Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Oruç başlangıç ve bitiş tarihi 2025: Ramazan ayı ne zaman başlayacak, kaç gün sürecek? (İlk teravih, sahur ve oruç günü)

Yayımlandı

üzerinde

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Halit Çalış yaptığı açıklamada “ Dini ibadetlerin zaman dilimlerinin belirlenmesinde hicri takvimin esas alındığına dikkati çeken Çalış, “Orucun başlangıcı ve bitişi ramazan ayında olur.

Ramazan ayı da hicri takvimde yer alan aylardan birisidir. Aynı zamanda ay takvimi olan hicri takvim, miladi takvime göre 10-11 gün kısadır. Bu yüzden bir yıl 354 gündür. Böyle olunca ramazan ayı her yıl 10-11 gün daha erkene gelir. Dolayısıyla ramazan orucunun bazen 29, bazen 30 gün olarak tutulması bundan kaynaklanır.” bilgisini paylaştı.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Fatih’te “Böcek” ailesinin ölümüyle ilgili yeni gelişme: 4 kişi tutuklandı, 3 kişiye adli kontrol

Yayımlandı

üzerinde

Fatih’te “Böcek” ailesinin ölümüyle ilgili yeni gelişme: 4 kişi tutuklandı, 3 kişiye adli kontrol

Yayın: 19 Kasım 2025 — Saat: 22:30 | Okuma süresi: 3 dakika

İstanbul Fatih’te otelde konaklayan ve daha sonra yaşamını yitiren Böcek ailesine ilişkin yürütülen soruşturmada mahkeme, otel çalışanı ve ilaçlama firması personeli ile şirket sahibini “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçlamasıyla tutukladı; otel sahibi ve bazı çalışanlar adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Adli Tıp ön raporu, oteldeki ortamdan kaynaklı kimyasal zehirlenmesini öncelikli ihtimal olarak belirliyor.


Ne oldu? (Kısa maddeler halinde)

  • Mahkeme kararıyla M.M.U.D.C. (otel çalışanı), Z.K. (ilaçlama şirketi sahibi) ile S.K. ve D.C. (ilaçlama şirketi çalışanları) tutuklandı

  • H.O. (otel sahibi) hakkında ev hapsi (konutu terk etmeme) ve yurt dışına çıkış yasağı, R.B. (otel çalışanı) ve simitçi M.K. için ise adli kontrol (imza, yurt dışı yasağı vb.) uygulandı/serbest bırakıldılar.

  • Savcılık iddialarına göre şüpheliler hakkında “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan işlem yapıldı ve tutuklama talepleri mahkemece kabul edildi.

  • Adli Tıp Kurumu’nun ön raporunda, ailenin kaldığı odadaki havalandırma eksikliği ve ortamda maruz kalınan kimyasal maddelerin ön plana çıktığı; gıda zehirlenmesi olasılığının daha düşük görüldüğü ifade edildi. Kesin rapor için laboratuvar analizleri sürüyor.

  • Soruşturma kapsamında otelin ilaçlandığı, iddialara göre ilaçlama yapan firmanın yetkisiz/izinsiz faaliyette bulunduğu ve ilaçlama sırasında kullanılan maddelere ilişkin kayıtların incelendiği belirtildi. İlaçlama yapan personelin ifadesinde “her zamanki gibi iki ayrı ilaç kullandım” dediği aktarıldı


Olayın kronolojisi (belirgin tarihler)

  • 9 Kasım 2025: Almanya’dan gelen Böcek ailesi İstanbul’a giriş yaptı.

  • 11–12 Kasım 2025: Otelde bazı odaların ilaçlandığı, ailede mide bulantısı, kusma gibi şikâyetlerin başladığı ve 12 Kasım’da ailenin hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

  • 13–17 Kasım 2025: Anne ve iki çocuk ile daha sonra baba yoğun tedavi süreci sonunda yaşamını yitirdi (çocukların ve annenin ölüm tarihleri ile babanın vefatı kaynaklarda kronolojiye göre bildirildi). Kesin tarihler ve raporlar Adli Tıp’ın tamamlayacağı incelemeyle netleşecek.


Soruşturmada öne çıkan noktalar

  1. İlaçlamanın yetkisiz olduğu iddiası: İl Sağlık Müdürlüğü ve soruşturma belgelerine göre, odayı ilaçlayan firmanın gerekli izin/sertifikalara sahip olmadığı yönünde bulgular bulunuyor; bu unsur tutuklama taleplerinin merkezinde yer aldı.

  2. Adli Tıp ön raporu: İlk değerlendirmede “oteldeki kimyasal ortama maruziyet” öncelikli olasılık olarak yer aldı; kesin neden laboratuvar sonuçlarıyla netleşecek.

  3. Şüphelilerin ifadeleri: İlaçlamayı yapan kişinin ifadesinde kullandığı ilaç sayısını ve uygulama şeklini belirtmesi, soruşturmanın teknik yönüne ağırlık verdi.


Hukuki süreç ve beklentiler

Savcılık soruşturması devam ederken mahkemece verilen tutuklama ve adli kontrol kararları yargı sürecinin başlangıcı niteliğinde. Kesin ölüm nedenleri ve olayın sorumluluk dağılımı, Adli Tıp’ın laboratuvar analizleri ve delil-soruşturma ayrıntılarına göre şekillenecek; eksik ya da çelişkili delil olması halinde savunma ve soruşturma yönleri karşılıklı olarak tartışılacak.


Fatihdoganmedya Notu

Bu haber, yürütülen resmi soruşturma ve Adli Tıp raporlarının açıklandığı resmi/medya kaynaklarının bildirdiklerine dayanarak hazırlanmıştır. Mahkeme süreci devam ettiği için “şüpheli” ve “iddia” terimleri hukuki hassasiyetle kullanılmıştır. Gelişmeleri takip edip, resmi belgeler doğrultusunda güncelleme yapacağız.

Okumaya Devam Et

Gündem

Namibya Yüksek Mahkemesi “Almanya’yı davaya ekleme” talebini REDDETTİ

Yayımlandı

üzerinde

Namibya Yüksek Mahkemesi “Almanya’yı davaya ekleme” talebini REDDETTİ

Yayın Tarihi: 19 Kasım 2025 — Saat: 16:05 (GMT+3) — Okuma Süresi: 3 dakika

Namibya’nın Windhoek Yüksek Mahkemesi, 1904–1908 Ovaherero ve Nama soykırımını tanıyan 2021 tarihli ortak bildirinin yasallığını tartışan davada Federal Almanya Cumhuriyeti’ni davaya taraf (respondent) olarak ekleme talebini reddetti. Mahkeme, 2021 bildirisinin “nihai” bir karar teşkil etmediğini ve Almanya’nın şu aşamada davaya resmen dahil edilmesinin uygun olmadığına hükmetti


Kararın özeti ve gerekçesi

Windhoek Yüksek Mahkemesi’nden (Full Bench) okunan kararda, davacıların Almanya’yı “resmen” sorumlu tutup tazminat ve hukuki sonuçlar doğuracak bir karar çıkarmak amacıyla Federal Cumhuriyeti sürece dahil etme isteği reddedildi. Hakim Beatrix de Jager tarafından okunan hükümde, 2021’de Namibya ve Almanya arasında imzalanan ortak bildirinin henüz nihai bir işlem olmadığı; dolayısıyla Almanya’nın şu aşamada davaya doğrudan davalı olarak eklenmesinin hukuken erken olduğu belirtildi.

Neydi bu 2021 bildirisi?

Haziran 2021’de Almanya ve Namibya hükümetleri bir ortak bildiri yayınlayarak, 1904–1908 dönemi olaylarını bugünün tarihsel perspektifiyle “soykırım” olarak nitelendirmiş; Almanya siyasal ve tarihsel sorumluluğu kabul etmiş, fakat bunun kapsamını “uzlaşma ve geliştirme” ekseninde tanımlamıştı. Bildiri, mağdur toplulukların temsilcileriyle yürütülen müzakereler, tazminat ve yöntem konusunda tartışma konusu olmaya devam ediyor.

Mahkeme ne dedi — hukuki sonuçları neler olabilir?

Mahkeme, davanın esasını — 2021 bildirisinin “yasa dışı” ilan edilmesi talebini — halen inceleyebileceklerini saklı tuttu; ancak Almanya’yı doğrudan davaya davet etmek yerine, davanın öncelikle Namibya iç hukukunda ve hükümetin aldığı kararlarda çözümlenmesi gerektiğine işaret etti. Bu karar, uluslararası devletler hukukundaki egemen dokunulmazlık (sovereign immunity) ilkeleri ve devletlerin yargı karşısındaki statüsü bakımından bağlayıcı emsal teşkil edebilir

Tepkiler ve bağlam

  • Ovaherero ve Nama toplulukları ile bazı muhalif siyasetçiler, 2021 anlaşmasının mağdurların temsilcileriyle yeterince müzakere edilmeden imzalandığını ve doğrudan tazminata yönelik taleplerin gerektiğini savunuyor. Bu kesimler mahkeme kararını hayal kırıklığıyla karşıladı.

  • Almanya, tarihsel sorumluluğu tanımış; 2021’de sözcüklere dökülen kabulün ardından kalkınma projeleri için yaklaşık 1,1 milyar euro taahhüdünde bulunmuştu. Ancak bu paket, mağdur temsilcileri tarafından “tazminat” yerine “kalkınma yardımı” olarak nitelendirilmiş ve eleştirilmişti.

Neden önemli?

Bu dava, koloniyal dönem suçlarının günümüz hukukunda nasıl ele alınabileceği, devletler arası anlaşmaların iç hukuk önünde hangi bağlayıcılığa sahip olacağı ve mağdur toplulukların tazminat taleplerinin hangi forumlarda sonuç alabileceği bakımından kritik bir örnek teşkil ediyor. Mahkemenin Almanya’yı şu aşamada davaya almama kararı, ileride açılacak benzer davalar açısından tartışmalı bir emsal oluşturabilir.


Arka plan (kısa)

1904–1908 yıllarında Alman Güneybatı Afrikası’nda (bugünkü Namibya) Ovaherero ve Nama halklarına yönelik katliamlar, geniş çaplı zorla göç ettirme, toplama kampları, ölüm yürüyüşleri ve ırkçı tıbbi/antropolojik uygulamalar içeriyordu. Tarihçiler ve Birleşmiş Milletler raporları, bu olayları 20. yüzyılın erken soykırım örneklerinden biri olarak değerlendiriyor. Almanya 2021’de resmi olarak “soykırım” tanımını kullanmıştı; buna karşın biçim ve tazminat konusu çözülmüş değil.


Ne olacak şimdi?

Davacılar, mahkemenin esas hakkındaki değerlendirmesini bekleyebilecek; ayrıca hukuki stratejilerini revize ederek hem ulusal hem de uluslararası mecralarda yeni girişimlerde bulunabilirler. Almanya’nın bu süreçte doğrudan bir taraf olmaması, uluslararası hukuk yoluyla doğrudan tazminat arayışlarını zorlaştırıyor; ancak diplomasi, kamuoyu baskısı ve uluslararası kuruluşlar aracılığıyla farklı yollar denenebilir.

Okumaya Devam Et

Gündem

İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılarda 25 Filistinli yaşamını yitirdi

Yayımlandı

üzerinde

İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılarda 25 Filistinli yaşamını yitirdi

Tarih / Saat: 19 Kasım 2025, 21:30 (TSİ)
Okuma süresi: 3 dakika
Yazar: FatihDoganMedya Haber Merkezi

Gazze Şeridi’nde bugün öğleden sonra gerçekleşen İsrail hava ve topçu saldırılarında sağlık yetkililerine göre en az 25 Filistinli hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı. Saldırılar, Ekim ayındaki ateşkesin ardından bölgede artan gerilim içinde meydana geldi.


Detaylar

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın ilk açıklamasına göre, saldırılarda ölenler arasında kadın ve çocukların da bulunduğu; yaralı sayısının onlarca olduğu bildirildi. Yaralıların bir kısmının durumunun ciddi olduğu aktarılıyor. Sağlık kurumları ölü ve yaralıların yerel hastanelere sevk edildiğini belirtt

İsrail ordusunun açıklamasında ise hedeflerin “Hamas mevzileri ve ateşkese yönelik ihlaller” olduğu öne sürüldü. Bazı kaynaklar saldırıların Gazze City’nin Zeitoun ve Şecaiya (Shejaia) mahalleleri ile güneyde Khan Younis çevresinde yoğunlaştığını bildirdi.

Ateşkesin sağlandığı 10 Ekim sonrası dönemde de zaman zaman şiddetli karşılıklı saldırıların yaşandığı, bu yeni saldırıların ise bölgedeki kırılgan truce (ateşkes) düzenini zayıflattığı yorumları yapılıyor. Uluslararası gözlemciler ve insani yardım kuruluşları, sivillerin hedef alınmasına dair endişelerini tekrarladı.


Tanıklıklar ve insani durum

Gelen görüntü ve tanıklıklarda, vurulan alanlarda sivillere ait evlerin ve yer yer yerinden edilmiş ailelerin barındığı yapılarda hasar olduğu belirtildi. Sağlık yetkilileri, yaralılara acil müdahale gerektiğini, hastanelerin yoğunluk yaşadığını aktarıyor. Bölgedeki insani yardım trafiği ise saldırılar nedeniyle zorluk yaşıyor.


Uluslararası tepki ve son durum

Olayla ilgili olarak Birleşmiş Milletler yetkilileri ve bazı ülke temsilcileri saldırıların derin endişe yarattığını açıkladı; ateşkes garantörleri arabuluculuk çabalarını sürdürdüklerini belirtiyor. Bölgede gerginliğin sürmesi, insani yardımın ulaştırılmasını daha da zorlaştırma riski taşıyor.


Arka plan (kısa)

Ekim ayından itibaren ilan edilen ateşkes, bölgedeki şiddeti düşürmüş olsa da zaman zaman ihlaller kaydedildi. Uzun süreli barış için henüz somut sonuçların alınamadığı, iki taraf arasındaki güvensizliğin devam ettiği ifade ediliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar