 hafta önceAnkara’da ‘sigara’ kabusu: 35 yıl içti, 3. evre gırtlak kanseri çıktı — Gırtlağının yarısı alındı, sesini korudu
-
Teknoloji1 hafta önceBalığın tazeliğini anında söyleyen cihaz tescillendi: “TVB-N/TMA PROB” Erzurum’dan çıktı
-
Ekonomi1 hafta önceDoğum izni artıyor; babaların izni de iki katına çıkacak

