Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Suriye lideri Şara’nın Türkiye ziyareti | Cumhurbaşkanı Erdoğan: Geleceğimize yön verecek mühim kararlar aldık

Yayımlandı

üzerinde

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı , ‘da “AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi”nde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin kurultayı bir tasfiye aracı olarak kullandığını belirterek “Bizim kongrelerimizde yumruklar değil, yürekler konuşuyor.” dedi.

“Kısa mesafe koşucusu değiliz.” ifadesini kullanan Erdoğan, uzun ve yorucu bir maratonun koşucuları olduklarını söyledi.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile dün gerçekleştirdiği görüşmeye de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geleceğimize yön verecek mühim kararlar aldık.” diye konuştu.

“KONGRELERİMİZDE YUMRUKLAR DEĞİL, YÜREKLER KONUŞUYOR”

Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Muhalefet kurultayı tasfiye aracı olarak kullanırken biz ise yenileniyor kardeşliğimizi daha da perçinliyoruz.  Ne büyük bahtiyarlık ki bizim kongrelerimizde yumruklar değil yürekler konuşuyor, kongrelerimizde gönüller buluşuyor kalpler kucaklaşıyor. Sandalyelerin havada uçuşmadığı bir şölen havasında kongrelerimizi tamamlıyoruz.

“BİZİM MÜCADELEMİZ KİŞİSEL KARİYER MÜCADELESİ DEĞİLDİR”

Bizim mücadelemiz kişisel kariyer mücadelesi değildir. En tepeden en ücra birimine kadar hepimiz ülkeye ve millete hizmet davasının neferleriyiz. 

“BİZ KISA MESAFE KOŞUCUSU DEĞİLİZ”

Biz kısa mesafe koşucusu değiliz. Biz pazara kadar yol arkadaşlığı yapan insanlardan da değiliz. Biz uzun ve yorucu bir maratonun koşucularıyız. İpi göğüsleyene kadar durmadan koşacağız. Millete hizmet yolunda kırılmak darılmak küsmek gibi bir lükse hiçbirimiz sahip değiliz. Kişisel ihtiraslarını siyasetlerinin merkezine yerleştirenler gibi olmadık, olmayacağız. Ben değil, biz demeye eneden ve enaniyetten uzak durmaya devam edeceğiz.

“HAYAL DENİLEN NİCE REFORMLARA BİRLİKTE İMZA ATTIK”

Bugün 22 yıl öncesine kıyasla her alanda bambaşka bir ‘den bahsediyorsak bunda sizlerin çok büyük emeği var. Karalamalara kışkırtmalara prim vermeden kardeşliğimizi birlikte savunduk. Hayal denilen nice reformlara birlikte imza attık. Zulmün baskının yasakların ufkumuzu kararttığı eski günlerden 2025 yılının müreffeh Türkiye’sine yine beraber ulaştık. Türkiye’de siyasi partilerde bir zihniyet değişimine sizler öncülük ettiniz.

“BU ÜLKEDE YILLARCA KADININ ADI YOKTU”

Bu ülkede yıllarca kadının adı yoktu. Kadınlar çoğu zaman siyasette bir vitrin malzemesi olarak görülüyordu. Başörtüsünden ötürü okuma kamuda çalışma hakları kısıtlanıyordu.

CHP’YE TEPKİ: ÜNİVERSİTELERİN KAPISINDA İKNA ODALARI KURANLAR SİZDİNİZ

Ey CHP unutma üniversitelerin kapısında ikna odaları kuranlar sizdiniz. Şimdi çıkmış bunlar bize kadın haklarından bahsediyor. Eğitimde kız çocuklarımızın okullaşma oranını biz yükselttik. 2002’de üniversitelerde kız öğrenci oranı sadece yüzde 13 iken, bugün yüzde 53’ün üzerine çıktı. Ey Özgür Bey biz buraya durup dururken gelmedik ter döktük yüreğimizi koyduk.

“KADINA YÖNELİK ŞİDDET İNSANLIĞA İHANETTİR”

Unutmayın; kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir. 2012’de yürürlüğe giren 6284 sayılı Kanun’la başka hiçbir sözleşmeye, belgeye veya dışarıdan müdahaleye ihtiyaç duyulmayacak bir kapsayıcılıkta kadınların korunmasını temin ettik. KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamalardan aile içi şiddetin resen takip edilen suçlar arasına alınmasına kadar birçok başlıkta devrim niteliğinde adımlar attık.

“İDEOLOJİK BAĞNAZLIKLARLA İNSANIMIZIN YAŞAM TARZINA MÜDAHALE EDİLMESİNE İZİN VEREMEYİZ”

Rövanşizm kokan marjinal bir siyasetin, muhalefet eliyle yerel yönetimler üzerinden hortlatılmaya çalışılması, demokrasi adına utanç, endişe vericidir. Kadınların çetin mücadeleler neticesinde elde ettiği kazanımların ister yerel yönetimler olsun, ister özel sektör olsun gasbedilmesine tolerans göstermeyiz. Muhalefetin yönettiği kimi belediyelerde 28 Şubat döneminden hatırladığımız ayrımcı politikalar tekrar hayata geçirilmek isteniyor. İdeolojik bağnazlıklarla insanımızın yaşam tarzına, inanç ve kültür değerlerine müdahale edilmesine asla izin veremeyiz. Dün dünde kalmıştır. Eski Türkiye’nin kötü alışkanlıkları eski Türkiye’de kalmıştır. Vesayet odakları adına konuşan tetikçi kalemlerin, millete ve sivil siyasete ayar verdiği günler bir daha gelmemek üzere geride kalmıştır.

SURİYE LİDERİ ŞARA İLE GÖRÜŞMESİNE İLİŞKİN AÇIKLAMA

Türkiye dış politikada usta bir santranç oyuncusu gibi stratejik hamlelerle bölgemizde ve dünyada anahtar konuma gelmeye başladı. Dün Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve heyeti ülkemize tarihi kavşakta çok kritik ziyarette bulundu.

“GELECEĞİMİZE YÖN VERECEK MÜHİM KARARLAR ALDIK”

Güvenlikten yeniden inşa faaliyetlerine birçok konuyu değerlendirdik. Geleceğimize yön verecek mühim kararlar aldık. Öncesinde Mısır’ın dışişleri bakanını kabul ettik. Bu akşam Almanya Cumhurbaşkanı ile bir araya geleceğiz. Yarın depremin ikinci yıl dönümü vesilesiyle Adıyaman’dayız.

“BİRBİRLERİNE SÜREKLİ KIRMIZI KART GÖSTERİYORLAR”

Bir ara kırmızı kartla bazı şeyler yapmayı denediler onu da ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Aslında kartları birbirine gösteriyorlarmış. A şehrinin belediye başkanı B şehrinin belediye başkanına eski genel başkan yeni genel başkana bunlar birbirlerine sürekli kart gösteriyorlar. Şimdi de marjinal sol örgütlerin sloganlarıyla kendilerini avutuyorlar. Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu partiyi döndüler, dolaştılar marjinal sol yapıların maskotu, oyuncağı, payandası haline getirdiler.”

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Bakan Göktaş: “Nüfus Politikası Artık Milli Güvenlik Konusu” – Doğum Yardımları 31 Temmuz’da Hesaplarda!

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, nüfusun milli güvenlik meselesi olduğunu vurgulayarak 31 Temmuz’da doğum yardımlarının hesaplara yatırılacağını açıkladı

Nüfus Politikası Artık Bir Milli Güvenlik Meselesi

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, Türkiye’nin genç ve dinamik nüfus yapısını korumanın “milli güvenlik” boyutuna taşındığını belirtti. Nüfus dengesindeki her sapmanın beka sorunu haline gelebileceğini vurgulayan Göktaş, aileleri güçlendirmeye yönelik çalışmaların hız kesmeden süreceğini söyledi

Genç ve Dinamik Nüfus İçin Alınan Tedbirler

  • Beka ve Milli Güvenlik: Nüfus düşüşünün, ekonomik ve sosyal alanda olduğu kadar savunma-milli güvenlik açısından da kritik önem taşıdığı ifade edildi

  • Aileyi Güçlendirme: Kadınların çalışma hayatı ile anne-kadın rolleri arasındaki uyumu destekleyecek politika ve projeler öncelikli hale getirildi .

Doğum Yardımı Destek Modeli Güncellendi

1 Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe giren Doğum Destek Sistemi’yle destek tutarları aşağıdaki gibi belirlendi

  • İlk çocuk: 5.000 TL tek seferlik ödeme

  • İkinci çocuk: Aylık 1.500 TL

  • Üçüncü ve sonraki çocuklar: Aylık 5.000 TL

Bugüne kadar 220.268 anneye, toplam 1,75 milyar TL ödeme yapıldı .

31 Temmuz 2025 Ödemeleri Hesaplarda

Bakan Göktaş, Temmuz ayı doğum yardımlarının 31 Temmuz 2025 tarihinde annelerin hesaplarına aktarılacağını duyurdu . Aile Yılı boyunca süren bu ödemeler, aile kurumunu destekleme ve nüfus dengesini sağlamada kritik rol oynuyor.

Geleceğe Bakış ve Beklentiler

  • Sürdürülebilir Destek: Kadın istihdamını ve aile refahını artıracak yeni paketler planlanıyor.

  • Veri Odaklı İzleme: Nüfus, doğurganlık ve göç hareketleri anlık verilerle takip edilerek politika adaptasyonları hızlandırılacak.

Okumaya Devam Et

Gündem

“Tophane’de Havai Fişekli Kundaklama: Bursa’da Yangın Çıkaran 4 Şüpheli Gözaltında”

Yayımlandı

üzerinde

“Bursa Tophane yamaçlarında havai fişek atarak ormanlık alanda yangın çıkaran 4 kişi, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla yakalandı. Olayın tüm detayları ve adli süreç burada.”

Olayın Gelişimi

28 Temmuz 2025 günü, Bursa kent merkezindeki Tophane yamaçlarında aniden yükselen alevler, bölge halkında paniğe yol açtı. Görgü tanıkları, şüpheli bir grup tarafından havai fişek atıldığını ve bunun alevlerin yayılmasına sebep olduğunu bildirdi. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, “havai fişek atarak kundaklama” iddiasıyla derhal soruşturma başlattı

Şüphelilerin Yakalanması

Savcılığın talimatıyla, Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Çarşı Polis Merkezi Amirliği ekipleri, olay yerine sevk edildi. Yapılan çalışmalarda, S.D., A.K., M.B. ve M.A. adlı dört kişi, 28 Temmuz akşamı havai fişek atarak ormanlık alana yangına neden olmak suçlamasıyla gözaltına alındı. Havai fişeklerin atılmasının yasaklanmasına dair özel bir düzenleme bulunmamasına rağmen, bu eylem “kundaklama” suçu kapsamında değerlendirildi.

Adli Süreç ve Savcılık Açıklaması

Gözaltındaki dört şüpheli, ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, yürütülen soruşturmanın titizlikle sürdüğünü ve kamu zararının telafisi için gerekli yasal işlemlerin eksiksiz yapılacağını duyurdu . Savcılık, yangına sebebiyet veren tüm şüphelilerin eylemlerinin “bilinçli kundaklama” kapsamında soruşturulduğunu vurguladı.

Bölge Halkının Tepkisi ve Önlemler

Tophane eteklerinde yaşanan bu olay, Bursa’da havai fişek kullanımının denetimsizliğini yeniden gündeme taşıdı. Vatandaşlar, benzer olayların tekrarlanmaması için hem yerel yönetimlerden hem de emniyet yetkililerinden sıkı önlemler alınmasını talep ediyor. Uzmanlar ise, ormanlık ve kuru alanlarda havai fişek kullanımının mutlaka yasaklanması gerektiğini belirtiyor.

Sonuç ve Öneriler

Kesin Yasak Talebi: Özellikle ormanlık ve çamurla kaplı alanlarda havai fişek atılmasına yasak getirilmesi için yasal düzenleme yapılmalı.
Denetim ve Cezai Yaptırım: Yetkililer, denetimleri artırarak benzer eylemleri caydırıcı hale getirecek cezai yaptırımları uygulamalı.
Toplum Bilinçlendirmesi: Sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler, “Ateşle Oynamayın” kampanyaları düzenleyerek halkı bilinçlendirmeli.

Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın titiz çalışmasıyla hayatı tehdit eden yangına neden olan çetelenin yakalanması, benzer felaketlere karşı erken müdahalenin önemini bir kez daha gösterdi. Kamuoyunu ilgilendiren tüm gelişmeler için resmi kurum duyuruları takip edilmelidir.

Okumaya Devam Et

Gündem

Bruce Lee’nin Gerçek Ölüm Nedeni Ortaya Çıktı: “Kahraman İmajı” İçin Gizlenmişti!

Yayımlandı

üzerinde

“Bruce Lee’nin 1973’teki trajik ölümüyle ilgili resmi açıklamanın arkasındaki gerçek neden nihayet gün yüzüne çıktı. Yeni araştırmalar, kahraman imajını korumak için beyin ödeminin ardındaki asıl tetikleyici koşulların nasıl gizlendiğini gözler önüne seriyor.”

Giriş

Dünya çapında efsaneleşen dövüş sanatları ustası Bruce Lee, 20 Temmuz 1973’te henüz 32 yaşındayken ani bir şekilde hayata veda etti. Resmi otopsi sonucu “cerebral ödem” (beyin ödemi) olarak açıklansa da, efsanevi imajını korumak adına ölüm nedeninin perde arkası hep sır olarak kaldı. Son yıllarda yapılan tıp çalışmaları ve yeni bulgular, bu gizemi nihayet çözüme kavuşturuyor.

Resmi Rapor: Beyin Ödemi ve Equagesic

1973’te Hong Kong’daki otopsiyi yürüten adli patoloji uzmanı Donald Teare, Lee’nin ölümünü “misadventure (talihsiz kaza)” olarak sınıflandırdı. Beynindeki sıvı birikiminin aşırı aspirin ve meprobamat içeren reçeteli ağrı kesici Equagesic’e karşı gelişen aşırı duyarlılıktan kaynaklandığı kaydedildi . Lee’nin beyni normalde ~1.400 gr iken, ölüm anında 1.575 gr’a kadar şişmişti .

Yeni Hipotez: Su Zehirlenmesi (Hiponatremi)

Son dönemdeki tıp makaleleri, Lee’nin “su zehirlenmesi” olarak bilinen hiponatremi nedeniyle beyin ödemi yaşadığını öne sürüyor. 2022’de yayımlanan bir İspanyol böbrek uzmanları çalışması, Lee’nin kronik yüksek sıvı tüketimi, meyve suyu diyeti ve ilaç kullanımı gibi risk faktörleri nedeniyle sodyum dengesini koruyamadığını ve bunun beyin ödemini tetiklediğini savunuyor . Ayrıca, 2024’te BBC Two’da yayımlanan belgesel de bu hipotezi gündeme taşıdı .

Neden Gizlendi?

Lee’nin eşi Linda Lee Cadwell, ailesinin ve sevenlerinin yaralanmaması için gerçek tetikleyicinin Equagesic alerjisi olduğunu vurgulamış; su zehirlenmesi hipotezini “hype” olarak nitelendirmişti. Ancak dönemin tıp otoriteleri, markanın itibar kaybını önlemek için Equagesic’i odak noktasına koymuş; su tüketiminin rolünü geri planda bırakmış olabilir .

Sonuç

Bruce Lee’nin ölüm nedeni hâlen tartışma konusu olsa da, hiponatremi hipotezi resmi açıklamadan tam 50 yıl sonra motivasyonları ve detaylarıyla gün yüzüne çıkıyor. Kahraman imajını zedelememek için ilk aşamada Equagesic hipersensitivitesi vurgulansa da, bugünkü tıbbi veriler, aşırı su tüketiminin tetikleyici olduğunu gösteriyor.

 

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar