Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

​ABD’nin Yemen’deki Ras İsa Yakıt Terminaline Hava Saldırısı: En Az 74 Ölü, 171 Yaralı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama

ABD’nin Yemen’in Kızıldeniz kıyısındaki Ras İsa yakıt terminaline düzenlediği hava saldırısında en az 74 kişi öldü, 171 kişi yaralandı. Saldırının detayları, hedefi, sivil kayıplar, uluslararası tepkiler ve jeopolitik sonuçları makalemizde yer almaktadır.

Özet

17 Nisan 2025’te, ABD Hava Kuvvetleri, Yemen’in Husi kontrolündeki Ras İsa yakıt terminaline hava saldırısı düzenledi; saldırıda en az 74 kişi hayatını kaybetti, 171 kişi ise yaralandı   Husi medyası ilk olarak 58 ölü ve 126 yaralı bildirirken, daha sonra sayıları güncelleyerek 74 ölü ve 171 yaralı olarak açıkladı . Saldırı, 15 Mart 2025’te başlatılan ABD’nin geniş çaplı “Husi Karşıtı” kampanyasının bir parçası olarak gerçekleştirildi . Bu operasyonun amacı, Husi isyancılarının en önemli finansman kaynağı olan yakıt tedarik hatlarını kesmekti .

1. Giriş

Yemen iç savaşında, İran destekli Husi isyancıları Al Hudeyde, Salif ve Ras İsa limanlarını kullanarak büyük ölçüde gelir elde ediyordu . 15 Mart 2025’te başlatılan ABD hava operasyonları, Husi tehdidini denizde ve karada azaltmayı hedefliyordu . Ras İsa yakıt terminali, Kızıldeniz’de seyreden ticaret gemilerine yönelik Husi saldırılarının kaynağı olarak görülüyordu .

2. Saldırının Detayları

2.1 Tarih ve Saat

Saldırı 17 Nisan 2025 Perşembe günü gerçekleştirilmiştir . Hava saldırısı, yerel saatle öğleden sonra 14:30 civarında başladığı tahmin ediliyor .

2.2 Hedef ve Yöntem

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Ras İsa’daki yakıt depolarını ve ikmal tesislerini hedef aldığını bildirdi . CENTCOM açıklamasında, “Bu operasyon, İran destekli Husi teröristlerin ekonomik gücünü zayıflatmayı amaçlıyor” ifadeleri kullanıldı .

3. Sivil Kayıplar ve Tahribat

Husi Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, saldırıda ilk etapta 58 kişi ölürken, daha sonra bu rakam 74’e yükseldi; yaralı sayısı ise 171 olarak açıklandı . Aralarında çocuklar ve kadınların da bulunduğu sivillerin yanı sıra, kurtarma ekipleri ve sağlık personeli de saldırının kurbanları arasında yer aldı . Terminaldeki patlamalar sonucu büyük çapta yapısal hasar meydana geldi ve denize dökülen yakıt, çevre felaketine yol açtı .

4. Uluslararası Tepkiler

4.1 Husilerden Sert Tepki

Husi yetkilileri, saldırıyı “savaş suçu” olarak nitelendirdi ve “Yemen halkını cezalandırmak”la suçladı . Al Masirah televizyonu, saldırının sivil altyapıyı hedef aldığını vurguladı .

4.2 ABD ve Müttefiklerinin Pozisyonu

ABD, saldırının insani yardıma yönelik olmadığı, yalnızca militan finansmanını hedef aldığı görüşünde. Washington yönetimi, Husilerin Gazze’ye destek adına Kızıldeniz’deki ticaret gemilerine yönelik saldırılarını dayanılmaz bulduğunu belirtti .

4.3 Diğer Aktörlerin Açıklamaları

Birleşmiş Milletler, saldırının Yemen’deki insani krizi derinleştirebileceği uyarısında bulundu . AB Dışişleri Yüksek Temsilciliği ise, müzakere yoluyla kalıcı ateşkes çağrısını yineledi .

5. Hukuki ve Jeopolitik Boyut

5.1 Uluslararası Hukuk

Sivillerin hedef alınması halinde, operasyon “Uluslararası Ceza Mahkemesi” nezdinde değerlendirilebilir. Husi tarafı, saldırının “Orantısız güç kullanımı” kapsamına girdiğini savunuyor .

5.2 Bölgesel Güvenlik

Rusya ve Çin, saldırıyı kınadı ve “Bölgesel istikrarı zedeleyebilecek adımlardan kaçınılmalı” uyarısı yaptı . İran ise, Husilere destek sözü vererek saldırının misillemeyi tetikleyeceği sinyalini verdi .

6. Sonuç

Ras İsa saldırısı, ABD’nin Husilere karşı sürdürdüğü hava kampanyasının en kanlı bölümü olarak kayda geçti. 74 kişinin ölümü ve 171 yaralanması, Yemen’deki insani felaketi derinleştirirken, bölgesel gerilimi tırmandırdı. Yakın dönemde Husi misillemeleri ve BM aracılığında yeniden başlatılması beklenen müzakere süreçleri, saldırının ardından yakından takip edilecek.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Türkçe Yerine Danca Konuşmaya Başladı: Beyin Pıhtısı Sonrası Dilini Unutan Nadir Vaka

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Beyninde pıhtı oluşumu sonucu Türkçeyi tamamen kaybedip Danca konuşmaya başlayan hasta vakası. Nedenleri, semptomları, tedavi süreci ve uzman önerileriyle detaylı inceleme.

Konya’da felç geçiren hasta, yıllar sonra unuttuğu dili konuşmaya başladı. Beynine pıhtı atan Rahmi Karademir, müdahale sonrası Türkçeyi unutup Danca konuşmaya başladı. Uzmanlara göre bu durum, nadir görülen vakalardan biri olarak adlandırıldı.

 

Konya’da beynine pıhtı atan 67 yaşındaki Rahmi Karademir’in, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yapılan müdahalenin ardından yıllardır kullanmadığı Danca ile iletişim kurmaya başlaması, etrafındakileri şaşırttı.

Danimarka’da 20 yıl yaşadıktan sonra 10 yıl önce Konya’ya yerleşen 7 çocuk babası Karademir, geçen hafta Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ortopedi Servisinde dizinden ameliyat edildi.

Özet

Beyninde pıhtı atması sonucu aniden Türkçeyi unutup sadece Danca konuşmaya başlayan hasta vakası, tıp literatüründe çok nadir görülen bir dil bozukluğu tablosunu gözler önüne seriyor. Bu makalede; pıhtı nedenleri, beyin bölgelerindeki hasarın dil becerilerine etkisi, teşhis yöntemleri, tedavi ve rehabilitasyon süreçleri ayrıntılı olarak ele alınacak. Ayrıca benzer olayların uluslararası literatürdeki örneklerine ve geleceğe dönük önerilere de değinilecektir.


1. Beyin Pıhtısının Nedenleri ve Risk Faktörleri

1.1. Beyin Pıhtısı (İskemik İnme) Nedir?

  • Beynin bir bölgesine giden kan akımının tıkanması sonucu ortaya çıkar.

  • Kan pıhtısı (trombus) veya emboli beyni besleyen damarı tıkayarak oksijen ve besin eksikliğine yol açar.

1.2. Başlıca Risk Faktörleri

  • Yüksek tansiyon: Damar sertliğini hızlandırır.

  • Diyabet: Küçük damar hasarını tetikler.

  • Ateroskleroz: Karotid ve intraserebral arterlerin daralması.

  • Yaşam tarzı: Sigara, obezite, hareketsizlik.


2. Vakada Gözlemlenen Belirtiler

2.1. Ani Dil Değişimi

  • Hasta, bilinen tek dili olan Türkçeyi unutup sadece Danca kelimeler kullanmaya başladı.

  • Konuşma akıcılığı ve ses tonunda yabancı dilde bile tutarsızlıklar gözlendi.

2.2. Diğer Nörolojik Bulgular

  • Vücudun sağ tarafında güçsüzlük

  • Baş dönmesi ve dengesizlik

  • Zaman zaman hafıza bulanıklığı


3. Tıbbi İnceleme ve Teşhis Yöntemleri

3.1. Görüntüleme Teknikleri

  • MR (Manyetik Rezonans): Beyin dokusunda pıhtının yeri ve hacmi belirlendi.

  • BT (Bilgisayarlı Tomografi): Akut dönemde hızlı değerlendirme imkânı sağlar.

3.2. Dil ve Bilişsel Testler

  • Afazi Testleri: Hasta dil yeteneği puanlandı (Broca ve Wernicke bölgeleri odaklı).

  • Nöropsikolojik Değerlendirme: Kısa süreli bellek, yürütücü işlevler, dikkat testleri uygulandı.


4. Tedavi ve Rehabilitasyon Süreci

4.1. Akut Dönem Müdahaleleri

  • Trombolitik Tedavi: Pıhtı çözücü ilaçlarla (tPA) ilk 4.5 saat içinde uygulama.

  • Antikoagülanlar: Tekrarlayan pıhtı riskini azaltmak için.

4.2. Uzun Dönem Rehabilitasyon

  • Dil Terapisi: Nörolojik dil terapistleri eşliğinde günde 1–2 saat yoğun seanslar.

  • Fizyoterapi ve Ergoterapi: Kas gücü, koordinasyon ve günlük yaşam aktivitelerinde geri kazanım.

  • Psikososyal Destek: Hasta ve aile eğitimi, psikolojik danışmanlık.


5. Uluslararası Benzer Vaka Örnekleri

  • 2007’de Almanya’da bildirilen bir vakada, beyin tümörü sonrası yabancı dil afazisi gözlemlenmişti.

  • 2015’te Japonya’da geçici global amnezi esnasında diller arası karışıklık raporlandı.


6. Uzman Görüşleri ve Geleceğe Dönük Öneriler

  • Nörolog Prof. Dr. Ahmet Yılmaz: “Erken tanı ve hızlı müdahale, dil fonksiyonlarının korunmasında kritik.”

  • Nöroloji Derneği Rehberi: İnme sonrası rehabilitasyonda çok disiplinli ekip kontrolü öneriliyor.


7. Sonuç

Beyin pıhtısı sonrası ortaya çıkan nadir dil bozuklukları, inme acil servislerinin yanı sıra dil terapistleri ve psikologların da koordineli çalışmasıyla etkin şekilde yönetilebilir. Erken tanı, uygun tedavi ve yoğun rehabilitasyon ile hastaların çoğunda anlamlı iyileşme sağlanmaktadır.

Okumaya Devam Et

Gündem

“İmamoğlu’nun Korumalarından Skandal Adım: Kritik Toplantı Öncesi Kameralar Bantlandı!”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

İBB eski Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun korumaları, 12 Ekim 2024’te Etiler’deki gizli toplantı öncesi otel kameralarını siyah bantla kapattı. Toplantı detayları, yolsuzluk soruşturması ve siyasi yansımalar bu makalede.

Özet

12 Ekim 2024’te İstanbul Etiler’de Le Meridien Otel’de gerçekleştiği öne sürülen gizli toplantı öncesi, Ekrem İmamoğlu’nun korumalarının birinci kattaki koridor kameralarını saat 09:14’te siyah bantla kapattığı ve yaklaşık 50 dakika sonra İmamoğlu’nun lobi kameralarına yakalandığı iddia edildi. Toplantının, yolsuzluk soruşturmasında adı geçen “örgüt yöneticisi” ve “para kasaları”yla yapıldığı, emniyet güçlerinin otel yönetimi tarafından engellendiği belirtiliyor. Olay, muhalefet ve iktidar cephesinden geniş yankı buldu.

Olayın Detayları

12 Ekim 2024’te Etiler’de faaliyet gösteren Le Meridien Otel’de, İBB eski Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “örgüt yöneticisi” ve “para kasaları” olarak nitelenen Tuncay Yılmaz, Ertan Yıldız, Adem Soytekin, Fatih Keleş ve Hüseyin Köksal ile bir araya geldiği iddia edildi .
Toplantıdan yaklaşık 50 dakika önce, saat 09:14’te korumalar, toplantı salonunu gören 1. kat koridor kameralarını siyah bantla kapatarak görüntü alınmasını engellemeye çalıştı .
Ancak lobi kameraları unutulunca, İmamoğlu saat 10:04’te ceketsiz ve mavi gömlekle otele girerken bu kameralara yakalandı .

Görüşmenin Arka Planı

Yeni Şafak’ın haberine göre, toplantı “İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili yeni yol haritası”nı belirlemek amacıyla düzenlendi .
SuperHaber ise, soruşturma dosyasındaki delillere değinerek görüşmenin tamamen gizli tutulmak istendiğini, ancak video kayıtlarının ifşa olmasıyla bu amacın bozulduğunu belirtti .

Kamera Kapatma Eyleminin Önemi

Görüşmeyi gizlemek isteyen korumaların kameraları bantla kapatma yöntemi, belediye başkanlığı gibi kamu görevlilerinde şeffaflık tartışmalarını yeniden alevlendirdi .
AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank da sosyal medya paylaşımında, “Saklayacak ya da saklanacak konu yoksa, bir belediye başkanı için neden kameralar bantla kapatılır?” diyerek tepki gösterdi .

Siyasi ve Hukuki Boyutu

Yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan İBB eski Başkanı İmamoğlu’nun adı, “örgüt yöneticisi” ve “para kasaları” sıfatlarıyla dosyaya girdi .
SuperHaber’ın aktardığına göre, emniyet güçlerinin oteldeki inceleme girişimi, otel sahibi Adnan Çebi tarafından engellendi .

Sonuç ve Değerlendirme

Kamu kaynaklarının yönetimi ve şeffaflık ilkesi açısından, üst düzey kamu görevlilerinin bu tür önlemler alması, siyasi zeminde tartışmaları derinleştiriyor. İddiaların soruşturma dosyasındaki yeri ve nihai yargı kararları, olayın akıbetini belirleyecek ana faktörler olacak.

Okumaya Devam Et

Gündem

CHP’li Mahmut Tanal’dan Flaş İddia: 10. Sınıf Coğrafya Kitabında Kanal İstanbul “Propaganda Metni” Olarak Sunuluyor!

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, 10. sınıf coğrafya ders kitabındaki Kanal İstanbul anlatımını “propaganda metni” diyerek eleştirdi. Bu yazıda, Tanal’ın iddiaları, ders kitaplarında geçmiş örnekler, MEB’in resmi duruşu ve projenin teknik detaylarını detaylı şekilde inceledik.

Özet

CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, 10. sınıf coğrafya ders kitabında Kanal İstanbul projesinin “henüz temeli bile atılmamış” bir yatırım olarak gerçekmiş gibi anlatıldığını iddia ederek tartışmanın fitilini ateşledi. Tanal, paylaştığı görseller üzerinden bu içeriğe “propaganda metni” diye tepki gösterirken, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan henüz resmi bir açıklama gelmedi. Kanal İstanbul’un teknik boyutları, proje amaçları ve geçmişte benzer tartışmaların ders kitaplarına yansıması bu makalede ayrıntılı şekilde ele alınıyor.


Mahmut Tanal’ın İddiaları

Ders Kitabındaki İçerik İddiası

  • CHP’li Mahmut Tanal, social media üzerinden yaptığı paylaşımda 10. sınıf coğrafya ders kitabında Kanal İstanbul projesinin, “gerçekleşmek üzere” bir yatırım gibi sunulduğunu öne sürdü .

  • Paylaşılan fotoğraflarda, “Kanal İstanbul projesi hazırlanmıştır”, “açılacak kanalın 50 km uzunluğunda, 120 m genişliğinde ve 50 m derinliğinde olması planlanmaktadır” gibi ifadeler yer alıyor .

“Bu Bir Propaganda Metnidir” Tepkisi

  • Tanal, söz konusu kitabı paylaşırken, “Bu bir ders kitabı değil, propaganda metnidir” diyerek, kitabın siyasi saiklerle hazırlandığı iddiasını dile getirdi .

  • Henüz Milli Eğitim Bakanlığı’ndan veya kitap yayınevinden konuya dair resmi bir açıklama yapılmadı .


Ders Kitaplarına Taşınan Kanal İstanbul Anlatımı

Geçmişte Benzer Örnekler

  • 2023 yılında yayımlanan bir açıköğretim lise coğrafya kitabında da Kanal İstanbul’un “İstanbul’a katacağı değerler” ve Boğaz’daki gemi trafiğinin “tehdit” olarak sunulduğu tespit edilmişti .

  • O kitapta, kanalın Marmara Denizi’ni üçe böleceği ve hafriyatın “karadeniz kıyısının doldurulmasında” kullanılacağı gibi teknik detaylar veriliyordu


Milli Eğitim Bakanlığı ve Resmi Görüş

  • Konu hakkında MEB’den henüz bir açıklama yapılmadı; ne yayınevinden ne de müfredata karar veren kurumlardan resmi bir görüş paylaşılmış değil.

  • Ders kitaplarında yer alan içeriklerin, bilimsel ve tarafsız kaynaklara dayandırılması gerektiği, geçmişte Bakan Yusuf Tekin tarafından da vurgulanmıştı .


Kanal İstanbul Projesi Hakkında Kısa Bilgi

Projenin Amaçları

  • İstanbul Boğazı’nın tarihsel ve kültürel dokusunun korunması, deniz trafiğinin rahatlatılması ve seyir emniyetinin artırılması amaçlanıyor .

  • Olası büyük bir İstanbul depremi dikkate alınarak, modern ve depreme dayanıklı yerleşim alanları oluşturulması planlanıyor .

Teknik Özellikler

  • Kanalın uzunluğu yaklaşık 45 km, taban genişliği minimum 275 metre, derinliği ise 20,75 metre olarak öngörülüyor .

  • Proje güzergâhı Avcılar–Küçükçekmece–Başakşehir–Arnavutköy hattını takip edecek şekilde planlanmış durumda

Tartışmalı Boyutlar

  • Montrö Boğazlar Sözleşmesi kapsamında stratejik ve jeopolitik tartışmalar sürüyor; projenin bu sözleşmeye tabi olup olmayacağı hâlâ muamma .

  • Çevresel, ekonomik ve sosyopolitik riskler muhalefet ve çevreci kuruluşlarca vurgulanıyor .


Sonuç

Mahmut Tanal’ın paylaştığı iddialar, Kanal İstanbul’un ders kitaplarına nasıl yansıdığı ve müfredatın tarafsızlık ilkesine uygunluğu noktasında yeni bir tartışma başlattı. MEB’in henüz bir açıklama yapmaması, kamuoyunda belirsizliği derinleştirirken, benzer örneklerin geçmişte de yaşanmış olması dikkat çekiyor. Hem iktidar hem muhalefet cephesinin eğitim politikalarına dair görüşleri, önümüzdeki dönemde ders kitaplarının içeriğinin nasıl şekilleneceğine ışık tutacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar