Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Politika

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, “Gazze’de soykırıma ortaklık” iddiasıyla ICC’ye şikayet edildi

Yayımlandı

üzerinde

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, “Gazze’de soykırıma ortaklık” iddiasıyla ICC’ye şikayet edildi

07 Ekim 2025 — 22:56 (İstanbul) · Okuma süresi: ~2 dakika

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, kendisi ve kabinesinden bazı isimlerin Gazze’de işlenenlere “ortaklık” iddiasıyla Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (ICC) şikayet edildiğini açıkladı. Meloni, kendisi ve bakanların hedef alındığını söyleyerek suçlamayı reddetti ve başvuruyu kimin yaptığına dair bilgi vermedi.


Haber Detayı

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, devlet televizyonu RAI’ye verdiği röportajda kendisiyle birlikte Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, Savunma Bakanı Guido Crosetto ve savunma şirketi Leonardo’nun yöneticilerinden Roberto Cingolani hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (ICC) “soykırıma ortaklık” iddiasıyla şikayet yapıldığını söyledi. Meloni, şikâyetin “dünya tarihinde eşi benzeri olmadığını” belirtti; şikayeti kimin yaptığına dair ise bir açıklama yapılmadı.

Meloni, açıklamasında özellikle İtalya’nın 7 Ekim 2023’ten sonra İsrail’e “yeni silah tedarikini” yetkilendirmediğini savunarak suçlamayı “şaşırtıcı ve yersiz” şeklinde niteledi. Leonardo’dan ve ilgili yetkililerden yapılan karşı açıklamalarda da suçlamaların “ciddi bir iftira” olarak değerlendirildiği belirtildi.

Olay, İtalya’da son haftalarda artan protestolar ve liman grevleri bağlamında yaşanıyor; binlerce kişi Gazze’deki operasyonları ve sivil kayıpları protesto etmiş, sendikalar ve sivil toplum aktörleri hükümete baskı uygulamıştı. Gazze’deki can kayıplarına ilişkin resmi rakamlar, bölgedeki sağlık kurumları tarafından bildirilen veriler üzerinden aktarılıyor; bu rakamlar ve insani krizin boyutu farklı kaynaklarda ayrıntılı biçimde yer alıyor.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) sürecine kısa not

ICC’ye yapılan başvuruların takip ve işleme alınması belirli hukuki süreçlere tabidir: gelen şikâyetler ön incelemeye alınabilir, ön inceleme sonucunda yeterli delil görülürse resmî soruşturma açılabilir. Meloni’nin verdiği bilgiye göre şikâyetin kim tarafından yapıldığı açıklanmadığı için şu aşamada ICC bünyesinde ne tür bir süreç (ön inceleme veya soruşturma) başlatıldığına dair kamuya yansımış bir doğrulama bulunmamaktadır. (ICC süreçleri hakkında genel bilgi kaynakları).


Ne biliniyor / ne bilinmiyor

  • Bilinenler: Meloni’nin kendisinin ve bazı bakanların ICC’ye şikayet edildiğini kamuoyuna duyurması; Meloni’nin suçlamayı reddetmesi; İtalya içindeki yoğun protesto ortamı.

  • Bilinemeyenler: Şikayeti kimin yaptığı ve şikâyetin ICC tarafından alınıp alınmadığı ya da alınmışsa hangi aşamada olduğu (ICC’nin resmî kayıt/duyurusu henüz bu aşamayı doğrulamıyor veya Meloni açıklama yapmadı).

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Politika

Türkiye, Beyaz Saray’da Halkbank için 100 Milyon Dolarlık Uzlaşma Teklifi Sundu

Yayımlandı

üzerinde

Türkiye, Beyaz Saray’da Halkbank için 100 Milyon Dolarlık Uzlaşma

Tarih: 8 Ekim 2025 • Saat: 14:30 (TRT) • Okuma süresi: 3 dakika

REUTERS

Türkiye, geçen ay Beyaz Saray’da gerçekleştirilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan–ABD Başkanı Donald Trump görüşmesi sırasında, ABD’deki Halkbank davasını çözmek amacıyla bankanın suçlamaları kabul etmemesi koşuluyla yaklaşık 100 milyon dolar tutarında bir uzlaşma önerisi sundu. Reuters kaynaklı habere göre teklif, iki lider arasındaki görüşmede gündeme geldi.

Görüşmenin içeriği: 100 milyon dolarlık öneri

Görüşmeye dair kaynaklara göre Ankara, Halkbank’ın ABD’de açılan soruşturmada suçunu kabul etmemesi (non-admission of guilt) koşuluyla yaklaşık 100 milyon dolarlık bir ödeme teklif etti. Teklifin amacı, uzun süredir süregelen davanın mali ve siyasi yükünü hafifletmek ve iki ülke ilişkilerinde tıkanıklığı azaltmaktı. Bu bilginin kaynağı Reuters raporudur

Davanın arka planı ve hukuki durum

Halkbank, ABD’de İran yaptırımlarını delmek, dolandırıcılık ve kara para aklama iddialarıyla karşı karşıya; banka suçlamaları reddediyor. ABD Yüksek Mahkemesi’nin bankanın temyiz talebini reddetmesinin ardından dava ceza mahkemesine taşınma yolunda ilerliyor; bu durum uzlaşma arayışlarını Ankara için daha acil hâle getirdi. Hukuki sürecin son durumu ve Yüksek Mahkeme kararıyla ilgili analizler Financial Times tarafından da gündeme getirildi.

Ekonomik yansımalar ve piyasa tepkisi

Gelişmelerin kamuoyuna yansımasının ardından Halkbank hisselerinde ve yatırımcı algısında dalgalanmalar görüldü; örneğin borsa tepkileri ve banka hisselerindeki gerileme haberleri takip edildi. Uzlaşma teklifinin boyutu, benzer uluslararası yaptırım/dava çözümlerinde uygulanan ceza ve uzlaşma örnekleriyle karşılaştırıldığında sınırlı kalabilir; ancak siyasi kazanımlar açısından Ankara için öncelik, bankanın suçlamaları kabul etmemesi talebini sağlamaktır. Piyasa tepkileri hakkında güncel gözlemler için haber kaynakları izlendi.

Ankara’nın önceliği: Suçu kabul etmeme (non-admission)

Türk yetkililer için Halkbank’ın “suçu kabul etmemesi” koşulu diplomatik açıdan kritik. Reuters kaynaklı haberde, bu koşulun Ankara’nın müzakerelerde ısrar ettiği ana unsur olduğu belirtiliyor. Erdoğan yönetimi için bir kamu bankasının ABD’de cezai yaptırıma maruz kalması hem ekonomik hem de siyasi maliyet oluşturuyor; bu yüzden dava ile ilgili diplomatik çözüm arayışları öne çıkıyor.

Ne olacak? Olası senaryolar

  • Uzlaşma sağlanırsa: Anlaşma bedeli 100 milyon dolar civarında ya da daha yüksek bir meblağ olabilir; bankanın ceza veya itiraf koşulları pazarlık konusu olacaktır.

  • Uzlaşma olmazsa: Dava ceza mahkemesine taşınacak ve olası para cezaları, sigorta ve itibar kaybı Halkbank ve Türk kamu finansmanı üzerinde daha büyük etki yaratabilir.

Uzman yorumu (kısa)

Hukuk ve dış politika uzmanları, teklifin hem sembolik hem de pratik bir araç olduğunu; sembolik olarak Ankara’nın “suçu kabul ettirmeyecek” duruşunu korurken pratikte davanın maliyetini sınırlamaya yönelik bir adım olduğunu belirtiyor. Ancak ABD iç hukuku ve siyasetindeki belirsizlikler uzlaşma olasılığını karmaşıklaştırıyor.


Sonuç: Reuters’in aktardığı bilgiye göre Türkiye’nin Beyaz Saray’da sunduğu 100 milyon dolarlık uzlaşma teklifi, Halkbank davasını siyasi ve mali açıdan sınırlı bir çözümle sonuçlandırma çabasının parçası olarak okunuyor. Ancak ABD Yüksek Mahkemesi’nin davayı ilerletme kararı ve olası cezai süreçler, çözümün kolay olmayacağını gösteriyor.

 

Okumaya Devam Et

Politika

Papa Leo, Kasım ayında ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye ve Lübnan’da gerçekleştirecek

Yayımlandı

üzerinde

Papa Leo, Kasım ayında ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye ve Lübnan’da gerçekleştirecek

  • Yayın Tarihi: 8 Ekim 2025

  • Yayın Saati: 14:30 (Europe/Istanbul)

  • Okuma Süresi: 4 dakika (≈760 kelime, ort. 200 wpm)

Vatikan’ın resmi duyurusuna göre Papa Leo XIV, pontifikal görevinin ilk yurtdışı ziyaretini bu yıl 27 Kasım – 2 Aralık 2025 tarihleri arasında gerçekleştirecek; ziyaret Türkiye (27–30 Kasım) ve ardından Lübnan’ı (30 Kasım–2 Aralık) kapsayacak. Bu ziyaret Papa Leo’nun ilk apostolik yolculuğu niteliğinde.

Ziyaretin Türkiye ayağı sırasında Papa Leo’nun programı arasında, İznik (antik Nicaea) ziyaretinin ve Ortodoks Patrik I. Bartholomeos ile bir araya gelmenin öne çıktığı; bunun 1.700. yılını anılan Nicaea Konsili’ne atıfla ekümenik ve diyalogsel bir sembol olacağı bildirildi. Papa’nın Türkiye programının ayrıca yerel Hristiyan topluluklarıyla buluşmalar, ibadetler ve dinler-arası diyaloga yönelik görüşmeleri içereceği aktarılıyor.

Lübnan ayağı ise Papa’nın bölgedeki Hristiyan topluluklarına destek ve barış çağrısı yapacağı ziyaretlerin merkezinde yer alacak. Programda Beyrut’taki 2020 liman patlamasının anılması ve Lübnan’ın sosyal-ekonomik krizine dikkat çekilmesi planlanıyor; Vatikan, Papa Leo’nun Orta Doğu’daki barış ve umudun vurgulanması niyetinde olduğunu belirtti.

Papa Leo XIV’un bu yolculuğu, yeni papal dönemin dış politikasına ışık tutacak nitelikte görülüyor. Vatikan sözcüleri yaptığı açıklamada, ziyaretlerin “Hristiyan topluluklarının durumuna dikkat çekmek, dinler-arası ilişkileri güçlendirmek ve bölgesel barış mesajı vermek” amacı taşıdığını vurguladı. Ziyaret, Papa Leo’nun papalık mesajını uluslararası alana taşımak için sembolik ve diplomatik açıdan önemli bir ilk adım sayılıyor.

Türkiye’deki önemli temaslar arasında: İznik’te anma töreni, İstanbul’daki dini liderlerle görüşmeler, yerel Katolik cemaatlerle buluşma ve kamuoyuna açık ayinler yer alacak. Lübnan programı ise Beyrut merkezli anma etkinlikleri, Hristiyan liderlerle görüşmeler ve yoksulluk/ekonomik krize dikkat çeken ziyaretleri kapsayacak şekilde planlanıyor. Programın detayları ve resmi saatleri Vatikan ile ev sahibi ülke yetkilileri arasında yapılacak son düzenlemelerin ardından netleşecek.

Vatikan ve ilgili yerel makamlar ziyaretin lojistiği, güvenliği ve diplomatik ayrıntıları üzerinde çalışıyor; ziyaret süresince Papa’nın yapacağı konuşma ve duaların içeriği, ziyaret tarihlerine yakın dönemlerde yayınlanacak resmi metinlerle duyurulacak. Bu ziyaret, Papa Francis döneminde planlanan ama sağlık/lojistik nedenlerle gerçekleşmeyen bazı programların takipçisi niteliğinde de değerlendiriliyor.

Okumaya Devam Et

Politika

Devlet Bahçeli: “İmralı, SDG/YPG’ye yeni çağrı yapsın” — Komisyon İmralı’ya gitmeli

Yayımlandı

üzerinde

Devlet Bahçeli: “İmralı, SDG/YPG’ye yeni çağrı yapsın” — Komisyon İmralı’ya gitmeli

Tarih & Saat: 07 Ekim 2025, 12:10 (Europe/Istanbul)
Okuma süresi: ~3 dk
Yayın: FatihDoganMedya

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, İmralı’daki kurucu liderin PKK dışındaki Suriye’deki unsurları da kapsayacak şekilde SDG/YPG’ye doğrudan bir çağrı yapması gerektiğini söyledi. Bahçeli, 10 Mart’ta varılan mutabakat ve PKK’nın daha önce verdiği fesih / silah bırakma kararlarına atıfla SDG’nin henüz aynı adımı atmadığını vurguladı

Bahçeli’nin önerileri ve vurguladıkları

  • Bahçeli, “PKK’nın kurucu önderliği SDG/YPG’ye de aynı mahiyette bir çağrıda bulunarak Şam yönetimiyle imzalanan 10 Mart tarihli mutabakata uyulmasını istemelidir” dedi.

  • “Siyaset yapılacaksa silahların tamamı yakılmalıdır” sözleriyle örgütün tüm bileşenlerinin silahsızlandırılmasını talep etti.

  • Ayrıca Bahçeli, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu veya ilgili komisyondan bir heyetin İmralı’ya giderek yüz yüze görüşme yapmasını ve mesajları ilk ağızdan alıp kamuoyuyla paylaşmasını önerdi.

Neden önemli? — Arka planı kısa özet

Bahçeli’nin sözleri, yıl içinde kayda geçen üç aşamalı sürece (İmralı açıklamaları, 10 Mart mutabakatı, 12 Mayıs’taki fesih/silah bırakma beyanları) gönderme yapıyor. MHP lideri, İmralı’dan gelecek yeni bir çağrının bölgedeki silah bırakma sürecinin tamamlanması ve Suriye’deki aktörlerin uzlaşıya geçmesi açısından belirleyici olacağını savunuyor. Bu bağlam, hem iç siyasette hem dış ilişkilerde yankı bulabilecek politik sonuçlar doğurabilir.

Siyasi ve güvenlik boyutu

Bahçeli’nin çağrısı, İstanbul-Ankara ekseninde güvenlik politikaları ve Suriye’deki dengeler açısından dikkat çekici. İmralı’dan yapılacak yeni bir açıklama SDG/YPG’nin Şam ile ilişkisinde pratik bir kırılma yahut uyum sinyali olarak algılanabilir; aksi takdirde bölgedeki belirsizlik devam edebilir. Bahçeli ayrıca komisyon düzeyinde doğrudan temasın hem bilgi şeffaflığı hem de kamu vicdanı açısından gerekli olduğunu belirtti

Tepkiler ve izlenecek gelişmeler

Bahçeli’nin sözleri kamuoyunda ve muhalefet ile ittifak ortakları arasında tartışma başlatabilir; ayrıca hükümetin ve dış diplomasi aktörlerinin nasıl bir yol izleyeceği yakından takip edilecek. İmralı’dan gelecek olası bir beyanat, SDG/YPG tarafının tutumu ve Şam’la ilişkilerdeki pratik adımlar sonraki günlerin en kritik parametreleri olacak.


Kısa not — Ne takip edilmeli?

  1. İmralı’dan resmi bir çağrı veya açıklama gelip gelmeyeceği

  2. TBMM’de önerilen komisyondan herhangi bir ziyaret planının açıklanması.

  3. SDG/YPG ve Şam arasındaki uygulamalı adımlar (silah teslimi, bölgesel entegrasyon).

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar