Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

35 Bin Aday Arasında 78. Olan Öğretmen Adayı Atanamadı

Yayımlandı

üzerinde

Özet

2025 yılı sözleşmeli öğretmen atamaları, Türkiye genelinde 15.000 kontenjanla duyuruldu; en fazla atama sınıf öğretmenliğine (4.378), özel eğitim öğretmenliğine (3.087) ve Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi öğretmenliğine (1.802) verildi . Ancak, Türk Dili ve Edebiyatı branşına yalnızca 29 kontenjan ayrılınca, KPSS’de 34.973 aday arasında 78. olan Ayşenur Akcan gibi yüksek derece yapan öğretmen adayları dahi atanamadı Branş dağılımındaki dengesizlik sosyal medyada ve sendikalarda yoğun eleştirilerle karşılanırken, atama başvuruları 21 Nisan–5 Mayıs tarihleri arasında alınacak ve sözlü sınav sonuçları 7 Mayıs’ta açıklanacak .


1. Giriş: Atama Sürecinin Genel Çerçevesi

Her yıl milyonlarca adayın girdiği KPSS puanına dayalı sözleşmeli öğretmen atamaları, bu sene de tartışmaların odağında. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), 18 Nisan 2025 tarihinde yaptığı açıklamayla 15.000 yeni öğretmen alımı için branş bazlı kontenjan dağılımını duyurdu . Adaylar, KPSS puanlarına ve sözlü sınav puanlarına göre üç katı oranında çağrılarak, atamalara esas puan üstünlüğüne göre yerleştirilecek.


2. 2025 Öğretmen Ataması Branş ve Kontenjan Dağılımı

  • Sınıf Öğretmenliği: 4.378 kontenjan

  • Özel Eğitim Öğretmenliği: 3.087 kontenjan

  • Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Öğretmenliği: 1.802 kontenjan

  • Okul Öncesi Öğretmenliği: 1.321 kontenjan

  • İngilizce Öğretmenliği: 757 kontenjan

Diğer branş dağılımları ise şu şekilde:

  • Biyoloji: 27 kontenjan

  • Fizik: 61 kontenjan

  • Matematik: 117 kontenjan

  • Fen Bilimleri: 267 kontenjan

Bu dağılım, özellikle sayısal dersler ve Türk Dili–Edebiyatı gibi pek çok lisans mezununun tercih ettiği alanlarda yetersiz görülüyor.


3. 35 Bin Aday Arasında 78. Olan Öğretmen Adayı Atanamadı

Türk Dili ve Edebiyatı branşında KPSSP121 puan türünde 87,7 puanla 78. sıraya yerleşen Ayşenur Akcan, yalnızca 29 kontenjan ayrıldığı için atama listesine giremediğini sosyal medyada paylaştı . Aday, paylaşımında şunları yazdı:

“Öğrendiğimde sevinçten ağlamıştım, şimdi üzüntüden ağlıyorum. 35 bin kişi içinde 78. oldum ama atanamıyorum.”

Bu durum, binlerce yüksek puanlı adayın benzer kaderi paylaşabileceğine dair tartışmaları alevlendirdi.


4. Branş Dağılımında Dikkat Çeken Detaylar

  1. Sayısal Branşlara Verilen Ağırlık
    Fen Bilimleri’ne 267, Matematik’e 117 kontenjan ayrılması, sayısal derslerin hâlâ öncelikli olmasına işaret ediyor .

  2. Türk Dili ve Edebiyatı Kontenjanının Düşüklüğü
    35 bin kişi arasında ilk yüzdeye giren adayların dahi atanamadığı bu branşa yalnızca 29 kontenjan verilmesi, “adaletsiz dağılım” eleştirilerini beraberinde getirdi

  3. Özel Eğitim ve Okul Öncesinin Yüksek Payı
    Engelli bireylerin eğitimi ve erken çocukluk eğitimi öncelikleri çerçevesinde, bu alanlara diğer branşlara kıyasla daha fazla kontenjan ayrıldığı görülüyor


5. Eğitim Camiası ve Sendika Tepkileri

Eğitim sendikaları, 15.000 atamanın mevcut ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğunu ve branş dağılımının adaletli yapılmadığını savunuyor. Eğitim-İş ve Türk Eğitim-Sen gibi örgütler, özellikle az kontenjanlı branşlar için ek atama talep ediyor . Sosyal medyada #EkAtamaYaİstifa etiketi altında binlerce paylaşımla, MEB’in bir an önce adil bir dağılım yapması isteniyor.


6. Başvuru Süreci ve Takip Edilmesi Gereken Tarihler

  • Başvuru Dönemi: 21 Nisan – 5 Mayıs 2025

  • Sözlü Sınav Sonuçları İlanı: 7 Mayıs 2025

  • Atamalar: Sözlü sınav puanlarının %50’si ile KPSS puanlarının %50’sinin ortalaması esas alınarak yapılacak.


7. Sonuç ve Öne Çıkan Maddeler

  • 15.000 sözleşmeli öğretmen ataması, branş dağılımı nedeniyle büyük tartışma yarattı.

  • Sınıf öğretmenliği, özel eğitim ve din kültürü ön planda; Türk Dili ve Edebiyatı, sayısal ve bazı diğer branşlar ise yetersiz kontenjan aldı.

  • KPSS’de 78. olan Ayşenur Akcan’ın atanamaması, yüksek puanlı adayların mağduriyetini gözler önüne serdi.

  • Eğitim sendikaları ve adaylar, ek atama ve adil kontenjan dağılımı taleplerini sürdürüyor.

  • Adayların, 21 Nisan–5 Mayıs tarihlerindeki başvuru sürecini kaçırmamaları ve 7 Mayıs’taki sözlü sınav sonuçlarını takip etmeleri önemli.

Gündem

Ukrayna’da Türk gemisine füze saldırısı: Dışişleri’nden sert uyarı geldi

Yayımlandı

üzerinde

Ukrayna’da Türk gemisine füze saldırısı: Dışişleri’nden sert uyarı geldi

Odesa’nın Chornomorsk Limanı’na yanaşan ve 127 TIR’lık gıda malzemesi taşıyan Türk şirketine ait gemi, balistik füze saldırısına uğradı. Saldırı sonrası gemide yangın çıktı. Dışişleri Bakanlığı, Karadeniz’deki tehlikenin büyüdüğünü vurgulayarak, taraflara enerji ve liman altyapılarını hedef alan saldırıları durdurma çağrısı yaptı.

Güncelleme Tarihi: 

Rusya-Ukrayna savaşının deniz ticaretine yönelik riskleri bir kez daha ortaya çıktı. Ukrayna’nın önemli liman kenti Odesa’nın Chornomorsk Limanı’nda, bir Türk şirketine ait gemiye yönelik füze saldırısı gerçekleştirildi. Saldırıda gemi hasar görürken, can kaybı yaşanmadı.

Olay, 12 Aralık Cuma günü saat 16.00 sularında meydana geldi. Cenk Denizcilik şirketine ait Panama bandıralı M/V CENK T isimli ro-ro gemisi, Sakarya’nın Karasu ilçesinden getirdiği yaş meyve-sebze ve gıda malzemesi yüklü 127 TIR’ı boşaltmak üzere limana yanaştıktan kısa bir süre sonra saldırıya uğradı.

Saldırının ardından geminin pruva (ön) kısmında yangın çıktı. Yangına, limandaki römorkörler, itfaiye ekipleri ve gemi personelinin hızla müdahale ettiği bildirildi. Şirketten yapılan açıklamada, “Şu ana kadar herhangi bir can kaybı veya yaralanma bilgisi bulunmamaktadır. Mevcut bilgiler doğrultusunda hasar yalnızca maddi niteliktedir” denildi.

Dışişleri Bakanlığı’ndan Kritik Uyarı ve Çağrı

Konuya ilişkin resmi açıklama Dışişleri Bakanlığı’ndan geldi. Bakanlık, olayda Türk vatandaşının zarar görmediğini teyit ederken, açıklamasında çok sert ifadelere yer verdi.

Açıklamada, “Ukrayna’nın Chornomorsk Limanı’na yönelik saldırıda bir Türk şirketine ait yabancı bandıralı geminin de hasar görmesi, bölgemizde devam eden savaşın Karadeniz sathına yayılması ile deniz güvenliği ve seyrüsefer serbestisi bakımından daha önce kayda geçirdiğimiz endişelerimizin haklılığına işaret etmektedir” denildi.

Bakanlık, taraflara seslenerek, “Karadeniz’de tırmanmayı önlemek amacıyla seyrüsefer emniyeti ile tarafların enerji ve liman altyapılarını hedef alan saldırıları askıya almaları yönünde bir düzenleme yapılması ihtiyacını hatırlatıyoruz” çağrısını yineledi. Açıklamada ayrıca, Türkiye’nin Odessa Başkonsolosluğu’nun gelişmeleri yakından takip ettiği ve gerekli desteği sağladığı belirtildi.

Ukrayna’dan “Sivil Altyapıya Saldırı” Suçlaması

Ukrayna tarafından olayla ilgili yapılan açıklamalarda, saldırının “sivil liman altyapısına” yönelik olduğu vurgulandı. Ukrayna Yeniden İnşa Bakanı Oleksiy Kuleba, sosyal medya paylaşımında, “Rusya, Odesa bölgesindeki sivil liman altyapısına füze saldırısı düzenledi. Bir Türk feribotu hasar gördü, kayıp yok” ifadelerini kullandı.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky de olayı sosyal medya hesabından kınayarak, “Chornomorsk limanındaki bir sivil geminin hasar görmesi, Rusların yalnızca mevcut diplomasi fırsatını yeterince ciddiye almadığını değil, aynı zamanda Ukrayna’daki normal yaşamı yok etmeye yönelik savaşı sürdürdüğünü bir kez daha kanıtlıyor” dedi.

Saldırı Öncesinde Erdoğan-Putin Görüşmesi

Saldırı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında yüz yüze gerçekleşen bir görüşmenin hemen ardına denk geldi. The Moscow Times’ın aktardığına göre, Erdoğan görüşmede, Rusya-Ukrayna savaşında limanlara ve enerji tesislerine yönelik saldırılar konusunda ‘sınırlı bir ateşkes’ çağrısında bulunmuştu.

Son olay, Türkiye’nin son haftalarda, Ukrayna’nın bölgedeki Rusya’ya bağlı tankerlere yönelik deniz drone saldırılarının ardından Karadeniz’deki “endişe verici tırmanma” konusundaki uyarılarını gündeme getirdi.

Olayla ilgili soruşturma ve hasar tespit çalışmalarının sürdüğü bildiriliyor. Cenk Denizcilik, süreci uluslararası denizcilik kuralları çerçevesinde ve resmi makamlarla iş birliği içinde takip ettiklerini duyurdu.

Özetle: Ukrayna’nın Chornomorsk Limanı’ndaki füze saldırısında Türk şirketine ait bir gemi hasar gördü. Can kaybı yaşanmazken, Dışişleri Bakanlığı olayı “Karadeniz’deki tehlikenin büyüdüğünün kanıtı” olarak nitelendirerek, liman ve enerji altyapısına yönelik saldırıların durdurulması çağrısını yineledi.

Okumaya Devam Et

Gündem

SON DAKİKA | “Güllü’yü kızı itti” iddiasından sonra şok itiraf iddiası: Sultan Nur Ulu cinayeti itiraf etti

Yayımlandı

üzerinde

SON DAKİKA | “Güllü’yü kızı itti” iddiasından sonra şok itiraf iddiası: Sultan Nur Ulu cinayeti itiraf etti

Tarih: 12 Aralık 2025 | Okuma Süresi: 4 DAKİKA SAAT:21:00

Arabesk müziğin sevilen ismi Güllü’nün (gerçek adı Gül Tut) şüpheli ölümüyle ilgili soruşturmada yeni ve çarpıcı bir iddia ortaya atıldı. Sanatçının patronu Ferdi Aydın, olay anında evde bulunan ve kızı Tuğyan Ülkem Gülter ile birlikte gözaltına alınan Sultan Nur Ulu’nun “cinayeti itiraf ettiğini” öne sürdü. Resmi makamlardan henüz bu iddiayı doğrulayan bir açıklama gelmezken, soruşturmanın titizlikle sürdüğü belirtiliyor.

 Soruşturmanın Seyri ve İddialar

Güllü, 26 Eylül’de Yalova’daki 6. kattaki evinin penceresinden düşerek hayatını kaybetmişti. İlk başlarda kaza olarak değerlendirilen ölüm, elde edilen somut deliller ve TÜBİTAK analizleri sonrası “kasten öldürme” soruşturmasına dönüştü.

Gözaltı ve Kaçış Girişimi:

· Yakalanma Anı: Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu, 9 Aralık akşamı İstanbul Büyükçekmece’de, valizleriyle birlikte bir otomobilin bagajına eşya yüklerken “kasten öldürme” şüphesiyle gözaltına alındı.
· Kaçış Planı: Emniyet kaynakları, ikilinin Gürcistan üzerinden yurtdışına çıkmayı veya bir TIR dorsesini kullanmayı planladıkları bilgisinin değerlendirildiğini aktardı.

Patron Ferdi Aydın’ın İddiası:

· Sosyal Medya Açıklaması: Tüm bu gelişmelerin ardından Güllü’nün patronu Ferdi Aydın sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, “Tuğyan’ın arkadaşı Sultan cinayeti itiraf etmiş ilk benden duyun” ifadelerini kullandı.
· Resmi Doğrulama Yok: Savcılık tarafından yapılan son açıklamalarda, şüphelilerin sorgularında şu ana kadar bir itirafta bulunmadıkları vurgulanmıştı. Bu nedenle Aydın’ın iddiasının mahkeme sürecine etkisi belirsizliğini koruyor.

 TÜBİTAK Ses Analizinden Çıkan Çarpıcı İfadeler

Soruşturmanın en önemli ayağını, olay evindeki güvenlik kamerasından elde edilen ve TÜBİTAK tarafından analiz edilen ses kayıtları oluşturuyor.

Uzman Raporunun Bulguları:

· Doğal Olmayan Ölüm: Fizikçiler, ceza uzmanları ve modelleme ekiplerinden oluşan bilirkişi heyetinin hazırladığı rapora göre, Güllü’nün ölümü “normal bir düşme” ile açıklanamıyor. Raporda, olayın “itme veya fiziksel baskı” sonucu gerçekleşmiş olma ihtimalinin kuvvetli olduğu belirtildi.
· Kritik Diyalog: Analiz edilen kayıtlarda, Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter’e ait olduğu iddia edilen şu ifadeler yer alıyor: “Atacağım şimdi seni. Hadi görüşürüz, bay bay.”.
· Olay Anının Tasviri: Bir habere göre; ses incelemelerinde, Güllü banyodan çıkıp müziğin açıldığı odaya yöneldiğinde, “O ne?” dediği ve ardından Tuğyan’ın “Seni şimdi atacağım” sözleriyle bir itilme/çekişme sesinin geldiği tespit edildi.

 Şüphelilerin Durumu ve Savcılık Açıklamaları

Gözaltı ve İfade Çelişkileri:

· Gözaltı Sayısı: Soruşturma kapsamında şu ana kadar 5 kişi gözaltına alındı. Sanatçının kızı Tuğyan Ülkem Gülter, arkadaşı Sultan Nur Ulu, Ulu’nun babası Arif Ulu ve ulaşımlarını sağlayan başka kişiler gözaltına alınanlar arasında.
· Çelişkili İfadeler: Şüphelilerin olay yeri incelemesi sırasında ve farklı zamanlarda aldıkları üç ayrı ifadelerinde çelişkiler olduğu kaydedildi.

Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Açıklama:

· Titiz Soruşturma: Soruşturmayı yürüten Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Duygu Bayar Öksüz, “İğneyle kuyu kazar gibi ayrıntılı, dikkatli, gizli bir soruşturma yürüttük” ifadelerini kullandı.
· “Henüz Gerçeği Anlatan Yok”: Başsavcı Öksüz, şüphelilerin sorgularında şu ana kadar itirafta bulunmadığını belirterek, “Henüz gerçeği anlatan yok” dedi.

 Adli Ses Analizi Hakkında Uzman Görüşü

Hürriyet yazarı Fulya Soybaş, konuyla ilgili bir adli bilişim uzmanıyla görüşerek, sosyal medyada dolaşan iddialara ışık tuttu.

Ses Analizi Nasıl Yapılır?

· Manipülasyon Tespiti: Adli ses incelemesi, kayıtların manipüle edilip edilmediğini, montajlanıp montajlanmadığını tespit etmeyi amaçlayan bilimsel bir süreçtir.
· Ortam Sesinden Ayırma: “Ses iyileştirme” ile ortamdaki müzik, araç sesi gibi gürültüler azaltılarak, konuşmaların netleştirilmesi ve anlaşılır hale getirilmesi mümkündür.
· Delil Değeri: Bir ses kaydının sağlam delil sayılabilmesi için, uluslararası standartlara uygun, laboratuvar ortamında, yetkin kişiler tarafından analiz edilmiş olması ve bağımsız bir kontrolle aynı sonuca varılabilmesi gereklidir.

 Sıkça Sorulan Sorular

1. Güllü’nün patronu Ferdi Aydın’ın “itiraf” iddiası doğrulandı mı?
Hayır,henüz resmi bir doğrulama yok. Yalova Başsavcılığı, şüphelilerin sorgularında itirafta bulunmadığını açıkladı. Ferdi Aydın’ın iddiasının kaynağı net değil.

2. TÜBİTAK ses analizi neyi kanıtlıyor?
Analiz,olayın “normal bir düşme” olmadığını ve “itme/fiziksel baskı” ihtimalini güçlü şekilde gösteriyor. Ayrıca kayıtlarda, sanatçının kızına ait olduğu iddia edilen tehdit içerikli ifadeler tespit edildi.

3. Şüpheliler neden ve nasıl yakalandı?
“Kasten öldürme”şüphesiyle aranan şüpheliler, yurtdışına kaçmaya hazırlandıkları bir sırada, valizleriyle birlikte İstanbul’da yakalandı. Gürcistan’a kaçmayı planladıkları iddia ediliyor.

4. Soruşturmada kaç kişi gözaltında?
Toplamda 5 kişi gözaltına alındı.Baş şüpheliler Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu’nun yanı sıra, Ulu’nun babası ve ulaşımı sağlayan kişiler de gözaltında.

Sosyal medyada sıkça paylaşılan ve yapay zeka ile çözümlendiği iddia edilen ses kayıtlarına karşılık, resmi ve bilimsel analizlerin sonuçları mahkeme sürecinde belirleyici olacak. Soruşturmanın gizlilik kararı altında yürütülmesi nedeniyle, Ferdi Aydın’ın iddiasının somut delillerle ilişkisi ve soruşturmaya etkisi merakla bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Gazze’deki Fırtına Felaketi: İnsani Kriz Derinleşiyor, Çocuklar Hayatını Kaybediyor

Yayımlandı

üzerinde

Gazze’deki Fırtına Felaketi: İnsani Kriz Derinleşiyor, Çocuklar Hayatını Kaybediyor

Tarih: 13 Aralık 2025 | Okuma Süresi: 3 Dakika

 

Gazze Şeridi, İsrail saldırılarının yarattığı yıkımın üzerine, kutup kökenli “Byron Fırtınası”nın getirdiği ölümcül soğuk ve sellerle mücadele ediyor. 14 kişi hayatını kaybederken, uzmanlar özellikle çocuklar için koşulların “ölümcül” olduğu uyarısında bulunuyor.

İki yılı aşkın süredir devam eden saldırılar ve kuşatma altında büyük bir insani felaketle karşı karşıya olan Gazze Şeridi, şimdi de şiddetli bir doğal afetin pençesinde. Kutup kökenli “Byron Fırtınası”, bölgeyi aşırı yağış ve soğuk havayla teslim aldı.

Felaketin bilançosu ağır. Gazze’deki İçişleri Bakanlığı, 10 Aralık’tan bu yana etkili olan fırtına nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 14’e yükseldiğini açıkladı. Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine göre ölenlerin en az 3’ü çocuk. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Sözcüsü Ricardo Pires ise, sadece bu hafta soğuk hava nedeniyle 5 yaş altı 2 küçük çocuğun öldüğünü bildirdi.

Fırtına Zaten Hasar Görmüş Altyapıyı ve Barınakları Yok Ediyor

Fırtınanın yıkıcı etkisi, İsrail saldırılarıyla zaten ağır hasar almış altyapıda katlanarak hissediliyor.

· Yıkılan Evler ve Çadırlar: Yoğun yağışlar, derme çatma kurulan binlerce çadırı sular altında bıraktı. Bazı aileler yaşanmaz hale gelen bu çadırlardan, saldırılarda ağır hasar görmüş binalara sığınmak zorunda kaldı. Ancak fırtına bu yapıları da ayakta tutamadı. Sivil savunma ekiplerinin verilerine göre, son 24 saatte fırtına nedeniyle hasarlı en az 10 ev daha yıkıldı.
· Çöken Duvarlar: Gazze kent merkezinde bir duvarın çadırların üzerine yıkılması sonucu 2 Filistinli hayatını kaybetti.
· Hayati Malzemelere Erişim Engeli: UNICEF Sözcüsü, İsrail yetkilileri tarafından su tankerleri için yedek parçalar, jeneratörler ve su sistemlerini onarmak için gerekli malzemelerin girişine izin verilmediğini belirterek, bu durumun krizi daha da içinden çıkılmaz hale getirdiğini ifade etti.

BM Uyarıyor: 795 Bin Kişi Sel Riski Altında, Koşullar “Ölümcül”

Birleşmiş Milletler kuruluşları durumun vahametini ortaya koyan açıklamalar yapıyor.

· Sel Riski: Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü (IOM), yaklaşık 795 bin yerinden edilmiş Filistinlinin ciddi sel riski altında olduğunu bildirdi. UNICEF de bu sayıya paralel olarak, çoğunluğu çocuk 800 binden fazla kişinin sel tehdidi altında olduğunu duyurdu.
· “Önlenebilir Ölümler”: UNICEF Sözcüsü Ricardo Pires, “Yardımların daha hızlı ulaştırılması ve kış nedeniyle çocuk ölümlerinin önlenmesi konusunda ders almadığımız açıkça görülüyor… Önlenebilir nedenlerden ölmeye devam eden Gazze’deki en savunmasız çocukları topluca ihmal ediyoruz” ifadelerini kullandı.
· “Hayatta Kalma Mücadelesi”: BM, mevcut koşulları “hayatta kalma mücadelesinin en ağır hali” olarak tanımlıyor. Özellikle bebek ve çocuklar için mevcut koşullar yetkililer tarafından “ölümcül” olarak nitelendiriliyor.

Felaketin Özeti: Gazze’deki Kritik Durum

· Ölü Sayısı: Fırtına nedeniyle 14 kişi hayatını kaybetti.
· Çocuk Ölümleri: Ölenlerin en az 3’ü çocuk. UNICEF, sadece bu hafta soğuktan ölen 5 yaş altı 2 çocuk bildirdi.
· Sel Riski Altındakiler: Yaklaşık 795 bin – 800 bin kişi ciddi sel riskiyle karşı karşıya.
· Barınma Krizi: İsrail saldırılarında 282 binden fazla ev yıkıldı veya kullanılamaz hale geldi. Halkın büyük bölümü, şimdi de sular altında kalan çadırlarda yaşıyor.
· Uluslararası Çağrı: IOM Genel Direktörü, “Bu insanlar belirsizlikten daha fazlasını, güvenliği hak ediyor” diyerek Gazze’ye acil ve engelsiz insani erişimin önemine vurgu yaptı.

 

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar