Gündem
Başkanlık Makamına Hakaret İddiası: İlave TV Kurucusu Arif Kocabıyık Antalya’da Gözaltına Alındı
Açıklaması
Sokak röportajlarıyla tanınan İlave TV’nin kurucusu Arif Kocabıyık, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla Antalya’da gözaltına alındı. Hukuki süreç, sosyal medya tepkileri ve ifade özgürlüğü tartışmaları bu makalede.
Özeti
Sosyal medya platformlarında yaptığı sokak röportajlarıyla geniş kitlelere ulaşan İlave TV’nin kurucusu ve muhabiri Arif Kocabıyık, 07 Mayıs 2025 tarihinde Antalya’da “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla gözaltına alındı. Emniyet Genel Müdürlüğü, Instagram’daki “ilavetv.07” rumuzlu hesap üzerinden paylaşılan bir röportajda hakaret içerikli ifadeler kullanıldığını belirterek hakkında hukuki işlem başlattı. Karar, ifade özgürlüğü ve sosyal medya etiği çerçevesinde geniş yankı uyandırırken, hem destek hem de eleştiriler gündeme geldi.
Olayın Detayları
İlave TV’den Arif Kocabıyık, 07 Mayıs 2025 Çarşamba günü saat 12:00 sıralarında Antalya İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Instagram platformunda ‘ilavetv.07’ kullanıcı rumuzlu hesap yöneticisi A.K.’nın Cumhurbaşkanımıza hakaret içerikli ifadeler kullandığı tespit edilmiş, hukuki süreç başlatılmıştır” denildi. Kocabıyık’ın, söz konusu röportajda kendisine yöneltilen “soytarı” ifadesini “Soytarı Saray’dakine denir” şeklinde cevaplaması üzerine soruşturmanın başlatıldığı ifade edildi.
Arif Kocabıyık Kimdir?
1983 yılında Antalya’nın Elmalı ilçesinde doğan Arif Kocabıyık, meslek lisesi mezunu olarak iş hayatına düğün fotoğrafçısı ve güvenlik görevlisi olarak başladı. 2018 yılında eniştesiyle birlikte kurduğu “İlave TV” adlı YouTube kanalıyla sokak röportajlarına odaklanarak kısa sürede popülerlik kazandı. 2023 genel seçimlerinde İYİ Parti’den Antalya milletvekili aday adayı olarak siyasete de atılan Kocabıyık, daha önce de sosyal medya paylaşımları nedeniyle tartışma konusu olmuştu
Hukuki Süreç ve Suçlamalar
Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi uyarınca “Cumhurbaşkanına hakaret” suçu net şekilde tanımlanmış olup, bu suçtan verilen cezalar hapis ve adli para cezasını kapsıyor Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Kocabıyık’ın savcılığa sevk edilmesi ve ifadesinin alınmasının ardından kararın mahkemeye intikal edeceği kaydedildi. Avukatlar, benzer dosyalarda savunma stratejisinin çoğunlukla “ifade özgürlüğü” ekseninde şekillendiğini ancak mahkemelerin dosya bazlı takdir yetkisine vurgu yapıyor
Tepkiler ve İfade Özgürlüğü Tartışması
Kararın duyurulmasının ardından sosyal medyada #İfadeÖzgürlüğü ve #BasınÖzgürlüğü etiketleriyle destek kampanyaları başlatıldı. Eleştirmenler, sokak röportajlarının kamusal alanın nabzını tuttuğunu ve cezai yaptırımların sansüre yol açabileceğini savunuyor. Öte yandan, muhalif görüşler “devlet büyüklerine hakaret”in sınırlarının net çizilmesi gerektiğini belirterek cezai yaptırımların caydırıcı olması gerektiğini dile getiriyor.
Son Durum
Arif Kocabıyık, ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılırsa da hakkındaki soruşturma devam edecek. Mahkeme sürecinin önümüzdeki günlerde netlik kazanması ve kararın Türkiye’de sosyal medya hukukuna etkisi yakından takip ediliyor. Kamuoyunun merakla beklediği bu dosya, ifade özgürlüğü ve hukuki sınırların yeniden gündeme taşınmasına vesile oldu.
Gündem
Irak Özel Temsilciliği’ne Veysel Eroğlu atandı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın imzası ile yayımlanan atama kararları ile birlikte Veysel Eroğlu Irak Cumhuriyeti nezdinde Özel Temsilci olarak atandı.
Ayrıca Türk Patent ve Marka Kurumunda açık bulunan Yönetim Kurulu Üyeliğine ise Turan Kuloğlu atandı.
Gündem
Özgür Özel’den Sert Yanıt: “Bir Mektup Yazıp Gönderdiler, Burada Tam 160 Bin Kişiyiz”
Açıklaması
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Beyazıt Meydanı’ndaki mitingde kendisine gönderilen tehdit mektubuna 160 bin kişilik kalabalıkla yanıt vererek Ekrem İmamoğlu’nun diploması ve adalet vurgusunu öne çıkardı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Beyazıt Meydanı’nda düzenlenen mitingde “Bir mektup yazıp gönderdiler” diyerek, kendisine yönelik tehdidi 160 bin kişilik kalabalıkla yanıtladı. Konuşmasında Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal sürecine, mevcut iktidarın yargı ve bürokrasi üzerinden yürüttüğü müdahalelere ve muhalefetin kararlılığına dikkat çekti. İşte detaylı analiz, SEO uyumlu yapı, etkileyici başlık, meta açıklaması ve anahtar kelimeler:
1. Tehdit Mektubu ve Özel’in Yanıtı
CHP lideri Özgür Özel, Beyazıt Meydanı’nda konuşmasına, “Bir mektup yazıp gönderdiler” sözleriyle başladı ve mektubun içeriğini şöyle özetledi: “Mektubu eli kanlı bir evlat katiliyle yolladılar; ‘Kafamızı bozarsanız, sana bir katili yolluyorum’ diyorlar” . Özel, bu tehdide cevabının Beyazıt Meydanı’ndaki 160 bin kişi olduğunu vurgulayarak, “Burada tam 160 bin kişiyiz” dedi .
2. Beyazıt Meydanı Mitinginin Özellikleri
-
Alan ve Katılım: Miting 40 bin metrekarelik alanda gerçekleştirildi ve Özel’in ifadesiyle tam 160 bin kişi toplandı.
-
Aydınlatma Tartışması: Miting öncesi CHP’nin getirdiği aydınlatma ekipmanları emniyet tarafından alana alınmadı; bu sırada Ali Mahir Başarır ile emniyet yetkilileri arasında tartışma yaşandı
-
“Karartma” Tepkisi: “Karartma” uygulamasına karşı cep telefonu ışıklarıyla meydan aydınlatıldı
3. Ekrem İmamoğlu ve Diploma Mücadelesi
Özel, konuşmasında Ekrem İmamoğlu’na destek veren imza sayısının 14 milyon 800 bine ulaştığını duyurdu . İmamoğlu’nun diploması hakkında şunları söyledi:
“35 yıl önce belgeler incelenmiş, okula kaydettirilmiş; birçok ders yeniden alınmış. Buna rağmen diploma iptal ediliyor” .
Silivri Cezaevi’nden gönderilen mektup ise bu sürece karşı sokağa çağrı niteliği taşıdı .
4. Hukuki Süreç ve Akar’ın Kızı Tartışması
Özel, Hulusi Akar’ın kızının diplomasına da değindi ve “2009’da alınan diploma hakkında ‘zaman aşımı’ gerekçesiyle soruşturma kapatıldı” dedi . Bu hukuksuzluğa karşı yargıda gerekli davaların açıldığını belirterek, “Yargı mensuplarına sesleniyorum, millet doğru kararların arkasında olacaktır” ifadelerini kullandı .
5. Siyasi Mesaj ve Gelecek Perspektifi
Özel, muhalefetin asla teslim olmayacağını vurgulayarak şunları söyledi:
-
“Biz barışçıyız ama iyi niyetimize güvenip kimse bizi ezmeye kalkmasın. Davetleri kabuldür”
-
“Seçimi çaldılar, diplomayı çaldılar, özgürlüğü çaldılar, 60 milyar doları yaktılar. Ama millet büyüktür” .
Mitingin, Türkiye’nin demokratik mücadele geleneğinin yeni bir halkası olduğunu ve “her şey çok güzel olacak” umut mesajını pekiştirdiğini belirtti
Gündem
Kartalkaya otel faciası: Araştırma Komisyonu, Tanju Özcan’ı dinledi

TBMM Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Otel Yangınını Araştırma Komisyonu, AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok başkanlığında toplandı.
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, Özcan, otelin bulunduğu alanın Bolu’nun Seben ilçesinin mülki sınırları içinde olduğunu belirterek, “Bu otel, emlak vergisini dahi Seben Belediye Başkanlığına ödüyor.” dedi.
Otelin 1990’lı yılların sonunda 3 bin 224 metrekare olarak Bayındırlık İl Müdürlüğü tarafından ruhsatlandırıldığını söyleyen Özcan, “Yanan otele baktığımızda yaklaşık 16 bin 300 metrekare. Burada 4 kez tadilat yapılmış. Yani 3 bin metrekareden 16 bin metrekareye 4 ayrı tadilatla büyütülmüş. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14’üncü maddesinde açık olarak şu söyleniyor; ‘Belediye, kendi sınırlarında ve meclis kararı alması halinde mücavir sahaya hizmet götürmekten sorumlu’.” diye konuştu.
Otelin bulunduğu alanın Bolu Belediyesinin mücavir sahasına bile oldukça uzak olduğunu dile getiren Özcan, şöyle devam etti:
“Biz, bu otelin 1997’deki inşaat ruhsatını da sonra iskan ruhsatını da vermedik. Sonrasındaki tadilat ruhsatlarına da onay vermedik, yapı kullanım onayını da biz vermedik çünkü bizim sınırlarımız dışında. Otele işletme ruhsatı veren de Özel İdare. Burası kesinlikle bizim yetki ve sorumluluk sahamızda değil. Hukukçu arkadaşlarımız bilir, bizim bu oteli de hiçbir şekilde resen denetleme yetkimiz yok. Sadece talep halinde bu tür yerlere gidip, inceleyip, şartları uyuyorsa ‘Yangına Uygunluk Raporu’ verme şansımız var. 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu var. Burada il genelindeki bu tür olaylarla ilgili sorumluluk tamamen Vali’ye ve onun başkanı olduğu Özel İdare’ye verilmiş.”
Özcan, Kültür ve Turizm Bakanlığının ise “Turizm Sertifikası” vererek “işe dahil olduğunu” söyledi. Özcan, “Onu nereden söylüyorum? 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu var… Turizm Teşvik Kanunu incelendiğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığının Turizm İşletme Belgesi’ni verdiği yerlerde insan, çevre ile can ve mal güvenliğinin sorumluluğunun Kültür ve Turizm Bakanlığında olduğu açıkça 30. 34. 37. maddelerinde, hatta 1. ve 3. maddelerinde tarif edilmiş.” dedi.
Özcan, Turizm Teşvik Kanunu’nun 30. maddesine dikkati çekerek, “Burada, Turizm Belgesi verilmiş otellerin tamamının denetim yetkisinin Kültür ve Turizm Bakanlığına ve/veya akredite edilmiş denetim firmalarında olduğu açık bir şekilde yazılıdır. Ben burada kimseyi suçlamak veya kendi kurum çalışanlarımı aklamak için bunları söylemiyorum.” ifadesini kullandı.
“KONTROL ETME VE DENETLEME GÖREVİ KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞINDA”
Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik uyarınca yangındaki en büyük sorumlunun yapı sahibi olduğunu belirten Özcan, şunları söyledi:
“En büyük sorumlu o tabii ki… ‘Yapı ruhsatı vermeye yetkili idare’ diyor. Bu idare kim? İl Özel İdaresi, onun yetki alanına giriyor. Yine yönetmelik, sigorta şirketlerini denetimlerde yetkili saymış. Yine denetimle ilgili de şunu söylemiş, ‘ilgili olduğu bakanlık’, yani Turizm İşletme Belgesi veren bakanlık, ‘ruhsat vermeye yetkili kamu kurum ve kuruluşlarının müfettişleri’ ki bu Özel İdare müfettişleri veya ‘denetim elemanları tarafından gerçekleştirilir’ diyor. Turizm Yatırım, İşletme Ve Kuruluşlarının Denetimi Hakkında Yönetmelik’te açık bir şekilde Turizm Belgeli işletmelerin her yıl rutin olarak can ve mal güvenliği dahil olmak üzere her konuda denetleneceği hüküm altına alınmış. Yani bu otelde bir rutin denetim yapma yetkisine haiz olan Özel İdare. Her yıl periyodik olarak kontrol etme ve denetleme görevi Kültür ve Turizm Bakanlığında.”
Başkan Altınok’un, ilgili yönetmeliğe göre “periyodik denetim” ibaresinin olup olmadığına dair sorusuna Özcan, “Var efendim, her yıl yapmak zorunda ve zaten 16 Aralık’ta, yani yangından yaklaşık 1 ay önce Kültür ve Turizm Bakanlığı kontrolörleri gelip oteli denetlemişler, yangından 1 gün sonra rapor vermişler. Yangın 22 Ocak. Kültür ve Turizm Bakanlığının o gün tarihli raporu var. Kültür ve Turizm Bakanlığı kontrolörleri her yönden incelemesine rağmen yangın önlemleriyle hiçbir bulgu ortaya koymuyor.” yanıtını verdi.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre bu tip yapıların yılda en az bir defa can, mal ve iş güvenliği açısından kontrol edilmesi gerektiğini belirten Özcan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının da bilirkişi raporunda bu yüzden “etkili olduğunun” ifade edildiğini dile getirdi.
Özcan, otelin “mevcut bina” sayıldığını ifade ederek, “Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmeliğe 2021 yılında bir ek yapılmış ve mevcut binalardaki eksikliklerin giderilmesiyle ilgili 31 Aralık 2023’e kadar süre verilmiş. Bu süre daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2 sefer uzatılmış ve bunlara en son demiş ki ‘hangi tarihte olursa olsun bir yangın uygunluk raporu ibraz edin bu sorun çözülsün’ ama yine de bu sorun çözülmemiş.” dedi.
– “Hukuki durumu aynı insanlarla ilgili ayrı bir uygulama yapılıyor”
Yangından sonra hazırlanan bilirkişi raporuna değinen Özcan, tespitlerin yangınla ilgili kısımlarına itirazının olmadığını belirterek, raporun teknik olarak çok doğru yazıldığı değerlendirmesinde bulundu.
Özcan, raporun hukuki kısımlarına dair şöyle konuştu: “Bu tür davalarda ‘asli kusur’ ve ‘tali kusur’ ibareleri kullanılır ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İl Özel İdaresi ve Bolu Belediyesi ile ilgili ‘birinci derece etkili oldukları’ diye bir tabir kullanmışlar. Şu anda 4 kurum için ‘etkilidir’ diyor ama sadece 2 kurumla ilgili adli süreç yürüyor. Özel İdare’den, belediyemizden tutuklu arkadaşlarımız var. Soruşturma izni verilmemesi, davanın da açılamamasıyla sonuçlanıyor. Burada aynı şekilde konumlandırılan Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından tek bir kişiyle ilgili dahi şu anda adli soruşturma yürümüyor. Aynı derecede etkili oldukları yazıyor ama görevi kötüye kullanmaktan, ihmalden veya görevi ihmal suretiyle kötüye kullanmaktan dolayı Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileriyle ilgili soruşturma izni isteniyor ama aynı konumda olan İl Özel İdaresi ve belediye çalışanları, soruşturma izni istenmeksizin ‘bilinçli taksir’den tutuklanıyor. Burada hukuki durumu aynı olan insanlarla ilgili ayrı bir uygulama yapılıyor.”
Belediye yetkililerinin yangından önce otele gidip inceleme yaptıklarını ve eksikliklerin giderilmesi için otele 15 gün süre verdiklerini söyleyen Özcan, şunları kaydetti: “Rapor falan yok, ortada sadece form var. Bu süre içinde taleple bağlı olduğu için ilgili otel yönetimi talebini geri çektiğinden, talep ortadan kalkınca işlem de ortadan kalkıyor. Yani bize diyorlar ki ‘madem böyle bir rapor vardı niye bunu Bakanlığa bildirmediniz?’ Sayın Başkanım, ortada rapor yok, bir form var. Talep geri çekilince de rapor düzenlenememiş. Zaten raporun uygunsuz olarak düzenlenmesi diye bir şey de yok. Dolayısıyla belediye çalışanlarının herhangi bir kusuru olduğunu düşünmüyorum.”
-
Gündem1 hafta önce
Ankara’da Dehşet: Doktor Muhammet Mustafa Duman’ın Sokak Hayvanı Katliamı ve Tutuklanma Süreci
-
Magazin1 hafta önce
Kuruluş Osman’a Geri Dönüyor: Turgut Alp (Cengiz Coşkun) 6. Sezon 190. Bölümde Yeniden Aramızda!
-
Son Dakika1 hafta önce
amsun’da Feci Heyelan: Baba ile İki Çocuğu Hayatını Kaybetti, Anne Ağır Yaralı Kurtarıldı
-
Son Dakika5 gün önce
Stuttgart’ta Dehşet Sahnesi: Araç Kalabalığa Daldı, 3 Kişi Yaralandı
-
Ekonomi1 hafta önce
Denizli Sarayköy’de Vahşet: 2 Yaşındaki Bebek Öldüresiye Dövüldü – Bakanlıktan “Devlet Koruması” Açıklaması
-
Gündem1 hafta önce
1 Mayıs’ta İstanbul ve Ankara’da Trafiğe Kapalı Yollar: Saatler, Güzergâhlar ve Alternatif Rotalar
-
Gündem1 hafta önce
Maltepe’de Halı Sahada 14 Yaşındaki Kız Çocuğuna Taciz: İçler Acısı Detaylar ve Hukuki Süreç
-
Magazin1 hafta önce
“Engin Polat ve Babası 5 Yıl 2 Ay 15 Gün Hapis Cezası: Vergi Suçu Davasında Kritik Karar”