Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

İş Dünyası

Yangın Sınavını Geçemeyen İşletmeye Ruhsat Yok: İşyeri Açma Kuralları Radikal Değişti

Yayımlandı

üzerinde

Yangın Sınavını Geçemeyen İşletmeye Ruhsat Yok: İşyeri Açma Kuralları Radikal Değişti

Tarih: 12 Aralık 2025
Okuma Süresi:4 dakika-saat: 08:00

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, işyeri açma ve çalışma ruhsatlarına ilişkin yönetmelikte köklü değişiklikler yaptı. Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren düzenlemeyle, otel ve pansiyon gibi konaklama tesislerinin tamamında ruhsat alma şartları sıkılaştırılırken, merdiven altı faaliyet gösteren halı yıkamacılar için de yeni standartlar getirildi. Artık itfaiye raporu olmayan işletmelere ruhsat verilmeyecek.

Değişiklik, belediyelerin ruhsat verme süreçlerini hızlandırmak için Bakanlığa yetki devri de içeriyor. Mevzuata uygun başvuruları iki ay içinde sonuçlandırmayan belediyelerin yerine, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı devreye girerek resen ruhsat düzenleyebilecek.

Konaklama Tesislerinde İtfaiye Raporu Zorunluluğu Netleşti

Yeni düzenlemenin en dikkat çeken maddesi, tüm konaklama tesisleri için yangın güvenliği şartlarını netleştirmesi oldu. Uygulamada yaşanan tereddütleri ortadan kaldırmak için, otel, motel, pansiyon, dağ evi ve tatil köyü gibi tesislerin tamamında yapı kullanma izin belgesi ve itfaiye raporu alınması artık zorunlu hale getirildi.

Bu tesisler için getirilen yeni fiziki standartlar şöyle:

· Kaplama malzemeleri: Dış cephe, iç duvar, zemin, tavan ve çatı kaplamalarının bakımlı ve nitelikli olması zorunlu.
· Isıtma ve havalandırma: Isıtmanın merkezi sistem veya klima ile sağlanması ve tüm mekanlarda yeterli doğal/mekanik havalandırma bulunması gerekiyor.
· Asansör zorunluluğu: Müşterinin ineceği veya çıkacağı kat sayısı üçten fazla olan binalarda müşteri asansörü yapılması şartı getirildi.
· Oda düzeni: Yatak odalarında mutfak veya mutfak nişi düzenlenmesi yasaklandı.

Turizmde Yeni Tanımlar ve Airbnb Kuralları

Yönetmelik, turizm sektöründeki çeşitlenmeyi de yasal çerçeveye oturttu. “Konaklama yeri” tanımı genişletilerek ilk kez tatil köyü, kırsal turizm tesisi, mobil ev, konaklama amaçlı mesire yeri, konaklamalı orman parkı ve lüks çadır (glamping) gibi kavramlar eklendi.

Turizm amaçlı kiralanan konutlar (Airbnb) için ise getirilen yeni kurallar, sitelerde ve apartmanlarda oy birliği şartı getiriyor. Düzenlemeye göre:

· Aynı kiraya veren adına, aynı binada 5’ten fazla bağımsız bölüm kiralanıyorsa işyeri ruhsatı alınması zorunlu.
· Bir binadaki bağımsız bölümlerin en fazla %25’i aynı kişi adına kiralanabilecek.
· İşyeri açmak için, faaliyet gösterilecek binanın kat maliklerinin oy birliği ile karar alması gerekecek. Faaliyet bir site içindeyse, tüm sitenin kat maliklerinin oy birliği şartı aranacak.

Halı Yıkama Yerleri ve Güzellik Salonlarına Standart

“Merdiven altı” olarak tabir edilen sektörler de yeni düzenlemeden nasibini aldı. Özellikle halı yıkama yerleri için getirilen kurumsal standartlar, sektörde büyük bir dönüşümü beraberinde getirecek.

Halı yıkama yerleri için yeni şartlar:

· Alan: İşyerinin 250 metrekareden az olmaması gerekiyor.
· Teknik ekipman: Kazan tipi santrifüj, rulo tipi santrifüj ve halıdan su uzaklaştırma sistemi (vakum) bulunması zorunlu.
· Kurutma ve atık su: Toz ve güneşten korunaklı açık alan askı sistemi ve ısı yalıtımlı kapalı kurutma odası şartı getirildi. Ayrıca, en az 2 ton kapasiteli su deposu ve 1 metreküp kapasiteli atık su çökeltme havuzu yapılması gerekecek.
· Bilişim sistemi: Sipariş alma ve kayıt takibi için uygun bir bilişim sistemi (bilgisayar, tablet vb.) bulundurulacak.

Güzellik salonları için ise epilasyon gibi işlemlerde kullanılan cihazların güvenliği ön planda tutuldu. Buna göre, bu cihazların spektrofotometre ve lazer güç ölçümü raporlarının, TSE-HYB belgeli yetkili servislerden veya muayene kuruluşlarından alınmış olması zorunlu hale getirildi.

Belediye Geciktirirse Bakanlık Devrede

Yatırımcıların uzun süredir şikayet ettiği “ruhsat başvurularının belediyelerde bekletilmesi” sorununa da yönetmelik değişikliği ile çözüm bulundu. Buna göre, tüm şartları taşıyan ve mevzuata uygun bir başvuru, ilgili belediye tarafından iki ay içinde sonuçlandırılmazsa, işletmeci Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvurabilecek.

Bakanlık, belediyenin gerekçelerini yetersiz bulursa, resen işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenleyecek. Bu süreçte başvuru, inceleme ve ruhsat düzenleme işlemleri Bakanlığın il müdürlükleri tarafından yürütülecek. Ancak, denetim sorumluluğunun yine belediyede kalacağı belirtiliyor.

Öte yandan, yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik etmek amacıyla Güneş Enerji Santralleri (GES) nin tamamı ruhsatlandırmayı kolaylaştırmak için 3. sınıf gayrisıhhi müessese olarak sınıflandırıldı. Jeotermal sera tesisleri ise üretimi artırmak amacıyla 2. sınıf kapsamına alındı.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İş Dünyası

İş Yeri Ruhsatlarında Devrim Gibi Karar: Anayasa Mahkemesi Zorunlu Turizm Belgesini İptal Etti

Yayımlandı

üzerinde

İş Yeri Ruhsatlarında Devrim Gibi Karar: Anayasa Mahkemesi Zorunlu Turizm Belgesini İptal Etti

11 ARALIK 2025 SAAT 14:00

İşletmeler için yeni bir dönem başlıyor. Konaklama ve plaj tesislerini on yılı aşkın süredir zorunlu kılan turizm işletme belgesi şartı, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Karar, 24 Aralık 2025’te yürürlüğe girecek.

İstanbul, 11 Aralık 2025 — İş yeri açma ve çalışma ruhsatlarına ilişkin düzenlemelerde, özellikle turizm sektörünü derinden etkileyecek köklü bir değişiklik yaşandı. Anayasa Mahkemesi, konaklama ve plaj tesisleri için zorunlu olan “turizm işletme belgesi” alma şartını ve bu belgeyi almayan işletmelerin ruhsatlarının iptal edilmesini öngören hükümleri, Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti.

Bu kararla birlikte, sadece iş yeri açma ve çalışma ruhsatı bulunan tesislerin faaliyetlerini sürdürebilmesinin önü açıldı.

 Yargıdan Tarihi Karar: İşletme Özgürlüğüne Anayasal Güvence

Anayasa Mahkemesi’nin 17 Ekim 2024 tarihli kararı, Turizmi Teşvik Kanunu’nun 5. maddesinin 7. fıkrasını esas aldı. İptal edilen hüküm, belirli süreler içinde turizm işletme belgesi alamayan konaklama ve plaj tesislerinin, iş yeri açma ve çalışma ruhsatlarının iptal edilerek faaliyetlerine son verilmesini öngörüyordu.

İptalin Hukuki Gerekçeleri

Mahkeme, kararını iki temel anayasal ilkeye dayandırdı:

· Hukuki Belirlilik İlkesi: Kanunda, turizm işletme belgesinin asgari standartlarının, denetim kriterlerinin ve aranan somut şartların açıkça düzenlenmemiş olması, bu yetkinin tamamen idarenin takdirine bırakılması, hukuki belirlilik ilkesinden sapma olarak değerlendirildi.
· Özel Teşebbüs Kurma Hürriyeti: İşletmelerin hangi niteliklere sahip olacağı ve hangi ölçütlere göre değerlendirileceği konusundaki belirsizliğin, Anayasa’nın 48. maddesinde güvence altına alınan özel teşebbüs kurma hürriyetini orantısız bir şekilde kısıtladığına hükmolundu.

 İptal Kararının Yürürlüğe Gireceği Tarih ve Geçiş Süreci

Anayasa Mahkemesi’nin bu iptal kararı, Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten 9 ay sonra, yani 24 Aralık 2025 tarihinde yürürlüğe girecek.

· 24 Aralık 2025 öncesi: Mevcut durumda, tüm konaklama ve plaj tesislerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan turizm işletme belgesi alması zorunluluğu devam etmektedir.
· 24 Aralık 2025 sonrası: Eğer yasama organı (TBMM) bu süre zarfında Mahkeme’nin iptal gerekçelerini dikkate alan yeni bir düzenleme yapmazsa, turizm işletme belgesi alma zorunluluğu kendiliğinden ortadan kalkacak. Bu durumda, işletmeler yalnızca iş yeri açma ve çalışma ruhsatları ile faaliyet gösterebilecek veya faaliyete başlayabilecek.

 Turizm Sektörü ve Diğer İş Yerleri İçin Ne Değişiyor?

Bu karar, başta otel, apart, motel, pansiyon ve plaj tesisleri olmak üzere geniş bir işletme grubunu doğrudan ilgilendiriyor.

Konaklama ve Plaj Tesisleri İçin:

· İşletmeler, faaliyetlerini sürdürmek için Bakanlıktan ayrıca bir “turizm işletme belgesi” alma ve bu belgenin getirdiği ek yükümlülükleri taşıma zorunluluğundan kurtulma imkanına kavuşacak.
· Karar, faaliyetlerini yalnızca iş yeri ruhsatıyla sürdüren tesislerin önünü açarken, “turizm işletme belgesi”ne sahip olmanın sağladığı sınıflandırma (5 yıldızlı, 4 yıldızlı vb.) ve pazarlama avantajlarının geleceği konusunda soru işaretleri doğuruyor.

Diğer Tüm İş Yerleri İçin Genel Durum:
Karar,turizm sektörüne özgü olsa da, iş yeri açma ve çalışma ruhsatlarına ilişkin genel düzenlemelerde de benzer anayasal ilkelerin geçerli olduğuna işaret ediyor. Mevcut sistemde, iş yerlerinin açılması ve faaliyete geçmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ilgili belediyelerden alınan çeşitli izin, ruhsat ve belgelere (imar durumu, yangın güvenliği, çevre izni, sağlık raporu, vergi levhası vb.) ihtiyaç duyulmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, idarenin tüm ruhsat ve izin süreçlerinde hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalması gerektiğini bir kez daha vurgulamış oldu.

 İşletmeciler ve Yatırımcılar İçin Kritik Uyarılar

1. Mevcut Yükümlülükler Devam Ediyor: Kararın yürürlüğe gireceği 24 Aralık 2025 tarihine kadar, turizm işletme belgesi alma zorunluluğu ve ilgili mevzuat geçerliliğini korumaktadır. Bu süreye uyum sağlamak esastır.
2. Yeni Düzenleme İhtimali: Yasama organının, Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçelerini dikkate alarak yeni bir yasal düzenleme yapma ihtimali bulunmaktadır. Sektör temsilcileri ve işletmecilerin bu olasılığı göz ardı etmemesi gerekiyor.
3. Hukuki Danışmanlık: Bu değişiklikten etkilenen tüm işletme sahiplerinin, süreci takip etmek ve yükümlülüklerini netleştirmek için hukuki danışmanlık almaları önemle tavsiye edilir.

Öne Çıkanlar: Kısa Kısa Değişiklikler

· Güvenli Turizm Sertifikası Zorunluluğu: Bu karardan farklı olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı, 30 oda ve üzeri tüm konaklama tesisleri için “Güvenli Turizm Sertifikası” alma zorunluluğunu sürdürmektedir. Bu, özellikle sağlık ve hijyen standartlarına ilişkin bir belgedir.
· Turizm Amaçlı Konut Kiralama: Turizm amaçlı konut kiralama faaliyetlerine yönelik izin belgesi başvurularında, yönetim şirketinin yetkilendirilmesine dair kat mülkiyeti kurulu kararı gibi belgeler istenmeye devam etmektedir.

Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, Türkiye’deki iş yeri açma ve çalıştırma rejiminde önemli bir dönüm noktasına işaret ediyor. Karar, sektörde uzun süredir devam eden bir uygulamayı anayasal zeminde değiştirerek, hem işletmeciler hem de yatırımcılar açısından yeni bir dönemin kapısını araladı.

Okumaya Devam Et

İş Dünyası

İKİ HOLDİNGE KAYYUM: Investco ve Hat Holding’in mal varlıklarına el konuldu — TMSF yönetimi devraldı

Yayımlandı

üzerinde

İKİ HOLDİNGE KAYYUM: Investco ve Hat Holding’in mal varlıklarına el konuldu — TMSF yönetimi devraldı

05 Kasım 2025 — 10:15 (İstanbul) · Okuma süresi: 4 dakika

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü sermaye piyasası ve kara para aklama soruşturması kapsamında Investco Holding A.Ş. ile Hat Holding A.Ş.’nin tüm mal varlıklarına tedbiren el konuldu. İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği, söz konusu şirketlere Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)’nu kayyum olarak atadı. Soruşturma kapsamında mali tablo ve KAP beyanlarıyla piyasa müdahalesi, borsada manipülasyon ve örgütlü usulsüzlük iddiaları bulunuyor.


Ne oldu? (Kısa anlatım)

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma sonucunda, İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin 4 Kasım 2025 tarihli kararıyla Investco ve Hat Holding’in mal varlıklarına el konuldu; yönetim ve el konulan payların idaresi TMSF’ye verildi. Kararda; “Sermaye Piyasası Kanunu’na muhalefet”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “suçtan elde edilen mal varlığını aklama” iddialarının bulunduğu belirtildi. Soruşturmanın mali boyutu ve kapsamı nedeniyle süreç gizlilik ilkesiyle yürütülüyor.


İddiaların özeti — neler araştırılıyor?

Savcılığın iddialarına göre soruşturma; şirketlerin mali tablolarında manipülasyon, KAP üzerinden asılsız bildirimlerle piyasa hareketleri yaratma, birlikte hareket ederek alım-satım ile fiyat yükseltici/düşürücü işlemler gerçekleştirme gibi eylemleri içeriyor. Buna ek olarak kara para aklama iddiaları ve örgütlü yapı iddiası da incelemeye dahil edildi. Bu iddialar soruşturmanın merkezinde yer alıyor; kesin bir yargı kararı henüz yok.


Bu iki holdingin piyasa büyüklüğü ne kadar — gerçekten “milyarlarca lira” mı?

Evet. Hem Investco’nun hem de Hat-San (Hat Holding’in halka açık iştiraki) borsada işlem gören şirketlere sahip; piyasa değerleri milyarlarca TL mertebesinde. Örnek olarak:

  • Investco Holding (INVES) — piyasa değeri olarak çeşitli veri kaynaklarında yaklaşık ~59 milyar TL civarında gösteriliyor.

  • Hat-San / Hat Holding grubuna bağlı halka açık şirketler (HATSN vb.) — piyasa değeri kaynaklara göre ~10 milyar TL seviyelerinde raporlanıyor.

Bu nedenle “milyarlarca liralık halka açık şirketlere sahip” tanımı yerinde ve piyasa açısından da hissedilir bir büyüklüğü ifade ediyor.


Yatırımcılar ve piyasa etkisi

Kayyum ve el koyma haberleri Borsa İstanbul’da ilgili hisselerde sert fiyat hareketleri ve işlem hacminde değişimlere yol açtı. Savcılık ve TMSF’nin açıklamaları sonrası yatırımcı ve aracı kurumların işlem pratikleri ile ilgili belirsizlikler arttı; düzenleyici kurumların ek açıklamaları izleniyor. TMSF’nin kayyum olarak ataması, hukuki süreç tamamlanana dek şirketlerin mali kayıtlarının korunmasını ve küçük yatırımcıların haklarının gözetilmesini amaçlıyor.


Önceki gelişmeler — bu bir ilk mi?

Hayır. Investco hakkında daha önce de (Eylül 2025) sermaye piyasası işlemlerine ilişkin soruşturmalar ve eş zamanlı operasyonlar düzenlenmiş; bazı yöneticiler gözaltına alınmıştı. Bu son hamle, o soruşturmaların derinleşmesi ve yeni deliller ışığında genişleyen soruşturmanın bir parçası olarak değerlendiriliyor.


TMSF ne yapacak? Süreç nasıl ilerler?

TMSF kayyum sıfatıyla, mahkeme kararı gereği el konulan payların yönetimini üstlenecek; mali kayıtların korunması, şirket operasyonlarının sürekliliğinin sağlanması ve yatırımcı menfaatlerinin korunması öncelikleri arasında yer alacak. Hukuki süreç, savcılık soruşturması, iddianame ve olası dava süreçleriyle ilerleyecek; bu süreçler tamamlanana kadar TMSF yönetime devam edecek.

Okumaya Devam Et

İş Dünyası

Amerika bu olayı konuşuyor: Milyoner finansçının “işkence odası” ve kadınlara uyguladığı ŞİDDET iddiaları

Yayımlandı

üzerinde

Amerika bu olayı konuşuyor: Milyoner finansçının “işkence odası” ve kadınlara uyguladığı ŞİDDET iddiaları

Yayın Tarihi: 26 Eylül 2025 • Saat: 22:30 (TSİ)
Okuma süresi: ~4 dakika

New York merkezli emekli finansçı Howard Rubin ve eski asistanı Jennifer Powers, kadınları seyahat ettirip Manhattan’daki lüks bir penthouse’da “işkence odası” olarak tanımlanan ses yalıtımlı bir odaya götürüp şiddet uyguladıkları ve seks ticareti yaptıkları iddiasıyla federal bir iddianameyle suçlandı. Savcılık, olayların 2009–2019 yılları arasında gerçekleştiğini ve mağdurların bazılarının ekonomik olarak savunmasız olduğu ya da geçmişte travma yaşadığı̀nı belirtiyor.


Olayın kısa kronolojisi ve iddialar

Federal iddianameye göre Rubin (70) ile Jennifer Powers (45) arasında yıllarca süren bir yapı oluştu; Powers kadınları organize edip Rubin ile görüşmeleri ayarlıyordu. İddialarda, Rubin’in Midtown’daki penthouse’unun bir odasını kırmızıya boyattığı, ses yalıtımı yaptırdığı ve BDSM ekipmanlarıyla donattığı; hatta mağdurlara elektrik verebilen bir cihaz bulunduğu öne sürülüyor. Savcılar, olayların hem lüks otellerde hem de bu penthouse’da gerçekleştiğini söylüyor.

Rubin ve Powers’ın, kadınlara ödeme yaptıkları; bazı durumlarda NDAlar (gizlilik sözleşmeleri) imzalattıkları ve mağdurları susturmak için hukuki tehditler savurdukları iddia ediliyor. Savcılık ayrıca şüphelilerin mağdurları yolculuk ettirerek eyaletler arasında taşıdığı ve 2018’de bir kadınla ilgili Las Vegas’ta da insan ticareti iddiası bulunduğunu belirtiyor.


Kim bu Howard Rubin? (kısa profil)

Howard Rubin, Wall Street’te uzun yıllar çalışmış, bazı dönemlerde büyük yatırım kuruluşlarıyla bağlantılı bir paraya yönetici olarak biliniyor. Basın notlarına göre Rubin’in geçmişte Merrill Lynch, Bear Stearns ve Soros Fund Management ile ilişkileri olmuş; medya profilleri bu bağlantılara dikkat çekti. Ancak unutulmamalı: şu anki açıklamalar resmi iddianameye dayanmakta ve yargılama süreci devam etmektedir.


Hukuki durum ve geçmiş dava kayıtları

Savcılar tarafından hazırlanan federal iddianame 10 ayrı suçlama içeriyor; bunların arasında seks ticareti, eyaletler arası ulaştırma ve banka dolandırıcılığı gibi ağır suçlamalar da bulunuyor. DOJ (ABD Doğu Bölgesi) tarafından yapılan açıklamada, iddiaların 2009–2019 dönemine yayıldığı ve şüphelilerin mağdurları sömürdüğü ifade edildi. Rubin, tutuklanırken Connecticut’taki evinde yakalandı; Powers ise Texas’ta gözaltına alındı.

Bu dava, Rubin hakkında daha önce açılmış sivil davaların da geçmişinin olduğu bilgisiyle dikkat çekiyor: 2017 ve sonrası dönemlerde bazı mağdurların sivil mahkemede kazandığı kararlar bulunuyor ve daha önce mahkeme tarafından tazminat kararı verildiği rapor edildi. Rubin bu kararlara karşı temyiz başvuruları yapmıştı.


Yetkililerin açıklamaları ve soruşturmanın boyutu

ABD Bölge Başsavcılığı ve FBI yetkilileri, olayı “insan sömürüsü ve cinsel istismar” olarak tanımladı ve soruşturmanın devam ettiğini bildirdi. Yetkililer halka, soruşturmayla ilgili bilgi sahibi olanların FBI veya savcılıkla iletişime geçmesi çağrısında bulundu. Ayrıca ele geçirilen deliller arasında çok sayıda cep telefonu ve iddialara ilişkin yazışmaların bulunduğu belirtildi.


Amerika’da ve medyada yankıları

Olay, ABD medyasında geniş yer buldu; Associated Press, People, Guardian, Bloomberg gibi büyük haber ajansları ve ulusal yayınlar gelişmeleri aktarırken sosyal medya platformlarında da geniş tartışma başladı. Hem mağdurların anlatımları hem de sınıf/iktisat-dünya bağlantıları kamuoyunda tepkiyle karşılandı.


Hukuki uyarı — “İddia” ile “suçlu” farklıdır

Haberde aktarılan tüm bilgiler, resmi iddianame ve soruşturma dosyalarına dayanan iddialardır. Rubin ve Powers şu an için “suçlu” değil; hukuki süreç devam etmekte ve her iki tarafın da savunma hakları saklıdır. Gazetemiz, mahkeme sürecini izlemeye ve doğrulanmış bilgileri aktarmaya devam edecektir.


Ne olacak? Bir sonraki adımlar

  • Tutuklamadan sonra öne çıkan ilk adli işlemler (tehdit, kefalet değerlendirmeleri, ilk duruşma tarihleri) federal mahkemede yürütülecek; savcılar ve savunma avukatları belge ve tanık beyannamelerini sunacak.

  • Yetkililer mağdurların korunması ve yeni mağdurların ortaya çıkması ihtimaline karşı uyarıda bulundu; soruşturmanın genişleyebileceği belirtiliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar