Gündem
Ankara’da Parkta Yaşanan Şok Olay: Liseli Kız Öğrenciler Arasında Çatışma ve Tutuklamalar

Açıklama: Ankara’da bir parkta, liseli kız öğrenciler arasında yaşanan olayda, akranlarına tokat atılan öğrencilerin kamera karşısında özür dilediği ve 18 yaşından küçük 4 kız öğrencinin tutuklandığı iddia ediliyor. Olayın detayları ve sonuçları makalemizde.
Giriş
Ankara’da geçtiğimiz günlerde, şehir merkezinde bulunan bir parkta, liseli kız öğrenciler arasında gerçekleşen olay gündeme bomba gibi düştü. Görgü tanıklarının paylaştığı görüntülere göre, bir grup öğrencinin, park ortamında akranlarına tokat attığı ve sonrasında bu hareketin kameralara yansıyarak özür dileme çabası içerdiği bildirildi. Olayın ardından, 18 yaşından küçük 4 kız öğrenci tutuklanarak adliyeye sevk edildiği açıklandı. Bu makalede, yaşanan bu üzücü olayın gelişim süreci, hukuki boyutları ve toplumsal yansımaları detaylı olarak ele alınmaktadır.
Olayın Gelişimi ve Gerçekleşme Şekli
Olay Anı ve Kamera Görüntüleri
-
Olayın Başlangıcı: Ankara’nın popüler parklarından birinde, liseli öğrenciler arasında gergin bir ortam gözlemlendi. Görgü tanıklarının ifadesine göre, olayın başladığı esnada sözlü bir tartışma çıkarken, hareketlerin şiddetlendiği belirtildi.
-
Kamera Kayıtları: Parkta yaşanan çatışma sırasında, bazı öğrenciler cep telefonu ile anlık görüntü kaydı aldı. Kaydedilen görüntülerde, tokatlanma anı ve sonrasında öğrencilerin kamera karşısında özür dilemeye çalıştığı gözlemlendi. Bu durum, olayın kamuoyu tarafından geniş şekilde tartışılmasına neden oldu.
-
Özür Dileme Girişimi: Görüntülerde, tokat atılan akranın yaşanan olay sonrası duyduğu üzüntüyü ve pişmanlığını dile getirmeye çalıştığı, aynı zamanda mağdurun yeniden benzer olayların yaşanmaması için özür dilediği anlar yer aldı.
Tutuklamalar ve İlk Müdahaleler
-
Polis Müdahalesi: Olayın devam eden gerginliği nedeniyle, olay yerine hızla ulaşan güvenlik güçleri, durum kontrol altına alınması amacıyla müdahalede bulundu. Yapılan ilk incelemelerde, olay sırasında kaydedilen görüntüler polis kayıtlarına intikal etti.
-
Tutuklama Kararı: Yetkililer tarafından yapılan açıklamaya göre, olayda 18 yaşından küçük 4 kız öğrencinin suç işlendiği gerekçesiyle tutuklandığı bildirildi. Olayın detaylarına ilişkin soruşturmanın genişletildiği ve adli sürecin başlatıldığı öğrenildi.
Hukuki Boyut: Tutuklamaların ve Soruşturmanın Değerlendirilmesi
Suç ve Sorumluluk
-
Suçlamalar: Yetkililer, öğrencilerin olay anında fiziksel şiddet unsuru taşıyan davranışlar sergilediğini belirterek, bu eylemlerin suç kapsamına girdiğini ifade etti. Olayın ardından yapılan incelemelerde, mağdur öğrencinin fiziksel yaralanma riskine maruz kaldığı tespit edildi.
-
Çocuk Koruma Kanunu: Olayda 18 yaşının altındaki bireylerin yer alması, Çocuk Koruma Kanunu çerçevesinde yasal değerlendirmeye tabi tutuldu. Uzmanlar, bu tür olayların genç bireyler üzerindeki olumsuz psikolojik etkilerine dikkat çekti.
-
Adli Süreç: Tutuklanan öğrenciler hakkında başlatılan adli süreç, olayın tüm yönleriyle incelenmesi amacıyla geniş kapsamlı bir soruşturmanın parçası olarak devam ediyor. Hukuk danışmanları, bu tür olayların gelecekte benzer durumların önlenmesi için önemli bir örnek teşkil ettiğini belirtiyor.
Sosyal Medya ve Kamuoyu Tepkileri
-
Sosyal Medya: Kamera görüntülerinin sosyal medyada hızla yayılması, kamuoyunda geniş yankı buldu. Birçok kullanıcı, olayın yaşandığı ortamın ve öğrencilerin davranışlarının eleştirisini yaparken; bazıları ise olayın etkilerinin uzun süre devam edeceğini ifade etti.
-
Toplumsal Endişe: Olay, gençler arasında yaşanan şiddetin, eğitim kurumlarının ve ailelerin kontrolünde tutulması gerekliliğine dair tartışmaları yeniden alevlendirdi. Uzmanlar, benzer olayların önlenmesi için toplumsal bilinçlendirme çalışmalarının artırılmasının gerekliliğine vurgu yaptı.
Uzman Görüşleri ve Psikolojik Değerlendirmeler
Psikolojik Etkiler
-
Mağdur ve Saldırgan Psikolojisi: Uzmanlar, ergenlik dönemindeki bireylerin duygusal dalgalanmalar yaşadığını, bu durumun sosyal baskı ve iletişim eksikliği ile daha da tetiklenebileceğini belirtiyor. Olayın mağduru olan öğrencinin bu tür davranışların sonucunda psikolojik travma yaşayabileceği düşünülüyor.
-
Özür Dileme Davranışı: Kamera karşısına alınarak özür dileme girişimi, toplum içinde yanlış davranışların düzeltilmesi için atılan adımlar olarak değerlendirilebilir. Ancak, bu durumun gerçek bir pişmanlık mı yoksa sadece sosyal baskıya bağlı bir tepki mi olduğu ise soru işaretleri oluşturuyor.
Eğitimcilerin ve Ailelerin Rolü
-
Eğitimciler: Olayın ardından, okul yönetimlerinin ve öğretmenlerin, öğrencilerin yaşadığı psikolojik sorunları ve sosyal uyum eksikliklerini göz önünde bulundurarak, rehberlik faaliyetlerini artırması gerektiği vurgulandı.
-
Ailelerin Sorumluluğu: Ayrıca, aile ortamının genç bireylerin davranışları üzerinde büyük etkisi olduğu göz önünde bulundurularak, velilere yönelik bilinçlendirme seminerlerinin düzenlenmesi önerildi. Ailelerin, çocuklarına uygun iletişim ve empati yöntemleri kazandırması, benzer olayların yaşanmasını engelleyebilir.
Olayın Toplumsal ve Hukuki Yansımaları
Kamuoyu ve Medyanın Rolü
-
Medya Analizleri: Olay, yerel basında geniş yer bulurken, medyanın olayın tüm yönlerini objektif olarak değerlendirmesi bekleniyor. Bazı medya kuruluşları, olayın genç nüfusu olumsuz etkileyecek bir örnek teşkil ettiğini belirtirken, bazıları ise durumun kısa süreli bir tepkime olduğunu savundu.
-
Kamuoyu Anketleri: İlk anket sonuçlarına göre, toplumun büyük bir kesimi, gençler arasında yaşanan bu tür olayların daha ciddi şekilde ele alınması gerektiğini ve eğitim kurumlarının, sosyal medya üzerinden yayılan şiddet görüntülerine karşı daha duyarlı olması gerektiğini belirtti.
Hukuki Sonuçların Önemi
-
Adaletin Tesisi: Tutuklama kararlarının adalet sistemi tarafından titizlikle ele alınması, benzer olayların caydırıcılığı açısından büyük önem taşıyor. Hukuk uzmanları, mahkemelerin bu tür olaylarda vereceği kararların, gençler arasında yaşanan şiddetin azaltılmasında etkili olabileceğini ifade ediyor.
-
Gelecek Önlemleri: Olayın ardından, kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından gençlerin sosyal medya kullanımının ve okul ortamlarındaki davranışlarının yakından izlenmesi gerektiğine dair açıklamalar yapıldı. Bu tür önlemler, ileride benzer olayların yaşanmasının önüne geçme amacını taşıyor.
Sonuç ve Değerlendirme
Ankara’da parkta meydana gelen bu üzücü olay, gençler arasındaki iletişim sorunları ve toplumsal baskının önemli bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Olayda yer alan öğrencilerin tutuklanması, hem yasal süreç hem de toplumsal bilinçlenme açısından önemli bir örnek teşkil ediyor. Uzmanların belirttiği üzere, bu tür olayların tekrar yaşanmaması için aile, okul ve toplumun birlikte çalışması büyük önem taşıyor. İlerleyen dönemlerde, benzer vakaların önüne geçilmesi için daha kapsamlı eğitim programları ve psikolojik destek hizmetlerinin devreye alınması bekleniyor.
Gündem
“Eşim ve ben bir ağaçtan kopmuş dallar gibiyiz. Dayanılmaz acılarla yaşıyoruz.”
“Eşim ve ben bir ağaçtan kopmuş dallar gibiyiz. Dayanılmaz acılarla yaşıyoruz.”
hazırlayan: Fatih Doğan
Gazze’ye dönen bir aile, buldozerlerle yıkılmış mezarlar ve çok az umutla karşılaşır.
Hiba ve Muhammed, İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşında çok acı çekmişlerdir ve geleceğe dair pek bir beklentileri yoktur.
Gazze Şehri – Hiba el-Yazji ve eşi Muhammed, son iki yıldır cehennem azabı çektiler ve geri döndüler. İsrail saldırılarında onlarca aile üyesini kaybettiler. Evleri yok oldu. Birçok kez yerlerinden edildiler. Ve şimdi, geleceğin kendilerine ve 10 yaşındaki kızları İman’a ne getireceğinden emin olmadan bekliyorlar.
Aile, Gazze ateşkesinin başlamasından birkaç gün sonra, ancak İsrail saldırılarının anlaşmayı çökertmekle tehdit etmesinden sadece bir gün önce, geçen Cumartesi günü Kuzey Gazze’ye geri döndü.

Hiba, çadırının yanında dağınık eşyalarını düzenlerken uzaktan gelen patlamaları duyduğunu ve savaşın geri dönüp dönmediğini merak ettiğini söyledi. Bu durum, aileyi muhtemelen güneye geri dönmeye ve savaş sırasında defalarca yaptıkları bir yolculuğu tekrarlamaya zorlayacaktı.
Hiba, günler sonra Al Jazeera’ya, ailesinin çadırının kurulu olduğu kum yığınının üzerine bir sandalye çekip otururken, “Dürüst olmak gerekirse artık hiçbir şey anlamıyoruz,” dedi.
Aile öldürüldü
İsrail’in geçen Pazar günü en az 42 kişiyi öldürdüğü şiddetli şiddet olaylarının ardından ateşkes büyük ölçüde sürdürüldü.
Ancak Hiba ve Muhammed son iki yılda o kadar çok acı çektiler ki, gelecekleri konusundaki belirsizlikleri anlaşılabilir.
Çift, savaş başladığında Kuzey Gazze’de kalmıştı. Ancak savaşın başlamasından iki aydan kısa bir süre sonra bu karar onlara pahalıya mal oldu.
“Bütün ailemi kaybettim: Babamı, annemi, tüm kardeşlerimi. Aynı zamanda kuzenim olan kocam da tüm ailesini kaybetti,” dedi. Gözleri yaşlarla doluyken, Mohammad sessizce yanında oturuyordu ve kendi gözleri kıpkırmızıydı.
3 Aralık 2023’te, Gazze Şehri’nin Şeyh Rıdvan semtindeki dört katlı aile evleri bombalandı. Bu ev, diğer bölgelerden gelen birkaç akrabanın da sığındığı evdi.
Hiba, Mohammad, kızları İman ve Hiba’nın küçük erkek kardeşi, enkazın altından hafif yaralı olarak çıkarılan tek kurtulanlardı.
Saldırıda, geniş ailelerinden 60 kişi hayatını kaybetti.
“Neredeyse tüm ailem yok oldu: annem, babam, altı kardeşim, eşleri ve çocukları. Eşimin ailesi de -anne babası, kardeşleri ve çocukları. Amcalarım ve ailelerinin hepsi öldürüldü,” dedi Mohammad.
Mohammad, anne babası, altı kardeşi, çocukları ve eşleri de dahil olmak üzere toplam 36 akrabasını kaybetti.
Hiba aynı grevde anne babasını, dört kardeşini ve iki yeğenini kaybetti.

Buldozerle yıkılmış mezarlar
Dışarıdan bakan biri için Hiba ve Muhammed’in yaşadığı kayıplar neredeyse akıl almaz. Savaş sona ermiş olsa bile, bu öylece geçip gidebilecekleri bir şey değil.
“Ölmek istiyordum,” dedi. “Kocam ve ben bir ağaçtan koparılmış dallar gibiyiz. Dayanılmaz bir acıyla yaşıyoruz. Keşke bir saldırı bizi de alsaydı. Hayatta kalmak bir ceza gibi.”
Eylül ayında, İsrail tankları yaklaşırken çift, güneye gitmek üzere Gazze Şehri’nden ayrıldı. Ancak bildikleri her şeyden uzakta, mülteci kamplarındaki hayatın dayanılmaz olduğunu gördüler.
Ateşkes nedeniyle İsrail’in Gazze Şehri’ne ilerlemesi durdurulunca geri dönmeye karar verdiler.
Ama hiçbir şey onları bulacakları şeye hazırlamamıştı.
Gazze’de emlak işleriyle tanınan ailesinden Muhammed, “Tüm aile evlerimiz yıkıldı, hatta yakın zamanda taşındığımız ev, eşimin ailesinin evi bile yok oldu. Arabalarımız, düğün salonu işletmemiz, hepsi yerle bir oldu,” dedi.
FatihDoganMedya
Gündem
Donald Trump’tan Hamas’a 48 saatlik uyarı: “Esir cenazelerini geri verin, aksi halde diğer ülkeler harekete geçecek”
Tarih: 26 Ekim 2025
Saat: 03:10
Okuma süresi: ~4 dakika
Eski ABD Başkanı ve o günkü yetkili açıklamalarında etkin rol oynayan isim Donald Trump, Truth Social üzerinden paylaştığı mesajda Hamas’a 48 saatlik bir süre vererek elinde tuttuğu “ölü esir cenazelerini” iade etmesi gerektiğini; aksi hâlde “barış anlaşmasına taraf diğer ülkelerin harekete geçeceğini” söyledi. Trump, açıklamasında aralarında iki Amerikan vatandaşının cenazelerinin de bulunduğunu belirtti.

PALM BEACH, FLORIDA – DECEMBER 16: U.S. President-elect Donald Trump speaks at a news conference at Trump’s Mar-a-Lago resort on December 16, 2024 in Palm Beach, Florida. In a news conference that went over an hour, Trump announced that SoftBank will invest over $100 billion in projects in the United States including 100,000 artificial intelligence related jobs and then took questions on Syria, Israel, Ukraine, the economy, cabinet picks, and many other topics. (Photo by Andrew Harnik/Getty Images)
Başlık altı (lead)
Trump, Gazze-İsrail hattında sağlanan barış/ateşkes mutabakatının işlemesi için Hamas’ın kalan ölü esir cenazelerini derhal iade etmesini talep etti ve “48 saat içinde somut bir ilerleme” beklediğini vurguladı; aksi durumda anlaşmaya taraf ülkelerin adımlar atacağını belirtti.
Haber Detayı
Trump’ın mesajı ve platformu
Trump, söz konusu uyarıyı Truth Social hesabından yaptı; mesajında “Hamas, ölü esir cenazelerini hemen iade etmeye başlayacak; bazı cenazeler ulaşılması zor yerlerde olabilir ama birçoğunu hemen verebilirler” ifadelerini kullandı ve sürecin yakın takibinde olduğunu yazdı.
Neden bu talep önemli?
Son dönemde yürütülen ateşkes/ceasefire görüşmeleri kapsamında karşılıklılık esasına dayanan bir protokol üzerinde anlaşma sağlanmıştı: canlı esirlerin ve ölü cenazelerin iadesi, karşılığında belirli sayıda mahkûmun serbest bırakılması ve kademeli tavizler öngörülüyordu. Trump’ın açıklaması, bu takvimin aksaması halinde anlaşmanın işlemez hâle gelme riskine işaret ediyor.
“Diğer ülkeler harekete geçecek” iddiası
Trump, mesajında anlaşmaya taraf diğer ülkelerin—özellikle sürece arabuluculuk eden veya garantör pozisyonundaki ülkelerin—Hamas’ın işbirliği yapmaması hâlinde müdahaleye veya yaptırımlara yönelebileceğini ima etti. Haber ajansları ve bölge medyası, Trump’ın bu ifadelerini “uyarı/ultimatom” olarak değerlendirdi.
Sürecin mevcut durumu ve belirsizlikler
Bazı haber kaynaklarına göre (resmî kaynak açıklamaları ile karşılaştırıldığında), Gazze içindeki kaotik durum ve farklı silahlı grupların varlığı nedeniyle tüm cenazelerin hemen iade edilmesi lojistik ve güvenlik sorunları doğuruyor; buna rağmen Trump ve anlaşma ortakları geri dönüş bekliyor. Uzmanlar, zaman baskısının hem siyasi gerilimi tırmandırabileceği hem de tanımlama ve adli süreçleri zorlayabileceği uyarısında bulunuyo
Olası sonuçlar
-
Hamas’ın iade talimatına uyması: Ateşkes hattında güvenin güçlenmesi; esir aileleri için hızlı bir sonuç; anlaşma mekanizmalarının devreye girmesi.
-
Hamas’ın isteksiz veya gecikmeli yanıtı: Anlaşma ortaklarının yaptırım veya daha geniş diplomatik/askeri baskı araçlarını konuşmaya başlaması; bölgesel gerilimin tırmanması.
Bölge uzmanları, “48 saatlik baskının pratikte kısa” olduğunu; ancak siyaseten bir hareketlilik yaratma amacı taşıdığını belirtiyor. Uzmanlar ayrıca tespit, adli inceleme ve kimliklendirme süreçlerinin aceleye getirilmemesi gerektiğini; aksi hâlde insani ve hukuki problemlerin derinleşebileceğini vurguluyor.
Trump’ın 48 saatlik uyarısı, hem sahadaki insani drama hem de diplomatik sürecin kırılganlığını bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Önümüzdeki 48 saat içinde Hamas’tan somut bir iade adımı gelirse süreç rahatlayabilir; gelmezse bölgesel aktörlerin devreye girme ihtimali güçlenecektir.
Gündem
İstanbul’un 4 ilçesinde 1 günlük gösteri yasağı: Valilik “sanal devriye” raporuna göre önlem aldı
İstanbul’un 4 ilçesinde 1 günlük gösteri yasağı: Valilik “sanal devriye” raporuna göre önlem aldı
Tarih: 26 Ekim 2025 — Saat: 01:13 (İstanbul).
Okuma süresi: ~2 dakika
İstanbul Valiliği, İl Emniyet Müdürlüğü’nün “sanal devriye” çalışmalarıyla elde edilen istihbarat doğrultusunda Beyoğlu, Bayrampaşa, Kağıthane ve Şişli ilçelerinde 26 Ekim 2025 günü (00:01–23:59) süreyle her türlü açık alan toplantısı, gösteri yürüyüşü, çadır/stand kurma, oturma eylemi, imza kampanyası, anma töreni, el ilanı dağıtımı ve pankart/afiş asma gibi etkinlikleri yasakladı. Kararda, olası provokatif eylemlerin önlenmesi ve kamu güvenliğinin sağlanması amaçlandığı belirtildi.

Haber Detayı
İstanbul Valiliği tarafından yapılan basın açıklamasında, İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin yürüttüğü sanal devriye faaliyetleri kapsamında bazı grupların izinsiz toplanma, yürüyüş ve protesto hazırlığında olduğu tespit edildiği vurgulandı. Valilik, bu tespitler ışığında toplumun huzur ve güvenliğini korumak amacıyla geçici bir yasak kararı alındığını bildirdi.
Yasak kararının hukuki dayanakları olarak 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ile 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun ilgili maddeleri gösterildi. Kararın belirtilen saatler arasında uygulanacağı ve ihlallerin ilgili mevzuat çerçevesinde işlem gerektireceği ifade edildi.
Valiliğin açıklaması ayrıca vatandaşlardan ve sivil toplum kuruluşlarından yasaklanan faaliyetlere uymaları, kamu düzenini zedeleyici davranışlardan kaçınmaları ve güvenlik güçlerine yardımcı olmaları yönünde çağrı içeriyor. Güvenlik makamları da sahada gerekli tedbirleri alacaklarını duyurdu.
Etkilenen ilçeler ve kapsam
-
Beyoğlu — açık alan toplantıları ve gösteriler yasak.
-
Bayrampaşa — aynı düzenlemeler geçerli.
-
Kağıthane — tüm açık etkinlikler 1 günlüğüne durdurul
-
Şişli — yürüyüş ve gösteri yasağı kapsamında.
Yasak, 26 Ekim 2025 günü saat 00:01’den 23:59’a kadar uygulanacak şekilde duyuruldu.
Vatandaşa kısa bilgilendirme
-
Yasak kapsamındaki etkinlikler duyurulduğu saatler içinde yapılmamalıdır.
-
Kamu düzenini bozacak herhangi bir toplanma güvenlik güçlerince engellenebilir ve yasal işlem başlatılabilir.
-
Vatandaşlar çevrelerindeki gelişmeleri resmi kaynaklardan takip etmeli; Valilik veya Emniyet’in ek duyuruları varsa onlara göre hareket etmelidir.
-
Teknoloji1 hafta önceChatGPT’nin erkeklere verdiği “korkunç flört tavsiyeleri”
-
Son Dakika1 hafta önceSon dakika deprem mi oldu? Az önce deprem nerede oldu? İstanbul, Ankara, İzmir ve il il AFAD son depremler 17 Ekim 2025
-
Teknoloji6 gün önceNASA astrofizikçisinden yeni teori: Uzaylılar “sıkıcı” olabilir
-
Teknoloji4 gün önceOpenAI, ChatGPT tarayıcısını tanıttı: Mac kullanıcılarına özel
-
Teknoloji1 hafta önceJaponya’da yapay zeka ile deepfake içerik suçuna gözaltı
-
Teknoloji1 hafta önceSamanyolu’nun merkezindeki kara delik uzay-zamanı nasıl büküyor?
-
Ekonomi6 gün önceCANLI ALTIN FİYATLARI 20 EKİM: Haftanın ilk gününde altın fiyatları ne kadar? (Gram, çeyrek, yarım ve tam altın fiyatı)
-
Spor7 gün önceFenerbahçe 2-1 Fatih Karagümrük — Maç Sonucu ve Detaylı Özet
