Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Avukat Rezan Epözdemir tutuklandı

Yayımlandı

üzerinde

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü iki ayrı soruşturma kapsamında; “Rüşvet vermek”, “Siyasi-askeri casusluk” ve “FETÖ/PDY’ye yardım” suçlamasıyla gözaltına alınan avukat Rezan Epözdemir, sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edildi. Savcılıkta “Rüşvet” soruşturması kapsamında ifadesi alınan Epözdemir, 6 sayfa ifade verdi.

“RÜŞVETE ARACILIK” TAN TUTUKLAMA

4 gündür gözaltında bulunan Epözdemir, savcılık tarafından “Rüşvet” soruşturması kapsamında tutuklama talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi.

Aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan, soruşturma konusu olayların yaşandığı yıllarda savcı C.Ç’nin katibi olarak görev yapan, Bakırköy Adliyesi İcra Müdürü K.Y. ise etkin pişmanlık ve ikrar yönündeki ifadesi kapsamında serbest bırakıldı. 

Nöbetçi sulh ceza hakimliği, Epözdemir’in “rüşvete aracılık etmek” suçundan tutuklanmasına karar verdi.

“TERÖR” VE “CASUSULUK”TAN ADLİ KONTROL TALEBİ

Başsavcılık, “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yardım etme” ile “siyasal ve askeri casusluk” soruşturması kapsamında da sorgusu tamamlanan avukat Epözdemir’i hakimliğe sevk etti.

Epözdemir için “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme” ile “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yardım etme” suçlarından hakkında “yurt dışına çıkış yasağı”nı içeren adli kontrol tedbiri uygulanması talep edildi.

Nöbetçi sulh ceza hakimliği, başsavcılığın adli kontrol talebini ise reddetti. 

SAVCILIK İFADESİ ORTAYA ÇIKTI

Rezan Epözdemir’in “rüşvet” soruşturması kapsamında verdiği ifade de ortaya çıktı.

Epözdemir ifadesinde, “Dosya HSK’ya gönderilmeli ve kıymetli evrak olanlar tarafımıza iade edilmelidir. Özel hayata ilişkin dosya kapsamına giren evraklar ise imha edilmelidir. Soruşturma yetkisi olmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının delil toplama yetkisi de bu sebeple yoktur. Bu sebeple İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma işlemleri kapsamında elde edilen delillerin tamamı, ‘Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir’ ilkesi gereği hukuka aykırıdır. Delil olarak kullanılamaz” dedi.

“BİR KUMPAS İLE İFTİRA ATACAĞINDAN BAHİSLE PARA TALEP ETTİ”

A.D. isimli kişiyi tanıyıp tanımadığı, hangi yıllardan itibaren ne sıklıkla görüştüklerinin sorulması üzerine ise Epözdemir, “A.D. ile şu an tam tarihini hatırlamadığım bir dönemde ortak bir arkadaşım vasıtasıyla tanıştım. 2018 yılında A.D. bana dosyalarını takip etmem için vekalet verdi. Adamın dolandırıcı olduğunu öğrendikten sonra avukatlığından istifa ettim. A.D.’nin adli sicil kaydına bakıldığında da görüleceği üzere kendisi bir dolandırıcıdır. Rüşvet suçundan yargılanmaktadır. Ayrıca A.D, yabancı numaralar üzerinden yaklaşık 5 yıldır benden para vermediğim takdirde bir kumpas ile iftira atacağından bahisle para talep etmektedir” dedi.

“ARAMIZDA HUKUKEN HUSUMET BULUNMAKTADIR”

Z.Y., A.M.Y., K.Y. ve N.E. isimli kişiler sorulduğunda ise Epözdemir, “Z.Y., A.M.Y. ve N.E’yi tanımam. Hayatım boyunca hiç görmedim. Aramızda ne yüz yüze ne de GSM veya sair yollarla bir iletişim olmamıştır. K.Y., C.Ç.’nin katibiydi. Kendisiyle herhangi bir temasımız olmamıştır. C.Ç.’yi makamında ziyaret ettikçe odasında görürdüm” dedi.

K.Y.’nin dijital materyallerinde Epözdemir’le mesaj kayıtları olduğu ve K.Y.’ye forma hediye edildiği, A.D. ve ihbar eden Z.Ç.’nin C.Ç.’nin rüşvet eylemlerinde K.Y.’yi de Epözdemir ile irtibat kurmak için kullandığına dair iddialar sorulduğunda, “K.Y. ile bir irtibat kurduğumu hatırlamıyorum. Z.Ç., FETÖ kumpas dosyalarında lehine tanıklık yapmıştır. Z.Ç. ile aramızda 3 adet tazminat, 1 adet ceza davası bulunmaktadır. Bu sebeple aramızda hukuken husumet bulunmaktadır. Kendisi, talimat aldığı kişilerin emriyle bana kumpas kurmaktadır” diye konuştu.

“RÜŞVET İDDİASIYLA WHATSAPP KAYIT TARİHLERİ UYUŞMAMAKTADIR”

Tanık A.D’nin savcı C.Ç. ile Rezan Epözdemir’in 150 bin dolar karşılığında tutuklu şüphelilerin tahliyesini sağlayacağı yönündeki iddiaları hakkındaki soruyu cevaplayan Epözdemir, “Bahsettiğiniz dosyadaki şüpheliler 15.06.2021 tarihinde tahliye olmuşlardır. A.D. ise beyanında bu dosya kapsamında 150 bin dolar rüşvet karşılığında anlaşıldığını iddia etmiştir. Göstermiş olduğunuz kayıttaki mesajlaşma ise 07.07.2021 tarihindedir. Atalay’ın beyanını kesinlikle kabul etmemekle birlikte, beyana göre, benim bu parayı en geç 14.06.2021 tarihinde almam gerekiyordu. Göstermiş olduğunuz mesaj kayıtlarının olduğu 07.07.2021 tarihinde bu şahıslar zaten tutuksuz yargılanmaktadır. Bu şahıslar tekrardan aynı dosya kapsamında Yargıtay 5 Ceza Dairesi’nin de yargılama konusu olan suçüstü halinin yapıldığı 29.09.2021 tarihinde gözaltına alınmışlardır. Daha sonra Adli Kontrol şartıyla serbest bırakılmışlardır. Ben 07.07.2021 tarihinde veya bu tarihe yakın tarihlerde savcı C.Ç. ile buluşup buluşmadığımı, şayet buluşmuş isem C.Ç.’nin bana kendisine daha önce vermiş olduğum borca ilişkin bir ödeme yapıp yapmadığını hatırlamıyorum. Zaten aradan yaklaşık 5 sene geçmiştir. Hatırlamam hayatın olağan akışına da aykırıdır” ifadelerini kullandı.

“BU DELİLLERİN TAMAMI NUNUKA AYKIRIDIR”

Epözdemir’in ofisinde yapılan aramada borçlusu savcı C.Ç. alacaklısı ise Rezan Epözdemir olan toplam 2 milyon 490 bin lira bedelli 2 adet bono ele geçirildi. Savcı C.Ç. ile Rezan Epözdemir’in telefonlarının 08.07.2021 günü gece saatlerinde ortak baz istasyonundan sinyal verdiğinin tespit edilmesiyle birlikte değerlendirildiğinde, bonolardan birinin rüşvet alınan paranın C.Ç’de kalması karşılığında düzenlendiği yönünde kanaat oluşturuldu. Bu hususla ilgili soruyu cevaplayan Epözdemir, “İfademin başında da soruşturmanın 2802 sayılı kanunun 86. Maddesi uyarınca HSK müfettişleri tarafından yürütülmesi gerektiğini düşündüğümü söylemiştim. Buna ilişkin Yargıtay Genel Ceza Kurulunun ve Anayasa Mahkemesinin emsal kararlarını sunmuştum. Bu sebeple dosya HSK’ya gönderilmeli ve kıymetli evrak olanlar tarafımıza iade edilmelidir. Özel hayata ilişkin dosya kapsamına giren evraklar ise imha edilmelidir. Soruşturma yetkisi olmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının delil toplama yetkisi de bu sebeple yoktur. Bu sebeple İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma işlemleri kapsamında elde edilen delillerin tamamı, ‘Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir’ ilkesi gereği hukuka aykırıdır. Delil olarak kullanılamaz. Dolayısıyla hukuksuz delil niteliğindeki bu bonolar soruşturmaya konu olmamalıdır. Hukuka aykırı arama ile elde edilen bonolara ilişkin sorulara cevap vermek istemiyorum. Hükme esas alınamazlar. Bu belgeler alacak iddiamı tevsik eder mahiyettedir. Bu konuda HSK nezdinde hukuki başvurularda bulunacağımı da beyan etmek isterim” dedi.

“BİR AVUKAT ZATEN İSTEDİĞİ DOSYAYI İNCELEYEBİLİR”

Savcı C.Ç.’nin UYAP şifresi ile işlem yaptığı yönündeki iddiaları içeren soruyu cevaplayan Epözdemir, “Kesinlikle K.Y. ve dolandırıcı A.D.’nin beyanlarını kabul etmiyorum. Benim C.Ç.’nin savcılık rolü üzerinden herhangi bir kişisel veri niteliğindeki bilgiyi sorgulamam söz konusu olamaz. Bunlar aynı elden çıkan, menfaat karşılığı verilen, gizli bir elce organize edilen, kumpas amacıyla yönlendirilmiş beyanlardır. Hangi şahıs hakkında sorgulama yaptığıma dair net bir beyanda bulunulmamıştır. Bir avukat zaten vekalet sunmadan da istediği dosyayı inceleyebilir. Bunlar soyut beyanlardır” diye konuştu.

“C.Ç.’NİN ARACINDA SORUN OLDUĞU İÇİN VERMİŞTİM”

Savcı C.Ç. adına verilen koruma kararı kapsamındaki 2 araçtan birinin kendisi tarafından kullanıldığı ve bu durumun kendisine ait bir aracın 12.06.2019 ile 05.10.2021 tarihleri arasında C.Ç.’ye verilen koruma kararı kapsamında şerh edildiği şeklindeki tespit ile ilgili soruyu cevaplayan Epözdemir, “Üzerinden zaman geçtiği için tam olarak hatırlamamakla birlikte ya C.Ç.’nin eşinin kullanımı için ya da C.Ç.’nin aracında bir problem olduğu için ivazlı tahsis şeklinde kendisine vermiştim. Bu zaman diliminin önemli bir kısımda aracı kendisi kullanmıştır” dedi.

“TAZMİNAT HAKKIMI SAKLI TUTUYORUM”

İfadesinin ardından son sözleri sorulan Epözdemir, “Birinci olarak dosyanın yukarıda sebebini izah ettiğim üzere ivedilikle HSK’ya gönderilmesi gerekmektedir. İkinci olarak hukuksuz delil kısmına tekrar dikkat çekmek istiyorum. Elde edilen delillerin tamamı hukuksuzdur. Bu deliller ile başlatılan soruşturmalar da hukuksuzdur. Meskur delillerin tarafımıza iade edilmesini talep ediyorum. Ayrıca varsa hukuksuz deliller ile başlatılan diğer soruşturmaların da sona erdirilmesi gerekmektedir. CMK 141 uyarınca bu soruşturmaları yürüten makamların da rucuen tazminat sorumluluğu olduğunu hatırlatmak isterim. Benim olay tarihi itibariyle delil karartma ve mevcut pozisyonum itibariyle kaçma şüphem yoktur. Aynı madde uyarınca açıkça yetkisiz adli kontrol ve arama işlemi sebebiyle tazminat hakkımı saklı tutuyorum. Oğlumun Londra’da dil eğitimi vardır. Soruşturma tarihinden çok önce olan 23 Temmuz tarihinde Londra biletleri gidiş dönüş şeklinde alınmıştır. Mevcut adli kontrolün daha fazla hak kaybı olmaması adına evveliyetle kaldırılması ve açıkladığım sebeplerle herhangi bir adli kontrol tedbiri uygulanmaksızın serbest bırakılmayı talep ediyorum. Uçak rezervasyonlarına ilişkin belgeleri de dosyaya sunuyorum. Aleyhimde beyanda bulunan şahıslar hakkında TCK’nın 267. Maddesi uyarınca iftira suçundan resen soruşturma başlatılmasını talep ediyorum” ifadelerini kullandı.

PASAPORTUNA EL KONULDU, İŞ YERİNDE ARAMA YAPILDI

‘nin konuştuğu kritik davaların avukatı Rezan Epözdemir, pazar günü gözaltına alınmıştı.

Soruşturma kapsamında, Epözdemir’in pasaportuna da el konulmuştu.

Rezan Epözdemir’in Levent’teki iş yerinde emniyet güçleri arama yapmıştı.

Epözdemir’in o günden bu yana emniyetteki işlemleri sürüyordu.

150 BİN DOLAR RÜŞVET İDDİASI

Epözdemir hakkında yürütülen soruşturma kapsamında gizlilik kararı verildiği, daha sonra ise A.D. isimli bir tanığın ifadesinin alındığı öğrenilmişti.

Tanık A.D. ifadesinde, Epözdemir’inm rüşvet aldığını iddia edip, üç farklı eyleme işaret etmişti.

Savcılık, bu eylmelerden ikisinde vekalet ilişkisi olduğu için soruşturma izni alınması için dosyayı ayırmıştı.

Vekalet ilişkisi bulunmayan 2021 yılındaki olayda ise Epözdemir ile C.Ç.’nin, bir tahliye işlemi karşılığında 150 bin dolar rüşvet aldıkları öne sürülmüştü.

MİCHAEL RUBİN’LE YEMEK 

Epözdemir’in “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yardım etme” ile “siyasal ve askeri casusluk” suçlamalarıyla adli kontrol talep edilen hakimliğe sevk yazısına da ulaşıldı.

Yazıda, 2024 yılı sonlarında ulusal basında yer alan bir fotoğrafta, aralarında şüphelinin ve bazı yabancı istihbarat servisleriyle bağlantılı kişilerin bir yemekte buluştukları değerlendirilen olayla ilgili soruşturma başlatıldığı anımsatıldı.

Sevk yazısında “Söz konusu yemekte yer alan yabancı uyruklu şahıslardan Michael Rubin isimli şahsın Amerika’da Cumhuriyeti Devleti aleyhine faaliyet yürüttüğü, yine Amerikan Dış İstihbarat Servisi ile bağlantılı olduğu ve çalışmalarının bu servis tarafından yönlendirildiğinin değerlendirildiği” ifade edildi.

“HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI”

Fotoğraftaki Dan Arbell’in İsrail Devleti Dışişleri ve dolaylı olarak MOSSAD ile bağlantılı olduğu belirtilen yazıda, “Epözdemir’in söz konusu kişilerle görüşmesinin hayatın olağan akışına uygun olarak değerlendirilemeyeceği ifade edilen yazıda, Epözdemir’in savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olarak değerlendirileceği belirtildi.

Yazıda ayrıca Epözdemir gözaltına alındıktan sonra Michael Rubin’in paylaşım yapması da “suçlamalar aleyhine delil olarak değerlendirilmesi gerektiği” ifade edildi.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Böcek ailesi soruşturmasında yeni gelişme: Gıda raporu çıktı

Yayımlandı

üzerinde

Böcek ailesi soruşturmasında yeni gelişme: Gıda raporu çıktı

Tarih: 18 Kasım 2025 • Saat: 11:30 • Okuma süresi: 3 dk

Fatih’te gıda zehirlenmesi şüphesiyle hayatını kaybeden Böcek ailesine ilişkin soruşturmada, ekiplerin analiz raporu belli başlı dış kaynaklardan alınan numunelerde kokoreç ve midyenin tüketime uygun bulunduğunu açıkladığı ileri sürüldü. Soruşturma kapsamında gözaltı sayısı artarken bazı şüpheliler adliyeye sevk edildi; otel mühürlendi ve adli tıp incelemeleri sürüyor.


Detaylar — neler oldu?

İstanbul Fatih’te konakladıkları otelde rahatsızlanan ve kaldırıldıkları hastanede önce çocuklar ile anne, daha sonra baba dahil ailenin bireylerinin yaşamını yitirmesiyle başlatılan soruşturma genişletildi. İl ekipleri hem otelde hem aile üyelerinin daha önce temas ettiği lokanta ve sokak satıcılarına yönelik örnek ve numune topladı.

Soruşturma ekiplerinin yaptığı gıda analizleriyle ilgili yerel haber ajanslarına yansıyan sonuçlarda, incelemeye gönderilen kokoreç ve midye örneklerinin tüketime uygun olduğuna ilişkin rapor bulunduğu bildirildi; raporda numunelerin aynı güne ait olmaması nedeniyle sonuçların kesin delil sayılması konusunda tereddütler olduğu da belirtildi. Adli tıp incelemeleri ve toksikoloji sonuçları ise henüz tamamlanmadı.

Polis ve savcılık çalışmaları kapsamında, otel çalışanları, çevredeki yiyecek satıcıları ile otelin ilaçlama firması çalışanları da dahil olmak üzere çok sayıda kişi gözaltına alındı; resmi kaynaklara göre gözaltına alınan kişi sayısı 11’e yükseldi. Bazı zanlılar adliyeye sevk edilip tutuklama talepleriyle mahkemeye çıkarıldı. Otel ise yetkililerce mühürlendi.

İhtimaller ve soru işaretleri

Soruşturma haberlerinde, otelin kısa süre önce ilaçlandığı ve ilaçlama süreçlerine ilişkin malzeme analizlerinin de yürütüldüğü; bazı yayınlarda ise ilaçlama ürünlerinde yer alabilen alüminyum fosfit benzeri bileşiklerin zehirlenme ihtimallerine yönelik çalışmaların devam ettiği iddia edildi. Ancak bu ihtimaller henüz adli tıp veya resmi sağlık raporlarıyla kesinleşmedi. Uzmanlar, nihai kanaatin toksikoloji raporlarına göre verileceğini vurguluyor.

Ne bekleniyor?

Savcılık ve adli tıp birimlerinin tamamlayacağı incelemeler (toksikoloji, gıda zinciri izleme ve ilaçlama kayıtları) soruşturmanın kaderini belirleyecek. Yetkililer soruşturmanın titizlikle sürdüğünü, kesin sonuçların resmi raporlarla kamuoyuna aktarılacağını belirtiyor.


Editör notu (kısa)

Okuyucularımız için: bu haber güncellendikçe FatihDoganMedya sayfasında kaynak göstererek yeni adli tıp, savcılık veya resmi sağlık açıklamalarını ekleyeceğiz. Şu anki iddialar ve analiz sonuçları basına yansıyan bilgiler üzerinden aktarılmıştır; kesin tespit için resmi raporlar beklenmelid

Okumaya Devam Et

Gündem

SON DAKİKA | Böcek Ailesi Faciası — Anne Çiğdem ve çocukları yan yana defnedildi, cenazede gelin duvağı gözyaşlarına boğdu

Yayımlandı

üzerinde

SON DAKİKA | Böcek Ailesi Faciası — Anne Çiğdem ve çocukları yan yana defnedildi, cenazede gelin duvağı gözyaşlarına boğdu

Yayın: 18.11.2025 • 20:30 (İstanbul) • Okuma süresi: 3 dakika

İstanbul’daki zehirlenme şüphesiyle gündeme gelen Böcek ailesinin acı tablosu büyüyor. Anne Çiğdem Böcek ve çocukları Kadir Muhammet (6) ile Masal (3), Afyonkarahisar Bolvadin’de aile mezarlığında yan yana toprağa verildi. Cenazede annenin ve küçük kızın mezar taşlarına sarılan gelin duvağı, törene katılanları derinden etkiledi. Olayla ilgili yürütülen soruşturmada 11 kişi gözaltında, Adli Tıp incelemeleri sürüyor.


Olayın kısa özeti

  • Ailenin İstanbul’daki rahatsızlanma ve hastaneye kaldırılma süreci, 12 Kasım gecesi başladığı yönünde haberler bulunuyor; aile önce Fatih’te bir otelde konakladı, daha sonra fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Bazı kaynaklar ailenin Ortaköy ve çevresinde sokak lezzetleri (midye vb.) tükettiklerini bildiriyor.

  • İlk günlerde anne ve iki çocuk hayatını kaybetti; baba Servet Böcek yoğun bakımda tedavi görüyordu. Olayın ardından yürütülen soruşturmada otel sahibi, yedikleri yerlerin işletmecileri ile ilaçlama şirketi çalışanlarının da aralarında olduğu yaklaşık 11 şüpheli gözaltına alındı. Adli Tıp Kurumu’nun ön raporları ve toksikolojik incelemeler devam ediyor.


Cenaze ve ailenin tepkileri

Cenaze namazı Bolvadin Müslümana Camisi’nde kılındı; Bolvadin Kaymakamı, yakınlar ve çok sayıda vatandaş törene katıldı. Anne ve çocukların mezarlarının yan yana açılması ve küçük kızın mezar taşına bağlanan gelin duvağı fotoğrafları, sosyal medyada ve yerel basında geniş yankı uyandırdı. Tören sonrası konuşan baba Servet’in dayısı Recep Yılmaz, yaşananları özetleyerek olayın aydınlatılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını istedi; Yılmaz, gecenin öyküsünü anlatırken aile fertlerinin ilk etapta ‘midye yedik’ dediklerini aktardı.


Soruşturmanın seyrine ilişkin bilgiler

Soruşturmayı yürüten birimler; otel, yemek yedikleri işletmeler ve ilaçlama uygulamalarına odaklanmış durumda. Polis ve adli birimler, otelde yapılan ilaçlamaya ilişkin iddiaları da değerlendiriyor; bazı haber kaynakları alüminyum fosfit gibi ilaçlama/zararlı madde ihtimallerinin değerlendirildiğini aktarıyor. Kesin ölüm nedeninin Adli Tıp’ın kapsamlı toksikolojik ve mikrobiyolojik incelemeleriyle belirleneceği yetkililerce tekrarlandı.


Aile ve kamuoyunun talepleri

Yakınlar, hem olayın kısa sürede aydınlatılmasını hem de ihmal veya kusur varsa sorumluların hesap vermesini talep ediyor. Bölge sakinleri ve esnaf ise soruşturma boyunca iş yerlerinin idari ve adli incelemelere tabi tutulduğunu söylüyor. Yetkililer, halk sağlığını ilgilendiren her iddiayı titizlikle araştırdıklarını bildirdi.

Okumaya Devam Et

Gündem

Konya’da 16 yaşındaki oğul, tartıştığı babasını bıçaklayarak öldürdü

Yayımlandı

üzerinde

Konya’da 16 yaşındaki oğul, tartıştığı babasını bıçaklayarak öldürdü

Konya, 18 Kasım 2025 — 00:30
Yazar: FatihDoganMedya Haber MERKEZİ Okuma süresi: 2 dakika

Hızlı bakış: Konya Meram’da çıkan aile tartışması büyüdü; 16 yaşındaki S.G., mutfaktan aldığı bıçakla babası Ahmet G.’yi göğsünden bıçakladı. Ağır yaralanan baba hastanede yaşamını yitirdi. Şüpheli genç gözaltına alındı, soruşturma sürüyor.


Olayın ayrıntıları

Konya’nın Meram ilçesi Yenişehir Mahallesi’nde, müstakil bir evde bugün akşam saatlerinde baba ile oğlu arasında henüz belirlenemeyen nedenle tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede büyüyerek kavgaya dönüşürken, iddiaya göre 16 yaşındaki S.G. mutfaktan aldığı bıçakla babası Ahmet G.’nin göğsüne saldırdı. Olayın bildirilmesi üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.

Hastaneye kaldırıldı, kurtarılamadı

İlk müdahalenin ardından ağır yaralanan Ahmet G., olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından Meram Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Hastanedeki müdahalelere rağmen Ahmet G. yaşamını yitirdi. Olayın ardından şüpheli S.G. polis ekipleri tarafından gözaltına alındı; soruşturma başlatıldı.

Emniyet ve adli süreç

Konya polisi, olay yerinde inceleme yaparken savcılık da olayla ilgili tahkikat başlattı. Olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmaları ve tanık beyanlarının alınmasının ardından şüphelinin ifadesi ve olayın çıkış nedenine ilişkin ayrıntılar soruşturma çerçevesinde netleştirilecek. Yerel kaynaklar şu anda temel bilgileri aktarırken, yetkililer açıklama yapacağını bildirdi.

Komşuların ve mahalle sakinlerinin ifadeleri

Çevredeki bazı sakinler, aile içi tartışmanın uzun süre önce başlamış olabileceğine dair söylentiler olduğunu belirtse de, henüz doğrulanmış bir bilgi bulunmuyor. Mahalledeki bazı görgü tanıkları olay anında sağlık ve polis ekiplerinin kısa sürede müdahale ettiğini aktardı. Soruşturmanın ilerlemesiyle birlikte komşu ve tanık ifadeleri dosyaya eklenecek.


Neden önemli?

  • Olay, aile içi şiddetin sonuçlarını bir kez daha gözler önüne serdi; 16 yaşındaki failin bir yetişkini öldürmesi, hem adli hem sosyal açıdan soru işaretleri doğuruyor.

  • Olayda failin reşit olmaması, yargılama ve psikososyal müdahale süreçlerini farklılaştırabilir.

  • Toplumsal farkındalık ve önleyici çalışmaların önemini hatırlatıyor.


Son durum

Soruşturma devam ediyor. FatihDoganMedya Haber Merkezi olarak gelişmeleri takip edip, resmi açıklamalar ve adli süreçle ilgili doğrulanmış bilgiler geldikçe okuyucularımızla paylaşacağı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar