Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

O Mahur Beste Çalar Müjgan’la Ben Ağlaşırız: Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın 53. Ölüm Yıldönümü

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
6 Mayıs 1972’de idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın anısına Attila İlhan’ın ölümsüz dizesi “O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız” eşliğinde hazırlanan bu detaylı makalede; şiirin doğuş öyküsü, idam süreci ve her yıl düzenlenen anma etkinlikleri ele alınıyor.

Özet

6 Mayıs 1972 sabahı, Türkiye’nin genç devrimci önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam haberi, şair Attila İlhan’ın ünlü “Mahur Beste” şiirini doğurmuş; şiirin “O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız” dizesi, o büyük acının simgesi haline gelmiştir  Aradan 53 yıl geçmesine rağmen bu satırlar, her yıl 6 Mayıs’ta ülkenin dört bir yanında anma törenlerinde dile getiriliyor, genç kuşaklara hafızalarda unutulmaz bir iz bırakıyor .

Attila İlhan ve “Mahur Beste” Şiirinin Doğuşu

Şiirin İlham kaynağı

Attila İlhan, 6 Mayıs 1972 sabahı Karşıyaka vapurundayken, antika radyosundan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam haberini alır . Dalgaların hırçınlığında dökülen ilk dizeler, şairin yüreğindeki acıyı “Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız / O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız” mısralarıyla ölümsüzleştirir .

Dizedeki derin anlam

“Müjgan” kelimesi, Türkçede “kirpik” anlamına gelir; burada şiirin ana teması olan yalnızlık ve hüznün mecazi sembolüdür. İlhan, üç gencin asıldığı o soğuk günün hüzün melodisini, “mahur beste” ifadesiyle bir ağıda dönüştürür .

6 Mayıs 1972: Deniz, Yusuf, Hüseyin’in İdamı

Tarih ve yer bilgisi

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 6 Mayıs 1972’de, sabaha karşı saat 01.00 ile 03.00 arasında Ankara Ulucanlar Cezaevi’nde idam edilmişlerdir . Her üçü de o dönemde 25 yaşındaydı .

Siyasal ve toplumsal etkiler

İdam kararları, Türkiye’de 1970’ler siyasi atmosferinin en tartışmalı olaylarından biri oldu. Genç devrimcilerin yanı sıra yargı, medya ve kamuoyu da uzun süre bu kararın hukuki ve ahlaki boyutlarını sorguladı

Anma Etkinlikleri

Ankara’daki anma

Her yıl 6 Mayıs’ta CHP, öğrenci dernekleri ve çeşitli sol örgütler, Ulucanlar Cezaevi Müzesi önünde bir araya gelip anma programları düzenliyor . Ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda toplu anma töreni gerçekleştiriliyor .

Mersin ve Antalya’daki anmalar

Mersin’de, 68 Kuşağı temsilcileri ve genç aktivistler, 53. anma etkinliklerine katıldı  Antalya’da ise AKD Şubesi’nin düzenlediği törenle üç devrimci genç saygıyla anıldı

Şiirin Günümüzdeki Yankıları ve Önemi

  • Kültürel etki: “Mahur Beste” dizeleri, şiir ve müzik dünyasında pek çok sanatçıya ilham verdi; Ahmet Kaya’nın seslendirmesiyle geniş kitlelere ulaştı

  • Edebî değer: Şiir, tevriye sanatıyla işlenmiş imgeleri ve duygu yoğunluğuyla Türk şiirinin unutulmaz örneklerinden biri olarak kabul edilir .

  • Toplumsal hafıza: Genç devrimcilerin anısına her yıl düzenlenen anmalar, “Mahur Beste” dizelerini nesiller arası köprü haline getirir; Türkiye’nin yakın tarihiyle yüzleşmesini sağlar

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Sağlık Bakanlığı 122. Dönem DHY atama kurası takvimi: DHY kura sonuçları ne zaman açıklanacak?

Yayımlandı

üzerinde

Sağlık Bakanlığı, 122. Dönem Devlet Hizmeti Yükümlülüğü Kurası (DHY) kapsamında münhal kadroları ve kura takvimini paylaştı. Bakanlık, DHY Kurası çerçevesinde gerçekleştirilecek hekim atamalarıyla ilgili önemli bilgileri kamuoyuyla paylaştı. Bin 566’sı uzman tabip, 673’ü tabip olmak üzere 2 bin 239 hekim ataması belirtilen tarihte gerçekleştirilecek.

Okumaya Devam Et

Gündem

Üç ilde operasyon: Düğün sezonu yaklaşırken harekete geçtiler

Yayımlandı

üzerinde

Düğün sezonu yaklaşıyor. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte piyasaya sahte altın sürmek isteyenler de harekete geçti.

Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekipleri, sahte 1 gramlık altınları ambalaj içerisinde paketlenmiş olarak kuyumculara satılacağı bilgisi üzerine harekete geçti.

Şüpheliler tespit edilerek takibe alındı. Eskişehir’in yanı sıra Muğla ve İstanbul’da düzenlenen eş zamanlı baskınlarda sahte altınları üreten, piyasaya süren ve dağıtımını yaptığı belirlenen şüpheliler S.K., M.E.A., Z.M.G., E.A., Y.K., U.Ç., İ.H. ve V.A. gözaltına alındı.

Şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda; piyasaya sürülmeye hazırlanmış 646 adet sahte , 36 bin 700 lira nakit para, boş gram altın poşetleri ve ruhsatsız tabanca ele geçirildi.

DÖRT ŞÜPHELİ TUTUKLANDI

’e getirilerek ifadeleri alınan sekiz şüpheli işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

Mahkemeye çıkarılan şüphelilerden M.E.A., Z.N.G., E.A. ve Y.K. tutuklanırken, diğerleri adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Okumaya Devam Et

Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Milleti provoke eden gazeteci olmaz

Yayımlandı

üzerinde

Cumhurbaşkanı , Beştepe’de 10. Anadolu Medya Ödülleri programına katıldı. 

Sokak röportajlarına tepki gösteren Erdoğan, “Milleti provoke eden gazeteci olmaz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyalarımızın farklı yerlerinde basın emekçileri hayatını kaybetti. İsrail Filistin’de 212 gazeteciyi şehit etti. Filistinli gazeteciler canice katledilmeye devam ediyor. 

Görüyoruz ki hakikatin peşinden koşanlar sadece haber yapmaz. Bu şuurla hareket edenler tarihe not düşen sessiz yığınların sesi olur, giderek kutuplaşan medya düzeninde özgür ve özgün bir duruş sergiler.

Anadolu medyası varsa milletin sesi vardır. Anadolu medyasının sesi gür çıktığı sürece demokrasimiz de serpilecek, sağlam temeller üzerinde yükselmeye devam edecektir.

“MEDYA ESKİSİNDEN DAHA ÖZGÜR”

Siyasi hayatında defalarca medyanın gadrine uğramış, vesayetçi ve tek sesi medya düzeninin sıkıntılarını iliklerine kadar hissetmiş kardeşiniz olarak dillendiriyorum. Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik.

28 Şubat dönemindeki korkunç medya atmosferini hiçbirimiz hatırlamak istemiyoruz. Manşetler sayesinde doğrudan hükümete ayar verildiği, imam hatip okullarının önünde sözde gazetecilerin nöbet tuttuğu utanç verici günleri artık geride bırakmaktan memnuniyet duyuyoruz. bugün 2020 öncesine göre, çok daha serbest bir medya ekosistemine sahiptir. Bu özgürlük ortamı çoğu zaman sorumsuzluk seviyesine kadar gitmektedir.

Ülkemizdeki basın mensupları batıdaki meslektaşlarına göre daha rahat kalem oynatmaktadır. MİT tırlarının durdurulmasından, 17-25 Aralık darbe girişimine, bunu pek çok kez yaşadık. Devlet ve millet düşmanlığı, gazetecilik faaliyeti gibi gösterildi. Bugün güya basın özgürlüğü üzerinden bizi eleştirenlerle, o gün FETÖ’ye kol kanat gerenler aynı kişilerdir. Eline bir mikrofon bir de kamera alanın kendini gazeteci olarak gördüğü bir ülkede yaşıyoruz.

SOKAK RÖPORTAJLARINA TEPKİ

Bu şahıslar sokak röportajı adı altında sokaklarda adeta terör estirmektedir. Öyle ki mikrofonu kapan millete hakaret etme cüretini kendinde buluyor. Devlet hareket geçtiğinde ise bu sefer basın özgürlüğü denilerek yaygara kopartılıyor. Bunun kabul edilebilir yanı yoktur. 

Eline mikrofon alıp dışarı çıkan herkes gazeteci değildir, basın mensubu değildir. Milleti provoke eden halkı galyana getiren gazeteci olmaz. Olsa da ona gazeteci denmez. Sokakta milletimiz açıkça tahrik ediliyor.

Türk medyasındaki artan çeşitlilik vesayetçilerin gölgesine sığınarak güya gazetecilik yapanları rahatsız ettiğinin farkındayız. son 40-50 günde yaşanana ellerine fırsat geçince bunların nasıl bir faşist rüzgar estireceklerini görmüş olduk. Kimse kusura bakmasın. Yeni Türkiye’de artık eskiye rağbet kalmamıştır. Darbe bülteni aratmayan, vesayetçilere manşetlerden selam çakılan, anti demokratik güç odaklarına sözcülük yapılan günler eskide kalmış, kötü bir anı olarak maziye karışmıştır. 

Demokrasimize güç veren medyanın başımızın üstünde yeri var. Yapıcı eleştiri ve muhalefeti ülkemizde görmek isteriz. Medya sopasına karşı durumuşumuz nettir. Toplum mühendisliğine soyunan medyaya saygı duymayız. Vesayetçilerle mücadelemizi sürdüreceğiz.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar