Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

Mutsuz musunuz? Mutsuz olmanıza neden olan 7 alışkanlık

Yayımlandı

üzerinde

Mutsuz musunuz? Mutsuz olmanıza neden olan 7 alışkanlık

Mutsuz hissetmek kendi alışkanlıklarınızla bağlantılı olabilir. Hareketsizlik, aşırı harcama, olumsuz düşünme, sosyal medya karşılaştırmaları ve toksik ilişkiler ruh halinizi etkileyebilir. Fiziksel aktiviteyi iyileştirmek, bütçeleme, minnettarlık uygulamak, sosyal medya kullanımını azaltmak, keyifli aktivitelerde bulunmak ve olumsuz insanlardan uzaklaşmak yardımcı olabilir. Mutluluk için mükemmel koşulları beklemeyin

Mutluluğun ulaşılmaz olduğunu hissediyorsanız ve neredeyse her şey için sürekli üzgünseniz? Bir an durun ve düşünün, kendi yolunuzda duran siz misiniz? Küçük alışkanlıklarınız ve zihniyetiniz farkında olmadan kendi mutluluk kaynağınızı öldüren suçlu olabilir.
Evde kanepede veya ofiste berbat sandalyenizde aşırı zaman geçirmek, ne iş veya yapmaya çalıştığınız şeyde tembel ve motivasyonsuz hissetmenize neden olabilir. Bu, sonunda üzüntü ve hoşnutsuzluk duygularına yol açabilir. Kendinizi “Bu görevi neden yapamıyorum” diye sorgularken bulabilirsiniz. İşinize veya genel olarak herhangi bir görevi yapmaya karşı motivasyonunuz düştüğünde, içinizde bir üzüntü hissi geliştirme eğiliminde olabilirsiniz. Bunun üstüne, fiziksel aktiviteden tamamen kaçınan biriyseniz, bunun sadece vücudunuza zarar vermediğini, aynı zamanda ruh sağlığınızı da etkilediğini unutmayın.Düzenli egzersizin ruh halini iyileştirdiği ve kaygıyı hafiflettiği kanıtlanmıştır. Egzersiz, yedikleriniz için bir ceza değil, vücudunuzun neler yapabileceğinin bir kutlamasıdır. Genel olarak motivasyonunuz düşükse, ruh halinizi ve mutluluğunuzu etkileyecektir. Bununla mücadele etmek için, ister yürüyüş, ister dans, ister bir fitness dersine katılmak olsun, her gün en az 30 dakika fiziksel aktivite yapmayı hedefleyin. Günlük rutininize ofisten eve birkaç kısa yürüyüşle başlayın ve ardından daha enerjik ve neşeli hissetmek için aktivite seviyenizi kademeli olarak artırın.
Gelirinizin ötesinde yaşamak ve kazandığınızın ötesinde harcama yapmak, cebiniz o kadar ağır olmadığında üzerinizde önemli bir stres yaratabilir. Çoğu zaman aşırı harcama borca ​​ve sürekli mali endişeye yol açar ve kazandığınız şeyden, harcama şeklinizden ve neden tasarruf etmediğinizden dolayı stresli ve mutsuz hissedebilirsiniz. Durumunuzu iyileştirmek için, temel harcamalara ve tasarruflara öncelik veren bir bütçe oluşturun, bu da mali durumunuz üzerinde kontrolü yeniden kazanmanızı sağlar. Harcamalarınızı bir ay boyunca takip ederek kesinti yapabileceğiniz alanları belirleyin. Bu farkındalık, daha iyi mali seçimler yapmanıza yardımcı olacaktır.
Olumsuz bir zihniyet, mutsuzluğa önemli ölçüde katkıda bulunabilir. Sık sık işlerin neden yürümeyeceğine odaklanırsanız, hayatın anlarının tadını çıkarmanızı engeller. “Başarı nihai değildir, başarısızlık ölümcül değildir: Önemli olan devam etme cesaretidir.” Sürekli olarak sorunları sızlanmak ve seçmek yerine çözümlere odaklanarak bakış açınızı değiştirin. Her gün takdir ettiğiniz üç şeyi yazdığınız bir şükran günlüğü tutun. Bu basit uygulama, odak noktanızı olumsuzluktan olumluluğa kaydırmanıza yardımcı olabilir.
Karşılaştırma, neşenin hırsızıdır! Sosyal medyanın genellikle hayata dair gerçekçi olmayan bir görüş sunduğu gerçeğinin çok farkındayız ancak yine de tuzağa düşüyoruz, eğer siz de ‘ilgili olma’ döngüsüne takılıp beğenilere, yorumlara ve paylaşımlara göre alakanızı ölçüyorsanız, geriye yetersizlik hissinden başka bir şey kalmayacak ve ardından kamyon dolusu mutsuzluk gelecek.
İnsanların genellikle çevrimiçi hikayelerin yalnızca olumlu taraflarını paylaştıklarını unutmayın. Bunu önlemek için sosyal medya kullanımınızı sınırlayın ve bunun yerine kendi yolculuğunuza ve başarılarınıza odaklanın. Sosyal medyadan düzenli olarak detoks molaları verin ve gerçek hayatta size neşe ve tatmin getiren aktivitelere katılın.GERÇEKTEN MUTLU OLDUĞUNUZ ŞEYLERİ YAPMAMAKEksik olan şeylere çok fazla odaklanmak, mutluluğu engelleyen bir kıtlık zihniyeti yaratabilir. Mutluluğunuzu en önemli önceliğiniz tutun. Dans etmek sizi mutlu ediyorsa bir dans dersine katılın veya dans öğretmeye başlayın, şarkı söylemek sizi mutlu ediyorsa yarışmalara katılın.
Gerçekten zevk aldığınız şeyleri yapmanın önüne yargılanma korkusunun geçmesine asla izin vermeyin.
Bunun dışında, hayatınızda eksik olan şeylere odaklanmak yerine, halihazırda sahip olduğunuz şeylere odaklanın ve bunun için minnettar olun. Her hafta sizi gerçekten mutlu eden aktivitelere zaman ayırın, ister okumak, ister resim yapmak veya arkadaşlarınızla vakit geçirmek olsun.
İnsanlar enerjinizi ve mutluluğunuzu tüketebilir. Burada suçlanması gereken insanların siz değil insanlar olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak gerçek şu ki, çoğu zaman diğer kişinin toksik olduğunun farkındayız ancak ilişki, arkadaş veya iş arkadaşı gibi birçok nedenden dolayı olumsuzlukları görmezden gelip uyum sağlama eğilimindeyiz.
Ayrıca, bu kişiyi bırakırsanız yalnız kalacağınıza dair bir inanç duygusuna takılıp kalmış olabilirsiniz ancak farkına varmadığınız şey, bir süre sonra bu toksik etkilerin öz saygınızı ve hayata genel bakış açınızı etkileyebileceğidir. Tek başınıza yeterli olduğunuzu ve kimseye kanıtlayacak hiçbir şeyinizin olmadığını hatırlamalısınız.
İlişkilerinizi değerlendirin ve hayatınıza olumsuzluk getirenlerden uzak durmayı düşünün. Sizi yükselten ve olumlu büyümeyi teşvik eden destekleyici arkadaşlar arayın.
Birçok insan, terfi almak veya yeni bir ilişkiye başlamak gibi belirli koşullar karşılandığında mutlu olacaklarını düşünme tuzağına düşer. Bu zihniyet, mutluluk için dış koşullara çok fazla vurgu yapar. Sevinci ertelemek yerine, şu anda mutluluğu bulmaya odaklanın. Kendinizi şu ana odaklamanıza yardımcı olmak için meditasyon veya derin nefes egzersizleri gibi farkındalık tekniklerini uygulayın.
Kendi mutluluğunuzun sorumluluğunu alma ve bu küçük değişiklikleri hemen bu andan itibaren yapmaya ve uygulamaya başlama zamanı!
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Magazin

Sosyal Medya Fenomeni Murat Övüç, ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik’ Suçlamasıyla Tutuklandı

Yayımlandı

üzerinde

Sosyal Medya Fenomeni Murat Övüç, ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik’ Suçlamasıyla Tutuklandı

Tarih: 20 Aralık 2025 • Okuma Süresi: 3 dakika| SAAT: 17:00

Sosyal medya fenomeni Murat Övüç, sosyal medya hesabından başörtüsü takarak paylaştığı bir video nedeniyle ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Olay, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın video paylaşımı üzerine resen soruşturma başlatmasıyla başladı. İncelemeler sonucunda, paylaşımın nefret söylemi içerdiği ve toplumsal ayrımcılığı körükleyebileceği değerlendirildi.

 

Soruşturma ve Tutuklama Süreci

Olayın yasal süreci şu aşamalardan oluştu:

· Soruşturmanın Başlaması
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, Murat Övüç’ün sosyal medyada başörtüsü takarak yaptığı video paylaşımını incelemeye aldı. Videonun kamuoyunda tepki çekmesi ve suç unsuru taşıdığı iddiaları üzerine soruşturma başlatıldı.
· Gözaltı ve İfade
Soruşturma kapsamında polis ekipleri tarafından gözaltına alınan Övüç, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Emniyetteki sorgusunda suçlamaları reddettiği öğrenildi.
· Mahkeme Kararı
Nöbetçi sulh ceza hakimliği önüne çıkarılan Övüç hakkında, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçunu işlediğine dair kuvvetli şüphe bulunduğu gerekçesiyle tutuklama kararı verildi. Kararın ardından Övüç cezaevine gönderildi.

Övüç’ten Savunma: “3 Yıl Önceki Paylaşım”

Olayın gündeme gelmesinin ardından Murat Övüç, sosyal medya üzerinden bir açıklama yaptı. Övüç, eleştirilen paylaşımın eski bir içerik olduğunu belirterek, “Allah aşkına yeter. Artık normal davranıyoruz, smokinle çıkıyoruz. Artık insanlara güzel örnek olmak istiyoruz. 3 yıl önceki paylaşımı gündeme getiriyorsunuz, ayıp” ifadelerini kullandı.

Ancak, savcılık soruşturması ve mahkeme, paylaşımın içeriği ve potansiyel etkisi üzerinden hukuki değerlendirmeyi yaparak tutuklama kararını verdi.

Toplumsal Tepkiler ve Hukuki Çerçeve

Uzman Görüşü
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan hukukçular,Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesinde düzenlenen “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçunun, toplumun bir kesimine karşı nefret ve düşmanlığın alenen tahrik edilmesi durumunda gündeme geldiğini hatırlattılar. Sosyal medya paylaşımlarının geniş kitlelere anında ulaşma özelliği nedeniyle, bu tür içeriklerin ceza hukuku kapsamında ağır sonuçları olabileceğinin altını çizdiler.

Sosyal Medyada Yansımalar
Olay,sosyal medya kullanıcıları arasında da iki yönlü bir tartışma başlattı. Bir kesim, ifade özgürlüğü sınırlarına vurgu yaparak hukuki sürecin doğru işlediğini savunurken, diğer bir kesim ise gündemde başka öncelikler olduğuna dair görüşlerini paylaştı.

Soruşturmanın derinleştirilerek sürdürüldüğü öğrenilirken, Murat Övüç’ün yargı sürecinin ilerleyen günlerde devam edeceği bildirildi.

Okumaya Devam Et

Magazin

Ünlü Sanatçı Cansever’den Yürek Burkan Açıklama: “Lösemi Teşhisi Konuldu, Dualarınızı Bekliyorum”

Yayımlandı

üzerinde

Ünlü Sanatçı Cansever’den Yürek Burkan Açıklama: “Lösemi Teşhisi Konuldu, Dualarınızı Bekliyorum”

Haber Tarihi: 17 Aralık 2025, 23:00
Okuma Süresi: 4 dakika

Arabesk müziğin sevilen ismi Cansever, sağlık durumuna ilişkin sevenlerini derinden üzen bir açıklama yaptı. Uzun yıllardır yaşamını sürdürdüğü Almanya’da kendisine lösemi (kan kanseri) teşhisi konulduğunu duyuran sanatçı, tedavi süreci nedeniyle sahnelere ara verdiğini bildirdi.

“Her Şey Çok Güzel Olacak”

Cansever, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı samimi video paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

“Basında da duyduğunuz gibi bana bir lösemi teşhisi konuldu, yani kan kanseri. O yüzden bu paylaşımı yapmak istiyorum. Çok fazla arayan, yazan var; hepsine tek tek cevap veremiyorum. Fakat her şey çok güzel olacak. Almanya’dayım, doktorlarım çok iyi. Cuma günü kemoterapiye başlayacağım. Allah’ın adıyla ve sizin dualarınızla inşallah… Sizi çok seviyorum, dualarınızı bekliyorum”.

Sanatçının, tedavisinin Mülheim an der Ruhr kentindeki Evangelische Krankenhaus’ta devam ettiği ve moralinin yüksek olduğu öğrenildi.

Sahnelere Zorunlu Ara

Açıklamasında, müzik hayatına verdiği bu aranın tamamen tedavi sürecine odaklanmak için olduğunu vurgulayan Cansever, sevenlerinden anlayış ve destek beklediğini iletti. Sanatçı, bu zorlu dönemi güçlü bir inanç ve pozitif bir ruh haliyle karşıladığını belirterek, sahnelere daha güçlü ve sağlıklı bir şekilde dönmeyi hedeflediğini ifade etti.

Cansever Kimdir?

Gerçek adıDzansever Dalipova olan sanatçı, 90’lı yıllardan itibaren kendine has yorumu ve tarzıyla arabesk müzik sahnesinde önemli bir yer edindi. “Ağla Gözbebeğim”, “Sen de Gittin”, “Kime Bu İnat” gibi unutulmaz şarkılarıyla geniş bir hayran kitlesine ulaştı. Cansever, son yıllarda bazı sağlık sorunları nedeniyle ara sıra sahne aldı.

Lösemi (Kan Kanseri) Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Cansever’in mücadelesini verdiği lösemi, kemik iliğinde başlayan bir kan kanseri türüdür. Son yıllarda tıp alanında kaydedilen önemli ilerlemeler, lösemi tedavisinde umut verici sonuçlar doğurmuştur.

Tedavide Çığır Açan Gelişmeler

· Hedefe Yönelik Tedaviler ve İmmünoterapi: 2025 itibarıyla, özellikle akut lenfoblastik lösemi (ALL) gibi bazı türlerde, monoklonal antikorlar ve CAR T-hücre tedavisi gibi yöntemlerle kemoterapi yoğunluğu azaltılabilirken, sağ kalım oranları önemli ölçüde artırılmıştır.
· Kronik Lösemilerde Devrim: Örneğin, Kronik Miyeloid Lösemi’de (KML) kullanılan BCR::ABL1 tirozin kinaz inhibitörleri sayesinde hastaların yaşam beklentisi neredeyse normale yaklaşmış ve bir kısmı ilaç tedavisini bırakabilir hale gelmiştir.
· Yüksek Sağ Kalım Oranları: Güncel tıbbi verilere göre, doğru tedaviyle birçok lösemi alt türünde 5 yıllık sağ kalım oranı %70’in üzerine çıkabilmektedir. Hairy Cell Lösemi, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) ve bazı akut lösemi türlerinde bu oran %80-90’lara ulaşmaktadır.

İstatistiklerle Lösemi

· ABD’de 2025 yılı için tahmini yeni lösemi vakası sayısı 66,890, tahmini ölüm sayısı ise 23,540 olarak belirtilmektedir.
· Lösemi, tüm yeni kanser vakalarının yaklaşık %3.3’ünü oluşturmaktadır.
· Son verilere göre, lösemide 5 yıllık nispi sağ kalım oranı %72’nin üzerindedir. Bu oran, 1970’lerdeki %33’lük oranın iki katından fazladır ve tedavideki ilerlemeyi açıkça göstermektedir.

Sanatçı Cansever, Almanya’da alacağı modern tedavi yöntemleri ve yüksek moraliyle bu süreci atlatacağına olan inancını tekrarlıyor. Tüm sevenleri ve müzik camiası, ünlü sanatçıya acil şifalar diliyor ve dualarının kendisiyle olduğunu iletiyor.

Okumaya Devam Et

Magazin

Güllü’nün oğlu Tuğberk Yağız Gülter’in ifadesi ortaya çıktı: “Annem camlardan korkardı”

Yayımlandı

üzerinde

Güllü’nün oğlu Tuğberk Yağız Gülter’in ifadesi ortaya çıktı: “Annem camlardan korkardı”

Haber Tarihi: 16 Aralık 2025 | ⏱️ Okuma Süresi: 4 dakika| Saat: 23:00

Arabesk müziğinin sevilen sesi Güllü’nün (Gül Tut) şüpheli ölümüne ilişkin soruşturmada kritik bir ifade daha gün yüzüne çıktı. Sanatçının oğlu Tuğberk Yağız Gülter, annesinin “camdan atlayacağım” sözünün kız kardeşi Tuğyan Ülkem Gülter’e ait olduğunu iddia ederken, “Annem camlardan her zaman korkardı” ifadesini kullandı.

Kızının “kasten öldürme” suçundan tutuklandığı soruşturmada müşteki sıfatıyla dinlenen Tuğberk Yağız Gülter, savcılıkta verdiği 4 saatlik ifadede çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Tuğberk Yağız Gülter’den Savcılıkta Çarpıcı İfadeler

Güllü’nün oğlu, Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Duygu Bayar Öksüz tarafından alınan ifadesinde olay gecesi ve aile ilişkilerine dair önemli detayları anlattı.

Tuğberk Yağız Gülter’in ifadesinden öne çıkan iddialar şunlar:

· “Atacağım” Sözü Kime Ait? Tuğberk Yağız, “Annem camlardan her zaman korkardı, ‘Atacağım’ sözü ablama ait” dedi.
· Kız Kardeşi Hakkındaki Şüpheleri: Savcının, “Tuğyan, erkek arkadaşı Kervan için anneni öldürebilir mi?” sorusuna yanıtı, “Vebal almak istemiyorum ama Kervan için her şeyi yapabilir” oldu. Ablasını “ilişki konusunda zayıf karakterli” olarak nitelendirdi.
· Olay Anına İlişkin Görüşü: Evin laminant zemininin çok kaygan olduğunu ve daha önce de annesiyle birlikte bu yüzden düştüklerini belirtti. “Annemin alkolün de etkisiyle camı açmak istediği sırada ayağının kayıp düşmüş olabileceğini düşünüyorum” ifadesini kullandı.
· Şikayetçi Olma Koşulu: “Annem bir cinayete kurban gitti ise bu işle alakası olan herkesten şikayetçiyim ama şayet ablamın bu olayla alakası yoksa şikayetçi değilim” dediği öğrenildi.

Soruşturmada Son Durum: Kızı Tutuklu, Tek Tanık Ev Hapsinde

Soruşturmada önemli gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Güllü’nün 52 yaşında hayatını kaybettiği 26 Eylül’den bu yana süren soruşturmada:

· Kızı Tutuklandı: Sanatçının kızı Tuğyan Ülkem Gülter, “kasten öldürme” şüphesiyle 13 Aralık’ta tutuklandı.
· Arkadaşının İfadesi: Olay anında evde bulunan ve Gülter’in arkadaşı olan Sultan Nur Ulu ise ev hapsine çarptırıldı. Ulu, mahkemede verdiği ifadede, “Tuğyan’ın arkadan annesinin kalçasının altından bacaklarına doğru sarılarak hafif kendisine, hafif yukarıya doğru çektiğini gördüm. Tuğyan annesini o şekilde çektikten hemen sonra annesi düştü” iddiasında bulundu.
· Kaçma Girişimi: İddialara göre, Tuğyan Ülkem Gülter ile Sultan Nur Ulu, ülkeden ayrılmaya çalışırken 10 Aralık’ta gözaltına alınmıştı.
· Dijital Deliller: Soruşturma kapsamında, Tuğyan Ülkem Gülter’in yakın arkadaşı Bircan Dülger, savcılıkta verdiği ifadede, Gülter’in annesi için “N’olur bir şey yap, bu kadın ölsün” yazılı mesajlar attığını ve olaydan sonra “Ben yaptım ama çok pişmanım” dediğini öne sürdü.

Aile İçi Gerilimler ve Kamuoyuna Yansımalar

Olay, aile içindeki gerilimleri de gözler önüne serdi. Güllü’nün eski eşi ve çocuklarının babası Gürol Gülter, bir televizyon programında çocuklarıyla ilgili iddialar için “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” ifadesini kullandı.

Ayrıca, Güllü’nün avukatlarından Mert Erdoğan, Tuğyan Ülkem Gülter’in şüpheli sıfatıyla gözaltına alınması üzerine savunma vekilliğinden çekildiklerini açıkladı. Erdoğan, “Fakat bu Tuğyan’ın suçlu olduğu anlamına gelmesin, masum olduğu anlamına da gelmesin” diyerek dikkatli bir açıklama yaptı.

Öte yandan, bazı uzmanlar ve sosyal medya kullanıcıları, güvenlik kamerası kayıtlarındaki sesler üzerinden analizler yapıyor. Kayıtlara yansıdığı iddia edilen “Hadi görüşürüz bay bay” gibi ifadeler ve bağrışmalar, kamuoyunda olayın bir kaza mı yoksa kasten mi işlendiği konusundaki tartışmaları alevlendiriyor.

Öne Çıkan Gelişmeler:

· Oğul’un İddiası: “Annem camlardan korkardı, ‘atacağım’ sözü kız kardeşime ait.”
· Kızın Arkadaşının Tanıklığı: “Tuğyan’ın annesini pencereden çektiğini gördüm.”
· Olay Yeri İncelemesi: Zeminin kaygan olduğu ve camın bel hizasında tam açılır olduğu belirtiliyor.
· Yakın Çevre İfadesi: Kızın annesine “bu kadın ölsün” diye mesaj attığı iddia edildi.
· Adli Süreç: Kız kardeş tutuklandı; olaydaki tek görgü tanığı ev hapsinde.

Soruşturma, Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafıından titizlikle yürütülüyor. Savcı Duygu Bayar Öksüz, “Somut delillerle karşılarına çıkmamız gerekirdi. Ayrıntılı bir çalışmanın eseri” ifadelerini kullanarak delil toplama sürecinin önemine dikkat çekti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar