Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

CHP kurultayına “şaibe” soruşturması: Kılıçdaroğlu ve Hamzaçebi ifadeye çağrıldı

Yayımlandı

üzerinde

‘nin 4-5 Kasım 2023’te Ankara’da yapılan 38. Olağan Kurultayı’nda “kurultay günü para karşılığı oy kullandırıldığı” iddialarına ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığı bildirildi.

Başsavcılıktan yapılan açıklamada, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan ihbarın ardından, evrakın yetkisizlik kararıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği ve bunun üzerine Ocak 2024’te soruşturma başlatıldığı belirtildi.

KILIÇDAROĞLU VE HAMZAÇEBİ İFADEYE ÇAĞRILDI

Soruşturmaya konu olayla ilgili basın organlarında ve sosyal medyada yapmış oldukları açıklamaları nedeniyle ve Akif Hamzaçebi’nin tanık sıfatıyla ifadeye çağrıldığı öğrenildi.

KILIÇDAROĞLU’NUN AVUKATI: SAVCILIĞA GELMEYECEK, İFADE VERMEYECEK

Konuya ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı ile görüşmesinin ardından açıklamalarda bulunan Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, iddialara yönelik dilekçelerini sunduklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu’nu ilgilendiren bir durumun olmadığını ileri süren Çelik, “Genel Başkanımızın herhangi bir şekilde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında bu özelde ifade vermeyeceğini söyledik. Çünkü Genel Başkanımızı ilgilendiren bir durum değildi.” ifadelerini kullandı.

Çelik, Kılıçdaroğlu’nun katıldığı bir televizyon programında kurultaya ilişkin ortaya atılan iddialar için ‘den bir açıklama yapılmadığını ifade ettiğini belirterek, “Genel Başkanımız açıklama yapılmasının doğru olacağını, CHP’nin şaibe ile anılmaması gerektiğini, özel bir bilgisinin bulunmadığını ifade etmişti.” diye konuştu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının açıklamasına atıfta bulunan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:​​​​​​​

“Kurultaydan hemen sonra şu anki Bursa İl Başkanı’nın yapmış olduğu şikayet üzerine Bursa’da bir soruşturma başlatıldığını, sonrasında yetki nedeniyle dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına Ocak 2024 tarihi itibarıyla gönderildiğini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ifade etti. Ocak 2024 itibarıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında başlatılmış durumda ve yürüyen bir soruşturma var. Sayın Genel Başkanımızın açıklamasına bağlı olmaksızın yapılan bir açıklama bu. Bu kapsamda, Genel Başkanımızın özel bir bilgisi yoktur, savcılığa gelmeyecektir ve ifade vermeyecektir. “

AKİF HAMZAÇEBİ’DEN İLK AÇIKLAMA: BENİM ŞAİBE GİBİ BİR İDDİAM YOK

İfadeye çağrılan Akif Hamzaçebi’den konuya ilişkin ilk açıklama geldi.

X hesabından paylaşım yapan Hamzaçebi, “Benim, bizim kurultayımızla ilgili şaibe vs gibi herhangi bir iddiam yok. Böyle bir bilgiye de sahip değilim. Bir imada da bulunmadım. Tanık da değilim. Önceki açıklamama bakılırsa bu görülecektir.” dedi.

Akif Hamzaçebi şu ifadeleri kullandı:

“Benim, bizim kurultayımızla ilgili şaibe vs gibi herhangi bir iddiam yok. Böyle bir bilgiye de sahip değilim. Bir imada da bulunmadım. Tanık da değilim. Önceki açıklamama bakılırsa bu görülecektir. Benim dediğim şudur. Sayın Erdoğan, Sayın Özgür Özel’in CHP Genel Başkanı seçildiği kurultayla ilgili olarak benim saydığım dördüncü keredir şaibe iddiasında bulunuyor. Erdoğan’ın her dediğine cevap vermek onun gündeminin peşine takılmaktır. Bunu ben de doğru bulmam. Ancak sürekli olarak delegelerimizin iradesine gölge düşürmeyi amaçlayan bu ifadelere sert bir karşılık verip konuyu kapatmak lazımken bu yapılmıyor. Erdoğan’ın bugüne kadar partimizle ilgili ettiği ağır sözler, hakaretler en sert şekilde karşılığını bulmuştu. Benim söylediğim artık süreklilik arzeden bu iddialar karşısında suskun kalınmamasıdır. Susmak benim kabullenebileceğim bir şey değildir. Ben parti yönetiminde olsaydım suskun kalmayıp meydan okurdum. En azından şöyle bir cevap verirdim:

‘Sayın Erdoğan’ın kurultayımıza gölge düşürmeyi amaçlayan ifadelerini ciddiye almıyorum. Biz kurultayımızdan, delegelerimizden eminiz. O bize laf edeceğine kendi partisine baksın. Şaibe denince akla gelen parti AK Parti’dir, CHP değil.’

Böyle bir cevap niye verilemiyor. Eleştirim böyle bir cevabın verilmeyerek Erdoğan’ın konuyu sürekli gündemde tutmasına meydan verilmesinedir.”

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU İÇİN “ŞAİBELİ BİR KURULTAYLA KENDİSİNİ TEHCİR ETTİLER” DEMİŞTİ

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Manisa 8. Olağan İl Kongresi’ndeki konuşmasında şunları söylemişti:

“14-28 Mayıs seçimlerindeki hezimetin bütün faturasını Bay Kemal’e çıkartıp, şaibeli bir kurultayla CHP Genel Merkezi’nden kendisini tehcir ettiler. Birkaç ay öncesine kadar 85 milyonu yönetmeye layık gördükleri şahsı CHP’nin başına layık görmediler. Şimdi ne kapısını çalan var ne fikirlerini merak eden var.”

KEMAL KILIÇDAROĞLU VE ÖZGÜR ÖZEL’İN AÇIKLAMALARI

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimi kaybettiği son kurultaya ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kullandığı “şaibeli” ifadesiyle ilgili konuşmuştu.

CHP yönetiminin açıklama yapması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Yapmıyorsanız, sükut ikrardan gelir o zaman başka bir şey var demektir burada.” ifadesini kullanmıştı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP Genel Başkanlığı seçimine yönelik “şaibe” çıkışına ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Parti yönetimi yanıt vermeli yoksa sükut ikrardan gelir.” açıklamasına şu sözlerle tepki göstermişti:

“Sayın Erdoğan’ın bir siyasi partinin içini karıştırmak için söylediği sözlere yanıt vermeye kalksak… Ben 14 yıldır Sayın Erdoğan bundan önceki kurultayımıza da Sayın Kemal Bey’in geldiği kurultaya olmadık şeyler söylüyordu. Bir gün cevap verdik mi, Kemal Bey buna bir gün cevap verdi mi? Buna cevap mı verilir?”

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

II. Abdülhamid’in Torunu Kayıhan Osmanoğlu’na YÖK Sahte Diploma Soruşturması

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
YÖK Yürütülen denetimde, II. Abdülhamid’in torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu’nun İnönü Üniversitesi Tarih Bölümü’nden yasa dışı mezuniyet kaydı oluşturduğu ve sahte diploma girişimiyle ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu iddiaları üzerine soruşturma başlattı. Detaylar ve iddianame süreci bu makalede.

Giriş

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından 22–23 Temmuz 2025’te yapılan denetimler sonucunda, II. Abdülhamid’in 4. kuşak torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu’nun İnönü Üniversitesi Fen‑Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden sahte diploma almaya çalıştığı iddiasıyla “resmi evrakta sahtecilik” suçlamasıyla soruşturma başlatıldığı ortaya çıktı .

Sahte Diploma Girişiminin Detayları

  • Osmanoğlu’nun adına diploması olmadığı halde İnönü Üniversitesi’nden mezuniyet belgesi temin etmeye çalıştığı, YÖK sistemine yasa dışı mezuniyet kaydı eklenmeye çalışıldığı bildirildi .

  • Bu sürecin, İnönü Üniversitesi Öğrenci İşleri Daire Başkanı S.D. adına oluşturulan sahte elektronik imza ile yürütülmeye çalışıldığı soruşturma dosyasına yansıdı .

YÖK’ün Resmi Yazısı: Kayıt Yok, Mezuniyet Yok

YÖK’ün savcılığa ilettiği belgelerde, Osmanoğlu’nun ne İnönü Üniversitesi’nde ne de başka bir yükseköğretim kurumunda öğrenci kaydı ya da mezuniyet bilgisi bulunmadığı açık şekilde belirtildi .
Ayrıca, Osmanoğlu’nun kendi adına kayıtlı telefon numarası üzerinden defalarca kez mezuniyet sorgulaması yaptığı da tespit edildi, bu durum sahtecilik girişimini belgeleyen önemli bir kanıt sayıldı .

İddianame Hazırlandı: Ceza Yolu Açıldı

31 Temmuz 2025 itibarıyla, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı iddianameyi tamamladı ve dosyada Osmanoğlu da yer aldı. İddianamede “sahte diploma temin etme” suçlamasıyla yer aldı; dosyası diğer şüphelilerden ayrılarak özel olarak değerlendirildi .

Skandalın Sosyal Etkisi ve Medya Yansımaları

  • Osmanoğlu, geçmişte sosyal medya ve internet sitesinde kendisini “şehzade” olarak tanıtarak tarih eğitimi sırasında “yalan tarih”le cezalandırıldığı mesajları vermişti. Bu biyografik ifadeler de kamuoyunun dikkatini çekti .

  • Savcılığın yürüttüğü soruşturmada, sahte diploma organize suç çeteleriyle bağlantılı olduğu ve bazı kamu görevlilerinin dosyada yer aldığı raporlandı

Okumaya Devam Et

Gündem

Denizli’de Polis Dehşeti: Ailesini Katleden Memur İntihar Etti, Şok Gerçekler Ortaya Çıktı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Denizli Merkezefendi’de çevik kuvvet polisi Coşkun Söylemez’in eşi ve iki çocuğunu öldürerek intihar ettiği korkunç olayın ayrıntıları, muhtemel sebepleri ve toplumsal yansımaları. Tüm bilinenler bu makalede

Olayın Özeti

1 Ağustos 2025 sabahı saat 06:45 civarında, Denizli’nin Merkezefendi ilçesi Karaman Mahallesi 1731 Sokak’ta oturan çevik kuvvet polisi Coşkun Söylemez (35), eşi Nazlı Söylemez (33) ile çocukları Yağız (7) ve Duru (2)’yu uyudukları sırada tabancayla vurarak yaşamlarına son verdi. Ardından aynı silahla kendi kafasına ateş ederek intihar etti .

Polis Memurunun Profili ve Görev Yerleri

  • Adı Soyadı: Coşkun Söylemez

  • Yaşı: 35

  • Görev Yeri: Şırnak Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü

  • İzne Geliş: Ailesini yeni görev yerine götürmeyen Söylemez, yaklaşık 3 gün önce yıllık izinle eşinin ve çocuklarının kaldığı kayınvalidesinin evine gelmişti .

Olayın Geçmişi ve Muhtemel Sebepler

  • Basına yansıyan bilgilere göre, Söylemez’in emlak piyasasına bağlı yaklaşık 7 milyon TL borcu olduğu ve ekonomik bunalım yaşadığı iddia ediliyor Yakın çevresindekiler, memurun son günlerde ruhsal açıdan çözülme belirtileri gösterdiğini belirtti. Henüz resmi bir psikolojik rapor açıklanmadı.

Olay Yerindeki İncelemeler

  • Olay yerine ilk olarak sağlık ekipleri, ardından çok sayıda polis sevk edildi.

  • Cumhuriyet Savcılığı ve İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, evdeki incelemelerini olay sabahı tamamladı.

  • Adli Tıp Kurumu’na kaldırılan cesetler üzerinde otopsi sürüyor; kesin ölüm saati ve olay sırasındaki tetik mekanizmaları detaylı raporla belirlenecek .

Yetkili Açıklamaları

  • İçişleri Bakanlığı ve Denizli Valiliği, olayla ilgili müfettiş görevlendirdi.

  • Valilikten yapılan ilk açıklamada olayın aile içi şiddet ve ekonomik sorunların ağır stres etkisiyle gerçekleştiği vurgulandı.

Toplumsal ve Hukuki Yansımalar

  • Türkiye’de artan aile içi şiddet vakalarına bir yenisi eklendi. Basın mensupları, psikologlar ve hukukçular, bu tür trajedilerin önlenmesi için aile destek hatları ve yakın izleme sistemleri öneriyor.

  • Polis teşkilatı içerisinde ruh sağlığı destek mekanizmalarının güçlendirilmesine yönelik çağrılar yapılıyor.

Sonuç ve Öneriler

Denizli’de yaşanan bu korkunç olay, ekonomik bunalım ve psikolojik destek eksikliğinin aileler üzerinde nasıl geri dönülmez sonuçlar doğurabileceğini gösterdi. Yaşanan trajedilerin önüne geçebilmek için:

  • Ekonomik Destek ve Danışmanlık: Borç stresi yaşayan memur ve vatandaşlara özel destek programları

  • Ruh Sağlığı Takibi: Emniyet teşkilatında zor görev yapan personele periyodik psikolojik test ve terapi imkânı

  • Aile İçi Destek Hatları: Kriz anında devreye girecek 7/24 ulaşılabilir danışma hatları

Bu dehşet verici olay, toplumun tüm kesimlerine aile içi şiddet ve ruh sağlığı konularını yeniden gündemine almaları için ciddi bir uyarı niteliğinde. Toplum olarak dayanışmayı güçlendirmek, sevdiklerimize kulak vermek ve ihtiyaç duyduklarında profesyonel yardım almalarını sağlamak en acil görevimiz olmalıdır.

Okumaya Devam Et

Gündem

Aydın’ı Sarsan Bebek Skandalı: 9 Günlük Bebeği Para Karşılığı Satın Alan Çocuk Doktorunun Kan Donduran İtirafı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması: Aydın Kuşadası Devlet Hastanesi’nde görevli çocuk doktoru Şebnem E.’nin 9 günlük bebeği para karşılığı satın alması ve hemşirelerin dikkatiyle skandalın ortaya çıkması, insan ticareti ve taksirle yaralama soruşturmasını beraberinde getirdi.

1. Giriş

Aydın’ın turizm merkezi Kuşadası’nda olağanüstü bir sağlık skandalı patlak verdi. Devlet Hastanesi’nde görevli çocuk doktoru Şebnem E., doğum yapan ve bebeğine bakım sağlayamayacağını beyan eden bir anneden, 9 günlük bir bebeği para karşılığı satın aldığını itiraf etti . Doktorun bu insan ticaretine ilişkin itirafı, skandalın boyutlarını tüm ülkeye duyurdu.

2. Olayın Detayları

  • Bebeğin Satın Alınması: İddialara göre, hastanede doğum yapan anneden “çocuğuna bakamayacağını” söylemesi üzerine Şebnem E., 9 günlük bebeği para karşılığı devraldı .

  • Eve Götürme ve Bakıcı Tutma: Doktor, bebeğin bakımını sürdürmek için evine bir bakıcı da tuttu.

  • Kazaya Bağlı Yaralanma: Bebeği kucağından düşüren doktor, panikleyerek yaralanan çocuğu tedavi ettirmek için bakıcı aracılığıyla önce çalıştığı hastaneye getirdi .

3. Hemşire Dikkati ve Skandalın Ortaya Çıkışı

Yoğun bakım ünitesinde görevli hemşireler, hastaneye getirilen bebeğin yüzünde ve başında darbe izleri fark etti. Şüphelenen hemşireler durumu üst yönetime bildirdi ve olay şöyle açığa kavuştu:

“Anne-baba olmadığı için ilçe dışı sevki uygun gördüm” notuyla Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edilen bebeğin, doktorun kendi altındaki hastaneden olduğu ortaya çıktı .

4. Hukuki Süreç ve Soruşturmanın Seyri

  • Soruşturma Konuları: Doktor Şebnem E. hakkında “insan ticareti” ve “taksirle yaralama” suçlarından resen soruşturma başlatıldı .

  • İtiraf ve Gözaltı: Gözaltına alınan doktor, suçunu itiraf ederek bebeği 11 gün önce satın aldığını kabul etti

  • Adli Belgeler: Sevk belgelerinde yer alan ifadeler, skandalın hukuki boyutunu netleştirdi ve yetkili adli mercilere delil teşkil etti.

5. Uzman Görüşleri ve Toplum Tepkisi

  • Çocuk Hakları Uzmanları: Uzmanlar, tıbbi personelin öncelikli sorumluluğunun hastaların refahı ve hukuka riayet olduğunu belirtiyor. Bu tür eylemlerin sağlık sistemine duyulan güveni sarstığını vurguluyorlar.

  • Toplumsal Tepki: Sosyal medyada “bebek ticareti” ve “doktor skandalı” etiketleri trend listesine girdi; pek çok vatandaş, benzer vakaların önlenmesi için daha sıkı denetim talep ediyor.

6. Sonuç ve Değerlendirme

Kuşadası’nda patlak veren bu skandal, sağlık çalışanlarının etik ve yasal sınırları nasıl aşabileceğine dair ürkütücü bir örnek oluşturdu. Soruşturmanın devam etmesiyle, benzer vakaların önüne geçilmesi adına hastane protokollerinin ve mesleki denetim mekanizmalarının gözden geçirilmesi ivedilik kazanmış durumda. Kamuoyunun bu skandaldan çıkaracağı ders, “insan ticaretine geçit vermeyen şeffaf bir sağlık sistemi” için kaynakların etkin kullanımını ve sıkı kontrol zincirlerini zorunlu kılıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar