Teknoloji
Telekinezi ve Telepati nedir? Elon Musk’tan yeni hamle

Elon Musk’ın beyin-bilgisayar arayüzü teknolojileri geliştiren şirketi Neuralink, geleceğin bilim kurgu gibi görünen teknolojilerini gerçeğe dönüştürmek için önemli bir adım attı. Şirket, “Telepati” ve “Telekinezi” gibi kavramlar için Amerika Birleşik Devletleri Patent ve Ticari Marka Ofisi’ne ticari marka başvurusunda bulundu. Bu başvurular, Neuralink’in yalnızca tıbbi uygulamalarla sınırlı kalmayıp, insan iletişimi ve cihaz kontrolü gibi alanlarda da etki yaratmayı hedeflediğini gösteriyor.
TELEPATİ VE TELEKİNEZİ NEDİR?
Telepati, bireylerin düşünce yoluyla iletişim kurmasını ifade ederken, telekinezi fiziksel temas olmadan nesneleri hareket ettirme yeteneğini tanımlar. Neuralink’in bu kavramları ticari marka olarak tescil ettirme girişimi, şirketin beyin implantlarıyla bu tür yetenekleri mümkün kılmayı hedeflediğini düşündürüyor.
“Telepati” adı verilen ürün, felçli bireylerin yalnızca düşünce gücüyle bilgisayarları kontrol edebilmesini sağlayacak bir beyin-bilgisayar arayüzü olarak tanımlanıyor. “Telekinezi” isminin ise robotik uzuvları ve diğer cihazları kontrol eden bir ürüne atıf olduğu tahmin ediliyor.
Kör Görüş (Blindsight) da Neuralink’in görme kaybı olan kişiler için geliştirdiği bir beyin implantı. Ticari marka başvurusunda ürün, “görsel algıyı geri kazandıran” bir cihaz olarak tanımlanıyor.
TIBBİ VE TEKNOLOJİK POTANSİYEL
Neuralink’in mevcut teknolojisi, beyin implantları aracılığıyla sinir sinyallerini toplayarak bu sinyalleri bilgisayar ekranında hareketlere dönüştürebiliyor. Şirket, bu teknolojiyi daha da geliştirerek, bireyler arasında telepatik iletişim ve robotik cihazların düşünce gücüyle kontrol edilmesi gibi yenilikçi uygulamaları hayata geçirmeyi planlıyor. Bu tür teknolojiler, özellikle nörolojik hastalıklarla mücadele eden bireyler için büyük bir umut kaynağı olabilir.
MUSK’IN TELEPATİ HAYALİ
Elon Musk, 2017 yılında Neuralink’in arkasındaki fikri açıkladığı uzun bir resmi açıklamada insanlar arası düşünce iletişimini mümkün kılmak istediğini vurgulamıştı. 2024 yılının Ağustos ayında katıldığı bir podcast’te de Musk, Nuralink hakkında “Bilgisayarla etkileşim kurmanın yepyeni yollarını açabilir” şeklinde konuşan sunucuya “Ve diğer insanlarla! Onların da Neuralink’i olması ve istemeleri şartıyla…” eklemesini yapmıştı.
Dünyanın ne zengin insanlarından olan Elon Musk, gelecekte sağlıklı bireylerin de yapay zeka ile simbiyotik bir ilişki kurabilmek için beyin implantları yaptıracağına inandığını belirtiyor.
HEYECANLANMAK İÇİN ERKEN OLABİLİR
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan ticari marka avukatı Josh Gerben, isim tasdik başvurularının patent başvurusuyla karıştırılmaması gerektiğini söyledi. Ticari marka başvurularında, bir icadın nasıl çalıştığı, neler yapabildiği hakkındaki iddiaların aşırı geniş olabileceğini belirten Gerben, bu tarz büyük şirketlerin bir ürünü çalışır duruma getirmeden on yıllar öncesinden isim hakkını alabildiğini hatırlattı. Kısaca, bu başvurular Neuralink’in telepati ve telekinezi gibi konularda ilerleme kaydettiği anlamına gelmiyor.
NEURALINK DENEYLERİ DEVAM EDİYOR
Neuralink, beyin implantlarının klinik çalışmalarına başlamak için, geçtiğimiz yıl ABD Gıda ve İlaç İdaresi’nden onay aldığından beri, insan denekler üzerinde testler yapıyor. Bu çığır açıcı teknoloji, özellikle felçli bireyler için umut vadediyor. Neuralink implantlarına sahip olan bireyler, yalnızca düşünce gücüyle bilgisayarları kontrol edebiliyor. Örneğin, bir denek bilgisayar faresini düşünceleriyle hareket ettirebilirken, bir diğeri internet üzerinden satranç oynayabildi.
Teknoloji
Uluslararası Uzay İstasyonu yaşlanıyor: “5 yıllık sızıntı tehlikesi”

Hindistan, Polonya ve Macaristan’ın onlarca yıl aradan sonra ilk astronotlarını göndereceği kiralık uzay uçuşu, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki sızıntı endişeleri nedeniyle süresiz ertelendi.
RUS SEGMENTİNDE TESPİT EDİLDİ
NASA, Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) yapılması planlanan Axiom Mission 4’ün, Rus segmentindeki kabin basıncını izlemek amacıyla ertelendiğini duyurdu. Ajans, istasyondaki yedi astronotun güvende olduğunu ve diğer operasyonların bu durumdan etkilenmeyeceğini vurguladı.
Roscosmos’tan yapılan açıklamada, istasyonun Rusya tarafındaki sızıntının onarıldığı bildirildi. Ancak yeni bir fırlatma tarihi henüz belirlenmedi.
DAHA ÖNCE DE ERTELENMİŞTİ
Axiom Space tarafından düzenlenen görev kapsamında, SpaceX’in dört özel astronotu Florida’daki Cape Canaveral üssünden fırlatması planlanıyordu.
Ancak kötü hava koşulları ve roketle ilgili teknik sorunlar nedeniyle görev ertelenmişti. Bu aksaklıkların ardından, ISS’teki basınç sızıntısı gündeme geldi.
BASINÇ ENDİŞELERİ SÜRÜYOR
Rus segmentinde görevli üç kozmonot, 2000 yılında fırlatılan yaşlı Zvezda modülünün iç duvarlarını ve bağlantı tünelini inceleyerek bazı bölgeleri kapattı ve sızıntı oranını ölçtü. NASA, yapılan müdahalenin ardından segmentin artık basıncı koruduğunu açıkladı.
HİNDİSTAN İÇİN BİR İLK
Hindistan Hava Kuvvetleri pilotu Shubhanshu Shukla ekipte yer alıyor. Shukla, Hindistan’ın 2027’de planlanan Gaganyaan görevi için seçilen dört astronot adayından biri.
Görev gerçekleşirse, Hindistan Astronot Kolordusu’ndan ISS’ye gidecek ilk kişi olacak.
BEŞ YILI AŞKIN SÜREDİR BÜYÜYEN ÇATLAK
NASA’nın denetim ofisine göre, Rus segmentinde beş yılı aşkın süredir devam eden çatlak ve hava sızıntıları “önemli bir güvenlik riski” oluşturuyor.
NASA, ISS’i 2030’a kadar faaliyette tutmayı planlıyor. Sonrasında ise özel şirketlere ait istasyonların bu görevi devralması hedefleniyor. Axiom Space de bu alanda öncü şirketlerden biri olarak öne çıkıyor.
ELON MUSK’TAN “EMEKLİLİK” ÇAĞRISI
Öte yandan SpaceX CEO’su Elon Musk, sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda, uzay istasyonunun iki yıl içinde emekliye ayrılması gerektiğini savundu.
“ISS’nin bazı parçaları çok yaşlandı ve bu risk zamanla artıyor” diyen Musk, her ne kadar SpaceX bu görevlerden milyarlar kazansa da istasyonun yörüngeden çıkarılmasının doğru olacağını ifade etti.
Teknoloji
Bilim insanları bir dinozorda kanser buldu: İnsan tümörüyle aynı tür

Romanya’dan araştırmacılar, milyonlarca yıl öncesine ait dinozor fosillerindeki yumuşak dokuları incelerken, günümüzde kanserin nasıl işlediğine ve nasıl tedavi edilebileceğine dair ipuçları buldu.
Araştırma ekibi, 66 ila 70 milyon yıl önce bugünkü Romanya topraklarında yaşamış küçük, inek boyutlarında bir otobur olan Telmatosaurus transsylvanicus adlı dinozor türüne ait fosilleri inceledi.
Yüksek çözünürlüklü mikroskoplarla yapılan analizde, daha önce çenesinde tümör tespit edilmiş bir dinozorun kemiklerinde, kırmızı kan hücrelerine (eritrositlere) benzeyen yapılar bulundu.
Eritrositlere benzeyen bu yapılar, dinozorun çenesindeki tümörle ilişkiliydi. Bu tümörlerin yeri, daha önceki bir çalışma sayesinde biliniyordu.
DİNOZORLAR KANSERLE NASIL BAŞA ÇIKTI?
Araştırmacılar, dinozor dokularında bulunan bu yumuşak doku kalıntılarının, kanserin nasıl ortaya çıktığı ve zaman içinde nasıl evrimleştiğine dair ipuçları verebileceğini belirtiyor.
Balinalar ve filler gibi büyük hayvanlar, kansere karşı kendilerini koruyacak biyolojik yollar geliştirmiş durumda. Araştırma, benzer evrimsel stratejilerin dinozorlarda da gelişmiş olabileceğini düşündürüyor. Bu mekanizmaları anlamak, gelecekte insanlarda kanserin önlenmesi ve tedavisi için yeni yaklaşımlar geliştirilmesine katkı sağlayabilir.
Ancak Science Alert’e göre, bu tür değerli bulgulara ulaşmak için fosillerin dikkatli bir şekilde korunması büyük önem taşıyor.
İNSANLARDA DA GÖRÜLEN BİR TÜR
İncelenen dinozorda tespit edilen tümörün türü, günümüzde insanlarda da görülen ameloblastoma’ydı. Dinozorların Dünya’da milyonlarca yıl boyunca varlık göstermesi, kanserin bu uzun süreçte nasıl değiştiğini ve türlerin buna nasıl adapte olduğunu anlamak için önemli bir fırsat sunuyor.
Özellikle kemik gibi kireçleşmiş dokularda bulunan proteinler, DNA’ya kıyasla daha dayanıklı ve bozulmaya karşı daha dirençli. Bu da onları antik hastalıkları, özellikle de kanseri incelemek için ideal aday haline getiriyor.
Araştırmanın bulguları Biology adlı bilimsel dergide yayınlandı.
Teknoloji
Hint uçağından sağ çıkan tek kişi nasıl hayatta kaldı? “Daha iyi bir açıklamamız yok”

Hindistan’ın Gujarat eyaletinden İngiltere’nin başkenti Londra‘ya gitmek üzere havalanan Air India uçağının perşembe günü düşmesinin ardından yetkililer uçaktaki yolculardan sadece bir kişinin kurtulduğunu açıklamıştı.
242 kişiyi taşıyan Boeing 787-8 Dreamliner tipi uçak, yaklaşık 200 metre havalandıktan sonra “Mayday” çağrısı yapmış ve ardından düşerek bir pansiyona çarpmıştı.
Şiddetli çarpışma yangına neden olurken, AI171 sefer sayılı uçaktan sağ çıkan tek kişinin nasıl kurtulduğu merak konusu oldu.
11A NUMARALI KOLTUKTA OTURUYORDU
Kazadan sağ kurtulan yolcunun İngiliz bir erkek olduğu öğrenildi. İngiliz adamın tam olarak nasıl sağ çıktı halen açıklanmadı. Ancak yolcunun acil çıkış kapısının yanındaki 11A numaralı koltukta oturduğu biliniyor.
Olay yerinden aktarılan haberlere göre, uçak çarpmanın şiddetiyle ikiye bölündü ve söz konusu yolcu kendini uçağın ön yarısında buldu. Arka taraf ise bu esnada alev almıştı.
Yolcu enkazdan yürüyerek çıktı ve kurtarma ekipleri tarafından bulundu.
Griffith Üniversitesi’nde havacılık alanında kıdemli öğretim görevlisi Guido Carim Junior, The Conversation’da kaleme aldığı yazıda, araştırmaların genelde uçağın arka tarafının daha güvenli olduğunu gösterdiğini aktardı.
“Ancak bu adam ön tarafa oldukça yakındı” diyen akademisyen, şöyle ekledi:
“Şu ana kadar bildiklerimize dayanarak uzman görüşüm, buna şans ya da mucize demekten daha iyi bir açıklamamızın olmadığı yönünde.”
KAZANIN NEDENİ NE ZAMAN BELLİ OLACAK?
Hindistan Uçak Kazası Soruşturma Bürosu’nun kazayla ilgili soruşturmaya liderlik etmesi bekleniyor. Büro uçaktaki yolcuların ülkelerinden uzmanların da yer alacağı bir ekip kuracak.
Hava kazası soruşturmaları uzun sürebiliyor. Genellikle ön rapor kazadan 3 ila 6 ay sonra yayınlanıyor. Nihai raporun yayınlanması ise iki yılı bulabiliyor.
Enkazda bulunan maddi delillerin yanı sıra, uçağın uçuş kayıt cihazı ve kokpit ses kayıt cihazından gelen verileri içeren kara kutunun incelenmesinin kazayı aydınlatacağı belirtiliyor.
-
Eğlence4 gün önce
SOSYAL MEDYA AŞKI: Dijital Çağın Umudu mu, Tuzak mı?
-
Teknoloji4 gün önce
Türk Telekom’dan İnternet Ücretlerine Büyük Zam: 1 Temmuz 2025’ten İtibaren Geçerli Yeni Tarifeler
-
Gündem6 gün önce
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Evinde Elektrik Kazası Sonucu Hayatını Kaybetti
-
Gündem4 gün önce
Türkiye’nin Yerli KAAN Beşinci Nesil Savaş Uçakları Endonezya’ya İhraç Edilecek: Tarihi Savunma Anlaşması Erdoğan’dan
-
Spor4 gün önce
Galatasaray’ın Yeni Yıldızı Leroy Sané: Şampiyonluk Yolunda Dev Transfer
-
Gündem1 hafta önce
Alman İş İnsanı Bernd Kebbel, Namibya Safari’sinde Aslan Saldırısında Hayatını Kaybetti
-
Gündem1 hafta önce
Diyarbakır Kayapınar’da 13 Katlı Binada Feci Yangın: 2’si Çocuk 3 Kişi Hayatını Kaybetti, 17 Yaralı
-
Gündem4 gün önce
Madleen Yelkenlisinde Tutuklu Türk Aktivist Şuayb Ordu, 12 Haziran’da Serbest Bırakılacak!