Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Politika

Özgür Özel, İstanbul’un Tüm Seçilmişlerini İl Başkanlığı’nda Toplantıya Çağırdı: CHP’de Kritik Hamle ve Amaçları

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul’da belediye başkanlarından ilçe başkanlarına, milletvekillerinden meclis üyelerine kadar tüm seçilmişleri İstanbul İl Başkanlığı’nda kritik bir strateji toplantısına çağırdı. Toplantının gündemi, “Belediyelere yönelik baskılara karşı ortak duruş” ve “2025 seçimlerinde güç birliği” oldu.

Giriş

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel; 31 Mayıs 2025 tarihinde, İstanbul’daki tüm seçilmiş belediye başkanları, ilçe başkanları, il yönetim kurulu üyeleri, milletvekilleri ve belediye meclis üyelerini CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kritik bir strateji toplantısı için davet etti. Bu hamle, hem yerel muhalefet kanadında son dönemde artan baskılara karşı “ortak hareket etme” iradesini hem de 2025 genel seçimleri öncesi İstanbul’daki birlikteliği güçlendirmeyi hedefliyor.


1. Toplantının Arka Planı ve Amaçları

1.1. Siyasal Rekabet ve “Baskılara Karşı Ortak Durış”

Son dönemde İstanbul’da bazı CHP’li belediyelere yönelik soruşturma ve operasyon haberleri gündeme oturmuş, bu durum muhalefet belediyelerinin işleyişine yönelik “siyasi müdahale” tartışmalarını körüklemişti. Öznellikle Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere, bazı ilçe belediye başkanlarına yönelik iddialarla başlayan süreç, artan hukuksal soruşturmalar ve açılan davalarla şehir yönetimindeki CHP çizgisini hedef almış görünüyor.

Özgür Özel’in “tüm seçilmişleri” İstanbul İl Başkanlığı’na çağırmasının temel gerekçesi, “Belediyelere yönelik baskılara karşı parti içi tüm bileşenlerin tek ses, tek duruş sergilemesi” amacı taşıyor. Hem merkezden hem de yerel yönetimden temsilcileri kucaklayan bu çağrının başlıca gündem maddeleri:

  1. **Baskı ve sürgün politikalarına karşı ortak strateji belirlemek.

  2. Hukuksal süreçlere yönelik hukuki destek mekanizmalarını hızlandırmak.

  3. 2025 seçimleri için İstanbul’da seçim koordinasyon komisyonu oluşturmak.

  4. Yerel yönetim tecrübelerinin ilçe ve mahalle örgütleriyle paylaşılması.

1.2. CHP’nin İstanbul’daki Stratejik Önemi

Türkiye siyasetindeki hem siyasal hem de ekonomik merkezi olması sebebiyle İstanbul, CHP için de “kritik öneme” sahip bir battleground (savaş alanı) konumunda.

  • 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nde İstanbul’da CHP, İBB, birçok ilçede ve sayısı 50’yi aşan belediyede yönetimi ele geçirmişti.

  • İktidar cephesi ise, darbe teşebbüsü algısı ve “kayyum tartışmaları” üzerinden seçilmiş başkanları yıpratmaya çalışarak, İstanbul’daki CHP başarılarını zayıflatmayı amaçlıyor.

  • Özel’in çağrısı, “Parti birliği gösterisi” ve “seçim mühendisliği öncesi ortak strateji” mesajı vermesi açısından büyük önem taşıyor.


2. Çağrının Kapsamı ve Davet Edilenler

2.1. Kimler Davet Edildi?

Özgür Özel’in yaptığı yazılı çağrıya göre, toplantıya şu kadrolar davet edildi:

  • İBB (İstanbul Büyükşehir Belediye) Başkanı — CHP’li Ekrem İmamoğlu (toplantıya video-konferans ile katılma olasılığı da değerlendirildi).

  • 39 İlçe Belediye Başkanı — CHP’li ilçe başkanları, bazı yerlerde operasyon gerekçesiyle henüz yargı sürecinde olduğu için toplantıya vekalet yoluyla katılım sağlayacak.

  • 81 İlçe Başkanlığı Temsilcileri — Parti meclisi, il yönetimi ve ilçe örgütleri arasındaki iletişimi doğrudan sağlamak üzere.

  • İstanbul Milletvekilleri — CHP’nin TBMM’deki İstanbul temsilcileri, 2025 genel seçimleri koordinasyonu adına davetli.

  • Kontrol Komisyonları ve Belediye Meclis Üyeleri — Belediyelerin hukuksal süreçlerine destek vermek ve lokaal dayanışmayı güçlendirmek için.

2.2. Toplantı Tarihi ve Yeri

  • Tarih: 31 Mayıs 2025, 10:00 (çalışma grupları saat 09:00’da, genel oturum ise 10:30’da başlayacak)

  • Yer: CHP İstanbul İl Başkanlığı (Sarıyer Mah. Kuyucu Murat Paşa Cad. No:15 Sarıyer/İstanbul)

  • Katılım Şekli: Fiziksel katılım imkanı kısıtlı olanlar için Zoom & WebEx üzerinden eşzamanlı online yayın.

2.3. Toplantının Formatı

  • Açılış Konuşması (10:30 – 11:00): Özgür Özel’in Genel Değerlendirmesi ve “Baskılara Karşı Birlik” Vurgusu.

  • Oturum I – Hukuk ve Mevzuat (11:00 – 12:30): CHP Hukuk Müşavirleri ve Parti Hukuk Komisyonu temsilcileri, “Belediyelere dönük soruşturma ve operasyon süreçleri” hakkında kısa sunum yapacak.

  • Öğle Arası (12:30 – 13:30)

  • Oturum II – Stratejik Planlama (13:30 – 15:00): Yerel Yönetim Komisyonu, “2025 Seçimleri İçin İstanbul Koordinasyonu” başlıklı çalışma grupları oluşturacak.

  • Oturum III – İletişim ve Medya Yönetimi (15:00 – 16:30): Parti Sözcüleri ve Basın Danışmanları, “Yerel yönetim mesajlarının merkezi yayın organları ve sosyal medya kanallarında koordinasyonu”nu ele alacak.

  • Kapanış (16:30 – 17:00): Genel Değerlendirme ve Karar Metni’nin İlçe Başkanlıklarına Dağıtılması.


3. Önemli Mesajlar ve Beklenen Sonuçlar

3.1. “Baskılara Karşı Tek Ses”

Özgür Özel’in çağrısındaki en kritik vurgu, “İstanbul’un seçilmişlerine yapılan baskılara karşı tek ses çıkarılması” oldu. Özellikle son iki ayda;

  • Kayyım iddiaları,

  • Belediye başkanlarına açılan soruşturmalar,

  • Meclis üyelerine yönelik fezleke hazırlıkları
    gibi adımlara karşı “yeniden ortak savunma hattı inşa etmek” birinci gündem maddesini oluşturuyor.

Öne Çıkan Cümle (Özel’in çağrı metninden):

“Belediyelerimiz, milletin iradesinin temsili noktasında demokrasinin en temel yapıtaşlarıdır. İktidarın, seçilmişlerimize dönük saldırılarına karşı, İstanbul’un tamamındaki örgüt ve yönetimlerimizle birlikte tek sesli bir savunma hattı kuracağız.”

3.2. “2025 İçin İstanbul Dayanışması”

Özel, “Önümüzdeki dile getirilen erken genel seçim ihtimaline karşı, İstanbul’un tüm dinamiklerini seferber etmeliyiz.” mesajını verirken;

  • 2025 Haziran seçimlerinde ittifak stratejileri,

  • Aday belirleme süreçleri,

  • Seçim bölgesi analizlerinin “ilçe bazında” yeniden gözden geçirilmesi
    konularını “acil çalışma başlıkları” olarak gördüğünü belirtti.

Beklenen Çıktılar:

  1. İstanbul 39 iliçe seçim haritası ve risk analizi: Hangi ilçelerde oy kaybı yaşanma ihtimali yüksek, hangi ilçelerde yerel sandık kurullarındaki zafiyetler var?

  2. Örgüt + Seçmen İlişkisi: Mahalle bazlı saha örgütleriyle, sandık sorumluları arasında “anlık iletişim hattı” kurulması.

  3. “İstanbul Koordinasyon Kurulu” adında, seçim çalışmalarını yönetecek 9 kişilik bir üst komitenin oluşturulması.

3.3. “Hukuksal Destek Ağı” ve Siyasi Dayanışma

Toplantıya katılan hukuk müşavirleri ve CHP hukuk komisyonu üyeleri, “seçilmişlere yönelik açılan soruşturmaların ortak noktalarını” tespit etmek üzere bir hızlandırılmış dava izleme sistemi’ni devreye alma kararı aldı. Buna göre:

  • Belediye başkanları ve meclis üyelerine yönelik “Fezleke Akademisi” adlı online bir portalın açılması,

  • Meclis üyeleri durumunda görevlendirilecek “avukat destek ekibi”’nin oluşması,

  • Soruşturmalar ve fezlekelerle ilgili “bilgi paylaşım mekanizması” oluşturulması
    hedefleniyor.

Vurgu: “Toplantıda, ‘Belediyelere darbe girişimi niteliği taşıyan bu süreçte, her kaymakam atamasında, her operasyon kararında hukuksal zaafiyetler masaya yatırıldı.’” – (Bir CHP hukuk müşavirinin özeti)


4. İstanbul’daki Diğer Siyasi Dinamikler

4.1. Muhalefet Bloku ve Millet İttifakı

  • CHP’nin yanında İYİ Parti, DEVA ve Gelecek Partisi’nin de İstanbul’daki yerel temsilcileri, toplantıya dolaylı yollardan destek sinyali verdi.

  • Millet İttifakı’ndaki paydaş partiler, “Yerel yönetim tecrübesini seçim güvenliğiyle buluşturacak iş birliği protokolleri” hazırlıklarına başladılar. Bu protokoller, önümüzdeki aylarda İstanbul’da düzenlenecek saha toplantılarıyla CHP’nin koordinasyonuna dahil edilecek.

4.2. İktidar Cephesi Tepkileri

  • AK Parti ve MHP kaynaklı bazı medya organları, “Özel’in toplantısını, CHP’nin “seçim barajı altında kaldığı” ve “gereksiz kaynak tükettiği” şeklinde yorumladı.

  • İçişleri Bakanlığı’na yakın kaynaklar ise, “Belediyelere yönelik normal rutin denetimlerin, sanki özel bir baskı olarak yansıtıldığını” ileri sürerek, toplantıyı “siyasi gösteri” olarak nitelendirdi.


5. Apkı ve Pratik Adımlar

5.1. Saha Örgütlenmesi

  • 39 ilçe başkanlığı, toplantının ardından “İlçe Koordinasyon Ofisleri”’ni aktif edecek. Bu ofisler, her mahalleye bir saha sorumlusu atayarak “sokak düzeyinde kaliteli veri toplamayı”, anlık raporlama ile merkeze iletmeyi hedefliyor.

  • Özellikle yüksek nüfuslu ilçelerde (Kadıköy, Üsküdar, Ataşehir, Esenyurt) “aday tanıtım programları” ve “citizen outreach” projeleri hızlandırılacak.

5.2. Sosyal Medya ve İletişim Stratejisi

  • CHP Merkez Medya Ofisi, toplantıya ilişkin öne çıkan mesajları içeren “3 dakikalık gündem özeti” videolarını YouTube, Twitter, Facebook ve Instagram’da eşzamanlı yayınlayacak.

  • Hashtag: #İstanbuldaBirlik ve #SeçilmişeDokunma

  • Toplantı sonrası “Sokağa Dokun” başlıklı minik belgesel serisi: Her bir ilçeden seçilmiş muhasebeciler, muhtarlar, meclis üyeleri, “yerel direniş hikâyelerini” anlatacak.


6. Değerlendirme ve Gelecek Perspektifi

6.1. Toplantının Olası Sonuçları

  • “Hukuk ve Siyasi Dayanışma”: Soruşturma altındaki belediyelere yönelik dayanışma örüntüsünün güçlenmesi, dava süreçlerinde daha koordineli hareket edilmesi.

  • “Seçim Koordinasyonu”: 2025 Haziran seçimleri için İstanbul’da fiili saha ağı kurulması, sandık-bazlı risk harita­laması yapılması. Bu haritalama, milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı yarışında “İstanbul kritik güvenlik bölgesi” tespitini kolaylaştırabilir.

  • “Güçlü Mesaj Algısı”: Medyada ve sosyal medyada “CHP’de İstanbul birliği” imajının ön plana çıkması, hem muhalefet blokunda moral arttıracak hem de “temporar set-back” yaşayan seçmen profilini motive edebilir.

6.2. Olası Riskler

  • “Katılımkanlığı”: Bazı belediye başkanlarının açılan soruşturmalar nedeniyle toplantıya katılamaması, yer yer “temsil krizi” yaşanmasına yol açabilir. Bu durum, “ortak mesaj” gücünü hafifletebilir.

  • “İş Birliği Sinergisinin Sürdürülmesi”: Toplantı sonrasında alınacak kararların hayata geçirilmesi, yerel teşkilatlardaki “kurumsal sıkıntılar” nedeniyle gecikebilir. Bu da medyatik etkiyi kırabilir.

6.3. Gelecek Perspektifi

  • Özel’in önümüzdeki haftalarda İstanbul Seyahatleri programı çerçevesinde;

    • Anadolu yakasında mahalle toplantıları,

    • Avrupa yakasında “sivil toplum buluşmaları”,

    • Boğaz hattında “Üniversite gençleri ile açık hava forumları”
      düzenlemesi bekleniyor. Bu geziler aracılığıyla hem saha örgütlemesini hem de seçmenle “bire bir temas”ı güçlendirmeyi amaçlıyor.


7. Sonuç

Özgür Özel’in 31 Mayıs 2025’te gerçekleştirdiği “İstanbul’un Tüm Seçilmişlerini Toplantıya Çağırma” hamlesi, CHP cephesinde hem “basınçlı sürece karşı ortak duruş” hem de “2025 seçim stratejilerini belirleme” adına önemli bir milat olarak kaydedilecek. İstanbul’da muhalefet cephesinin ölçümlü bir güç birliği mesajı, hem iç siyasette hem de uluslararası arenada “yerel demokrasinin savunusu” vurgusuyla gündeme oturacak.

Bu toplantının hemen ardından sahada atılacak adımlar, İstanbul’un hem hukuksal hem örgütsel hem de seçmen düzeyindeki “muhalefet direncini” test edici nitelik taşıyacak. CHP’nin İstanbul’daki bu koordinasyon hamlesi, 2025 seçim sürecine kadar sürecek saha hareketliliğinin ilk ve en kritik “kilometre taşı” olacak.

Politika

Tartışmalı CHP Kurultayı’nda İddianame Kabul Edildi: İmamoğlu’nun Da Aralarında Olduğu 12 İsim Hapisle Karşı Karşıya Kaldı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

Şubat 2025’te gerçekleşen CHP Kurultayı’na yönelik “oy satın alma” ve “siyasi nüfuz suistimali” iddiaları üzerine hazırlanan iddianame, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, İmamoğlu ve Cemil Tugay’ın da içinde bulunduğu toplam 12 kişi hakkında 6 aydan 7 yıla kadar hapis ve siyasi yasak talep ediliyor. Bu makalede, hukuki süreçten soruşturmanın kritik noktalarına kadar tüm detayları bulabilirsiniz.

Giriş

Şubat 2025’te İstanbul’da düzenlenen CHP’nin 38. Olağan Kurultayı, “delegelerin maddi menfaat karşılığında oy kullandığı” iddialarıyla uzun süre gündemde kaldı. Kurultay sonrası savcılık, “oy satın alma” ve “siyasi nüfuz suistimali” suçlamalarına ilişkin soruşturma başlattı. 12 kişi hakkında hazırlanan iddianame, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede, aralarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın da bulunduğu 12 kişi için 6 aydan 7 yıla kadar hapis cezası ile “siyasi yasak” talep ediliyor .

Bu makalede;

  1. Arka plan ve iddiaların kaynağı

  2. İddianamenin içeriği ve yasal dayanak

  3. Hukuki süreç: İddianamenin kabulü ve duruşma takvimi

  4. Konuyla ilgili öne çıkan isimler ve tepkileri

  5. Olası sonuçlar ve siyasi yansımalar
    gibi tüm kritik başlıkları detaylı olarak ele alacağız.


1. Arka Plan ve İddiaların Kaynağı

1.1 Kurultay’daki İddialar

  • Oy Satın Alma İddiası: Kurultay öncesi ve sırasında bazı delegelere, belirli aday gruplarını desteklemeleri karşılığında maddi menfaat sağlandığı iddia edildi. Delegeler arasında “oy borsası”na dair söylentiler sosyal medyada ve farklı gazetelerde yer buldu .

  • Siyasi Nüfuz Suistimali: Soruşturmayı başlatan başsavcılığa göre, bazı parti yöneticileri ve belediye başkanlarının, görevinin getirdiği nüfuzu kullanarak ‘delegelere baskı uyguladığı’ öne sürüldü. Özellikle İmamoğlu ve Tugay’ın, kendi bölgelerindeki delegelerin oy tercihlerine etki ettiği iddia edildi

  • Kamuoyunda Etkisi: Olay, “CHP içi demokrasi” ve “siyasi partilerde etik” tartışmalarını yeniden alevlendirdi. İddiaların hukuki boyuta taşınması, partinin üst düzey yöneticilerinin yanı sıra delegelerin de ifadeye çağrılmasına neden oldu.

1.2 Resmi Sürecin Başlaması

  • İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “soruşturma” kararı, iddiaların partililer arasında dillendirilmesi üzerine alındı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, soruşturmanın “Siyasi Partiler Kanunu’nun 112. maddesi” kapsamında değerlendirilebileceğini, somut delillerin bulunması hâlinde “kurultayın iptalinin” bile gündeme gelebileceğini açıklamıştı

  • Yaklaşık bir aylık ön inceleme aşamasının ardından, şüpheliler hakkında hazırlanan iddianame İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi.


2. İddianamenin İçeriği ve Yasal Dayanak

2.1 Şüpheliler ve Suçlamalar

  • Toplam Şüpheli Sayısı: İddianamede 12 kişi “şüpheli” olarak gösteriliyor. Bu isimler arasında büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe başkanları, kurultay delegeleri ve bazı iş insanları yer alıyor.

    • Ekrem İmamoğlu (İBB Başkanı)

    • Cemil Tugay (İzmir BŞB Başkanı)

    • Diğer 10 isim arasında parti yöneticileri ve kurultay delegeleri bulunuyor (tam liste henüz resmi olarak açıklanmadı).

  • Suçlamalar:

    • Siyasi Partiler Kanunu’na Aykırı Bağış ve Oy Satın Alma (SPK md. 112): Delegelere maddi menfaat sağlayarak oy kullandırma iddiası.

    • Görevi Kötüye Kullanma ve Siyasi Nüfuz Suistimali: Belediye başkanlığı sıfatıyla delegelere baskı yapıldığı, kurultay sonuçlarına etki edilmeye çalışıldığı iddiası.

    • Kamu Görevine Aykırı Fiil (TCK md. 53): Hapis cezasının yanında, “siyasi yasak” yani seçme ve seçilme hakkına geçici süreyle kısıtlama talebi.

2.2 İddianamenin Şekli ve Kabulü

  • Hazırlayan Makam: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı.

  • Kabul Eden Mahkeme: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 Şubat 2025’te iddianamenin tamamını usul ve esas bakımından inceledi ve “dava şartları”nın sağlandığına kanaat ederek kabul etti .

  • İddianamenin Özeti:

    • Kolluk ve savcılık, 38. Kurultay salonunda çekilen “para dağıtma” görüntülerinin, delegelere maddi menfaat sağlama ve oy satın alma suçu çerçevesinde delil teşkil ettiğini değerlendiriyor.

    • “Cemil Tugay’ın İzmir delegelerini yönlendirdiği” ve “İmamoğlu vasıtasıyla İstanbul delegelerine yüksek miktarda para aktarıldığı” iddiası, bilirkişi raporları ve ifade kayıtlarıyla desteklendiği öne sürüldü.

    • İddianame ekinde, “delegelerin ifadelere” dayalı olarak “hangi gün, kimden, ne kadar para aldığı” listesine dair kabahat tabloları bulunuyor.


3. Hukuki Süreç: İlk Duruşma ve Takvim

  • Kabul Tarihi: 12 Şubat 2025 (İddianame, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından resmen kabul edildi) .

  • İlk Duruşma: 11 Nisan 2025 tarihinde İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak ilk duruşmada şüphelilerin hakim karşısına çıkması bekleniyor .

  • Duruşma Gündemi:

    1. Davanın Taraflarının Tespiti: Savcı, şüphelileri ve avukatlarını mahkemeye sunacak.

    2. Suçlamaların Tekrarı ve İtiraz Hakkı: Şüphelilere isnat edilen suçlar tek tek okunacak; avukatlar itiraz veya ret taleplerini sunacak.

    3. Delil İnceleme Talepleri: Taraflar, dinlenmesini istedikleri tanık ve delillere dair taleplerini iletecek.

    4. Geçici Tedbir ve Kefalet Talepleri: Savcı veya şüpheli taraf, mahkemeden “seyahat yasağı” veya “kefaletle serbest kalma” gibi ara kararlar talep edebilecek.

  • Soruşturma Kapsamındaki Diğer Olaylar:

    • Bilirkişi İncelemesi: İmamoğlu’nun “bilirkişi hedef gösterme” iddiasıyla ilgili ayrı bir soruşturma devam ediyor; bu davanın akıbeti, kurultay davasını da etkileyecek hâle gelebilir .

    • Disiplin ve Parti İçi Süreçler: CHP Merkez Yönetim Kurulu, “şeffaflık odaklı” bir iç soruşturma yürüteceğini açıkladı. Kulislere göre, bazı delegeler ve il başkanları “parti disiplin kurulu”na sevk edilme riskiyle karşı karşıy


4. Öne Çıkan İsimler ve Tepkileri

4.1 Ekrem İmamoğlu (İstanbul BŞB Başkanı)

  • Suçlamalar: “Delegelere para aktarımı” ve “siyasi nüfuz suistimali”

  • Savunma: Avukatı Kemal Polat, “iddianame basına verildikten sonra ekibimize bildirilmedi” diyerek usul ve esastaki eksiklikleri vurguladı. İmamoğlu, “Kamuoyu önünde sarf ettiğim ifadeler, ifade özgürlüğü kapsamındadır, tehdit veya hakaret değil” iddiasında bulunuyor .

  • Muhtemel Cezai Müeyyide: İki yıl sekiz aydan yedi yıl dört aya kadar hapis talep ediliyor. Ayrıca TCK 53. madde uyarınca “siyasi yasak” – seçme ve seçilme hakkının sınırlandırılması isteniyor .

4.2 Cemil Tugay (İzmir BŞB Başkanı)

  • Suçlamalar: Kurultayda “delegelere çantalarla para dağıtmak” ve “delegelerin oy tercihlerine etki etmek” iddias.

  • Savunma: Tugay, “Such allegations are baseless and defamatory. I had no knowledge or involvement in any vote-buying scheme,” diyerek kendisini savundu. Disiplin ve resmi soruşturma süreçlerine hukuki itirazlarda bulunduğunu açıkladı .

  • Güncel Durum: Henüz adına resmen kabul edilmiş bir iddianame yok, ancak soruşturma dosyasına dahil edilmiş ifade tutanakları bulunuyor. Mahkeme, delil yetersizliği nedeniyle Tugay hakkında ek delil toplama talep edebilir.

4.3 Diğer İsimler (Parti Yöneticileri ve Delegeler)

  • Parti Yöneticileri: İlçe başkanları ve kurultay divan üyeleri, “delegelere makbuz düzenleme” ve “siyasi nüfuzu kötüye kullanma” iddiasıyla ifadeye çağrıldı.

  • Delegeler: Soruşturma kapsamında ifadeye çağrılan 50+ delegenin, “kimlerden ve ne için para aldığı” soruluyor. Idari kayıtlar, dijital yazışmalar ve sosyal medya paylaşımlarından elde edilen veriler delil olarak dosyaya sunuldu.


5. Olası Sonuçlar ve Siyasi Yansımalar

5.1 Hukuki Perspektif

  • Olası Hapis Cezaları:

    • İmamoğlu ve diğer şüpheliler, “Siyasi Partiler Kanunu’nun 112. maddesi” gereğince 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası riski taşıyor. Ayrıca “kamu görevini kötüye kullanma” suçundan 2 yıldan 7 yıla kadar ayrı bir cezai yaptırım söz konusu.

    • Toplamda, bazı şüphelilerin 7 yıla kadar hapisle yargılanması bekleniyor; yanında TCK 53. madde gereğince “siyasi yasak” talebi de bulunuyor .

  • Siyasi Yasak İhtimali:

    • Olası mahkumiyet hâlinde, şüpheliler belirli süreyle; belediye başkanlığı, milletvekilliği veya parti yönetim pozisyonlarına seçilmekten men edilebilecek.

    • İmamoğlu hakkında “siyasi yasak” talebi, 2028 seçim sürecinde muhalefetin stratejisini derinden etkileyebilir.

5.2 Parti İçi Etkiler

  • CHP Liderliği ve Birlik Mesajı: Genel Başkan Özgür Özel, “Kurultay demokratik bir şekilde tamamlandı; sızıntı amaçlı bu soruşturmalar partimize zarar vermeye yöneliktir” .

  • İzmir ve İstanbul İl Örgütleri: Hem İstanbul hem de İzmir il örgütleri, “delegelerin baskıya maruz kalmadığını”, “adil seçim yapıldığını” savunan açıklamalar yaparak parti içinde gerilimi azaltmaya çalışıyor. Ancak delegeler arasındaki güven bunalımı hâlâ tam anlamıyla giderilebilmiş değil.

5.3 Kamuoyu ve Medya Yansımaları

  • Muhalefet Bloğu: İYİ Parti ve HDP’den bazı milletvekilleri, “AK Parti iktidarının muhalefeti yargı yoluyla dizayn etme girişimi” yorumunda bulundu. “CHP’ye yönelik bu davalar, demokrasiyi zayıflatıyor” eleştirisi yoğunlaştı.

  • İktidar Kanadı: AK Parti sözcüleri, “siyasi partilerde yolsuzluk ve usulsüzlüğün takipçisi olacaklarını”, adaletin gereğini yerine getireceklerini belirtti. “Kim demokratik kuralların dışına çıkmışsa hak ettiği cezayı alacaktır” vurgusu yapıldı.

  • Sosyal Medya: #CHPKurultaySkandalı etiketiyle açılan çok sayıda tartışma, hem yolsuzluk iddialarını hem de “yargının siyasetle ilişkisi” gündemini canlı tutuyor.


Sonuç ve Değerlendirme

Şubat 2025’te yaşanan 38. CHP Kurultayı’na ilişkin “oy satın alma” ve “siyasi nüfuz suistimali” iddiaları, partiyi ve kamuoyunu ikiye böldü. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 şüphelinin (İmamoğlu, Tugay ve diğerleri) yargılanmasına kapı aralayan iddianameyi kabul etti. Bu aşamada, teknik olarak yalnızca İmamoğlu’nun iddianamesi resmi olarak kabul edilmiş görünüyor, ancak Tugay ve diğer delegelerle ilgili soruşturma dosyalarında “şüpheli” sıfatı altında ifadeler bulunuyor .

Bu davadan çıkacak sonuçlar, yalnızca CHP içi dengeleri sarsmakla kalmayacak; 2028 seçimleri açısından muhalefetin en güçlü iki ismini (İmamoğlu ve Tugay) odak dışı bırakma riski doğuracak. Hukuki süreç, 11 Nisan 2025’te gerçekleşecek ilk duruşmayla devam edecek. Ne var ki mahkeme kararları ve delil durumu, siyasi yansımalardan ayrı gelişmeyecek; bu nedenle her iki boyutu—hukuki ve siyasi—yakından izlemek gerekiyor.

Okumaya Devam Et

Politika

Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü’ye Soruşturma: İmamoğlu’nun Gözaltısını Protesto Anındaki “Ahlaksız Adam” Sözleri Gündemde

Yayımlandı

üzerinde

Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca, Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü (fotoğrafta) hakkında kamu görevlisine direnme ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçundan soruşturma başlatıldı. ( Osman Akça – Anadolu Ajansı )

Açıklaması: CHP’li Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü’ye, İmamoğlu’nun gözaltını protesto sırasında polise yönelik ifadeleri ve müdahalesi nedeniyle “kamu görevlisine direnme” ve “2911 sayılı Kanuna muhalefet” suçlamalarıyla soruşturma açıldı.

Giriş

19 Mart 2025 tarihinde, CHP’li Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü’ye, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını protesto eden eylem sırasında polise yönelik tepkisi nedeniyle soruşturma açıldı. Ünlü’nün polisin üzerine yürüyerek “Belediye başkanıyım ben, ahlaksız adam niye sıkıyorsun lan” ifadelerini kullanmasının ardından, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “kamu görevlisine direnme” ve “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçlamalarıyla resen soruşturma başlatıldı.

Bu makalede, yaşanan olayın detayları, hukuki süreç, siyasi etkileri ve kamuoyunda yaratılan tartışma ele alınacak; SEO uyumlu bir şekilde başlık, meta açıklaması ve anahtar kelimelerle desteklenecek.

Olayın Arka Planı: İmamoğlu’nun Gözaltına Alınması ve CHP’nin Toplanma Kararı

Mart 2025’in ortasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “terör ve örgütlü suçlar” iddiaları çerçevesinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 86 kişinin gözaltına alınması kararı alındı. CHP, bu kararı “demokrasiyi zedeleyen bir uygulama” olarak nitelendirerek, birçok ilde eş zamanlı basın açıklamaları düzenleme kararı aldı.

Muğla’da da CHP Muğla İl Başkanlığı önünde toplanan partililer, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının siyasi bir operasyon olduğunu belirterek, süreçle ilgili “hukuki dayanaktan yoksun” eleştiriler yöneltti. İl Başkanı Zekican Balcı, İmamoğlu’ya yönelik gözaltının demokrasiyi yıprattığını vurguladı ve “Süreci titizlikle takip edeceğiz” ifadesini kullandı.

Protesto Yürüyüşü ve Biber Gazlı Müdahale

Basın açıklamasının ardından grup, Muğla Adliyesi’ne doğru yürümeye başladı. Ancak polis ekipleri, yürüyüşün izinsiz olduğu gerekçesiyle adliye binasına veya yakınına ilerlemelerine izin vermedi. CHP’li yöneticiler ve kalabalık bir kitlenin “Özgür İmamoğlu”, “Demokrasi Susmayacak” sloganları eşliğinde adliye önüne kadar gelmeye çalışması, polisle kısa süreli bir gerginliğe yol açtı.

Polis barikatını aşmak isteyen gruba biber gazı ve tazyikli suyla müdahalede bulunuldu. Bu müdahale sırasında biber gazından etkilenen Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, öfkesini kontrol edemeyerek polise doğru hamle yaptı ve “Belediye başkanıyım ben, ahlaksız adam niye sıkıyorsun lan” şeklinde yüksek sesle bağırdı. Ünlü’nün bu tepkisi, kameralara yansıyan en sert anlardan biri oldu. Ünlü, polis kalkanına yumruk atarken, güvenlik güçleri tarafından geri çekilmek istendi; arbede büyüdü ve Ünlü bulunduğu noktadan uzaklaştırıldı.

Hukuki Süreç: Soruşturma Kapsamı ve Suçlamalar

Olayın hemen ardından, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Acar Ünlü hakkında iki suçlama yöneltildi:

  1. Kamu Görevlisine Direnme (TCK 265/1): Polis memurlarının görevini yapmasını zorlaştırmaya yönelik fiil ve davranışlar, Türk Ceza Kanunu’nun 265. maddesi kapsamında ele alındı. Ünlü’nün polisin üzerine yürümesi ve barikata vurması, “kamu görevlisine direnme” suçu kapsamına girdi.

  2. 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na Muhalefet: İzin alınmaksızın yapılan yürüyüş ve adliye önündeki gösterinin devam ettirilmesi, 2911 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri gereğince “izinsiz gösteri” olarak değerlendirildi. Ünlü’nün grup içinde öne çıkarak, polisin müdahalesine karşı koyması bu suçlamayı pekiştirdi.

Savcılık mevzuata göre delil toplama, şahit ifadelerinin alınması ve kamera kayıtlarının incelenmesi aşamalarını yürütüyor. Acar Ünlü’nün savunmasının alınmasının ardından soruşturma dosyası, iddianameye dönüştürülmek üzere hazırlanacak.

Siyasi ve Kamuoyu Tepkileri

Soruşturmanın duyulmasıyla birlikte CHP cephesinden ve muhalif basından farklı tepkiler yükseldi. CHP Genel Merkezi, Acar Ünlü hakkında başlatılan soruşturmanın “aday gösterilen İmamoğlu’ya yönelik demokratik tepkiyi bastırma girişimi” olarak yorumlanmasını isteyen bir mesaj yayımladı. Parti sözcüleri, İmamoğlu’nun gözaltı kararıyla bağlantılı organize bir siyasi tasfiye operasyonu olduğunu iddia ederek, yargı sürecinin “tarafsız ve hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde” yürütülmesini talep etti.

Bazı hukukçular ise, “kamu görevlisine direnme” suçunun nispeten “hafif cezalı” bir suç olduğunu, ancak “2911 Sayılı Kanun’a muhalefet” iddiasının cezanın şekline ve etkinin boyutuna bağlı olarak daha ağır yaptırımları gündeme getirebileceğini belirtti. Adliye önünde toplanan avukatlar, Ünlü’nün tutumunun “diktatörce bir uygulamaya karşı duyulan doğal öfke” olarak değerlendirilebileceğini, ancak hukuki sürecin “ifade özgürlüğünün sınırları” çerçevesinde şekilleneceğini söyledi.

Yerel basında ise, Marmaris halkı ikiye bölündü. Bazı vatandaşlar, Ünlü’nün “cesur bir tepki gösterdiğini” savunurken; diğer kesimler, belediye başkanının bu hareketinin “şehrin itibarını zedeleyebileceği” uyarısında bulundu. Sosyal medyada #AcarÜnlüEtmePaydos, #DemokrasiNöbeti gibi etiketlerle hem destek hem de eleştiri mesajları hızlıca yayıldı.

Soruşturmanın Olası Sonuçları ve Belediye Yönetimine Etkisi

Hukuki süreç, Acar Ünlü için hem şahsi siyasi kariyerini hem de Marmaris belediyesinin itibarını yakından ilgilendiriyor. Eğer iddianame düzenlenerek yargılama süreci başlarsa; olası para cezaları, hapis cezaları ya da kamu hizmetlerinden yasaklama gibi yaptırımlar gündeme gelebilir. Ancak TCK 265/1 kapsamındaki “kamu görevlisine direnme” fiili genellikle adli kontrol şartı veya para cezası ile sonuçlanırken, “2911 Sayılı Kanun’a muhalefet” suçlamasında, gösterinin izinsiz olması kriterine göre hapis cezası ya da para cezası söz konusu olabilir.

Belediye Meclisi ve ilçe örgütleri de, olası bir cezai sürecin belediye başkanının görevini sürdürmesini etkileyecek aşamaları değerlendiriyor. Acar Ünlü’nün mahkûm olması halinde, belediye başkanlığı sıfatı yasal olarak düşebilir veya geçici uzaklaştırma tedbiri uygulanabilir. Bu durumda parti içi hiyerarşik yapı ve yerel meclis mekanizmalarının nasıl çalışacağı önemli tartışma konuları arasında yer alıyor. Şu an için resmi makamlar, böyle bir zorunluluk doğması halinde yetki devrini nasıl yöneteceğine ilişkin net bir açıklama yapmadı.

Sonuç ve Beklentiler

Acar Ünlü’ye yöneltilen suçlamalar, Türkiye’de giderek tırmanan siyasal gerilimin ve toplumsal kutuplaşmanın bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Hem hukukçular hem siyaset bilimciler, bu dosyanın “adil yargılanma” ilkesi çerçevesinde ele alınmasının Türkiye demokrasisi açısından belirleyici olacağını ifade ediyor. Özellikle Ekrem İmamoğlu’nun gözaltı kararıyla başlayan dalga, siyasi partilerin yerel futboldan genel parlamentoya kadar uzayan alanlarda “yargı bağımsızlığı” ve “toplantı-gösteri özgürlüğü” gibi temel konuları yeniden tartışmaya açtı.

Önümüzdeki haftalarda Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma kapsamında topladığı delilleri inceleyerek iddianameyi hazırlaması bekleniyor. Ardından yargılamanın seyri, karar aşaması ve olası temyiz süreçlerinin birkaç ayı bulabileceği öngörülüyor. Kamuoyu, özellikle sosyal medya üzerinden süreci yakından takip ederken, CHP kanadından gelecek resmi açıklamalar ve yargı kaynaklı net bilgiler kritik önem taşıyor. Bu çerçevede, hem yerel hem de ulusal düzeyde gelişmeler takip edilerek, siyasetin hukukla iç içe geçtiği bu dönemin Türkiye siyaset literatüründe nasıl yer alacağı tartışılmaya devam edecek.

Okumaya Devam Et

Politika

“İBB Yolsuzluk Soruşturmasında Şok İtiraf: Aziz İhsan Aktaş’ın Etkin Pişmanlık Beyanı Ortaya Çıktı”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İBB yolsuzluk soruşturmasında kilit isim olarak öne çıkan Aziz İhsan Aktaş’ın “etkin pişmanlık” gereği verdiği itirafçı ifadesi, CHP’li birçok belediyedeki rüşvet ağını gün yüzüne çıkardı. Beşinci dalga operasyonun detayları, Aktaş’ın ifşaları ve soruşturmanın siyasi sonuçları bu haberde.

Giriş ve Genel Bakış

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturmaları son dönemde beşinci dalga operasyonuyla kamuoyunu sarsarken, operasyonun kilit ismi olarak tanımlanan iş insanı Aziz İhsan Aktaş’ın “etkin pişmanlık” hükümlerinden yararlanarak verdiği itirafçı ifadesi ilk kez gözler önüne serildi. Bu gelişme, başta CHP’li birçok ilçe belediyesi olmak üzere İBB bünyesinde dönen rüşvet ve kayırma iddialarını derinleştirdi.

Soruşturmalar kapsamında toplam 47 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarılırken, 30 kişi gözaltına alındı ve bunların arasında bazı CHP’li belediye başkanları ile üst düzey yöneticiler de bulunuyor. Aziz İhsan Aktaş’ın ifadeleri, Emniyet ve yargı organlarına büyük bir belge niteliğinde sunularak yeni operasyonlara gerekçe teşkil etti.


Aziz İhsan Aktaş Kimdir?

1976 doğumlu Diyarbakırlı iş insanı Aziz İhsan Aktaş, inşaat, araç kiralama, temizlik ve benzeri hizmetler alanında faaliyet gösteren çok sayıda şirkete sahip. İBB başta olmak üzere bazı ilçe belediyelerinden ihaleler alan Aktaş’ın adı daha önce de çeşitli yolsuzluk iddiaları kapsamında gündeme gelmişti. Örneğin, Aktaş’ın ortağı olduğu şirketin, adını “Yeni Yüzyıl” olarak değiştirerek AKP’nin “Türkiye Yüzyılı” sloganına gönderme yapması kamuoyunda tepkilere yol açmıştı.

Soruşturma evraklarında “suç örgütü lideri” olarak nitelendirilen Aktaş’ın, Beşiktaş Belediyesi başta olmak üzere çeşitli CHP’li belediyelere yönelik rüşvet ağı kurduğu ve ihale süreçlerini organize ederek maddi menfaat sağladığı iddia ediliyor. 30 Nisan ve 11 Mayıs tarihlerinde iki kez ifade veren Aktaş, rüşvet ve kayırma iddiaları hakkında ayrıntılı bilgiler paylaştı.


Aktaş’ın İtirafçı Olma Gerekçesi ve Etkin Pişmanlık Talebi

Aziz İhsan Aktaş, “etkin pişmanlık” hükümlerinden yararlanmak amacıyla emniyete başvurdu. İfadede, uzun yıllardır süregelen kayırma ağını deşifre ettiğini belirterek hem kendisine hem de örgütüne yönelik yargılamada hafifletici madde talep etti. Bu talep doğrultusunda Aktaş, “etkin pişmanlık” kapsamında sunduğu itirafçı beyanlarında; Beşiktaş, Avcılar, Ceyhan, Seyhan ve Gaziosmanpaşa gibi ilçelerdeki CHP’li belediyelere yapılan rüşvet transferlerine dair kanıt niteliğinde ayrıntılar verdi.

Sabah Gazetesi Haber Müdürü Nazif Karaman’ın A Haber’de aktardığı bilgilere göre, Aktaş, ifadesinde belediye başkanları ve yardımcılarına “hakediş ödemeleri” yapılması karşılığında para aktarıldığını, bazı araç ve gayrimenkullerin usulsüz fiyattan alındığını ve 2024 yerel seçimlerinde adaylara lojistik destek sağlama adı altında “para ve araç” verildiğini anlattı. Bu kapsamda, örneğin Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara’ya 4,5 milyon TL, Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar’a 300 bin dolar, Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin’in eşine 1 milyon dolar gibi transferler yapıldığı iddia edildi.


Öne Çıkan İtiraf ve Siyaset Boyutu

Aktaş’ın ifadesindeki en çarpıcı iddialardan biri de Beşiktaş Belediyesi’nin kapsam dışı araç kiralama işleriyle ilgili oldu. Buna göre, kardeşlerine ait şirketler Beşiktaş Belediyesi’ne araç kiralaması karşılığında ihale aldı; ancak sözleşmede yer almayan ilave araç talepleri yapıldı. İddialara göre, bu ilave araçlardan biri CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in kullanımına tahsis edildi. Noter onaylı kira sözleşmesine rağmen hiçbir kira bedeli ödenmediği belirtiliyor.

Söz konusu iddia, Türkiye genelinde siyasi yelpazenin çeşitli kesimlerinde büyük tartışma yarattı. CHP cephesinden henüz resmi bir açıklama gelmese de, olaya ilişkin incelemelerin daha geniş bir perspektife yayılması bekleniyor. Özgür Çelik’in adı ilk kez rüşvet iddialarında bu kadar doğrudan geçerken, söz konusu ilişkinin kaynağı ve araç sürecinin hukuki boyutu soruşturma dosyasında kritik başlık olarak duruyor.


Soruşturmanın Kapsamı ve Gözaltı Listesi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü dört farklı soruşturmada, şu aşamada gözaltı kararı çıkarılan 47 kişiden 30’u hakkında yakalama işlemi gerçekleştirildi. Gözaltına alınanlar arasında; İBB Genel Sekreter Yardımcısı Erdal Celal Aksoy, İSBAKL Genel Müdürü Burak Korzay, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe, Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin ve Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı Ozan İş gibi isimler bulunuyor.

Operasyonun beşinci dalgası kapsamında, “rüşvet alma”, “rüşvet verme”, “irtikap” ve “ihaleye fesat karıştırma” suçlarında şüpheli olarak değerlendirilen bu isimler, sorgu süreçlerinin ardından adli makamlara sevk edilecek. Soruşturmanın genişlemesi halinde yeni gözaltı ve operasyon dalgalarının gelmesi sürpriz olmayacak.


Soruşturmanın Olası Etkileri ve Gelecek Adımlar

Aktaş’ın itirafçı ifadesiyle birlikte, yolsuzluk soruşturmalarının boyutu daha görünür hale geldi. Önümüzdeki günlerde CHP’li belediyelere yönelik yeni operasyonlar düzenlenmesi, iddianamelerin genişlemesi ve mahkemede ifade verecek tanık sayısının artması bekleniyor. Siyasi partilerden gelecek tepkiler ve toplumsal algı, süreç boyunca önemli bir dinamik oluşturacak.

Öte yandan, savcılık makamının gizlilik kararı sonrasında basına yansıyan deliller ve ifadeler, soruşturmanın seyrini kamuoyuna yansıtıyor. İlerleyen haftalarda yargı makamlarının tutuklu veya adli kontrol şartıyla serbest bıraktığı şüphelilerin duruşma süreçleri yakından izlenecek. Adalet Bakanlığı’nın da soruşturmaya ilişkin gözetim mekanizması devrede olacak.


Sonuç ve Değerlendirme

Aziz İhsan Aktaş’ın “etkin pişmanlık” hükümlerinden yararlanarak verdiği itirafçı ifadesi, İBB ve CHP’li birçok ilçedeki belediyelere sirayet eden yolsuzluk iddialarının görünmeyen yüzünü ortaya çıkardı. Bu süreç, sadece bir iş insanının değil, arkasındaki siyasetçi ve bürokrat zincirinin de hesap verme sürecine girmesine neden olabilir. Yargılamanın şeffaflığı ve adalet mekanizmasının güvenilirliği, hem vatandaşlar hem de uluslararası gözlemciler açısından yakından takip edilecek.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar