Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Bilirkişi raporu dosyada: Rojin akıntıyla sürüklenmiş olabilir

Yayımlandı

üzerinde

Bilirkişi raporu dosyada: Rojin akıntıyla sürüklenmiş olabilir

Van Gölü kıyısında cesedi bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümüne ilişkin soruşturma sürüyor. Bilirkişi raporunda, “Rojin’in kaybolduğu yerden cansız bedeninin bulunduğu noktaya doğal koşullarda sürüklenebilmesinin mümkün olduğu” belirtildi.

Rojin Kabaiş’in ölümünü araştıran Van Cumhuriyet Başsavcılığı, Rojin’in kaybolduğu belirtilen üniversite yerleşkesindeki kıyıdan ölü bulunduğu Mollakasım Mahallesi’ne kadar gölde sürüklenme ihtimalinin bulunup bulunmadığına ilişkin bilirkişi raporu hazırlanmasını istedi. Bunun üzerine, Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Tıp Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanlığınca rapor hazırlandı. Mühendislik, fen, deniz bilimleri ve tıp fakültelerinden 6 uzmanın imzasının yer aldığı raporun sonuç bölümünde, Van Gölü ve özellikle Erciş Körfezi akıntı şeması (girdaplar) ve buna bağlı muhtemel akıntı yönlerinin irdelendiği belirtildi. Raporda, “Göle Van kıyılarından giren ve hareket kontrol mekanizması olmayan bir cismin (cansız beden, serbest yüzer durumdaki giyecekler) 27 Eylül itibarıyla önce Erciş yönünde kıyı boyunca bir taşınım ve şayet herhangi bir su altı kaya oyuğu, kaya dolgu gibi yere takılı kalmamışsa, sonrasında kıyıdan açığa taşınım ve tekrar kıyıya yönelen akıntılarla Van kıyıları yönüne ya da Çarpanak Burnu/Adası’na paralel batı yönünde hareket ederek göl merkezine doğru yönelip sonrasında adanın kuzeyine geçerek körfez dışı akıntılarla burun ya da kuzeyindeki kıyı alanlarına taşınmış olması kuvvetle muhtemeldir.” değerlendirmesinde bulunuldu.

NORMAL KOŞULLARDA GERÇEKLEŞEBİLİR Rojin Kabaiş’in başörtüsü ve bulunamayan terliklerine ilişkin de değerlendirmelerin yer aldığı raporda, düşük yoğunluklu, suni iplik kullanılarak üretilen başörtüsü ve bonenin, beden suya girdikten sonra çözülerek baştan ayrılma sonrası su yüzeyinde serbest yüzerek akıntı ve rüzgarın da etkisiyle bedenden daha hızlı hareket etmesinin, bedenden farklı noktalara ve kıyıya taşınmış olmasının normal koşullarda gerçekleşmesi mümkün bir durum olduğu belirtildi.

Raporda şu ifadeler yer aldı: “Başka bir bulgu mevcut değil ise Rojin Kabaiş’in son görüldüğü yerden cansız bedeninin son görüldüğü yere kadar Van Gölü içerisinde doğal koşullarla (akıntıyla) sürüklenebileceği, bu mesafede eşyalarının ve cansız bedeninin bulunmasının nedeninin farklı yoğunluk ve kütlelere sahip ceset ve eşyaların su içinde asılı kalma ve su yüzeyine çıkma duruma göre değişen akıntı ve rüzgarla sürüklenme etkisi olabileceği değerlendirilmiştir. Suyun yoğunluğuna göre daha düşük yoğunluğa sahip plastik malzemeler su üzerinde durabilirler. Plastik malzemeden üretilmiş terliğin kıyıda-sığ suda iken ayaktan çıkarak göl içerisinde bedenden ayrı olarak hareket etmiş olma ihtimali yüksektir. Bu malzemeler yakın kıyıda dalga etkisiyle kıyıya atılmış olabileceği gibi akşam saatlerinde soğuyan karadan göle doğru esen kara meltemi (bu durum tüm su alanları için geçerli bir meteorolojik bir durumdur) ile kıyıdan açığa doğru bedenden çok daha hızlı sürüklenerek açık su alanlarına, merkezi girdap alanlarına taşınmış olma ihtimali yüksektir.” “TESPİT EDİLEMİYOR” Olayın ilk günleri olan 27 Eylül-30 Eylül 2024 döneminde rüzgarın daha çok karadan göle doğru, doğu (90-160 derece) rüzgarı olmasının, terlik ve benzeri malzemelerin kıyıdan açığa doğru rüzgarla taşınma etkisinde olduğunu gösterdiği bilgisine yer verilen raporda, “Şayet terlikler açığa doğru sürüklenmiş ise bu durumda farklı girdaplar ve akıntılarla gölün çok uzak mesafelerine ve uzak kıyılarına taşınma ihtimali de yüksektir. Bu süre ve koşullar altında kaybolduğu esnada ayağında bulunduğu kamera kayıtları ile tespit edilen terliklerin Van Gölü civarında sürüklenebileceği muhtemel alanların tespit edilemeyeceği, terliklerin gölün her yerinde bulunma ihtimali olduğu değerlendirilmektedir.” denildi.

ÖNCE DİBE BATAR Suda boğulma vakalarında, boğulan bir kişinin genellikle önce dibe battığı, daha sonra suyun sıcaklığı, derinliği, kirliliği, cesedin vücut yapısı, üzerindeki giysileri, son yediği yemek, ölüm nedeni gibi çeşitli faktörlere bağlı değişen sürelerde çürüme ve gaz birikimi sonucu su yüzeyine çıktığı bilgisine yer verilen raporda, şunlar kaydedildi: “Ceset tipik olarak yüzüstü pozisyonda, baş ve ekstremiteler suyun içinde aşağıya doğru sarkmış, sırt ise çoğunlukla su yüzeyinin üzerinde açığa çıkmış şekilde bulunur. Bir süre bu durumda kalan cesedin pozisyonu, boğulma olayının gerçekleştiği suyun akıntı yönü, hızı, yapısı (biyolojik, kimyasal), dalga hareketleri, rüzgar yönü, şiddeti, hava-su sıcaklığı ve diğer çevresel faktörlerin etkisiyle önemli ölçüde değişebilir. Bu faktörler, cesedin kıyıya nasıl ulaşacağını ya da farklı bir pozisyonda bulunup bulunmayacağını etkiler. Boğulan kişiye ait ceset, suyun mevcut koşullarına bağlı olarak yüzüstü, sırtüstü veya eğimli bir şekilde kıyıya vurabilir. Birden fazla değişkenin etkili olduğu bu tür durumlarda, cesedin akıntıyla sürüklenmesi muhtemel yerler ortaya konabilse bile cesedin sürüklenme sırasında ve kıyıya vururken alacağı tam pozisyonu hesaplamak çok karmaşık bir formülasyon gerektireceğinden pek olası görülmemektedir. Mevcut vakada bu süre ve koşullar altında cesedin yüzüstü veya sırtüstü kıyıya ulaşmasının mümkün olduğu kanaatini bildirir kurul raporudur.”

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Sivas Alibaba Mahallesi’nde Düğünde Halay Kavgası: 12 Kişi Yaralandı, Polis Müdahalesiyle Sona Erdi

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
Sivas’ın Alibaba Mahallesi’nde bir düğünde kız ve erkek tarafı arasında çıkan halay kavgasında 12 kişi yaralandı. Polis ekiplerinin müdahalesiyle sonlanan olayın detayları ve güvenlik önlemleri makalemizde

Olayın Özeti

1 Ağustos 2025 akşamı, Sivas’ın Alibaba Mahallesi’nde düzenlenen bir düğünde, gelin ve damat tarafının birlikte yürüttüğü geleneksel halay esnasında tartışma çıktı. Kız tarafı halay çekerken, erkek tarafından bir gencin halkaya dâhil olmak istemesi gerginliğe yol açtı. Tartışma kısa sürede büyüyerek kavgaya dönüştü ve ilk belirlemelere göre 12 kişi yaralandı

Yaralılar ve İlk Müdahale

  • Olay sırasında yaralananlar arasında, bazı kişilerin bıçakla hafif şekilde yaralandığı bilgisi geldi

  • Yaralılar, olay yerine sevk edilen ambulanslarla Sivas’taki çeşitli hastanelere kaldırıldı.

  • Sağlık durumları hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmazken, bazı yaralıların ayakta tedavi edildiği, bazılarının ise kontrol amaçlı hastanede tutulduğu öğrenildi.

Polis ve Jandarma Tepkisi

  • Kavga, kısa sürede büyümesi üzerine polis ve Jandarma ekipleri tarafından müdahale edilerek sonlandırıldı.

  • Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında, kavganın ilk çıkış nedenleri ve tarafların ifadeleri titizlikle inceleniyor.

  • Güvenlik güçleri, düğün ve benzeri toplu etkinliklerde benzer olayların önüne geçmek için önleyici devriye sayılarını artırma kararı aldı.

Kültürel Arka Plan: Halay Geleneği ve Düğünlerde Güvenlik

Türkiye’nin birçok bölgesinde bayram, kır düğünü veya salon düğünlerinde icra edilen halay, toplumsal dayanışma ve sevinç anlarını somutlaştıran önemli bir halk dansıdır. Ancak kalabalığın ve yüksek enerjinin birleştiği bu anlarda, küçük bir yanlış anlaşılma bile iç kavgaya yol açabilir.

  • Güvenlik önerileri arasında; davetlilerin sayısının önceden belirlenmesi, etkinlik çevresine bariyer kurulması ve profesyonel güvenlik görevlisi bulundurma yer alıyor.

  • Düğün organizatörlerinin, tarafların yakınları arasında yaşanabilecek gerilimleri önceden tespit ederek arabuluculuk yapması büyük önem taşıyor.

Uzman Görüşleri ve Alınacak Önlemler

Sosyal psikoloji uzmanları, kalabalık gruplarda bireylerin grup normlarına daha kolay uyum sağladığını, ancak bireysel müdahalelerin de risk oluşturabileceğini belirtiyor. Bu tür toplu organizasyonlarda:

  1. Eğitimli organizatör ve güvenlik personeli bulundurulması,

  2. Açık iletişim kanallarının kurulması (davetli listeleri, yetkili irtibat numaraları),

  3. Tartışma çıkabilecek çiftler ya da aile bireylerinin önceden tarafsız kişiler aracılığıyla bir araya getirilmesi,

şeklinde özetlenen adımlar, benzer tatsız olayların tekrar yaşanmamasına katkı sağlayabilir.

Sonuç ve Önemli Uyarılar

Sivas’ta yaşanan bu talihsiz halay kavgası, düğün gibi mutlu günlerin bile kontrolsüz kalabalık ve ani gerilimler yüzünden nasıl kabusa dönüşebileceğini gösterdi. Toplumsal birlikteliği temsil eden halk dansı halay, doğru yönetilmediğinde riskli bir hal alabiliyor. Yetkililerin ve organizatörlerin, toplu etkinlik güvenliğini en üst düzeye çıkarmak için işbirliği yapması, benzer vakaların önüne geçilmesinde kritik rol oynayacaktır.

Okumaya Devam Et

Gündem

Türkiye’den Suriye’deki 59 Okulun Tadilatına Büyük Destek: “Eğitim İş Birliği Protokolü” Hayata Geçiyor

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Türkiye ve Suriye Eğitim Bakanlıkları arasında imzalanan “Eğitim İş Birliği Protokolü” kapsamında, öncelikle 59 okulun tadilatı başlayacak; müfredat yenileme, öğretmen eğitimi ve Halep’te yeni Türk Okulu kurulumuna kadar geniş kapsamlı destek sunulacak.

Giriş: Stratejik Eğitim İş Birliği

Türkiye, 8–11 Temmuz 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen resmi ziyaretle Suriye’ye güçlü bir eğitim desteği sunmayı kararlaştırdı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) heyeti ile Suriye Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan “Eğitim İş Birliği Protokolü”; mevcut altyapıyı güçlendirmek, öğretmen açığını kapatmak ve eğitim müfredatını güncellemek gibi çok boyutlu hedefleri içeriyor .


“Eğitim İş Birliği Protokolü”nün Başlıca Maddeleri

  1. Okul Tadilatı

    • İlk aşamada Suriye genelinde 59 okulun acil onarım ve tadilat çalışmaları başlatılacak .

    • Projenin ilerleyen safhalarında 100 ek okulun daha yenilenmesi planlanıyor.

  2. Halep’te Türk Okulu Kurulumu

    • Halep’te uygun bina tespiti için saha araştırmaları yapıldı.

    • Gelecek eğitim yılında faaliyete geçecek Türk Okulu, bölgedeki eğitim kalitesini yükseltecek.

  3. Müfredat Yenileme ve Teknik Destek

    • Suriye müfredatının güncellenmesi için Türkiye, eğitim materyallerinin hazırlanmasında teknik yardım sağlayacak.

    • Belgelerin tanınması ve kesintisiz öğrenci geçişi için ortak prosedürler belirlendi.

  4. Öğretmen Eğitimi ve Mesleki Gelişim

    • Suriyeli öğretmenler için kapsamlı mesleki gelişim programları düzenlenecek.

    • Branş öğretmenliği eksikliği, Türkiye’nin öğretmen yetiştirme çalışmalarıyla giderilecek.

  5. Kurumsal Koordinasyon

    • “Ortak Eğitim Çalışma Grubu” kurularak protokolün uygulanması takip edilecek.

    • Uzun vadeli eğitim anlaşmalarının altyapısı oluşturulacak.


Protokolün Bölgesel ve Küresel Önemi

  • Eğitime Erişim: Savaşın yıprattığı altyapıda sürdürülebilir onarım, binlerce çocuğun güvenli sınıflarda eğitimine devam etmesini sağlayacak.

  • Toplumsal Rehabilitasyon: Eğitim, toplumsal kalkınmanın ve barışın temel taşlarından biri. Türkiye’nin bu desteği, Suriye toplumunun yeniden inşasına büyük katkı sunacak.

  • Diplomatik İş Birliği: Eğitim alanında atılan adımlar, iki ülke ilişkilerinde yapıcı diyaloğun güçlenmesine zemin hazırlayacak.


Yetkililerden Öne Çıkan Açıklamalar

“Halep’teki okul tadilatları, bu bölgedeki çocuklarımıza güvenli ve çağdaş bir eğitim ortamı sunacak.”
— MEB Bakan Yardımcısı, 11 Temmuz 2025

“59 okulun onarımına yönelik acil eylem planı; eğitim yılı başlamadan önce tamamlanacak.”
— Suriye Eğitim Bakanlığı Okul Binaları Müdürü Müh. Muhammed El Hanun, 15 Haziran 2025


Sonuç ve Beklentiler

Türkiye’nin Suriye’de üstlendiği bu kapsamlı eğitim destek programı; hem altyapı hem de insan kaynağı boyutunda stratejik bir adım olarak öne çıkıyor. İlk etapta hayata geçirilecek 59 okul tadilatıyla başlayan süreç, gelecekte yüzlerce ek okulun onarımı ve yeni eğitim projeleriyle genişleyecek. Bu iş birliği, Suriye’nin yaralarını sarmak, eğitim hakkını güçlendirmek ve bölgesel istikrarı pekiştirmek adına önemli bir kilometre taşı olarak değerlendiriliyor.


Hazırlayan: [FATİH DOGAN ]
Yayın Tarihi: 1 Ağustos 2025

Okumaya Devam Et

Gündem

MİT Akademisi’nden “12 Gün Savaşı ve Türkiye İçin Dersler” Raporu: “Savaş Yakın, Hazırlanın” İddiası Doğru mu?

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması :
Milli İstihbarat Akademisi’nin “12 Gün Savaşı ve Türkiye İçin Dersler” başlıklı raporu, İsrail-İran çatışmasını analiz ediyor. “Savaş Yakın, Hazırlanın” başlığıyla yayılan iddialar gerçek mi? Rapordaki çarpıcı tespitleri, Türkiye için önerileri ve yaygın şehir efsanesinin perde arkasını keşfedin.

Giriş

Son günlerde sosyal medyada hızla yayılan “Savaş Yakın, Hazırlanın” başlıklı bir MİT Akademisi raporu iddiası, güvenlik gündemini tekrar hareketlendirdi. Peki, gerçekte ne oldu? Milli İstihbarat Akademisi’nin (MİA) yayımladığı raporun adı ““12 Gün Savaşı ve Türkiye İçin Dersler” olup, İsrail ile İran arasında 13–24 Haziran 2025 tarihleri arasında yaşanan çatışmanın analizini içeriyor.


Raporun Resmî Adı ve Kapsamı

  • Rapor Başlığı: “12 Gün Savaşı ve Türkiye İçin Dersler” .

  • Kapsam:

    • Savaşın askeri, istihbari, siyasi ve teknolojik boyutları

    • Hava üstünlüğü ve çok katmanlı savunma sistemlerinin rolü

    • Siber saldırılar, elektronik harp ve dijital manipülasyonun önemi

    • Sivil savunma altyapısındaki eksiklikler

    • Türkiye’ye yönelik stratejik öneriler


“Savaş Yakın, Hazırlanın” İddiasının Anatomisi

  1. Başlık Kaynağı: Sosyal medyada paylaşılan görsellerde rapor başlığı eksik veya değiştirilerek “Savaş Yakın, Hazırlanın” şeklinde verilmiş.

  2. Gerçek Başlıkla Uyuşmuyor: Resmî raporun adı farklı ve odak noktası İran–İsrail hattındaki 12 günlük çatışmanın dersleri .

  3. Maksat: Panik yaratmak ve tıklanma odaklı içerik üretmek.


Raporun Öne Çıkan Tespitleri

1. Hava Üstünlüğü ve Çok Katmanlı Savunma

  • İsrail’in mutlak hava hakimiyetinin savaşın seyrini tayin ettiği vurgulandı.

  • Türkiye’nin alçak hava savunma sistemlerini güçlendirmesi önerildi .

2. Siber Harp ve Elektronik Saldırılar

  • Taraflar, altyapıları hedef alan siber operasyonlarla hem askerî hem de toplumsal psikolojiyi etkilemeye çalıştı.

  • Dijital manipülasyon ve kamuoyu mühendisliğinin modern çatışmalarda belirleyici rolle sahip olduğu belirtildi .

3. Sivil Savunma Altyapısı

  • İran’da erken uyarı sistemlerinin ve sığınak altyapısının yetersizliği, yüksek sivil kayıplara yol açtı.

  • Türkiye’de kitlesel sığınaklar ve alarm sistemleri kurulması tavsiye edildi .


Türkiye İçin Stratejik Öneriler

  1. Hava ve Füze Savunma Modernizasyonu: Hipersonik füzelere karşı çok katmanlı sistemler kurulmalı

  2. Kritik Altyapı Koruması: Enerji, iletişim ve ulaşım hatlarının siber ve fizikî saldırılara karşı güçlendirilmesi gerekiyor.

  3. Toplumsal Hazırlık ve Birlik: Millî birlik, kardeşlik duygusunun güçlendirilmesi ve toplumsal uzlaşı projeleri önem kazandı .

  4. Erken Uyarı ve Kitle İletişimi: Sivil savunma ihbar ve alarm sistemlerinin bütün şehirlerde işlevsel hale getirilmesi şart.


Sonuç: Efsaneden Gerçeğe

“Savaş Yakın, Hazırlanın” başlıklı rapor iddiası, büyük ölçüde gerçek rapor başlığının çarpıtılmasından ibaret. Asıl metin, İsrail-İran hattındaki “12 Gün Savaşı”nın derslerini çıkararak, Türkiye için somut öneriler sunuyor. Gerçek veriye dayalı adımlar atılması, sosyal medya kaynaklı panik yerine akılcı hazırlığı beraberinde getirecektir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar