Teknoloji
DeepSeek yasaklanacak mı? Teknoloji devlerinden art arda açıklamalar

DeepSeek’in yenilikleri, ABD teknoloji sektöründe öyle bir sarsıntıya neden oldu ki yapay zekânın gözdesi Nvidia (NVDA), bir günde 600 milyar dolarlık piyasa değeri kaybetti — borsa tarihindeki en büyük günlük kayıp. Yatırımcılar, ABD’li devlerin yapay zekâ donanımına harcamalarını azaltabileceğinden korktu.
Wall Street Journal’a göre, bazı ABD’li milletvekilleri şimdi DeepSeek uygulamasının devlet cihazlarında yasaklanması için girişimlerde bulunuyor.
Yatırımcılarla yaptıkları görüşmelerde, büyük teknoloji şirketlerinin yöneticileri DeepSeek hakkındaki düşüncelerini farklı şekillerde dile getirdi. Kimileri yapay zekâ modellerini överken kimileri önemsemedi ya da konuyu detaylandırmaktan kaçındı.
Çoğu, DeepSeek’in ucuz modellerinin zamanla yapay zekâ maliyetlerini düşüreceğini kabul etse de 2025’te yapay zekâ altyapısına yönelik devasa yatırımlar yapmaya kararlı görünüyorlar. Bu harcamaların ne zaman karşılığını vereceği ise belirsiz.
Önde gelen teknoloji şirketlerinin yöneticilerinin konuyla ilgili söyledikleri:
Google (GOOG) CEO’su Sundar Pichai, DeepSeek’in düşük maliyetli modelinin Google’a etkisi sorulduğunda şunları söyledi:
● DeepSeek ekibinin “çok iyi iş çıkardığını” kabul etti.
● Ancak Google’ın kendi Gemini Flash modellerinin daha verimli olduğunu düşündüğünü belirtti.
● “2.0 Flash modellerimiz, DeepSeek’in V3 ve R1 sürümleriyle karşılaştırıldığında son derece verimli,” diyerek Google’ın uçtan uca optimizasyon konusundaki gücüne dikkat çekti.
● Yapay zekâ kullanım maliyetlerinin düşmesiyle daha fazla kullanım senaryosu ve fırsat oluşacağını öngördüğünü ifade etti.
Amazon (6 Şubat)
Amazon (AMZN) CEO’su Andy Jassy, DeepSeek’in yeni modelleriyle yapay zekâ harcamalarının azalacağına dair düşünceye katılmadığını açıkladı:
● “Teknoloji bileşenlerinin maliyeti azaldığında, teknoloji harcamaları da düşer” varsayımının tarihte hiç doğrulanmadığını söyledi.
● 2000’lerin başında agresif bulut yatırımlarından örnek vererek, maliyetlerin düşmesine rağmen harcamaların azalmak yerine arttığını ifade etti.
Gerçekten de Meta, Alphabet, Amazon ve Microsoft’un yöneticileri, yapay zekâ modellerinin eğitim (training) ve kullanım (inference) maliyetlerinin düşeceği tahmin edilse bile, 2025’te toplam 325 milyar dolar harcamayı planladıklarını açıkladı. Bu, bir önceki yıla göre %46’lık bir artış. Aralarında en fazla harcamayı ise Amazon yapacak.
Advanced Micro Devices (4 Şubat)
AMD (AMD) CEO’su Lisa Su, DeepSeek gibi yeni yapay zekâ girişimlerinin yatırımları düşürmeyeceğini düşündüğünü söyledi:
● SoftBank (SFTBY), Oracle (ORCL) ve OpenAI destekli 500 milyar dolarlık dev “Stargate” yapay zekâ altyapı projesini örnek gösterdi.
● “Tüm bu projeler muazzam işlem gücü gerektiriyor ve AMD’ye her iş kolunda büyük fırsatlar sunuyor,” diyerek yapay zekâdan gelen talebin artacağını savundu.
Qualcomm (5 Şubat)
Qualcomm (QCOM) CEO’su Cristiano Amon, DeepSeek’in yeni modellerinden en çok heyecan duyan isim oldu ve bu gelişmelerin telefon ve PC’lerde yapay zekâ kullanımını hızlandırabileceğini vurguladı:
Microsoft (29 Ocak)
Microsoft (MSFT) CEO’su Satya Nadella, 29 Ocak’ta düzenlenen toplantıda DeepSeek’ten övgüyle bahsetti.
● Microsoft’un, DeepSeek’in son yapay zekâ modelini Azure AI Foundry ve GitHub gibi geliştirici platformlarına eklediğini belirtti.
● Bu modelin “otomatik saldırı simülasyonu, içerik güvenliği entegrasyonu ve güvenlik taraması” aşamalarından geçtiğini ve yakında Microsoft’un yapay zekâ özellikli PC’lerinde de çalıştırılabileceğini söyledi.
● Nadella, DeepSeek’in önemli yenilikler yaptığını ve yapay zekâ alanının “metalaşma” sürecine girdiğini ifade etti.
● “Bizim gibi bulut altyapısını geniş ölçekte sunan ve PC platformu sağlayan bir şirket için bu haberler olumlu,” diye ekledi.
Meta (29 Ocak)
Meta (META), reklam sektöründeki gücü sayesinde “üretken yapay zekâdan en fazla faydalanabilecek şirket” olarak görülüyor. DeepSeek’in R1 adını verdiği yeni modelinin tanıtımıyla Meta hisseleri o gün %2 civarında yükseldi.
● CEO Mark Zuckerberg, DeepSeek hakkındaki genel heyecana mesafeli davrandı.
● Daha ucuz yapay zekâ modellerinin Meta’nın sermaye harcamalarını etkileyip etkilemeyeceği sorulduğunda, “Henüz bunun altyapı ve sermaye giderlerimize nasıl yansıyacağını söylemek için çok erken,” dedi.
● Zuckerberg, DeepSeek’in Meta’ya rakip konumda olduğunu, çünkü Meta’nın da kendi açık kaynaklı Llama modellerini küresel standart haline getirmeye çalıştığını vurguladı.
● “Amerika’nın rekabet gücü açısından bakarsak, küresel çapta açık kaynak bir standart oluştuğunda bunun Amerika kaynaklı olması çok önemli,” diye ekledi.
Apple (30 Ocak)
Apple (AAPL) CEO’su Tim Cook, 30 Ocak’taki görüşmesinde kendisine “DeepSeek konusundaki genel bakış açısı” sorulduğunda şu yanıtı verdi:
● “Verimliliği artıran her yenilik bizim açımızdan iyi bir şey.”
● Apple’ın “çok dikkatli ve planlı bir harcama yaklaşımı” benimsediğini söyledi.
● DeepSeek’in yeni R1 modelinin tanıtıldığı gün, Apple hisseleri %3’ten fazla arttı.
Google (4 Şubat)
Google (GOOG) CEO’su Sundar Pichai, DeepSeek’in düşük maliyetli modelinin Google’a etkisi sorulduğunda şunları söyledi:
● DeepSeek ekibinin “çok iyi iş çıkardığını” kabul etti.
● Ancak Google’ın kendi Gemini Flash modellerinin daha verimli olduğunu düşündüğünü belirtti.
● “2.0 Flash modellerimiz, DeepSeek’in V3 ve R1 sürümleriyle karşılaştırıldığında son derece verimli,” diyerek Google’ın uçtan uca optimizasyon konusundaki gücüne dikkat çekti.
● Yapay zekâ kullanım maliyetlerinin düşmesiyle daha fazla kullanım senaryosu ve fırsat oluşacağını öngördüğünü ifade etti.
Amazon (6 Şubat)
Amazon (AMZN) CEO’su Andy Jassy, DeepSeek’in yeni modelleriyle yapay zekâ harcamalarının azalacağına dair düşünceye katılmadığını açıkladı:
● “Teknoloji bileşenlerinin maliyeti azaldığında, teknoloji harcamaları da düşer” varsayımının tarihte hiç doğrulanmadığını söyledi.
● 2000’lerin başında agresif bulut yatırımlarından örnek vererek, maliyetlerin düşmesine rağmen harcamaların azalmak yerine arttığını ifade etti.
Gerçekten de Meta, Alphabet, Amazon ve Microsoft’un yöneticileri, yapay zekâ modellerinin eğitim (training) ve kullanım (inference) maliyetlerinin düşeceği tahmin edilse bile, 2025’te toplam 325 milyar dolar harcamayı planladıklarını açıkladı. Bu, bir önceki yıla göre %46’lık bir artış. Aralarında en fazla harcamayı ise Amazon yapacak.
Advanced Micro Devices (4 Şubat)
AMD (AMD) CEO’su Lisa Su, DeepSeek gibi yeni yapay zekâ girişimlerinin yatırımları düşürmeyeceğini düşündüğünü söyledi:
● SoftBank (SFTBY), Oracle (ORCL) ve OpenAI destekli 500 milyar dolarlık dev “Stargate” yapay zekâ altyapı projesini örnek gösterdi.
● “Tüm bu projeler muazzam işlem gücü gerektiriyor ve AMD’ye her iş kolunda büyük fırsatlar sunuyor,” diyerek yapay zekâdan gelen talebin artacağını savundu.
Qualcomm (5 Şubat)
Qualcomm (QCOM) CEO’su Cristiano Amon, DeepSeek’in yeni modellerinden en çok heyecan duyan isim oldu ve bu gelişmelerin telefon ve PC’lerde yapay zekâ kullanımını hızlandırabileceğini vurguladı:
● DeepSeek-R1 ve benzer modellerin, yapay zekâ teknolojilerinin daha hızlı, verimli ve artık cihaz üzerinde (on-device) çalışacak şekilde geliştiğini gösterdiğini söyledi.
● “Yapay zekâ eğitimi bulutta devam edecek olsa da, yapay zekâ modellerinin asıl çalıştırılması gitgide cihazlar üzerinde gerçekleşecek,” dedi.
● Bu durumun yapay zekâyı daha erişilebilir, kişiselleştirilebilir ve verimli hale getireceğini, dolayısıyla Qualcomm’un ürünlerine talebi artıracağını öngördüğünü belirtti.
Arm (5 Şubat)
Arm (ARM) CEO’su Rene Haas, İngiltere merkezli çip tasarımcısı olarak şirketlerinin tüketici cihazlarındaki yapay zekâ maliyet düşüşünden yarar sağlayacağını savunarak Nvidia’ya göndermede bulundu:
● “[Nvidia’nın] Grace Blackwell ne kadar harika olursa olsun, bunu bir cep telefonuna, kulaklığa veya hatta bir otomobile takmanız mümkün değil. Ama Arm mimarisi tüm bu cihazlarda kullanılabiliyor,” dedi.
Teknoloji
Nükleer deneyler ve UFO’lar arasında bağlantı bulundu

İnsan dışı bir zekanın uzaydan gözlemlemiş olabileceği yönünde dikkat çekici bir bilimsel çalışma yayımlandı.
İsveç’teki Nordic Institute for Theoretical Physics’ten Dr. Beatriz Villarroel, 1949–1957 yılları arasında yapılan nükleer testlerle gökyüzünde görülen gizemli “parlak noktalar” arasında doğrudan bir bağlantı tespit etti.
AYNA GİBİ PARLAYAN VE DÖNEN NESNELER
Bu geçici ışık kaynaklarının doğal bir olay olmadığı düşünülüyor. Villarroel, bu cisimlerin “ayna gibi yansıtıcı” ve “uçan daire gibi döner” özellikler sergilediğini belirtiyor.
Araştırma, genellikle bilim dünyası tarafından reddedilen tanımlanamayan anormal fenomenler üzerine yapılan çalışmalar arasında önemli bir dönüm noktası oldu.
Çünkü bu çalışma hakemli bir dergide yayımlanarak diğer bilim insanlarının denetiminden geçti ve verilerde hataya rastlanmadı.
NÜKLEER TESTLERLE EŞ ZAMANLI GÖZLEMLER
Sonuçlar, bu gizemli cisimlerin nükleer testlerden hemen önce veya sonra görülme olasılığının yüzde 45 daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Villarroel, “Bunlar Sputnik 1’den önceki yıllarda, yani insanlığın henüz uzaya hiçbir şey göndermediği dönemde tespit edildi. Son derece düz, ayna gibi yansıtıcı olmaları gerekiyor ve ben doğada bu şekilde görünen hiçbir şey bilmiyorum” diyor.
ESKİ FOTOĞRAFLARDAN ELDE EDİLEN BULGULAR
Dr. Villarroel ve Dr. Stephen Bruehl, araştırmalarını Scientific Reports dergisinde yayımladı.
Çalışma, ABD, İngiltere ve Sovyetler Birliği’nin erken dönem nükleer testleri sırasında Palomar Gözlemevi’nin arşiv fotoğraflarındaki yıldız benzeri cisimleri analiz etti.
Ekip, 124 açık hava nükleer patlamasını inceledi. Bu patlamalar yeraltında değil, atmosferde gerçekleştirildiği için gökyüzünü doğrudan etkiliyordu.
Fotoğraflarda beliren ve kısa süre sonra kaybolan bu nesneler, o dönem insan yapımı olamayacak kadar erken tarihlerde görüntülendi.
ANORMAL ARTIŞ VE OLASI AÇIKLAMALAR
Nükleer test günlerinde gökyüzünde görülen tanımlanamayan cisimlerin sayısı yüzde 8,5 arttı.
Bu nesneler genellikle patlamalardan bir gün sonra ortaya çıktı, bu da olayların yalnızca patlama kaynaklı bulutlar ya da ışık izleriyle açıklanamayacağını gösteriyor.
Villarroel, “Doğa bazen hayal bile edemeyeceğimiz şeyler yaratabilir. Ama gördüklerimiz arasında tutarlı bir doğal açıklama bulamıyorum. Bunların yapay olma ihtimali çok daha güçlü” ifadelerini kullandı.
“İNSAN DIŞI ZEKA” OLASILIĞI
Gazeteci Ross Coulthart, bu çalışmanın “insan dışı zekanın varlığına dair ilk bilimsel kanıt” olabileceğini söyledi.
Villarroel ise bu cisimlerin hala Dünya yörüngesinde olup olmadığını bilmediğini, ancak gerçekten yapaylarsa hala gezegen etrafında dolanıyor olabileceklerini belirtti.
Araştırmada 100 binden fazla parlak nokta gözlemlendi. Yalnızca kuzey yarımkürede 35 bin civarında tespit yapıldı. Özellikle nükleer testlerle aynı günlerde yaklaşık 60, yalnızca test veya UFO gözlemi olduğu günlerde ise ortalama 40 tanımlanamayan nesne kaydedildi.
GİZLİ CIA BELGELERİ
Bu çalışma, Soğuk Savaş döneminde Dünya’ya insan dışı varlıkların gelmiş olabileceğine dair ortaya çıkan tek kanıt değil.
Kısa süre önce ortaya çıkarılan gizli CIA belgeleri, 1959’da hükümetin UFO’larla yüz yüze temas kurduğunu iddia eden bir programdan söz ediyor (FBI bu belgelerin sahte olduğunu söylüyor).
Teknoloji
Gizemli yıldızlararası ziyaretçi, NASA’nın uzay aracına yaklaşıyor

Güneş Sistemi’ne dışarıdan gelen gizemli gök cismi 3I/ATLAS, birkaç hafta içinde NASA’nın Europa Clipper ve Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) Hera uzay araçlarının yakınından geçecek.
Bilim insanları, 25 Ekim-6 Kasım 2025 tarihleri arasında gerçekleşmesi beklenen bu karşılaşmanın, insanlık tarihindeki ilk “yıldızlararası kuyruklu yıldız iyon kuyruğu gözlemi” olabileceğini söylüyor.
“KUYRUĞUNA DALACAĞIZ”
Avrupalı araştırmacıların henüz hakem onayından geçmeyen makalesine göre, iki uzay aracı 3I/ATLAS’ın iyon kuyruğu içine girecek. Bu durum, Güneş Sistemi dışından gelen bir cismin iyon kuyruğundaki parçacıkları doğrudan inceleme fırsatı sunacak.
İyon kuyruğu, kuyruklu yıldızın çekirdeğinden kopup milyonlarca kilometre uzağa kadar uzanan yüklü parçacıklardan oluşuyor. Bu tür kuyruklarla karşılaşmalar son derece nadir ve değerli, çünkü bilim insanlarına Güneş Sistemi’nin ötesinden gelen ham materyali doğrudan analiz etme imkanı veriyor.
Bu hesaplamalar, araştırmacıların geliştirdiği Tailcatcher adlı programla yapıldı. Yazılım, Güneş rüzgârı yönünü ve hızını dikkate alarak bir uzay aracının iyon kuyruğuna en yakın geçiş noktasını hesaplıyor.
3I/ATLAS için hesaplanan en yakın mesafe ise yaklaşık 8 milyon km.
Bilim insanları, Europa Clipper tüm iyon bileşenlerini ölçemese de, kuyruklu yıldızın iyon kuyruğunun yapısını ve bileşimini anlamada önemli veriler sağlayabileceğini belirtiyor.
“UZAYLI” TARTIŞMASI
Bu arada Güneş Sistemi’nden hızla geçmekte olan yıldızlararası nesne 3I/ATLAS, gökbilimcileri büyülemeye devam ediyor. İlk olarak Temmuz 2025’te keşfedilen ve bir şehir büyüklüğünde olduğu tahmin edilen bu nesne, hem bilimsel hem de spekülatif çevrelerde büyük yankı uyandırdı.
Çoğu bilim insanı onu doğal bir kuyruklu yıldız olarak değerlendirirken, Harvard Üniversitesi’nden astrofizikçi Dr. Avi Loeb, 3I/ATLAS’ın “yabancı bir teknoloji” ürünü olabileceğini öne sürüyor.
Loeb’in kısa süre önce verdiği bir röportajda esprili bir dille 29 Ekim tarihine işaret etmesi sosyal medyada ve basında spekülasyonlara neden oldu.
ANTİ-KUYRUK TARTIŞMASI
Hawaii’deki Keck II Teleskobu ile yapılan son gözlemler, 3I/ATLAS’ın Güneş yönünde uzanan bir “anti-kuyruk” sergilediğini ortaya koydu.
Harvard’lı gökbilimci Avi Loeb, geçtiğimiz hafta yayınladığı blog yazısında, bu fenomenin “alışılmışın dışında bir yönelim gösterdiğini” savunuyor.
Henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş bir çalışmada, araştırmacılar Keck verilerini kullanarak, nesnenin siyanür ve nikel gazı salımı yaptığını doğruladı. Bu gazların hem Güneş’e doğru hem de aksi yönde püskürtülmesi, “anti-kuyruk” olgusunun açık bir kanıtı olarak değerlendirildi.
Loeb’e göre en şaşırtıcı olan, 3I/ATLAS’ın beyaz ışık görüntülerinde klasik bir kuyruklu yıldız kuyruğunun izine rastlanmamasıydı. Normalde Güneş’ten gelen ışık basıncıyla toz parçacıkları geriye doğru itilip parlak bir kuyruk oluşturur. Ancak bu nesnede durum farklı görünüyor.
Diğer bilim insanları ise bu tuhaf görünümün doğal süreçlerle açıklanabileceğini belirtiyor. Dünya’nın uzaydaki konumu nedeniyle, bir kuyruklu yıldızın geniş kuyruğunun optik bir illüzyon yaratabileceği, ya da Güneş rüzgârının itiş gücüne direnebilen büyük toz tanelerinin Güneş yönünde bir uzantı oluşturabileceği düşünülüyor.
Kaliforniya Üniversitesi’nden gezegen bilimci Michael Busch, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Dönen bir kuyruklu yıldız çekirdeğinden çıkan büyük parçacıklar, yörünge boyunca hem önünde hem de arkasında birikerek bu görünümü oluşturabilir” diyor.
GÖZLEM KAMPANYASI
Ancak bu olağandışı davranışlar nedeniyle Uluslararası Asteroit Uyarı Ağı (IAWN), 3I/ATLAS’ı özel inceleme listesine aldı. Bu, ağın tarihinde ilk kez bir yıldızlararası nesnenin “potansiyel tehdit değerlendirme” kampanyasına dahil edilmesi anlamına geliyor.
IAWN, dünya genelindeki teleskoplar ve gözlemevleriyle iş birliği yaparak Dünya’ya yakın nesneleri izliyor ve olası çarpışma risklerini değerlendiriyor.
Yetkililer, 3I/ATLAS’ın yörüngesini tahmin etmenin “benzersiz zorluklar” içerdiğini belirterek nesneyi “Comet Astrometry Campaign” adlı özel izleme programına ekledi.
IAWN, 27 Kasım 2025-27 Ocak 2026 tarihleri arasında küresel bir gözlem ve eğitim tatbikatı başlatacak.
Bu süreçte dünya çapındaki teleskoplar ve takip sistemleri 3I/ATLAS’a odaklanarak, bu yıldızlararası ziyaretçinin gökyüzündeki tam konumunu belirlemeye çalışacak.
Teknoloji
AB Komisyonu, Meta ve TikTok’u DSA Şeffaflık Yükümlülüklerini İhlal Etmekle Ön İncelemede Buldu
AB Komisyonu, Meta ve TikTok’u DSA Şeffaflık Yükümlülüklerini İhlal Etmekle Ön İncelemede Buldu
Yazar: Fatih Doğan / FatihDoganMedya
Tarih.Saat: 25 Ekim 2025 — 10:00 (Europe/Istanbul)
Okuma Süresi: ~3 dakika
Kelime Sayısı: 492
Avrupa Komisyonu, Meta (Facebook/Instagram) ve TikTok’un Dijital Hizmetler Yasası (DSA) kapsamındaki şeffaflık yükümlülüklerini ihlal ettiğini ön incelemede tespit etti. Araştırmacılara veri erişimi eksiklikleri ve Meta’nın bildirim/itiraz mekanizmalarında ‘dark pattern’ iddiaları öne çıkıyor. (Komisyon basın bildirimi: 24 Ekim 2025)

AB Komisyonu ön incelemede: Meta ve TikTok şeffaflık yükümlülüklerini ihlal etti
Avrupa Komisyonu, 24 Ekim 2025 tarihli ön inceleme açıklamasında Meta (Facebook/Instagram) ve TikTok’un Dijital Hizmetler Yasası (DSA) kapsamında getirdiği şeffaflık yükümlülüklerini yerine getirmediğine dair ön bulgularını açıkladı. Komisyon, iki platformun araştırmacılara yeterli erişimi sağlamada eksiklikler olduğunu tespit etti.
Neler tespit edildi?
-
Araştırmacılara erişim eksikliği: Komisyon ön incelemesi, TikTok ve Meta’nın bağımsız araştırmacılara kamuya açık verilere yeterli, anlamlı erişim sunmadığını belirtti. Bu tür veriler, platformların sistemik risklerinin bağımsız değerlendirilmesi için kritik sayılıyor.
-
Meta’da bildirim/itiraz mekanizmeleri: Komisyon, Meta’nın Facebook ve Instagram platformlarında kullanıcıların yasa dışı içeriği bildirmesini veya moderasyon kararlarına itiraz etmesini zorlaştıran karmaşık arayüzler ve yönlendirmeler (kamuoyunda “dark patterns” olarak bilinen uygulamalar) tespit etti. Bu durum, içerik şikâyet süreçlerinin etkinliğini zayıflatabiliyor.
-
TikTok cephesinde de şeffaflık sorunu: TikTok hakkında da araştırmacılara veri erişimi konusundaki sınırlamalar öne çıktı; şirket GDPR ile uyum gerekçesiyle bazı veri-paylaşımı taleplerine itiraz etmişti. Komisyonun ön incelemesi erişim eksikliğini özellikle vurguluyor.
Olası yaptırımlar ve süreç nasıl ilerleyecek?
DSA ihlali tespit edilirse, düzenleme çerçevesinde uygulanabilecek idari para cezaları şirketlerin yıllık küresel cironunun %6’sına kadar çıkabiliyor. Komisyonun duyurusu şu aşamada ön inceleme niteliğinde; firmalara savunma yapma, eksikleri giderme ve Komisyon ile iş birliği sürecinde bulunma hakkı tanınıyor. Nihai karar ve olası yaptırımlar takip edilecek.
AB’nin öncelikleri ve yetkili açıklamaları
Komisyon, DSA’nın amaçlarından biri olarak platformların şeffaflık sunmasını, bağımsız araştırmaları mümkün kılmasını ve kullanıcıların yasa dışı içerikleri kolayca bildirebilmesini gösteriyor. Komisyon yetkilileri teknoloji egemenliği, güvenlik ve demokratik süreçlerin korunması bakımından kuralların titizlikle uygulanacağını belirtti.
Şirketlerin açıklamaları
Meta yetkilileri, Komisyonun ön bulgularına katılmadıklarını; DSA’ya uyum için zaten değişiklikler yaptıklarını ve yetkililerle iş birliği içinde olacaklarını açıkladı. TikTok ise Avrupa’daki kullanıcı güvenliğine bağlı kalmaya devam edeceklerini ancak bazı veri erişimi taleplerinin GDPR ile çakışabileceğini öne sürdü.
Uzman görüşü — olası etkiler
Dijital politika uzmanları ve hukukçular, Komisyonun ön incelemesinin sektör genelinde araştırmacı veri erişimi, kullanıcı arayüzü tasarımı ve içerik bildirim süreçleri konusunda daha sıkı düzenleme ve denetim sinyali verdiğini söylüyor. Araştırmacı erişimindeki kısıtlar, genç kullanıcıların maruziyeti gibi önemli konularda bağımsız çalışmaları zorlaştırarak politika yapımını etkileyebilir.
Ne olacak? (Kısa yol haritası)
-
Komisyonun ön incelemesi resmi bir ihlal kararı değil; şirketlere yanıt hakkı verildi.
-
Şirketler savunmalarını yaptıktan sonra Komisyon nihai değerlendirmesini açıklayacak; gerekirse düzeltilmesi istenen uygulamalar veya cezalar gündeme gelecek.
-
Teknoloji1 hafta önceChatGPT’nin erkeklere verdiği “korkunç flört tavsiyeleri”
-
Son Dakika1 hafta önceSon dakika deprem mi oldu? Az önce deprem nerede oldu? İstanbul, Ankara, İzmir ve il il AFAD son depremler 17 Ekim 2025
-
Teknoloji6 gün önceNASA astrofizikçisinden yeni teori: Uzaylılar “sıkıcı” olabilir
-
Teknoloji4 gün önceOpenAI, ChatGPT tarayıcısını tanıttı: Mac kullanıcılarına özel
-
Teknoloji1 hafta önceJaponya’da yapay zeka ile deepfake içerik suçuna gözaltı
-
Teknoloji1 hafta önceSamanyolu’nun merkezindeki kara delik uzay-zamanı nasıl büküyor?
-
Ekonomi6 gün önceCANLI ALTIN FİYATLARI 20 EKİM: Haftanın ilk gününde altın fiyatları ne kadar? (Gram, çeyrek, yarım ve tam altın fiyatı)
-
Gündem1 hafta önceİğdır’da yağmur altında İstiklal Marşı’nı okuyan Zeynep Ece Doğan’a Vali Ercan Turan’dan altın ödül
