Politika
“Beyazıt’ta Demokrasi Nöbeti: Özgür Özel’den ‘Çarşamba İmamoğlu Mitingi’ Çağrısı”
Açıklaması
“CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Üniversitesi Senatosu’nun İmamoğlu’nun diplomasını iptal etmesine karşı 7 Mayıs 2025 Çarşamba günü Beyazıt Meydanı’nda düzenlenecek mitinge davet ediyor. Hukuk, demokrasi ve akademik özerklik vurgulu eylemin detayları burada.”
Özet
Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının İstanbul Üniversitesi Senatosu tarafından 18 Mart 2025 tarihinde iptal edilmesi, geniş çaplı tepkilere yol açtı CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu kararı protesto etmek amacıyla “İstanbul Üniversitesi Ana Kapısı önünde Çarşamba günü miting yapacağız” şeklinde çağrı yaptı . Miting, 7 Mayıs 2025 Çarşamba günü saat 20:30’da Beyazıt Meydanı’nda gerçekleştirilecek ve hem öğrenciler hem de siyasi parti temsilcileri ile muhalif kesimlerin katılımı bekleniyor. Bu makalede, mitingin arka planı, detayları, katılımcı profili ve beklentileri ele alınıyor.1. Arka Plan
1.1. Diploma İptalinin Gerekçesi
İstanbul Üniversitesi Senatosu, Ekrem İmamoğlu’nun 1990’larda Kıbrıs Türk Üniversitesi’nden alarak denkliğini sağlatıp İstanbul Üniversitesi’nden diploma tescil ettirdiği belgedeki “aktarım usulü” ve “usul eksiklikleri” gerekçesiyle 18 Mart 2025’te diploma iptal kararı aldı . Karar, İmamoğlu dışında 27 eski mezunun belgelerini de kapsadı ve hukuki tartışmaları beraberinde getirdi .
1.2. Önceki Protestolar
Kararın ardından 19 Mart 2025’te İstanbul Üniversitesi öğrencileri, Esnaf Yemekhanesi önünde toplanarak Ana Kapı’ya yürümüş, polis barikatlarını aşarak Beyazıt Meydanı’nda eylem düzenlemişlerdir . Öğrenciler “Halkın iradesi yok sayılıyor” ve “Diplomalarımıza dokunma” sloganları atarak karara tepki göstermişlerdir .
2. Miting Detayları
2.1. Tarih ve Yer
Tarih: 7 Mayıs 2025, Çarşamba
Saat: 20:30
Yer: İstanbul Üniversitesi Ana Kapısı (Beyazıt Meydanı)
2.2. Düzenleyici ve Katılımcılar
Çağrı Sahibi: CHP Genel Başkanı Özgür Özel
Ortaklar: CHP teşkilatları, öğrenci birlikleri, sivil toplum kuruluşları, muhalif demokratik kitle örgütleri .
Beklenen Katılım: On binlerce kişi; İstanbul dışından gelen öğrenci ve sendika temsilcileri de alanda yer alacak.
2.3. Miting Programı
Açılış Konuşması: Öğrenci temsilcileri
Özgür Özel’in Konuşması: Kararın hukuksuzluğunu vurgulama ve Demokrasi Mesajı
CHP’li Milletvekillerinin Mesajları
Sloganlar ve Müzik Dinletisi
Kapanış ve Yol Haritası Duyurusu
3. Mesaj ve Talepler
Ana Talep: Diploma iptal kararının geri alınması ve akademik dokunulmazlığın korunması .
Demokrasi Vurgusu: Seçme ve seçilme hakkının dokunulmaz olduğu, yargı bağımsızlığının ve üniversite özerkliğinin savunulması .
Güvence İsteme: İlerleyen süreçte benzer hukuki müdahalelere karşı yasal düzenlemeler.
4. Beklenen Etkiler
Siyasi Baskının Azalması: Kararın geri çekilmesi yönünde kamuoyu oluşturma.
Ulusal ve Uluslararası Dikkat: Medya ve insan hakları örgütlerinin sürece müdahil olması.
Muhalefetin Moral Gücü: CHP ve muhalif blokun birleşik eylem kapasitesinin güçlenmesi.
5. Sonuç
7 Mayıs Çarşamba günü İstanbul Üniversitesi önünde düzenlenecek miting, hukuk ve demokrasi vurgusuyla dikkat çekecek; hem akademik çevreler hem de geniş halk kesimleri için sembolik bir önem taşıyacak. Bu eylem, yalnızca Ekrem İmamoğlu’nun değil, tüm mezunların haklarının korunması mücadelesine yeni bir soluk getirecek.
Politika
YUNAN BAKAN’DAN SKANDAL SÖZLER: “KUDÜS İSRAİL’İNDİR” DEDİ, TÜRKİYE’YE CEPHE ALDI
Tarih/Saat: 19 Eylül 2025, 16:00 (TSİ)
Okuma süresi: 3 dakika
Yunanistan Sağlık Bakanı Adonis Georgiadis, 19 Eylül 2025’te verdiği demeçte ve katıldığı televizyon programında “Kudüs gerçekten de bir Yahudi şehridir” ifadelerini kullanarak İsrail’e açık destek verdi; ayrıca “İsrail bizim kilit müttefikimiz, Türkiye ise bizim için bir rakip/düşmandır” sözleriyle Atina’nın Tel Aviv’e yakınlaşmasını savundu.
Haberin ayrıntısı
Georgiadis’in açıklaması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasında son günlerde tırmanan Kudüs tartışmasını gündeme getiren sözlü atışmalarla doğrudan bağlantılı olarak değerlendiriliyor. Bakan, Erdoğan’ın “Kudüs Araplara aittir” söylemine karşılık Netanyahu’nun kullandığı “Kudüs bizim şehrimiz” anlayışını desteklediğini belirtti ve tarihsel argümanlarla Kudüs’ün Yahudi mirasını vurguladı.
Türkiye ve kamuoyundaki yankılar
Georgiadis’in sözleri Türkiye’de sosyal medyada ve haber kanallarında yoğun tepki gördü. Türk basını, açıklamayı “provokatif” ve “kışkırtıcı” başlıklarla geniş çapta yayımladı; yorumlarda Atina’nın bölgesel politikaları ve İsrail ile yakın ilişkileri eleştirildi.
Uluslararası hukuk ve Kudüs’ün statüsü
Kudüs’ün statüsü yıllardır uluslararası hukukun tartışmalı alanlarından biri. 1947 BM taksim planı bağlamı, 1967’den sonraki fiili durumlar ve BM kararları kent üzerinde çok yönlü hukuki ve siyasi tartışmalar yaratmaya devam ediyor. Georgiadis’in “tarihsel gerçek” vurgusu, bu karmaşık hukuki ve tarihsel zeminde yoğun tartışma yaratma potansiyeli taşıyor.
Jeopolitik arka plan — Yunanistan-İsrail yakınlaşması
Son yıllarda Yunanistan ile İsrail arasında savunma, enerji ve istihbarat alanlarında artan iş birliği dikkat çekti. Doğu Akdeniz’deki enerji politikaları, Kıbrıs konusu ve Ankara-Atina hattındaki gerilimler Atina’yı Tel Aviv’e daha yakın pozisyona itti. Georgiadis’in sözleri bu stratejik yakınlaşmanın söylem boyutundaki yansımalarından biri olarak okunuyor.
Olası diplomatik sonuçlar
Böyle provokatif beyanlar, misilleme niteliğinde diplomatik açıklamalar, kınamalar veya resmi nota gönderimleriyle karşılık bulabilir. İki NATO üyesi ülke arasında söylemlerin tırmanması bölgesel istikrar açısından risk oluşturabileceğinden diplomatik kanallar kritik hale gelebilir. Uzmanlar genellikle tansiyonun tırmanmasını önlemek için doğrudan diplomatik temas ve arabuluculuğun önemine vurgu yapıyor.
Seçme alıntılar
• “Kudüs gerçekten de bir Yahudi şehridir. Şehri Yahudiler kurdu, şehir onların kutsal şehridir.” — Adonis Georgiadis
• “İsrail bizim kilit bir müttefikimiz, Türkiye’nin ise düşmanıdır.” — Adonis Georgiadis.
Politika
SON DAKİKA: İmamoğlu’nun “ahmak” davasında İstinaf kararı — conflicting raporlar, hesaplama tartışması sürüyor
Tarih / Saat: 19 Eylül 2025 — Güncelleme 19:31 TSİ
Okuma süresi: ~3 dakika
Kaynak: FatihDoganMedya web haber servisi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “ahmak” olarak nitelediği ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret iddiasıyla açılan dava kapsamında verilen cezaya ilişkin İstinaf Mahkemesi’nden bugün yansıyan haberlerde çelişkili bilgiler bulunuyor. İlk derece mahkemesinin İmamoğlu’na verdiği 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına ilişkin gelişmeler, farklı haber kaynaklarına göre ya onanmış ya da “hesap hatası” gerekçesiyle düzeltilerek farklı bir rakama çekilmiş olarak aktarılıyor.
Haberlere göre, ilk derecede verilen cezaya ilişkin itirazlar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) bünyesindeki ilgili ceza dairesinde görüldü. Bazı yayın organları İstinaf’ın kararı onadığı yönünde haber yaparken, başka kaynaklar ise istinafın “hesap hatası” tespit ederek cezanın duruşma yapılmaksızın 1 yıl 19 ay 15 gün olarak düzeltilip onandığını bildiriyor. Bu çelişkili aktarımlar kararın içeriği ve gerekçesi konusunda netlik ihtiyacını artırdı.
Olayın arka planı — nasıl 2 yıl 7 ay 15 güne çıkmıştı?
Davada ilk derece mahkemesi, İmamoğlu’nu 2019’daki bir açıklamasında YSK üyelerine yönelik sözleri nedeniyle “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” suçundan mahkûm etti. İlk kararın hesaplamasında artırım hükümleri uygulanarak ceza toplamı 2 yıl 7 ay 15 gün olarak açıklandı. Ancak daha önce savcılık ve bazı hukukçular, hüküm kısmında hesaplama hatası olduğunu; nihai cezanın teknik hesaplama nedeniyle yaklaşık 5 gün fazla gösterildiğini belirtmişti. Bu itirazlar istinaf yoluna taşınmıştı
Bugünkü (veya son) raporların farkı ne söylüyor?
-
İstinaf’ı onama yönünde bildiren haberler: Bazı kaynaklar İstinaf’ın ilk derece kararını onadığını ve cezanın aynen kaldığını aktarıyor; bu durumda hüküm istinaf aşamasında da onanmış oluyor. Bu tür haberler kararın istinaf sürecinde onandığını vurguluyor.
-
Cezanın düzeltilerek onandığını bildiren haberler: Diğer bazı kaynaklar ise istinafın usul veya hesap hatası gerekçesiyle ceza tutarını düzelterek 1 yıl 19 ay 15 gün şeklinde onadığı bilgisini paylaşıyor; bu rakam, daha önce tartışılan hesaplama hatasına işaret ediyor. Bu iki farklı aktarım, karar metninin kamuoyuna tam olarak ulaşmamış olmasından veya kaynakların farklı bilgilere erişmiş olmasından kaynaklanıyor olabilir.
Hukuki sonuç ve sonraki aşamalar
İstinaf kararının içeriği kesinleştiğinde dosya temyiz (Yargıtay) yoluna gidebiliyor. İstinaf onaması durumunda Yargıtay süreci başlar; düzeltilmiş veya onanmış bir ceza olsa dahi tarafların (savcı veya sanık) Yargıtay’a başvurma hakkı bulunuyor. İmamoğlu’nun avukatları daha önce hem istinaf hem Anayasa Mahkemesi’ne başvuru seçeneklerini değerlendirildiğini ifade etmişlerdi; süreçte hangi kanun yollarının kullanılacağı tarafların stratejisine bağlı olarak şekillenecek.
Ne değişir? Siyasi yasak iddiası
İlk kararda konuşulan ceza aynı zamanda siyasi yasak tartışmalarını da beraberinde getirmişti. Ancak hukuki süreçlerin devam etmesi ve istinaf/temyiz mercilerinin kararlarından sonra söz konusu yaptırımın netleşmesi bekleniyor. Hukukçular, cezaya ilişkin hesaplama hatası veya usul eksikliği tespitinin, siyasi yasak ihtimalini doğrudan ortadan kaldırmayacağını; nihai sonucun Yargıtay ve gerekirse Anayasa Mahkemesi incelemelerine bağlı olduğunu vurguluyor.
Öne çıkan tespitler (kısa)
-
İlk derece kararı: 2 yıl 7 ay 15 gün hapis (ve siyasi yasak tartışması
-
İstinaf gelişmeleri: kaynaklar çelişkili bilgi veriyor — bazıları “onama” dedi, bazıları “hesap hatası düzeltilmiş onama” dedi. Kamuoyuna düşen haberler arasında netlik yok.
-
Hukuki süreç: kararın kesinleşmesi hâlinde dosya Yargıtay’a gidecek; Anayasa Mahkemesi yolları da gündeme gelebilir.
Not: Bu haber, İstinaf mahkemesi kararına ilişkin farklı kaynakların aynı gün içinde çelişkili bilgi aktarması üzerine hazırlanmıştır. Kararın resmî metni açıklanır açıklanmaz FatihDoganMedya olarak metnin tam içeriğini ve hukuki gerekçesini okuyup kamuoyuna aktaracağız. Şu an dayanak olarak kullanılan başlıca haber kaynakları arasında Anadolu Ajansı, T24, Cumhuriyet, Evrensel ve yerel/çevrimiçi haber siteleri bulunmaktadır.
Politika
Özgür Özel’in “Bayrampaşa” ve “Filistin” iddiaları siyaseti ısıttı — AK Parti’den Ömer Çelik ve İl Başkanı Özdemir’den sert yanıtlar
Tarih / Saat: 17 Eylül 2025, 20:30 (TSİ)
Yazar: FatihDoganMedya Haber Merkezi
HP Genel Başkanı Özgür Özel‘in, Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu hakkındaki operasyondan önce bazı AK Parti ve MHP’li isimlerin arayarak “AK Parti’ye geçersen soruşturmayı durdururum” şeklinde teklif yaptığı iddiası ile Özel’in Cumhurbaşkanı’nın Filistin politikasına ilişkin eleştirileri, siyasi tartışmayı alevlendirdi. AK Parti cephesinden Ömer Çelik ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir açıklamalarla karşılık verdi.
Özgür Özel’in iddiasının ayrıntıları
Özel, Silivri’de yaptığı konuşmada, Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu’nun operasyondan önce MHP ve AK Parti‘li bazı yöneticiler tarafından arandığını; kendisine “bize geçersen durdururum” tarzı tekliflerin yöneltildiğini ileri sürdü. Özel, iddiasının HTS kayıtlarıyla doğrulanabileceğini belirterek, olayın hem etik hem de yargısal boyutunun incelenmesi gerektiğini vurguladı.
AK Parti cephesinden tepki — Ömer Çelik
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Özel’in açıklamalarına sert tepki gösterdi. Çelik, özellikle Özel’in Cumhurbaşkanı’nın Filistin hassasiyetini sorgulayan ifadelerine odaklanarak bu söylemleri “siyasi yalan kampanyası” ve “Filistin davasına zarar verebilecek” nitelikte olmakla eleştirdi. Çelik, bu tür beyanların uluslararası platformlarda yanlış algılara yol açabileceğini savundu.
AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir’in yanıtı
İddiada adı geçenler arasında kendisine atıf olduğunu gören AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, sosyal medya aracılığıyla iddiaları “iftira” olarak nitelendirdi ve Özel’e hukuki süreci işaret ederek savcılığa başvurmaya davet çağrısında bulundu. İl Başkanı Özdemir’in açıklaması, AK Parti yönetiminin iddiaları reddetme ve hukuki yollara başvurma eğilimini gösterdi.
“Filistin pazarlığı” vurgusu ve dış politika hassasiyeti
Özel’in hem yerel iddiaları hem de Cumhurbaşkanı’nın Filistin politikası üzerinden yaptığı eleştiriler, tartışmayı yalnızca iç siyasete değil dış politika hassasiyetlerine de taşıdı. AK Parti’nin tepki söylemleri, muhalefetin eleştirilerinin dış temsil ve uluslararası algı açısından riskli bulunabileceğini işaret ediyor. Bu başlık, hem kamuoyunda hem de bölgesel aktörler nezdinde dikkatle takip ediliyor.
Hukuki süreç ve takip edilecek adımlar
Bu tür iddialarda açıklayıcı ve bağlayıcı delillerin (HTS kayıtları, resmi soruşturma belgeleri vs.) paylaşılması belirleyici olacak. AK Parti’nin yalanlama/şikayet yönündeki adımları ile CHP’nin iddiasını sürdürmesi, konunun savcılık ve mahkeme sürecinde daha görünür hale gelmesine neden olabilir. Bağımsız ve resmi teyitler gelene kadar iddialarla ilgili kesin yargıya varmak için zamana ve belgeye ihtiyaç var.
Değerlendirme
Siyasetin bu yeni gerilim dalgası, yerel yönetimler ve siyasi etik tartışmasını yeniden ön plana çıkarırken, dış politika hassasiyetiyle ilgili söylemler de siyasal kutuplaşmayı genişletiyor. Kamuoyunun güvenini sağlamak adına tarafların şeffaflıkla hareket etmesi, hukuki zeminde açıklama yapması ve delil sunması kritik olacak.
-
Teknoloji1 hafta önce
5 Soruda iPhone 17 — En Büyük Yenilikler
-
Ekonomi1 hafta önce
Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) nedir? Emeklilik yaşı ve devletten yüzde 30 katkı — Detaylı haber
-
Spor5 gün önce
Fenerbahçe 1-0 Trabzonspor — En-Nesyri ile kazandılar
-
Magazin5 gün önce
Ufuk Özkan’dan “intihar girişiminde bulundu” iddiasına yanıt geldi
-
Teknoloji1 hafta önce
Yapay zeka şirketlerine davalar başladı
-
Magazin4 gün önce
Şarkı sözleri infial yaratmıştı! 5 rock grubu üyesi tutuklandı
-
Teknoloji1 hafta önce
Akıllı telefonlarda yeni dönem: eSIM devrimi nedir?
-
Ekonomi4 gün önce
Borsa İstanbul’da manipülasyon operasyonu: Investco Holding’in 14 yetkilisine gözaltı