Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

“29 Yıllık Hapis Kaçkını Faruk Duman’ın Film Gibi Dağ Serüveni: JASAT’ın İz Sürüşü ve Şaşırtan Ayrıntılar”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Denizli’de 29 yıl kesinleşmiş hapis cezasıyla aranan Faruk Duman’ın 8 ay boyunca dağlarda hayatta kalma mücadelesi, hayvan derilerinden kıyafet dikimi ve ayı kapanları kurma yöntemleri… JASAT ekiplerinin nefes kesen operasyonuyla yakalanma süreci detaylarıyla burada!

Giriş

Denizli’de yaklaşık 8 ay boyunca adeta bir “dağ adamı” gibi doğal koşullarda yaşayan 31 yaşındaki Faruk Duman, 29 yıl kesinleşmiş hapis cezasını infazdan kurtulmak için terk etti. Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) ekiplerinin titiz çalışması sayesinde ortaya çıkan bu nefes kesen hikâye, gerçek bir hayatta kalma ve iz sürme dramı sunuyor.


1. Faruk Duman’ın Suçu ve Kaçış Planı

  • Kesinleşmiş Cezası: Uyuşturucu ve silahlı suçlar nedeniyle hakkında verilen 29 yıllık hapis cezası Yargıtay tarafından onaylandı.

  • Kaçış Anı: 2024 yılının son çeyreğinde cezaevinden koordineli bir dış destek almadan kaçmayı başardı.

  • Gizli Rota: Tahkimatlı dağ yollarını kullanarak şehir merkezinden uzaklaştı ve yerel halkın bilmediği patikalara yöneldi.


2. Dağlarda 8 Ay: Hayatta Kalma Stratejileri

2.1 Doğal Sığınak ve Barınma

  • Kayalıklar arasına basit barınaklar inşa etti.

  • Yağmur ve soğuktan korunmak için kayın odunlarından iskelet çerçeve oluşturdu.

2.2 Hayvan Derilerinden Özel Giysiler

  • Yabani keçi, tilki ve tavşan derilerini özel takoz bıçaklarıyla soyup, doğal dikiş teknikleriyle mont ve pantolon dikti.

  • Isı yalıtımı için iç yüzeye yosun ve kuru otlar ekledi.

2.3 Avcılık ve Ayı Kapanları

  • Çok sayıda ayı kapanı kurarak hem yiyecek tedariki hem de kendi koruması için tuzak sistemleri geliştirdi.

  • Tuzaklara yem olarak çalılık meyveler ve kuş etleri kullandı.


3. JASAT’ın İz Sürüşü ve Operasyon

  1. Delil Toplama: Bölgedeki barkodlu naylon poşet parçaları, kamp ateşi kalıntıları ve hayvan iskeletleri faaliyeti belgelendirdi.

  2. İstihbarat Ağı: Vatandaş ihbarları ve mobil sinyal analizleri sayesinde kaçak mahkumun genel hareket hatları belirlendi.

  3. Planlanan Baskın: 8. ayın sonunda, durumu riskli bölgeye çekmek için sahte izler bırakıldı.

  4. Operasyon Anı: JASAT timleri, gün doğumu öncesi gizli bir operasyonla Duman’ı saklandığı dağ mağarasından kıskıvrak yakaladı.


4. Yakalanma Sonrası Gelişmeler

  • Sağlık Kontrolü: Uzun süreli doğa şartlarının etkisiyle Duman’ın beslenme düzeni ve ayak sağlığına yönelik acil müdahale yapıldı.

  • Sorgu Süreci: Kaçış planının nasıl hazırlandığı, dışarıdan yardım alıp almadığı detaylıca soruşturuluyor.

  • Güvenlik Önlemleri: Benzer vakaların önüne geçebilmek için cezaevlerinde izleme sistemleri yenileniyor.


5. “Film Gibi” Olayın Ardındaki Dersler

  • Doğada Hayatta Kalma: Temel kampçılık ve doğa bilgisiyle, modern teknolojiden izole şartlarda bile yaşanabileceği kanıtlandı.

  • Güvenlik Açıkları: Kapalı sistemlerin gözetimindeki boşluklar, en az teknolojik donanım kadar insan faktörüne bağlı riskler barındırıyor.

  • Toplumsal Bilinç: Vatandaşların erken ihbarı ve iş birliği, iz sürme operasyonlarının başarı oranını doğrudan etkiliyor.


Sonuç

Faruk Duman vakası, modern cezaevi güvenlik protokollerinin, profesyonel istihbarat ve doğa şartlarına karşı uyarlanabilecek esnek yöntemlerle ne kadar test edilebileceğini gözler önüne serdi. JASAT ekiplerinin titiz çalışması ise, suçla mücadelenin sadece beton duvarlar ve elektronik takip sistemleriyle sınırlı kalmaması gerektiğini gösteriyor.


Yayın Tarihi: 05 Temmuz 2025
Yazar: Güvenlik ve Suç Araştırmaları Editörü

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İsrail Ordusu, Gazze’de Yerinden Edilmiş Filistinlilerin Çadırlarını Vurdu — Çok Sayıda Çadır ve Aile Yok Oldu

Yayımlandı

üzerinde

FATİHDOGANMEDYA HABER 15:00

 

açıklama

İsrail ordusunun Gazze’de yerinden edilmiş Filistinlilerin kaldığı çadır kampına düzenlediği operasyonlarda birçok çadırın imha edildiği, ailelerin evsiz kaldığı bildirildi. Uluslararası yardım kuruluşları saldırıları kınadı ve insani yardım akışının engellendiğine dikkat çekti. Haber: FatihDoganMedya.


İsrail ordusunun Gazze’de yerinden edilmiş sivillerin barındığı çadır ve çadır kamplarına yönelik saldırılarında, çok sayıda çadırın yok olduğu, ailelerin ağır maddi ve insani kayıplar yaşadığı bildirildi. Olayla ilgili yerel yetkililer ve uluslararası yardım örgütleri tarafından yapılan açıklamalar, saldırıların hem can kaybına hem de geniş çaplı barınma krizine yol açtığını öne sürüyor.

kaynakla:rP NewsAl Jazeera


Olayın ayrıntıları

  • Associated Press’in haberine göre, Deir el-Balah bölgesinde düzenlenen bir saldırıda yaklaşık 100 çadırın imha edildiği, çadırların içinde bulunan ailelerin geride kalan eşyalarının da küle döndüğü bildirildi. Yetkili kaynaklar, saldırının birçok ailenin tamamen evsiz kalmasına sebep olduğunu aktarıyor.

  • Al Jazeera ve diğer saha raporları, özellikle al-Mawasi (Al-Mawasi) ve Khan Younis çevresindeki yerinden edilmiş kişi (IDP) çadır kamplarının vurulduğunu; bu saldırılarda ölü ve yaralıların çıktığını ve bazı ailelerin birden fazla ferdiyle yaşamını yitirdiğini bildirdi. Bu kaynaklar, çadır kamplarına yönelik saldırıların tekrarlayıcı bir örüntü gösterdiğini vurguladı.


Resmî açıklamalar ve iddialar

  • İsrail ordusunun bazı operasyonlarında hedefin “Hamas’ın komuta ve kontrol alanları” olduğu yönünde açıklamalar yapıldığı raporlandı; bununla birlikte bağımsız teyit gerektiren iddialar ve sivillerin hedef alınıp alınmadığı konusunda farklı anlatılar bulunuyor. (Bazı daha önceki vakalarda İsrail ordusunun hedef iddiası ile sahadaki sivil kayıpları arasında çelişki yaşandığına dair uluslararası raporlar mevcut.


İnsani durum ve yardım erişimi

  • Uluslararası yardım kuruluşları, Gazze’de yetersiz barınma ve shelter malzemelerinin girişinin kısıtlanmaya devam ettiğini; milyonlarca kişinin uygun barınmadan yoksun olduğunu bildirdi. Reuters’in raporuna göre, yetkililerin açıklamalarına rağmen barınma malzemelerinin (çadır direkleri, branda vb.) Gazze’ye ulaşmasında ciddi engeller bulunuyor ve yaklaşık 1,3 milyon kişinin uygun barınma imkânı olmadığı ifade ediliyor.

  • IOM, UN ve diğer insani örgütler, yerinden edilmişlerin toplandığı kampların hedef alınmasına ilişkin endişelerini ve saldırıların uluslararası insancıl hukuk açısından sorgulanması gerektiğini belirtti; ilgili kümeler tarafından saldırıların kınandığı bildirildi.


Uluslararası tepki ve soruşturmalar

Birleşmiş Milletler bünyesindeki insan hakları organları ile çeşitli yardım örgütleri, çadır kamplarına yönelik saldırıların “insanî yardım alanlarını ve sivilleri” hedef alıp almadığı konusunda soru işaretleri doğurduğunu, bağımsız ve şeffaf soruşturmalar talep ettiklerini açıkladı. OHCHR ve UN raporları belli vakalarda IDP çadırlarına yönelik tekrar eden saldırı örüntüsü tespit ettiklerini bildirdi.


Ne biliyoruz / ne bilinmiyor

  • Biliyoruz: Sahadan gelen çok sayıda görgü, fotoğraf ve haber ajansları bildirileri çadırların vurulduğunu; bazı vakalarda ölü ve yaralıların çıktığını gösteriyor. Bazı uluslararası kurumlar da saldırıları doğrulayan ve kınayan raporlar yayınladı.

  • Bilinmiyor/teyit gerektirenler: Her bir saldırının hedef seçimine dair kesin askeri gerekçe ve her vakada sivil-militer ayrımının nasıl yapıldığı konusunda bağımsız, forensik düzeyde onaylanmış bulguların tamamı henüz kamuoyuna açıklanmış değil. Resmî askeri açıklamalar ile saha verileri arasındaki farklar bazı vakalarda devam ediyor.


Görüş ve uzman yorumları

İnsani yardım uzmanları, yerinden edilmiş insanların yoğunlaştığı çadır kamplarının uluslararası hukukta özel korunma gerektiren alanlar olduğunu; saldırıların insani yardım operasyonlarını da sekteye uğrattığını belirtiyor. Yardım kuruluşları, güvenli koridorlar ve shelter malzemelerinin derhal serbest bırakılması çağrısında bulunuyor.


Sonuç ve takip

Bu tür saldırıların sonuçları hem insani hem hukuki boyutta ağırdır: barınma imkanları yok olan aileler, ek gıda/su/sağlık krizleriyle karşı karşıya kalıyor. FatihDoganMedya olarak gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz; sahadan yeni doğrulanmış bilgiler geldikçe güncellemeler yayınlanacaktır. (Haberin oluşturulması sırasında kullanılan temel kaynaklar aşağıda listelenmiştir.)

Okumaya Devam Et

Gündem

Dere yatağına düştüğü iddia edilen Zeynep Sut’un babası konuştu: “Kan izlerini gördüm”

Yayımlandı

üzerinde

FATİHDOGANMEDYA HABER 14:42

Mardin — Mardin’in Derik ilçesine bağlı Akçay Mahallesi’nde 12 yaşındaki Zeynep Sut’un kayalık alanlardan dere yatağına düştüğü iddiasıyla ölü bulunmasına ilişkin soruşturma sürüyor. Olayla ilgili ilk açıklamayı yapan baba Kasım Sut, kızını arama sırasında dere yatağında önce terliğini, ardından kan izlerini gördüğünü söyledi.

Olayın kronolojisi

  • İddiaya göre olay, Zeynep’in ailesinin engelli iki çocuğunun tedavisi için Şanlıurfa’da bulunduğu sırada meydana geldi. Aile dönüşünde Zeynep’in eve gelmediğini fark ederek aramaya başladı.

  • Yapılan arama sonucunda kurumuş dere yatağı yakınlarında, kayalık bölgeden alınmış olduğu öne sürülen Zeynep’in terliği ve kan izleri bulundu; kısa süre sonra çocuk, babası tarafından battaniyeye sarılı halde aracın arka koltuğunda teslim alındı. Sağlık ekiplerinin müdahalesinde Zeynep’in olay yerinde yaşamını yitirdiği tespit edildi.

Babanın ifadeleri

Baba Kasım Sut, basına yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Dere yatağında önce terliğini ve kan izlerini gördüm. İki taşın arasındaydı. Hemen kucaklayıp eve getirdim, ambulansı aradım.” Sut, kızının sık sık incir ağaçları ve dere etrafında oynadığını, o gün de incir toplamak için dışarı çıktığını söyledi. Bu beyanlar yerel ekipler tarafından kayıt altına alındı.

Resmi süreç ve soruşturma

Jandarma ekipleri olay yerinde inceleme başlattı. Çocuğun cenazesi otopsi için Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı; kesin ölüm nedeninin adli tıp raporuyla netleşeceği belirtildi. Jandarma tarafından başlatılan soruşturmada olayın “düşme” mi yoksa farklı nedenlerle gerçekleşmiş olabileceği titizlikle araştırılıyor. Yetkililer, hem fiziki deliller hem de görgü tanıklarının ifadeleri doğrultusunda kapsamlı inceleme yapıldığını açıkladı.

Komşu ve köylü tanıklıkları

Olay yerinde arama yapan köylüler ve akrabalar, Zeynep’in akşam saatlerinde bölgeye gittiğini, daha sonra kendisinden haber alınamadığını aktardı. Bazı tanıklar kayalık ve dere yatağı çevresinin çocuklar için tehlikeli olabilecek noktalar barındırdığını belirtti; bu nedenle bölgede güvenlik ve uyarı çalışmalarının eksik olduğuna dair ifadeler öne çıktı. (Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre bu hususlar soruşturma kapsamına alındı.)

Hukuki süreç ve beklentiler

Savcılık ve jandarma, otopsi raporu sonuçlarına göre olayın nasıl gerçekleştiğine ilişkin daha net değerlendirme yapacak. Ailenin beyanları, olay yeri bulguları ve otopsi raporu soruşturmanın yönünü belirleyecek. Yetkililer, kamuoyunu yanıltabilecek spekülasyonlara temkinli yaklaşılması gerektiğini vurguluyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Muğla’da 12 saat sonra mucize! Tırmandıkları kayalıklarda bulundular

Yayımlandı

üzerinde

Muğla / Milas (FatihDoganMedya) 14:29

— Muğla’nın Milas ilçesi Ören açıklarında dün akşam alabora olan 5,5 metre uzunluğundaki fiber teknede kaybolan iki çocuk, 12 saat süren arama-kurtarma çalışmalarının ardından kayalıklarda sığındıkları yerde sağ olarak bulundu. Bulundukları bölge, Sahil Güvenlik’e ait insansız hava aracı (İHA) tarafından tespit edildi ve ekiplerce tahliye edildi.


Kısa özet (lead)

Ören açıklarında meydana gelen kazada içinde 8 kişinin bulunduğu tekne alabora oldu. Olay sonrası 6 kişi ilk etapta kurtarılırken, denizde kaybolan 2 çocuk için havadan ve denizden arama-kurtarma çalışması başlatıldı. Sabah saatlerinde İHA’lar tarafından tespit edilen çocuklar, tırmandıkları kayalıkların üzerinde bulundu ve sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi.


Olayın gelişimi — kronoloji

  • Dün, saat 19.30 civarı: Milas Ören açıklarında 5,5 metre uzunluğundaki fiber tekne henüz belirlenemeyen bir nedenle alabora oldu. İçinde 8 kişi bulunuyordu.

  • Hemen ardından: Bölgeye Sahil Güvenlik, AFAD ve sağlık ekipleri sevk edildi; ilk kurtarma dalgasında 3 kişi Sahil Güvenlik botuna alındı, 3 kişi ise kendi imkanlarıyla kayalıklara çıkıp kurtarıldı. Kayıp 2 çocuk için geniş çaplı arama başlatıldı.

  • 12 saat sonra (sabah saatleri): Sahil Güvenlik’e ait İHA’lar kayalıklarda iki çocuğun yerini tespit etti; ekipler çocukları sağ olarak kurtardı. Ekiplerin başarılı çalışması sonucunda çocukların genel sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.


Kurtarma çalışmaları ve hangi ekipler görevdeydi

Arama-kurtarma operasyonunda Sahil Güvenlik Komutanlığı başta olmak üzere AFAD ekipleri ile sağlık birimleri koordineli çalıştı. Bölgeye sevk edilen İHA’lar (insansız hava araçları) aramaya kritik katkı sağladı; kayalık ve zor ulaşılan noktalarda görsel tespit yapılarak ekiplerin yönlendirilmesini kolaylaştırdı. Ekipler, hem deniz hem kıyı hattı boyunca tarama yaptı; tespit sonrası karaya ya da botla güvenli bölgeye tahliye sağlandı.


Kurtarılanların sağlık durumu

Yerel kaynaklar ve yetkililer, çocukların ilk kontrollerinin sağlık ekipleri tarafından yapıldığını, hayati tehlikelerinin bulunmadığını ve durumlarının stabil olduğunu duyurdu. Diğer kurtarılanlar için de ayakta müdahale ve gerekli görülürse hastaneye sevk uygulandı.


Uzmanlardan ve yetkililerden çıkarılacak dersler

  1. Can yeleği zorunluluğu ve hazırlık: Küçük teknelerde seyir öncesi can güvenliği ekipmanlarının (can yeleği, acil sinyal cihazı) bulundurulması hayat kurtarıyor.

  2. İHA ve teknoloji kullanımı: İnsansız hava araçlarının zorlu coğrafyalarda görsel tespit sağlaması, arama sürelerini kısaltıyor ve sonuçları doğrudan etkiliyor.

  3. Erken ihbarın önemi: Olay anında hızlı yapılan ihbarlar ekiplerin zamanında müdahalesini sağlıyor; bölgesel haberleşme araçlarını kullanmak hayati önem taşıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar