Ekonomi
İşsizlik, sınırlı artış kaydetti

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Nisan ayını ilişkin “İşgücü İstatistikleri”ni yayımladı.
Verilere göre, işsizlik oranı ise 0,6 puan artarak yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,1 iken kadınlarda yüzde 11,5 olarak tahmin edildi.
15 VE YUKARI YAŞTAKİ İŞSİZ SAYISI ARTTI
Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2025 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre 203 bin kişi artarak 3 milyon 63 bin kişi oldu.
İŞGÜCÜNE KATILMA ORANI DÜŞTÜ
İşgücü 2025 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre, 114 bin kişi azalarak 35 milyon 421 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,2 puan azalarak yüzde 53,4 olarak gerçekleşti.
İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 70,9 iken kadınlarda yüzde 36,4 oldu.
GENÇ NÜFUSTA İŞSİZLİK ARTTI
15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,4 puan artarak yüzde 15,7 oldu.
Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 11,2, kadınlarda ise yüzde 23,7 olarak tahmin edildi.
ORTALAMA ÇALIŞMA SÜRESİ DÜŞTÜ
İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2025 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre 1,2 saat azalarak 42,2 saat olarak gerçekleşti.
MEVSİM ETKİSİNDEN ARINDIRILMIŞ İŞGÜCÜ ORANI YÜZDE 32,2
Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2025 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre 3,4 puan artarak yüzde 32,2 oldu.
Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 22,5 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 20,0 olarak tahmin edildi.
Ekonomi
Yoksullukta Yeni Dönem: Markette Dilimle Sucuk Satışıyla Ekonomik Sarsıntı Derinleşiyor
Açıklama:
Türkiye’de yükselen enflasyon ve gelir adaletsizliği, tüketicileri et ve et ürünlerini gram gram, hatta dilim dilim satın almaya zorladı. “Markette Dilimle Sucuk Satışı” başlığı altında gündeme gelen bu uygulama, yoksulluğun derinleştiğine işaret ediyor. Detaylı analiz, nedenler, tüketici tepkileri, sağlık-güvenlik boyutu ve olası sonuçlar bu makalede ele alınmıştır.
Giriş
Türkiye’de 2023 ve 2024 yıllarında hızla artan enflasyon, temel gıda maddeleri başta olmak üzere et ve et ürünlerinde ciddi fiyat artışlarına yol açtı. Bugün bir kilogram kıyma 400 TL seviyesine ulaşırken, aynı rafta satılan sucuk fiyatları da ortalama 300–450 TL bandında seyrediyor. Bu durum, geniş bir kesimin “sadece bakarız, alamayız” noktasına gelmesine neden oldu. Yükselen fiyatlar tüketicileri alternatif çözüm arayışına iterken; kasap ve marketler de talebi karşılamak adına “sucuk satışı dilimle” uygulamasını hayata geçirmeye başladı .
Dilimle Sucuk Satışının Ardındaki Nedenler
-
Gelir Düzeyinin Düşmesi ve Alım Gücünün Azalması
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı verilere göre, enflasyonla birlikte reel ücret kayıpları ~%30’un üzerine çıktı. Bu durum özellikle asgari ücretin ve emekli maaşlarının gıda sepetini karşılamasını imkânsız hale getirdi. Dolayısıyla tüketiciler, bütçelerine uygun gıdayı “bütçeye göre” belirlemek zorunda kaldı . -
Esnafın Karlılık Kaygısı ve ‘Taban Fiyat’ Dengelemesi
Kasaplar ve marketler, kilogram fiyatının 400–450 TL’ye çıktığı bir ortamda, “et ürününü satamazsak kepenk kapatırız” endişesi yaşıyor. Bu nedenle, kâr marjını düşürüp tüketicinin bir dilim sucuk veya birkaç gram pastırma almasına izin vererek satış adetini artırmayı hedefliyorlar. Bu sayede hem stok eritiliyor hem de günlük nakit akışı sağlanıyor . -
Tüketicinin Psikolojik Beklentisi ve ‘Harcama Maddesi’ Algısı
Tüketici, “Büyük paket almak zor, bütçem yetmez” psikolojisiyle markete girdiğinde, gramaj ya da dilim bazlı satış sunulunca, “Sadece o kadarına param yetiyor” diyerek satın alma eylemini gerçekleştiriyor. Bu da satıcı açısından düşük marjla da olsa ciroya katkı sağlıyor .
Tüketici Perspektifi: Şartlar Daha da Zorlaşıyor
-
Pazar Alışkanlıklarının Değişimi: Eskiden kiloluk pastırma ya da sucuk popülerken, günümüzde bir paket dahi fazla geliyor. Kayseri’de bir kasap işletmecisi, “Eskiden kilo kilo satardık, şimdi 10 dilim ver, 5 dilim ver diyorlar. İnsanlar evindeki aile sayısına bakmadan, cebindeki paraya bakmak zorunda kaldı” diyor
-
Kısa Vadeli Ertelenmiş İhtiyaçlar: Tüketici, “Bu hafta sucuk alamam, gramla alayım” derken; sosyalleşme ve davet kültürü de küçülüyor. İnsanlar evlerine misafir ağırlarken, “sadece birkaç dilim sucuk” yetmeyebiliyor. Bu durum, psikolojik sıkıntıları da beraberinde getiriyor .
Sağlık ve Güvenlik Endişeleri
-
Merdiven Altı Üretim Riskleri
Halk TV’nin uyarısına göre; “Kıymanın kilosunun 400 lira olduğu bir yerde gidip de 250 liraya sucuk alırsanız, merdiven altı ürünlerle insan sağlığını tehlikeye atmış olursunuz” . Gram ve dilim bazlı satışta etiket, barkod, menşei gibi bilgiler net olmayabiliyor; bu da tüketiciyi risk altına sokuyor. -
Hijyen ve Saklama Koşulları
Dilimlenmiş sucuklar, özellikle küçük işletmelerde tezgâhın üzerinde uzun süre kalabiliyor. Uygun soğutma ve paketleme yapılmadığında; bakteri, paraziter kontaminasyon gibi olumsuzluklar yaşanabilir. Özellikle raf ömrü kısa olan sucukta bu durum “gıda zehirlenmesi” riskini artırıyor . -
Kalori ve Tuz Miktarı Belirsizliği
Gramla satılan ürünlerde besin değer bilgisi sunulmadığı için, tüketici tuz ve katkı maddesi içeriğini bilemiyor. Bu, özellikle hipertansiyon ve diyabet gibi kronik hastalığı olanları tehlikeye atabiliyor .
Ekonomik ve Sosyal Etkiler
-
Gelir Adaletsizliğinin Derinleşmesi: Daha önce kilo bazlı ürünleri alan orta sınıf tüketici, bugün dilim bazlı alışveriş yapmaya başladı. Bu da toplumda “refah kaybı” algısını pekiştiriyor ve toplumsal gerilimi artırıyor .
-
Küçük İşletmelerin ‘Hayatta Kalma’ Mücadelesi: Kasap, bakkal ve küçük marketler, büyük zincirlerle rekabet etmek zorunda kalırken; ucuz maliyetli temel gıdayı temin edemeyen tüketici de hijyen ve kalite riskiyle karşı karşıya kalıyor. Bu ikili sıkışma, yerel ekonomiyi de tehdit ediyor .
-
Sosyal Politikaların Yetersizliğine Dikkat Çekmek: Özellikle dar gelirli aileler için sosyal yardımlar ve gıda destek kartları, piyasa fiyatlarındaki artışla yetersiz kalıyor. Bu durum, kamuoyunda “yardımın yetersizliği” tartışmalarını alevlendiriyor. Vatandaş, “İndirimli ürünler dağıtılsın ama bunu karşılayacak bir mekanizma yok” eleştirisini yükseltiyor .
Markalarda ve Zincir Marketlerde Alternatif Çözümler
Bazı büyük market zincirleri, 300–500 gramlık kampanyalı sucuk paketleri çıkardı. Örneğin, belli markalar 250 gram sucuk için ~75–85 TL bandında indirimler sunarken, bazı kasaplar “kazan-kazan” modeliyle tüketiciye hem dilim hem de paket bazlı seçenekler sağlıyor . Ancak bu cazip kampanyaların “süreli” olması, tüketiciyi belirsizlikle yüz yüze bırakıyor.
Sonuç ve Değerlendirme
Türkiye’deki döviz kurlarındaki dalgalanma, girdi maliyetlerindeki artış ve üretim masraflarındaki tırmanış, et ürünleri fiyatlarını yukarı çekti. Tüketiciler cebindeki parayla yetinmek zorunda kalırken, “dilimle sucuk” uygulaması, yoksulluk sınırının geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Bu model, kısa vadede hem tüketiciye hem de küçük esnafa nefes aldırsa da uzun vadede “güvenlik, sağlık ve sürdürülebilirlik” sorunlarını beraberinde getirecek görünüyor.
Öneriler:
-
Sosyal Yardım Programlarının Genişletilmesi: Yoksul ailelerin et ve süt ürünlerine erişimini artıracak dijital gıda kartları yeniden gözden geçirilmeli.
-
Denetim ve Eğitim Kampanyaları: Merdiven altı üretim riskini minimize etmek için okul kantinlerinden, marketlere kadar hijyen eğitimleri verilmeli; denetimler sıklaştırılmalı.
-
Üretici ve Tüketici Arasındaki Bilgi Asimetrisinin Azaltılması: Etiket zorunluluğu, barkod sistemi ve menşei bilgisinin herkesçe anlaşılır şekilde sunulması, “dilimli” satışta tüketiciyi koruyacak adımlar arasında yer almalı.
-
Uzun Vadeli Makroekonomik Politikalar: Enflasyonla mücadele, döviz kurlarındaki oynaklığı azaltmak ve yerli üretimi desteklemek amacıyla kapsamlı paketler açıklanmalı.
Yoksulluk ve enflasyonla mücadele, yalnızca ekonomik tedbirlerle sınırlı kalmamalı; tüketicinin refah düzeyini koruyan, “insanca yaşam” perspektifini ön planda tutan sosyal politikalar hayata geçirilmelidir. Aksi takdirde, “dilimle sucuk” gibi pratik çözümler, Türkiye’de kalıcı bir sorun haline gelmeye devam edecektir
Ekonomi
Buğday alım fiyatı 2025: TMO makarnalık ve ekmeklik buğday, arpa ton başına ne kadar oldu? Hububat alım ücretleri ne zaman yatacak?

2025 BUĞDAY VE ARPA FİYATI NE KADAR OLDU?
TMO 2025 yılı hububat alım fiyatları (2. grup ürünler için) ton başına;
Makarnalık buğdayda 13.500 TL,
Ekmeklik buğdayda 13.500 TL,
Arpada ise 11.000 TL.
2024 yılında makarnalık buğday alım fiyatı 10.000, ekmeklik buğday fiyatı 9.250 TL, arpa fiyatları da 7.250 TL idi.
Ekonomi
Bakan Bolat: Enflasyonda yüzde 20’li rakamlar ufukta belirdi

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, bugün açıklanan rakamlarla enflasyonda yıl sonuna doğru yüzde 20’li rakamların ufukta belirdiğini belirterek, “İstikrarlı ve öngörülebilir bir ekonomik yapıda, sürdürülebilir, dengeli ve ihracata dayalı büyüme hedefleri doğrultusunda ilerleme devam etmektedir. Ekonomideki tüm aktörlerin hesaplarını bu olumlu gelişmelere göre yapmaları gerekir.” ifadesini kullandı.
Bakan Bolat, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, mayıs ayı enflasyon verilerini değerlendirdi.
Mayısta enflasyonun aylık yüzde 1,53, yıllık yüzde 35,41 ile yaklaşık son 42 ayın en düşük seviyesine gerilediğine dikkati çeken Bolat, böylelikle Mayıs 2024’e kıyasla enflasyonun son 12 ayda 40 puandan fazla düşüş gösterdiğine işaret etti.
Bolat, geçen yılın ocak-mayıs döneminde aylık enflasyonların ortalamasının yüzde 4,2 iken bu yılın aynı döneminde yüzde 2,9 olduğunu bildirdi.
Son 12 aydır aylık enflasyon hızının bir önceki yıldan daha düşük gerçekleştiğini ve böylece yıllık enflasyonun 12 aydır sürekli ve istikrarlı düşüş içinde seyrettiğini vurgulayan Bolat, şunları ifade etti:
“2024 sonunda yüzde 44,4 olarak gerçekleşen yıllık enflasyon, bu yılın 5’inci ayı itibarıyla yüzde 35,4’e inmiş olup, kaydedilen bu olumlu gelişme yıl sonunda enflasyonun Merkez Bankamızın tahmin patikasına uyumlu şekilde yüzde 20’li oranlara gerileyeceğini göstermektedir. Tüm ekonomik aktörlerin enflasyondaki bu düşüşe göre planlamalarını yapmasıyla dezenflasyon süreci daha da kuvvetlenecek ve finansman maliyetleri ile miktarındaki iyileşmeler de dezenflasyon sürecindeki hıza uyumlu bir şekilde gerçekleşecektir.”
“MÜCADELEMİZE KARARLILIKLA DEVAM EDİYORUZ”
Bolat, Yİ-ÜFE ve çekirdek TÜFE C endeksindeki gerilemelere de dikkati çekerek, bu yılın ilk 5 ayında kümülatif enflasyonun yüzde 15,09 olduğunu hatırlattı.
Kurban Bayramı öncesi, ihracat rekoru ve 19 çeyrektir devam eden ekonomik büyüme sonrası, üçüncü müjdeli haberin de enflasyondaki düşüşle geldiğini vurgulayan Bolat, aylık enflasyonlardaki umut verici gerilemelerin güçlü dezenflasyon programındaki kararlılığı yansıttığını ifade etti.
Bolat, Bakanlık olarak uyguladıkları politikalar ve aldıkları tedbirlerle dış ticaret ve cari işlemler açığını düşürerek makro-finansal istikrarı güçlendirmeye ve enflasyonun düşürülmesine katkı sağlamaya devam edeceklerini belirterek şunları kaydetti:
“İç ticarette hem vatandaşlarımızın fahiş fiyat artışları sonucu mağdur olmasını engellemek hem de piyasada adil ve şeffaf bir ticaret düzenini tesis amacıyla mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz. Ekonomik temellerle açıklanamayacak şekilde fahiş fiyat artışlarına yönelenlerin ve adil rekabet koşullarını bozmaya tevessül edenlerin üzerine gidilmeye devam edilecektir. Enflasyon oranında bu yıl sonuna doğru yüzde 20’li rakamlar ufukta belirmiştir. İstikrarlı ve öngörülebilir bir ekonomik yapıda, sürdürülebilir, dengeli ve ihracata dayalı büyüme hedefleri doğrultusunda ilerleme devam etmektedir. Ekonomideki tüm aktörlerin hesaplarını bu olumlu gelişmelere göre yapmaları gerekir.”
-
Gündem7 gün önce
Özgür Evren Öziş’in Cansız Bedeni Ağaçta Bulundu: Ailesi Televizyon Programlarına Başvurmuştu
-
Teknoloji6 gün önce
Gizemli Uzay Nesnesi ASKAP J1832−091: Dünya’ya Her 44 Dakikada Bir Radyo ve X-Işını Sinyali Gönderiyor
-
Magazin1 hafta önce
Yalı Çapkını’nın Hattuç Hala’sı Şerif Sezer Trafik Kazası Geçirdi – Aracı Hurdaya Döndü, Sağlık Durumu İyi
-
Gündem1 hafta önce
Papara’ya Yasa Dışı Bahis Operasyonu: 8 Şirkete Kayyum Atandı
-
Gündem4 gün önce
Hamilelikte Mucize Görüntü: 8 Aylık Amanda Foster’ın Ultrasonunda “Tanrı’nın Eli” Belirdi
-
Magazin1 hafta önce
Fahriye Evcen’den mutlu aile pozu
-
Gündem5 gün önce
Konya’da 10 Yaşındaki Öğrencinin Boğazını Sıkma Faciası: Küçük Yusuf Yoğun Bakımda Hayat Mücadelesi Veriyor
-
Gündem1 hafta önce
Narin Güran Davasında İstinaf Onayı: Anne, Amca ve Ağabeyin Ağırlaştırılmış Müebbet Hapsi Kesinleşti